25 Şubat 2019 Pazartesi

TBMM ARAŞTIRMA KOMİSYONUMUZCA BİLGİSİNE BAŞVURULAN KİŞİLER., BÖLÜM 8

TBMM ARAŞTIRMA KOMİSYONUMUZCA BİLGİSİNE BAŞVURULAN KİŞİLER., BÖLÜM 8



 KOMİSYONUMUZCA BİLGİSİNE BAŞVURULAN KİŞİLERİN 09.11.2005 GÜNÜ ŞEMDİNLİ'DE MEYDANA GELEN OLAYI DEĞERLENDİRMELERİ.,

Tutanakların imzalanmaması meselesine, çok üzüldüğünü, kendisinin de şaşırdığım, emniyet yetkilisinin toplantı olmadığı,"Olmadığı için imzalamadım" 'Toplantı olmadı, sonradan geçmiş tarihli olarak imza atıldığı için imzalamadım" daha doğrusu "ben katılmadım, yardımcım da katılmamış" şeklindeki ifadesinin hatırlatılması üzerine, toplantının olduğunu onun katılmadığını, Jandarmanın istihbarat çalışması yaparken emniyete haber verip vermediği veya neden 
vermediği, Seferi Yılmaz'ı takip ederken emniyetle o istihbarı bilgileri paylaşıp 
paylaşmadıkları sorusu üzerine kendilerini haber elemanı kullandıklarını, haber verilmesi halinde Emniyetin de haber elemanı kullanabileceğini ve hareketin deşifre olabileceğini, Seferi Yılmaz merkezde polis bölgesinde olduğu için polisle paylaşmanız gerekmiyor mu? sorusuna paylaşacak durumun henüz gelmemiş olduğunu, olgunlaşma durumunda olduğunu, 5 Ağustos, 1 Kasım, 4 Kasım, paket meselesi artık bunlan toplama zamanının gelmiş olduğunu, zaten bu amaçla gidip onlara devredeceklerini, Değerlendirmelerinde Seferi Yılmaz'a Almanya'dan gelen paketin bomba olduğunu zaten iddia etmediklerini, doküman olabileceğini ancak ne olduğunun belli olmadığım, Patlamadan sonra Veysel Ateş ile bir telefon görüşmelerinin olduğunu, ancak bunun patlamadan hemen sonra olmadığını, patlama saatinde telefon konuşmasının çıkması halinde suçsuz olduğu halde bu suçu üstüne almaya razı olduğunu, Telefonlann dinlendiğini biliyor muydunuz? sorusuna, dinlendiğini tahmin ettiğini, Kendileri savcılığa çıkmadan bir iki gün içinde ifade vermeye giden olmadığını, Ondan sonra şu an ismini vermeyeceği karşı tarafın bir avukatının taraklan topladığını, 
O arama kayıtlan ne zaman çıkarılmış, ondan bilginiz var mı sizin? Birbirlerini 
aramalan ne zaman check edilmiş? olduğu sorulduğunda hepsinin aynı gün alınmış olduğunu, savcının 1 500 sayfa telefon konuşması elde ettiğini, 
Kendi telefonlarının olaydan önce dinlenmediğini, Şemdinli'de serbest kaldıktan sonra savcılıktan, ayın 18'i gibi Kendisinin ve Özcan İLDENİZ'in telefonlarının tutuklandıktan sonra bu süre zarfında dinlemeye alınmış olduğunu, 

Soru üzerine burada, istihbarat sisteminde MİT olsun, emniyet istihbarat olsun, 
jandarma istihbarat olsun şahısın deşifre olduğunu, bunun engellenemeyeceğini, ama faaliyetin deşifre oltnaması lazım geldiğini, 1995'ten beri aynı bölge görev yaptığı, normalde batıya gitmesi gerektiği, kalmasının sebebi sorulduğunda, Bingöl'deyken uzman çavuş olduğunu, Bingöl'den astsubaylığı kazandığını, şark hizmetini tam doldurmadan gittiğini, Diyarbakır'da dört yıl kaldığını, 
müteakiben şark için dilekçe verdiğini, iki yıl daha Bingöl'deki eksiği oraya saydırdıklarını, ondan sonra Antep'e gittiğini, Antep'in batı hizmeti sayıldığını, yani birilerinin özellikle kendisini oraya bırakmış olmadığım, hepsinin normal kanunî talep çerçevesinde gerçekleşmiş şeyler olduğunu, özel eleman konumunda olmadığını, ancak Kürtçe, Zazaca bildiğini, yöre insanı olduğunu, aşiret yapışım bildiğini, istihbaratta iyi bilgi topladıklarım, halkla da iyi 
kaynaştıklarını, çünkü aynı örf ve adeti bildiklerini, Selim Akyıldız'ın "Ben odaya girdiğimde Veysel Ateş telefonla konuşuyordu, ben kendisine ne yapıyorsun sen burada gözlem altında birisisin, konuşamazsın deyip telefonu aldığımda karşıdakinin Ali Kaya olduğunu öğrendim." dediği, kendisinin tersini söylediği 
hatırlatıldığında, 'Kur'an-ı Kerim'e el basarım ki benim dediğim doğru', Selim Akyıldız'ın orada olduğunu da o zaman bilmediğini, kendisi Veysel'in cebinden arayıp "ben terörle mücadele daire başkam" deyince öğrendiğini, Selim Akyıldız'ın kendisini direkt aradığını, kendisinin "Veysel alo" dediğini, "Ali Bey, ben Veysel değilim, ben Selim Akyıldız Terörle Mücadele Daire Başkam" dediğini, Bomba atılan pasaja hiç gitmediğini, pasajı Özcan'nın bildiğini, 
Sorulması üzerine 1 Eylül Dünya Barış Günü, Zağros İş Merkezine bomba atma olayı, Var Erciş otobüsünün altına bomba bırakma olayı, Huzur Et Lokantası önüne bomba atılma eylemlerin tamamını tereddütsüz PKK terör örgütünün yapağım, 1 Eylülde Hakkâri merkezde olduğunu, zaten mesajsız, deftere kaydetmeden, araçlarım bilmem ne yapmadan hiçbir görevlerinin olmadığını, 
Veysel Ateş'in 2001 yılından beri şubenin haber elemanı olduğunu, 2001 yılından sonra teşkilatta bir değişiklik olduğunu, İstihbaratın yeniden yapılandırıldığını, haber elemanlarının kayıt altına alınma sisteminin değiştiğini, 2003 yılından beri de kayıtlı haber elemanı olduğunu, 1 Eylül Dünya Banş Gününü DEHAP teşkilatının kutladığını, eylemin mantığının ne olduğu sorulduğunda, Hikmet Fidan'm PKK'lı olduğunu, DEHAP Genel Başkan 
Yardımcılığı yaptığını ama öldürüldüğünü, Faysal Dunlayıcı denilen Kani Yılmaz'ın PKK'nın Avrupa ERNK sorumlusu olduğunu ama ikisini de üstlenmediklerini, Şemdinli halkının Barzani'nin akrabaları olduklarını, Şemdinli'de Barzani ne derse onun olacağım, Türkiye Cumhuriyetinin yasalarının Şemdinli'de yüzde 100 geçerli olmadığını, ne sınıra ne de kaçakçılığa, ne örgüte sahip olunabileceğini, aşiret yapısı olduğunu, Barzani aşiretinin Herki, olduğunu, Gerdi'nin yansının Barzani'nin akrabası olduğunu, 1997 Çelik Operasyonunda gündüz kendileriyle beraber araziye gelen peşmergenin gece PKK ile beraber kendilerine ateş ettiğim, bu adamlardan hiçbir pakt hiçbir sınır  beklenemeyeceği ni, nihaî amaçlarının önce bölgesel kürdistan, sonra büyük kürdistan kurmak 
olduğunu, Şemdinli'deki kaçakçılık olayları sorulduğunda, Şeker kaçakçılığından, uyuşturucuya, silah kaçakçılığından canlı hayvan kaçakçılığına her şeyin kaçakçılık üzerine olduğunu, kaçakçılığı yapan belli aileler olduğunu, PKK terör örgütüyle iyi geçinemeyen, PKK terör örgütüne orada vergi vermeyen, haraç vermeyen hiç kimsenin kaçakçılık yapamayacağını, Emniyet, jandarma veya polisin Şemdinli, Yüksekova, Hakkâri'de yeterli olup olmadığı sorusuna jandarmanın 2001 yılından sonra iyi yapılandığını, eskiden istihbaratın 
kötü olduğunu, teknik olarak da desteklendiğini, şu an jandarma verimli hale geldiğini, polisin eskiden çok iyi olduğunu, ancak, son 5-6 yıllık süre zarfinda mezun olanların tecrübesiz olduğunu 

Diyarbakır'da görev yaparken tüm bu olaylarla ilgili sorgulamaları sizin yaptığınız, sizin yönlendirdiğiniz şeklinde bir iddia var. Adliyeyle irtibatı da sizin kurduğunuz söyleniyordu. Komutanlıkla irtibatı da sizin kurduğunuz söyleniyor. Bu konularda durumunuz neydi sizin Diyarbakır'da? Sorusuna: 

"Kürtçe ve Zazaca bilmem iyi bir sorgucu olmama imkân veriyordu. Nedir, dil farkı. Adam geliyor, Türkçe bilmiyor, Suriye'de örgüt mensubu, sırf Kürtçe biliyor mesela. Mecburen bunu ben sorguluyordum. Oraya korucu sokamazsınız, sorguya itirafçı da sokamazsınız. Çünkü sorgu hassas bir yer. Her türlü şeyin dönebileceği bir yer dışarıda. Siz aldığınız bir bilgiyi kime ileteceksiniz? Tabiî ki komutan sizi çağıracak. Beni Diyarbakır adliyesinden bir tane hâkim, savcı tanısın iddiayı kabul edeyim. Ben -Nihat Çakar çete falan deniyor da- Nihat Çakar'ı hayatımda bir defa gördüm, Başsavcı Nihat Bey." Hakkâri'de Kürtçe, Zazaca, Türkçe bilen kendi vasıflarında başka kimse olmadığını, Kürtçe bilen bir de uzman çavuş olduğunu, İllegaliteye bulaşanların olup olmadığı sorusuna, kim yaptıysa içeriye girdiğini, meslekten atıldığını, Seferi Yılmaz'ın işbirlikçi, Hacı kod ismiyle faaliyet gösteren milis, dağa adam gönderen biri olduğunu," 

b) Ayrıca aynı gün Komisyon Başkanlığımıza sunduğu yazısında da aynen; 
'TBMM Şemdinli Olayları Araştırma Komisyonu Başkanı Sayın Musa 
Sıvacıoğlu'nun dikkatine; 

1- Olayla ilgili gönderilen (23) Adet örgüt mensupları ve işbirlikçilerinin 
görüşmelerim içeren telefon dinleme tutanaklarının tamamı Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafindan alman Teknik Takip ve İzleme karan ile elde edilen yasal delillerdir ve bu konuşmalarında içerisinde bulunduğu (149) Adet Telefon Dinleme Tutanakları Van 3. Ağır Ceza Mahkemesine teslim edilmiştir. Bu telefon dinlemelerinden: 

a) 11 Ekim 2005 tarihinde Şemdinli İlçe Merkezi girişine S0 m. Mesafede geçiş 
yapmakta olan Askeri Konvoya yolun kenarına yerleştirilen patlayıcı maddenin uzaktan patlatılması eylemi. 

b) 0S Ağustos 2005 tarihinde Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığının nizamiyesine poşet içerisinde bırakılan, patlayıcı maddenin uzaktan patlatılarak (3 Uzm. J.Çvş 2 J.Eri) 5 personelin şehit edilmesi eylemi. 

c) 01 Kasım 2005 tarihinde Şemdinli İlçe J.Klığının önüne bırakılarak içerisinde 100 kg. C-4 olan aracın uzaktan patlatılarak (3) Uzm.J.Çvş (5) Polis memuru (20) vatandaşın yaralandığı (67) adet işyerinin zarar gördüğü eylem. 

d) 09 Kasım 2005 tarihinde Şemdinli Merkez Umut Kitabevine (2) adet el bombası atılarak (1) vatandaşın ölmesi (1) vatandaşın yaralanması eylemlerini PKK terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirdiği tespit edilmiş olmasına rağmen PKK terör örgütü bölgedeki diğer patlama eylemlerini kabul etmediği gibi bu eylemleri de kabul etmeyerek T.S.K.leri tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürmektedir: 

2- Olay günü basın mensupları tarafindan çekimi yapılan (2) adet CD'den 1 .CD'de; 

a) Olay anında örgüt yandaşlarının araca saldırılan ve aracın arka iç kısmında bulunan Özcan ILDENİZ'e ait evrak çantasını alarak çantanın açılması ve çantanın içerisinde bulunan istihbarat dökûmanlannın gasp edilmesi görüntüleri. (Bilindiği gibi söz konusu evrak çantası olay sonrası keşif yapan Şemdinli C.Savcısı tarafindan aracın bagajında içerisinde 2 adet pasaja atılan Alman malından olan el bombası çıkarmıştır.) aslında Ali KAYA'nın zimmetinde bulunan (2) adet MKE el bombası aracın bagajında hücum yeleğinin üst cebindedir ve olay sonrası kayıp olmuştun 

b) Olay günü bölgede bulunan CHP Milletvekili Esat CANAN'ın bağlandığı canlı 
yayınlarda aracın bagajmda MKE el bombası gördüğünü söylediği görüntü mevcuttur. (Keza olay yerine keşif amacıyla Milletvekili Esat CANAN ile birlikte gelen Şemdinli C.Savcısı Harun AYK'ın tanzim ettiği olay yeri tespit tutanağında (2) adet (MKE) el bombası olduğunu belirtmiştir.) 

c) Olay sonrası olayla ilgili haberler veren bölücü örgütün yayın organı Roj Tv. "Olayı gerçekleştirenlerin 2 Asbtsb. 1 Uzm. Çvş. Olduğunu gözaltına alman Uzm. Çvş'un (Veysel ATEŞ'i kastetmekte) bölgedeki patlamaların tamamı ile birlikte 05 Ağustos 2005 tarihindeki patlama eylemi ve 01 Kasım 2005 tarihindeki büyük patlama eylemlerini de bu ekibin gerçekleştirdiğini itiraf etti." Şeklinde asılsız haberler vermesi de (09 Kasım 2005 tarihinde sırf bölgedeki patlamaları TSK leri yaptığını ispat etmeye yönelik gerçekleştirilen planlı bir komplonun kanıtıdır.) 
Olay günü basın mensupları tarafından çekimi yapılan (2 ) adet CD'den 2. CD'de 
incelendiğinde; 

a) Olaydan kısa bir süre sonra gerçekleştirilen saldırılardan dolayı olay mahallinden güvenlik güçlerinin tamamen uzaklaşması ile birlikte araç ve aracın içerisinde bulunan silah, teçhizat ve dokümanların tamamen örgüt mensupları ve sempatizanlarının kontrolüne geçtiği, bu sırada çekim yapan Yüksekova haber görevlilerinin yaptığı çekimlerde "sakallı spor ayakkabılı bir kişinin" ki bu şahsın Reşit (K) olduğunu söyleyen görgü tanığı mevcuttur." Seferi YILMAZ ile aracın başında olduğu ayrıca şüpheli şahsın personele ait silah, şarjör, dokümanlar ile hücum yeleklerini bir çuvalın içerisinde getirdiği görülmektedir. 

b) 01 Eylül 2005 tarihindeki barış çadırında yapılan kutlamalarda meydana gelen patlama olayının hemen ilk saniyesinde Hacı (K) Seferi YILMAZ'ın çadırdan herkesten önce kaçarken görüntülenmesi, 09 Kasım 2005 tarihindeki işyerinden de bombanın atılması ile birlikte kendisini dışan atarak patlamadan kurtulduğunu söylemesi de düşündürücüdür. 

3- Olayla ilgili ifade verenlerin tamamının eş, dost, akraba olduğu, ayrıca olay anında tamamı Veysel ATEŞ'i kaçarken gördük demelerine rağmen, görevli J.Personeli ve aracına yapılan saldın ve darp olaylarını kimlerin yaptığını görmediğini söylemektedir. Örgütteki konumu tespitli olan Hacı (K) Seferi YILMAZ'ın "bombayı atan şahıs şu arabayla kaçtı" şeklindeki yönlendirmesi sonucu, olayı duyan esnaf ve halk tarafından araca ve personele saldırılar başlamış, örgüt mensupları ve sempatizanlarının yönlendirmeleri ile olay suçüstü yapıldı izlenimi yaratılarak örgütsel eylemlere dönüştürülmüştür. Yine olay anında Veysel ATEŞ Ali KAYA'yı telefon ile aradığı ve telefonda "Ben bombayı attım" sen neredesin diye konuşmalar yaptığı iddiasını olay sonrası (2) gün içerisinde Seferi YILMAZ'ın Avukatı tarafından olay tanıklarına söyletilerek, olayda bombalamayı personelin yaptığı izlenimi yaratılmıştır. Olay sonrası telefon dökümlerini isteyen Van C.Savcısı Ferhat SARKAYA olayla hiç ilgisi olmayan olaydan en az 30 dk önce Veysel ATEŞ ile Ali KAYA'nın Şemdinli 
girişine 4-5 km mesafedeki kaymakamlık çeşmesi mevkiinde deneme amaçlı yaptıkları telefon görüşmesini olay saati kabul ederek iddianamede ileri sürmüştür. Ancak bütün tanık ifade tutanakları, polis tarafından tanzim edilen olayla ilgili tespit tutanakları, Şemdinli C. Savcılığının olayla ilgili tutanakları ile yazışmalarının tamamında olay saati 11.50 - 12.10 olarak ortaya çıkmaktadır: 

9.CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder