ABD Lİ GENERAL KÜRDİSTANI KURMAK İÇİN BURADAYIZ..DEDİ..,
KÜRDİSTAN:ABD'Lİ SUBAYDAN İTİRAF;KÜRDİSTAN'I KURMAK İÇİN
ABD'Lİ SUBAY'DAN TÜRK KOMUTANA İTİRAF:
"KÜRDİSTAN'I KURMAK İÇİN BURADAYIZ"
3 yıl aralıksız PKK'ya karşı operasyonlarda görev alan Hakkari Dağ Komando Tugayı 4. Tabur Komutanı Emekli Binbaşı Serhat Karadeniz, Kuzey Irak'ta ABD'li bir Yarbay ile yaptığı görüşmeyi ilk kez Adınlık'a açıkladı. 1993-95 arası Kuzey Irak'a düzenlenen 15 operasyonun başında bulunan Binbaşı Karadeniz, bir operasyon sırasında ABD İrtibat Subayı Yarbay North ile görüştüğünü ve North'un Kuzey Irak'ta Kürdistan'ı kurmak amacıyla bulunduklarını açıkça söylediğini anlattı.
Haber: Ufuk Akkaya-Şenol Çarık
E. Binbaşı Serhat Karadeniz Aydınlık'a Açıkladı:
"Abd Yarbayı Kürdistan'ı Kurmak İçin Buradayız Dedi"
3 yıl aralıksız PKK'ya karşı operasyonlarda görev alan Hakkari Dağ Komando Tugayı 4. Tabur Komutanı E. Binbaşı Karadeniz, K. Irak'a düzenledikleri bir operasyon sırasında ABD İrtibat Subayı Yarbay North ile görüştüklerini ve North'un K. Irak'ta Kürdistan'ı kurmak amacıyla bulunduklarını açıkça söylediğini Aydınlık'a açıkladı.
İngiliz Daily Telegraph gazetesinin, ABD'li subayların, PKK'lılarla düzenli toplantılar yaptığını yazması ABD-PKK ilişkilerini tekrar gündeme getirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri, 1993, 1994 ve 1995 yıllarında Kuzey Irak'a pek çok operasyon yaptı. O yıllarda Hakkari Dağ Komando Tugay Komutanlığı'nda görevli 4. Tabur Komutanı Emekli (E.) Binbaşı Serhat Karadeniz, Kuzey Irak'ta görevli ABD'li Yarbay ile yaptı görüşmeyi ilk kez Aydınlık'a anlattı.
Aydınlık- 1993-94-95 yıllarında Hakkari'de Dağ Komando Tabur Komutanlığı yaptınız ve PKK'ya karşı savaş verdiniz. O yıllara dönersek neler yaşadınız?
E. Binbaşı Serhat Karadeniz- Terör olayları 92 ve 93 yıllarında en üst seviyeye çıkmıştı. O dönemde Güneydoğu Anadolu'da görev yapmanın mutluluğunu duyan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personellerinden biri de benim. O yıllarda PKK ile mücadele etmek daha zordu. Hakkari'de görev yaptığım yıllarda hiçbir zaman bina içerisinde kalmadık. 4. Dağ Komando Taburu olarak devamlı üs bölgelerinde çadırlarda kaldık. Bu dönem zarfında da 15 kez irili ufaklı, bir haftadan iki aya kadar Kuzey Irak'a operasyon düzenledik. Yol olmadığı için oraları adım adım biliyorum. Anılarım bir kez daha gözümün önüne geldi. Oradaki mücadelemiz ve birçok olay.
"ABD STRATEJİK HASIM"
Aydınlık- Türkiye'nin gündeminde de ağırlıklı olarak. ABD-PKK ilişkisi bulunuyor. ABD'li Komutanların PKK'lılarla Irak'ın Kuzeyi'nde ve Kandil Dağı'nda bir araya geldikleri ortaya çıktı. Siz Kuzey Irak'a düzenlenen operasyonlarda bu durumla karşılaştınız mı?
Karadeniz- Bu konuya "ABD bizim stratejik müttefikimiz mi, yoksa stratejik hasmımız mı?" değerlendirmesini yaparak girmek gerek. Önce buna karar vermemiz lazım. Doğru teşhis koymadan tedaviyi yanlış uygularız. Bence bugüne kadar doğru teşhis koyamadık ve tedaviyi de yanlış uyguladık. ABD ile Türkiye'nin menfaatleri Ortadoğu ve Türkiye toprakları üzerinde çatışmaktadır. Bu yüzden ABD bizim müttefikimiz olamaz. ABD hasmımız.
"TSK'da M-16 Yokken PKK'dan M-16 Piyade Tüfeği Yakalıyorduk"
Hakkari'de görev yaptığım dönemde bunun örneklerini yaşadık. O yıllarda basında bu kadar yer almayan ABD'nin faaliyetleri artık ayyuka çıkmış durumda. Artık kendileri de kabul ediyor PKK'nın elindeki silahların ABD menşeli olduğunu. İkiyaka Dağları'nda bir operasyonda PKK'lılardan M-16 piyade tüfekleri ele geçirdik. Bu tüfekler o yıllarında ABD askerinin piyade tüfeğiydi. Henüz bu tüfekler TSK da bulunmuyordu. O zaman bunun bir rastlantı olmadığını düşünüyorduk.
"İncirlik'ten Kalkan Çekiç Güç Helikopterlerinin Pkk'ya Malzeme Attığını Gözlerimle Gördüm"
Kuzey Irak'a yaptığımız bir operasyon sırasında da bir ABD helikopterinin bizim çatışma içerisinde olduğumuz bölgedeki PKK'lılara malzeme attıklarını teşhis ettik, gözlerimizle gördük. İncirlik'ten kalkan Çekiç Güç uçakları PKK'ya havadan malzeme desteğinde bulunuyorlardı . Çekiç Güç de yanlış bir teşhisdi. Türkiye o dönemde üslerinde denetimini sağlayamıyordu. Bu olay diplomatik yolla protesto edildi ancak gelen cevap çok komikti: "Biz onu peşmergelere atıyorduk yanlışlıkla oraya gitmiş"
"Genelkurmay Gece Uçan Helikopteri Vur Emri Yayınladı"
Aydınlık- ABD'nin PKK'ya başka yollardan da destek verdi mi?
Karadeniz- Bu konuyla ilgili aslında başımızdan çok olay geçti. O yıllarda TSK helikopterlerinin gece görüş imkanı olmadığından gece görevlerine çıkamıyorduk. İlk kez 1993'te TSK'nın çok eleştirilen ve terörle mücadelede yüksek başarıları olan tamamen astsubay ve subaylardan oluşan özel harekattan arkadaşlarımıza Cudi Dağı'na gece operasyon düzenleme emri geldi. Bu operasyon için pilotlarımız sadece gece görüş gözlüğü takarak helikopteri kaldırabildi. Helikopter Cudi'ye inerken bir PKK mensubu bizim helikopteri yönlendiriyor. Sanki helikopter yönlendirme kursu görmüş bir uzman gibi. Bizim tim şaşırıyor görev yerlerine iniyor ve mevziye giriyor. PKK'lı o zaman anlıyor ve bunlar Türkiye Cumhuriyeti askeri deyince çatışma çıkıyor. Bu da oldukça enteresan bir durum. PKK'lı Cudi Dağı'na gece inen helikopteri Türkiye Cumhuriyeti helikopteri değil de başka bir ülkenin helikopteri olarak karşılıyor ve yönlendirmede bulunuyor. Bu "dört ayaklıdır, damlarda dolaşır, miyav miyav der" bilin bakalım bu kimdir bilmecesine benziyor. Cudi'ye inen helikopter TSK helikopteri değilse kimin helikopteri. Tabiî ki İncirlik üssünden kalkan ABD helikopteri. Bu olayın ardından Genelkurmay Başkanlığı yazılı bir emir yayınladı ve geceleri uçan helikopterlerin düşürülmesi emri verildi.
Abd'li Yarbay: Burada Kürdistan Kurulacak
Aydınlık- O dönemde Çekiç Güç subaylarıyla da görüşmeleriniz oldu mu?
Karadeniz- 1994 yılının Haziran ya da Temmuz ayında Kuzey Irak'ta bir ABD'li Yarbay ve peşmergelerle karşılaştık. ABD askeri Yarbay North'un burada ne işi olduğunu sorduk? Oda bizim Kuzey Irak'ta ne işimiz olduğunu sordu. Bende PKK'lıları kovaladığımızı söyledim. Yarbay North da "burası PKK'lıların değil gördüğünüz gibi Kuzey Iraklıların" dedi. Kendisinin resmi olarak askeri irtibat subayı olduğunu söylemişti. Bizim Süleymaniye'deki özel kuvvetlerden oluşan irtibat subaylarımız gibi. Ve sonra Yarbay North ile aramızda şu diyalog geçti:
Yarbay North- "Kürdistan için Kuzey Irak'tayız. Burada Kürdistan kurulacak."
Binbaşı Karadeniz- "Bizim çıkarlarımıza aykırı, kurdurmayız."
Yarbay North- "Kürdistan'ı kabul etmezseniz o zaman savaşırsınız."
Binbaşı Karadeniz- "Biz zaten Kuzey Irak'a çiçek toplamaya girmedik, bir mücadeleyi zaten yürütüyoruz."
Yarbay North- "O zaman ABD ile savaşırsınız."
Aydınlık- Nisan ayından bu yana bir sınırötesi harekat gündemde. Ancak şu ana kadar bu operasyon yapılmadı. Siz bunu neye bağlıyorsunuz?
Karadeniz- TSK, kendisine verilen emirleri uygular. Asker planlamasını yapar, emri alır ve uygular. Genelkurmay Başkanımız bu soruya "Kuzey Irak'a operasyon yapmamızın faydası var, TSK hazırdır. Siyasi irade gerek" diyerek yanıt verdi. Operasyon kararını iktidar verir.
"TÜRKİYE'NİN ABD İLE ÇATIŞMASI KAÇINILMAZDIR"
Aydınlık- Türkiye PKK'dan nasıl kurtulur?
Karadeniz- Stratejik müttefikimiz ABD'yi hasım ilan ederse. Tezkerede olduğu gibi düşman ordusunu topraklarına bastırmazsa.
Aydınlık- ABD'nin Kuzey Irak'a çekilmesi söz konusu. Bu TSK ile sıcak bir çatışmayı gündeme getirebilir mi?
Karadeniz- TSK ile ABD arasında bir savaş çıkacağı bir kehanet değil. Eğer bu gidişat değişmezse bu kavga sıcak çatışmaya dönüşecektir. Türkiye'nin ABD ile çatışması kaçınılmazdır.
Aydınlık- Türkiye'ye içerden ve dışarıdan federasyon dayatılıyor.
Karadeniz- Ben Doğu ve Güneydoğu'ya 2 yaşımda ayak bastım. Oradaki insanla kaynaştım ve Doğu'nun insanını da araziyi de çok iyi tanırım. Oradaki yurttaşlarımızın federasyon veya ayrılık diye bir düşüncesi yok. Doğu'daki vatandaşlarımız "ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım" diyor. Biz de ayrılık hareketi yok kandırılmış kişiler var.
Aydınlık- Son sözünüz…
Karadeniz- TSK'dan emekli olunur ancak vatan sevgisinden emekli olunmaz…
ERDOĞAN VE GÜL'ÜN ABD'YE VERDİĞİ SÖZLER AÇIKLANMALI
Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir döneme giriliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nicholas Burns, Şubat ayındaki siyasi temasların devamı olarak Türkiye'ye geliyor. Burns, ziyaret öncesinde katıldığı bir toplantıda Erdoğan ve Gül için "güvenilir isimler. Bize verdikleri sözleri tuttular" demişti. Kamuoyu Gül'le Erdoğan'ın Amerika'ya hangi sözleri verdiğini ve bunların hangilerinin yerine getirildiğini soruyor.
Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi, Erdoğan'ın yeni kabineyi oluşturmasıyla Türk-Amerikan ilişkileri yeni bir döneme giriyor. Amerikan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nicholas Burns, Haziran ayında seçimler nedeniyle ertelenen yıllık siyasi istişareler için Türkiye'ye geliyor. Ziyaret Salı günü İstanbul'da başlayacak. Burns, Fener Rum Patriği Bartholomeos ve büyük patronlarla görüşecek. Ardından Çarşamba günü Ankara'ya geçecek; Gül, Erdoğan ve Dışişleri Müsteşarı Ertuğrul apakan ile bir araya gelecek.
Temsilciler Meclisi'ndeki Ermeni tasarısı, Irak, İran, petrol hatları ile Heybeliada Ruhban Okulu'nun ve Ermenistan sınırının açılması konuları gündemde olacak.
Burns, Aatlantik Konseyi adlı düşünce kuruluşunun geçen hafta Washington'da yaptığı toplantılarda bu konuları dile getirmişti. Burns'un asıl dikkat çeken açıklaması ise Gül ve Erdoğan için söylediği sözlerdi. AKP ve Gül'ün seçilmesinden büyük memnuniyet duyduklarını söyleyen Burns, "Gül ve Erdoğan güvenilir isimler. Bize verdikleri sözleri tuttular" demişti.
İşte bu açıklama soru işaretleri yarattı. Kamuoyu cumhurbaşkanı ve Başbakan koltuğunda Gül ve Erdoğan'ın Amerika'ya hangi sözler verdiğini soruyor. Bu sözler kişisel olarak mı yoksa bulundukları makam adına mı verildi? Amerika'ya verilen sözlerin hangileri yerine getirildi? Verilen sözler karşılığında ne alındı?
ABD HEYETİ, KUZEY IRAK'TA BARZANİ'YLE GÖRÜŞTÜ
Dün akşam ABD Kongresi'nden bir heyet, Mesud Barzani'yi, Selahaddin kasabasındaki karargahında ziyaret etti. Barzani, ABD'den Kuzey Irak'a daha fazla destek vermelerini istedi.
Görüşmede, 'komşu ülkelerin Irak'ın içişlerine karışması' ile Irak'ta federalizm sisteminin uygulanması konuları ele alındı.
Barzani, ABD'li Kongre üyelerinden Kuzey Irak'a daha fazla destek ve önem verilmesini istedi.
Görüşmede öne çıkan diğer gündem maddeleri ise petrol kanunu ve petrol gelirlerinin değerlendirilmesi, Irak, ABD ve bölgenin çıkarına olan güçlere karşı tutumun niteliği oldu.
Görüşmenin bir diğer bölümünde Irak'a komşu ülkelerin Irak karşısındaki tavrına değinilirken, bölgedeki ülkelerin Irak'ın içişlerine karışmasına ilişkin iddialar konuşuldu.
Mesud Barzani, Irak'taki siyasi süreç ve sürecin ilerlemesinin önündeki engel ve sorunların federal sistem sayesinde çözülebileceğini söyledi.
AZERBAYCAN'DAN FETHULLAH'A YASAK
Azerbaycan devleti, Fethullah Gülen'in Samanyolu televizyonunu kapattı. Fethullah Gülen'e karşı Azerbaycan'da mücadele yürüten Yeni Çağ Gazetesi kurucusu ve başyazarı Akil Alesker, kararı doğru bulduklarını açıkladı. Alesker, Fethullah Gülen cemaatinin Azerbaycan'daki faaliyetlerini ilk kez Ulusal Kanal'dan açıklamıştı.
Azerbaycan ulusal frekansı üzerinden yayın yapan Fethullah'ın Samanyolu televizyonu, 15 Eylül'de kapatıldı. Konuyla ilgili bilgi almak için Samanyolu televizyonunu aradık. Ancak yetkililerin yerine santral görevlisiyle görüşebildik. Görevli ilerleyen günlerde konuyla ilgili basın açıklaması yapılacağını söyledi.
Azerbaycan İlahiyatçılar Birliği Başkanı ve Yeni Çağ gazetesi başyazarı Akil Alesker, kararı doğru bulduklarını ancak, bir süredir Samanyolu televizyonunun Hazer televizyonu olarak yayına devam edeceği yönünde duyumlar aldıklarını söyledi.
Akil Alesker, Fethullah Gülen'in Azerbaycan'daki faaliyetlerini ilk kez Ulusal Kanal'dan açıklamıştı. Fethullah Gülen'in müslüman olamayacağını belirten Alesker, Amerika'nın Türkiye'deki en büyük ortağının Fethullah Gülen olduğunu söyledi.
Alesker şöyle konuştu: "Kendisinin Hoşgörü ve Diyalog kitabına bakın. O kitabın siparişçisi kimdir? Ve aynı zamanda Fethullah Gülen'in Vatikan seferini organize eden grubun adı da Zaman gazetesinin yazdığı şekilde ADL, "yani Türkler soykırım yapmıştır" diyen Yahudi kuruluşu var. Diğer taraftan da Türk okulları adı altında Fethullah Gülen Azerbaycan'a geliyor. Fethullah Gülen'in okullarının mezunları Türk dilini o kadar iyi bilmiyor, İngilizce'yi biliyor. O zaman bu Türk okulu değil İngiliz okulu".
Akil Alesker, Türk devleti eliyle Azerbaycan'a büyük paralar sokulduğunu ve Kafkas Medya Kurumu gibi medya kuruluşları vasıtasıyla da örgütlenmeye çalıştıklarını açıklamıştı.
TSK IRAK SINIRINDA OPERASYON BAŞLATTI
Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak sınırı bölgesinde kapsamlı bir operasyon başlattı. 80 bin askerin katıldığı sonbahar operasyonu sırasında sınır geçişlerini önlemek için Irak'ın kuzeyine yönelik topçu ateşi de tekrar başladı. Operasyonların 15 gün devam etmesi planlanıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak sınırı boyunca kapsamlı bir operasyon başlattı. Birlikler sınır hattı boyunca PKK'nın geçiş yerlerini tuttu. İran ordusunun da eşgüdümlü olarak Türkiye-Irak-İran üçgeninde operasyonlarını artırdığı bildirildi. 80 bin askerin katıldığı operasyonlarda Türk Silahlı Kuvvetleri kış öncesinde en kapsamlı harekatını düzenliyor. 15 gün sürmesi planlanan operasyonlar sırasında geçişleri önlemek için Irak'ın kuzeyine yönelik topçu ateşi de tekrar başladı.
DERVİŞ'TEN KRİZ UYARISI
Kemal Derviş'ten ekonomik kriz uyarısı. Derviş, dünyadaki mali çalkantının büyük ihtimalle devam edeceğini belirterek, merkez bankalarının çok dikkatli olmaları gerektiğini, reel ekonomi etkilenirse bundan Türkiye dahil tüm dünyanın olumsuz etkileneceğini söyledi. Derviş Türkiye'nin, Avrupa ve ABD merkez bankalarının hareketlerini yakından takip etmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş, ekonomideki son gelişmeleri değerlendirdi. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının toplantısında konuşan Derviş, dalgalanmanın temelinde bir takım çok yeni geliştirilmiş finans ürünlerinin rolü olduğunu belirterek, "bu ürünlerin bazıları finans piyasalarını denetleyen kurumların tam da anladığı ürünler değil, o kadar çetrefilli, o kadar karışık ürünler ki, bunların denetimi zor" dedi.
Derviş, sözlerini şöyle sürdürdü: "tehlike var ve o tehlike gerçekleşirse bütün dünyanın ekonomik büyümesinde bir yavaşlama olur, bu Türkiye'yi de etkiler, Türkiye'nin ihracatını, ekonomik büyümesini, istihdamını etkiler. Türkiye'nin bu konuda tetikte olması, özellikle Avrupa ve ABD merkez bankalarının hareketlerini yakından takip etmesi gerekir".
İSRAİL SALDIRISINA HÜKÜMET İZİN Mİ VERDİ?
İsrail'in Suriye'yi vurmasıyla ilgili tartışmalar, Türkiye ekseninde sürüyor. İsrail, Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ilişkilerini sabote edecek bir saldırı gerçekleştirirken, Ankara'nın olaya göz yumduğu konuşuluyor. Hükümetin, Amerika ve Yahudi lobisiyle ilişkileri düzeltmek bahanesiyle Türk hava sahasının kullanılmasına izin verdiği belirtiliyor.
İsrail uçaklarının Türk hava sahasını kullanarak Suriye'yi vurmasının yankıları sadece Ortadoğu'da değil bütün dünyada sürüyor.
İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısı ile ilgili çeşitli senaryolar konuşuluyor. Olayın zamanlaması ortdoğu sorunundaki güç dengeleri açısından kritik bir tarihe denk geldi.
İsrail, Rusya'nın Beşar Esad'la Suriye'de deniz üssü kurmak üzere anlaşmasından hemen sonra saldırı düzenledi. Aynı dönemde Türkiye ile İran arasında PKK ve enerji konularında işbirliği en üst seviyeye çıkmıştı.
Suriye'nin Türk hava sahası kullanılarak vurulması, Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ilişkilerine olumsuz etkileyecek bir işleve sahip. Hatta bölge ülkeleri arasında Türkiye'nin İsrail'in hava sahasını kullanmasına göz yumduğu konuşuluyor. Olayın ardından hükümetin takındığı tutum bu görüşü destekliyor. AKP hükümetinin Washington ve Yahudi lobisiyle ilişkileri düzeltmek uğruna olayın üstünü örtmeye çalıştığı eleştirileri yapılıyor.
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder