25 Aralık 2015 Cuma

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ




TARİHTEN GÜNÜMÜZE TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ 

ve

 PUTİN’İN RUSYASI  /  PUTİNLAND KİTAPLARI

CIMG2954
Sovyet Rusya ile daima iyi komşu olmaya gayret etmeliyiz. Fakat ne haklarımızdan en küçük bir şey feda etmeliyiz. Ve ne de oyunlarına kapılmalıyız. (Gazi Mustafa Kemal Atatürk-1922)
41jhzpzdOWL._SX331_BO1,204,203,200_















Rusya Federasyonu; mevcut potansiyeli, altyapısı ve milli güç unsurları ile Türkiye için bugün ve yakın gelecekte de önemsenmesi gereken bir dünya gücüdür. Putin ile birlikte dünya siyasetinde tekrar belirleyici aktör olmaya başlayan Rusya ile ilişkilerimiz önem kazanmış ve karşılıklı çıkarlarımız üzerinde önemle durulmasını gerektiren yeni boyutlara erişmiştir..
Bugün Rusya Federasyonu’nun önderliğinde oluşan Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ile Türkiye’nin ilişkileri her alanda artış göstermektedir ve bu husus bölge jeopolitiğinin kaçınılmaz sonucudur. İlişkilerin konu ve kapsamını belirleyecek ana esasların bilinmesi ülkeler arasındaki faaliyetlerin yönlendirilmesine ışık tutacaktır.
Türk çocukları atalarının acımasız, zalim ve ezeli düşman olarak görüp MOSKOF olarak adlandırdıkları Ruslar ile Rusya’yı mutlaka tanımalıdır. Bugün beş milyon Rus ailesi her yıl ülkemizi ziyaret edip iki ülke halkının kültür benzerliği ile dostluğuna şahit olmaktadır. Milletlerimiz arasındaki kaynaşma ve yakınlaşma artarak devam etmektedir.
Eğer Türkiye güçlü bir bölge ülkesi olarak söz sahibi olmak istiyor ise Rusya ile ilişkilerini en üst düzeyde tutmak ve gerekirse stratejik ortaklık seviyesinde bu ilişkiyi güçlendirmek durumundadır.
Bu birlikteliğe Türkiye kadar Rusya’nın da ihtiyacı vardır. Çünkü bölgemizde paylaşacağımız pek çok ortak yönümüz mevcuttur. Rusya’nın bölgedeki ve dünyadaki milli çıkarları Türkiye’yi kendine rakip bir devlet olarak değerlendirmeye zorlamaktadır.
Türkiye’nin bölgedeki çıkarları da Rusya ile örtüşmektedir. Yöneticilerimiz Rusya ile dayanışma içinde bulunulmasında pek çok fayda olduğunu bilmeli ve dış ilişkilerimizde Rusya’ya ağırlıklı olarak yer vermelidir.
SSCB’nin işlevini devralan Rusya Federasyonu’ nun Türkiye’yi geçen 520 yıllık tarihi, siyasi, kültürel, sosyal, ekonomik ve askeri ilişkilerimizin engin tecrübesi ile kendi milli çıkar ve amaçları doğrultusunda değerlendirmek zorundadır. Fakat Rus eğitim ve kültür kurumlarına yerleşmiş “Panislavizm” den yani “Panrusizm” den vazgeçmeleri de asla mümkün değildir.
Türkiye; bu hususu bilmeli ve buna uygun uzun vadeli, gerçekçi, akılcı ve uygulanabilir milli politikalar geliştirmeli; bu politikaları milletine mal etmeli; iç ve dış kamuoyunu bu doğrultuda bilinçlendirmeli; refah dolu geleceğin bu şekilde gerçekleşeceğine inanmalıdır.
2000’den başlayarak Rusya’yı 2008’e kadar cumhurbaşkanı, 2012’e kadar başbakan olarak yöneten Putin, 2024 yılına kadar cumhurbaşkanı olarak Rusyayı yönetecektir. SSCB’nin küllerinden yeniden bir dünya devi haline dönüşen Rusya’yı yaratan Putin, asrımıza damgasını vuran bir liderdir. Bugün vazgeçilmez sanılan diktatörler tarihe gömülürken Rusya’da Putin ile demokrasi içinde yeni bir diktatör tipi oluşmuştur. Putin’in popülaritesi Rusya’nın önündedir ve bu ülkeye PUTİNLAND denilmesi boşuna değildir.
Özetleyecek olursak, 520 yılı aşan Türk-Rus ilişkileri sonunda varılan sonuç şudur; Türkiye’nin ve Rusya’nın bölgedeki milli çıkarları içinde birbiri ile örtüşen pek çok nokta vardır.
Tarih ilmi bize Rusya ile düşman değil, dost olmamızı dikte ettirmektedir. Fakat bu dostluğun karşılıklı çıkar ilişkisi içinde koordineli ve kontrollü olarak sürdürülme zorunluluğu vardır.
Rusya ile Türkiye arasındaki muhtemel bir çatışma ortamının ABD ve Batılı emperyalist ülkelerin yararına olduğu hususu asla unutulmamalıdır.
TARİHTEN GÜNÜMÜZE TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ 
kitabım ile PUTİN’İN RUSYA’SI/PUTİNLAND

kitabım dünyada ağırlığı her geçen gün artan Rusya’yı daha iyi tanımak, tarihi gelişimi içinde Türk- Rus ilişkileri hakkında bilgi elde etmek, son günlerdeki Türk-Rus ilişkilerindeki tehlikeli gelişmeleri doğru anlayıp algılayabilmek için bir bilgilendirme dokümanı ve başucu kitabı olarak kabul edilmelidir.
Günümüz Türk ve Rus liderlerine tarihi ilişkilerdeki rollerini hatırlatıyorum. Fevri davranışlardan kaçınmalarını ve teenni ile hareket etmelerini tavsiye ediyorum.

..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder