KÜRT PARTİSİ Mİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KÜRT PARTİSİ Mİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Şubat 2016 Pazartesi

Öküzler, Develer ve Diğerleri,





Öküzler, Develer ve Diğerleri, 



Hakan Gülseven
Tarih:12/09/2013 
Türü:İç Politika 
www.acikistihbarat.com
12.09.2013


İktidarın ve iktidar yardakçılarının insan malzemesi hakikaten çok acayip.

Bazen kendi aralarında kapışıyorlar, ortaya ibretlik görüntüler çıkıyor.

Misal, geçen akşam Twitter’da Melih Gökçek, oğlu Osman, adından Allah’ı atan Taraf yazarı Emre Uslu, Rasim Ozan Kütahyalı, Zaman yazarı Hüseyin Gülerce falan birbirlerine girdiler.

Öyle bir kavga seviyesi ki, güncel tarifi yok; Osmanlı’da bu tür kavgalara ‘Avrat Pazarı’ndaki çığırtkanlar arasında rastlanırmış.


Bilmiyorum, tarihçiler bu dönemi nasıl yazacak.

Evet, bundan önce de çok pespayelik yaşandı ama şimdiki vaziyet farklı.

Malum, geçen hafta Yeni Şafak Gazetesi'nden ‘acar röportajcı’ bir hanım ABD’li muhalif yazar Noam Chomsky ile söyleştiğini iddia etmiş, gazete de bu söyleşmeyi yayınlamıştı.

Bir de baktık ki, yılların Chomsky’si AKP ideologlarının ağababası gibi konuşuyor!..

Eh, balonun patlaması çok sürmedi tabii, Chomsky kendisine e-posta yoluyla gönderilen soruları ve kendisinin verdiği yanıtları açıkladı.

Böylece ‘acar röportajcı’ tarafından epey bir ‘ekleme’yapıldığı ortaya çıktı!

‘Acar röportajcı’ve Yeni Şafak bu sefer Chomsky’nin internette yayınladığı soru ve cevaplar üzerine ek sorular yolladıklarını ve Chomsky’nin bunları da yanıtladığını ama sonradan hatırlayamadığını açıkladı.

Adamcağız ‘Alzheimer’olmuş, âlemin haberi yok!

10 numara habercilik başarısı!..

***

AKP iktidarının ve başındaki zatı muhteremin ‘ustalık’dönemiyle at başı giden pespayeleşme hali için ‘münferit’ deyip geçmek mümkün değil.

Münferitse de zincirleme bir ferit münlüğü var ortada.

Malum, daha evvel Takvim Gazetesi de hayali röportaj yayınlamış, işi pişkinliğe vurmuştu.

Saçmalık o boyutlara vardı ki, geçenlerde adı sanı duyulmamış bir kanal, Tayyip Bey’e yaranacağım diye stüdyoya bildiğiniz zavallı bir öküzü çıkarıp ağlatmaya çalıştı!

Öküzlük zor zanaat tabii...


***

İktidarın ve iktidar yardakçılarının insan malzemesi hakikaten çok acayip.

Bazen kendi aralarında kapışıyorlar, ortaya ibretlik görüntüler çıkıyor.

Misal, geçen akşam Twitter’da Melih Gökçek, oğlu Osman, adından Allah’ı atan Taraf yazarı Emre Uslu, Rasim Ozan Kütahyalı, Zaman yazarı Hüseyin Gülerce falan birbirlerine girdiler.

Öyle bir kavga seviyesi ki, güncel tarifi yok; Osmanlı’da bu tür kavgalara ‘Avrat Pazarı’ndaki çığırtkanlar arasında rastlanırmış.

Bu arada, Melih Gökçek’in iki oğlunun sokakta kılıçla adam yaralamak suçundan ceza yemiş olmasına ne diyorsunuz?

Ankaralı Samuraylar!

Şimdi televizyon işlerine falan bakıyorlar...

Ne aile ama!..

Kim bilir, Melih Gökçek Ankara’nın dört tarafına yaydığı keçi figürleri yerine, Ninja Kaplumbağa heykelleri dikmeye karar verir...

***

Sonra, bu işler tabii eli kalem tutan, medyada görünen, medya sahipliği yapan tipler arasında gerçekleşiyor.

Bir de AKP seviyesinin başka boyutları var!

Misal, Bakan Hayati Yazıcı’nın eşi geçen gün bağırmış uçakta, “Bana pilotu çağırın!” diye.
Neymiş, uçağın koltukları pismiş.

Hosteslere temizlik yapmalarını buyurmuş, onlar da kibarca bu işin kendi vazifeleri olmadığını, konunun yer hizmetleriyle ilgili olduğunu anlatmışlar.

Tabii ne olacak, kocası bakan ya, “ Bana Pilotu çağırın! ” diye buyruk veriyor.

Oldu!

Kuru, yanına da az pilav arzu eder miydiniz?

Hosteslere temizlik yaptırmaya kalkan hanımefendi, tabii bilmiyor, kocasının da dahil olduğu hükümet THY’nin başına apronda deve kesen arkadaşları getirdi, yasa tanımazlar, grev tanımazlar, iş bilmezler, 200 kişilik uçağa 270 bilet satarlar...

Koltuklarda leke varmış, çok mu?
Çağırın Hayati Bey’i, temizleyiversin...


***

Nereden düştüyse, bu iktidarın insan malzemesi ve o malzemenin seviyesi demişken milletvekili 
Nursuna Memecan düştü aklıma...

Geçen sene 27 bin liralık telefon faturasını hep beraber vergilerimizle ödemiştik hanımefendinin.
10 küsur bin liralık da benzin faturasını ödedik.
Öyle bir iştah, öyle bir iştah ki...
Ahmet Davutoğlu’nun kahvaltısını koysanız önüne, kesmeyecek...

***

Ne demişler, iktidar yerken güzel de hazmetmesi zor işte...

http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10409



..

29 Aralık 2015 Salı

CHP DE KÜRTÇÜ YAPILANMA CHP'YE BAŞÖRTÜLÜ KATILIMLAR CHP ALEVİ - KÜRT PARTİSİ Mİ?




 CHP DE KÜRTÇÜ YAPILANMA,    
CHP'YE BAŞÖRTÜLÜ KATILIMLAR, 
CHP ALEVİ - KÜRT PARTİSİ Mİ?



23 Kasım 2008 Pazar

http://adilyargic.blogspot.com/,
http://keykubat.blogspot.com/,
http://adilyargicc.blogspot.com/,
http://keykubat.blogcu.com/ 


Sayım Deniz BAYKAL ve grubunun son haftalar içinde gerçekleştirmeye çalıştıkları türbanlı kesimden üye kayıtları CHP’ye gönül vermiş bazı kesimlerce eleştirilmektedir.

Eleştiriler de tamamen haksız değildir.Nurcu ve Fethullahçı tarikatlarının bu parti içinde söz sahibi olmaları istenmediğinden bu kesimin partiye alınması tehlikeli olarak görülebilir.Bu yönde yapılan eleştiriler de haklıdır.

Bir de fotoğrafa farklı bir açıdan bakmakta yarar vardır.Bu gün CHP’nin resmine baktığımızda yoğun olarak Dersim kökenli siyasileri görmekteyiz.Hepsi Tunceli milletvekili olmasalar da Dersim Şebinkarahisar’dan Urfa’ya Kerkük’e,oradan Van ve Kars’a kadar geniş coğrafyada aşiret bağları olan bir yapılanmadır.

Osmanlı tarihi boyunca Dersim bölgesinde (Erzincan,Sivas,Tunceli,Elazığ ve Malatya) çıkan isyanlar sonucunda isyancıların dağıtılmaları amacı ile yapılan tehcir hareketleri yanında ihtiyaçtan kaynaklanan göçler ile de bölge halkı Anadolu coğrafyasında her yere yerleşmiştir.

Manisa,Balıkesir,İzmir,Edirne gibi yerlerde de bu aşiretin köklerini bulmak zor değildir.CHP yapılanması içinde,Atatürk ve İsmet paşa döneminden bu yana demokratik düzenin korunması amacı ile bu vatandaşlarımız önemli yerler tutmuşlardır.












Özellikle,1950 seçimleri sonrasında Celal Bayar ve Adnan Menderes’in kurdukları Demokrat Parti içinde Sünni, saltanatçı ve İslami Kürtçü kesim yapılanmaya başlayınca CHP içinde Alevi,Dersimli Ermenilerden oluşan dönme Alevilerin (Ermenilerin) ağırlıkları artmıştır.

1960 sonrası Türk-Alevi ağırlığı her ne kadar korunmuşsa da 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile kapatılan CHP’nin 1990’larda kurulması dönme Aleviler ile Türk-Kürt Alevilerin oranında aşırı bir artış olmuştur.

Bunun daha fazla detay işini tarihçilere bıraktığımızda,bu gün CHP sadece Alevi partisi görüntüsünden öte görünüm vermemektedir. Bu da CHP’nin “ulusal bir parti” görüntüsünü ortadan kaldırmaktadır.Ana muhalefet parti olmasına rağmen CHP’nin bu yapısı ile iktidar partisi olma olasılığı da kalmamıştır.

1970-80 arasında CHP’nin din konusunda hiçbir çalışma yapmamış olması,Türkiye’de, Almanya ve diğer AB ülkelerinde çalışan Sünni vatandaşlarımızın bu ülkelerin desteği ile İngiliz şekillendirmeli Fethullahçı-Nurcu tarikatlarının etkisine terk edilmelerine nenden olmuştur.

1980 sonrası Kenan Evren paşa ve Turgut ÖZAL’ın Nurcu Erbakan yapılanmasının Amerika ve AB desteği ile Anap’ın da çabaları ile yeniden örgütlenmeleri ise günümüzün Kürdistancı Nurcuları ile Ermenistancı dönme Alevilerin güçlerinin artmasına yaramıştır.

Bu çabalar 03 Kasım 2002 seçimleri ile AKP iktidarı olarak siyasi tarihimizde yerini almıştır. AKP en büyük oylarını ayrılıkçı Alevi ve Said Nursi+Fethullah yapılanmasından almıştır. R.Tayyip Erdoğan’ın bile Siirt Milletvekili olarak şaibeli bir seçimle hükümetteki yerini CHP desteği ile de alması olayın “Kürt-Ermeni” işbirliği boyutuna işaret etmektedir.

Mekanikteki çalışan parça yıpranır ilkesi gereğince AKP’nin de yıpranmasının sonucu olarak, CHP’ye katılan türbanlı kesime de baktığımızda,katılımcıların haber muhabirlerinin uzattıkları kameralara sarf ettikleri sözlerin de şiveleri bu Kürdistancı Nurcu Kürtlerin katılımlarına işaret etmektedir.

Yani katılımlara rağmen CHP dönme Alevi (Ermeni)-Alevi Türk-Kürt görünümündedir. Ha, keza diğer sol partiler de farklı değildir.

Deniz Baykal’ın 2007 seçimleri öncesi yaptığı konuşmalarda “ABD’siz siyasetimiz yok” ifadesi de G.W.BUSH’un “21.yüzyıl dinler çağı olacaktır” ifadesi yolunda CHP’nin yıpranan AKP’nin yarım bıraktığı B.O.P projesine hizmetini sürdürecek bir yapılanma içinde olduğunu da olaylar bize düşündürmektedir.

Ancak,CHP’nin B.O.P projesine bakışının İslami B.O.P değil demokratik B.O.P olduğu kanaatindeyim,umarım beni yanıltmazlar.

Bütün bunlara rağmen,her türbanlı,her nurcu da Kürt veya Kürtçü,ayrılıkçı değildir.Bunlar da mevcut iktidardan kuşkulara kapılmışlarsa CHP veya diğer siyasi yapılanmalara katılmalarının engellenmeleri de onları şikayet ettikleri yapılanmaya mecbur bırakmak anlamına geleceği için akli değildir.

CHP gibi demokratik partilerin tabanlarının nurcu,türbancı,Fethullahçı yapılanmaları içlerinde sindirebilecek,eritebilecek bilgi birikiminde olduğuna inanmaktayım.Bir siyasi partinin ulusal olabilmesi için kapısının herkese açık olması gerekir.Aksi takdirde o siyasi parti olmaktan çıkar,belli bir siyasi kavramın derneği kulübü haline gelir.

Merkezden kırsala yayılan parti kongrelerinde ve toplantılarında verilecek eğitimlerle katılımcılara şeriat düzeni ile demokratik düzen arasındaki farklılıklar öğretilebilir.Bu da demokrasinin benimsetilmesi açısından yaygın bir eğitim kampanyasına dönüşebilirse ülkemiz için de faydalı olacağı kesindir.

CHP ve diğer siyasi partiler marjinal oldukları sürece küçük parti olacaklarını bilmelidirler. Türbancı,başörtülü vatandaşlarımızın vatan haini oldukları söylemek kimsenin haddine değildir. Böyle bir katılım talebi iyi değerlendirilirse,CHP’yi iktidara taşıyabileceği gibi,olası bir CHP iktidarında da CHP’nin hükümet olarak,İslam ülkeleri ile yapılacak bağlantılarında elini güçlendirecektir.

Aksi halde,Sivas-Divriği ilçesi kalkındırma derneği veya Yeşiller partisi veya Ufocular Derneği,gibi belli bir kalıbı temsil eden parti olur ki o partinin ulusun her kesiminden destek alması da düşünülemez.

CHP’yi de sürekli muhalefette tutan da bu yapısıdır.

Bunca Atatürkçü,demokratik,liberal insan varken ve CHP bunları bile kendi bünyesinde toplamayı başaramazken iktidar olmayı nasıl hedefleyebilir?

Sayın Deniz BAYKAL’ın AKP’ye ve ABD-AB destekli gerici örgütlenmeye karşı demokrasi adına ekibi ile yaptıkları başarılı mücadeleyi de takdir etmemek insaf dışıdır.Ben şahsen sayın Deniz Baykal ve CHP kadrosunu bu mücadelelerinden dolayı kutluyorum.

Bunun yanında da CHP artık kendini yenilemek zorundadır.CHP parti olarak,sadece belli bir inanç grubunun kendilerini temsil ettikleri dernek olmadığını da göstermelidir.

Bu açıdan bakıldığında başörtülü katılım yerindedir.Katılımcı bayanlardan birisinin sorulan soruya “Bizim Ercan katılıyor da biz de onu desteklemek için geldik” sözü de bu insanların CHP’nin kültürel dengesini tehdit edebilecek durumda olmadıklarına açık bir işaretidir.

Her ne olursa olsun CHP ulusal,halkın her kesimini kucaklayacak bir hareket başlatmıştır. CHP'liler artık yumuşak klotuklarını soğumaya bırakıp her türlü hizmet için kolları sıvamak zorundadırlar.

Bu olumlu açılımın ardından onları zor bir görev beklemektedir.Aksi takdirde kendi savundukları ilkeler tarihin çöplüğünde yerini alır.

Her şeye rağmen bu olumlu açılım hayırlı olsun.


Keykubat


..