23 Şubat 2019 Cumartesi

HAKKARİ İLİNİN GENEL DURUMU, DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE VE HAKKARİ'DE MEYDANA GELEN TERÖR OLAYLARI BÖLÜM 19

HAKKARİ İLİNİN GENEL DURUMU, DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE VE HAKKARİ'DE MEYDANA GELEN TERÖR OLAYLARI BÖLÜM 19



Komisyonumuzun 22.02.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Hakkâri İl Jandarma Komutanı J. Kur. Alb. Erhan KUBAT ifadesinde: 

" PKK terör örgütünün Haziran 2004'ten itibaren sözde ateşkesinden vazgeçtiğini, gübrelerle, şekerlerle yaptığı patlayıcı maddeleri geliştirdiğindik başlarda tüp, havan mermilerim kullanmaya başladığını, daha sonraları ise tamamen yüksek patlayıcı, askeri birimlerin kullandığı A-4, C-4'lerle ve uzaktan kumandalı, kontrollü mayınlarla, bombalama, mayınlama eylemleri yapmaya başladığını, özellikle 2005 yazı ile birlikte bölgede emniyet ve jandarma bölgelerinde yoğun patlamalar yaşanmaya başlandığını, sorumluluk bölgelerinde 1 Ocaktan itibaren (21) tanesi patlama, (16) tanesi bulma şeklinde (37) patlayıcı olayının meydana geldiğini, bu patlamaları çözmek maksadıyla, istihbari çalışmalar yapüklannı,zaman zaman müşterek olarak çalıştıkları emniyet ve istihbarat birimleriyle ortak çalışmalar yaptıklarını, 5271 sayılı CMUK ve 5397 sayılı Bazı Kanunların Değişikliğine Dair Kanunlar gereğince dinlemeler yaptıklarım, Bu dinlemelerde patlamaları örgütün yaptığına dair konuşmaları tespit ettiklerini ve buna ilişkin delilleri ilgili adli birimlere teslim ettiklerim, 
özellikle yaptıkları açık bir istihbaratta örgütün iki mensubunun kendi aralarındaki konuşmalarında 5 Ağustos'ta 5 Askerimizin şehit olduğu Şemdinli'deki patlamayı kendilerinin yaptıklarım üslendiklerini tespit ettiklerini, 
Yine Şemdinli'de çöplük bölgesinde 3 askerin şehit olduğu patlamayı örgütün 
üstlendiğini, 1 Kasımda meydana gelen büyük patlama sonrasında açık kaynak olarak örgüt elemanlarının patlama olayım Bölücübaşına uygulanan tecrite ve daha önce yapılan operasyonlarda Güvenlik Kuvvetlerimizce öldürülen Doğan ve Azat adlı teröristler anısına yaptıklarını ifade ettiklerini tespit ettiklerini, vatandaşların zarar görmesiyle bundan etkilendiklerini ve olayı saklama yoluna gittiklerini, bu eylemlerin emrini Şehit Britan Taburu Komutanı Demhat kod adlı Diyarbakır doğumlu teröristin verdiğini.şahsın şu anda örgütten kaçtığı ve K.Irak'ta Selahaddin Şehrinde bulunduğunu verdiği eylemlerin planlanmasından da Hakurki'de özel öz savunma güçlerinden Malazgirt doğumlu Agiri kod adlı teröristin yönlendirdiğini, Şehir merkezinde meydana gelen patlama olaylarıyla ilgili vergi adı altında para toplama faaliyetlerini Suriyeli Halil kodun liderliğini yaptığı ve grup içerisinde öz savunma birliği olarak adlandırılan 5-6 kişilik grubun organize ettiğini, ellerinde bu yönde delil olduğunu ve bunu adliyeye sunduklarını, Hakkâri merkezde evine bomba konan Hasan ÖZTUNÇ'tan, terör örgütünün yüklü miktarda para istendiğini ancak kabul etmediğini, onun için korkutma nedeniyle bomba attıklarım, Mehmet Baş isimli şahsın da vergi vermeyi kabul etmediğinden aracına bomba konduğunu, Hacı Özdemir adlı şahsın para pazarlığı yaparak kendilerini oyalamaya çalıştığından aracına eylem yapıldığı şeklinde bilgileri olduğunu, yakalanan terörist ifadelerinde de bu hususlara değinildiğini, yani örgütün vergilendirme adı altında bölgeden 
haraç topladığını, haraç vermeyenlere karşı bombalama dahil her türlü eylemin yapıldığını, Bölgede yaşanan patlamaların tamamının faillerinin PKK terör örgütü olduğunu, örgütün acımasızlığı karşısında vatandaşın bu konularda ifade vermeye yanaşmadıklarım, Jandarma Genel Komutanlığının istihbarat yetkisini 2803 sayılı Kanunun ek 5 inci ve Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun da Ek 7 nci maddesinden aldıklarını, Buna göre, tüm yurt sathında istihbarat yapma yetkilerinin olduğunu, ancak istihbaratın operasyon yetkisinin olmadığını, istihbaratın doğası gereği sınırını çizmenin zor olduğunu, 9 Kasım patlamasının 
meydana geldiği Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz'ı Van Üçüncü Ağır Ceza 
Mahkemesinden aldıkları dinleme karan çerçevesinde dinlediklerini, patlamalardan sonra oluşan durumdan en çok örgütün faydalandığını, Yüksekova'da 3 vatandaşın cenazesinde bomba atmakla görevlendirilen bir şahsın ifadesinde de belirttiği gibi kafaları karıştıracak her olayın alanda PKK Terör örgütünün olduğunu, 9 Kasımdan sonra Veysel Ateş'in ailesine 
bütün patlamaları üstlenmesi için DEHAP'hlarca baskı yapıldığını tespit ettiklerini," Komlsyonmm»*un 22.02.2005 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Hakkâri İl Jandarma Komntanufa İstihbarat Şube Mfidûrfi Bnb. SeferRESULOĞLlTT " Veysel ATEŞ'in 2004 yılı ağustos ayından itibaren kayıtlı haber elemanları olduğunu, Şemdinli ilçesine 3 girişin olduğunu, bombaların ilçeye sokulmasını tam olarak önleyecek tedbirlerin coğrafya nedeniyle zor olduğunu, bölgede meydana gelen bütün patlamaların, bütün eylemlerin örgüt tarafından gerçekleştirildiğini, her hafta MİT, Tugay Komutanlığı, Jandarma, Emniyet görevlileri ile haftalık toplantılar yaptıklarını, daha önceleri bunların kayıt altına alınmadığını, patlama olaylarından sonra bunları kayıt altına almaya 
başladıklarını,"

22.02.2005 tarihli  toplantımız da bilgisine başvurulan Radikal 
Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat YETKİN: 

"Ayın I Tinde, Çankaya Köşkünde, Cumhurbaşkanlığı Köşkünde, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde, gazete yöneticisi olarak davetli olduğunu, bütün, devletin yüksek yöneticileri de orada davetli bulunduğunu, bu törenin sona ermesinden sonra, Çankaya Köşkünde bir küçük resepsiyon verildiğini, kuvvet komutanları ve Genelkurmay Başkanın da orada bulunduğunu, Kendisi ve birkaç gazeteci arkadaşının, Jandarma Genel Komutam Sayın Fevzi Türkeri'nin yanına giderek, işte, yakalananlar yada tutulanların üzerinden jandarma kimliği çıktığım, bunun ne anlama geldiğini sorduklarım, 
Onun da "-Soruşturma sonuçlanana kadar yorumda bulunmayacağım. Bu bir lokal olaydır. Güvenlik güçlerinin mücadele gücünü düşürmemek lazım." diyerek yakalanan kişilerin üzerinde jandarma belgeleri çıkmış olması konusuna da girmek istemediğini, "-Bunu Kara Kuvvetlerine sorun" diye bilgi verdiğini, kendilerinin üzerinden jandarma kimliği çıktığını, O'nun da Kara Kuvvetlerine sorun diye üstelemiş olduğunu, biraz ileride, yine aynı salonun içinde, Kara Kuvvetleri Komutanı Sayın Yaşar Büyükanıt'ın yanına gittiklerini ve "- 
Efendim, böyle böyle bir şey oldu, biz de Sayın Türkeri'ye sorduk, o da dedi ki, Kara Kuvvetlerine sorun, biz de size soruyoruz" dediklerini, Sayın Büyükanıt'ın ise "Ben bilmiyorum." dedikten sonra sorularında böyle bir şeyin bulunmaması, hiç aklımıza gelen bir şey olmamasına rağmen, "-Gazetelerde resmi çıkan astsubay benim yanımda görev yaptı. 

Çelik operasyonunda -bu, Kuzey Irak'a yapılan çok büyük bir operasyondu, 97 yılıydı zannediyorum- Peşmergeler bizimle işbirliği yaparken yanımdaydı. Çok iyi Kürtçe konuşur, suç işleyecek biri olduğunu sanmıyorum; ama, soruşturmada meydana çıkar." şeklinde beyanda bulunduğunu, Sayın Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök yanına da gittiklerini ve ona da bu soruyu sorduklarını, O'nun ise: "-Olaylara anında müdahale edildi. Van'daki asayiş komutanı hemen Şemdinli'ye gitti. Biz, idarî soruşturma yürütüyoruz; ayrıca, adlî soruşturma yürüyor. Ben personelimi ne suçlarım ne korurum. Soruşturmanın sonucunu bekleyelim, 
yargıya güveniyoruz." dediğini, Dolayısıyla, orada bulunmalarının, o toplantıda olmalarının büyük bir şans olduğunu, 

Yaşar Büyükanıt'ın bunu ne amaçla söylendiğini gerçekten bilmediğini çünkü, 
akıllarında böyle bir soru olmadığım, Fevzi Türkeri'nin "-Bunu Kara Kuvvetlerine sorun" demesinin nedenini bilmediğini ama belki de, bunu, bu sorunun doğru olarak yöneltileceği şahıs hem oranın valisi olabileceğini hem de oranın esas bütün komutanlığının bağlı olduğu -Van'da galiba merkezi bölgedeki 
asayiş komutanlığı olduğunu, çünkü, kendi içlerini bilemediklerini Türk Silahlı 
Kuvvetlerinin belki kendi içinde, o anda farklı bir görevlendirme yapmış olabileceğini, şahısların jandarma kimliği taşımasına karşın, belki, başka bir şekilde görevli olabileceklerini, O konuda bir bilgi eksikliği olduğunu," 

Komisyonumuzun 22.02.2002 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Şemdinli Cumhuriyet Başsavcısı Harun AYİK; 

"Bölgede meydana gelen patlamalarla ilgili yargılama sürecinin devam ettiğini 
kendisinin bu aşamada bir şey söylemesinin mümkün olmadığını," 

Komisyonumuzun 22.02.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Hakkâri Emniyet Müdürü Yasar AĞDERE: 

"2004 yılı içerisinde PKK terör örgütünün Hakkâri'de 5 tanesi bombalı saldırı, 4 
tanesi de silahlı saldırı toplam 9 saldırısının olduğunu, 2005 yılında daha çok bombalama türü eylemlere yöneldiğini,bu türde il genelinde Haziran ayından bu yana 18 patlama meydana geldiğini, 

Patlamaların tamamının faillerinin PKK terör örgütü olduğunu, Şaibeli gibi görülen olayları örgütün bilinçli yaptığım, hem kendi yandaşlarının, mensuplarının kafasını karıştırmak hem güvenlik kuvvetlerinin kafasını karıştırmak için bu tür eylemleri yaptığını, son eylem tarzı olarak halkı kışkırtmak, güvenlik kuvvetlerine karşı ayaklandırmak, sivil itaatsizlik 
şeklinde eylem planlan olduğunu," Komisyonumuzun 22.02.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Hakkâri İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Hüseyin KESKİNKILIC: "1 Kasım patlamalarının örgüt işi olduğuna inandığım, bu yönde istihbarı bilgilerinin olduğunu, 

Yüksekova'daki Huzur Lokantasında meydana gelen patlama olaymda lokanta 
sahibinin kardeşlerinin örgütün kırsal kadrosunda, yani dağ kadrosunda olduğuna ilişkin arşiv bilgileri olduğunu bunun örgüt tararından yapılamayacağını düşündüğünü, 1 Eylülde Şemdinli'deki Dünya Barış Günü etkinliklerindeki patlamanın yine örgütün genel tarzına uymadığını, Yine Yüksekova'da Zagros İş Merkezi patlamalarını örgütün stratejisine uyduramadıklarım, Van Erciş Firmasının Gemlik'e gidecek olan heyete otobüs tahsis etmediğinden dolayı örgütçe cezalandırıldığım düşündüğünü" 

Komisyonumuzun 22.02.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Hakkâri İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Halil BAĞCI: 

"1984 Eruh Şemdinli baskınının yasadışı örgütün yıldönümü olduğunu, AB süreci, Amerika Birleşik Devletlerinin PKK'yı terörist ilan etmesinin, devletimizin aldığı bazı adımların örgütü zor durumda bıraktığını, terörist başının yakalanması ile başsız kalan örgüt içerisinde hizipleşmeler başladığını, kendilerinin varlığını ispat etmek için de Örgütün 2005 yılında riski daha az plastik patlayıcı türüne döndüğünü, 9 Kasımdaki Kitabevi olayının yargı safhasında olduğundan bir şey söylemesinin mümkün olmadığım," 

Komisyonumuzun 01.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Şemdinli İlçe Jandarma Komutanı Erdem YILMAZ: ' 

"Sözde ateşkesten sonra ilk eylemin 13 Mayısta Şemdinli'de olduğunu, arazinin 
dağlık ve engebelik olmasından istifadeyle her zaman geçişe de müsait bir bölge olduğunu, Bölgede özellikle Tekel, gıda, akaryakıt, çay, şeker v.s kaçakçılığının yaygın olduğunu, örgütün kaçakçılık olaylarından haraç aldığım, Şemdinli'de meydana gelen eylemlerin lider konumundaki 3 kişinin sorumluluğunda gerçekleştiğini, tüm bu olayların failinin PKK olduğunu, 9 Kasımda kitapevindeki patlamada isimleri ön plana çıkan Astsubayların Seferi Yılmaz'a Yurtdışından gelecek şüpheli bir paketi takip için orada olduklarını," 

Komisyonumuzun 01.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Hakkari MİT Bölge Müdür Yardımcısı Seyfettin ŞENER: 


"Kendilerinin bilgi toplama faaliyeti olduğunu, değerlendirme yapmanın ayn bir 
uzmanlık alanını ilgiIendirdiğini,MİT'in değerlendirme uzmanlarının yerinin de Ankara'daki karargâhı olduğunu, olaylarla ilgili bilgi ve duyumunun olmadığını, 9 Kasım patlamasının mağduru Seferi Yılmaz'a yönelik herhangi bir çalışmalarının olmadığım," 

Komisyonumuzun 01.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Hakkâri Belediye Başkanı Metin TEKÇE: 

"1984 yılından beri süregelen terör olaylarından Hakkâri'nin coğrafik yapısı ve iki ülkeye sınır olmasından dolayı en fazla etkilenen kentlerden biri olduğu, 1999 yılında ilan edilen sözde ateşkesle birlikte bölgede huzur ortamının doğduğunu ve bu durumun 2004 yılına kadar devam ettiğini, Bölgede güçlü olan ağalık, aşiretçilik gibi feodal yapının çatışma ortamım körüklediğini, koruculuk sisteminin yöreye zarar verdiğini, milli gelirin Türkiye ortalamasının 
oldukça altında 600 Dolar seviyesinde olduğunu, kamu kurum ve kuruluşlarında memurluk ve işçilik dışında bir istihdam sahasının olmadığını, eğitim ve sağlıkta ülkenin en geri ili olduğunu, İl nüfusunun 60.000 lere yükselmesi ile tepkilerde sayıca ve yoğunlukça fazlalıklar olduğunu, Halkların özellikle düşmanlığını isteyen ve özellikle kan üzerinden de beslenen bazı güçlerin, son iki yılda tekrar ortaya çıktıklarım, gerek iç ve gerekse dış destekli olsun son iki yılda tekrar çatışmah bir ortamının yaratılmaya çalışıldığı, Hakkâri'nin son 6 yılda bölgedeki en huzurlu kent olduğunu, bunu istemeyen ya da hazmedemeyen insanların son 2 yılda Hakkâri'de ortaya çıktığmı,dış güçler dediğinin şu anda Irak üzerinde, Ortadoğu üzerinde, bu toprakların zenginliğini, yeraltı kaynaklarım, ele 
geçirmek isteyen ülkeler olduğunu, Türkiye'nin kendi sorunlarını iç boyutuyla, kendi yasaları, kendi hükümetleri ve kendi siyasî partileriyle çözebileceği inancını taşıdığım, sonuçta, Türkiye'nin hiçbir zaman huzurlu bir ortama kavuşmasını istemeyen güçlerin var olduğunu, bunların koruculuk, feodal yapı gibi 
içsel sebeplerle dış etkenler olduğunu, Bölgede yaşanan depremden sonra halkın yapılan yardımların azlığından dolayı devlete küstüğünü ve her fırsatta protesto ettiğini, 2004 yılından sonra yoğunlaşan çatışmalardan sonra güvenlik güçlerinin halka karşı tavırlarının sertleştiğini, iç sorunlarım çözmüş ve Ortadoğu'ya hakim Türkiye'yi dış güçlerin istemeyeceğini, uyum yasaları çerçevesinde Avrupa Birliğine girişi isteyenler olduğu gibi istemeyenlerinde olduğunu, bunların da işi olabileceğini, sonuçta bunu istemeyenlerin, Türkiye'de huzuru ve barışı istemeyen güçler olduğunu, 9.Kasımda yapılan eylemin belli bir emir komuta zinciri altında yapılan bir eylem olduğunu," 

Komisyonumuzun 01.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Şemdinli Belediye Başkanı Hursit TEKİN: 

" Bölgede son 5-6 yıldır var olan huzur ortamının bu yaz ki patlamalarla bozulduğunu, patlamaların sebebi ve failleri hakkında bir bilgisi olmadığını" 
Kopıioyftnu muzun 01.03.2006 tarihlî toplantısında bilgisine başvurulan 
Yüksekova Belediye Başkanı M. Salih YILDIZ; " Ülkemizin demokrasiye geçiş sürecine engel olan faktörlerin, özellikle 2002 seçimlerinden sonra, gerek AK Parti hükümetinin Avrupa Birliği yolundaki mesajları ve gerek CHP'nin muhalefetteki söylemleriyle, Avrupa Birliği süreci için halkta doğan umudun, 
Türkiye'yi, batısıyla doğusuyla, hiç kimsenin fark gözetmeksizin, Türkiye'de, Türkiye vatandaşlığı kavramı altında, rengi, dili, kültürü ne olursa olsun, bir arada insanca yaşayacağının, bu umutların çok güçlendiği bir ortamda, Sayın Başbakanın Diyarbakır'a gezisiyle, kanayan yaraya parmak basmasıyla, Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümü konusunda umut verirken birdenbire bölgede eskiyi aratmayacak şekilde faili meçhuller sürecinin başladığını, 
Hakkâri bölgesinde art arda patlamalar yaşandığını, buların yöre halkını 
kaygılandırdığını, umutsuzluğa ittiğini, patlamaların yöntemi, şekli, sivil topluma yönelik biçimi ve yer yer dağıtılan bildirilerde yöre halkına küfür ve hakaret içeren ifadeleri değerlendirdiklerinde birilerinin düğmeye bastığını düşündüklerini, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tartışmalarının yoğun geçtiği sırada biz bu hükümete Cumhurbaşkanı seçimini yaptırmayız diyen mantığın, Avrupa Birliği yolundaki gelişmelerden rahatsız olan kesimlerin, Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümünden rahatsız olan kesimlerin -CHP'yi tenzih ederek- bu hükümetin iktidarından rahatsız olanların, coğrafî konumu ve K.lrakla akrabalık ilişkilerinden dolayı Hakkâri Bölgesini seçtiklerini, Özelikle Yüksekova'da meydana gelen patlamaların tamamının Şemdinli ve Hakkâri 
merkezdeki patlamaların Örgüt tararından üstlenilmeyenleri yukarıda anlattığı karanlık güçlerce yapıldığına inandığını" 

Komisyonumuzun 08.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan MİT Operasyon Başkanı Ahmet ŞAHİN: 

"Hakkâri Merkez, Yüksekova ve Şemdinli'de meydana gelen olaylar çerçevesinde 1 Haziran 2005 tarihinden 3 Mart'a kadar yürütülen istihbarat çalışmalarına ilişkin olarak; Hakkâri ünitesince ilgili icra makamlarına (488) yazılı, ivediliğine binaen (19) şifahî bilgi aktarımında bulunulduğunu, bölgede meydana gelen olaylardan; olayların failleri konusunda kesin bir bilgileri olmamakla beraber, örgütün ajan olduğundan şüphelendikleri Hacı Demir isimli geçici köy korucusunun aracına bomba koyduklarını, Mehmet Baş isimli şahsın da para 
vermeyi kabul etmemesi nedeniyle aracını patlattıklarını ve iki astsubayın şehit edildiğini, keza, Hasan Öztunç'dan yüklü miktarda para istendiğini; ancak, vermeyi kabul etmediği için evine korkutmak amacıyla bomba attıklarını, Hacı Özdemir isimli şahsın da örgüt mensuplarıyla para pazarlığı yaparak kendilerini oyalamaya çalıştığından aracına eylem yaptıklarını, yörenin çok özel bir yöre olduğunu, narkotikten kaynaklanan rant olayı olduğunu, meydana gelmiş olan eylemlerdeki 4 tanenin 3 tanesinde öznenin para olduğu düşündüklerini," 

Komisyonumuzun 08.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan MİT İstihbarat Daire Başkanı Afet GÜNEŞ: 

"Bölgede meydana gelen olayları çok da yadırganır nitelikte bulmadıklarını, global olarak bakıldığında, Şemdinli, Yüksekova, yani, bölgenin genel hatlarıyla hassas bir alan olduğunu, geçmişten bu yana, gerek tarihî boyutuyla, coğrafî boyutuyla, ekonomik, sosyal, sosyokültürel boyutlarıyla her türlü dinamiğe açık olduğunu, Bölgede meydana gelen olayların bölgedeki diğer illerden farklılık göstermediğini, hali hazırda terör örgütünün, bölgede Botan ve Zagros adı altında iki yapılanma içerisinde olduğunu, takribi 1000 civarında silahlı güce 
sahip olduğunu, terör örgütü mensuplarının burada bulunurken mutlak eylem yapma hedefi içerisinde olduklarını, keza bölgenin İran-Irak açısından köprü görevi gören bir alan olduğunu, PKK'dan önce de sonra da hassas bölge olduğunu, geçmişte KDP ve KYP bağlantılı pek çok aşiret bağının olduğunu, günümüzde de bu mirasın üzerine PKK'nın gelip oturduğunu, buradaki her türlü ranttan, imkânlardan, İran-Irak bağlantılarından ve vazgeçilmez bir alan 
olarak buradan istifade ettiğini, global olarak bakıldığında bu alanda olabilecek her türlü eylemin normal kırsal eylemleriyle bağlantılı olduğunu, benzer eylemin bölgedeki diğer illerde de olabileceğini, kullanılan malzemeler itibariyle benzeyen eylemler olduğunu, ama mutlak surette her birinin tek tek faili şudur demenin zor olduğunu, MiT'in değerlendirmelerinin daha çok stratejik boyutta, neyin nerede olabileceği, ne tür tehditlerin gelişebileceği, bunun hangi bölgelerde odaklanacağı şeklinde olduğunu, yapılanmalarım sahaya göre, keşif istihbaratı elde etmek üzere kurmadıklarım, çalışma biçimlerinin stratejik düzeyde bilgi derlemek olduğunu, aksi takdirde, jandarma veya emniyet kadar bir güçle bölgede bulunmaları gerektiğini, patlamalardan önce alınmış bir istihbaratlarının olmadığım, günümüzde terörün gelmiş olduğu çizgiye dikkatle bakıldığında kurumsal olarak genel tehdidi ortaya koyduklarını, bir tehdidin 
varlığının altım çizebildiklerini, ama yer göstererek şu şekilde bir patlama olacak tarzında bir istihbarat vermelerinin mümkün olmadığını," 

Komisyonumuzun 08.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan 
Yüksekova eski Kaymakamı Mustafa OZTAS: 

"2004 Yılında ilk terör olayının 23 Mayısta akşam saat 21.30 civarında, YüksekovaŞemdinli karayolunda Şemdinli çıkışında, polis noktasına terörist saldırısı olduğunu, (3) polis memurunun yaralandığım, sözde ateşkesin bitimiyle bölgede yoğun olaylar yaşanmaya başlandığını, örgütün bölgede varlığını göstermek için eylemlerini arttırdığım, kaçakçılık, özellikle kâr marjı yüksek olan uyuşturucu kaçakçılığı terörün finans kaynaklarının en önemlilerinden olduğunu, olayların terör örgütünce yapıldığım düşündüğünü" 

Komisyonumuzun 14.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan Yüksekova İlce Jandarma Komutanı Binbaşı Mehmet Erhan AR1KAN: 

"Bölgede özellikle 2004 yılı yazından itibaren terör olaylarında bir atış yaşanmaya başlandığım, bölgede yaşanan olayların faillerinin PKK terör örgütü olduğunu, tüm olayların bölgede huzuru istemeyen ve halka ben buradayım mesajı vermek isteyen terör örgütünce yapıldığım," 

Komisyonumuzun 14.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan 
Yüksekova İlce Emniyet Müdürü Ergin İSLER: 

'Terör örgütünce sözde ateşkesin 2004 yılı Haziran ayı itibariyle tek taraflı olarak kaldırılacağını ilan edilmesinden sonra, Yüksekova İlçesinin İrak ve iran'a şuur olması nedeniyle ilçede yaşanan olayların yoğunluk kazandığını, ilçelerinde meydana gelen patlama olaylarından Askerlik Şubesi nöbet kulübesi yanma bomba konması olayının aydınlatıldığını, olayın örgüt mensuplarınca yapıldığını, diğer patlama olaylarının sebepleri ve failleri konusunda ellerinde kesin bir bilgi olmadığını, ,ancak olayların örgüt stratejisine uyduğunu," 

Komisyonumuzun 14.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan 
Yüksekova İlce Emniyet Müdürlüğü TEM Büro Amiri S. MURAT KARA; 

"Bölgede meydana gelen olayların örgütçe, oradaki insanlar üzerinde korku salmak, üstünlüğünü göstermek amacıyla yapıldığını, bölgede meydana gelen olayların örgüt işi olduğunu," 

Komisyonumuzun 14.03.2006 tarihli toplantısında bilgisine başvurulan 
İstihbarat Gmp Amirf Baskomlser ORHAN COŞKUN; 

"Bölgede son dönemde meydana gelen olayların bir çoğunun örgütçe yapılmakla 
beraber bazılarının örgüt stratejisine uymadığım, Huzur Et Lokantası, Zagros iş Merkezi bombalamalarım bir yere oturtamadıklarını," İfade etmişlerdir; 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder