30 Kasım 2018 Cuma

SİYASAL KARAR ALMA ORGANLARI ÜZERİNDE ÇIKAR VE BASKI GRUPLARININ ETKİLERİ , BÖLÜM 5

SİYASAL KARAR ALMA ORGANLARI ÜZERİNDE ÇIKAR VE BASKI GRUPLARININ ETKİLERİ , BÖLÜM 5


II. BASKI GRUBU KATEGORİLERİ

Baskı grupları ülkelere, ülkelerin sahip oldukları siyasal sistemin özelliklerine, ülkelerin tasıdıgı demokrasi anlayısına göre çok çesitlilik arz ederler. 

Baskı grupları her seyden önce sivil ve örgütlenmis toplum kavramının bir türevi olarak ortaya çıkmıslardır. Degisik sivil toplum tanımları yapılabilse de modern sivil toplum anlayısının bes ana ögesi mevcuttur. (YORGANCI,2000) Bu ögeler su sekilde sıralanabilir. 
Öncelikle modern sivil toplum çesitli düzeylerde örgütlenmis kuruluslardan meydana gelir. Bu kurulusların islevlerini sadece maddi olarak degerlendirmemek gerekir. Bu kurulusların dini, kültürel, sosyal vb. islevleri de mevcuttur. Bu yönleriyle bu kuruluslar toplumsal bütünlesmeye katkıda bulunurlar. 

Bireylerin sivil ve gönüllü kuruluslara katılımı sadece gönüllülük esasına göre gerçeklesebilir. Baska bir deyisle ileriki bölümlerde açıklanacak olan sivil toplum 
kuruluslarına (STK) üye olmak siyasi ya da dogal bir mecburiyete dayanmaz. 
Sivil toplumun temeli hukuk devleti anlayısıdır. Sivil toplumun devletten bagımsız yapılanması temelde hukuki zeminden yoksun oldugu anlamına gelmez. 
Çünkü demokratik prensipler, ifade özgürlügü, özel yasam gibi kavramlar sivil toplumun temelini teskil ederler. 
Sivil toplum her kesimden vatandasın temsil edilebildigi ve müsterek iradenin olustugu bir zemin hazırlar. 
Sivil toplum anlayısı özellikle kamu hizmetlerinin sunulmasında bir tür ikame anlayısı tesis eder. Bu anlayıs neticesinde de devlet bazı görev ve yetkilerini sınırları yasalara uygun olması kaydıyla sivil toplum kuruluslarına devredebilmektedir. 
Sivil toplum anlayısının sahip oldugu ögeleri sıraladıktan sonra bir tanım yapmak gerekirse ‘’sivil kavramı resmi veya kamu tanımlamasının bir karsıtı oldugundan, sivil toplum kurulusu kavramını devlet ve kamu sektörü haricinde olusan ve eylem etkinliklerini hükümet, parlamento, siyasi partiler ve bürokrasi üzerine odaklayan çıkar ve baskı grupları olarak kabul etmek gerekir. ’’(YORGANCI,2000) 

Günümüzün çagdas toplumunun çogulcu çehresi, iktidarın salt tek elde toplanmasına imkan tanımayıp genis bir alana yayılmasını gerektirir. İktidarın 
farklılasması ise farklı örgütlerin siyasetin olusumuna katkıda bulunmasını kaçınılmaz kılmaktadır. İşte bu farklı örgütler sivil toplum kuruluslarıdır ve fonksiyonları ise siyasi karar alıcıları etkilemektir. (AY,2003) 
Su anda tüm dünyada ne kadar sivil toplum kurulusu oldugunu söyleyebilmek miktarın çoklugu nedeniyle imkansız gibidir. Bununla birlikte bu kuruluslar 
‘’örgütlenmede ve yönetimleri politika degisimine zorlamada çok güçlü ve etkilidirler.’’(KETTLE,2000) 

Serif Mardin Türkiye’de sivil toplum kavramının Sinasi ve Namık Kemal gibi düsünürlerin öncülügünde 1880’lere kadar geri götürülebilecegini ifade 
etmektedir.(MARD N,2004) 
Buna karsın STK’ların Osmanlı Devleti’nin kurulusuna kadar uzandıgı da ileri sürülebilir. Lonca ve ahilik gibi teskilatlar ile tarikatlar Osmanlı Devleti içindeki ilk baskı grupları olarak nitelendirilebilirler.(ASLAN ve GÜL;2004) 
Türkiye’de sivil toplum uzun bir geçmise sahiptir. Bununla birlikte Türkiye’de sivil toplum kurulusları incelendiginde ‘’devletin yasalarla beslenen baskıcı tutumu, STK’lar arası açık ve süreklilik kazanmıs bir iletisim agının ve is bölümünün bazı olusumlar dısında henüz yerlesememis olması, örgüt içi yapılanmadan ve isleyisinden kaynaklanan problemler ve halk katılımının yeterli ölçüde saglanamaması ilk bakısta göze çarpan unsurlardır. ’’(AKSİT,TABAKOGLU,SERDAR,2002:17-18) 

Sivil toplum kuruluslarının varlıgı katılımcı demokrasinin de bir geregi olarak gösterilir. Söyle ki ‘’katılımcı demokrasi ve STK’lar toplumun bireylerine siyasal 
partilere girmeden kamusal özne olma ve yasamına yeni anlamlar katabilme yolunu açmıstır.’’ (TEKELİ) 
Sivil toplum örgütleri çogulculuk, seffaflık ve katılım temelinde islevseldir. 
Bireylere kendilerini ifade etme olanagı saglarlar Sivil toplum kentli kültürünü ve farklılıkların bir arada bulunmasını gerektirir.(BAYHAN;2002) 
Sivil toplum ve sivil toplum kuruluslarından sonra baskı grubu kategorileri incelenebilir. 
Her seyden önce baskı grupları ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Bu farklılıklar ülkelerdeki demokrasi anlayısının, siyasal sistemin ve toplumsal kültürün farklı 
olusunun sonucudur. Bu çalısmada modern, çogulcu, katılımcı batı demokrasileri ele alınacaktır. 
Baskı gruplarını amaçları, faaliyet sahaları, örgütlenme sekilleri gibi kriterler dikkate alınarak çesitli kategorilere ayırmak mümkündür. 

A) AMAÇ YÖNÜNDEN BASKI GRUPLARI 

Öncelikle baskı grupları en temel kriter olarak amaçları göz önüne alındıgında iki kategoriye ayrılırlar. 
Bunlardan birincisi üyelerine ve hedef kitlesine hizmet götürmeyi amaçlayan sektör gruplarıdır. Digeri ise belli bir görüs ve ideolojiyi yaymayı amaçlayan dava gruplarıdır. (YORGANCI, 2000) 
Eryılmaz da baskı gruplarını amaçları ve konuları bakımından benzer bir sekilde maddi çıkarlar etrafında toplanan ve ortak fikirler ve degerler için çalısan gruplar olarak iki sekilde sınıflandırmıstır.(ERYILMAZ,2004) 

Keza benzer sekilde HENNESSY de baskı gruplarını üyeleri adına yarar saglamak ya da üyelerinin olası çıkar kayıplarını önlemek için siyasal karar alma 
sürecine maddi mülahazalarla etki yapmaya çalısanlar ve maddi amaçlardan farklı olarak sosyal, ahlaki ve çevresel amaçlarla kurulan gruplar olarak iki kategoriye ayırmıstır.(HENNESSY,2000) 
Aktan ise baskı gruplarını temelde amaçları yönünden ekonomik çıkar ve baskı grupları, kültürel çıkar ve baskı grupları seklinde daha temel bir ayrıma tabi 
tutmustur.(AKTAN,1993) 
Amaçları yönünden baskı grupları ekonomik amaçlı gruplar ve kültürel amaçlı gruplar olarak ikiye ayılır. 

1. EKONOMİK AMAÇLI BASKI GRUPLARI 

Bu tür baskı gruplarının temel güdüsü maddi çıkar kazanımı ya da olası maddi 
çıkar kayıplarının önlenmesidir. 
Maddi ya da ekonomik amaçlı olarak kurulan baskı gruplarının en bilinenleri özel sirketler, isveren örgütleri, isçi sendikaları, esnaf, sanatkar ve ticaret odaları, 
borsalar, basın ile ulusal ve uluslararası iktisadi ve mali kuruluslardır. 
Bu tür baskı grupları toplumun belli bir kesiminin çıkarlarını savunmayı ve gelistirmeyi amaçlayan ekonomik amaçlı örgütlerdir. Bu tür gruplarda kitlesel ve daimi bir üyelik yapısı vardır. 
Ekonomik amaçlı baskı grupları maddi kaynakları dagıtan ve kullanan siyasi karar alıcılar kadar toplumdaki diger baskı gruplarıyla da sürekli bir mücadele 
içindedirler. Çünkü bir baskı grubunun kendi üyelerine sagladıgı ekonomik çıkar artısı hiç süphesiz toplumdaki diger baskı gruplarına ayrılacak ekonomik imkanların azalması demektir. 

Ekonomik amaçlı baskı grupları örgütlü gruplardır. Hem üye sayıları dikkate alındıgında hem de mali anlamda çok güçlü kuruluslardır. Bütün baskı gruplarında oldugu gibi bu tür baskı gruplarına katılım da gönüllülük esasına dayalıdır. 

2 . KÜLTÜREL AMAÇLI BASKI GRUPLARI 

Kültürel amaçlı baskı grupları maddi güdülerden ziyade sosyal, ahlaki, çevresel, dini vb. mülahazalarla kurulmus örgütlerdir. 
Bu örgütler genellikle toplumda ezilen ya da insan haklarından gerektigi sekilde yararlanamadıgına inanılan kesimlerin haklarını savunmak için kurulmuslardır. Kadın, çocuk, gay ve lezbiyen dernekleri bunlara örnek olarak gösterilebilir. Bu tip örgütlere ‘’dava grupları’’ denir.(YORGANCI,2000) 
Kültürel amaçlı baskı gruplarından bazıları da çevresel mülahazalarla kurulmustur. Türkiye’de TEMA dünyada ise Greenpeace en bilinenleridir. Bu tip baskı gruplarının amaçları dünyadaki ekolojik dengenin sürdürülebilmesi ve korunmasıdır. 

Kadın ve çocuk hakları örgütleri basta olmak üzere bazı sosyal amaçlı kuruluslar ise dünyada cinsiyet ve ırk ayrımına karsı mücadele etmektedirler. 
Kültürel amaçlı baskı gruplarına katılıs da gönüllülük esasına dayanmaktadır. Bununla birlikte bu tür baskı gruplarının ömürleri savundukları degerlerin ya da 
ideolojilerin ömürleriyle dogru orantılıdır. Söyleki dünyada çocuk hakları konusunda bir problem kalmazsa, bu konudaki örgütlere de ihtiyaç duyulmaya bilir.

B) FAALİYET SAHALARI YÖNÜNDEN BASKI GRUPLARI 

Baskı grupları genellikle ulusal açıdan degerlendirilmesine ragmen günümüz dünyasında teknolojik gelismeler neticesinde ortaya çıkan küresellesme kavramı dikkate alındıgında ulusal boyutta degerlendirmeler yetersiz kalacaktır. Bu nedenle faaliyet sahaları dikkate alındıgında baskı grupları uluslararası, ulusal ve yerel baskı grupları olarak üçe ayrılabilir. 

1. ULUSLARARASI BASKI GRUPLARI 

Uluslararası baskı grupları genellikle uluslararası alanda faaliyette bulunurlar. 
Özellikle çok uluslu sirketler sahip oldukları devasa ekonomik güç ve istihdam ettikleri bireylerin çokluguyla çok etkili baskı gruplarıdır. Günümüzde artık pek çok sirket çok degisik ülkelerde maliyetleri azaltma amacıyla yatırım yapmaktadırlar. Dolayısıyla yatırım yaptıkları ülkelerdeki siyasi karar alıcıları kendi üyelerinin lehine etkilemek istemeleri esyanın dogası geregidir. 
Uluslararası medya da çok etkili bir baskı grubudur. Medya kökenli baskı gruplarının etkisi ise yalnızca onun sahip oldugu ekonomik güçten kaynaklanmaz. 

Medya kökenli baskı gruplarının sahip oldukları asıl güç onların kamuoyu olusturabilme ve kamuoyunu etkileme güçleridir. 
Avrupa Birligi, sahip oldugu kurumsal çatısıyla uluslar üstü bir sistemdir. Bu sistemin de alacagı siyasal kararları etkilemeye çalısan baskı grupları mevcuttur. 

ALKAN bu grupları, Eurogrup, ulusal federasyonlar ve birlik ülkeleri dısından gelip de çıkarları dogrultusunda AB birimlerinde çaba harcayan gruplar olarak üçe ayırmaktadır.(ALKAN,1999) 

Eurogruplar AB’ne üye ülkelerdeki aynı çıkarı paylasan baskı gruplarının olusturdugu ve karar alma sürecini en çok etkileyebilen kuruluslardır 
Ulusal federasyonlar ise ulusal-sektörel çıkarlar dogrultusunda faaliyet gösteren baskı gruplarıdır. 

Üçüncü tip baskı grupları ise AB çapında faaliyet gösteren birlik ülkeleri dısından gelen ve çıkarları dogrultusunda AB birimlerinde çaba harcayan gruplardır. 
Bunlar genellikle, Japonya, ABD, Çin kökenli sirketlerdir. Mesela Japon İsadamları Birligi’nin temsilcilerinden olusan bir delegasyon Brüksel’de sürekli olarak bulunmakta ve lobicilik faaliyetinde bulunmaktadır.(ALKAN,1999) 
Uluslararası örgütler günümüz dünyasını etkileyen biçimlendiren çok önemli aktörlerdir. Uluslararası örgütler küresel nitelikli olanlar ve bölgesel nitelikli olanlar olarak ikiye ayrılırlar.(HASGÜLER ve ULUDAG;2004) 
Küresel nitelikli uluslararası örgütlerin basında Birlesmis Milletler ve onunla iliskilendirilen Uluslararası Çalısma Örgütü (ILO), Uluslararası Para Fonu(IMF), Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Dünya Saglık Örgütü (WHO) v.b. örgütler gelmektedir. 

Bölgesel nitelikli uluslararası örgütlerin en bilinenleri ise NATO, AB, AGİT, 
Ekonomik sbirligi ve Kalkınma Teskilatı (OECD) v.b.’dir. (HASGÜLER ve ULUDAG;2004) 

Uluslararası örgütler zaman zaman baskı grupları gibi islev görmektedirler. 
Örnegin Birlesmis Milletler Teskilatı genel ve küresel sorun olan soykırım, insan hakları, kadın ve çocuk hakları, çalısma yasamının düzenlenmesi v.b. konularında tüm dünyada siyasal karar alıcıları etkileyen bir uluslararası baskı grubu niteliginde dir. 

Benzer sekilde uluslararası çapta örgütlenen hükümetler dısı uluslararası örgütler de mevcuttur. Bu örgütler sivil toplum anlayısının bir ürünü olarak kurulmuslar dır. 
‘’ Totaliter mekanizmaları sarsmada ve demokratiklestirmede anahtar role sahip olan“ (HASGÜLER ve ULUDAG,2004:298)uluslararası hükümet dısı kuruluslar uluslararası sendikalardan, kisisel nitelikli örgütlenmelere (Lions, rotary klüpleri ve masonluk gibi) ve uluslararası vakıflara kadar çesitlilik gösterirler. 

Türkiye açısından konuya bakıldıgında ise ortaya çıkan manzara su sekildedir. Türkiye yogun olarak uluslararası baskı gruplarının faaliyetlerine sahne olmaktadır. 

Bugün Türkiye’de pek çok holdingin çok güçlü yabancı ortakları mevcuttur. Keza Türkiye İsveren Sendikaları (TİSK) 28 yıldır Avrupa Sanayi ve sveren 
Konfederasyonları Birligi (UNİCE)’nin üyesidir.(KUTADGOBİLİK,2005) Yine TİSK raporuna göre AB ile tam üyelik görüsmelerine baslayan Türkiye’de 
Müzakere dari Yapısında özel sektör grupları (TİSK,TOBB,TÜSİAD vb,) çalısma gruplarında yer almalıdırlar. (TİSK,RAPORU,2005) Bu görüsün temeli ise danısma gruplarının çalısma grupları kadar etkili olamayacagı düsüncesidir. TİSK hiç süphesiz çalısma grupları içinde yer almakla kendi üyelerinin çıkarlarını maksimize etmeye çalısmaktadır. 
Uluslararası baskı grupları ile ilgili olarak su husus da önemle belirtilmektedir ki, bu tip baskı grupları için tüm dünya ve hatta uzay eylem alanıdır. 
Ahlaki, sosyal degerler, ve çevresel mülahazalarla kurulmus uluslar arası baskı grupları da mevcuttur. Bunların en bilineni ise bir çevre örgütü olan greenpeace’dir 


6 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder