24 Şubat 2019 Pazar

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 12

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 12


A) İçişleri Bakanlığınca doğrudan veya ilgili valinin talebi üzerine merkez 
personelinden ekipler (timler) görevlendirilebilir. 

B) Yukarıdaki bent hükmüne uygun olarak bir ilde soruşturması yapılan olayın 
aydınlatılması, delillerin toplanması, sanıkların yakalanması, başka illerde de araştırma ve soruşturma yapılmasını gerektiriyorsa iller arasında ilgili valiliklerce ekipler görevlendirilebilir. 

Bu ekiplerin polis yetkilerini kullanması, polis bölgesi sınırlan ile kayıtlı değildir. Bu ekipler görev yaptıkları mahallin en büyük mülki amirine bilgi vermek zorundadırlar. Görevin ifası sırasında mahallin en büyük mülki amirine karşı da sorumludurlar. Genel ve özel kolluk makam ve memurları bu personele gereken her türlü yardımı yapmaya mecburdur." 

Kanunun Ek 7 nci maddesinde; "Polis, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez 
bütünlüğüne, Anayasa düzenine ve genel güvenliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, emniyet ve asayişi sağlamak üzere, ülke seviyesinde istihbarat faaliyetlerinde bulunur, bu amaçla bilgi toplar, değerlendirir, yetkili mercilere veya kullanma alanına ulaştırır. 

Devletin diğer istihbarat kuruluşlarıyla işbirliği yapar. 

(Ek fıkra: 3/7/2005 - 5397/1 md.) Birinci fıkrada belirtilen görevlerin yerine 
getirilmesine yönelik olarak, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçlan hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, hâkim karan veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Emniyet Genel Müdürü veya İstihbarat Dairesi Başkanının yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda alınabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir, yirmi dört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, karannı en 
geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldınlır. Bu halde dinlemenin içeriğine ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir..." 

d) Emniyet Ve Asayiş İşlerinde İl, İlçe Ve Bucaklardaki Jandarma Ve Emniyet 
Ödevlerinin Yapılması Ve Yetkilerinin Kullanılması Suretini Ve Aralarındaki Münasebetleri Gösterir Yönetmeliği: (15.07.1961); 

Yönetmeliğin Esaslar Başlıklı 3 ncü maddesinde;"

a) İl, ilçe ve bucakların emniyet ve asayişinden doğrudan doğruya vali, kaymakam ve bucak müdürleri sorumludurlar. Bunların icra vasıtaları jandarma kumandanları, emniyet müdür, amir veya memurlarıdır. 

b) Bu teşekküllerin iyi vazife görememelerin den ve maksada uygun bir tarzda 
kullanılamamaların dan idare amirlerine karşı kendi kumandan veya emniyet müdür ve amirleri sorumludurlar. 

c) Jandarma ve emniyet teşkilatının aldıkları vazifelerin yapılması için kullanacaktarı vasıtaların intihabı kendilerine aittir. Ancak lüzum gördükleri takdirde yetkili mülkiye amirleri, bu vasıtalan bizzat da tayin edebilirler. 

ç) Herhangi bir vakaya karşı jandarma veya emniyet tarafından yapılması vali 
tarafından emredilen bir hareketin icra keyfiyeti ve teferruatı jandarma veya emniyet kuvvetleri tarafından yapılır. Jandarma ve emniyet kuvvetleri bu işi başarırken safha safha rapor vermekle beraber sonunda icraatını mufassal bir raporla valiye bildirmekle mükelleftirler. 

d) Bir il dahilinde emniyet ve asayişin muhafazası için jandarma ve emniyet ve diğer hususi zabıta kuvvetlerini kullanmak ve bu kuvvetlerin bir birine yardımını temin etmek en büyük mülkiye amirinin yetkisi cümlesindendir. 
İlin bir ilçesinde zuhur edip takibat ve hareketi istilzam eden vakaya karşı, o ilçenin jandarma kuvveti kafi gelmezse ilin buna mücavir ilçesinden yardımcı kuvvet tahsisi valinin emriyle olur. Ancak jandarma kumandanlarının bu hususta göstereceği lüzum ve yapacağı teklif göz önünde tutulur. 

e) İki ve daha ziyade illerde alınması lüzumlu olan müşterek inzibati tedbir ve 
tertipler, bu il valilerince yapılacak koordinasyon neticesinde karara bağlanarak tatbik edilmekle beraber İçişleri Bakanlığına bilgi verilir. 
Bu hususlar lüzumu halinde içişleri Bakanlığınca da doğrudan doğruya tayin ve tesbit olunarak tatbiki ilgili valiliklerden istenir. 
Gecikmeden zarar umulan hallerde komşu jandarma kumandan veya emniyet 
müdürleri re' sen muhabere ve müşterek icraatta bulunabilirler. Ancak keyfiyetten en büyük mülkiye amirini haberdar etmeğe mecburdurlar. 

f)Jandarma ve polisin vazife sahaları: Esas olarak belediye hudutları dahilindeki bölge polisin; haricinde kalan bölge ise jandarmanın, vazife sahasını teşkil eder. Ancak belediye hudutları üzerindeki gayri meskûn ve polis karakollarına çok uzakta kalan jandarma bölgesine bitişik kısımlarda jandarmanın vazife sahasına ithal olunabilir." 
Yönetmeliğin emniyet ve asayiş işlerinin illerde yürütülmesine ilişkin 4/a maddesinde; 

l.Her gün saat (11) bütün Türkiye'de emniyet ve asayiş saatidir. Muayyen iş olsun olmasın tam bu saatte ve mühim hadiselerde saat kaydiyle mukayyet olmıyarak derhal jandarma kumandanları ve emniyet müdürleri (Bulundukları takdirde vekilleri) beraberce valinin ve bulunmadığı takdirde vekilinin yanına davet edilmeden giderler. Jandarma kumandanları ve emniyet müdürleri (24) saat zarfında kendi memuriyet ve inzibat bölgeleri içinde olan bütün vukuatı ve aldıkları haberleri, bunlara karşı alınan veya alınması gerekli bulunan tedbirleri ve tekliflerini bildirirler. Ve o gün için hizmete amade bulunan kuvvet miktarını da izah ederler. 

Vali veya vekili izahatı aldıktan sonra emir ve direktiflerini ağızdan bildirir. Mülkiye amirinin verdiği emir ve direktifler vaziyete uygun görülmezse jandarma kumandanı ve emniyet müdürü bu husustaki mütalaalarını bildirirler. Son karar mülkiye amirine aittir. Bu takdirde mülkiye amirleri bu emir ve direktiflerini yazılı olarak verirler ve işbu emir mülkiye amirinin sorumluluğu altında yapılır. 
Şifahi emir ve direktifler jandarma kumandanları ve emniyet müdürleri tarafından not olarak alınır. Jandarma veya emniyet dairesinde bu not üç nüsha olarak teksir edilir. Ve jandarma kumandam ile emniyet müdürü tarafından imza edilerek birisi jandarma diğeri emniyette bu notların saklanması için açılan dosyalara konur. Üçüncü nüshası emniyet müdürü tarafından mülkiye amirine bilgi için sunulur. 

2.Emniyet ve asayişe taallûk eden her türlü ihbar ve malûmatı jandarma kumandanları ve emniyet müdürleri reisen yetkililerine bildirmekle mükellef oldukları gibi, bu haber ve malûmatın asayiş saatinde arzını beklemek herhangi bir mahzuru intaç edecekse aynı zamanda ve derhal mülkiye amirine de bildirirler. 

3.Memleketin emniyet ve asayişine mütaallik ihbarlar doğruca C. Savcılığına yapıldığı takdirde savcılık gecikmeksizin bu ihbar ve şikayetlerden mahalli idare amirini ve müstacel hallerde aynı zamanda ilgili bulunan jandarma kumandam ve emniyet müdürünü de haberdar eder." Hükümleri yer almaktadır. 

e) İçişleri Bakanlığının İşbirliği Genelgesi: (13.01.2005) 
Polis ve jandarmanın çalışandan sırasında yukarıdaki mevzuata uygun işbirliği 
yapmadıkları veya gerekli özeni göstermedikleri konusundaki şikayetlerin İçişleri Bakanlığına ulaşması nedeniyle çıkartılan Genelge'de; 
"Kolluk birimlerince zaman zaman ...mevzuat hükümlerine ve uygulamadaki yerleşik esaslara uyulmaksızın, birbirlerinin sorumluluk alanlarında görev yapılması; işbirliğinden ve müşterek çalışmadan kaçınılması; verilmesi gereken bilgilerin yetkili mülki idare amirine ve sorumlu kolluk birimine ulaştırılmaması, soruşturma ve operasyonların sıhhati, yeterliliği ve hukuki yönden bazı yanlışlıklara neden olmakta ve telafisi güç sonuçlar doğurabilmektedir. 

Kolluk birimleri arasında olumsuz rekabet ortamını da beraberinde getiren bu tür yanlış uygulamalar kolluk birimlerine yönelik güven kaybına da neden olmaktadır. 
Bu sebeple, kolluk birimleri arasında kurulacak etkin ve uyumlu bir işbirliği ve 
koordinasyon için aşağıdaki esaslara tam ve kesin olarak uyulması büyük önem taşımaktadır. 

1.Kolluk birimlerince kendi sorumluluk alanları dışında gelişen herhangi bir suç 
hakkında bilgiye ulaşılması durumunda; elde edilen bilgiler o yerin sorumlu kolluk amirine iletilecek; "araştırma, soruşturma ve operasyonun" o bölgeden sorumlu kolluk birimi tarafından yürütülmesi sağlanacaktır. 

2.Kolluk birimlerinin kendi sorumluluk alanından başlayan bir suçla ilgili olarak, 
diğer bir kolluk birimi alanında araştırma, soruşturma ve operasyon yürütmesi gerektiği durumlarda; göreve başlanmadan önce bölgeden sorumlu kolluk amirine görevin mahiyeti ve süresi hakkında bilgi verilecek, müşterek çalışma o yerin mülki idare amirinin izni alınmak suretiyle yürütülecektir. 

3.Aynı kolluk biriminin farklı il ve ilçe teşkilatlarının birbirlerinin sorumluluk 
alanlarında çalışma yapması gereken durumlarda da, müşterek hareket edilecek ve mülki idare amirine bilgi verilecektir. 

4.Doğrudan Bakanlığımızca veya valilerin talebi üzerine merkezden görevlendirilecek kolluk görevlilerinin bölgede çalışmaları sırasında; mülki amirlerce iller arasında veya bir il içerisinde ilçeler arasında yapılacak görevlendirmelerde, bu emirde belirtilen işbirliği ve koordinasyon esaslarına uyulacaktır. 

5. Adli makamlar tararından verilecek arama kararlarında esas alınmak üzere, il ve ilçe sorumluluk alanlarım belirleyen protokoller ile bu kapsamda güncelleştirilmiş harita ve krokilerin de yer aldığı," sorumluluk alanı rehberi hazırlanarak il veya ilçe cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilecek; sorumluluk alam ihlaline sebebiyet verecek arama kararlan adli makamlardan talep edilmeyecektir. 

6.Yukarıda belirtilen hususlara mülki idare ve kolluk birimlerince titizlikle riayet 
edilecek, bu yöndeki uygulamalar mülkiye müfettişleri ile bağlı kuruluşların tefriş ve denetim birimleri tarafından denetlenecektir. 
Mülki idare amirleri ve kolluk birim amirleri tarafından konuya gerekli duyarlılığın gösterilmesini ve herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini arz ve rica ederim." Denilmiştir. 

Yukarıda ayrıntıları verilen düzenlemeler bir arada değerlendirildiğinde; 
Jandarmanın görev sahası, polis görev sahası dışında kalan il ve ilçe belediye hudutları haricindeki yerlerle, ilçe hudutları dahilinde olmakla birlikte polis teşkilatı bulunmayan yerlerdir. 

Jandarmanın yönetmeliğine göre; Jandarma sorumluluk bölgesinde olup da daha sonra il veya ilçe belediye sınırlan içinde kalan bölgeler, Valiliğin önerisi, Jandarma Genel Komutanının uygun görmesi ve İçişleri Bakanının onayı ile polise devredilebilir. Bu yönetmelik düzenlemesinin 2803 sayılı Kanunun 10 ncu maddesine aykın olduğu değerlendirilmektedir. Çünkü yönetmelikteki düzenlemeye göre il veya ilçe belediye hudutlan içerisinde yer alan ve jandarma sorumluluk alanında bulunan bir yerin polise devredilebilmesi için Valiliğin önerisi ilk şart, Jandarma Genel Komutanının uygun görmesi ikinci şart, İçişleri 
Bakanının onayı ise üçüncü şarttır. Bu üç şartın bir arada gerçekleşmesi de çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Bu konuda jandarmanın sorumluluk alanlarım polise devretmeme eğilimde olduğu da bilinmektedir. 

Jandarma ve polisin sorumluluk alanlannın sınırlarının belirlenmesi konusunda da mülki amir veya görevlendireceği kişinin başkanlığında emniyet, jandarma ve belediye temsilcilerinden oluşan bir komisyonun karar vermesi öngörülmüştür. 
Polis ve jandarmanın birbirlerinin bölgelerinde görev yapmasının gerektiği 
durumlarda diğer güvenlik birimi ile müşterek hareket edilmesi ve mülki amirin 
bilgilendirilmesi gerektiği genel kuraldır. Kolluk birimlerinin kendi sorumluluk alanından başlayan bir suçla ilgili olarak, diğer bir kolluk birimi alanında araştırma, soruşturma ve operasyon yürütmesi gerektiği durumlarda; göreve başlanmadan önce bölgeden sorumlu kolluk amirine görevin mahiyeti ve süresi hakkında bilgi verilecek, müşterek çalışma o yerin mülki idare amirinin izni alınmak suretiyle yürütülecektir. 
Bu düzenlemelere göre: Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin Şemdinli İlce Emniyet Müdürlüsünün ve ilce Kaymakamının bilgisi olmaksızın Şemdinli ilce merkezinde görevlendirilmelerinin yukarıda izah edilen polis-iandarma işbirliği esaslarına ilişkin düzenlemelere aykırı olduğu değerlendirilmektedir." seklinde değerlendirme yapılmıştır. 

a) Jandarma Genel Komutanlığının konuyla ilgili değerlendirmesi; 
Jandarma Teşkilatının istihbarat toplama yetkisi, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Ek 7 nci maddesinin birinci fıkrasına ve 2803 Sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkilen Kanununun Ek S nci maddesine dayanmaktadır. 

İstihbarat toplama yetkisi, esas olarak 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet 
Kanununun Ek 7 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, Polis ve Jandarma, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine ve genel güvenliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, emniyet ve asayişi sağlama üzere, ülke seviyesinde istihbarat faaliyetlerinde bulunur, bu maksatla bilgi toplar, değerlendiriri, yetkili mercilere ve kullanma alanına ulaştırır. Devletin diğer istihbarat kuruluşlanyla işbirliği yapar. Her ne kadar, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Ek 7 nci maddesinin 
kapsamında "Polis" ifadesi geçmekte ise de, bu yetkinin sadece "Emniyet Teşkilatına" verildiği anlamına gemlemektedir. 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun 25 nci maddesinde yer alan "Polis teşkilatı bulunmayan yerlerde il, ilçe ve bucak jandarma komutanlan ile jandarma karakol komutanlan bu kanunda yazılı vazifeleri yapar ve yetkileri kullanırlar." Şeklindeki hüküm, Jandarmanın, polis teşkilatı bulunmayan yerlerde 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda belirtilen yetkileri kullanabileceğini açık bir şekilde 
belirtmektedir. 

Nitekim 03.11.1983 tarihli ve 83/7362 sayılı Bakanlar Kurulu karan ile kabul edilen Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin 24 ncü maddesinde, Jandarmanın emniyet ve asayişi sağlama ve kamu düzenini koruma amacıyla Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ve Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda belirtilen gerekli her türlü güvenlik tedbirlerini almaya yetkili olduğu düzenlenmiştir. Bu bağlamda, Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin 44, 46, 81, 84, 85 ve 202 nci maddelerinde istihbarat hizmetleri ve faaliyetleri ile ilgili hususlara da yer verilmiştir. Buna göre, Yönetmeliğin; 44 ncü maddesinde; "Jandarma İç Güvenlik birliklerinde; emniyet ve asayişle ilgili görev alan personelin resmi elbise ile görev yapmaları esastır. Ancak suç ve suçluların gizlice takibi, yakalanması ve istihbarat hizmetleri için gerek görüldüğünde İl Jandarma Alay Komutammn izni ile görevin icap ettirdiği değişik kıyafetlerle de hizmet yürütülebilir."46 nci madde d fıkrasında; d.Gerekli istihbarat faaliyetlerini yürütmek; elde edilen bilgileri değerlendirmek,yetkili mercilere ulaştırmak ve diğer istihbarat ve güvenlik kuruluşlanyla yakın işbirliği yapmak,şeklinde yürütür." 81 nci maddesinde; " Adli görevler; işlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmayı ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmeyi kapsar. Bu esas çerçevesinde Jandarma; Suçlan aramak, herhangi bir ihbar ya da şikayet beklemeksizin, bütün istihbarat tekniklerinden yararlanarak, suçlan ve suçlulan ortaya çıkarmak," 84 ncü madde f fıkrasında; "İstihbarat teknikleri çerçevesinde yapılan çalışmalar ve ajan, muhbir ve mutemet olarak nitelenen kimselerden gizli haber elde edilmesiyle olur." 85 nci maddesinde; "İhbarcının kimliği saptanamayan, telefonla vb. tarzda yapılan ihbarlar; istihbarat tekniklerine göre değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucu, güvenilir bir haber olarak kabul edileceği anlaşılırsa; gerekli işlemlere girişilir." 202 nci maddesinde; "Birlik komutanları ve kurum amirleri; birlik ve kurumlarım; personel, istihbarat, harekat - eğitim, lojistik konulan ile barış ve sefer görevlerini kanun ve nizamlara uygun olarak yürütüp, yürütmediklerini saptamak için denetler." Hükmü yer almaktadır. 

Ayrıca, 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet kanununun Ek 7 nci maddesinin de 
içinde yer aldığı, 16.06.1985 tarihli ve 3233 sayılı Kanunun genel gerekçesinde, "Ülkemizde genel kolluğun (umumi zabıtanın) görev ve yetkileri 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile belirlenmiştir." İfadesine yer verilmiştir. 5397 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, 2803 ve 2559 sayılı Kanunlara eklenen hükümlerle, istihbarat toplama yetkisinde herhangi bir değişiklik meydana getirilmemiş, kolluk güçlerinin istihbarat faaliyetlerinde kullanılabileceği ilave yetkiler verilmiştir. Nitekim, 
5397 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile; 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 7 nci maddesinin (a) bendi ilişkin görevleri (emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlama, koruma ve kollama, kaçakçılığın men, takip ve tahkik etme, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri alma ve uygulama, ceza infaz kurumlan ve tutuk evlerinin dış korunmalarını yapma görevlerini) yerine getirirken önleyici ve koruyucu tedbirleri almak 
üzere; kendi sorumluluk alanında suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla iletişimi tespit edebilmesine, dinleyebilmesine, sinyal bilgilerini değerlendirebilmesine, kayda alabilmesine; yine, suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla; teknik araçlarla izleme yapabilmesine, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kuruluşlann bilgi ve belgelerinden yararlanabilmesine imkan sağlamıştır. 
5397 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun İçişleri 
Komisyonunda yapılan görüşmeleri sırasında da, Jandarma teşkilatının 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet kanununun Ek 7 nci maddesinin birinci fikrasına benzer bir hükmün, yorum ve farklı uygulamalara yer verilmemesi maksadıyla, 2803 Sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa da konulmasına yönelik teklifine karşı, 2559 sayılı Kanunun Ek 7 nci maddesinin birinci fıkrasından Jandarma Teşkilatının da yararlandığı belirtilerek böyle bir düzenleme yapılmasına gerek bulunmadığı ifade edilmiştir. 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 25 nci maddesinin (b) bendinin 2 numaralı alt bendindeki; "...2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun, 
...bu Kanuna aykın hükümleri Jandarma Teşkilatı için uygulanmaz." Hükmü ile, 2559 Sayılı Kanunun sadece 2803 sayılı Kanuna aykın hükümlerinin Jandarma Teşkilatı için uygulanmayacağının öngörülmesi karşısında, 2559 sayılı Kanunun Ek 7 nci maddesinin birinci fıkrasına karşılık gelecek ayn bir düzenleme öngörülmediğinden, Jandarma teşkilatının 2559 sayılı Kanunun Ek 7 nci maddesinin 1 nci fikrasına dayanarak istihbarat faaliyetlerinde bulunabilme yetkisinde herhangi bir değişiklik meydana gelmemiştir. Öte yandan, 2559 sayılı 
Kanunun Ek 7 nci maddesinin birinci fıkrasında, ülke seviyesinde istihbarat toplama yetkisi verilmiştir. Bu hükümde "ülke seviyesinde istihbarat faaliyetinde bulunur" denilmek suretiyle, istihbaratın doğası gereği sorumluluk alam sımrlaması yapılmamış ve istihbarat faaliyetinin bütünlüğü muhafaza edilmiştir. 
Bu konudaki tek sınırlama, 5397 sayılı Kanun ile, 2803 sayılı Kanuna eklenen Ek 5 nci maddede yer almaktadır. Buna göre jandarmanın, sadece kendi sorumluluk alanında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun casusluk suçlan hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının a,b ve c bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tespit edebilmesi, dinleyebilmesi, sinyal bilgileri değerlendirebilmesi, kayda alabilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak bu sınırlama; jandarmanın, önleyici nitelikteki iletişimin tespiti, dinlenmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, kayda alınması yetkisini, sadece kendi sorumluluk alanında gerçekleşmesi muhtemel suçların önlenmesi amacıyla kullanabileceğine yöneliktir. Dolayısıyla ülke seviyesinde istihbarat faaliyetinde bulunma yetkisi de dahil olmak üzere, iletişimin tespiti, dinlenmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, kayda alınması faaliyetinin gerçekleştirildiği yer ve faaliyete konu kişi ve kişilerin ikamet ettiği veya görüşmeyi yaptığı yer konusunda herhangi bir sınırlama söz konusu değildir. Bir başka deyişle, söz konusu sınırlama, Jandarmanın ilgili kişinin sadece kendi sorumluluk alanında gerçekleştirdiği iletişimi dinleyebileceği veya iletişimi dinlenen kişinin polis sorumluluk alanına geçmesi halinde, 
dinleyemeyeceği yahut sadece Jandarma sorumluluk alanında ikamet eden kişilerin iletişimini dinleyebileceği anlamını taşımamaktadır. Bununla birlikte, bu sınırlama, sadece suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla yapılacak iletişimin tespiti, dinlenmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, kayda alınması için geçerli olup, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135 nci maddesi kapsamında yapılan adli nitelikli iletişimin tespiti ve dinlenmesinde ise böyle 
bir sınırlama bulunmamaktadır. 
Adli nitelikli iletişimin tespiti ve dinlenmesinde kural, suç hangi kolluk biriminin 
sorumluluk alanında gerçekleşmiş ise, onun soruşturma işlemlerini yürütmesidir. Ancak, Cumhuriyet Savcısının, bu durumun aksini her zaman emredebilme yetkisi bulunmaktadır. Bu kapsamda, Cumhuriyet Savcısının görevlendirmesi üzerine, emniyet birimlerinin jandarma sorumluluk sahasında, jandarma birimlerinin emniyet sorumluluk sahasında suç ve suç failleri ile ilgili işlemler gerçekleştirdiklerine ilişkin birçok örnek bulunmaktadır. Bunun yanında, 
organize suç örgütleri ile terör örgütlerinin gerçekleştirdiği eylemlerin bireysel olarak ele alınması, ilgili suç örgütü ile mücadelede başarıyı olumsuz olarak etkileyeceğinden, bir bütün olarak ele alınarak mücadele edilmesi gerekliliği açıktır.Bu nedenle istihbarat faaliyetlerinde de bölge veya sorumluluk alanı şeklinde kesin bir sınırlama yapılması mümkün değildir. 

Sonuç olarak Jandarmanın 2559 Sayılı Kanunun Ek 7 nci maddesinin birinci fıkrasına ve 2803 Sayılı Kanunun Ek 5 nci maddesine dayanarak ülke seviyesinde istihbarat toplama yetkisi bulunmaktadır. 
İç güvenlik istihbaratı, sorumluluk bölgesi esasına göre yürütülür. Her istihbarat 
birimi, kuruluşunda bulunduğu komutanlığın sorumluluk sahasında görev yapar. Bu kapsamda; İl J.K.lıklannın istihbarat şube müdürlükleri bünyesindeki kısım/timlerinin görev bölgesi, bağlı bulunduğu İl J.K.lığının sorumlu olduğu ilin mülki sınırlandır. İlçe J.K.lıklarının istihbarat faaliyetlerini yürütecekleri bölge ise ilçenin mülki sınırlarıdır. Ancak bu sınırlar, suç ve suçlular için geçerli olmadığından aşılmaz duvarlar olarak görülmemektedir. Gerekli koordinasyon ve işbirliği yapılarak iller veya ilçeler birbirlerinin sorumluluk alanlarında istihbarat faaliyetleri icra edebilmektedir. 
b) Konuvla ilgili olarak Müfettişliği inceleme yapılan tespit ve değerlendirme: 
2803 Sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 7/a maddesinde 
Jandarmanın sorumluluk alanlarındaki Mülki görevleri; "Emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik etmek, suç işlenmesini önlemek için gerekli tedbirleri almak ve uygulamak, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin dış korunmalarım yapmak... " olarak belirlenmiş, 5397 Sayılı Kanunla düzenlenen Ek 5 nci maddede; "Jandarma, bu Kanunun 7 nci maddesinin (a) bendine ilişkin görevleri yerine getirirken önleyici ve koruyucu tedbirleri almak üzere, sadece kendi sorumlulukalanında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçlan hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, hâkim karan veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Jandarma Genel Komutam veya istihbarat başkanının yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tespit edebilir, dinleyebilir, sinyal bilgilerini değerlendirebilir, kayda alabilir... 

Bu işlemler. 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesinin onuncu fıkrası hükmüne göre kurulan merkez tarafından yürütülür. 5271 sayılı Kanunun 135 inci maddesi kapsamında yapılacak dinlemeler de bu merkez üzerinden yapılır. Yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan kolluk biriminin bulunduğu yer itibariyle yetkili olan ve 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza 
mahkemesinin üyesidir..." düzenlemesi ile de MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğüne tanınmış olan "önleme dinlemesi" yetkisi Jandarmaya da tanınmıştır. 

2803 Sayılı kanunun 25 iıci maddesinde; " 

a) 1706 sayılı Jandarma Kanunu ile ek ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır, 
b) 1) 1624 sayılı Dahiliye Vekaleti Merkez Teşkilatı ve Vazifeleri Hakkında Kanunun. 
2) 1559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun, 
3) 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun, 
4) 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun ve diğer kanunların, bu Kanuna aylan hükümleri Jandarma teşkilatı için uygulanmaz." Denilmiştir. 

Jandarma Teşkilatı Görev Ve Yetkileri Yönetmeliğinin 8/b maddesinde jandarmanın mülki görevinin sınırları; "Suçlar işlenmeden önce ve suç işlenmesini önlemek için, emniyet ve asayiş ile kamu düzenini sağlamak, korumak ve kollamak amacıyla alınan önlemler, bu önlemlerin uygulanması; kaçakçılığı önleme, kovuşturma ve soruşturma konusuna ilişkin önlem ve faaliyetler ile ceza infaz kurumlan ve tutuk evlerinin dış korunmalarına ilişkin önlem ve faaliyetler, idari nitelikte olup; hizmet sınırının belirlenmesinde jandarmanın mülki görevi olarak değerlendirilir." Denilmiş, 24 ncü maddede de; "Jandarma,emniyet ve asayişi sağlama ve kamu düzenini koruma amacıyla Jandarma Teşkilat,Görev ve Yetkileri Kanunu ile Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda belirtilen gerekli her türlü güvenlik tedbirlerini almaya 
yetkilidir." Düzenlemesi yer almıştır. 

Yönetmeliğin Geçici görevlendirmeyle ilgili 23 ncü maddesinde; "Gerek Jandarma ve gerekse emniyet teşkilatı kendi sorumluluk alanlarındaki görevlerini, kendi kuvvetleriyle yerine getirmek zorundadır. Ancak, Jandarma ve emniyet teşkilatı, kendi sorumluluk bölgesinde yetersiz kaldıkları takdirde ya da gelişmekte olan olayların değerlendirilmesinde yetersiz kalacakları anlaşıldığında; Jandarma ve polis geçici bir süre için birbirlerinin sorumluluk bölgesinde görevlendirilebilirler. Bu görev hiç bir zaman süreklilik taşımaz. 
İstenen sonuç alındığında yardıma gelen kuvvet kendi görevine döner. Jandarmanın polise ve polisin Jandarmaya yapacağı yardım; belirli bir bölgede emniyet ve asayiş görevlerini üzerine almak, devriyeleri gezdirmek ya da toplu kuvvet sevketmek biçiminde olur." Düzenlemesi yer almaktadır. 

Yönetmeliğin Görevin Yürütülüşünde Kıyafet ve Hareket Tarzları başlıklı 44 ncü 
maddesinde; " Jandarma İç Güvenlik birliklerinde; emniyet ve asayişle ilgili görev alan personelin resmi elbise ile görev yapmaları esastır. Ancak suç ve suçluların gizlice takibi, yakalanması ve istihbarat hizmetleri için gerek görüldüğünde İl Jandarma Alay Komutanının izni ile görevin icap ettirdiği değişik kıyafetlerle de hizmet yürütülebilir..." denilmiştir. Yönetmeliğin Mülki Görevlerin Yürütülüş Esasları başlıklı 46/d maddesinde; "Jandarma mülki görevlerini esas olarak; ...Gerekli istihbarat faaliyetlerini yürütmek; elde edilen bilgileri değerlendirmek, yetkili mercilere ulaştırmak ve diğer istihbarat ve güvenlik 
kuruluşlarıyla yakın işbirliği yapmak, şeklinde yürütür." Ve Suçların Öğrenilmesinde Diğer Kaynaklardan Yararlanma başlıklı 84/f maddesinde; "Suçların Jandarma tarafından öğrenilmesi; ...İstihbarat teknikleri çerçevesinde yapılan çalışmalar ve ajan, muhbir ve mutemet olarak nitelenen kimselerden gizli haber elde edilmesiyle, olur. Bu yolla elde edilen haberler resmi yazıyla bildirilmemişse duruma uygun bir tutanakla saptanır. Böylece suça el koyan Jandarma; acele önlemler almayı gerektiren durumlar olmadıkça, elde ettiği, suç haberlerini Cumhuriyet Savcılığı ya da ilgili diğer adli makamlara bildirmekle yetinir." Düzenlemeleri yer almaktadır. 

Özetle; 2803 sayılı Kanunda 03.07.2005 tarihinde 5397 sayılı Kanunla getirilen 
önleme dinlemesine ilişkin düzenleme dışında jandarmanın istihbarat toplama yetkisine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin çeşitli maddelerinde dolaylı olarak istihbarat hizmetinin varlığından hareketle ilave düzenlemelerin yer aldığı görülmektedir. 
2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununa baktığımızda ise; Ek 7 nci maddede 1985 yılında yapılan bir ilave ile; "Polis, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine ve genel güvenliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, emniyet ve asayişi sağlamak üzere, ülke seviyesinde istihbarat faaliyetlerinde bulunur, bu amaçla bilgi toplar, değerlendirir, yetkili mercilere veya kullanma alanına ulaştırır. Devletin diğer istihbarat kuruluşlarıyla işbirliği yapar." Düzenlemesi getirilmiş, 03.07.2005 tarihinde de 5397 sayılı Kanunla bu maddeye önleme dinlemesine ilişkin olarak; "Birinci fıkrada 
belirtilen görevlerin yerine getirilmesine yönelik olarak, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçları hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, hâkim karan veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Emniyet Genel Müdürü veya İstihbarat Dairesi Başkanının yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda alınabilir..." düzenlemesi eklenmiştir.  

 Ülkemizde istihbarat oluşturmak ve istihbarat faaliyetlerinde bulunmak görevi en geniş şekliyle 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri Ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu ile Milli İstihbarat Teşkilatına verilmiş ve İstihbarata ilişkin görev kapsamı Kanunun 4/a maddesi ile ortaya konulmuştur. Buna göre; "Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri şunlardır; Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine. Anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan  yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak ve bu istihbaratı Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırmak." Düzenlemesi 
yapılmıştır. 

13. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder