4 Mart 2015 Çarşamba

Yahudi Mezalimi – 3





 Yahudi Mezalimi – 3 


İğneli Fıçı 
Ömer Ekrem Keçeci
31 Temmuz 2014 


   Şam, Peder Toma Vak’ası. 4 sayfa boyunca tafsilatlı anlattığı bu hadisenin hulâsası şudur: 10 gün boyunca kayıp olan ve o muhitte sevilen Peder Toma için Osmanlı idaresi geniş bir tahkikata girişir. Tahkikat neticesi bazı Yahudiler tevkif edilir, falakaya yatırılınca itiraf ederler. Nasıl katledip nereye gömdüklerini anlatırlar ve kanını da Hahambaşıya verdiklerini söylerler. Hahambaşı geldiğinde o da itirafta bulunur. Tarif edilen yerlerde Peder Toma ve uşağının cesedi çıkarılır. 14 Yahudi suçlu bulunur, 12’si idam edilir. Rotschildler dahil bütün dünyanın Yahudi zenginleri 10 binlerce lira harcadı bu hadisenin duyulmaması için.. Hadiseden 30 sene sonra İngilizlerin Şam Büyükelçisi olan Richard Burton da meseleyi araştırıp, Dini Yahudi Cinayetleriyle ilgili kitabında etraflıca yazmıştır. Toma’nın Şam’daki mezarında (bugün ne hâlde bilmiyoruz –ÖEK) Arapça ve İtalyanca, Yahudilerin katlettiği yazılıdır. (s.28-32) – 32 ile 36. Sahifeler arası mahkeme tutanaklarından da iktibaslar mevcut. 1882. Macaristan’da cereyan eden Tisza Eszler Vak’ası.. 4 sayfa tafsilat verdiği bu hadisenin özeti de şudur ki; 14 yaşında olan bu kızın kaçırılmasını annesi, Yahudi’nin 5 yaşındaki oğlunun ifadesiyle haber alır. Derhal polise haber verir. Meseleye Dr. Joseph Bary el koyar. Bu araştırmalarının neticesini 50 sene sonra, Macaristan Ali Mahkeme Reisi olmasının akabinde neşrettiği 600 sahifelik kitabında aktarır. Adı “A Tiszaeszlar Bunper” (Tisza Eszlar Cinayeti Vak’ası). Bu hadise hakkında Macaristan Adalet Nâzırlığı yapmış Theodor Pauler’in hatıratında da malumat vardır ki bu kitap Macar Milli Müzesindedir. 5 yaşındaki mezkur Yahudi oğlanının ifadesiyle başlayan soruşturmada kaçıranların itiraflarına kadar varıldı. Ancak borç içindeki Macarlara yüksek para verilmek suretiyle mahkeme Yahudiler lehinde sonuçlandırılmıştır.. (s.33-37) 1899. Bohemya’da cereyan eden Polna Vak’ası. 19 yaşında, kafası kopmak üzere ancak etrafa tek kan damlası dökülmemiş halde bir kızın cesedi bulundu. Belli ki cinayet başka yerde işlenip ceset oraya atılmıştı. Peschak isminde bir adam aynı koruda cesedin bulunduğu yerde, kızın kaybolduğu gün Hilsner adında bir Yahudi ile 2 diğer Yahudi’yi gördüğünü söyledi. Hilsner tevkif edildi, itiraf etti. Diğer 2 yahudi delil kifayetsizliği denilerek cezalandırılmadı. Hilsner müebbed aldı. Şayan-ı dikkattir ki, bu davada katil Yahudi Hilsner’in avukatı sonraları kurulan Çekoslavakya’nın Cumhurreisi olan Masaryk idi.(s.37-38) 20. yy’dan mühim bir vak’a. 1911-1913 Rusya’nın Kiev şehrinde, Beiliss vak’ası. 4 sayfa tafsilat verilmiş hadisenin hulâsası şudur: 13 yaşında bir çocuğun cesedinin bulunması üzerine tetkikata başlandı. Kafaya darbeler vurmak, şah damarını kesmek, kanını akıtmak ve iç organlarını ezmek suretiyle katliam edildiği anlaşıldı. Şüpheler Beiliss isminde bir Yahudi’de toplandı ve herif tevkif edildi. Katliamın kendisine ait Taş Ocağında yapıldığı anlaşıldı. Ayrıca burada gizli bir Havra açığa çıkarıldı!.. Mahkeme esnasında da kayda değer hadiseler cereyan etti. Beiliss aleyhinde şehadet eden 2 çocuk, satılmış bir polisin verdiği zehirli pastayla öldürüldü. Yahudi doktor otopsi yaptı, difteri dedi. Kiev Rektörü Prof. Skorski dahil birtakım tıp mütehassısları tam bir Yahudi dini cinayetine benzetti. Daha sonra bunlar ve davanın hakimi, savcısı Bolşevikler tarafından katledildi. Ancak Yahudi lehinde konuşan Prof. Pavlov ise Bolşevik Rusya’nın en ünlü alimlerinden biri oldu!.. Çarlık Rusya’nın İmparatorluk Orduları Generali Aleksandr Netveldof, “Le Front Unique” mecmuasında, 1957’de, 59. Sahifede, “Rusya ve Yahudiler” adı altında yazmış olduğu makalede; Lenin’in kendisini ziyaret eden Hahambaşına “Desteğimizden memnun kaldınız mı? Ben cinayeti Hıristiyanların yaptığını düşünüyorum ve daimi Yahudi davasını bu mevzuda desteklerim ve polis kayıtlarını bugün öyle tahsis ettirmiş bulunuyorum” dediğini aktarır. Bu suretle Beiliss yakayı kurtarmış oldu ve sonradan ABD’ye gitti. Lenin’e şükran borcunu ödeyebilmek için orada kızıl faaliyette bulundu ve 1934’te geberdi gitti. (s.38-41) Türkiye’de en yeni vak’a. Rumi Takvim 1317, 21 Mayıs. Malumat Gazetesi’nde 1 Yahudi’nin, çuvala sımsıkı bağlayıp 6 yaşında bir çocuğu götürmekte iken bir zabitin hareketlerini şüpheli bulması neticesinde yakalandı. Civardaki Yahudiler rüşvet teklif edince onları da nezarete aldı. Galeyan olmaması için haberin devamı verilmemiş. (s.52-53) Çarpıcı bir başka malumatı da, 2. Dünya Harbinde İngiliz İstihbarat zabiti Ronald Reeferson’un notlarından aktarmış Atilhan. 10 sayfalık bu meselede hulasaten, Japonlarla işbirliği yapan IRA teşkilatı liderinin, kaçırılan oğlu Saigal’ı getirmeleri halinde itirafçı olacağı ifadesi üzerine başladıkları arama faaliyetini aktarır. Uzun araştırmalar neticesi, 1 Yahudi’nin evinden gelen çok kötü koku, cesedi açığa çıkardı ve bayram için hamursuza konduğunu gösterdi. Çok etkilendiğini anlatan İngiliz zabit, eşine mektup yazarak Yahudiler arasında oturdukları mahalleden çocuğunu alıp hemen uzaklaşmasını istiyor.. Hadise Yeni Delhi’de vukua geliyor.. 10’larca misalden son bir tanesini aktaralım özetle:  Hafız Sami Bey’in eşi Sıdıka Hanım çocuk yaşta sokakta oynuyor. Asil bir sessizlik içerisinde iken bir Yahudi’nin sırtlan gibi yaklaştığının hiç kimse farkına varmıyor.. “Kız, gel sana şeker vereyim” – “İstemem” diyalogundan sonra, Yahudi, bir elinde şekeri gösterirken diğer eliyle ağzını tıkıyor ve kucaklayarak torbaya atmaya çalışıyor. Atik çocuk silkinerek “Yetişin!” diye bağırınca, o sırada sokakta peydah olan erkekler Sıdıka Hanımı Yahudi’nin elinden kurtarıp Yahudi’nin pestilini çıkarıyorlar ve karakola yolluyorlar.. (Atilhan, ‘bundan 45 yıl kadar önce’ diye anlatmaya başladığı ve hulasaten verdiğimiz bu hadiseyi, ‘Merak edenler gerisini Sıdıka Soydanses’ten sorabilirler’ diyerek bitiriyor – s.156-157). İşte, tüm sapıklığı, dehşeti ve insanların nefret ve kinini kendine hedef eden bir Yahudi bayramı ve asırlarca -sapına kadar haklı olarak- maruz kaldığı katliam ve düşmanlığa rağmen Yahudinin, şu bayramın bu vahşet tablosunu meydana getirmede gayreti.. Buna mukabil, biraz kınama, lisan-ı hâlle gelen neşe ortamını dağıtıcı tepki ve çevresinde muhabbet sahibi insan sayısının azalması gibi sebeplerden birçok hakikat-i İslamiyeyi, ameli, emirleri nehiyleri terk ve/veya göz ardı eden, hatta öğren(e)meyen bir  Müslüman cemiyeti.. Yahudi’nin katledebilmek, en sapık ve arızalı bir inanca hayatını uydurabilmek için gösterdiği gayretin yarısını bile göstermemek.. Sonra da İslam aleminde bugünkü tablo.. E müstahak değil miyiz?.. 
kaynak:

 http://www.on5yirmi5.com/yazar/omer-ekrem-kececi/162973/igneli-fici-yahudi-mezalimi-3.html

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder