24 Şubat 2019 Pazar

MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİNİN ŞEMDİNLİ'DE 09.11.2005 GÜNÜ MEYDANA GELEN OLAYI DEĞERLENDİRMESİ BÖLÜM 2

MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİNİN ŞEMDİNLİ'DE 09.11.2005 GÜNÜ MEYDANA GELEN OLAYI DEĞERLENDİRMESİ BÖLÜM 2




3. PATLAMANIN GERÇEKLEŞTİĞİ KİTABEVİNDEKİ OLAY YERİ TESPİTLERİ: 

09 Kasım 2005 günü Şemdinli ilçesi cumhuriyet caddesi Özipek Pasajındaki Umut Kitabevine saat 12:00 civarında iki adet el bombası atıldığı, bu sırada kitabevinde bulunan Mehmet Zahir KORKMAZ isimli vatandaşın olay yerinde hayatını kaybettiği, yine kitabevinde bulunan Metin KORKMAZ isimli vatandaşın da patlamadan bir süre sonra yaralı olarak kurtarılarak hastaneye kaldırıldığı, kitabevi sahibi Seferi YILMAZ'ın olaydan yara almadan kurtulduğu, 
Patlamanın ertesi günü olan 10.11.2005 tarihinde saat 08:00'de Şemdinli Cumhuriyet Savcısı Harun AYIK nezaretinde yapılan keşifte: 
Patlamanın olduğu işyerinin pasaj içerisine girildiğinde giriş istikametine göre sağ tarafta kalan 5.dükkan olduğu ve işhanının giriş kapısı ile umut kitapevi arasındaki mesafenin 19 mt 40 cm olduğu, kitabevinin işhanı koridoruna bakan ön cephesinin dört bölmeli, yerden yüksekliğinin 65 cm olan demir doğramadan yapılmış olduğu, iş yerinin camlarının tamamen kırılmış olduğu, iş yeri giriş kapışırım açık durumda olduğu ve içeride patlamadan dolayı tamamen dağılmış, hasar görmüş kitaplarının bulunduğu, iş yeri içerisinin iki bölmeden meydana geldiği, arka tarafta kalan bölmenin zemin kısmında beton üzerinde kan 
birikintilerinin bulunduğu, arka tarafta kalan bölmenin dağınık durumda olduğu, arka ve ön kısımda kalan duvarlarda ve tavanda patlamadan dolayı delik izlerinin bulunduğu, İş yeri giriş kapısına 180 cm, giriş istikametine göre sağ tarafta kalan duvara 140 cm mesafede bir adet 17 cm çapında 8 cm derinliğinde patlama çukurunun oluştuğu ve bu çukura 1 nolu delil numarası verildiği, içerisinde ve çevresinde küçük metal parçalarının bulunduğu, giriş kapısına 4 metre mesafede, girişe göre yine sağ tarafta kalan duvara 80 cm mesafede 17 
cm çapında 6 cm derinliğinde içi kan dolmuş durumda-bir patlama merkezinin daha oluştuğu buraya da 2 nolu delil numarası verildiği, İş yeri giriş kapı dış kısmında kalan giriş kapışma 55 cm mesafede 2 .kata çıkılan merdiven basamaklarının başlangıcına 200 cm mesafede üzerinde HGR Z DM 72 LOS FMP- 133 ibaresi bulunan yeşil renkli metal el bombası maşası olduğu tahmin edilen parçanın bulunduğu ve bu parçaya da 3 nolu delil numarası verildiği, olay yerinin güvenli olmaması sebebi ile olay yerinde zeminde bulunan toprak kağıt ve cam artıklarının süpürge yardımı ile süpürülüp, artıkların bir torba içerisine doldurularak Şemdinli Üçe Emniyet Müdürlüğüne götürüldüğü ve burada yapılan ayrıntılı, incelemede HGR Z DM72 LOS FMP-133 ibaresi bulunan yeşil renkli metal el bombası maşası olduğu tahmin edilen bir parçanın daha 
bulunduğu ve bu parçaya da 4 nolu delil numarası verildiği, olay mahallinde başkaca bir delile rastlanmadığı, 

Şeklinde zabıt tutulmuştur. 

Bu tespitlerden Umut Kitabevine iki adet el bombası atıldığına hükmedildiği, ancak patlama sesini duyduğunu ifade eden tüm tanıkların (olayda yaralanan Metin KORKMAZ hariç) sadece bir patlama sesi duyduklarını beyan ettikleri, buradan da ya iki el bombasının da aynı anda patladığı, yada çok yakın zaman aralıkları ile patladığı ve tek sese yakın bir ses çıkmış olabileceği sonucunun ortaya çıktığı değerlendirilmektedir. 

4. BOMBALARI ATTIĞI İDDİA EDİLEN KİŞİYE İLİŞKİN BEYANLAR: 

Konuyla ilgili olarak kitabevi sahibi Seferi Yılmaz Müfettişiiğimizce alman 
beyanında; "...yüksek sesle "bomba attılar" diyerek bağırdım ve dükkanı hızla terk ettim. Henüz dükkanın dışına çıkmışken yaklaşık 3-4 metre önümde kahverenkli monilu orta boylu bir şahısın kaçmakta olduğunu gördüm. O anda "bombayı atan bu şahıstır, yakalayın" diyerek bağırdım..." demiş, 
Şemdinli CSavcüığmda verdiği ifadesinde de; "...kendimi dışarı attım süratle 
dükkanımın önündeki merdivenlerden inip eğilerek kaçtığım sırada kitabe\>imin içine atılan el bombası büyük bir gürültü ile patladı, kitabevimin camlan dışarı saçıldı, bomba daha patlamadan bir kişinin pasajın sonuna doğru kaçtığını gördüm, kendisini kovaladım bombayı atan bu yakalayın diye bağırdım... "Demiştir. Seferi Yılmaz'ın bu açıklamalarından, kitabevine el bombası atıldığı esnada kimin attığına ilişkin herhangi bir görgü tanığı bulunmamakla birlikte, henüz patlamamış olan bombadan kaçmak üzere kitabevinden pasaja çıkan Seferi Yılmaz'ın pasajda kaçmakta olan kahverengi montlu bir kişiyi gördüğü, bombayı bu kişinin attığına karar vererek sözkonusu kişiyi kovaladığı ve çevrede bulunan başka kişilere de kovaladığı kişinin yakalanması için çağrıda bulunduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Kaçtığı iddia edilen kişinin pasaj çıkısı ile bindiği iddia edilen araç arasındaki sûrede yaşanan olaylarla ilgili olarak Müfettisligjmizce bilgisine başvurulan kişilerden; Esnaf Bedri Yalçın; "...Saat: 12.00 civarında pasajın içerisinden bir patlama sesi duydum. Bu sırada kahverenkli montlu bir kişinin elleriyle kulaklarını kapatmış şekilde koşarak pasajdan ayrıldığım, arkasından da Seferi YILMAZ in koştuğunu gördüm. Seferi 
YILMAZ ile önünden kaçan diğer kişinin arasındaki mesafe 10 metre civarında idi. Seferi YILMAZ koşarken "bomba attılar, bomba atan kaçıyor, yakalayın " diye bağırdığını duydum. Ben kaçan kişinin peşinden koşmadım. Ancak 1-2 dakika bekledikten sonra pasaja doğru yöneldim..." 

Halktan Kadir Özcaner; "...Sanırım saat: 12.00 gibi idi. Sanırım 15 dakikadır 
burada bekliyordum. Bu sırada patlama meydana geldi. Patlamanın tam saatini bilemiyorum. Patlamanın tam olarak nerede olduğunu da ilk önce anlayamadım. Patlamadan hemen sonra Erbaş Kuyumculuğun önünde elindeki cep telefon ile konuşan ve hızlı hızlı yürüyen açık kahverenkli montlu şahsı gördüm. Bu şahsın Helen arkasında Türkçe ve Kürtçe "sen kimsin, bombayı niye attın " diye seslenen bir ses duydum. Bize biraz daha yaklaştıklarında bu kişinin Fahrettin YILMAZ olduğunu gördüm. Bu arada bende onlara doğru yürümeye başladım. 
Fahrettin YILMAZ sürekli şahsa "sen kimsin, kimliğini ver" şeklinde sorularına Türkçe ve Kürtçe devam ediyordu. Bu şekilde yolda beklemekte olan beyaz Avrupa Reno arabanın yanına hep beraber geldik..." 
Esnaf Mehmet Reşit KAYA; "Ben Cumhuriyet Caddesi üzerinde Özkayalar Halk 
Kırtasiyenin sahibiyim. 9 kasım günü saat: 11.30-12.00 sıralarında bir patlama sesi duydum. Dışarı çıktım. İnsanlar bomba patladığım söylüyorlardı. Herkes pasaja doğru koştuğu için bende oraya doğru koşmaya başladım. Benim işyerim ile pasajın arası yaklaşık 100 metre mesafededir. Bu arada bir grup vatandaşın bana doğru geldiğini gördüm. Onların önünde de bir şahıs koşuyordu. Bu şahısın elinde cep telefonu vardı ve konuşuyordu. Arada birde arkasına bakıyordu. Benim yanımdan geçti. Arkadan onu kovalayanlar "bombayı atan budur, 
yakalayın " diye orta boylu, mavi gözlü, kirli sakallı, kahverengi renkli montlu şahsı işaret ediyorlardı. Bende geri döndüm ve o şahsın peşinden gittim. Kaçak şahıs ileride bekleyen beyaz renkli reno 19 marka aracın arkasına oturdu..." 
Esnaf Metin EROĞUZ; "Ben bombalama olayının olduğu pasajın karşısında Ziraat Bankasına doğru 50-60 metre uzaklıktaki Bizim Marketin sahibiyim. 9 kasım günü marketin önünde bulunduğum sırada saatini hatırlamıyorum ama öğle vakti. Bir kez bomba sesi duydum. Bombanın tam olarak nerede patladığını ilk anda anlayamadım ancak pasaj istikametine doğru baktığımda patlamanın orada olduğunu anladım. Birkaç saniye içerisinde pasajdan veya kendi dükkanından olabilir koşarak çıkan kuyumcu Muharrem ALKAN ı gördüm. 
Bu sırada birkaç kişinin daha pasajdan çıktığını gördüm. Bir süre sonra da tekrar insanların pasaja yöneldiğini gördüm. Bende pasaja doğru yürümeye başladım. Bu arada pasaja henüz varmamıştım ki birkaç kişinin "yakalayın, bomba atan budur"şeklinde seslerini duydum. Bana doğru işaret ediyorlardı. Bu aşamada Royan kuyumcunun önünde telefonla konuşan hızla yürüyen telaşlı bir şahsı gördüm. Üzerinde açık kahverengi renkli mont vardı. 

Bu kişi ile arakasından gelen bağıran takip eden grup arasında yaklaşık 30 metrelik bir mesafe vardı. Aslında bu grup bu şahsı takip etmiyordu. Sadece yakalanması için bağırıyorlardı. Bu şahıs etrafına bakarak ve hızla yürürken ileride Gökalp marketin karşısında orta kısımda başka bir şahısla göz göze geldi ve çok kısa bir süre konuştular ve birlikte ileride İren Ticaretin önünde duran araca doğru hızla yanaşıp bindiler. Kahverenkli mont giyen şahıs aracın arkasına bindi. Diğeri ise şoför mahalline bindi... " Esnaf Naif ERLER; "Ben Özipek pasajı girişinde Suvaroğlu kırtasiyenin sahibiyim...Ben patlamanın olduğu yaklaşık saat: 12.00 civarında daha önceden Öğretmenlerin bıraktığı yıllık plan örneklerinin fotokopilerini çekiyordum. O anda dükkanda benden başka bir iki müşteri de bulunuyordu. Ancak bu kişilerin kim olduğunu hatırlamıyorum. Patlama sesini duyar duymaz kendimi yere attım ve eğilmek suretiyle hemen 
dükkanın dışına çıktım. Zira camlar patlamanın şiddeti ile kınlıyordu. Dışarıya çıktığımda henüz pasajı terk etmekte olan Umut kırtasiye sahibi Seferi YILMAZ ı gördüm. Kendisi yüksek sesle "bombayı atan bu, yakalayın" diye bağırıyordu. Ben o anın şaşkınlığı ile "ne oluyor yahu" diye hayretimi ifade ettim... Bu olay sırasında Seferi YILMAZ in yakalayın diye seslendiği şahsı hiç görmedim..." 
Avukat Sedat TÖRE; "...9 Kasım günü meydana gelen patlama sırasında ben eski bürom tamamen kullanılamaz duruma geldiği için meslektaşım olan Avukat Mehmet EKİCİ'nin bürosunda bulunuyordum. İçeride iken bir patlama sesi duydum. Balkona çıkarak ne olup bittiğini öğrenmek istedim. Gördüğüm manzara halkın bir kısmının patlamanın meydana geldiği özipek pasajına doğru meraklı bir şekilde koştuğunu bir kısmının ise bir şeyin peşinden bulunduğum yere doğru koşarak ve kalabalıklaşarak geldiğini gördüm. Bu kalabalık daha sonra kaldırıma doğru park etmiş beyaz Reno 19 Model bir arabanın etrafını 
kuşattığım gördüm..." 

Esnaf Zeydan ÖZEL; "...Bir süre sonra pasajdan tek el bomba sesi geldi. O 
civardaki kalabalık pasaja doğru yönlenirken kahverenkli montlu şahıs pasajdan çıktı. Birkaç adım attıktan sonra cep telefonuna elini atıp birilerini aradı. Benim dikkatim daha evvelce birlikte olduğu araçtaki şahıslara yöneldi. Bu arada top sakallı olan şahıs da telefonunu kulağına götürmüştü. Tahmin ediyorum ki bu iki şahıs arasında bir telefon görüşmesi oldu. Kahverengi renkli montlu şahıs hızlı olmayan adımlarla araca doğru yaklaştı, arabanın içerisine girdi. Ben bu şahıs yolda araca doğru ilerlerken bir yandan kalabalığa "bombayı atan bu şahıstır" dedim. Öte yandan da şahsın yanına gelerek "bombayı sen attın" dedim... " 

Şemdinli Emniyet Müdürü Tacettin ASLAN; "...Bu arada Başkomiserimiz "halk 
birini kovalıyor" dedi. Fırının önünde reno 19 Marka bir araç duruyordu. Yaklaşık 15 kişilik bir grupta aracın başına toplanmış aracı tekmeliyordu. Aracın başına gittik... " Başkomiser Ömer Oktay GÜMÜŞ; "...Saat: 12.00 civarlarında çarşı yönünden bir patlama sesi geldi. Hemen Emniyet Müdürümüz ile birlikte patlama sesi geldiği yere yaya olarak intikal ettik. Bizim gittiğimizde orada Terörle Mücadele ve Trafik biriminden bazı arkadaşların orada bulunduğunu hayal mayal hatırlıyorum. Patlama sonucunda oraya akmakta olan kalabalığın bomba yada bombayı atanlar gibi beyanları bizi ister istemez kalabalığın gittiği noktaya sevk etti. Olay yerine varmamız 3-5 dakika ancak almıştır. 

Gördüğümüz manzara vatandaşlar aracın içinde bulunan bir şahsa çeşitli taşlarla, sopalarla, tekmelerle saldırıda bulunan ve hatta linç aşamasına gelmiş bir fiili durumdu..." Polis Memuru Erkan ÖKÇÜN; "...Öncelikle patlamanın olduğu pasaja geldik Kendi güvenliğimizi aldıktan sonra Emniyet Müdürümüz geldi. Pasaja girdi. O esnada 40-50 kişilik bir grubun "bombacı burada, yakalayın" biçimindeki seslerini duydum. Ancak benim caddeye çıktığımda kaçan birini ya da onu kovalayan birin görmemiştim. Kalabalığın olduğu yöne doğru gittik. Gördüğümüz manzara bir beyaz renk Reno 19 aracın içinde arka koltukta 
oturan bir şahıs ve bu şahsa yönelik taşlı sopalı saldırılardı..." 

Polis Memuru Fikri ERİŞ; "...Biz Emniyet Müdürümüz ile birlikte olay mahalline 
gittiğimizde halk söz konusu aracın başına toplanmış durumdaydı..." 
Polis Memuru Şenol ZORLA; "...Pasajın önüne geldiğimde bazı vatandaşlar 
"bomba patladı" dediler. Pasaj içerisinin karanlık olması ve tuzaklama ihtimalini düşünerek içeri girmedim. Bu arada Başkomiserimiz de olay yerine gelmişti. Bu arada vatandaşların "bombayı atan şahıs kaçıyordu, yakalandı. " Şeklinde bilgiler vermeleri üzerine kalabalığın yoğunlaştığı aracın bulunduğu yere gittik..." 
Demek suretiyle konuya açıklık getirmektedirler. 
Bu beyanlara göre; emniyet görevlileri dışındaki (7) kişinin açıklamalarına 
bakıldığında; (S)kişinin şahsın kahverengi montlu olduğunu, (4)kişinüı şahsın cep telefonu ile konuştuğunu, (3)kişinin şahsın koşarak uzaklaştığını, (2)kişinin şahsın hızlı hızlı yürüyerek uzaklaştığını, (l)kişinin şahsın hızlı olmayan adımlarla yürüyerek uzaklaştığım, (l)kişinin şahsın arkasından Seferi Yılmaz'm koştuğunu, (l)kişinin şahsın yakalanması için Seferi Yılmaz'ın bağırdığını, (1) kişinin şahsın grup tarafından kovalanmadığını, uzaktan takip edildiğini, (1) kişinin şahsın yolda araca binmeden önce bir başka kişiyle yüzyüze kısa bir görüşme yaptığını söyledikleri, 

Bombalann patladığı pasaj ile vatandaşlann ablukaya aldığı aracın bulunduğu yer arasındaki mesafenin 110-120 mt civarında olduğu tahmin edildiğine göre; pasajdan koşarak yada hızlı adımlarla yürüyerek çıktığı iddia edilen kişinin herhangi bir engelle karşılaşmaması halinde normal şartlarda en geç 1-2 dakikada bu mesafedeki araca ulaşmasının mümkün olduğu, bu kişiyi yakalamayı arzu eden kişi veya kişilerin bu mesafede, bu süre zarfında 
amaçlarına ulaşmalarının mümkün gözüktüğü, anlatılanlar çerçevesinde şahsı takip eden vatandaşlann ilgiliyi yakalayıp yakalamama konusunda tereddütleri bulunduğu, bu nedenle belli mesafeden takip etmeyi uygun gördükleri, araca bindikten sonra aracın hareket etmesini Önlemek konusunda daha etkin olduklarının söylenebileceği, Emniyet görevlilerinin olay mahalline intikalleri sonrasında kaçan yada kovalayan kimseyi görmedikleri, ancak olay mahallindeki vatandaşların beyanlarından grubun bir kişiyi takip ettiği ve bu kişinin de ileride bekleyen araca bindiği kanaatine vardıkları ve bu nedenle aracın basma gittikleri, Burada kilit noktanın görgü tanıklarının pasajdan çıktığım iddia ettikliri şahsın telefon görüşmesi yaptığını söylemeleri olduğu, sözü edilen zaman diliminin son derece belirgin olduğu, dolayısıyla kahverengi montlu şahısla iki astsubaydan herhangi biri arasında telefon görüşmesinin tespit edilmesinin patlama konusunda faillerin kim ya da kimler olacağı konusuna açıklık kazandırmak açısından çok özel bir öneme haiz olduğu, zira haber elemanı ve astsubayların ifadelerinde bomba patladığında araç içinde birlikte olduklarını, ilçeye yeni geldiklerini ve aracı henüz stop ettirmediklerini söyledikleri, 
durumun böyle olduğu kabul edildiğinde, bu üç şahıs arasında, Hakkari İl merkezinden itibaren hiç telefon görüşmesi olmaması gerektiği, çünkü bir arada bulunduklarını iddia ettikleri, şayet bu süreçte bu şahıslar arasında bir cep telefonu görüşmesi yapılmışsa, patlama ile bu şahıslar arasındaki irtibat fikrinin güçlenebileceği, bu konunun açıklığa kavuşturulması için Müfettişliğimizce ilgili GSM kuruluşlarından ayrıntılı bilgi temin edilemediği, ancak ilgili C.Savcılığının muhtemelen bu bilgilere sahip olduğu, ancak gizlilik karan gereğince bu bilgilerin Müfettişliğimize verilmediği, Sonuç olarak görgü tanıklarının beyanlarına göre: pasajdaki patlamadan sonra pasaj ile aynı hizada Yüksekova istikametine doğru yönü çevrili bulunan beyaz araca doğru kahverengi montlu bir şahsın intikal ettiği, bombayı attığından şüphelenilen bu şahsın o mahalde bulunan bazı esnaflar ve vatandaşlarca takip edildiği, bu şahsın cep telefonu ile birisiyle görüşme yaptığı, ileride bekleyen aracın arkasına bindiği, Anlaşılmaktadır. 

(Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş'in ifadeleri bu konuda farlılık arz etmektedir ve aşağıda ayrıca açıklanacaktır.) 

3. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder