PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ BÖLÜM 10
Kürdistan Ulusal Kongresi'nin 2. Genel Kurul Toplantısı, 22-24 Ağustos 2000 tarihleri arasında Belçika’nın Bilzen kenti yakınlarında bulunan Alden Biesen Şatosu'nda gerçekleştirilmiştir.
Bu dönemde terör örgütünün Avrupa'da yasal olarak faaliyet gösteren en önemli paravan örgütlenmesi konumunda olan KNK İngiltere’nin Başkenti Londra'da bir temsilcilik açmıştır. Bu dönemde merkezi Brüksel'de bulunan sözde KNK'nın, Almanya’nın Berlin ve İsveç’in Stockholm kentinde de temsilcilikleri bulunmaktadır. Nitekim KADEK örgütün yapılan kongresinde; KNK'nın güçlendirilmesi ve işlevsel kılınması için gereken desteğin sağlanacağı belirtilmiştir.
KNK’da tıpkı SKP gibi çok fazla başarılı olamamıştır. Kurulmasının akabinde aralarında KNK başkanı İ. Şerif Vanlı ve sözde KNK mensubu Zübeyr Aydar'ın da bulunduğu bir heyet, terör örgütü PKK ile KYB arasında
yaşanan gerginlikte arabuluculuk rolü oynamak amacıyla, KYB lideri C. Talabani ile görüşmek için İran'a gitmiş, ancak KYB lideri ile görüşemeden Avrupa'ya dönmüşlerdir
Ayrıca, 07 Aralık 2000 tarihinde Fransa’nın Nice kentinde başlayan Avrupa Birliği Zirvesinde KNK üyeleri Musa Kaval ve Ahmet Alim bir dizi faaliyetler de bulunmuş ve bu çerçevede AB ülkeleri Dışişleri Bakanlarına PKK'nın görüşlerini içeren bir dosya vermişlerdir. Yine, KNK tarafından 22-24 Ağustos 2000 tarihinde, özellikle ulusal birlik konusunun işlendiği seçimsiz bir program kongresi gerçekleştirilmiştir. 268.
KNK tarafından, Irak, İran, Suriye ve Türkiye kökenli Kürt parti, örgüt, grup ve şahsiyetlerinin bir araya getirilerek "Kürt Birliğinin" tesis edilmesi amacıyla, 13-14 Aralık 2001 tarihlerinde Belçika/Brüksel'de "Ulusal
Kürt Konferansı" gerçekleştirilmiştir. KNK'un hazırladığı ve bu konferansta gündeme getireceği "Ulusal, Demokrasi, Barış ve Birlik Projesi" demokrasiyi geliştirme, ulusal birlik ve barış kapsamında Sözde Kürdistan Güneyi diye
adlandırılan bölgenin yeniden yapılanması konularını ele alınmıştır.
KNK'nın 2002 yılının ilk döneminde gerçekleştirdiği en önemli icraatını 21-22 Mart 2002 tarihlerinde Brüksel'de İsmet Şerif Vanlı başkanlığında yaptığı, Başkanlık Kurulu ve Yürütme Konseyi toplantısı olmuştur.
Toplantıda Mayıs 2002 ayında Brüksel'de Suriye, Irak ve İran Kürt parti ve örgütlerinin de katılımı ile uluslararası bir toplantı gerçekleştirilmesi planlanmıştır.
KNK tarafından 3. Kuruluş yıldönümünde Kürt sorununda KADEK'e taraf statüsü verilmesi amacına yönelik bir konferans yapılması çağrısında bulunulmuştur. Söz konusu çağrı, özellikle AB ülkeleri ile ABD'ye yönelik
olarak yapılmıştır. Öte yandan dönem içerisinde KNK tarafından yapılan Kürt sorununa çözüm yollarının tartışılacağı konferans çağrısına ilişkin açıklamalar yinelenmiştir
PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınması kararından sonra KNK organizesinde düzenlenen AB üyesi devletlerin terör örgütü PKK'yı terörist örgütler listesine almasını protesto etmek ve AB'nin verdiği bu kararını
tekrar gözden geçirmesini sağlamak amacıyla "Kürtler Adalet İstiyor" adlıyla 19 Haziran 2002 tarihinde Brüksel'de bir yürüyüş gerçekleştirilmiştir.
Bilindiği üzere, PKK uzun yıllar Avrupa'da faaliyet sürdürmüştür. Bu arada birçok cinayet işlemiştir. İşlenen cinayetler nedeniyle başta dönemin MK üyeleri (Duran Kalkan, A. Haydar Kaytan, Meral Kıdır, Selahattin
Çelik) olmak üzere birçok elemanı 1987-1988 yıllarında tutuklanmış ve ceza almıştır. Buna mukabil AB, PKK'yı terör örgütleri listesine almamıştır. Ancak PKK'nın kendini isim olarak feshetmesinden ve söylemde de olsa demokratik bazı unsurları dillendirmesinden kısa bir süre sonra AB tarafından terör örgütleri listesine alınmıştır. Buda ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir mevzudur.
Özellikle Ağustos 2002 ayında Parlamento'dan çıkarılan Avrupa Birliği uyum yasaları ve girilen seçim süreci KNK'yı hareketlendiren faktörler olmuştur. Ayrıca KNK bu dönemde bir takım üst toplantılar da yapmıştır.
KNK, 21-22 Eylül 2002 tarihleri arasında gerçekleştirdiği sözde Yürütme Konseyi toplantısı sonuç bildirgesinde, Türkiye'deki seçimlerin demokrasi ve barış açısından çok önemli bir adım olarak değerlendirildiği, seçimlerde Kürt halkının adaylarını demokratik bir şekilde seçebilmesinin önemli olduğu, Kürt halkının demokrasi ve barış için çalışmalarını ve varlığını DEHAP içinde güçlendirmesi, Avrupa'da yaşayan Kürtlerin tarihi rollerini oynayabilmeleri için güçlü bir çalışma yürütmeleri, İran ve Suriye'nin Kürt halkının siyasi haklarını ayaklar altına alma politikasından vazgeçmesi, KDP ve KYB arasındaki ortaklığın diğer Kürt örgütleri tarafından da kısa bir dönem
sonra gerçekleşmesi, iki parti arasındaki Washington Anlaşması'nın Kürt halkının genel çıkarları doğrultusunda değerlendirilmesi gibi hususlar sıralamıştır269.
Nitekim, KNK IV. Olağan Genel Kurul Toplantısı 21-23.12.2002 tarihleri arasında Brüksel yakınındaki Essene kasabasında De Montil Kongre Sarayı'nda gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca, KNK'nın mevcut (8) komisyonunun (5)'e indirildiği, bu kapsamda yeni oluşturulan komisyonların, Toplumsal Çalışma Komisyonu, Eğitim ve Kültür Komisyonu, Adalet ve İnsan Hakları Komisyonu, Dış İlişkiler Komisyonu, Kadın Komisyonu olarak belirlenmiştir.
Yürütme Konseyine ilişkin Alınan Kararlar çerçevesinde İsmet Şerif Vanlı, iki yıl görev yapmak üzere yeniden KNK Yürütme Konseyi Başkanlığına seçilmiş Yürütme Konseyi üyeliklerine ise, Remzi Kartal, Zübeyir Aydar, Cabbar Kadir, Musa Kaval, Abdullah Hicab, Ali Yiğit, Selim Baban, Nizamettin Toğuç, Engin Sincer, George Aryo, Nilüfer Koç, Munire Müftüzade, Heci Ahmedi, Berivan Doski, Zerdeşt Haço, Pervvin Rahim, Hiva Abdullah isimli şahıslar getirilmiştir.
Gerçekleştirilen bu toplantı terör örgütü PKK (KADEK)’in Sözde Genel Başkanlık Konseyinin açılış mesajının okunmasından sonra başlayarak ağırlıklı olarak Kuzey Irakta olası operasyonda ve sonrasında yapılacak ittifaklar ve ortak bir platform oluşturulması konuları görüşülmüştür. Kürt sorunun daha aktif bir şekilde dile getirilmesi için yapılacak çalışmalar karara bağlanmıştır.
KNK'nın IV. Genel Kurul toplantısı dolayısıyla Abdullah Öcalan'ın da üyelere talimat niteliğinde bir mesaj yayınlamıştır.
Toplantı sonrasında KNK Berlin bürosunun yeniden aktif hale getirilmesi amacıyla Zübeyir Aydar çalışmalara başlamıştır.
Toplantıda birçok karar alınmakla birlikte, bir kaçını sıralayacak olursak;
. Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın sözde tecrit koşullarını maruz kaldığı belirtilerek Öcalan üzerindeki sözde tecridin sona erdirilmesi ve özgürlüğünün sağlanması kampanyasının Yürütme Konseyi tarafından genişletilmesi ve koordine edilmesi,
. Türkiye-AB diyalogunda Kürt sorununun demokratik çözümünü gündeme getirmeyi hedef almak,
. Olası bır savaş müdahalede savaş anında iki cephe arasında kalacak olan BM denetimindeki Maxmur Mülteci Kampı'nın karşı karşıya bulunduğu sorunun diplomatik yollardan çözülmesi için çok hassas bir çalışmanın yürütülmesi,
. ABD, Ortadoğu ülkeleri, Afrika, Avrupa ve Kafkasya ülkelerini kapsayan tüm KNK üyelerinin, yeni dönemde özellikle diplomasi çalışmalarına ağırlık vermeleri,
. Kürdistan olarak adlandırdıkları bölgedeki kürt orijinli oluşumların (PDK, KYB ve PKK-KADEK) her türlü saldırılara karşı birleştirilmesi,
. KNK Kuzey Bürosu'nun Türkiye-AB ilişkilerini izleyen özel bir komisyonun kurulması,
. Birleşmiş Milletlerden (BM) kendisine gözlemci statüsü tanınmasını talebi,
. Birleşmiş milletlerden KNK'nin Ortadoğu'da 40 milyon nüfuslu Kürt halkının sözde temsilcisi olarak tanınması talebi,
. Kürt kimliğinin tanınması ve Kürt dilinde eğitimin Kürdistan ve Türkiye'de resmi olarak kabul edilmesi,
. Köylerinden sözde zorla çıkarılanların geri dönüşüne izin verilmesi, bu insanların uğratıldığı zarar ve ziyanın tazmin edilmesi yönünde kararlar alınarak, alınan kararlar doğrultusunda çalışmaların yoğunlaştırılması kararlaştırılmıştır.
Ayrıca KNK Başkanı İsmet Şerif Vanlı, toplantının kapanış konuşmasında; Kürdistan olarak adlandırılan bölgedeki kurulu devletlerden Kürtlerin demokratik siyasi ve kimlik haklarını kullanmaları önündeki sözde
engelleri kaldırmalarını, Türkiye'nin Kürtlere karşı savaşmamasını, belirterek, bu konularla ilgili devletlere mektuplar yazacağını söylemiştir.("Saddam Hüseyin'e hiç mektup yazmadım, ama Türkiye'ye yazarım" şeklinde açıklamada bulunmuştur..)
Yapılan Toplantıyla KNK yürütme konseyi görev dağılımı yapılmıştır buna göre;
Başkanı : Prof. İsmet Şerif VANLI
Başkan Yardımcıları : Cabbar KADİR – Ali YİĞİT
Sözcü : Remzi KARTAL
Diş İlişkiler Komisyonu Başkanı : Musa KAVAL
Dış ilişkiler Komisyonunun görevlerini Yürütme Konseyi'nin danışmanlığı ve desteğiyle yürütmekle birlikte üyeleri arasında;
Heci EHMEDÎ
Zorab ALOYAN
M. Şerif SERHANOĞLU
Zubeyir ABDULMELİK
Songül KARABULUT
Yakub MİRZA
Saleh JMOR
Fikrîye MUĞULTAY isimli şahıslar yer almıştır.
Yürütme Konseyi; Başkanla birlikte (17) üyeden oluşmakta olup, üyeler;
İsmet Şerif VANLI,
Remzi KARTAL,
Zübeyir AYDAR,
Cabbar KADİR,
Musa KAVAL,
Abdullah HİCAB,
Ali YİĞİT,
Selim BABAN,
Nizamettin TOĞUÇ,
Engin SİNCER
(04 Eylül 2003 tarihinde kandil dağlarında örgüt tarafından öldürüldü),
George ARYO (Asuri kökenli) ,
Nilüfer KOÇ,
Münire MÜFTÜZADE,
Heci AHMEDİ,
Berivan DOSKİ,
Zerdeşt HOCA,
Perwin RAHİM,
Mizgin (KOD) İlknur ŞEN isimli şahıslardır.
2003 dönemine gelindiğinde ise KNK, örgütlenme faaliyetlerini hız vermiştir. Yeni bürolar ve temsilcilikler açma cihetine gitmiştir. Ayrıca sürdürdüğü sözde diplomatik faaliyetlerin yanı sıra, örgütün dönem kampanyalarının başarısı için de ağırlığını koymaya çalışmıştır.
KNK Yürütme Konseyince 11-12 Ocak 2003 tarihleri arasında Brüksel'de yapılan bir toplantıda; Irak'taki durum ile Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşulları görüşülmüş, ayrıca Yürütme Konseyi görev dağılımında yapılan düzenlemeyle; KNK Başkan Yardımcılığına Cabbar Kadir ve Ali Yiğit, KNK sözcülüğüne Remzi Kartal ve Dış ilişkiler Komisyonu başkanlığına Musa Kaval isimli örgüt mensupları getirilmiştir. KNK Dış ilişkiler Komisyonu
Başkanı Musa Kaval, Avrupa Parlamentosunun 2003 Şubat ayı toplantısı esnasında Strasburg’a giderek KADEK'e destek sağlamak amacıyla bazı AP milletvekilleri ile temaslarda bulunmuştur.
Öte yandan, 01 Mart 2003 tarihinde Brüksel'de KNK Yürütme Konseyi 2. Toplantısı gerçekleştirilmiş, toplantı sonuç bildirgesinde, Abdullah Öcalan üzerindeki sözde tecrit kınanarak, bu amaçla yapılan eylemlerin arttırılması kararlaştırılmıştır. Bu yönlü olarak, örgüt yandaşı aydın ve sanatçıların da katılımıyla Brüksel'de 17 Mart 2003 tarihinde geniş katılımlı bir protesto gösterisi düzenlenmiştir.
Yine 17 Mart 2003 tarihinde KNK tarafından, AP'ye bir dosya sunulmuş, dosyada; Türkiye'de 03 Ağustos 2002 tarihinde Anayasa'da yapılan değişiklik ile Kürtlere tanınan kültürel hakların uygulamaya sokulması,
Kürtçe TV ve radyo kurma hakkının tanınması, Kürtçe eğitim hakkının verilmesi, Kürtçe isim hakkının serbest bırakılması, Abdullah Öcalan'a uygulandığı iddia edilen sözde tecride son verilmesi istenmiştir.
Örgüt tarafından 2002 yılında demokratik adımlar atılması hususunda bazı kararlar alınsa da Ak Parti tarafından 2010 yılında gündeme getirilen yeni anayasa çalışmalarına en önemli karşı tepkiyi yine PKK ve onun
çizgisinde faaliyet gösteren yapılar göstermiştir. Bu durum örgütün söylemlerinde samimi olmadığını göstermiştir. Ülkemizde yeni anayasa çalışmalarının yapıldığı ve bu yönde adımların atıldığı her dönem örgütün provokatif eylemlere girdiği gözlemlenmiştir.
Ayrıca KNK, 30 Nisan 2003 günü Avrupa Parlamentosunda (AP) bir konferans tertip etmiştir. Konferans "Çözüm İçin Diyalog Şart" başlığıyla duyurulmuştur. Konferansta özetle, Kürt sorununun çözümünde,
Türkiye ile Kürt tarafı arasında diyalogun şart olduğu tezi ileri sürülmüştür. Konferansta, "Kürt halkının kimliği kabul edilmeli, sosyal, siyasal, kültürel, politik hakları benimsenmeli. Cezaevindeki siyasi tutuklular ile KADEK elemanlarımı kapsayacak genel bir af çıkarılmalı ve bu kişilerin legal alanda siyaset yapmasının zemini sağlanmalı" görüşlerine yer verilmiştir.
Yine sözde KNK tarafından, 20-21 Haziran 2003 tarihlerinde Hollanda’nın Amsterdam kentinde "Yeni Dönemde Ortadoğu'da Kürt Sorununun Çözümü" konulu bir konferans tertiplenmiştir. Konferans sonuç bildirgesinde,
"Kürt halkının sözde Kürdistan’ın dört parçasında özgürlük ve demokratik dönüşüm için yoğun mücadele ettiği, Irak'ta kurulacak yeni hükümetin federal ve demokratik esaslar dahilinde kurulması gerektiği, Türkiye'ye yönelik sürdürülen Toplumsal Barış İçin Genel Af Kampanyasının desteklendiği" hususlarına yer verilmiştir. Toplantıya KDP-KYB dışındaki bazı bölücü partilerin üyeleri katılmıştır. Ayrıca ABD'den bazı bilim adamları da bu toplantıya katılanlar arasında yer almıştır270.
Nitekim KNK'nın Ağustos 2003 ayı içerisinde sürdürdüğü faaliyetlerinin merkezini, 06 Ağustos 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4559 sayılı Topluma Yeniden Kazandırma Yasası'na karşı yürütülen propaganda faaliyetlerin oluşturduğu gözlenmiştir. Bu kapsamda KNK Yürütme Konseyi adına yapılan yazılı açıklamalarda, mezkur yasanın amacına ulaşamayacağı belirtilerek, müzahir kitleye, sözde Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye etmek isteyenlere demokratik eylemlerle karşılık verme çağrılarında bulunulduğu görülmüştür. Böylece etki sahasında bulunan kitleler yasadışı eylemler yönünden kışkırtılmıştır.
Avrupa alanında 1999 yılında kurulan KNK, KADEK'in KONGRA-GEL'e dönüşüm sürecinde Öcalan’ın talimatıyla terör örgütünün çatısı altında yer almayı planlamış, ancak bu duruma KNK altında faaliyet gösteren bölücü terör örgütü dışındaki şahısların (Türkiyeli olmayan) karşı çıkması üzerine 2003 yılından itibaren faaliyetlerinde gittikçe bir daralma yaşanmıştır.
Bu dönemde bazı üyelerce temsile ilişkin olarak, KONGRA-GEL'in Avrupa'da birçok ülkede terör örgütü olarak tanınmasından ötürü politik girişimlerde sorunların ortaya çıkabileceği ve KNK'nın işlevini yitirdiği gerekçesiyle kendisini feshetmesi gerektiği gibi düşünceler dile getirilmiştir.
Bu tartışmalarla birlikte dönemin KNK başkanı İsmet Şerif Vanlı ve dış ilişkiler sorumlusu Musa Kaval istifa etmiştir. Musa Kaval'ın istifası ile birlikte boşalan yere ise eski Balkanlar sorumlusu Ahmet (K) Gülabi Dere
getirilmiştir. 2004'te yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında ise KNK'nın devamından yana karar alınmış ancak Paris, Berlin, Brüksel başta olmak üzere bazı önemli merkezlerde az sayıda büro üzerinden faaliyetler yürütülmeye çalışılmış, bazı bürolar ise kapatılmıştır. Bu bağlamda 2004 yılında KNK'ya diplomatik temsilcilik statüsü tanınması için Belçika Dışişleri Bakanlığı'na yapılan başvuru reddedilmiştir.
Özet olarak, teröristbaşının yakalanmasının hemen akabinde Sürgünde Kürt Parlamentosu'nun yerine kurulan KNK, tüm Kürtleri temsil etme iddiasında olmasına rağmen bunu politik olarak başaramamış ve terör örgütü PKK'nın bir lobi komitesi olarak işlev görmeye devam etmiştir.
Bölücü terör örgütünün kampanyaları paralelinde açıklama ve girişimler ile gündem oluşturmaya çalışan KNK, faaliyetlerini, bünyesinde yer alan şahısların geçmişte kurdukları kişisel ilişkiler çerçevesinde yürütebildiği için sınırlı etkide bulunabilmiştir. Dönem itibarıyla başkanlığını münfesih DEP milletvekillerinden Ali YİGİT'in yaptığı; “KNK giderek fonksiyonunu yitirmiştir” açıklaması durumu özetler niteliktedir.
Bu durumun altında yatan temel neden Öcalan’ın kendisi dışında bir gücün etkinlik olarak öne çıkmasını istememesinden kaynaklanmaktadır. Öcalan, KNK üyelerinin Avrupa’da muhatap olarak görülmesinden ve kendisine alternatif bir ismin palazlanmasından kaygılanmış ve KNK’yı işlevsiz bir hale getirmiştir.
Bu durumun farkında olan teröristbaşı da avukatları ile yapmış olduğu görüşmelerde KNK ve KONGRA- GEL'in yeni bir isim altında birleştirilebileceği mesajlarını vermeye başlamıştır. Ancak, aradan geçen
zaman zarfında teröristbaşının bu isteği gerçekleştirilememiştir.
Teröristbaşı A. Öcalan'ın avukatları ile 20 Haziran 2007 tarihinde yaptığı görüşmede; "KNK ile KONGRA-GEL'in birlikteliğine, diğer görüş ve örgütler de dahil edilerek, oluşturulacak olan yeni örgüte diplomatik misyon görevinin verilmesi gerektiğini" belirtmiştir.
Örgüt tarafından yapılan değerlendirmelerde, SKP ve KNK’nın Avrupa’daki faaliyetleri düzenleme adına ortaya koyduğu çalışmalarda başarılı olamadığı ve Filistin örneğindeki başarının yakalanmadığı ifade edilmiştir.
Bu başarısızlığın altında yatan nedenler ise;
1-Sürgünde Filistin Parlamentosu İsrail’e karşı kurulmuş, Müslümanları temsil eden bir yapıdır. Fakat SKP ise Türkiye’ye karşı kurulmuş ve Kürt halkının desteğini alamamıştır.
2-İsrail Yahudi olup, Müslümanlar ile savaşırken, Türkiye Müslümanların ezici çoğunlukta olduğu bir devlettir. PKK ise Marksist-Leninist-Sosyalist bir örgüt olarak Müslümanları hedef seçmiştir.
3-PKK, Kürtlerin düşmanı olan ve 1914’den önce yüzbinlerce Müslüman Kürdü katleden Ermeni örgütleriyle ittifak yaparak, işin başından Doğu halkını temsil etmediğini göstermiştir.
4-SFP’na bütün Filistinli örgütler destek verirken, SKP’na bölücü örgütler destek vermemişlerdir. Çünkü PKK, ilk savaşını Türk devletine değil, diğer Kürtçü örgüt ve gruplara karşı yapmıştır. Devam eden dönemde de
örgütün en önemli hedefleri arasında diğer etnik Kürt örgütlerinin militanları yer almıştır.
5-Filistin Kurtuluş Mücadelesi tüm Filistinlilerce kabul görürken, PKK’nın faaliyetleri sözde temsil ettiği bölge halkınca reddedilmiştir. Günümüzde bile halen 60 bin korucu çok az bir gelirle örgütle mücadele etmeyi
sürdürmektedir.
6-Filistinliler İsrail’le savaşı bir cihat olarak nitelerken, Türkiye’de ezici çoğunluktaki Kürtler vatandaşımız PKK ile savaşı kutsal kabul etmiştir.
7-KNK üyeleri başta olmak üzere çok sayıdaki örgüt yandaşı kadro halktan zorla para toplamış ve bu paraların önemli bir bölümünü de yakın çevrelerine aktarmıştır. Örgüte katılan bireylerin dini inanç, insanı
değerler ve toplumsal ilişkiler açısından tüm değerleri yitirmesi ve aile bağlarından kopmaları örgütün kabul görmemesinde etkili olmuştur.
SKP’nin faaliyetleri ile ilgili örgütün Avrupa Sorumlularından D. K.'un ifadesinde; “…PKK/ERNK örgütünün Kadın örgütlenmesi olan YAJK (Yekitiya Azadiya Jinen Kürdistan-Kürdistan Özgür Kadınlar Birliği) içerisinde
Hollanda ve Almanya'da bölge yöneticiliğine kadar yükselen bir süreçte görev yaptım. YAJK daha sonra EJAK (Eniya Jinen
Azadiya Kürdistan-Kürdistan Özgür Kadınlar Birliği) olarak değiştirildi.
…
Kürt derneklerinin düzenlediği şenlikler ve okuduğum yayınların etkisi ile PKK/ERNK örgütüne sempati duymaya başladım. Hollanda ve Almanya'da benim bildiğim Kürt dernekleri; Eindhoven'da Kürt Kültür Derneği vardır. Diğer derneklere gitmiyordum. Ancak tüm derneklerin bağlı olduğu, KON KURD Kürt dernekleri federasyonu vardır.
1992 yılında yapılan KUM (Kürdistan Ulusal Merkezi) seçimlerine Hollanda'dan aday olarak katıldım. Benden sonra kaç kişinin seçildiğini ve isimlerini hatırlamıyorum. KUM içerisinde kurulan kadın komisyonuna seçildim. KUM milletvekili olarak Avrupa'dan seçilen Milletvekilleri ile birlikte uçakla Suriye'ye gittik. Buradan Kuzey Irak'a geçerek Zeli kampında yapılan toplantıya katıldım. 1993 yılında yapılan toplantıda bir ay kadar kaldım. Eğitim çalışmaları düzenlendi. Neler yapabileceğimiz hususunda görüş alışverişinde bulunduk. Bu sırada başkanlık tarafından verilen talimat gereği ateşkes sürecine girilince KUM feshedildi. Hollanda'ya döndüm.
…
Ancak 1995 yılında PKDW (Sürgünde Kürt Parlamentosu) seçimlerine katılıp yine Hollanda'dan milletvekili seçildim. Bu arada YAJK içerisinde Arnheim bölgesinde EJAK bölge sorumluluğu yapıyordum. 1993-1995 yıllan arasında
Kuzey Almanya'da Hannover şehrinde örgütlenme çalışmaları yürüttüm.
…
Almanya'da yasaklı idi ancak diğer ülkelerde yasak olmadığından dolayı kolay hareket edebiliyorduk. Benim görev alanım propaganda, örgütlenme yapmak idi. Bizim Avrupa ERNK merkezine bağlı YAJK faaliyetimiz bu şekilde oluyordu. Daha sonra YAJK kontenjanından Hollanda'da milletvekili seçildim.
SKP içerisindeyken kurulan heyette Nejdet Buldan ile birlikte Almanya işçiler Partisine gittik. Burada yetkililerle buluşuyorduk. Orada bulunan sendika yetkilileriyle görüşüyorduk. Faaliyetlerimizi anlatıp destek istiyorduk. YAJK içerisinde faaliyet gösteren benim bildiğim örgüt mensupları ve alanları şunlardır;
…SKP içerisinde heyet halinde Hollanda'da yapılan görüşmelere katılmadım, kadın komisyonu üyesi olarak görüşmelere katılmadım. SKP başkam Yaşar Kaya idi.
SKP kadın komisyonunda Aysel Doğan'da vardı. 1998 yılında SKP seçimleri yenilenmesinden önce 1997 yılında Avusturya-Viyana'da SKP tarafından düzenlenen toplantıya katıldım. 1997 yılı sonlarında katıldığım bu toplantıda değerlendirmelerde bulundum. Burada Avusturya Polisi tarafından yakalanarak gözaltına alındım. Almanya Polisi Bad
Kreuznack şehrinde Türk-Alman dostluk derneğinin molotoflanması eyleminin talimatım verdiğim suçlaması ile hakkımda yakalama karan çıkartılmıştı. Bu karara istinaden yakalanıp (5) ay kadar tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldım.
...
1998 yılı yaz aylarında tekrar Hollanda da YAJK kontenjanından SKP'ye milletvekili olarak seçildim. Kadın komisyonunda görev aldım. Örgütün Avrupa'daki gelir kaynaklan, düzenlenen şenlikler ve halktan toplanan paralarla sağlanıyordu. Bu faaliyeti ERNK cep örgütlenmesi yürütüyordu
…
Avrupa'da düzenlenen protesto gösterileri, festival ve şenlikleri genelde Kürt dernekleri organize ediyordu. Parti liderimiz Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonra kitleler halinde düzenlenen gösteriler oldu. YAJK olarak bizde bu gösterilere katıldık. YAJK'ın yapılanması partileşmeye yönelik olarak PJKK(Partiye Jinan Karkeren Kürdistan-Kürdistan
Kadınlar İşçi partisi) olarak yaklaşık bir yıl önce değiştirildi. Aynı şekilde örgütleme ve eleman kazandırma faaliyetlerine devam ettim. 29 Eylül 1998 tarihinde Roma yakınlarında SKP tarafından düzenlenen toplantıya Hollanda milletvekili olarak katıldım. Burada İsmet Şerif Vanlı başkanlığında yapılan toplantıda katılan üyelerin hepsi, … 13.07.1998 tarihinde Belçika'da
yapılan örgütsel toplantıya katıldım. Bu toplantı sırasında Belçika polisi gelerek kimlik kontrolünü yaptı ve daha sonra serbest bıraktı,
YAJK adına MED TV'de yayınlanan bir canlı yayma katıldım. Nevruz kutlamaları sırasında idi. Bende telefonla katılıp kısa bir konuşma yaparak kutlama yaptım. Belçika'da ERNK sorumluluğunu üstlenmedim ancak Hollanda ile Belçika birbirine çok yakın olduğundan Belçika'da düzenlenen birçok toplantıya katıldım…” şeklinde bilgiler ifade edilmiştir.
KON-KURD (Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu)
PKK'nın Avrupa çapında sürdürdüğü faaliyetleri açısından en işlevsel konumda bulunan ve örgüte büyük yararlar sağlayan KON-KURD, KADEK döneminde de örgütçe verilen rolü en üst düzeyde yerine getirmiştir.
2002 yılı itibarıyla merkezi Belçika'da bulunan KON-KURD; Belçika, Hollanda, Danimarka, İsviçre, Avusturya, Fransa, Almanya, İsveç ve İngiltere’de faaliyet gösteren federasyonların yanı sıra Avustralya ve
Kanada'da faal olan toplam (11) federasyonun üst kuruluşu olarak varlığını sürdürmüştür. Demokratik kitle örgütü görüntüsü ile Avrupa düzeyinde örgüt faaliyetlerine büyük destek ve avantaj sağlamıştır.
KON-KURD'un amacı, Avrupa'daki Kürt kitlesinin azami desteğini örgüte sağlamak olmakla birlikte, Avrupa kamuoyunun desteğinin de sağlanması hedeflenmiştir. Avrupa ülkelerinin siyasi gündemine sözde Kürt sorunu nun yerleştirilmesine yönelik muhtelif etkinliklerin ve faaliyetlerinin koordine edilmesi KON-KURD'un temel amaçlarından sayılmıştır.
KON-KURD'a bağlı olarak;
1-YEK-KOM (Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu),
2-FEY-KOM (Avusturya Kürt Dernekleri Federasyonu),
3-FEK-BEL (Belçika Kürt Dernekleri Federasyonu),
4-FEY-KURD (Danimarka Kürt Dernekleri Federasyonu),
5-FKDF (Fransa Kürt Dernekleri Federasyonu,),
6-FED-KOM (Hollanda Kürt Dernekleri Federasyonu),
7-KWK (İngiltere Kürt Dernekleri Federasyonu),
8-KURDİSKA-RADET (İsveç Kürt Dernekleri Federasyonu),
9-FEKAR (İsviçre Kürt Dernekleri Federasyonu),
adı altında örgütlenen kurumlar faaliyet göstermiştir.
2003 dönem içinde KON-KURD'un faaliyetleri ağırlıklı olarak örgütün dönem kampanyalarını organize etmek şeklinde gelişmiştir. Bunun yanı sıra bağlı federasyonlardan başlayarak içe yönelik örgütlenme faaliyetleri de yürütmüştür.
Bu çerçevede KON-KURD'un 10. Olağan Kongresi 25 Ocak 2003 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Kongre neticesinde, KON-KURD çalışmalarının odak noktasını, Abdullah Öcalan üzerinde uygulandığı iddia edilen sözde
tecridin kaldırılmasına matuf faaliyetler oluşturmuştur. Diğer yandan bu zamanda Kürt dili ve lehçelerinin geliştirilmesi konusunda yapılan etkinliklere KON-KURD'un öncülük ettiği görülmüştür 271.
Mart 2003 tarihinde KON-KURD’un organizesinde örgüt militanları tarafından Strasburg’da bir yürüyüş gerçekleştirilmiştir 272.
13 Eylül’ de Avrupa genelinde bir Festival tertiplenmiş olup, başta Almanya olmak üzere gösteriler gerçekleştirilmiştir 273.
11 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder