24 Şubat 2019 Pazar

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 14

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 14



Düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı gibi, MİT yer, zaman ve sınırla bağlı olmaksızın istihbarat oluşturmak yetkisi ile donatılmıştır. MİT'den başka konu ve yer itibariyle en geniş istihbarat faaliyeti 2559 sayılı Polis Vazife Ve Selahiyet Kanununa (PVSK) ek madde getiren, 16.6.1985 tarihli 3233 sayılı Kanun ile polise tanınmıştır. 
2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Ek 7 nci maddesindeki 
düzenlemeden de anlaşılacağı gibi bu madde ile yasakoyucu, bazı kavranılan da aynen kullanmak suretiyle MİT'e benzer görev ve yetkileri ülke seviyesinde kullanmak üzere polise de tanımıştır. Polisin MİT ile paralel çalışma konulan Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü, güvenliği ve Anayasal düzenidir. MiT'in bunlar dışındaki çalışma konulan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığına, bağımsızlığına, milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı mevcut ve muhtemel faaliyetlerdir. MİT polisin görev alanını da açıkça aşan bu konularda milli güvenlik istihbaratım Devlet çapında 
oluştururken, polis daha sınırlı olan görev alanında önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, bu konularda emniyet ve asayişi sağlamak üzere ülke seviyesinde istihbaratta bulunmak, bilgi toplamak ve değerlendirmekle yükümlüdür. Ayrıca devletin diğer istihbarat kuruluşları ile işbirliği yapması da yasal gerekliliktir. 
Polisin istihbarat görev alanının kendisine verilen konularda ve ülke seviyesinde 
olduğu bu düzenlemelerden anlaşılmaktadır. Buradaki "ülke seviyesi" ibaresi ile polisin görev ve yetki alanının genişliği ortaya konulurken, diğer yandan; görev alanının ulusal sınırlar olduğu da ifade edilmiş olmaktadır. MİT'e çizilen görev alanı "içten ve dıştan yöneltilen faaliyetler" şeklinde iç ve dış istihbarat olarak ortaya konulurken, polise ülke çapında iç istihbarat yetkisi verildiğinin belirtilmesi ve uygulamada ortaya çıkacak tereddütlerin giderilmesi için bu ibarenin konulduğu değerlendirilmektedir. 
Yukanda da mevzuat ayrıntılarında belirtildiği üzere 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu Jandarmaya, MİT Kanunu ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda olduğu gibi açıkça bir istihbarat yetkisi vermiş değildir. Polis 14.7.1934 tarihinde yürürlüğe giren Kanununa 16.6.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3233 sayılı Kanun ile yapılan ekle anılan yetkileri kullanmaya başlarken, 12.3.1983 tarihinde yürürlüğe giren Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanununa bu konuda bir ekleme yapılmamıştır. Diğer bir deyimle TBMM'nin iradesi bu yetkiyi 1983 yılında Jandarmaya tanımamışken, 1985 yılında polise tanımıştır. 

Ancak bu durum hukuken Jandarmanın istihbarat konusunda yetkili ve görevli 
olmadığı anlamında yorumlanmamalıdır. Jandarma dolaylı bir yorumla Polise tanınan istihbarat yetki ve görevlerini kullanabilmektedir. 

2559 sayılı PVSK, 1934 tarihinde yürürlüğe girmiş ve Polise istihbarat yetkisini 1985 yılında vermiştir. Jandarma Teşkilat Kanunu Jandarmaya açıkça istihbarat yetkisi vermemişse de, 12.3.1983 yılında yürürlüğe giren Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 25. maddesi ile Jandarmaya Polisin görev ve yetkilerini de yükleyen bir düzenleme getirmiştir. Yani 2559 sayılı Kanunun, 2803 sayılı Kanuna aykırılık teşkil eden hükümleri jandarma için geçerli olmayacaktır. Bu düzenlemeye göre 2559 sayılı Kanuna 1985 yılında getirilen ek 7. madde ile polise istihbarat görev ve yetkisi verilirken, jandarmaya açıkça verilmemişse de, Jandarma Teşkilat Kanununa aylan olmayan PVSK hükümleri Jandarma için de uygulanacağından Jandarma da bu görev ve yetkiyi dolaylı olarak kullanabilecektir. Yasa koyucu 2559 sayılı Kanunu çıkardığı dönemde yürürlükte olan 2803 sayılı Kanunu da biliyor olduğuna göre, Jandarmaya da istihbarat toplama görevini 2559 sayılı Kanuna bağlı olarak tanımıştır denebilir. 2559 sayılı Kanunun ek 7 nd maddesi kaldırılmadığı veya değiştirilmediği sürece bu konuyu bu şekilde değerlendirmek gerekmektedir. Burada Jandarmanın istihbarat toplama yetkisini hangi konularda kullanacağının da irdelenmesi gerekmektedir. 2559 sayılı Kanunun ek 7. maddesinde Polise tanınan "Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü, güvenliği ve Anayasal düzeni" biçimindeki istihbarat konulan ve görev ve yetkileri, Jandarma Teşkilat Kanununa aykırı olmadığından; Jandarma bu konularda Polise tanınan "önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, bu konularda emniyet ve asayişi sağlamak üzere... İstihbaratta bulunmak, bilgi toplamak, değerlendirmek görev ve yetkilerim kullanabilecektir. 

Jandarmanın istihbarat yetkisinin yer itibariyle sınırının nasıl belirleneceği konusuna geldiğimizde; yukarıda MİT ve Polis için Kanunlaın yetki tanıyıp görev yüklerken sadece konu itibariyle değil yer itibariyle sınırlar gösterdiği istihbarat kurumlarının birbirleriyle ilişkileri bağlamında açıklanmış, MİT'e ve Polise kendi yasalarıyla tanınan bu yer itibariyle şuurlar gösterilmişti. Jandarma bu yetkiyi dolaylı olarak 2559 sayılı Kanundan aldığına göre, görevin yer itibariyle sınırlan PVSK ek 7. maddedeki " ülke seviyesinde" ibaresine göre mi belirlenecektir.? 

Bu konunun çözümü için kullanılacak ölçüt, yine Jandarma Teşkilat Kanununa yetki veren 25. maddede aranmalıdır. Jandarma, Teşkilat Kanununa uygun olması itibariyle PVSK ndan aldığı istihbarat görev ve yetkisini kullanırken de yine Teşkilat Kanununa uygun hareket etmelidir. Diğer deyişle istihbarat görev ve yetkisini yerine getirirken kendi Teşkilat Kanununa aykırılık doğduğu anda Teşkilat Kanunu hükümlerine dönmelidir. Bu durumda, Jandarmanın Teşkilat Kanununda çizilen görev sınırlarına bakılmalıdır. 
2803 sayılı jandarma teşkilat, görev ve yetkileri kanununun 10 ncu maddesinde 
jandarmanın görev ve sorumluluk alam düzenlenmiştir. 10 ncu maddede Jandarmanın genel olarak görev ve sorumluluk alanı; Polis görev sahası dışı olup, bu alanlar il ve ilçe belediye hudutları haricinde kalan veya polis teşkilatı bulunmayan yerlerdir. 
Bu düzenlemeden de anlaşıldığı gibi, Jandarma PVSK ek 7. maddeden istihbarata ilişkin görev ve yetkileri alırken, polisin "ülke seviyesinde" istihbarat yetki sınırını da almış olmamaktadır. Jandarmanın istihbarat yetkisini ülke seviyesinde kullanması yukarıdaki 10 ncu madde de çizilen yer itibariyle sınırlara aykırılık oluşturacaktır. Çünkü; jandarmanın PVSK'daki yetkileri kendi Teşkilat kanununa aykırı olmamak kaydıyla kullanabileceği değerlendirilmektedir. 

Yasa koyucu PVSK da polise de genel kolluk olması itibariyle bir takım sınırlamalar (polis teşkilatı bulunan yerler gibi) getirmişse de istihbarat görev ve yetkisini bu sınırlamaların ötesinde "ülke seviyesinde" vermiştir. Yasa koyucu istihbarat görev ve yetkisini açıkça ve MİT ten sonra en geniş şekliyle Polise tanırken, Jandarmaya tanımayıp Teşkilat Kanunundaki atıfla yetinmesi ve düzenlemenin biçiminden, Jandarmanın istihbarat yetkisinin 10 ncu madde de çizilen kendi görev alanı ile sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Polise iç istihbarat yetkisinin tanındığı 1985 yılındaki gündem, hatırlandığı üzere; 1980 öncesindeki 
olayların da etkisiyle, istihbarat yük ve sorumluluğunun tamamen MiT'in üzerinde olduğu, iç ve dış istihbaratın en geniş şekliyle aynı kurum üzerinde olmasının sıkıntı oluşturduğu şeklindeydi. Yasa koyucu ve dönemin hükümetinin iradesi, MİT üzerindeki iç istihbarat yüküne polisi ortak etmek suretiyle bu yükün hafifletilmesi yönündeydi. Düzenleme, iç istihbarat yetkisinin polis ve jandarmaya kendi görev alanlarında olmak üzere ayn ayn verilmesi şeklinde de olabilirdi. Ancak böyle olmayıp anlatılan biçimde bir düzenleme yapıldığına göre, polisin ülke seviyesinde, jandarmanın ise yukarıdaki 10 ncu maddede 
gösterilen sınırlar içinde kullanılmak üzere istihbarat yetkilerine sahip oldukları 
değerlendirilmektedir. 

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, polisin jandarma bölgesinde istihbarat 
faaliyetinde bulunması yasaldır. Ancak jandarmanın polis bölgesinde istihbarat faaliyetinde bulunması kural olarak yasal değildir. Burada karşımıza şöyle bir sorun çıkmaktadır. Jandarmanın görev alanında olup da polisin görev alanına taşan olaylar itibariyle istihbarat yapılırken jandarmanın görev sınırından kaynaklanan sorunlar nasıl aşılacaktır? 
Yasa koyucu, 2559 sayılı Kanundaki görev ve yetkilerin 2803 sayılı Jandarma Teşkilat Kanununa aykırı olmayan hükümleri konusunda jandarmaya yetki tanırken, bu yetkilerin tanınmasına esas teşkil eden 2803 sayılı Kanunun 25. maddesindeki atıf düzenlemesinden yasa koyucunun haberdar olduğu kabul edilirken, aynı 2803 sayılı Kanunun 10 ncu maddesinin gözetmediğini kabul etmek doğru değildir. Yasa koyucunun jandarmaya istihbarat görev ve yetkisi yüklerken istihbaratın niteliğinden ve jandarmanın görev sınırlarından 
kaynaklanan sıkıntıları da dikkate aldığını ve bunları çözmek için 10 ncu maddeyi yeterli gördüğünü kabul etmek gerekmektedir. 

Jandarma anılan türde sıkıntıları 2803 sayılı Kanunun 10 ncu maddesi çerçevesinde işbirliği ve koordinasyon ile aşacak ve görev sahası dışında kendi inisiyatifi ile istihbarat faaliyetinde bulunamayacaktır. Bu maddede gösterildiği şekliyle sorun çözmeye dönük iki kurumdan biri "işbirliği ve koordinasyon" diğeri "geçici görevlendirme"dir. Maddenin son fıkrasında belirtildiği gibi İşbirliği ve koordinasyon esasları ile geçici görevlendirmenin nasıl yapılacağı konusu Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. 

Geçici görevlendirmeyle ilgili olarak yönetmeliğin 23 ncü maddesinde; "Gerek 
Jandarma ve gerekse emniyet teşkilatı kendi sorumluluk alanlarındaki görevlerini, kendi kuvvetleriyle yerine getirmek zorundadır. Ancak, Jandarma ve emniyet teşkilatı, kendi sorumluluk bölgesinde yetersiz kaldıkları takdirde ya da gelişmekte olan olayların değerlendirilmesinde yetersiz kalacakları anlaşıldığın da; Jandarma ve polis geçici bir süre için birbirlerinin sorumluluk bölgesinde görevlendirilebilirler. Bu görev hiç bir zaman süreklilik taşımaz. İstenen sonuç alındığında yardıma gelen kuvvet kendi görevine döner. Jandarmanın 
polise ve polisin Jandarmaya yapacağı yardım; belirli bir bölgede emniyet ve asayiş görevlerini üzerine almak, devriyeleri gezdirmek ya da toplu kuvvet sevk etmek biçiminde olur." Denilmektedir. 

Jandarmanın istihbarat faaliyetlerinde yer itibariyle sınırlandırılmış olmasından 
kaynaklanan sıkıntıları bu yönetmelik düzenlemesiyle de aşmak zor görünmektedir. 2803 sayılı Kanunun 10/3 maddesini açıklayan, yönetmeliğin yukarıdaki 23 ncü maddesi mülki amir tarafından yapılacak bu geçici görevlendirmeden kaynaklanan yardımı son fıkrasında 4 'belirli bir bölgede emniyet ve asayiş görevlerini üzerine almak, devriyeleri gezdirmek ya da 
toplu kuvvet sevk etme biçiminde olur." diyerek sınırlamış ve jandarmanın polis bölgesinde istihbarat faaliyetleri kapsamında geçici olarak bile olsa kendi başına görevlendirilmesine imkân tanınmamıştır. 

Bir an için imkan olduğu düşünülecek olursa; geçici görevlendirme, 2803 sayılı 
Kanunun 10/3 deki ve yönetmeliğin yukarıdaki düzenlemesinden açıkça anlaşılacağı üzere, yetersiz kalana diğerinin yardım için gönderilmesi şeklinde olacaktır. Konumuz itibariyle de; yer itibariyle sınırlandırılmış olmaktan kaynaklanan jandarma faaliyetindeki sorunun çözülmesi için polis istihbarat faaliyeti yardım için görevlendirilecektir. Polis için bu durum zaten söz konusu olmayacak, polis "ülke seviyesinde" istihbarat yetkisine dayanarak jandarma bölgesinde faaliyette bulunabilecektir. 
Bu durumda geriye kalan kanuna uygun tek çözümün, jandarmanın yasal görev sının dışında istihbarat faaliyetinde bulunurken polis ile işbirliği ve koordinasyonda bulunması olduğu anlaşılmaktadır. Polis-Jandarma işbirliği ve koordinasyonuna ilişkin ayrıntılı açıklamalar Raporumuzun bir önceki bölümünde yer almaktadır. 
Burada 03.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5397 sayılı Kanunla getirilen önleme dinlemesi konusunu da kısaca değerlendirmekte yarar görülmektedir. 5397 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununda, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununda değişiklik ve eklemeler yapılmıştır.

Bu düzenlemeler ile MiT'in, Polisin ve Jandarmanın telekomünikasyon yoluyla 
yapılan iletişimi istihbarat amacıyla tespit etmesi, dinlemesi, sinyal bilgilerini değerlendirmesi ve kayda alması konularında geniş düzenlemeler yapılmıştır. Bu Yasa ile yapılan düzenlemelere, yetkili ve görevli kurumların istihbarat faaliyetinin sınırlan noktasından baktığımızda yukarıda detaylan ile anlatılan sınırlara aynen uyan bir düzenleme yapılmış olduğunun görmek mümkündür. 
5397 sayılı Kanunda da ( m:3) MİT'e, MİT Kanunundan aldığı "Türkiye 
Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, Anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında" istihbarat yapma yetkisi bağlamında bu kanunla da "Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen temel niteliklere ve demokratik hukuk devletine yönelik ciddi bir tehlikenin varlığı halinde Devlet güvenliğinin sağlanması, casusluk  faaliyetlerinin ortaya çıkarılması, Devlet sırrının ifşasının tespiti ve terörist faaliyetlerin önlenmesine ilişkin" olarak konu ve yer itibariyle en geniş şekliyle görev ve yetki verilmiştir. 

Polise verilen görev ve yetkiye gelince: Polise çizilen görev ve yetkinin konu itibariyle sının, MİT'e tanınan sınıra göre oldukça dar olup "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçlan hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla" sınırlıdır. Yer itibariyle sınır bakımından ise; 2559 sayılı Kanunun ek 7. maddesi ile polise verilen "ülke seviyesinde" istihbarat görev ve yetkisine dokunulmamış, bu konuda sınırlayıcı bir hüküm getirilmemiş ve 5397 sayılı Yasa ile getirilen bu yeni görev ve yetkiler, ek 7. maddenin 2. fıkrasından itibaren verilmiştir. Yani Polis, konu itibariyle sınırlandırılmış alanda ve "ülke seviyesinde" telekomünikasyon yolu ile yapılan iletişim üzerinde yasada gösterilen şekillerle istihbarat faaliyetinde bulunabilecektir. 

Jandarmaya verilen görev ve yetkiye bakıldığında: Jandarmaya verilen görev ve 
yetkinin konu itibariyle sınınmn polis için çizilen sınır olduğu görülmektedir. 
Yer itibariyle sınır konuşunda yapılan düzenleme ise, yukanda detaylı olarak anlatılan ve jandarmanın genel istihbarat görev ve yetkisinin 2803 sayılı Kanunun 10 ncu maddesine göre kendi görev alam ile sınırlı olduğuna ilişkin hukuki gerçekliğin teyidi mahiyetindedir. 

5397 sayılı Kanun " Jandarma, bu Kanunun 7 nci maddesinin (a) bendine ilişkin görevleri yerine getirirken önleyici ve koruyucu tedbirleri almak üzere, sadece kendi sorumluluk alanında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçlan hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla" demek suretiyle jandarmaya yer itibariyle daha sınırlı bir yetki ve görev vermiştir. 


15. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder