Yahudi Mezalimi - 1
Cum, 25 Temmuz 2014
Ömer Ekrem Keçeci
İğneli Fıçı
Evvela şunu belirtelim ki, Yahudinin İğneli Fıçı katliamları, Yahudilik ve Masonlukla ilgili pek çok kitap yazıldığı halde birçoğunda geçmez.. Ele alanların içinde de Atilhan gibi hususi bir kitap dolduracak kadar delilleriyle yazmış ve işin Türkiye veçhesini, Osmanlı’da yaşanan hadiselerden misallerini vermiş başka birisini bulmak zordur.. Bundan maada Atilhan’ın bu eserine ulaşmak da kolay değildir. Bereket versin ki, diğer birçok eserine nazaran, bu eserinden internete iktibas edilmiş birçok malumat bulma imkânı vardır.. Lakin bu da çok tafsilatlı değildir. Düşman çok ciddi bir dirilik ve gayrette iken, onu layıkıyla tanımadan, kinine karşı gerekli düşmanlıkla hemhal olmadan, lazım olan gayrete sahip olmak ve mukabelede bulunacak bir noktaya gelmek zordur. Az bilinen bu meseleyi tafsilatıyla aktarmaya bu sebeple de ihtiyaç duyduk. Bu yazıda işi tetkik eden araştırmacıların beyanları ve kendi itiraflarına misaller var, fiili örneklerine dair kaynaklar ise inşaallah diğer yazıda öne çıkarılacak. Gayret bizden, Tevfik Allah’tan. Kitabın daha 4. Sayfasında, “Türk Adaletinin Çok Kıymetli Bir Tarihi İlâmı” başlığıyla, H.1127’de, Ahmet adlı bir yavrucağı iğneli fıçıya atılmak üzere kaçırıp katleden Yahudiler ve Hahamlarıyla ilgili kararı neşredip, “başka delil istemez!” diyerek en kuvvetli bir surette giriş yapıyor.. Tabi bunla iktifa etmeyip daha onlarca kaynağı da sıralamış: Mortagn Başrahibi, M.Prevorst’un “Bulandistlere Göre Azizlerin Hayatı” kitabında, “İşte hamursuz(Yahudinin katliamları yaptığı bayramı) yaklaştı. 15,16,21,22 Nisan. Dört seneden beri Rusya’da Hıristiyan çocuklarına kıran geldi” kaydı mevcut(s.6).. Yeni Sabah Gazetesi, 23.05.1954 tarihli nüshada, ‘meşhur pilot’ Mehmet Altınbay, hulasaten, “Odessa’da çok çocuk kaçırıldığını, halkın bunu Yahudilerden bildiğini, bir gün bir ustabaşının evinde yemek yenirken yemeğin içinden insan tırnağı çıktığını, ustabaşının polise haber verdiğini, polisin ciddi araştırmaları neticesi birçok kasapta hayvan eti yerine İNSAN ETİ satıldığını ifşa ettiğini” yazıyor(s.6-7).. Arkeoloji kazılarında Mr. R.A.S. Macalister, İbrani mabedlerinde, kurban edilmiş çocuk cesetlerinin bulunduğunu gösteren resimler çekmiştir. Muharref Tevrat 5. Bölümde, Yahudi peygamberi İzaiah, “kayaların arasındaki vadilerde çocukları katledenler” diye vasıflandırılıyor. ‘Civilisation’ adlı kitapta, G.A.Dorsey ise, “Onların Kudüs’teki mabedleri, bir Hindu ve Aztek mabedini gölgede bırakacak derecede korkunç ve kanlı kurban cinayetlerinin vuku bulduğu bir merkezdi” demekte.. 1904’te yayınlanan Yahudi Ansiklopedisi’nin VIII kısmında, 653. Sahifesinde şu itiraf var: “Mütefekkirler tarafından kabul edilen bir esas varsa, o da, Yahudi krallığının son devirlerinde, milletin kralı ve ilahı olan Yehova’ya, insanların kurban edildiği hakikatidir ve bu usul peygamberlerin fikirlerine aykırı idi..”(s.9) Yahudi Bernard Lazare, 1934’te yayınladığı “L’Antisemitisme” kitabının 2. Kısmının 215. Sahifesinde, İğneli Fıçı vak’aları hakkında şöyle yazıyor: “İğneli fıçı vak’aları halk arasında yerleşmiş bir fikirdir, bu ise, tamamıyla bir masal değildir, hakikaten ortaçağlarda(..)Yahudiler Kabalistik ve Talmudik ayinlerinde kan kullanmışlardır. (..)Muhtemeldir ki, Yahudi sihirbazlar bu iş için gayri Yahudi çocukları kurban ederek kanlarından istifade etmiş olabilirler”(s.10-11) Alman Prof. Dr. Erich Bischoof, bu kanlı ayinler üzerinde uzun tetkiklerde bulunmuş ve enteresan noktalar keşfetmiştir. Bilhassa Yahudilerin kabbalistik teosopisi hakkında yazılmış olan (Berdiwetsch Yayınevi, 88 b), ‘Thikunne Zohar’ adını taşıyan bir dini kitaptaki şu parça şayan-ı dikkattir: “..Hayvandan bir farkı olmayan yabancıların öldürülmeleri hakkında bir ayet vardır. Bu öldürme kanuni bir metodla yapılmalıdır. Yahudi dinine inanmayanların, Allahımıza kurban edilmeleri icap eder”(s.11). Sir Richard Burton, Talmud’u en ince teferruatına kadar tetkik ettikten sonra bu kitabın nazariyelerine göre Yahudi – gayrı Yahudi münasebetlerini meydana çıkarmıştır. Aşağıdaki parçalar Sir Burton’un “Yahudi ve Çingene” adlı (..) eserinden alınmıştır: Sahife 73 şöyle diyor: “Modern Yahudi inancının en mühim noktası şudur: Yabancı, yani bizim dinimize bağlı olmayan insanların hepsi, kaba hayvanlardır. Onların dağda gezen sırtlanlardan daha fazla bir hakları olamaz”. Sahife 81’de şöyle diyor: “Talmud der ki, Allahımız Yahova’yı memnun edecek iki kanlı ayinimiz vardır, biri Paschal Holocaust(Hamursuz Bayramı), diğeri de çocuklarımızın sünnet merasimi”(s.12) Hamursuz’da çocuk katliamı ise şöyle irtikap edilir: “Bunun için en mükemmel ve sıhhatli bir çocuk seçilir ve damarında tek damla kan kalmayıncaya kadar kanı akıtılır. Yalnız bununla kalmayıp çocuk tıpkı Hz. İsa gibi çarmıha gerilerek(Bizim inancımızda Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi yoktur, Atilhan da bunu başka bir yerde ifade eder, burada la teşbih vela temsil ifade etmiş) işkenceye tabi tutulur. Vücudunda yaralar açılır, başına dikenlerden bir çelenk konur, sünnet edilir. Çocuğun kanı ya kurutularak kullanılır ya da hamursuza konur.”(s.14) “Böyle bir şey bu asırda yapılır mı” suali doğal olarak akla gelir.. Kitapta –ve bizim de bildiğimiz- Yeni Sabah’tan yukarıda aktardığımız hadise dışında yarım asırlık bir süreçte buna dair bir delil görmedik.. Lakin, merasimle olmasa da çocuk hatta bebek katliamlarının sevap olduğu yönünde fetva veren, kitaplarına yazan Hahamları, bunu tatbik eden İsrail’i, bombalamaları film seyreder gibi keyifle seyredenleri yakinen müşahede etmekteyiz.. Bunun dışında Atilhan’ın bizzat konuştuğu ve bir Yahudi tarafından kaçırılmak üzereyken son anda kurtarılan Sıdıka Soydanses misali gibi, yakın zamandan hadiseler de var ki, tarih boyunca cinayetlerine sıraladığı 10’larca sayfa tutan örneklerden bir kısmını diğer yazıda aktaracağız inşaallah.
kaynak:
http://www.on5yirmi5.com/yazar/omer-ekrem-kececi/162757/igneli-fici-yahudi-mezalimi-1.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder