24 Şubat 2019 Pazar

MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİNİN ŞEMDİNLİ'DE 09.11.2005 GÜNÜ MEYDANA GELEN OLAYI DEĞERLENDİRMESİ BÖLÜM 4

MÜLKİYE MÜFETTİŞLİĞİNİN ŞEMDİNLİ'DE 09.11.2005 GÜNÜ MEYDANA GELEN OLAYI DEĞERLENDİRMESİ BÖLÜM 4



     Şemdinli ilçesinde Bizim Market sahibi Metin EROĞÜZ; "... Kahverenkli   mont giyen şahıs aracın arkasına bindi. Diğeri ise şoför mahalline bindi. Bu arada çok sayıda vatandaş ta araca doğru araca yaklaştı ve önce önünü kestiler sonra çevresini kuşattılar. Bazı kişilerin arabaya zarar vermesi üzerine arabanın önünde oturan şahıs dışarı çıktı. Ayrıca şoför mahallinin yanında oturan bir şahıs daha arabadan dışarı çıktı. Halka tartışma oldu. 

Şoför mahallinden inen ve adının sonradan Ali olduğunu öğrendiğim şahıs arabanın bagajına doğru gitti, bagajı açtı ve bir silah aldı. Fakat çevrede bulunan kişilerden Yaşar ALKAN ve şu anda ismini çıkaramayacağım birkaç kişi müdahale ederek silahı elinden aldılar ve tekrar bagaja koydular. Bu arada arbede yaşandı. Bundan sonra meydana gelen olayları herkes görmüştür..." . 

Şemdinli halkandan Avukat Sedat TÖRE; "...Bu kalabalık daha sonra kaldırıma 
doğru park etmiş beyaz Reno 19 Model bir arabanın etrafını kuşattığını gördüm. Daha sonra uzaktan bu kalabalığa doğru meraklı bir biçimde yavaşça yaklaşan kardeşimi gördüm. Bende olayın adi bir kavga olarak yorumladım ve her ne olup bittiğini öğrenmek için hemde kardeşimi oradan uzaklaştırmak için olay yerine hızlı bir biçimde gittim. Kardeşyimin elinden tutup "senin ne işin var burada" diyerek bulunduğum büroya doğru götürdüm. Daha sonra büronun balkonundan tekrar olayı izlemeye koyuldum. Bu sırada bulunduğum yerin sahibi 
avukat Mehmet EKİCİ nin aşağıda olduğunu gördüm ve yanına gittim. Birlikte kalabalığın olduğu yere doğru yürüdük Yanımızda yine meslektaşımız olan Avukat Abdurrezzak ERTAŞ ı gördüm. Halktan da bize hadi avukatlar bakın Polis vatandaşın dükkanım bombalamış, vatandaşlar bunları yakalamış, sizde gidin müdahale edin biçiminde seslenmeleri oldu. Bu . sırada olay yerine baktığımda olay yerine intikal etmiş güvenlik güçlerinin özel harekat timlerinin söz konusu beyaz araç ile olay mahalline gelen Akrep tipi bir zırhlı personel taşıyıcı arasında koridor oluşturduklarını ve araçtan indirilerek bir şahısın bu koridordan alınıp zırhlı araca bindirildiğini gördüm. Daha sonra olay yerine doğru yürümeye devam ettik. Bu sırada Emniyet Müdürünün halkı yatıştırmak için beyaz aracın üstüne çıktığını ve kalka hitap ettiğini gördüm. Emniyet Müdürü halka hitap ederken bizde kalabalığı yarıp araca yaklaşırken ilçe Kaymakamında aracın üstüne çıktığını ve halka hitap etmeye çalıştığını gördüm. Fakat halkın Kaymakamın konuşmasına izin vermemesi üzerine beraberimde bulunan Avukat Mehmet EKİCİ de halfa yatıştırmak için aracın üstüne çıktı. 

Fakat kalabalık öflceli olduğundan avukat Mehmet EKİCİ yi de konuşturmadı. Kalabalığın içinden bir kişi patlama sonucunda yaralı olarak hastaneye götürülmüş, bir şahısın öldüğünü yüksek sesle telaffuz etti. Bunun üzerine olay yerinde bulunan halktan bir hareketlenme başladı. Kalabalıkta bir şahısın olay yerinde bulunan Başkomiser'e bir cisimle vurduğunu gördüm. Buna müteakip kalabalığın içerisinde bulunan kimliği bilemediğim ve net olarak ta göremediğim şahısların da Kaymakam ve diğer kişilerin üzerinde bulunduğu araca doğru 
hareketlendiklerini ve bağrıştıklarını gördüm. Bu sırada Kaymakam bey ve Emniyet Müdürü aracın üstünden inerek hızla kalabalığın içerisine karışıp kayboldular..." Şemdinli halkından emeldi memur Şahin KAPLAN; "...Olay yerine gittiğimde sol ön tarafta kapıyı eliyle tutan esmer uzun boylu bir şahıs, sağ arka tarafta top sakallı bir şahıs ve aracın arkasında oturan bir başka şahıs gördüm. Önce ilçe Emniyet Müdürlüğünde görevli sivil Polisler olay yerin geldi. Onlardan biri tabanca ile havaya bir el ateş etti. Elindeki kaleşnikof olduğu tahmin ettiğim havaya kaldırması üzerine bu polis memuruna müdahalede bulundum. Silahın patlayıp patlamadığını hatırlamıyorum. Ancak sol kulağım ya namlunun 
değmesi ile veya boş kovanın fırlaması ile hafif bir biçimde yaralandı. Hemen arkasından özel harekat görevlileri olay mahalline geldiler. Onlarda havaya ikaz atışı yaptılar. Bu arada herkes o yöne yöneldi. Grup özel harekatçılara doğru yuh çekti. Bunun üzerine Özel Harekat görevlileri olay yerinden uzaklaştı. Olay mahalline ilçe Emniyet Müdürü geldi. Benimde teşvik ve yardımımla vatandaşa hitap etmek üzere aracın üzerine çıktı. Ancak gürültüden ve toplumsal psikolojiden dolayı Emniyet Müdürü konuşma imkanı bulamadı. Bir ara yukarıda 
tarif ettiğim esmer uzun boylu şahıs aracın bagajındaki silahı almak istedi. Vatandaşlar mani oldular ve 3-4 kişilik bir grup arabanın bagajına oturup bagajın açılmasını engellediler. 

Zırhlı araç ile olay yerine yeni bir özel hareketçi grubu geldi. Ziraat bankası tarafından gelerek geri manevra ile aracın yanına geldiler. Havaya yoğun bir ateş açtılar. Bu arada arabanın arkasında oturan şahısı zırhlı araca bindirerek olay yerinden uzaklaştılar. Bu sırada nasıl olduğunu bilmiyorum ancak uzun boylu esmer şahısta kayboldu. Diğer şahısı da gelen Jandarmaların götürdüğü söylendi. Bilahare Kaymakam bey gelerek konuşma yapmak istedi. Aracın üzerine çıktı. Ancak o anda patlamada ölen şahısın ölüm haberi geldi. 
Kalabalık bu haber üzerine kontrol dışına çıktı. Kaymakam bey de aracı bulunduğu yere terk ederek ayrıldı..." 

Şemdinli halkından Zeydan ÖZEL; "...Kahverengi renkli montlu şahıs hızlı 
olmayan adımlarla araca doğru yaklaştı, arabanın içerisine girdi. Ben bu şahıs yolda araca doğru ilerlerken bir yandan kalabalığa "bombayı atan bu şahıstır" dedim. Öte yandan da şahsın yanına gelerek "bombayı sen attın " dedim. Halk arabayı kuşattı. Aracı kullanan şahıs arabadan inerek bagajı açtı ve uzun namlulu bir silahı eline alarak "ben Emniyet görevlisiyim " dedi. Yalnız vatandaşlar bu şahsa müdahalede bulundu ve şahsın elinden silahı 
alarak bagaja bıraktılar. O arada özel tim, İlçe Emniyet Müdürü ve Mustafa YANIK yarbay geldiler. Özel tim havaya ateş açtı. Vatandaşlar kendini yere atınca bir zırhlı araca arka oturan şâhısı bindirerek götürdüler. Ali KAYA ismindeki başından yaralı olan kişi o arada Emniyet Müdürü ile bölgeden uzaklaştı. Üçüncü şahıs ise arabanın civarında dolaşıyordu. 

Ben kendisine sende bu işin içerisindesin, inkâr etme dedim. O ben değilim dedi. Yavaş yavaş bölgeden uzaklaşmaya başladı. O arada durumu Mustafa YANIK yarbayıma ilettim. Yarbay bana tamam oğlum sakin olun dedi. Orada vaziyet alan askerlerine emir vererek bu şâhsı özipek pasajının yanındaki karafınn civarında alarak yaya olarak İlçeye doğru götürdüler. " Şemdinli halkından Zübeyir ARSLAN; "...Geldiğimde kalabalık vardı. 

Kaymakam bey, ilçe Emniyet Müdürü ve Avukat Mehmet EKİCİ beyaz bir arabanın üzerinde halkı sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Ancak halk sakinlesmedi. Kaymakam bey ve Emniyet Müdürü oradan ayrıldılar. Savcı bey in keşfe gelmesine kadar vatandaşı sakinleştirmek için pek çok vatandaş gibi bende gayret sarf ettim..." 

Patlama olayı nedeniyle tutuklu bulunan Hakkari İl Jandarma Komutanlığı 
İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Astsubay Ali KAYA; "...Tabiatıyla sabah 09:00 çıktığımız yolculuk nedeniyle insani ihtiyaçlar söz konusu oldu. Bu çerçevede Özcan arkadaşımız küçük aptesini yapmak üzere cami istikametine doğru gitmeyi Veysel de su almak üzere en yakın bakkala gitmeyi planlamıştı. Ne var ki daha araçtan çıkmadan şiddetli bir patlama oldu. Bir güvenlik görevlisi olmamız nedeniyle aracı terk edip doğal olarak patlama sesinin geldiği istikamete doğru 5-10 metre kadar yürüdüm. O anda araç istikametine doğru gelmekte olan şahıslara "arkadaşlar patlama nerde oldu" diye sordum. Onlar bana panik bir halde "pasajda, çok yaralı var" dediler. Bu arda Veysel önce olmak üzere Özcan bana doğru gelmeye başladılar. Ancak daha Özcan arabanın yamndayken oradaki şahıslardan biri Veysel'i işaret ederek "Aha bu itirafçı" diye bağırdı. Daha sonra bu kez de Özcan'ı işaret ederek "Bu da onlardan" diye bağırdı. Bir başka kişide bana "Lan şerefsizler, hem bombayı patlatıyorsunuz, hem de soruyor musunuz? " diye bağırdı. Ben bu şahsa sert bir cevap verdim. 
O anda karşılıklı yumruklaştık. Veysel de bana yardıma çalışınca ben kendisine dönerek fazdım ye "sen hadi arabaya git" dedim. Bu arada kalabalık 50-100 kişi civarına kadar çıktı. Ufak çaplı tartaklama ile birlikte aracın yanına kadar geldik. Bu noktadan itibaren adeta ip koptu. Şahıslar arkada oturmakta olan Veysel 'e taş, sopa ve yumruklarla saldırdılar. Aracın camlarını kırdılar, aracı tekmelediler. Bu arada bana kim olduğumu soranlar oldu. Ben "Emniyet görevlisiyiz, araç devletin resmi aracıdır, saldırmayın, darp etmeyin " diye uyardım. 
Kalabalık iyice artınca ve saldırılar insani çabalarımızla sonuçlanmayınca Özcan' dan arabanın anahtarını istedim. Bagaja doğru giderek bagajı açtım. Bagajdan uzun namlulu silahlardan birini alarak havaya ateş etmek istemiştim ancak kalabalık silahı zorla elimden aldı ve bagaja attı. Bu kez belimde bulunan tabancayı kullanmak istedim, buna da engel oldular ve silahımı birileri elimden aldılar ve bir dakika sonra tekrar aynı şahıs belime soktu. 

Bu arada Emniyet güçleri olay yerine geldi. Şortland aracı geri geri bizim araca 
yanaştırdılar. Havaya ateş etmek suretiyle bir şaşkınlık oluşturdular. Benim de gayretimle Polis arkadaşlar Veysel'i kalabalığın arasından alarak olay yerinden uzaklaştılar. Aradan 5 dakika geçince Özcan bize iyice yafan bir noktaya gelen Jandarma Sınır Taburundan bir Yarbayın komutasındaki Askeri kuvvete sığındı. Birkaç dakika sonra ileride gördüğüm Jandarma Komutam Erdem Binbaşıya doğru hareket ettim. Bazı şahıslar benim olay yerimden ayrılmamı teminen yardımcı oldular. Hatta bana "Abi olay kontrolden çıktı buradan uzaklaş" dediler. Bu şahıslar zaten kalabalığın teskin edilmesine de yardımcı olmuşlardı. Toplanan kalabalık bölücü sloganlar atmaya başlamışlardı. Ben Erdem Binbaşının yanına gittim. Bir Şortlanda binerek Taktik Alaya gittim. Bu zaman zarfında İlçe 
Emniyet Müdürünün veya İlçe Kaymakamının aracın üzerinden konuşma yapmaya çalıştığına şahit olmadım..." 

Patlama olayı nedeniyle tutuklu bulunan Hakkari İl Jandarma Komutanlığı 
İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli Astsubay Özcan İLDENİZ; "...Daha henüz 
araçtan ayrılmadan bomba sesini duyduk Önce Ali Astsubay arkasından Veysel aracı terk ettiler. Ben bir süre sonra araçtan indim. Kaldırımın kenarındaki binanın önünde sırtım duvara dönük vaziyette ve cephe olarak patlamanın sesinin geldiği yöne doğru durmaya başladım. Ali Astsubayla aramızda tahminen 10-15 metre mesafe vardı. Ali Astsubay "ne oldu" diye vatandaşlara sordu. Onlar "hemyapıyorsunuz, hem de soruyorsunuz" dediler. O anda gördüğüm tabloyu da izah etmek isterim; vatandaşların çoğunluğu patlamanın sesinin 
geldiği yöne giderken sayıları 5-6 civarında olan bir grupta hızlı adımlarla bizim 
istikametimize doğru geliyorlardı. Nitekim Ali Astsubayın konuştuğu şahıslarda bunlardı. Aralarında geçen bir diyalog sonucu yumruklaşmaya başladılar. Bu kavgayı gören kalabalık bizim bulunduğumuz yerde araç etrafında yoğunlaşmaya başladılar. Bu esnada Veysel ATEŞ araca girerek oturdu. Daha sonra öğrendiğim kadarıyla Veysel kavgayı ayırmaya giderken bir şahıs Veysel'e hitaben bu itirafçı demiş, Ali Astsubay da problem çıkmasın diye Veysel'i 
araca göndermiş. Ancak ben bu konuşmaları duyamadım. Veysel araca bindikten sonra şahıslar yumruk, sopa ve taşlarla Veysel'e hücum ettiler. Ben hem devletin aracım korumak hem de Veysel'i savunmak için kalabalığı uzaklaştırmaya çabaladım. Ancak bu arada beni tanıyan bir şahıs "bu da onlardan, bunların arkadaşı "dedi. Bu kez kalabalığın dikkati benim 
üzerime toplandı. Bana da vurmaya başladılar. Bu tablo bir süre devam etti. ilk defa yardıma Özel Harekat görevlileri geldiler. Zırhlı Şortlandla yolun öbür tarafına geldiler, havaya ateş açtılar. Kalabalık biraz açılınca aradan girerek Veysel'i alıp bölgeden uzaklaştırdılar. Benim bu esnada dikkatim hem bana vurmaya çalışan kalabalıktan kurtulmak ve hem de araçta bulunan içerisinde istihbari bilgiler bulunan dosyalar ile ajandayı takip etmekti. Dolayısı ile 
bu estantaneyi net olarak hatırlayamıyorum. Bahse konu evrakları içerin çantayı bir Emniyet görevlisine yada Jandarmaya vermek için çabaladım. Ancak muvaffak olamadım. Bilahare bir genç şahıs yanıma gelerek "Abi sen buradan uzaklaş. şimdi sana da saldıracaklar" dedi. 

Bende yürüyerek ilçe Jandarma istikametine doğru gittim. Bu esnada kalabalıktan bazıları "mavi montlu kaçıyor, yakalayın" diye bağırdılar. Ben yürüyüşüme devam ettim. İlerideki Jandarma ve ifa polisin yanına gittim ve onların refakatiyle önce Emniyet Müdürlüğüne oradan da Taktik Alaya gittim. Gelen kalabalığı tertibat alan Askerler engellediler..." Patlama olayı nedeniyle tutuklu bulunan Hakkari İİ Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde "Haber Elemanı" olarak kayıtlı bulunan Veysel ATEŞ; "...O sırada daha arabamızın motorunu stop ettirmeden bir patlama sesi duyduk. 

Ali Astsubay araçtan indi. Kalabalığın çoğu patlama sesine doğru giderken 4-5 kişilik bir gruba Ali Astsubay ne olduğunu sordu, onlar biri " hem yapıyorsunuz hem soruyorsunuz şerefsizler "dedi. Ali Astsubay bu şahsa karşılık verince küçük bir tartışma çıktı, ben de yanlarına giderek araya girdim. O esnada peşmerge kıyafetli bej pantolon ve gömlekli, İran kuşaklı, göbekli, koyu renk bıyığı olan ve iri yarı bir şahıs bana hitaben bağırarak " bunlara yardım eden itirafçı şerefsiz bu " dedi. Bende şahsa karşılık vererek şerefsiz sensin dedim. Biz tartışırken Ali Astsubay sert bir ses tonu ile bana " sen geç arabaya otur " dedi, ben araca 
geçerek oturdum. Ve aracın kapılarını düğmelere basmak suretiyle içeriden kapattım, kalabalık arabanın camlarını kırdı, bana taş, sopa ve tekme ve yumrukla saldırdılar. Doğal olarak öncelikle kafamı korumak için montumu başıma çektim, ellerimle de kafamı korumaya çalıştım. Bir iki kez etrafı görmek üzere kafamı kaldırdığımda, Ali Astsubayında darp edilmekte olduğunu göndüm. 15-20 dakika devam eden bu arbede sırasında hem araç ve hem de ben çok sayıda darbe aldım. O arada Özel Harekat Polisleri ile sivil Polisler geldi, havaya 
ateş açtılar. Bir anlık şaşkınlıktan yararlanarak beni araçlarına bindirerek Emniyet Müdürlüğüne götürdüler. Araca binerken bile bana saldırılar devam etti, hatta bir şahıs demir çubuk ile kaburgalarımın üzerine vurdu..." 
Demek suretiyle konuya açıklık getirmektedirler. Vatandaşların ifadelerine göre: pasajdan çıkan ve ileride bekleyen aracın (30 AK 933) arka koltuğuna oturan kahverengi montlu kişinin (Veysel ATEŞ) binmesini müteakip, aracın 
sürücü koltuğunda bir kişinin ve sürücü yanında bir kişinin daha olduğu ve sürücünün aracı hareket ettirme girişiminde bulunduğu, ancak aracın başına toplanan grubun aracı çevirmesi nedeniyle bunun mümkün olmadığı, aracın toplanan kişilerce darp edilmeye başlanmasından sonra sürücü mahallinde oturan şahsın (Ali KAYA) araç dışına çıkarak arka bagaja yöneldiği ve bagajdaki silahlardan birini alma girişiminde bulunduğu, ancak grup içinden bazı kişilerin 
buna engel olduğu, aracın ön sağ tarafında oturan diğer kişinin de (Özcan İLDENİZ) araç dışına çıktığı ve aracı darp eden grubu engellemek amacıyla aracın Devlete ait olduğunu, kendilerinin görevli olduklanm söylediği, gruptan bazı kişilerle Ali KAYA arasında arbede yaşandığı, Ali KAYA'nın kaşının üzerinden kan akmaya başladığı, Ali KAYA'mn da emniyet görevlisi olduklanm ısrarla söylediği, olay mahalline gelen emniyet görevlilerininaracı ve özellikle içinde arkada oturan Veysel ATEŞ'i kurtarmak için gayret gösterdikleri, mevcut emniyet görevlisi sayısı kafi gelmeyince takviye kuvvet istedikleri, özel harekat 
polisleri ile Taktik Alaydan Yarbay Mustafa Yanık nezaretinde bir askeri kuvvetin yardım için geldiği, polis özel harekat timinin aracın arka koltuğunda oturan Veysel ATEŞ'i zırhlı bir araca bindirerek olay yerinden uzaklaştırdığı ve Emniyet Müdürlüğüne götürdüğü, daha sonra Ali KAYA ve Özcan İLDENİZ'in de olay mahallinden ayrıldığı, Ali KAYA. Özcan İLDENİZ ve Vevsel ATEŞ'in olavlann başlangıcını vatandaşların beyanlarından farklı şekilde izah ettikleri, bu izaha göre: arabayı park edip inecekleri sırada bomba patladığı, Ali KAYA'nın araçtan inerek bomba patlayan mahalle doğru 10-15 mt yürüdüğü, kendilerine doğru gelmekte olan bir gruba ne olduğunu sorduğu, sorduğu kişilerin kedisini suçlayıcı beyanlarda bulunarak hakaret etmeleri üzerine kendisinin de karşılık yerdiği 
ve aralarında arbede çıktığı, bu gelişme üzerine olayı arabadan izleyen Veysel ATEŞ'in de inerek olay mahalline gittiği ve amacının Ali KAYA'yâ yardım etmek olduğu, ancak Ali KAYA'nın sert bir şekilde Veysel ATEŞ'in tekrar arabaya dönmesini istediği, bu arada Veysel ATEŞ'İ tanıyan bir kişinin itirafçı olduğu konusunu çevrede bulunanlara yüksek sesle söylediği, bunun üzerine saldırıların yoğunlaştığı belirtilmiş ve diğer izahatların küçük ayrıntılar dışında vatandaşların kiyle aynı olduğu, 

Özcan İLDENİZ'in önce Emniyet Müdürlüğüne, oradan da Taktik Alaya, Ali 
KAYA'nın da doğrudan Taktik Alaya gittikleri, Olaylar sırasında aracın büyük ölçüde tahrip edildiği, tansiyonun sürekli yükselmesi üzerine Şemdinli Emniyet Müdürü Tacettin ASLAN'ın, olay mahallinde bulunan polislerin ve ilçe sakinlerinden bazı kişilerin halkı sakinleştirmek için çaba harcadıkları, bunlara bazı vatandaşlarla ilçede Avukatlık yapan üç kişinin de yardımcı olmaya çalıştığı, bu arada Emniyet Müdürünün talebi üzerine ilçe Kaymakamı Mustafa Cihad FESLIHAN'ın da olay mahalline geldiği ve aracın üzerine çıkarak halkı sakinleştirici sözler söylemeye başladığı, ancak tam bü sırada patlamanın gerçekleştiği pasajdan birkaç kişinin elleri üzerinde Mehmet Zahir KORKMAZ'ın cesedini çıkarmaları ve toplanan grubun bunu görmesi, bazı kişilerin bunu yüksek sesle dillendirmesi üzerine grubun galeyana geldiği, grup içerisinde bulunan provakatörlerin de yönlendirmesiyle her şeyin kontrolden çıktığı, araç üzerinde ve çevresinde bulunan ilçe Kaymakamı ve Emniyet Müdürü dahil tüm kamu görevlilerine yönelik saldın girişimlerinin yoğunlaştığı, hatta bir başkomisere yönelik linç girişimi olduğu, pek çok polisin de darpedildiği, bu gelişme üzerine ilçe Kaymakamının ve tüm emniyet görevlilerinin olay 
mahallinden çekilmek zorunda kaldıkları, bölgenin ve aracın tamamen grubun kontrolünde kaldığı, yaralı güvenlik görevlilerinin hastanenin grup tarafından bloke edilmesi nedeniyle hastaneye de götürülemediği ve sağlık ihtiyaçlarının emniyet müdürlüğü binasında karşılanmaya çalışıldığı, Anlaşılmaktadır. 

Olayın ilçe emniyet müdürlüğü ve ilçe kaymakamına intikainden sonra olay mahalline intikal eden ilçe emniyet müdürü, polis memurları, daha sonra olay mahalline giden ilçe kaymakamının halkı sakinleştirmek konusunda yoğun bir çabalarının olduğunu ancak sonuç itibariyle bunda muvaffak olamadıklarını söylemek mümkündür. 

5. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder