21 Ekim 2014 Salı

YAZIK OLACAK, ÇOK YAZIK!.



YAZIK OLACAK, ÇOK YAZIK!.

ataturkum_benim_slayt
1923’den beri Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak için uğraşan yıkıcılarla bölücüler bu gün nışadır sürmüşçesine koşturuyorlar. Ortaçağ’dan kalma kafalar ile Kürt şovenler et ve tırnak oldular..
Televizyon kanalları ve gazetelerin sermayedar patronları, hükümetin birer köle ve kulu olmaktan, ne utanma ne de arlanma bile duymuyorlar. Bu zevatın yüzüne tükürseniz, bin kere şükretmeye hazırlar.
Ekranlar ve gazete köşeleri şarlatan ve işbirlikçilerden geçilmiyor. Bu herifler Müslüman mahallesinde salyangoz satmakla görevlendirilmiş, paralı işbirlikçilerdir.
Diyarbakır’daki nevruz kutlamalarına bakar mısınız?
Bir tek Türk bayrağı var mı?
Komitacı başının çağrısına bağlanmış koskoca devlet ve Türk milleti, öyle mi?.
“Eylemler duracak ve Türkiye’yi terk edeceklermiş!” Aman ne büyük iş!.
Nerede toplanacaklar? Güney Kürdistan’da.
Sonra ne olacak?
Tüm silahlı gücü bu bölgeye yığarak siyasi taleplerini daha ısrarlı ve cüretkarca yapacaklar. Yapıldı yapıldı, yapılmadı daha hırslı ve azimkar bir şekilde yeniden saldırıya geçecekler. PKK kollarının bizim topraklara yeniden girerek saldırılara başlaması en fazla bir ayı alır. İşte, bu kadar basit..
Nevruz kutlamalarındaki komitacı başının posterleri ve dalgalandırdıkları bayraklar ile “ Kürtlere statü, Öcalan’a özgürlük” lafları ise, yıllardır devam eden yalan, dolan ve sahtekarca söylemlerle Türk Milletini ahmak yerine koyma üzerine bir kez daha sünger çekiyor.
Barış gelecekmiş!
Demek biz otuz yıldır savaşıyormuşuz.
Neden bunu son dört ayda dilinize pelesenk ettiniz, Türk Milletinin düşmanları?
Aptalca politikalarla eşkıyayı galip ve muzaffer hale getirip, devleti onların siyasi hedeflerini gerçekleştirecek seviyeye getirdiniz..
Madem ki savaş!
O zaman soruyorum: Her savaştan sonra barış yapılır ve yenilen, onuru başta olmak üzere her şeyini kaybeder.
Fakat, yenilenler kimse, sonunda savaş suçlusu olarak yargılanır.
O zaman soru açık: “Yenilmemize kimler sebep olacak suçları işledi?”
Madem ki savaş! Divan-ı harp savaş suçluları için kurulur..
Savaş ve barış diye yırtınanlar, aymaz bir şekilde, başınızı kerpetenin açık ağzına sokuyorsunuz. Hem de aymazca söylem ve eylemlerle..
Hedefleri Lozan antlaşması ve Anayasanın temel üç maddesidir.
“Süreçmiş!” süreç sizin burnunuzun sürtülmesiyle bitecek. Bütün dünyada bunu görecek.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığını kimse yıkamaz, tarih boyunca bir halt olamamışlar da bölemez..
Siyasete aciz, tefessüh etmiş istihbarat ve beceriksizce mücadele örgütlenmesinin sonucu, işte böyle boyun bükmeye sebep olur..
Mevcut düzen partilerine sarılarak işin kökü saçağı ile sökülüp atılacağını sanan yurttaşlara ise söylenecek tek söz var:
“ Uyanın babaya geldik; başlarınızı kan uykusundan kaldırın.”
Geç kalmak kötüye işarettir.
Aksi halde, yazık, çok yazık olacak..
Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
http://hepar.org.tr/yazik-olacak-cok-yazik.aspx

..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder