ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 28
Zeydan Özel Özipek Pasajının çaprazındaki Ender Giyimin sahibidir. Özel olayla ilgili gözlemleri kısaca şu şekilde anlatmıştır.
"Olay olmadan önce söz konusu arabayı amcamın dükkanının önüne park etmişlerdi.
Üç kişi vardı. Küçük yer olduğundan gelenleri tanırız. Ancak bunları tanımayınca
şüphelendim. San-kahve renkli montlu biri pasajı izliyordu. Amcam oğluna dedim ki:
"Bunları önceden görmedim. Şüpheleniyorum. Bunlar bombacı olmasın!". Kahve renkli giysili arabadan çıktı. İki eli cebinde idi. Pasaja girdi, ben de çaktırmadan "Bunlar kimdir?" diye aracın yanma gittim. Hemen araba çalıştırıldı. Araba uygun bir yer bulmak için hareket etti ve sonra dönerek kuyumcu dükkanının önüne park etti. Dükkanıma girdim ve patlama oldu. Dışarı çıktım. Halk pasaja yürüdü. Kahve renkli montlu geliyordu. Telefonla birisim aradı ve "Neredesin?" diye sordu. Eczanenin önüne baktım. Arkadaşı arabayı park etmişti. Arkadaşı telefonu eline aldı "Gel buradayım" dedi. O arada oradakilere montlunun yakalanması için bağırdım. Seferi Yılmaz'ı gördüm. Kendisi yanıma geldi. Kendisi "Bombayı
atan bu" dedi. Ben de yarım saattir bunları izlediğimi söyledim. Halk saldırdı. Kaçan kişi arabaya girdi. Arabada iki kişi oldu. Biri ise dışarıda arabanın yanında idi. Ali Kaya'ya "Sen de bu işin içindesin" dedim. Kendisi kabul etmedi. Arka koltuğa bindi. "İnkar etme bu işin içindesin. Yanm saattir sizi izliyorum" dedim. Böyle deyince arabadan çıktı. Şahsı önceden tanımıyordum. Arka bagajı açtı. Hemen elini silaha attı. "Ben emniyet görevlisiyim" dedi.
Ben de bomba patlattıklarım söyledim. O arada bagaja baktığımda evrak, silah ve benzeri şeyler gördüm. Herkes arabaya vurmaya başladı. Ali Kaya'nın elinden silahı alındı, şarjör çıkarıldı ve silah bagaja konuldu. Kaymakam, polis, asker ve özel tim geldi. Özel tim ateş edince herkes yere yattı. Panzer (akrep) geldi ve ateş edildi. O arada Veysel Ateş'i araçtan çıkarıp panzere bindirdiler. Ali Kaya'yı ise emniyet aldı. Top sakallı olan Özcan İldeniz
devamlı arabanın etrafında dolaşıyor ve arabanın içine bakıyordu. Adidas markalı lacivert montluydu. Eli cebindeydi. Özcan İldeniz'e "inkar etme üç kişisiniz" dedim. Kendisi kabul etmedi "İki kişi gidince millet rahatladı" dediler. Özcan İldeniz ilce jandarmaya doğru yürüdü. Halka "Yakalayın" dedim. O arada yarbay Mustafa Yanık da gidiyordu. Asker finnın önüne barikat kurmuştu. Asker bana gitmenin yasak olduğunu söyledi. Yarbaya Özcan ildeniz'i işaret ederek olaya karışanlardan birinin de bu olduğunu söyledim. Bana "Rahat olun" dedi. Askerlere emir verdi. Askerler de Özcan Üdeniz'in iki koluna girip ilçe
jandarmaya doğru götürdüler.
Kadir ÖZCANER ile Görüşme: İnsan Haklan Derneği Şube Yöneticisi olan Kadir
Özcaner serbest meslekle uğraşmaktadır. Özcaner olay hakkında özetle şunları söylemiştir: "Olay yerinin yüz metre kadar uzağındaydım. Evin önüne toprak döktüreceğim için kamyonu bekliyordum. Söz konusu araba olay yerine geldi. Hatta yolun ortasında durdu. Arabanın arkası bana dönüktü. Trafik sıkışınca geri geldi ve kavşaktan döndü. Van Gölü Tavukçuluğun önünde durdu. Şahısların ne yaptığını bilmiyorum. Ancak iki kişilerdi. O esnada bomba sesi geldi. Hangi taraftan geldiğini anlamadım. Pasajm önünden iki üç kişinin kaçtığını gördüm ve
olayın olduğu yere doğru yöneldim. San montlu şahsın aşağı indiğini gördüm. Fahrettin Yılmaz "Sen kimsin? Bombayı kim attı?" diye soruyor. Kişi cevap vermiyor. Ali Kaya aracın dışındaydı. Ali Kaya'nın yanma geldim. Kürtçe ve Türkçe "Yahu ne oluyor, ne yapıyorsunuz?" diye sordum. "Biz emniyet görevlisiyiz" dedi. Kaçan kişi aracın arka kısmının ortasına oturmuştu. Başı eğik olduğundan yüzünü görmedim. Kendisini sürekli saklıyordu. Biri kimliğini sordu. Kimliğinin amirinde olduğunu söyledi. Ali Kaya o esnada toplanmak istedi. Baktı kontrol yok. Esnaf da toplandı. Halk toplanınca araca tekme atıldı. 10-
15 dakika sonra Emniyet Müdürü geldi. "Sakin olun" dedi. Müdür "Biz bunları tanımıyoruz" dedi. O arada kalabalık arttı. Kaymakam arabanın üzerindeyken yüzü maskeli polisler havaya silah sıktı. Panzerden ateş açıldığını görmedim. Küçük panzer yanaştı ve Veysel Ateş'i götürdüler. Daha sonra halkı yatıştırmaya çalıştılar. Pasajdaki patlamada birinin ölü olduğu söylendi. Kargaşa arttı. Ölen yeğenim di. Silahlar atıldı. Ali Kaya'yı aldılar. Top sakallı birini fark etmedim. Mustafa Yanık adında yarbay vardı. Vatandaşın biri "Tüm pislikler sizin elinizin altından çıkıyor." dedi. Hastaneye gittim. Keşif esnasında oradaydım. Halk keşfi
izliyordu. Milletvekili güvenliğin sağlanmasının gerekli olduğu ile ilgili açıklama yaptı.
Büyük bir ses geliyordu. Ancak sesler yakınımızda değildi. Havaya ateş açılmıştı. Tanju Çavuş'un silah sesini duymadım. Abdi ÖZEL ile Görüşme: Abdi Özel esnaf olup giyim işi ile uğraşmaktadır. Pasajın 20 metre kadar çaprazında dükkanı bulunmaktadır. Abdi Özel olaylar hakkında şunları ifade etmiştir:
"Olaydan önce araç benim dükkanımın önündeydi. İçeride çalışıyordum. Zeydan
tanıyor musun?" dedi. "Yok" dedim. Araçta iki kişi gördüm. Zeydan onlara bakıyordu. Kendisi telaşlıydı. Patlamayı fark etmedim. Pasaja koştuğumda yaralılar çıkarılıyordu. Sesler duydum ve arkasından koştum. Olayın failinin kaçtığını söylediler. Halkla birlikte gittik. Kaçan kişi aracın arka kısmının ortasında oturuyordu. Aracın etrafında 20 kadar kişi vardı. Ali Kaya'yı gördüm. Arabadan çıkmışü. Özcan İldemiz'i kalabalığın içinde fark ettik. Zeydan
onu işaret etti. Böyle olunca koştu ve askerin güvenlik aldığı yere sığındı. Yarbay da ordaydı. İki kişi koluna girdi. Veysel Ateş'i DEHAPlılar muhafaza etti ve "Emniyete teslim edelim." dediler. Veysel Ateş'i zırhlıya bindirip götürdüler. Ali Kaya'nın nasıl gittiğini görmedim. Ardından hastaneye gittim."
Mehmet ATİLLA ile Görüşme: Mehmet Atilla esnaf olup inşaat malzemesi
satmaktadır. Mehmet Atilla olayla ilgili gözlemlerini şöyle aktarmıştır:
Arabayı park etmişti. Biri "Bunu yakalayın." dedi. İki kişi koşuyordu. Arabaya girdi.
Biri araçtakine kimliği olup olmadığını sordu. Araçtaki kimliğinin olmadığım söyleyince araçtan çıkması istendi. Böyle olunca kimliğinin amirinde olduğunu söyledi. Halk geldi. Kişileri emniyete teslim ettik. Arabada iki kişi vardı. Biri dışan çıktı. San montlu araçta kaldı. Aracın bagajı açımdı, silah ve bombayı gördüm".
Cahit ERLER ile Görüşme: Cahit Erler'in pasajda iş yeri bulunmakta olup toto
bayiliği yapmaktadır. Heyet kendisine askerlerin 9 Kasım 2005 tarihinde toto oynayıp oynamadığını sordu:
"O gün iş yerinde ben yoktum. Oduna gitmiştim. Kardeşim vardı. 12-13 öğrenci oyun oynamaktadır. O gün öğrenciler dışında kimse oyun oynamadı."
Mehmet Tahir ERBAŞ ile Görüşme: Mehmet Tahir Erbaş pasajın çaprazmdaki iş
yerinde esnaflık yapmaktadır. Olayla ilgili bildikleri hakkında şunları ifade etmiştir: "İçerde idik. Bomba sesi duydum. Birisi kaçtı. Kahve renkli montu vardı. Dükkanın önünden geçti. Eczanenin önünde telefonla Türkçe "Nerdesiniz?" diye sordu. Pasajın önünden ceset çıkarıldığını görünce oraya koştum. Kişi kaçarak gitti. Yaralıyı hastaneye görürdüler. Sonra aracın yanına gittik. Gittiğimde araçta sadece kaçanı gördüm. Ali Kaya dışarıdaydı.
Başı kanamıştı. Hatta kam ceketime düştü. Top sakallı birini hatırlamıyorum. Biz zarar görmeden devlete teslim edelim diye korumaya çalışıyorduk. Ali Kaya'mn elinde silah vardı. Biri silahı alıp şarjörünü çıkarttı. Havaya ateş edildi. Arabadan bir şey alındığım görmedim. Sonra Ali Kaya'yi Emniyete götürdüler."
Heyet aynca şahsa olaylardan sonra dükkanlarını neden kapattıklarını sordu.
Kişi diğerleri açmayınca kendisinin de açmadığım, içlerinin rahat olmadığını ve kuyumcu dükkanı olduğundan geç açtığım belirtti.
Fahri YILMAZ ile Görüşme: Fahri Yılmaz zücaciye dükkanı işletmektedir. Dükkanı pasajdan 12 dükkan aşağıdadır. Görüşmede Heyete kısaca şunları anlatmıştır: "Olay sırasında işyerindeydim. Patlama sesi geldiğinde dışarı fırladım. Halk yukarı doğru koşuyordu. Biri telefonla konuşuyordu. Halk "Bombayı bu attı." dedi. Kişi kovalandı. Aşağı gitti. Aynca aşağıdan biri geliyordu. Kaçan şahıs gelenle konuştu. Sonra ikisi de arabaya bindi. Arabayı çalıştırmaya çalıştı. Biri o arada emniyetten olduğunu söyledi. Altmışyetmiş
kişilik kalabalık vardı. Başta kimse karışmıyordu. "Kişileri adalete teslim edelim." dendi. Polis, asker ve Emniyet Müdüründen sonra Kaymakam geldi. "Biz aldık, bizdendir." denildi. İkisini götürdüler. Dükkanım açık olduğu için döndüm ve dükkanımı kapattım. Keşif esnasında silah sesi geldi. Ben uzaktaydım. Tam olarak bilmiyorum. Jandarma tarafından halkın üzerine ateş açıldı. Halk yere yattı. Uzak olduğu için tam göremedim. Güvenli
olmadığı için olaylardan sonra dükkanı kapatıyoruz."
Kadir KAÇAN ile Görüşme: Kadir Kaçar meşrubat dükkanı işletmektedir. İş yeri
eczanenin karşısında olup, pasaja yetmiş metre kadar uzaklıktadır. Kadir Kaçar olay hakkında şunları söylemiştir:
"Patlama sesiyle birlikte dışarı çıktım. İtirafçı denen şahıs telaşlı şekilde yürüyerek hızla gitmekteydi. Tedirgindi. Önceden arabayı görmüştüm; ancak dikkat etmemiştim. Aşağı doğru gitti. Telefonla görüştü. Komşularından biri bana yaklaştı ve "Bombayı bu kişi attı." dedi. Az ileride araç duruyordu. Ali Kaya ise aşağıda bekliyordu. Veysel Ateş, Ali Kaya ile buluşup araca gittiler. Veysel Ateş araca bindi. Ali Kaya araca bindi; sonra geri indi. Kim olduğunu sorduk. Telekom görevlisi olduğunu söyledi. Kalabalık arttı. Kimlik soruldu. Kişi "Emniyetçiyim." dedi. Yüz kadar kişi vardı. Arabanın arkasından küçük bir silah çıkardı. İki
üç kişi silaha sarıldı ve silahı elinden aldılar. Silahın şarjörü çıkarıldı. Görevliler geldi. Yüzleri kapalı özel tim geldi. Kalabalık dağılmadı. Aksine daha da arttı. Özel tim gitti. Polise ait araç geldi ve Veysel Ateş'i aldı. Ondan sonra Emniyet Müdürü geldi. Ali Kaya ile birlikte Emniyet Müdürlüğüne gittiler. Cenaze pasajdan çıkarılırken gençler taş atarak camlan kırdı. Cenazenin peşinde hastaneye doğru giderken ateş açıldı. Bu arada kardeşim yaralandı. Top
sakallı kişiyi ilk etapta görmedim. Sonradan geldi. Emniyet Müdürüne söyledik. Sonra Müdürle birlikte gittiler".
Metin EROĞUZ ile Görüşme: Metin Eroğuz market işletmektedir. Market pasajdan elli metre kadar uzakta olup Ziraat Bankası tarafindadır. Heyete Metin Eroğuz şu bilgileri aktarmıştır:
"Bomba patladığında dükkanımın önündeydim. Patlama anında telaş oldu. Patlamadan bir dakika kadar sonra kuyumcu arkadaşın fırladığını gördüm. On dakika kadar sonra yaralıyı çıkardılar. Biri "bombacı aşağıya gitti" diye bağırdı. Kahve renkli montlu birini gördü. Telefonla görüşüyordu. Hızlı ve telaşlıydı. Aşağıda birini gördü. Önünde Baran Ticaretin sahibi vardı. Failin o kişi olduğunu söyledi. Kaçan kişi birine yanaştı ve sonra beraber olarak aşağı doğru gittiler. Sanırım arabaya bindiler. İkisini arabada gördüm. Hafif sakallı olan da
arabanın içindeydi. Olaydan on dakika sonra yarbayla diyalogumuz oldu. Kendisi olayın bizler tarafından yapıldığı yönünde bir şeyler söyledi. Ben de "sizler tarafından yapılıyor." dedim.
Şemdinli Kaymakamı Mustafa Cihat FESLÎHAN ile Görüşme: İlçede yıllardır terör
hadiseleri yaşanmaktadır. Ancak son 6 aya kadar ilçede sükunet hakimdi. Son altı ay içerisinde 5 kırsal da 6'sı ise Emniyet bölgesinde olmak üzere toplam 11 patlama meydana geldi. 9 Kasım 2005 tarihinden önce askerden 11 şehit, 33 yaralı, polisten ise 3 yaralı var.
Aynca 31 vatandaş yaralandı.
9 Kasım 2005 tarihinde meydana gelen toplumsal olayda S polis yaralandı. Patlamada ve sonra açılan ateş sonucunda iki vatandaş hayatım kaybetti. Askerden ise şehit ve yaralı bulunmamaktadır. Aynca S'i ağır, 20'nin üzerinde hafif olmak üzere toplam 25'in üzerinde yaralanma olayı var. Yaralanma ve ölüm olayları sebebiyle Yüksekova'ya gidiş ve gelişler oldu. 5 Ağustos da Askeri Gazino önünde meydana gelen patlamada S asker şehit oldu, 3'ü
ise yaralandı. Sonrasında ise ilçede bu tür olaylar yaygınlaştı.
1 Kasım'da saat 23.00 civarında İlçe Jandarma Komutanlığı ile Askeri Gazino
arasında park eden araçta patlama meydana geldi. Araç plakası bulundu: 65 KU 223. Araç tamamen infilak etti. Tahrip gücü yüksek bomba olduğundan 98 konut ve 72 işyeri ve 23 resmi kurum binası zarar gördü. Olayda 6 askeri personel ve 3 polis memuru ve 16 vatandaş yaralandı. Askeri personelden biri gözünü kaybetti. Olay esnasında Alay Komutanlığında idim. Bize saldın yapıldığını ve roket atıldığım zannettik. Rapor geldikten sonra gerçek durumu öğrendik. Emniyet Müdürlüğü patlamanın yaşandığı yol güzergahında
şüphelendiği araçları kontrol etmektedir. İlçede genelde 30 ve 65 plakalı araçlar
bulunmaktadır. Bundan dolayı bu araç şüpheyi çekmemiştir. Söz konusu araçla ilgili net bir bilgi bulunmamaktadır. Patlamanın tesiri çok büyük olmuştur. İlçenin İran ve Irak'la sının var. Sınırın nizami olmayıp doğaldır. Bu sebeple patlayıcı ve silah geçişleri mümkün olabilmektedir.
1 Kasım'da meydana gelen patlamada zarar görenlerin zararının giderilmesi için ilk etapta iki yüz milyar para tahsis edildi. 9 Kasım'da bununla ilgili toplantı halinde iken saat 12.00 sıralarında patlama oldu. İlçe Emniyet Müdürlüğüne geçtim. Bize patlama meydana geldiği ve aracın içindeki bir vatandaşın linç edilmek istendiği bilgisi geldi. Toplanan kalabalık aracın içindeki kişiyi çıkarmaya çalışıyor. Aracın etrafında kalabalık artınca jandarmadan kuvvet istedik. Aynı zamanda durumu Vali Beye bildirdim. On beş dakika sonra Emniyet Müdürünün "Kaymakam Bey gelsin" dediğini duydum ve olay yerine geçtim.
Emniyet Müdürü aracın üstündeydi. Kalabalığın arasından geçtim ve aracın üstüne çıktım. Kalabalığı yatıştırmaya çalıştım ve sakin olmalarını söyledim. Bu arada pasaj tarafından kanlar içerisinde bir şahıs sürüklenerek getirildi. Bunu gören halk hiddetli bir şekilde polislere saldırmaya başladı. Birkaç kişi uzanıp beni çekmeye başladı. Bunun üzerine tekrar Emniyet Müdürlüğüne geldim. Sürüklenenin patlamada ölen ya da yaralanan kişi olup olmadığını
bilmiyorum. Halkı yatıştırmak için gittiğimde zaten Veysel Ateş getirilmişti. Konuşma yaparken araç boştu. Olaya karıştığı iddia edilen iki askerin akıbetini bilmiyorum. Sürüklenen şahsın görülmesi halkın galeyana gelmesine neden oldu. Kalabalık Hükümet Konağı önüne yığıldı. Güvenlik güçleri tertibat aldı. Kalabalık saldırdı. Taş ve slogan atıldı. Yasa dışı örgüt bayrağı görmedim; ancak yasa dışı örgüt ile ilgili slogan vardı. Polis havaya ateş açarak kalabalığı püskürttü. Kalabalık ilçe merkezine yöneldi. Polis merkezine taşlı ve sobalı
saldırıldı. Havaya ateş açılarak olay engellenmeye çalışıldı. 15.30'da Vali Bey geldi. Ben onu karşılamaya gittim. Durum değerlendirmesi yapıldı ve kriz merkezi oluşturuldu. Vali Beyle Hakkari Cumhuriyet Başsavcısı da geldi. İlçenin ileri gelenleri ile birlikte toplantı yapıldı. Aracın etrafinda görevli kimse kalmadı. Halk aracı çembere almıştı. Saat 16.00 sıralarında Savcı olay yerine geçti ve aracı incelemeye başladı. Vatandaşlar ise uzaktan incelemeyi izliyordu. Otuz dakika sonra kalabalığın içinde silah sesi geldi. Vatandaş galeyana geldi ve polis merkezine yöneldi. Burayı boşaltmak zorunda kaldık. 42 D 1935 plakalı araçla
Tanju Çavuş adlı bir uzman çavuşun eşi ve çocukları ile birlikte kalabalığın içerisinden geçerken ateş açtığı söylendi. Olayda 5 kişi yaralandı. Yaralılar Yüksekova'ya götürüldü. Yaralılardan biri yolda yaşamım yitirdi. Olay üzerine Savcı incelemeyi yanda bırakarak kriz merkezine geldi. Burada vakit kaybedilmeden araçtaki incelemenin tamamlanması kararlaştırıldı. Savcı saat 21.00'de tekrar aracın olduğu yere geldi ve incelemeyi tamamladı.
İncelemenin ardından araç Hükümet Konağının önüne çekildi. Olaylardan sonra Veysel Ateş ve Tanju Çavuş tutuklandı. Kalabalık ise geç saatlerde dağıldı. 10 Kasım'da olay yeri incelemesi yapıldı. İki cenaze Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Aracın içinde ne olduğunu bilmiyorum. îlk gittiğimde (saat 12.45) aracın yanında emniyet görevlileri vardı. Jandarmayı İlçe Jandarma Komutanlığı ve lojmanların yanında gördüm; Ancak olay yerinde görmedim. Daha sonra iki kişinin serbest bırakıldığı söylendi. İki kişi Hakkari Alay KomutanhğVnda görevliler. Bunların ilçeye geliş ve gidişleriyle ilgili bize bilgi gelmedi.
Ayrıca aracın kime ait olduğunu bilmiyorum". Şemdinli Cumhuriyet Başsavcısı Harun AYIK ile Görüşme: "Polis patlama olduğunu söyledi. Bakmak üzere gittim. Beyaz bir aracın etrafinda kalabalık toplanmıştı. Kaymakam halkı yatıştırıyordu. Halk, polis ve jandarmanın kendilerini terörist olarak gördüğünü söyledi. Sakinleştirmeye çalıştım. Kalabalık 'Terörist devlet." dedi. Kaymakama saldırıldı. Vatandaşın biri bana "Buradan gitseniz iyi olur." dedi. Emniyet Müdürlüğüne gittik. O arada Veysel Ateş'i götürmüşlerdi. Görgü tanıkları iki kişinin daha olduğunu söyledi. Şüpheliler de beraber olduklarını kabul ettiler. Saldırılar Veysel Ateş'e dönüktü. Araca büyük zarar verildi. Diğer iki kişi aracın dışındaymış. Araçtakilere el koyduk.
Bombayı jandarmaya verdik. Sanıklar araçtaki bombaların kendilerine ait olduğunu kabul ediyorlar. Araçta kroki, fotoğraf ve askeri evrak bulundu. Kişilerin görevlendirme belgesi var. Görevliler Seferi Yılmaz'a Almanya'dan paket geleceği yönünde istihbarat gelmesi üzerine Şemdinli'ye geldiklerini ve kendisiyle görüşeceklerini söylediler. Veysel Ateş'in gözaltına alınması emrini ben verdim. Diğerleri için delil olmadığı için karar almadık. Jandarma
araçtaki bombaların kendilerine ait olduğunu kabul etti. Hatta araçtan ajanda gibi bazı şeylerin çalındığı söyleniyor. Kitabevinin bombalanması olayında iki bomba kullanılmış. Ayrıca araçta bulunan silahların faili meçhul olaylarda kullanılmadığı tespit edildi. Dosyayı fezlekeyle birlikte Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdik.
Kalabalık keşif mahallindeki araçtan yüz metre kadar ilerde keşfi izlemekteydi. Hava kararmıştı. Ateş yakmışlardı. Uzaktan tabanca sesleri geldi. Beş kişinin yaralandığının söylenmesi üzerine keşfi yanm bıraktık. Akşam keşfi sırasında kalabalığa ateş eden uzman çavuşun yanında eşi ve üç çocuğu bulunmaktaydı. Yüksekova'dan dönmekte olan uzman çavuş kalabalığın yanından geçiyor. Elektrik direği devrilerek yol kapatılmış. Bu arada kalabalık araca taş atıyor. Aracın arka camında taş izi var. Araçta fazla hasar yok. Vurularak ölen ve yaralanan kişilerin vücudundaki mermilerin Tanju Çavuş'un silahından çıktığı
belirlendi. Keşif yapılırken panzerden ateş açılmadı. İki olayı aynı dosyada yürütüyoruz. Veysel Ateş bombaların kendisi tarafından atıldığı iddiasını kabul etmiyor. Sanıkların ifadesine göre Özcan İldeniz tuvalete gideceği sırada bomba patlıyor. Seferi Yılmaz, Veysel Ateş'in peşine düşüyor. Pasajdan önce Veysel Ateş, ardından Seferi Yılmaz çıkıyor. Seferi Yılmaz'da yaralanma yok. Kendisi bombayı görünce kaçıyor. O arada pasajdan birinin kaçtığım görüyor ve onu takip ediyor. Araca binene kadar kimse Veysel Ateş'i yakalayamıyor.
29. CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder