21 Şubat 2019 Perşembe

TERÖR, TERÖRİZM, ULUSLARARASI TERÖR VE TÜRKİYE'DEKİ DURUM. BÖLÜM 4

TERÖR, TERÖRİZM, ULUSLARARASI TERÖR VE TÜRKİYE'DEKİ DURUM. BÖLÜM 4


Terörizm eylemlerinin metotlarının ve uygulamalarının Birleşmiş Milletler 
Örgütü'nün amaç ve ilkelerine ters olduğunu ve terörist eylemlere malî kaynak sağlanması ve örgütlenmesinin ya da bu nev'i eylemlere azmettirmenin de aynı şekilde Birleşmiş Milletler Örgütü'nün amaç ve ilkelerine ters olduğunu ilân eder; iç Yönetmeliğinin 28 inci maddesinin uygulanması doğrultusunda, Güvenlik 
Konseyi'nde, Konseyin bütün üyelerinden oluşan ve bu Kararın uygulanmasını, istenen uzmanlar vasıtasıyla, takip ile görevli bir Komitenin kurulmasına karar verir ve bütün Devletlerden Komiteye en geç bu Kararın kabulünden itibaren geçen 90 gün içinde ve Komiteye teklif olunacak takvime göre, Kararın hayata geçirilmesi ile ilgili aldıkları önlemleri rapor etmelerini talep eder; 

Genel Sekreter ile danışmalarda bulunarak, Komiteye görevlerini belirlemesi, en geç bu Kararın kabulünden itibaren geçen 30 günlük süre içinde bir çalışma programını sunması ve ihtiyaç duyduğu destek konusunda düşünmesi talimatlarını verir; Şart gereğince kendisine tevdi edilen sorumluluklara uygun olarak, bu Karara tam olarak uyulmasının sağlanması için gerekli tüm önlemlerin alınmasının kararlaştırıldığını ilân eder; Sorunun (her yönüyle ele) Alındığına karar verir. 

3. Avrupa Konseyi Kararlarında Terörizm 

Avrupa Konseyi, kararlan ile teröre karşı Uluslararası önlemler alan etkin bir bölgesel kuruluştur. Avrupa Konseyi Danışma Meclisi, 1973'de aldığı 703 sayılı kararıyla Uluslararası terörün bir suç olduğunu belirtmiş ve "teröriste ya ceza ver, ya da iade et" kuralı desteklenmiştir. 
Konseyin 1974 tarihli 3 sayılı tavsiye kararı, Uluslararası terörizm konusunda önem taşımaktadır. 
27.01.1977'de, "Terörün Önlenmesi Hakkında Avrupa Sözleşmesi"de kapsamlı ve tek bir metin oluşturularak imzalanmış ve 1978'de yürürlüğe girmiştir. Strasbourg'da Türkiye dahil 17 ülke tarafından onaylanmış bulunan bu belgeyi, sadece Malta ve İrlanda tasdik etmemiştir. Sözleşme, 15 Temmuz 2003 tarihinde imzalanan ve 13.01.2005 tarihinde TBMM'nce onaylanan tadil protokolü ile son halini almıştır. Sözleşmenin amacı ise terör eylemlerini işleyenlerin temelde iade edilmeleri aksi takdirde ise yakalandıkları ülkede 
yargılanmalarını sağlamaya yöneliktir. 

Ayrıca, 

Bakanlar Komitesi'nin 15.01.1982 tarih, 1 sayılı tavsiye karan ile terör fiillerinin 
kovuşturulması ve cezalandırılması ile ilgili tavsiye karan, 28.04.1982 tarih ve 941 sayılı tavsiye karan, Avrupa Konseyi İstişari Asamblesi'nin 1984'de benimsediği "Avrupa'da Terörizme Karşı Demokrasinin Savunulması" konusundaki 1982 sayılı karan, 1984'de Madrid'de toplanan Adalet Bakanları 14. Konferansında ele alınan "Terörizm ve Uluslararası Organize Suçlara Karşı Mücadele îşbirliği"ne ilişkin 4 nolu karar önem taşımaktadır. 

4. Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) Terörizme Bakışı 

Bugüne kadar Avrupa Güvenlik işbirliği Örgütü'nün düzenlemiş olduğu toplantılarda ortaya konan belgelerde, terörle ilgili bazı kararların alındığı görülmektedir. 

5. 1975 Helsinki Nihai Senedinde, 

Devletlerin terörist eylemlere doğrudan ya da dolaylı şekilde yardım etmekten kaçınacaklan vurgulanmaktadır. 

6.1983 Madrid Belgesinde, 

Toplantıya katılan devletler, Uluslararası ilişkilerde şiddet kullanılması dahil terörizmi kınamakta; terörizmin masum insanların canına kastettiğini, insan 
haklarını ve temel özgürlükleri yok ettiğini belirtmekte; terörizmle mücadele için ikili ve çok taraflı işbirliği özendirilmekte; ülkeler kendi topraklarının terör eylemlerinin hazırlanması, düzenlenmesi konusunda kullanılmasına, bunları yapanların orada banndınlmasına izin vermeyeceklerini belirtmekte; bu eylemlerin finanse edilmeyeceği, teşvik olunmayacağı ya da hoş görülmeyeceği vurgulanmaktadır. 

7. 1989 Viyana İzleme Belgesi 

Terörizmi kınamakta, teröristlerin taleplerine karşı direnme gösterilmesi politikası izlenmesini tavsiye etmekte, terörizm konusunda bilgi değiş 
tokuşu dahil ikili ve çok taraflı iş birliği yapılmasını, diplomatik ve konsolosluk misyonlarının ve bunların personelinin güvenliğinin sağlanmasını ve terörist eylemlerin önlenmesi için gereken önlemlerin alınmasını istemekte, terör eylemlerine karışanların sınır dışı edilmesi ve yargı önüne çıkarılması, birden fazla ülkenin hükümranlığının söz konusu olduğu durumlarda Uluslararası sözleşmelere uygun hareket edilmesinin gereğini vurgulamaktadır. 

8. 1990 İnsan Boyutu konulu Kopenhag Toplantısı Belgesinde, 

Kendi ülkesinin ya da bir başka ülkenin düzenini yıkmaktan vazgeçmeyi reddeden şiddet ya da terörizm kınanmakta ve ülkenin bununla mücadeledeki sorumlulukları vurgulanmaktadır. 

9. 1990 Paris Senedi (Charter) 

Terörizmin her türlüsünü kınamakta ve terörle mücadelede işbirliğini öngörmektedir. 

10. 1992 Helsinki Belgesinde 

Her türlü terör eylemini kınamakta, AGİÖ çerçevesinde terör konusunda alman kararlan yinelemektedir. 

11. 1994 Budapeşte Belgesi, 

Terörizmin hiçbir şekilde haklı görülemeyeceğini, terörizmin desteklenmeyeceği ni, onunla mücadele için iş birliği yapılacağım vurgulamakta, teröristlerin yargılanması ve sınır dışı edilmesi konusundaki Uluslararası sözleşmelere  uyulacağı yinelenmektedir. 

12. 1996 Lizbon Belgesi, 

Terörizm, örgütlü suç, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, kontrolsüz göç ve çevre kirliliğinin AGİÖ üyelerinin ortak sorunu olduğunu belirtmektedir. Vesikanın "silahların denetimi" bölümünde terörizmin her çeşidi ile mücadele edileceği 
vurgulanmakta, "Güvenlik İş Birliği" bölümünde de terörizmle mücadele konusunda Uluslararası camianın aldığı önlemleri tamamlayıcı tedbirler alınacağı belirtilmektedir. 

13. NATO'nun 5. Madde Kararı 

11 Eylül 2001 günü Dünya Ticaret Merkezine ve Pentagon'a yönelik teröristlerin 
uçaklı intihar saldırılarından sonra NATO S. maddeyi yürürlüğü koymuştur. 
Bu maddeye göre taraflar, Kuzey Amerika'da veya Avrupa'da içlerinden bir veya 
daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldın olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldın olursa BM Yasası'nın 51. Maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkım kullanarak, Kuzey Atlantik Bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan taraf ya da taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır. 

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, son olarak, 28 Eylül 2001 tarihinde 
Uluslararası terör ile mücadele etmek için atılacak adımlan ve stratejileri de içeren, (1373) sayılı karan oy birliği ile kabul etmiştir. Karar, Birleşmiş Milletler anayasasının bansın ve güvenliğin tesis edilmesi amacıyla gerekli görüldüğü takdirde zor kullanma yetkisi veren 7. Bölümü çerçevesinde alınmış olup tüm üye devletler için bağlayıcı niteliktedir. Bu karar, terör örgütlerinin diğer ülkelerde barınmasına, örgütlenmesine ve faaliyette bulunmasına imkan  vermemekte, hatta her türlü mal varlıkları ve ekonomik kaynaklarına el koymayı mümkün kılmaktadır. 

14. FATF (Mali Eylem Görev Grubu-Financial Action Task Force) 

Tarafından Terörün Finansmanı İle İlgili Kararlaştırılan 8 Özel Tavsiye 

a) Birleşmiş Milletler Belgelerinin Onaylanması ve Yürürlüğe Konması 
Her ülke Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair 1999 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ni onaylamak ve tam olarak uygulamak için acil önlemler almalıdır. Ülkeler, terörist eylemlerin finansmanının önlenmesi ve durdurulmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Kararlarını, özellikle 1373 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararını derhal yürürlüğe koymalıdır. 

b) Terörizmin, Terörist Eylemlerin ve Terör Örgütlerinin Finansmanının Suç 
Haline Getirilmesi Her ülke, terörizmin, terörist eylemlerin ve terörist örgütlerin finansmanını suç haline getirmelidir. Ülkeler, bu suçların kara para aklamanın öncül suçlan olarak düzenlenmesini temin etmelidirler. 

c) Terörist Malvarlıklarının Dondurulması ve Müsaderesi Terörist eylemlerin finansmanının önlenmesi ve durdurulmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Kararlan uyarınca, her ülke terörizmin ve terörist örgütlerin finanse edilmesinde 
kullanılan paraların veya diğer malvarlıklarının gecikmeksizin dondurulması için gerekli önlemleri uygulamalıdır. 
Her ülke, terörizmin, terörist eylemlerin veya terörist örgütlerin finansmanına ait veya bunların finansmanında kullanılan ya da kullanılması tasarlanan malvarlığına el konulması ve bu malvarlığının müsaderesi için yetkili otoritelere imkan sağlayan yasal önlemleri de içeren önlemler benimsemeli ve yürürlüğe koymalıdır. 

d) Terörizmle İlgili Şüpheli İşlemlerin Bildirimi Karaparamn aklanmasının önlenmesine dair yükümlülüklere tabi olan mali kurumlar veya diğer işletmeler veya varlıklar, fonların terörizm, terörist eylemler veya terörist örgütlerle bağlantılı veya ilgili olduğundan ya da bunun için kullanıldığından şüphelenirlerse ya da şüphelenmek için makul nedenleri olursa, şüphelerini yetkili otoritelere derhal bildirmelidirler. 

e) Uluslararası İşbirliği Karşılıklı yasal yardım veya bilgi değişimine dair bir anlaşma, düzenleme veya diğer bir mekanizmaya dayanarak, her ülke bir diğer ülkeye, terörizmin, terörist eylemlerin ve terörist örgütlerin finansmanına ilişkin davalar, idari araştırma ve soruşturmalar ile cezai ve medeni uygulamalarda mümkün olan maksimum yardımı sağlamalıdır. 
Ülkeler, terörizmin, terörist eylemlerin veya terörist örgütlerin finansmanı ile 
suçlanmış şahıslar için güvenli sığmaklar sağlanmamasını tenünen olası tüm önlemleri almalı ve mümkün olduğu takdirde bu şahıslatın suçu işledikleri ülkeye iade edilmesi için yürürlüğe konmuş prosedürlere sahip olmalıdır. 

f) Alternatif Havale Yöntemleri Her ülke, gayri resmi bir para veya değer transfer sistemi veya ağı aracılığıyla transfer de dahil olmak üzere, para veya değer transferi hizmeti sağlayan şahıs veya tüzel kişiliklerin lisanslı veya kayıtlı olmaları ve bankalara ve banka dışı mali kurumlara uygulanan tüm FATF  Tavsiyelerine tabi tutulmalarının sağlanabilmesi için gerekli önlemleri almalıdır. Her ülke, bu hizmeti yasadışı bir şekilde yerine getiren şahısların veya tüzel kişiliklerin idari, medeni veya cezai yaptırımlara tabi olmasını temin etmelidir. 

g) Elektronik Transfer Ülkeler, para havale edenler de dahil olmak üzere mali kurumların fon transferlerinde ve ilgili mesajlarda havaleyi yapan kişiye ilişkin tam ve makul bilgileri (isim, adres, hesap numarası) temin etmelerini gerekli kılmak için önlemler almalıdır ve söz konusu bilgi transfer veya ödemeler zincirindeki mesajlarda yer almalıdır. 

Ülkeler, para havale edenler de dahil olmak üzere mali kurumların, tam havaleyi yapan kişiye ilişkin bilgiyi (isim, adres, hesap numarası) içermeyen şüpheli fon transferi faaliyetlerini sıkı bir şekilde incelemelerini ve izlemelerini sağlamak için önlemler almalıdır. 

h) Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlar Ülkeler, terörizmin finansmanı amacıyla kötüye kullanılabilen varlıklarla ilgili kanun ve yönetmeliklerin yeterliliğini yeniden gözden geçirmelidir. Kâr sağlamayan kuruluşlar özellikle istismara açıktır ve ülkeler bunların; 

(i) Terörist örgütler tarafından yasal varlık süsü verilerek, 
(ii) Varlıkların dondurulması önlemlerinden kaçmak amacı da dahil olmak üzere, 
terörizmin finansmanının sağlanması amacıyla kendi çıkarları doğrultusunda kullanılarak, 
(iii) Yasal amaçlı fonların el altından terörist örgütlere saptırılmasını gizleyerek veya saklayarak, Kötüye kullanılmasını engelleyecek tedbirleri almalıdır. 

VII- ULUSLARARASI TERÖRİZME KARŞI ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER 

Terörizm, tarihin en eski zamanlarından beri toplumları ve ülkeleri tehdit etmiş ve etmeye devam edecektir. Değişen dengeler ve Uluslararası ilişkilerdeki farklılaşmalar neticesinde, geçen yüzyılda "sıcak savaşların" yerini "soğuk savaş" yöntemleri alarak terörizm daha da yaygınlaşmıştır. 

Güçlü devletlerin etkin politikaları karşısında kendi politikalarını uygulama imkanı bulamayan bir takım ülkeler amaçlarını gerçekleştirmede terörü bir araç olarak görmektedirler. Güçlü devletlerin ise kendi politikalarım gerçekleştirmek ve rakiplerini etkisiz kılabilmek için terörü bir araç olarak kullandıktan değerlendirilmektedir. 
Terörizm, günümüzde bir tehdit olmaktan çıkmış ve tüm dünyayı derinden etkileyen bir tehlike haline gelmiştir. 11 Eylül 2001 tarihinde Dünya Ticaret Merkezine yapılan uçaklı intihar saldırısı bunun en büyük göstergelerinden birisidir. 
Günümüzde Uluslararası bir nitelik kazanan.terörizmin, özellikle demokratik dünya ülkelerinde yarattığı tahribat, her geçen gün artmaktadır. Bundan dolayı tüm dünyanın birinci gündem maddesi terörizm ve terörizmle mücadele haline gelmiştir. 
Türkiye, yaklaşık 30 yıldan beri, terörün her türlüsü ile mücadele etmiş ve etmekte olan bir ülke olarak tecrübeleri göstermiştir ki terörizmle mücadelede Uluslararası iş birliği etkinliğin artırılmasında önem taşımaktadır. Bu nedenle, Terörle mücadele ve güvenlik konularında işbirliği amacıyla her türlü Uluslararası organizasyona iştirak edilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizin, 28-29 Haziran 2004 tarihleri arasında gerçekleştirilen NATO 2004 Zirvesi'ne ev sahipliği yapmasını da bu anlamda yapılmış büyük adımlardan biri olarak değerlendirmek gerekmekte dir. Ülkemizde kamunun gerçekleştirdiği en büyük Uluslararası organizasyon niteliği taşıyan Zirve'nin güvenlik planlamaları sıfır risk ve özverili çalışmalar  neticesi yapılarak, büyük bir başarı ile uygulanmıştır. 


5 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder