24 Şubat 2019 Pazar

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 21

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 21


Seferi YILMAZ, Emniyet Genel Müdürlüğü, Hakkâri İl Emniyet Müdürlüğü, MİT 
Bölge Müdürlüğü, Şemdinli ve Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüklerince hakkında istihbari çalışma yütülen bir şahıs değildir. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri UZUN'un Komisyonumuza verdiği ifadesinde ve sunduğu imzasız bilgi notunda " Seferi YILMAZ hakkında, 09 Kasım 2005 olayları öncesinde ve sonrasında Başkanlıklarınca Hakkâri İstihbarat Şube Müdürlüğünce yürütülen herhangi bir istihbari çalışma bulunmadığı, Hakkâri İli Jandarma birimlerince Seferi YILMAZ'a gelecek bir paket konusunda kendileri ile bu bilginin paylaşılmadığı", Şemdinli İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün 08.02.2006 tarih ve 
2006/63 sayılı yazısında; " Anılan kişi hakkında İlce Emniyet Müdürlükleri arşiv ve istihbari kayıt bulunmadığı, ancak Seferi YILMAZ'ın Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlûâû'nûn 03.04.2001 gün ve B.02.0.PPG.0.12320-12320-5297-5 savılı genelgesi kapsamında "Takipli Şahıslar" arasında ver aldığı". Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün 16.02.2006 tarih ve 2006/79 sayılı yazısında; "Seferi YILMAZ hakkında İlçe Emniyet Müdürlükleri arşiv kaydı bulunmadığı," hususuna işaret edilmektedir. 

Konu ile ilgili olarak ilgililerin beyanları şöyledir; 

Hakkâri İl Emniyet Müdürü Yaşar AĞDERE;

"AHMET ERSİN (İzmir) - 9 Kasımdaki o büyük patlama, yani, Seferi Yılmaz'ın 
işyerine, kitabevine atılan bombalamayla ilgili, siz dediniz ki... Şimdi jandarma diyor ki: 
"Jandarma İmdat telefonuna bir ihbar geldi, onu değerlendirdik filan..." Siz de dediniz ki bundan bizim bundan bir haberimiz yok. Yani, böyle bir paket gelecekmiş, takip ediliyormuş diye. Teknik takip yapıldığından haberiniz var mı? 
YAŞAR AĞDERE - Hayır, yok. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Olay olmuş bitmiş, size ne diyorlar: "Biz burada böyle bir çalışma yaptık" mı diyorlar? 
YAŞAR AĞDERE - Bir veya iki gün sonra, tahmin ediyorum, bir yazı geldi öyle. 
Yani buraya bir paket gelecek. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Olaydan sonra paket gelmesi... Peki siz emniyet olarak, 
"bundan bizim niye önceden haberimiz olmadı" diye sormadınız, değil mi? 
YAŞAR AĞDERE - İstihbarat bilgisini onların ne zaman aldıklarını bilmediğimiz 
için bize istihbarat gönderiyorlar, şu konuyla ilgili böyle bir şey gelecek. O istihbaratı belki yakın bir zamanda aldık diyebilirler bize. Derler ki bir saat Önce aldık, bildiriyoruz diyebilirler. Haberi ne zaman aldınız filan diye soramıyoruz tabiî biz. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Olaydan sonra, olay olmuş bitmiş, bütün Türkiye ayağa 
kalkmış, olaydan sonra size böyle bilgi vermeleri garip değil mi? Yani, öncesinde değil de bittikten sonra haber vermeleri garip değil mi? 
BAŞKAN - Onların takdiri. Ona ne desin şimdi?" 
Hakkâri İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Hüseyin KESKİNKILINC: 
"AHMET ERSİN (İzmir) - Jandarma aldığı istihbaratı paylaşıyor mu emniyetle? Polis bölgesinde, mesela 9 Kasımda o kitabevine yapılan bombalı saldın, işte kim yapmışsa, yargı tabiî onu ortaya çıkaracak, o konuda deniliyor ki: "Biz istihbarı bilgi aldık, bu şahsa Almanya'dan paket gelecek, Seferi Yılmaz'a paket gelecek filan. Onun çalışmasını yapıyorduk" diyorlar jandarma, bunu söylüyor; ama, şimdi jandarmanın görev alanı kırsal olması lazım, istihbarı çalışmasını orada yapması lazım. Polis bölgesinde, kent merkezinde bir istihbarı çalışma yapıyorsa, bir takip altına almışsa, polisle bunu paylaşması gerekmez mi ya da paylaşmaz mı? 

HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Bu sormuş olduğunuz soru sayın vekilim, Seferi 
Yılmaz'la ilgili bir çalışma. Zaten 9 Kasımdaki patlama Umut Kitabevi olarak 
isimlendirdiğimiz Seferi Yılmaz'a ait kitabevinde, yani Özdpek Pasajında gerçekleştirilen bir saldın. Bununla ilgili, Seferi Yılmaz'la ilgili bizim herhangi bir çalışmamız yoktu Emniyet İstihbarat şubesi olarak. Jandarmanın böyle bir çalışması olduğunu sonradan öğrendik biz; yani, olaylardan sonra öğrendik. Bizim Seferi Yılmaz'la ilgili Şemdinli İlçesinde herhangi bir çalışma yaptıklannı, istihbarı çalışma yaptıklarını ya da bir takip çalışması yaptıktan şeklinde 
bizimle bir bilgi paylaşımı olmadı. Zaten bizimle bilgi paylaşımı olsaydı o görevin bize devredilmesi lazımdı yasa gereği, en son çıkan 5397 sayılı Yasa, polise, işte, dinleme, izleme, sinyal bilgilerinin alınması ve PVSK'nın ek 7 nci maddesine göre de tüm ülke çapında, yani kırsal ve şehir merkezi sının tanımaksızın istihbarat yapma yetkisi veriyor; ama, jandarma istihbarat yapma yetkisinden ziyade, önleyici çalışma yapma, işte mülkî görevlerine ilişkin, idari görevlerine ilişkin mülkî çalışma yetkisi veriyor. Yani, orada o bize verilseydi, biz şahsı 
resimleyip başka bir şahısla belki bu paket teslim edilebilirdi, o şahsı tespit edebilirdik; bir takip yapabilirdik orada. Şahıslan fotoğraflayabilirdik, o tür teknik imkânlarımız var; yani, şahsın buluşma yaptığı yerde şahsı fotoğraflayıp, kiminle buluşma yapıyor, paket kime gelmiş, nereye gidecek ya da ne şekilde bir çalışma içerisinde olduklan - örgüt mensuplanysa şayet bunlar - ya da yardım yataklık pozisyonundaki insanlarsa böyle bir çalışmayı yapabilirdik. Ancak, bu bilgi bize jandarmadan, İl Jandarma Alay Komutanlığından, bu bilgi bize Seferi Yılmaz'a paket geleceği, bir koli geleceği ve alıcının Seferi Yılmaz olduğuna 
ilişkin haber notu olarak adlandırdığımız istihbarat birimleri arasında birbirlerinin elde edilen bilgilerin paylaşımı konusunda gönderilen faks mesaj formu var, orada bize o tür bir bilgi geldi; ama, ne zaman geldi; 16 Kasımda geldi. Onun da belgesi var bende. Arzu ederseniz verebilirim. 16 Kasımda geldi bu bilgi bize. 
BAŞKAN - Yanınızda var mı o belge? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Elimde var Sayın Başkanım. 
BAŞKAN - Tamam. Ondan bir suret alalım. 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Bu bilgi bize 16 Kasımda geldi. Bu Seferi Yılmaz'ın; 
ama, edindiğim kanaate göre bu bilgi onuncu ayın 16'smda elde edilmiş; ama, bize bir ay sonra gelmiş. Jandarmadan gelen not şu efendim. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Peki bu sıkça oluyor mu? Yani, jandarma kafasına estikçe gelip polis bölgesinde istihbarat çalışması yapıyor mu? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Onunla ilgili elimizde somut bir şey yok. Yani, yapıyor 
diyemem; ama, bu olay, Seferi Yılmaz'la yaşanan 9 Kasımdaki olay bunu gösteriyor; ama, daha önce ben öyle bir çalışma yapıp yapmadığını bilemiyorum. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Müdürüm, şimdi, 5937 sayılı Kanuna göre 
jandarmanın istihbaratı önleyici olarak çalışma yetkisi, kanunun verdiği yetki budur, doğru. Bu kanun çerçevesinde jandarma istihbaratının 9 Kasımda Seferi Yılmaz'la ilgili istihbarı çalışma ve olay, Umut Kitabevi olayının meydana gelmesi, burada o kişilerin kanuna aykın davranışı söz konusu olmuyor mu? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Bizimle bilgi paylaşılsaydı biz olayı devralırdık ve 
çalışmasını sürdürürdük biz. 
KOMİSYON UZMANI - Bu Seferi Yılmaz'la ilgili olan, Ağır Ceza Mahkemesinden 
iletişimin tespiti, teknik takibiyle ilgili karar olduğunu biliyor musunuz? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Onu biz bilemeyiz, bilemeyiz. 
KOMİSYON UZMANI - Bu izlemenin bu amaçla olduğu konusunda bir bilginiz yok. 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Bilgimiz yok, bilemeyiz. Bizim, öyle bir zaten Seferi 
Yılmaz'la ilgili çalışmamız olmadı. Ne bir teknik çalışmamız oldu ne yani takip anlamında ya da fizikî bir takibimiz olmadı Seferi Yılmaz'ı. 
AHMET ERSİN (İzmir) - 16 Ekimde bu Umut Kitabeviyle ilgili deniliyor ki, "156'ya gelen bir ihbarı değerlendirdik." Yani 156 'ya gelen bir ihbarı değerlendirmek çok da ciddiye alınacak bir istihbarat bilgisi değil. Çünkü yüzlerce ihbar gelir. Öyle bile olsa, şimdi, 16 Ekimde bu çalışma başlamış, 16 Kasımda size bilgi veriliyor. Peki 9 Kasımdaki bu olayla ilgili, dediniz ki: "Bize elde ettiği bilgileri verir." Peki, bunu niye haber vermedi size, sizce? 
Madem aldığı bilgileri sizlerle paylaşıyor idi ise, bu olayı niçin paylaşmadı sizle? Yani nasıl çalışma bu? 
HÜSEYİN KESKİNKILIÇ - Esasen bu sorunun muhatabı hani... Ben sadece bu 
konuyla ilgili yorum da yapsam, yanlış olur, kendilerine sormak lazım. Yarın kendileri gelecekler, onlara bu soru tevcih edilebilir. Bunu niçin bize bildirmedikleri onların sorunu. Yani bize bildirmediler neticede. Neticede bizim Seferi Yılmaz'la ilgili bir çalışmamız da yoktu zaten." Hakkâri İl Jandarma Komutanı Erhan KUBAT: 
"AHMET ERSİN (İzmir) - Burada, gelen bazı konuklarımızdan aldığımız bilgiler, 
yani, öyle gözüküyor, yani, jandarmanın, aldığı istihbar! bilgileri diğer emniyetle, MiT'le paylaşmadığı şeklinde. 
Mesela, şeyi sorayım; bu 9 Kasımdaki patlamayla ilgili, o Seferi Yılmaz'la ilgili 
dinleme kararım ne zaman aldınız siz ve onun takip edildiğinden, emniyeti bir yana bırakalım, savcının mesela haberi var mı, Şemdinli savcısının? 
ERHAN KUBAT - Şemdinli savcısının tabiî ki haberi yok. Yani, şimdi, biz, terörle 
ilgili istihbarı dinlememizi Van Ağır Cezadan alıyoruz, eski DGM'lerden. Şimdi, bunu aldık. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Ne zaman mesela, tarihi? 
ALBAY ERHAN KUBAT - Bununla ilgili tarihi size ben arz edeyim, Seferi 
Yılmaz'la ilgili, 8 Ağustos ayında aldık. Bununla ilgili dinlemeye başladık. Mesela, diyelim ki bir suç unsuruna rastladık. Dedi ki, sen çok konuşuyorsun, yarın Şemdinli'nin içinde cesedin görülürse görürsün. Dinlememiz devam ediyor. Biz dinlememizin de deşifre olmasını istemiyoruz; ama, bu şahıs öldürülürse, zaten, devletin içerisinde bir sürü problemler var, mesela, ben, biraz önce okumadım, bu patlamalarla ilgili, vatandaşların içindeyken, o Yüksekova'da 3 tane cenaze varken, bomba atacak görevlendirilen şahıs var, onun ifadesi var. 
Şimdi, bir anda, Şemdinli'de, bir daha faili meçhul bir ölünün çıkması... Zaten, örgüt o kadar faydalanmış ki bundan, o kadar üst bir konuma gelmiş ki, şimdi, al bunu devlet yaptı, yine kafaları karıştıracak. Dolayısıyla, biz hemen savcımıza gidiyoruz, sayın savcım, bakın, böyle bir konuşma var, bizim teknik dinlememiz devam ediyor... Yani, başsavcıya kaç kere gittim ben. Ne diyorsunuz, nasıl yapalım? Bu konudan, bize resmî olarak bildirin, bununla ilgili dosyamızı açalım, yann ileride bir konu olduğu zaman, bunu adlî şey yapalım. Bunlar tamamen bu şekildedir. Cumhuriyet savcısına gidip, mesela, Şemdinli Cumhuriyet Savcısına, 
biz Seferi Yılmaz'ı sizin bölgenizde dinliyoruz, şunu da dinliyoruz falan bir şey söylemedik; ama, biz, artık, suç verini olgunlaştırdığımızda, gideceğiz savın savcımıza, böyle bir sevimiz var, operasyon yapacağız, mülkî amire bilgi yereceğiz, polis müdürüne bilgi vereceğiz ve operasyonumuzu yapacağız. Sistemimiz bu şekilde... 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Ama, Şemdinli İlçesine geldiğinizde, daha doğrusu, Ali Kaya, Özcan İldeniz, bu konuda, Seferi Yılmaz'a, işte, bir paket gelecek, onunla ilgili bir çalışma ve bir eylem, yani, terör örgütünden gelecek bir paketin istihbarı bilgi dinleme sonucu Şemdinli Cumhuriyet Savcılığına bu konuda bilgi verdiniz mi? Bu bilgiyi niye emniyetle paylaşmadınız? Yani, sorun, sanki, emniyet ile jandarma arasındaki bir sorun, bir ihtilaf gibi gözüküyor. Biz öyle algılamak istemiyoruz da... 
ERHAN KUBAT - Ben bunların hepsini cevaplandırdım, biliyorsunuz. Yani, 
istihbarat çizgisi nerede, operasyon çizgisi nerede olduğunu çok açık olarak konuştuk." demiştir. 
ERHAN KUBAT - Şimdi, istihbaratı yaparken... Almanya'dan bir malzeme gelecek, dinliyoruz. Bu malzemeyi yakalamamız lazım ki, bakın, örgütle bunun ilişkisi var. Dediler, örgüt mensubuyla konuştu, Almanya'dan geldi... 
AHMET SIRRI ÖZBEK (İstanbul) - Polise söylenebilir eğer polis bölgesindeyse. 
ERHAN KUBAT - Ama, bakın, suç olup olmadığını daha ben bilmiyorum, sadece 
cumhuriyet savcısı bunu takdir ediyor. Ben cumhuriyet savasına dinleme yaptığım zaman götürüp veriyorum, bunu açıklayamam ben polise. 
HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - Bir paket gelecek dediniz. Demin bize verdiğiniz 
bilgide, istihbarat elemanları operasyon yapmaz dediniz ve bizim, Türkiye'nin her yerinde operasyon yetkimiz var; ama, polis bölgesinde operasyon yapacaksak... 
ERHAN KUBAT- Her yerde operasyon yetkimiz yok. 
HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - istihbarat yetkimiz var; ama, polis bölgesinde 
operasyon yapacaksak, ya birlikte yaparız ya görüşüp onlar yaparlar... 
Sizin, paketin geleceği yer polis bölgesi. İstihbarat almışsınız, tamam, orada bir sıkıntı yok; ama, paket geldikten sonra, artık, istihbarat safhasından operasyon safhasına bir geçiş var. O operasyon safhasına kadar bu olay olmuş; ama, bu olayın olmadığını varsayalım, pakete el konulacak; fakat... 
ERHAN KUBAT - Pakete el konulmayacak. Paketin nerede olabileceğini tespit ediyoruz. 
HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - Şimdi, o saate kadar o istihbarı bilgi de emniyetle 
paylaşılmamış, olaydan üç beş gün sonra emniyete bildirilmiş. Yani, paketin geldiğinde, zaten, paket geldi, içeriye girdi, ondan sonra... 
ERHAN KUBAT- Paket daha gelmedi yalnız, hâlâ da gelmedi. 
METİN KAŞDCOĞLU (Düzce) - İstihbarat çalışması olarak söylüyor onu herhalde. 
HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - Hâlâ istihbarat çalışması devam ediyor. 
ERHAN KUBAT - Zaten operasyon yapamaz. O delile ulaştığı an, gelecek, sonuç 
raporunu verecek istihbarat şube müdürüne, bu sonucun üzerine gelecek, operasyon yapacak. Kimin bölgesi, polis bölgesi... 
BAŞKAN - O zaman, şöyle; ayın 9'undaki, Ali Kaya ve Özcan Üdeniz'in 
görevlendirilmesi istihbarı faaliyet için görevlendirildi diyorsunuz. 
ERHAN KUBAT- Evet Sayın Başkan. 
BAŞKAN - O görevlendirmede bir de, savcıyla birlikte görevlendirildi diye bir kayıt var. 
ERHAN KUBAT - Yani, biz o dinlememizi savcının yetkisiyle aldığımız için, biz o 
yetkiyle gidiyoruz, o yetkiyle araştırıyoruz. Telefonunu, biz resmî olarak dinliyoruz. 
BAŞKAN - Mahkemeden mi aldınız?.. 
ERHAN KUBAT- Mahkemeden alarak, tabiî... 
BAŞKAN - Van Üçüncü Ağur Cezadan... 
ERHAN KUBAT - Van Üçüncü Ağur cezadan aldık, onun üzerine dinliyoruz ve 
demlendireceğiz. Zaten suç duyurusunda bulunduk bu şahıs hakkında. Bunu delillendirici malzemeleri toparlayacak orada. Yani, şimdi, şahıs konuşuyor, iki tane domates atın. Domates atın, evet biz anlıyoruz, bir şeyler var, ama, suç teşkil etmiyor. Suç ne teşkil ediyor; somuta indirmemiz lazım. Bir malzemenin gelmesi. Örgüt istedi, örgüte getireceğim dedi... Mesela, Komisyonunuza sunmuştum; Seferi Yılmazı daha önceden telefon açtı Sabri, babam gelecek 
dedi. Biz bunu polise bildirdik, bakın, böyle böyle şey var, operasyon yapacaksak yakalayalım. Biz dedi takip ediyoruz, Ali Kısıkyol'u biz de dinliyoruz. Seferi Yılmaz, evet.. Seferi Yılmaz'in resimleri... Resim çekmişler, polis bölgesinde takip ettiler, Van'dan takip ettiler; ama, bizim jandarma bölgesinde Ortaklar Karakolunda bekledik Seferi Yılmaz ve şahıslar gelmedi. Demek ki, karakolu baypas edici yerler var, oradan geçti, Kuzey Irak'a gitti. 
Bizin dinlemelerimiz geldiğinde, bir de baktık ki, şahıs dönmüş. Sonraki dinlemelerinde, bak, sen Şemdinli'ye geldiydin ya, orada sakın, sana söylerlerse, ben oraya gezmeye gittiydim diye de babasını... 
BAŞKAN - Şimdi, sizin yazdığınız yazıdan ben şunu anladım; yani, bu Ali Kaya ile Özcan İldeniz, Veysel Ateş de o şeyin içine dahil miydi? 
ERHAN KUBAT - Veysel Ateş görevlendirmeye dahil değildi Sayın Başkanım. O bir haber elemanıdır, bizim kayıtlı haber elemanımız. Personel, onunla ilgili, başka haber elemanlarıyla ilgili göreve gittiği zaman görüşür, bilgi alır. 
BAŞKAN - O sizin bilginizin dışında." demiştir. 
Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Sefer RESULOGLU: 
"AHMET ERSİN (İzmir) - Peki, bilgiyi nereden aldınız, Seferi Yılmaz'ın PKK'yla 
ilişkisi olduğuna ilişkin ya da oradan paket geleceğine ilişkin ilk bilgi nereden geldi size? 
SEFER RESULOGLU - Efendim, biraz önce arz ettiğim gibi, biz görüştüğümüz 
şahıslardan alıyoruz bu tür bilgileri; fakat, bu şahıslar... 
AHMET ERSİN (İzmir) - Bir çelişki var. Şimdi, burada, daha önce gelen bazı 
konuklarımız, Jandarma İmdat... 156 mı sizinki? 
SEFER RESULOGLU - O daha sonra. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Oraya gelen ihbar üzerine biz takibe aldık demişti. Siz 
farklı söylüyorsunuz. 
SEFER RESULOGLU - O daha sonra bir ihbar. Şimdi, biraz önce aldığımız bilgiler 
diye söyledim. Bunlar içerisinde orada yapılan ihbar da var. 156'ya değil de Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığına yapılan bir ihbar var. Bir şekilde ulaşan insanlar var. Bunlarla görüşüp bu neticeyle o şahsın ismine ulaştık biz. Ama, 156 ihbar telefonuna bu şahıslardan veya aynı şahıs veya farklı, bilemiyorum, bir bayan, daha sonraki bir tarihte arayıp, bu şahısla ilgili yine ihbarda bulunmuştur. Bunu da, biz, 156 kayıtlarından çıkarıp mahkemeye intikal ettirdik... 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Peki. 
Ali Kaya, Özcan İldeniz, ifadelerinde Seferi Yılmaz'la ilgili bir çalışma yapmak üzere, Şemdinli'ye gittiklerini belirtiyorlar. Veysel Ateş ise bazı eski itirafçılarla görüşme yapmak üzere ilçeye gittiğini belirtiyor. Eğer iddia edildiği gibi Seferi Yılmaz'a ait örgüt tarafindan içerisinde bomba bulunan bir paket gönderilecek idiyse, İlçedeki emniyet birimleriyle niye koordine etmediniz? 
SEFER RESULOĞLU - Efendim, gitme maksatları o zaten, koordine. ilgili 
cumhuriyet savcısı ve yerel birimlerle koordine maksadıyla gidiyorlar." 
Demiştir. Belirtilen Emniyet birimlerinde bu şahsın terör örgütü ile ilişkisi nedeniyle hakkında Jandarma birimlerince iletişimin dinlendiğine ve Emniyet Genel Müdürlüğünün 24.03.2006 tarih ve 52575 sayılı yazısında değinildiği üzere adı geçenle ilgili olarak istihbarat birimlerinde herhangi bir istihbari çalışma bulunmadığı incelenmiştir. Hakkâri İl Jandarma KomutanlığVnın bahse konu şahsa bir paket geleceği yolunda Hakkâri İl Emniyet Müdürlüğü'ne "Faks Mesaj Formu" ile bilgi vermesi 16.11.2005 tarihine, Seferi YILMAZ'ın kullandığı GSM'in dinlenmesinin sona erdirildiği tarihten 15.11.2005 tarihinden bir gün sonrasına, 09.11.2005 günü meydana gelen patlamadan ise 6 gün sonrasına  rastlamakta  dır. Bu mesaj formunda: " Bir örgüt mensubuna verilmek üzere göndericinin narlı market, alıcının da Şemdinli ilçesinde umut kitapevi adresli olan bir paketin gönderildiği ve bu paket içersinde örgüte ait elektronik cihazların bulunduğu", faks mesai formunun yorum ve öneriler bölümünde ise " Örgüte telim edilecek olan paketin posta ve kargo şirketlerinden takip edilerek yakalanabileceği değerlendirilmektedir." denildiği görülmektedir. 
Bu bilginin, Hakkâri Valiliği, Hakkâri İl Emniyet Komisyonu, Hakkâri MİT Bölge 
Müdürlüğü ve Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü'ne de bildirilmemesinin nedenini, Jandarma yetkilileri,; söz konusu kişi hakkında iletişimin tespiti konusunda mahkeme karan bulunması, anılan bilginin henüz paylaşılacak nitelikte istihbari bilgi niteliği taşımaması olduğu ileri sürülmektedir. 


22. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder