21 Ekim 2014 Salı

GÖRECEK GÜNLER VAR DAHA!.

GÖRECEK GÜNLER VAR DAHA!.

ergenekon_slayt_q
6 Ağustos 2013
Yüz milyonlarca yıl önce tek bir ana kıta olan dünyanın, parçalanarak beş kıtaya ayrılan kara parçaları, yeniden bir araya gelip birleşse dahi, meslek, kültür, sosyal ve siyasi görüş olarak yan yana gelmeleri mümkün olmayan insanlar bir araya gelerek örgüt kurmuşlar!.
Örgüt veya teşkil: Biçimlendirilmiş, gizli veya açık olarak kurumsallaştırılmış, bir lideri ile üst yönetim kadrosu olan, hiyerarşik yetki ve sorumluluk dağılımı yapılmış, disiplinli bir yapıdır.
“Ergenekon Terör Örgütü” diye sahnelenen çadır tiyatrosunun; biçimi ve kurumsallaşması var mı? Yok.
Bir lideri vardır ve şudur denilebiliniyor mu? Hayır.
Üst yönetim kadrosu şunlardan oluşuyor, bu kişilerin isimleri bunlardır denile biliniyor mu? Hayır.
Yetki ve sorumluluk dağılımı yukarıdan aşağıya şöyledir ve bu kişilerin adları da budur denilebiliniyor mu? Gene hayır.
Öyleyse, bu örgüt ecinli ve cinler den mi oluşuyor? Eğer onlardan oluşuyor ve bunları sadece bir kısım insanoğulları görebiliyorsa, o zaman; bu yargılanan gerçek insanlar neyin nesi?.
Yirmi üç ayrı dava dosyasından bir müşterek dava üretmek günümüzün normal bir insanın becerisi değildir.
İnsanların böyle becerileri eski çağlarda vardı. Onlara büyücü denirdi.
Onlar, bir çok sayısız şeyleri yan yana getirir, ortak bir çıkara bağlar, bunu da şölenlerle kutlar ve kurbanlar adanmasını, zamanın avcı ve toplayıcı toplumlarından veya kabilesinden isterlerdi.
Dün sonuçları açıklanan Ergenekon davasında da olup bitenler, işte budur..
Herkes hukuktan, herkes adaletten, herkes haklardan, herkes özgürlüklerden yana. Tersini düşünen veya savunan kim varsa, o zihnen sakat ve zavallı biridir, dikkate almaya bile değmez. Ama, sapı samana, yaşı kuruya, iyiyi kötüye, haklıyı haksıza karıştırıp, aşureden beter bir sonuç çıkarırsanız bu, her iki dünyada da yakanıza yapışacaktır..
Açıklanan sonuçlara şaşıranlara da Ben şaşarım!
Biliyorum, “umut” diyeceksiniz!
Siyasi davalarda umut değil, kin ve nefret konuşur.
Bu balyoz da da böyleydi, 28 şubatla da böyle olacak.
“Yargıtay var” dediğinizi duyar gibiyim!
Hala mı umut? Unutun!.
Kelepir satılık devlet gibi, ulusal ekonomisini yiyip bitirmiş, Irak ve Suriye sınırlarını bile savunmayı beceremeyen, İmralı Hacivat’ından direktif ve tehditler alan, Suriye ve Mısır politikasında dünyaya rezil olmuş, Fırat’ın doğusunda egemenliğimiz gitti gidecek hale gelmiş, Taksim de Silivri de kendi halkına karşı despotluk taslayan, ABD dahil, batı tarafından kuyruğuna teneke bağlanmış bu parti, artık hükümette kalamayacaktır..
Doğa insana aldırmaz!
Dağlar da iki yol vardır biri çıkış, diğeri iniş.
İniş senin inisiyatifin de ise, gene işi kurtarabilirsin ama bunu, ülkenin sosyal ve kamu düzenini bu derece bozar ve elimin altında %50 var gibi ütopyalarla yapmaya kalkarsan, halkın tekmesiyle kayalara vura vura yuvarlanarak inersin..
Gerçek yürür, herkes siyaseten ve hukuken işlediği suçların cezasını çekecek, “doğa insana aldırmaz!” dememin sebebi budur.
Karanlığın bitişi de şafağın ilk ışıklarıyla başlar.
Kimse, Türk milletinden “güle güle özgürlük”, “güle güle demokrasi” demesini beklemesin.
Çünkü bunlara sahip çıkmak bir ulusun tek görevidir, görevlerden biri değildir..
Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder