KADEK İN İLANI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KADEK İN İLANI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Şubat 2018 Cumartesi

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ BÖLÜM 7

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ  BÖLÜM 7


Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi: 

Örgütün Yunanistan'daki faaliyetleri çok eski yıllara 1980'lerin başlarına dayanmaktadır. Nitekim örgüt bu ülkede birçok eğitim kampı teşkil ederek buradan yurt içine eleman takviyesi yapmıştır. Yunanistan Avrupa ve Ortadoğu'ya illegal geçişin bir üssü gibi rol oynamıştır. 

Geçmiş yıllarda gayri resmi kanallardan örgütü destekleyen, terör eylemleri ni yönlendiren, hedef gösteren Yunanistan yeni dönemde paravan kuruluşlara ev sahipliğini sürdürmüştür. Yunanistan'da faaliyet gösteren KADEK yandaşları, PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınmasını protesto amacıyla, 09 Mayıs 2002 tarihinde, Atina’nın Klathmonos meydanında (30) kişilik bir grupla 6 gün süreli açlık grevi eylemi başlatmış, bu süre içinde imza kampanyası düzenleyerek, stant açmışlardır. Yine YDK Yunanistan temsilciliği ve YDK Balkan Ülkeleri Temsilciliği tarafından kamuoyuna yönelik basın bildirisi okunmuştur. 

Kalabalık bir grup örgüt yandaşı tarafından 29 Haziran 2002 tarihinde, Atina Büyükelçiliğimizin önünde bir gösteri gerçekleştirmiş, göstericiler Yunan polisinin refakatinde Büyükelçiliğimizin ikametgâh kapısına "Yunanistan'da Yaşayan Kürt Sporcuları" imzalı bir Türkçe bildiri bırakmıştır. 

Yine, KADEK mensubu yaklaşık (15-20) şahıs 22 Kasım 2002 tarihinde, Atina'nın Klaftmonos meydanında bir çadır kurarak, "Öcalan'a özgürlük için" imza toplamış, dergi, kitap vb. örgütsel doküman satmışlardır. 
27 Kasım 2002 tarihinde ise, PKK'nın kuruluş yıldönümü sebebiyle, Atina Büyükelçiliğimizin önünde yaklaşık (200) kadar örgüt yandaşının katılımıyla bir gösteri düzenlenmiştir. 

2003 yılında Yunanistan'da gerçekleştirilen birçok eylem organizasyon arasında diplomatik misyonlarımıza protesto çelenklerinin bırakılması önem arz etmiştir. Nitekim, Abdullah Öcalan'ı "Sahiplenme ve Savunma" kampanyası çerçevesinde, 17 Ocak 2003 tarihinde Atina merkezinde örgüt yandaşlarınca bir gösteri düzenlenmiş, yaklaşık (200) kişiden oluşan göstericiler ülkemiz aleyhinde sloganlar attıktan sonra aralarından iki 
kişi Yunan polisi eşliğinde Büyükelçiliğimiz giriş kapısına siyah bir çelenk bırakmış ve çelengin Yunan polisi tarafından bilahare kaldırıldığı görülmüş tür. Gösterinin ardından YDK Balkan Temsilciliği imzalı ve 10 Aralık 2002 
tarihli bildiri dağıtılmıştır. 

Ayrıca, Abdullah Öcalan'ın 1998 yılı içerisinde Yunanistan'a geçişi esnasında kendisine yardımcı olan Yunan vatandaşları ile KADEK mensuplarının yargılanmasına 08 Ocak 2003 tarihindeki duruşmayla devam edilmiş, 
Ayfer KAYA ve Cengiz YAKAR isimli örgüt mensuplarının katılmadığı davada, emekli Tuğgeneral Andonis Nakasakis'in avukatlarının talebi üzerine mahkeme 14 Nisan 2003 tarihine ertelenmiştir. Öte yandan 04 Şubat 2003 
tarihinde örgüt yandaşı yaklaşık (60) kişilik bir grup tarafından, Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarının protesto edilmesi amacıyla ABD'nin Yunanistan'daki Atina Büyükelçiliği önünde bir gösteri düzenlenmiştir. 

Bu dönemde GKRY’de PKK için askeri kamplar oluşturulmuş ve Rum subaylar tarafından PKK’lı teröristlere eğiti verilmiştir. Kıbrıs Kürdistan Dayanışma Komitesi, Kürt Demokratik Halk Birlikleri, Kürdistan Kültür Derneği isimleri ile örgütlenmiş durumda olan örgütün, KADEK adı ile de Limasol ve Lefkoşa’da iki irtibat büroları bulunmaktadır. Bu zamanda örgütün Rum kesimi sorumluluğunu Manzur kod adı ile Harun Fırat yapmış 
olup, “Kürdistan’ın Sesi” dergisi de KADEK’in Güney’deki yayın organıdır. 

Yine GKRY’de 2002 döneminde 400 PKK/KADEK militanı barındığı ve Rum Yönetiminin bu kişilere maaş verdiği görülmüştür. Bu örgüt mensuplarının faaliyet gösterdiği Limasol’daki örgüt şubesinde PKK’nın sözde bayrağının asılması ise örgütün ne denli rahat hareket ettiğini göstermiştir. KADEK’in yukarıda anılan kurumlarına ilave olarak Lefkoşa ve Baf’ta da iki ayrı merkez kurduğu bilinmektedir. 

Rusya-PKK İlişkileri, 

Sosyalist Sistemin hakim olduğu dönemlerde de PKK gibi örgütler ile dolaylı yollardan ilişkiler kurabilen Rusya, rejim değişikliğinden sonra PKK gibi örgütler ile ilişkilerini bir kısım politik gruplar ve bazı gayri resmi kurumlar vasıtasıyla yapmaya başlamıştır. 

Nitekim bu tarihten sonra bu ülkeye PKK'nın ilgisi giderek yoğunlaşmış ve birçok elemanını bu ülkeye görevlendirmiştir. Kaldı ki Rusya Federasyonu dahilinde bir çok örgüt yandaşı kişinin yaşadığı, PKK'nın gerek bu gruplara gerekse de Bulgaristan ve Romanya'da olduğu gibi buraya iş amacıyla gelen Kürt orijinli esnaflara dayalı olarak vergilendirme temelinde etkin bir örgütlenme gerçekleştirdiği ve bu örgütlenmeye dayanarak faaliyetlerini 
tırmandırdığı görülmüştür. 

KADEK Rusya ve BDT sorumlusu olarak faaliyet gösteren Doğan Zağros isimli örgüt mensubu tarafından, Nisan 2002 tarihinde PKK'nın feshi ve KADEK'in kuruluş ile ilgili olarak basın açıklaması yapılmıştır. 
Bu açıklama Rusya'da yayınlanan Trud Gazetesinin 23 Nisan 2002 tarihli sayısında yayınlanarak halka duyurulmuştur 263. 

 Rusya Federasyonu'nda yaşayan KADEK yandaşı şahıslarca kurulan "Özgür Kadınlar Organizasyonu" isimli oluşum, I. Kongresini yaklaşık (60) delegenin katılımıyla gerçekleştirilmiş, KADEKin kadın yapılanması olan 
PJA sözde Parti Meclisi tarafından da kongreye bir mesaj gönderilmiştir. 

Öte yandan Rusya Federasyonu'nda yaşayan örgüt yandaşı şahıslar tarafından Moskova'da Kadının Sesi ismiyle yeni bir dergi yayınlanmıştır. 

2003 döneminde Rusya Federasyonu dahilinde hem örgütlenme hem de çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştirilmiştir. Bu meyanda 30 Mayıs-01 Haziran 2003 tarihleri arasında Rusya Federasyonunda yer alan Yaroslavl bölgesindeki Solçeniçy alanında bulunan örgüt kampında, (70) civarında örgüt mensubunun katılımıyla "PJA BDT 2. Konferansı''nın gerçekleştirilmiş, mezkur konferans neticesinde BDT alanındaki faaliyetler değerlendirilerek yeni yönetim belirlenmiştir. 

Mahîr (K) F. D.; “Rusya ile PKK terör örgütünün ilişkisi 1980 yılı başlarında başlamıştır. Bu dönemde Sovyetler Birliği PKK ile ilişkiye geçerek bu örgütü tüm dünyadaki diğer komünist partiler gibi kendisine bağlı kendi emrinde 
hareket eden bir parti haline getirmeye çalışmıştır. Bu dönemde Abdullah Öcalan Bulgaristan ve Rusya'yı gizli bir şekilde ziyaret etmiştir… PKK'nın bu dört ülkede yaşayan sözde Kürtlerin bağımsızlığını talep etmesi Rusya'nın işine gelmiyordu bu ülkelerden ikisi Irak ve Suriye NATO'ya karşı Sovyetlerin müttefiki idiler. Yine İran'da Anti-Amerikancı mollaların rejimi, Sovyetlerin çıkarına daha mantıklı geliyordu, bu yüzden PKK terör örgütünü dört parçada değerlendirip, bağımsızlık ve milliyetçi fikirlerinden vazgeçerek Rus müttefiki ülkelerle işbirliğine geçirip, güya salt Sosyalist amaçlar için Türkiye'ye karşı savaştırmak ve NATO'nun kendileri için önemli olan Güneydoğu kanadını çökertmek istiyorlardı… 

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Rusya PKK'ya daha açık bir şekilde destek vermeye başladı, çünkü Sovyetlerin dağılmasından sonra ortaya çıkan Türk Cumhuriyetleri, Türkiye'nin çizdiği politika doğrultusunda hareket etmeye başladılar, yine dışa açılmak için Türkiye'yi bir köprü gibi gördüler, yine Türkiye'nin laik demokratik rejim modelini kendilerine esas aldılar. Dolayısıyla Türkiye Kafkaslar ve Orta Asya'nın bir kısmında çok etkin bir rol oynamaya ve buraları etkisi altına almaya başladı. 

Ekonomik olarak da Türkiye'nin buralara Amerika ile ortak yatırımlar yapması Rusya'nın çıkarlarına ters düştü. Rusya ile Türkiye arasında bölgesel bir egemenlik yarışı başladığından, Rusya PKK'yi destekleyerek Türkiye'yi daha fazla zayıflatarak kendi iç sorunları ile uğraştırıp Kafkasya ve Orta Avrupa'ya açılımına darbe vurmak ve bu ülkeleri eskiden olduğu gibi yine kendisine bağımlı bir hale getirmek istemektedir. 

Rusya için Boris Yeltsin ve çevresi bir yandan da Türkiye ile ilişkilerini bozmak istememekte ve PKK'ya sınırlı bir destek verilmesini istemektedir. Fakat parlamentonun alt kanadı olan DUMA Rus Komünist Partisi ve Jirinovski'nin partisi PKK'ya açık açık silah, malzeme, para ve eğitim desteği verilmesini istemektedir. Diğer taraftan bu kanat uluslararası platformlarda sözde Kürt sorununu gündeme getirip, yine zaman zaman "Ulaslararası Kürt Sorumuna Çözüm Konferansları" düzenleyerek, PKK'nın lehine diploması yürütmektedir. Rus devletini de böyle bir düzeye getirmek için çalışmakta dır. 

Esas yönetimde olan Yeltsin ve çevresi ise PKK'ya verdikleri desteği sınırlı tutup Türkiye'nin fazla tepkisini çekmeden ama bir yandan da PKK desteği karşılığında Türkiye'den çeşitli tavizler koparmaya çalışmaktadır. Zaman zaman 

PKK'ya tavır alıyor gibi görünseler de bu bir danışıklı dövüştür. Esasta PKK'nın faaliyetlerini Türkiye'nin gelişmesini engellemek ve tavizler koparmak için hiç bir zaman tam olarak durdurmazlar. Değişik zamanlarda örgüt faaliyetlerini engeller gibi gözükseler de örgütün esas faaliyetlerini engellemezler. Bu faaliyetleri engelleme, sürekli para veya ekonomik çıkar sağlama yöntemi esasında Rusya için bir yarar sağlamaz. Çünkü Ruslar Türk firmalarının Rusya'nın yeniden yapılanmasında önemli bir rol oynayacaklarını, yani Rusya pazarına muhtaç olduğunu düşünmektedirler. Bunu da kendileri açısından bir koz olarak değerlendirmektedirler. 

En etkili yöntem NATO ve Amerika'nın kullanılarak Rusya'nın teşhir edilmesi ve baskı yapılmasıdır. Çünkü Romanya İstihbarat Başkan Yardımcısı benimle yaptığı görüşmede Yevgeni Primakov'un; PKK faaliyetlerinin engellenmesi doğrultusunda ABD'den gelecek baskıların kendilerini zorladığını belirtmişti, diğer yandan Rusya'da iş yapan Türk firmalarının 
hükümet üzerindeki baskı kurması şarttır. Her ne kadar Ruslar bu firmaların kendilerine muhtaç olduklarını, düşünüyorlarsa da Türk inşaat firmalarının kaliteli iş yapmalarından dolayı Türk firmalarını dikkate almak zorundadır lar. Rusya'nın başkenti Moskova'da bulunan bir çiftlikte 200 dolayında PKK örgütü üyesi veya sempatizanı bulunmaktadır. Bunların çok büyük bir kısmı Türk Cumhuriyetlerinde yaşayan Kürt kökenli vatandaşlardır. Ayrıca PKK terör örgütünün BDT (Birleşik Devletler Topluluğu) ülkelerinin çoğunda yasal dernekleri mevcuttur. Bu konuda örgüte en etkili tavrı Azerbaycan koymaktadır. Azerbaycan'da örgüt faaliyetleri çok gizli bir şekilde yürütüldüğünden, örgüt burada fazla bir gelişme sağlayamamaktadır… 

Azerbaycan'a aslen Iğdırlı olan Mizgin (K) isimli örgüt mensubu 1997 yılı Temmuz ayında Moskova'dan Gürcistan'a gönderildi, buradan da Türk pasaportu ile Azerbaycan’a geçti, bu örgüt mensubu Azerbaycan'da illegal çalışmalar yapmak amacıyla bu ülkede daha önceden bulunan Nevşehir cezaevi firarisi Mehmet Savaş isimli örgüt mensubu ile buluşacaktı. 
Azerbaycan’a gönderilen örgüt mensupları Kürt kökenli Azerilerin evinde kalmaktadırlar. 

Kazakistan hükümeti örgüt faaliyetlerinin engellenmesi konusunda yetersiz kalmaktadır. Burada Kürt azınlıkla başını derde sokmak istemediği için örgüte boyun eğmektedir. Örneğin 1996 yılında yakalayarak tutukladıkları PKK örgütü üst düzey sorumlusunu Türkiye'ye vereceklerdi fakat kadınların açlık grevi yapmaları üzerine bu sorumluyu serbest bırakmışlardır. 

Gürcistan'da Kürt kökenli aydınların kurduğu yasal bir dernek vardır, dernek Tiflis’tedir. Örgütü yönetmektedir. Buradaki aydınlar arasında iki ayrı eğilim vardır. Bu eğilimler ise; Birinci eğilim PKK terör örgütünün politikası 
doğrultusunda faaliyet yürütmek ister, İkinci eğilim ise bağımsız faaliyet yürütmek ister. Gürcistan istihbaratı bu aydınlar ile yaptığı toplantıda eğilimlerini netleştirmelerini, ya PKK doğrultusunda, yada bağımsız yani kendilerine bağlı bir şekilde hareket etmelerini istemiştir. 

Gürcistan ekonomik olarak Türkiye'ye bağımlı olduğundan, Türkiye ne isterse yapmaya çalışır. Çünkü Gürcistan hükümetinin en çok korktuğu konulardan birisi Türkiye ile ilişkilerinin kopmasıdır. Yine Gürcistan İstihbaratı örgütün Ermenistan sorumlusu Kars'lı Mahir (K) isimli örgüt mensubu ile 1997 yılı Haziran ayında görüşmüştür. Bu görüşmede 
Gürcistan İstihbaratı PKK terör örgütünden Artvin-Trabzon hattındaki Laz kökenli vatandaşlar hakkında bilgi istemiştir. Uzun vade de Gürcülerin Türkiye'deki Lazlar üzerinde belli bir planları vardır. Çünkü kendilerinin Lazlarla ırkdaş olduklarını iddia etmektedirler…” şeklindeki beyanları gerek Rusların gerekse de eski Sovyet bloku ülkelerinin PKK ile olan ilişkilerine 
ışık tutmuştur. 

Lüksemburg-PKK İlişkileri, 

2003 yılı içinde Lüksemburg'ta cereyan eden örgütsel faaliyetlerde Abdullah Öcalan konusu merkez teşkil etmiştir. Buna mukabil diğer dernek toplantı ve organizasyonları da yapılmıştır. 

Bu meyanda Abdullah Öcalan'ın sözde kötü cezaevi koşullarını protesto etmek ve açlık grevine destek vermek amacıyla "Barış için Kürt Komitesi" adını taşıyan ve 12-13 kişiden oluşan bir grup örgüt yandaşı tarafından 
18 Ocak 2003 tarihinde Place Dela Gare semtinden kent merkezine kadar meşaleli bir yürüyüş düzenlenmiştir. 

Finlandiya-PKK İlişkileri 

Finlandiya'da örgütün başvurduğu en etkili eylem biçimi açlık grevleri olmuştur. Yine bu ülkede de bir kısım dernek faaliyetlerinin sürdürüldüğü görülmüştür. KADEK yandaşları tarafından Finlandiya’nın Helsinki kent merkezinde bir çadır kurularak açlık grevi eylemi başlatılmış, çadırın dışında "Kürt Lider Abdullah Öcalan İçin Açlık Grevindeyiz" ibareli Fin dilinde bir pankart asılmıştır. 

Danimarka-PKK İlişkileri, 

Danimarka terör örgütünün basın yayın faaliyetleri açısından önemli bir merkez olmuştur. 
Danimarka'dan aldığı yayın lisansı ile Belçika'dan yayın yapan ROJ TV isimli televizyon kanalı terör örgütü PKK güdümünde faaliyetlerine devam etmiştir. 

Dönem itibariyle söz konusu televizyon kanalı, ülkemiz aleyhine yaptığı yayınların yanı sıra, yandaş kitleye örgütsel mesajları ulaştırarak, yurt içinde ve yurt dışında provakatif eylemlere yönlendirmede önemli rol 
oynamıştır. 

Örgütün etkinlik kurmaya çalıştığı ülkelerden biri olan Danimarka'da da açlık grevi ve gösteri yürüyüşleri yapılmıştır. Nitekim, 24 Ocak 2003 tarihinde FEY-KURD (Danimarka Kürt Dernekleri Federasyonu) 
tarafından Danimarka’da bulunan Kopenhag Büyükelçiliğimiz önünde A. Öcalan'a destek amaçlı bir gösteri düzenlendiği, gösteriye yaklaşık (45) kişinin katıldığı ve gösteri esnasında bildiri okunarak KADEK (PKK) yanlısı 
sloganlar atıldığı görülmüştür. 

13 Şubat 2003 tarihinde FEY-KURD'un bazı üyeleri tarafından Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması talebiyle Danimarka Parlamentosu önünde bir açlık grevi düzenlenmiştir. 

KADEK Sürecinde Kurumlar ve Görevleri, 

KADEK Sürecinde Kurumlar ve Görevleri, 
KADEK sürecinde Avrupa’da faaliyet gösteren örgüte müzahir kurumlar; 

1-Kongra Netewi Kürdistan (KNK) 

2-Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD) 

3-Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM) 

4-Fransa Kürt Dernekleri Federasyonu (FEY-KA) 

5-İsviçre Kürt Dernekleri Federasyonu (FEK-KAR) 

6-İsveç Kürt Dernekleri Federasyonu (KURDİSTKA RADET) 

7-İngiltere Kürt Dernekleri Federasyonu (FED-BİR) 

8-Belçika Kürt Dernekleri Federasyonu (FEK-BEL) 

9-Hollanda Kürt Dernekleri Federasyonu (FED-KOM) 

10-Avusturya Kürt Dernekleri Federasyonu (FEY-KOM) 

11-Danimarka Kürt Dernekleri Federasyonu (FEY-KURD) 

12-Civaka İslami Kurdistan (CİK) 

13-Federasyona Demokratik a Elewiyan (FEDA) 

14-Federasyona Komeleyen Ezidi (FKE) 

15-Öcalan'a Özgürlük İçin Mücadele İnisiyatifi 

16-Almanya Kürt Enstitüsü 

17-Stockholm Kürt Enstitüsü 

18-Avrupa Şehit ve Kayıp Aileleri Komitesi 

19-Dildaren Jiyane Derneği 

20-Yekitiya Mamosteyen Kürdistan (YMK) 

21-YEK-MAL 

22-Yekitiya Rojnamegeren Kürdistan (YRK) 

23-Baran Kulturhaus 

24-Mezopotamya Yayınevi 

25-MIR Musik Produksiyon 

26-CENI Kadın Vakfı 

27-Uta Amara Kadın Vakfı 

28-Rotterdam Kürt Kadın Vakfı 

29-Aachen Kurdisches Volkshaus e.V 

30-Aschaffenburg Kurdisches Volkshaus e.V 

31-Berlin Deutsche Mesopotamische Bildungs Zentrum 

32-Bielefeld Kurdisches Friedenshaus Mezopotamien e.V 

33-Bochum D.-Kurd.Solid.-Verein 

34-Bonn BIRATI e.V 

35-Bremen BIRATI e.V. 

36-Darmstadt Info.-u.Beratungszentrum 

37-Dortmund Ahmede Xani Kulturverein 

38-Dortmund Zilan Kadın Derneği 

39-Duisburg Kurdistan Solid.Zentrum e.V 

40-Düsseldorf Navende Canda Kurda e.V 

41-Düren Kurdisches Volkshaus e.V 

42-Essen Dt.- Kurd.- Solid.-Verein e.V 

43-Esslingen Kurdisch-Deutscher Freundschaftsverein e.V. 

44-Frankfurt Mesop.-Kulturzentrum e.V. 

45-Freiburg Mesop.-Kulturzentrum e.V. 

46-Fulda Kurdisches Kulturzentrum 

47-Friedrichshafen Dt.- Kurd.- Gesellschaft e.V 

48-Giessen Mesop.- Kurdisches Kulturzentrum 

49-Grevenbroich Kurd.-jugend.-u.Kulturverein e.V 

50-Gummersbach Kurd.- Kultur u.- Sportverein e.V. 

51-Hagen Kurdischer Kulturverein 

52-Halle / Saale Mesop.-Kulturhaus e.V 

53-Hamburg Kurdisch Deutsches Kultur Zentrum e.V. 

54-Hanau Kurdisches Kult.-Zentrum 

55-Hannover Kurdistan Volkshaus e.V. 

56-Heidenheim Kurd.-Dt.-Freunds.-verein e.V. 

57-Heilbronn Kurdishe Gemeinschaft e.V. 

58-Hildesheim Kurdischer Treffpunkt. 

59-Kassel Zentrum Kurd.-Sprache e.V 

60-Kiel D.-Kurd.-Gesellschaft e.V. 

61-Köln Kurdistan Haus e.V 

62-Köln Viyan Kadın Derneği 

63-Leipzig Kurdistan Volkshaus e.V.2 

64-Leverkusen Mesop.-Jugendhaus 

65-Lahr Mesopotam.- Kulturverein e.V. 

66-Löhne Medya Kulturzentrum 2 e.V. 

67-Ludwigshafen Kurdischer Kulturverein e.V. 

68-Magdeburg Lokali yok 

69-München Mezopotam. Kultur Verein 

70-Mönchengladbach Welate Roj 

71-Nürnberg Medya Volks Haus e.V. 

72-Peine AMED Kurd. Kulturverein e.V 

73-Pforzheim Kurdischer Elternverein e.V 

74-Reutlingen Kurdischer Kulturverein e.V. 

75-Saarbrücken Kurdische Gemeinde Saarland e.V. 

76-Salzgitter Kurdischer Kulturzentrum 

77-Stuttgart Mesopotam. Kulturverein e.V 

78-Troisdorf International. Kulturhaus 

79-Offenbach Amara Kadın Derneği 

80-Ulm Kurdistan Info.-kulturzentrum e.V: 

81-Vectha Kurdistan Volkshaus e.V. 

82-Wuppertal Viyan Kurdischer Frauenverein 

83-Zwickau Kurdistan Volkshaus e.V. 

84-Höchst Kurdistan Volkshaus e.V. 

85-Zurich Kurdischen Kultur- und Informationsverein 

86-Genève Association Maison Culturelle Mèsopotamie 

87-Lausanne Centre Culturelle Kurdistan 

88-Lugano Associazione Cultura Kurda 

89-Luzern Kurdischen Kultur- und Informationsverein 

90-Solothurn KurdischAarau Anatolien Folklor and Kultur Zentrum 

91-Basel Kurdischen Kultur- und Informationsverein 

92-Bern Kurdischen Kultur- und Informationsverein 

93-Biel Kurdischen Kultur- und Informationsverein 

94-Chur Kurdischen en Kultur- und Informationsverein 

95-St.Gallen Kurdischen Kultur- und Informationsverein 

96-Zug Kurdischen Kultur- und Informationsverein 

97-Kurdish and Turkish Community Centre 

98-KCC (Kurdish Community Centre) 

100-Roj Women 

101-Kurdish Initiative in Scotland 

102-AMARA (Vereinigung kurdischer Frauen in OÖ) 

103-Amara-Mesopotamien Kultur Zentrum-St.Pölten 

104-ASKÖ Kurdischer Sportverein in OÖ 

105-AVESTA - Verein Kurdischer Frauen 

106-Cinepotamia Kulturzentrum 

107-HEVKOM 

108-KIB Kurdistan Information Büro - Wien 

109-KIZ Kurdistan Information Zentrum - Graz 

110-Kürdistan Öğrenciler Birliği (YXK) 

111-Verein für StudentInnen aus Kurdistan YXK 

112-Kurdistan Haus (Mala Kurdan)-Innsbruck 

113-Kurdistan Kultur u. Information Zentrum-Ternitz 


114-Mesopotamien Kulrtur Verein Linz 

8 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ BÖLÜM 6

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ  BÖLÜM 6


İtalya-PKK İlişkileri, 

Bilindiği gibi Abdullah Öcalan 1998 yılında Suriye'den kovulduktan sonra Yunanistan ve Rusya güzergâhını takiben İtalya'ya sığınmıştır. İtalya'da bu süreç hariç tutulacak olursa, yönetim düzeyinde olmazsa da bir kısım politik şahsiyetin ve grubun örgütün yanında olduğu görülmüştür. 

İtalya'da faaliyet gösteren terör örgütü KADEK mensupları, 02 Mayıs 2002 tarihinde Marsilya Avrupa Birliği Bürosu önünde, PKK'nın terörist örgütler listesine alınmasını protesto amacıyla bir gösteri düzenlemiştir. 

Avrupa Parlamentosunun Roma temsilciliğinde 29 Kasım 2002 tarihinde, "Avrupa'daki Kürtler: Siyasi İltica Hakkı ve Sosyal Haklar" konulu bir toplantı gerçekleştirilmiş, toplantıya KADEK yan kuruluşları aktif olarak 
katılmıştır. Toplantı, Roma Kürdistan Enformasyon Bürosu (UIKI), Berlin Kürdistan Enformasyon Merkezi (KIZ), Paris Kürdistan Enformasyon Merkezi (KEM) ve Stckholm Kürt Enstitüsü isimli oluşumların organizesinde 
düzenlenmiştir. 

2003 yılında İtalya'daki bir kısım politik çevrelerin desteğini almaya devam eden örgüt, bu ülkedeki dış temsilciliklerimize protesto çelenkleri bırakıp, gösteri yürüyüşü yaparak, etkili olmaya çalışmıştır. Bu yönlü olarak, 14 Ocak 2003 tarihinde "KADEK" yazılı pankartlarıyla Roma Büyükelçiliğimiz önünde toplanan (30-40) kişilik bir grup Öcalan lehine slogan atmıştır. 

Yine, 14 Ocak 2003'de Roma Büyükelçiliği önünde gösteri yapan KADEK sempatizanlarının, bazı İtalyan vatandaşlarıyla birlikte (80-90) kişilik bir grup halinde, 15 Ocak 2003 günü ABD Büyükelçiliği, 16 Ocak 2003 
günü Avrupa Parlamentosu Temsilciliği, 17 Ocak 2003 günü de BM Temsilciliği önünde gösteri yapmışlardır. 

İtalya’nın örgüt bakışı ile ilgili olarak F. D.; “…İtalyanlar genel olarak PKK terör örgütüne sempati duyarlar ve siyasi destek verirler. Uluslararası Kürt konferansları ve benzeri tür toplantılar düzenleyerek örgütün propagandasını yaparlar. İtalya örgüt mensuplarına Türkiye'ye giriş ve çıkışlarında kolaylık sağlarlar. İtalya'nın Roma şehrinde yasal olarak çalışan 
Kürdistan komitesi vardır. Bu komitesinin sorumlusu da Memdo (K) isimli örgüt mensubudur…” beyanlarında bulunmuştur. 

Avusturya-PKK İlişkileri, 

Örgüt Avusturya'da yaşayan Kürt orijinli kişileri saflarına çekmek amacıyla birçok dernek vücuda getirmiş ve bu Dernekler üzerinden aktivitesini sürdürmüştür. 

Nitekim 01 Mayıs 2002 tarihinde, KADEK mensubu yaklaşık 200 kişilik bir grup 1 Mayıs kutlamaları çerçevesinde, Bregenz şehrinde bir yürüyüş düzenlemiştir. Ayrıca, Avusturya'nın İkinci Dünya Savaşı sırasında, 
Amerikan ordusu tarafından kurtarılması kutlamaları amacıyla, Linz kenti yakınlarındaki Mauthausen toplama kampında geleneksel olarak yapılan anma törenlerine KADEK mensupları da katılarak ülkemiz aleyhine gösteri 
yapmıştır. Keza aynı tarihte PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınmasını protesto etmek amacıyla, (30-40) kişilik örgüt yandaşı tarafından bir gösteri yapılmıştır. 

28 Aralık 2002 tarihinde, KADEK yandaşlarınca Avusturya’nın Salzburg merkez tren istasyonu meydanında yaklaşık (100) kişinin katılımıyla bir gösteri düzenlenmiştir. Öte yandan, 24 Ocak 2003 tarihinde KADEK 
yanlısı (10) kişilik bir grup tarafından Salzburg Başkonsolosluğumuz önüne siyah çelenk bırakılmış ve söz konusu çelenge "Salzbur'da Yaşayan Barış Taraftarı Kürtler" imzalı bir bildiri ile örgütü temsil eden çıkartmalar iliştirilmiştir. 

Macaristan-PKK İlişkileri, 

Sosyalist sistemin çökmesinden sonra örgüt bu ülkeye yönelmiş ve 199O'lı yıllardan sonra burada örgütlenmeye başlamıştır. Örgüt bu ülkede ticaretle uğraşan Kürt orijinli vatandaşlarımızı istismar ederek, vergi adı altında zorla para toplamış ve bu paralarla çeşitli paravan örgütler oluşturmuştur.

Budapeşte'de KADEK doğrultusunda faaliyet gösteren Kürdistan Enformasyon ve Kültür Derneği tarafından, PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınması protesto etmek amacıyla, 06 Mayıs 2002 tarihinde AB 
temsilciliği önünde gösteri gerçekleştirilmesi planlanmış, ancak anılan etkinliğe yeterli katılım sağlanamamıştır. 

YDK Balkanlar sözde temsilciliği tarafından hazırlanan ve ülkemiz aleyhindeki görüşlerin yer aldığı bir bildiri Macaristan’ın Budapeşte kentindeki Kürdistan Kültür Derneği'ne mensup kişilerce dağıtılmıştır. Ayrıca Macaristan'daki Kürdistan Kültür ve Enformasyon Derneği'ne mensup kişilerce 24 Kasım 2002 tarihinde Budapeşte Büyükelçiliğimiz önünde gösteri düzenlenmiştir. 

2003 yılında bu ülkedeki eylemlere imza kampanyası damgasını vurmuştur. Macaristan'daki Kürdistan Enformasyon ve Kültür Derneği (KEKD) 10 Ocak 2003 tarihinde Batı (Nyugazi) tren istasyonunda bir stant açarak Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını isteyen bir imza kampanyası başlatmıştır. 

Ayrıca Budapeşte'nin merkezi konumundaki Keleti (Doğu) ve Nyugazi (Batı) tren istasyonlarında yoldan geçenlere kırmızı karanfil dağıtan örgüt yandaşlarının bu suretle, başlatılan imza kampanyasını daha etkin hale getirmeye çalıştıkları ve anılan oluşum tarafından 15 Ocak 2003 tarihinde de Macar Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonunun ziyaret edildiği ve henüz toplanan (600) imzanın İnsan Hakları Komisyonuna tevdi edildiği 
görülmüştür. Yine "Kürdistan Kültür ve Enformasyon Derneği mensuplarınca 16 Ocak 2003 tarihinde Büyükelçiliğimiz önünde, Abdullah Öcalan lehine sloganlar atmak suretiyle bir gösteri düzenlemiştir. 

Bulgaristan-PKK İlişkileri, 

Örgüt Sosyalist Sistemin hakim olduğu dönemde başta istihbarat Kurumu olmak üzere bazı devlet organları ile ilişkiler geliştirmiştir. Fakat sistemin çökmesinden sonra, bu ülkeye girişler çoğalmıştır, özellikle ülkemizden Bulgaristan'a birçok iş adamı yatırımlar yapmış ve iş yerleri açmıştır. Örgüt bu ülkede yaşayan bazı yandaşların ve Bulgaristan'daki bir kısım politik grupların desteğiyle yerleşme ve örgütlenme imkânı bulmuştur. 

Sofya'da 6-8 Mayıs 2002 tarihleri arasında, anılan ülkedeki KADEK yandaşlarınca, Kürt Kültür Kulübü organizesinde, PKK'nın terör örgütleri listesine alınmasını protesto amacıyla açlık grevi eylemi gerçekleştirilmiş, 
anılan protesto eyleminde basın bildirisi dağıtılmıştır. 

Örgütün Bulgaristan faaliyetleri ile ilgili olarak F.D.; “Bulgaristan'daki PKK terör örgütünün faaliyetleri sıcak bakmamasından ve izin vermemesinden dolayı gerilemekteydi. Daha önceden iktidarda bulunan Sosyalist Partinin yerine Liberal Partinin iktidara geçmesi PKK terör örgütünün Bulgaristan faaliyetlerine iyice darbe vurmuştur. Daha önceleri Abdullah Öcalan ile görüşmeye giden Sosyalist Partili iki milletvekili de yapılan seçimlerde milletvekili seçilememişti. Yine bu sıralarda Bulgaristan'ın ekonomik düzeni bozuk olduğu için kendi işleri ile uğraşıyorlardı. 

Öcalan ile devamlı görüşmelere giden Genco Lakaplı yaşlı Bulgar vatandaşı da ölünce faaliyetler kısıtlandı. Şu an Bulgaristan'da PKK terör örgütünün yayın organı olan Kürtçe bir dergi çıkarılmaktadır ve dağıtımı da burada yapılır. Ayda (200-300) adet satılmaktadır. Ayrıca burada daha çok Bulgaristan da bulunan Suriye kökenli Kürtlerin oluşturduğu bir dernek 
faaliyet göstermektedir. Bulgaristan da faaliyet gösteren örgüt mensupların dan Suriyeli Hoşnav (K) bu ülkede Tıp eğitimi görmektedir. Bulgarcası çok iyi olduğu için buradaki Yunan konsolosluğu ile ilişkileri bu örgüt mensubu tarafından sağlanır. Bu ülkeden Yunanistan'a ve diğer Avrupa Ülkelerine geçiş yapacak örgüt mensuplarına vize almaktaydı. Bulgaristan'da faaliyet 
gösteren PKK terör örgütünün üst yönetiminin oluşumu şu şekildeydi; Hamza (K) (Bulgaristan Sorumlusu), Hoşnav (K) Suriyeli (Dış İlişkiler Sorumlusu), Yılmaz (K) (Metropoller Sorumlusu)’dur.” 

Azat Kod T. A.; “Biz Sofya’da bulunan Mülteci kampına gittik. Burada bulunan yetkililere Türkiye'de Kürtler üzerinde baskılar bulunduğunu, PKK (KADEK) örgütü içerisinde faaliyet gösterdiğimi ve bu suçtan arandığımı söyleyerek iltica talebinde Bayram G. ile birlikte bulunduk. İki gün bu kampta kaldıktan sonra Sofya İstanbuloski Caddesinde bulunan Kürt Kültür 
Derneğine gittim. Bu demek iki katlı müstakil bahçeli Beyaz ve Mavi renk boyalı idi. Burada bizi dernek başkanı olan Roni Kod karşıladı. Kendisine Türkiye'den geldiğimizi Türkiye 'de PKK(KADEK) örgütü adına faaliyet gösterdiğimizi bunun için arandığımızı kalacak yerimiz olmadığım söyledik oda bize tamam burada kalabilirsiniz dedi. Bu demekte PKK(KADEK) örgütü adına faaliyet gösteren Koçer Kod ve Sîpan Kod örgüt mensuplardı bulunuyordu. Bir süre burada örgütsel faaliyet gösterdikten sonra iltica talebimiz kabul edildi. Bu sırada Bayram G. örgütün Yunanistan da bulunan örgütün kampına gitti. Buradan ayrıldıktan sonra kendisinden daha haber alamadım. Burada Koçer Kod tarafından bana Azat Kod isimi verildi. 

Ben burada 10 ay kadar daha kaldıktan sonra 2001 yılının sonlarında kaçak yollardan Romanya' ya geçtim…”şeklinde beyanlarla Bulgaristan 
çalışmalarının boyutunu ifade etmişlerdir. 


Romanya-PKK İlişkşileri, 


Romanya'da da Bulgaristan da olduğu gibi Sosyalist sistemin çökmesiyle kapılarını dış dünyaya açmıştır. Dışarıdan özellikle Türkiye'den çok sayıda iş adamı bu ülkeye gelmiştir. Örgüt yandaşı bazı Kürt orijinli esnafların da desteğiyle örgüt bu ülkeye yerleşmiş ve varlığını güçlendirmiştir. Örgüt bu ülke topraklarını Avrupa'ya illegal geçişin yanı sıra, kısa dönemli ve yurt içine yönelik eğitim faaliyetlerinin üssü haline getirmiştir. 

21 Mart Nevruz etkinlikleri çerçevesinde KADEK'in büyük önem verdiği, "Dil Sınır Tanımaz" adı altındaki barış konvoyu eylemine Romen makamlarınca izin verilmemesi ve örgütün eylemlerine karşı anılan ülke makamlarının almış olduğu tavır nedeniyle, örgütün Romanya'daki faaliyetlerine önemli bir darbe vurulmuş, bu çerçevede, 2 Nisan 2002 tarihinde Romanya'da bulunan örgüt unsurlarınca yapılan bir toplantıda alınan bir kararla 
"Romanya'da Yaşayan Kürtlerin Kültür Derneği" faaliyetleri süresiz olarak durdurulmuş, ancak söz konusu dernek daha sonra 11 Nisan 2002 tarihinde herhangi bir açıklama yapılmaksızın yeniden faaliyetlere başlamıştır. 

Öte yandan, 02 Mayıs 2002 tarihinde, PKK'nın terörist örgütler listesine alınmasını protesto amacıyla, örgüt yanlısı yaklaşık (20) kişilik bir grup tarafından, Bükreş'teki AB temsilciliğine bir protesto bildirisi sunma 
girişiminde bulunulmuş, ancak söz konusu bildiri kabul edilmemiştir. 

2003 yılına gelindiğinde Romanya'da da gösteri yürüyüşü ve bildiri dağıtma faaliyetleri sürdürülmüştür. Bu yönlü olarak, 20 Aralık 2002 tarihinde Bükreş'teki “ Kürdistan Enformasyon ve Kültür Derneği-KEKD " mensuplarınca, Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto etmek amacıyla yaklaşık (35) kişinin katılımıyla bir gösteri yürüyüşü yapılmış ve anılan dernek mensuplarınca YDK Balkanlar Temsilciliği tarafından 
basılmış olan "Başkan Öcalan'a özgürce Yaşam" başlıklı bir bildiri Budapeşte'de Kürt orjinli esnafının yoğun olduğu "Jozsefvarosi Piac" tekstil pazarında dağıtılmıştır. 

Öte yandan, 05 Şubat 2003 tarihinde Romanya'da Yaşayan Kürtlerin Derneği adı altında faaliyet gösteren derneğin mensupları tarafından Bükreş şehir merkezinde gösteri düzenlenmiş ve gösteri sırasında bildiri 
dağıtılmıştır. 

Romanya Faaliyetleri ile ilgili olarak Laser-Erdal Kod B. S.; “… 2002 yılı Ağustos ayı sonlarında Romanya'ya gitmeye karar verdim ve Atatürk Havalimanından uçağa binerek Romanya'ya gittim. Romanya'ya gittiğimde bir taksiye binerek Bükreş Munci de bulunan Kürt Kültür Derneğine gittim. Burası 4 katlı tek daire üzerine kurulmuş bahçenin içerisinde dış cephesi yeşil renkli binadır. Beni burada SERHAT KOD karşıladı kendisi ile bir süre sohbet ettikten soma kendisine 

PKK(KADEK) örgütünün kırsal alanında 2000 yılına kadar silahlı faaliyet gösterdiğimi, 2000 yaz aylarında faaliyet göstermek için Türkiye'ye gönderildiğimi ama Türkiye'deki ilişkilerim koptuğundan Romanya ya geldim dedim. 

Burada PKK(KADEK) örgütü adına faaliyet gösteren; Hasan Ali (Başkan), Serhat Kod (Başkan yardımcısı), Salih Kod Asef Sarı (para toplama, dergi satma işlerini organize eder. Dernekte siyasi eğitim verir), Hayri Kod, Şerif Kod, Ferhat Kod, Mahsum Kod (örgütün Şu an Romanya sorumluluğun yapıyor), Azat Kod Talat Aydın isimli şahıslardır… 

Bükreş'te bulunan ve Kürt kökenli iş adamlarının örgüte ait derneğe gelmesindeki ana neden güvenlikle ilgili problemlerden kaynaklanıyor, şahıslar derneğe gelip düzenlenen gecelere katılıp kendilerini bir nevi göstermiş oluyorlar, çünkü Romanya'da Çingenelerin kurmuş olduğu mafya grupları bulunmaktadır ve bunlar esnaftan haraç adı altında para toplarlar ama daha önceleri burada PKK(KADEK) örgüt mensupları bu gruplar arasında kavgalar olmuştur. Bu yüzden bu gruplar derneğe geldiğini söyleyen Türk, Kürt, Arap, hatta Romen esnaflarına karışmazlar, bu yüzden iş sahipleri de bu derneği bir nevi koruması altına alınırlar. Böylece mafyaya vereceği para yerine daha azını örgüte verirler. 

Burada bulunan küçük esnaflara ben, Azat Kod Talat Aydın, Haki Kod Ahmet gibi arkadaşlar giderdi. Tahsilatı bunlar yapardı. Büyük esnaflara ise Hasan Kod, Mahsun Kod ve dernek yönetimindeki diğer arkadaşlar giderdi… 

Aradan bir ay geçtikten sonra bende Bükreş'te PKK(KADEK) örgütü adına dergi satıp orada bulunan Türk ve Kürt işadamlarından aidat altında para topluyordum bu parada belli bir ölçü yoktu topladığım bu paraları Salih Kod'a teslim ediyorduk. Ayrıca ben Romanya'da bulunduğum süre içerisinde Kürt derneğinin adına yapılacak tüm faaliyetlere katılıyordum burada bulunan kurt esnaflara giderek PKK(KADEK) örgütünün propagandasını yapıyordum. PKK(KADEK) örgütü Romanya'yı üç bölgeye ayırtıştı. Bunun sebebi ise her bölgeden daha kolay para toplanmasıdır. 

Bu Bölgeler;

1.Bölge, 
2.Bölge,
3.Bölge olarak ayarlanmıştı. 

Bir ve üçüncü bölgede karışık iş kollarında faaliyet gösteren firma ve şahıslar bulunmaktadır. 2. Bölgede ise tamamen tekstilcilerden oluşan kitle bulunmaktadır. Ben bu bölgenden örgüt adına para topluyordum aynı zamanda örgütün illegal organlarını satıyordum. Ben bu bölgeden aylık olarak ortalama 6.000-7.000 Euro para topluyordum…” 

Celal-Polat Kod D. T.; “…İstanbul Havalimanından uçağa binerek Romanya’nın Bükreş şehrine gittim… 
Burada PKK(KADEK) örgütü adına Bükreş'te faaliyet gösteren Ali Kod isimli örgüt mensubu ile bu şirkette tanıştım. Bu şahıs beni alarak Bükreş’te bulunan Kürt Evine götürdü, oradaki toplantılara ve seminerlere katılıyordum… Kürt evinin yönetiminde bulunan Yılmaz Kod bana siyasi eğitime katılmamı söyledi bende kabul ettim, yine Bükreş'in içinde bulunan Köşk diye tabir ettikleri örgüt evine beni Yılmaz Kod götürdü. Ben bu eve gittiğimde Şehit Zilan Eğitim Devresi başlayacaktı. Yılmaz Kod, Ozan 
Kod Ve Savaş Kodun sorumluluğunda 1997 Kasım aylarında bu eğitim devresi başladı. 
Benle beraber (12) kişi vardı bunlardan ismini hatırladıklarım… Bükreş'te Köşk denilen iki katlı bir evdi 2,5 ay siyasi eğitim gördük…”beyanlarıyla örgütün Romanya’da ulaştığı etkinliğe işaret etmiştir. 

7 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,


***

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ BÖLÜM 5

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ  BÖLÜM 5


İsviçre-PKK İlişkileri, 

İsviçre'nin AB ülkelerinden bağımsız olarak uluslararası birçok kuruluşa ev sahipliği yapıyor oluşu, her dönem örgütün ilgisinin bu ülkeye çevrilmesine neden olmuştur. Örgüt her dönem bu ülkede bulunan uluslararası kurum ve kuruluşların dikkatini çekmek amacıyla çok sayıda eylem ve etkinlik gerçekleştirmiştir. 

01 Mayıs 2002 tarihinde, Zürih'te düzenlenen 1 Mayıs etkinlikleri çerçevesindeki gösterilere KADEK yanlıları da katılmış ve ülkemiz aleyhine çeşitli pankartlar taşınmıştır. 

Yine İsviçre’de, PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınmasını protesto amacıyla, KADEK terör örgütü mensubu bir grup tarafından, 03 Mayıs 2002 günü Bern’in Thunplatz meydanında bir gösteri yapılmıştır. 
Gösteriye katılanların açıklama yaptıktan sonra Bern kentinde bulunan İspanya Büyükelçiliği'ne dilekçe verdikleri görülmüştür. 

Yine 10 Mayıs 2002 tarihinde Cenevre’deki BM binası önünde 50 kişilik KADEK yandaşı gösteri yapmış, göstericiler KADEK bayrağı taşımış ve Fransızca pankart açmıştır. Yine aynı gün, 60 kişilik KADEK mensubu, yerel makamlardan izin alarak, Lozan'dan başlayıp, 11 Mayıs günü Cenevre'de tamamlanacak bir yürüyüş gerçekleştirmiştir. 

01 Haziran 2002 tarihinde, yaklaşık (500) kadar örgüt mensubu tarafından, PKK'nın AB terör örgütleri listesine dahil edilmesini protesto etmek amacıyla, Helvetia meydanı ile tren garı civarında gösteri yürüyüşü 
yapılmış, yürüyüş esnasında "Kürtler Eşitlik istiyor, PKK Terör Listesinden silinsin" başlıklı ve "FEKAR" imzalı bildiriler dağıtılmıştır. 

Yine, 04 Haziran 2002 tarihinde, Bern tren garı yakınlarında 5 örgüt mensubu tarafından örgüt çadırı kurularak bir imza kampanyası başlatılmış, açılan pankartlarda ise Almanca olarak, "Adalet İstiyorum AB Terörüne 
Son, Benim Dilim, Kültürüm, Kimliğim Yasak, Ben Terörist Değilim, Kürtlerin Varlığının inkar Edilmesine Son" ifadeleri yer almıştır. 

2002 yılının ikinci yarısı, İsviçre'deki örgüt yandaşları açısından bir hayli hareketli geçmiştir. Nitekim dönem itibarıyla ABD'nin olası Irak operasyonu nu protesto etmek için, 02 Kasım 2002 günü Bern'de bulunan Federal  Parlamento binasının önündeki meydanda 3-4 bin civarında KADEK ve sol terör örgütleri yandaşının katılımıyla bir gösteri düzenlenmiştir. 

Öte yandan, Abdullah Öcalan’ın, İmralı’da tecrit edildiği ve avukatlarıyla görüştürülmediği iddiasıyla İsviçre’de dahil olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde sürdürülen kampanya ve gösteriler çerçevesinde; 14 Kasım 
2002 tarihinde İsviçre’nin Bern kentindeki Parlamento Meydanı'nda bir gösteri düzenlenmiş olup, İsviçre Kürt Dernekleri Federasyonu (FEKAR) tarafından düzenlenen gösteriye (45-50) civarında örgüt yandaşı katılmıştır. 

22 Ocak 2003 tarihinde FEKAR tarafından Bern Büyükelçiliğimiz önünde Abdullah Öcalan'a destek amaçlı gösteri düzenlenmiş ve Büyükelçilik binası önüne siyah çelenk bırakılmıştır. 

Örgütün İsviçre faaliyetleri ile ilgili olarak A. A.; “…İsviçre’de kaldığım süre içerisinde evimize PKK'nın yayın organı olan Serxwebun ve Berxwaden isimli dergileri Ekrem ve Nasır isimli şahıslar getirmekte idiler. Bunlar oradaki Kürt Kültür Derneğinde görevli idiler. Bende boş zamanlarımda bu derneğe giderek folklor ve müzik etkinliklerine katılmakta idim. 21 Mart Nevruz şenliklerine, 15 Ağustos şenliklerine, 27 Kasım şenliklerine ve gecelerine katılmakta idim…” 

Z. K.; “…beni Mahir Kod Atina' ya geri çağırdı. Birkaç gün sonra bana İsviçre'ye gideceğimi, burada imkan bulursam tedavimi yaptırmamı ayrıca örgüt adına kitleye yönelik çalışma yürütmemi söyledi… pasaportla Atina'dan İsviçre'nin Zürih kentine gittim. Burada Hüseyin Kod beni karşılayarak Cenevre' de bulunan ve dış ilişkileri yürüten Kürdistan 
Komitesi'nin bürosuna götürdü. Burada bir kaç gün kaldıktan sonra Basel' de bulunan iltica merkezine giderek Z. K. olarak iltica talebinde bulundum. Beş gün sonra iltica talebim kabul edilerek karar çıkana kadar kalabileceğim bana söylendi. Beni oradan Freiburg kentine gönderdiler. Bana refakat eden Hüseyin Kod iltica talebi kabul edilerek daha önceden oturum almıştı. O da Frieiburg' ta kalıyordu…Ancak ben tedavi olmam gerektiğini söyleyerek Sipan Kod'u ikna ettim. Bu dönem içerisinde ben örgütün Frieiburg'ta bulunan Kürt Kültür Merkezi isimli derneğine gidip geliyordum. Zaman zaman da İsviçre sorumlusu Sipan Kod ve 1996 yılında örgütün Avrupa sorumlusu olarak bildiğim Şahin Kod (Suriye'li, kendisi Kasırga taburu isimli bir kitap yazmıştır) isimli örgüt mensupları yanıma gelmekte idiler… 

…İltica talebim kabul edildi. Ancak oturum alabilmem için bana 2000 yılına mahkeme tarihi verildi. Mahkeme tarihine kadar özel bir oturum izni verildi. Ben halamın kızının yanma gelirken örgüte haber vermemiştim. Amacım örgütten tamamıyla kopmaktı. 1999 yılı içerisinde benim kaldığım yeri örgüt tespit etti ve halamın kızının evinde bulunan telefonu arayarak halamın kızma yaptığımın yanlış olduğunu ve geri dönmem gerektiğini söylediler. Daha sonra örgüt mensupları halamın kızı F. K.'nun yolda önünü keserek benim için örgüte geri dönmemi, dönmediğim taktirde hem halamın kızma hem de bana zarar verecekleri şeklinde tehditlerde bulunduklarını halamın kızı bana anlattı. Halamın kızının eşi olan Hollandalı A. D. Hollanda kraliyetine ait bir özel güvenlik şirketinde çalışmakta idi. Benim durumumu polise anlattı. Ancak polisler herhangi bir şey yapmadı. 

Daha sonra dışarıda gezdiğim bir sırada yanıma bir araba park etti. İçinde üç kişi vardı. İki kişi arabadan inerek bana onlarla gelmemi söylediler. Ben sebebini sorduğumda kendilerinin Partili (PKK) olduklarını ve benimle konuşacakların söylediler. Daha sonra beni arabaya bindirdiler. Arabayla şehir dışındaki Midelburg şehrinde bulunan bir örgüt evine götürdüler… 

…(2) gün sonra YCK sorumlusu olan eski İsviçre sorumlusu Sipan Kod ve Nuda Kod isimli örgüt mensupları gelerek benimle konuştular. Bana niçin örgütten kaçtığımı sordular. Bende kendilerine örgüte kaçırılarak katıldığımı, örgüt içerisinde istemeyerek bulunduğumu ve sağlık problemlerimden dolayı daha fazla örgüt içerisinde kalamayacağımı kendilerine söyledim. Bana küçük yaştan beri emek verildiğini bir birikimimin olduğunu bu şekilde örgütü bırakamayacağımı söylediler. Ben kendilerine buradan çıktığım takdirde tekrar kaçacağımı kendilerine söyledim. Bana seni halanın kızının kaçırdığını biliyoruz bu şekilde hareket edersen hem sana hem de halanın kızına zarar veririz dediler. Bana yardımcı olan halamın kızı F. K.'na bir zarar vermelerinden dolayı çekmiyordum. Bana bütün bunları düşünerek ne yapmak istediğim hakkında Avrupa’da bulunan Örgütün Üçlü Avrupa Merkez Yürütmesine rapor yazmamı söylediler. Bu yürütmede o zaman bulunan örgüt mensupları; 
Şahin Kod (Avrupa Sorumlusu), 
Ferhan Kod (Şanlıurfalı, Türkmen kökenli), 
Saadet Kod (Suriyeli 30 yaşlarında ) isimli örgüt mensupları  
bulunmaktaydı. 

Ben bu Üçlü yürütmeye hitaben yazmış olduğum raporda örgüte katıldığım dönemden itibaren başımdan geçenleri içeren bir rapor yazdım. 
Bu dönemde Hollanda'nın Eindhoven Kentinde Avrupa'daki sorumluların katıldığı Örgütün Avrupa yıllık konferansı yapılmaktaydı. Beni Şahin Kod bu konferansa çağırdı. Bu konferansa katılan Örgüt mensuplarından benim 
tanıdıklarım; 

Deniz Kod (Fransa Sorumlusu), Bişar Kod ( İsveç Sorumlusu, son olarak örgütten ayrıldığım duydum), Seyfi Kod (Med Tv Sorumlusu), Sakine Uzunçene Kod ( PJA Sorumlusu) ve Renas Kod idi. 

Konferans bitiminde Şahin Kod konferansa katılanlara benim raporumu okudu. Konferansa katılanlar benimle ilgili görüşlerini belirttiler. Burada benim Kuzey Irak'a gönderilerek orada faaliyet yürütmem kararı çıktı. Beni tekrar Midelburg şehrine beni daha önceden arabayla kaçıran şahıslar geri götürdüler. Aradan bir hafta geçtikten sonra Şahin Kod ve Saadet Kod 
yanıma gelerek benimle konuştular. Bana sen örgüte küçükken katıldım senin gibi küçükken katılan birinin bu şekilde davranması örgüte zarar verir senin için en iyisi Kuzey Irak'a gitmendir. Bende 1-2 ay sonra geleceğim dedi. İki gün sonra Pegeri Kod isimli örgüt mensubu beni alarak havaalanına götürdü. Ayrıca hazırlamış oldukları pasaportu bana vererek benimle birlikte Pegeri Kod ve Berfin Kod isimli örgüt mensupları ile birlikte İran-Tahran'a geldik. Bana verilen pasaporttaki ismi hatırlamıyorum ancak 
Almanya oturumlu bir şahsa ait pasaportla İran-Tahran' a geldik. Burada bizi Zeki Kod (Batmanlı,50 yaşlarında Yezididir) isimli örgüt mensubu karşıladı…“ beyanlarıyla örgütün İsviçre’de ne kadar rahat faaliyet gösterebildiğini ve şiddet sergileyebildiğini göstermektedir. 

İngiltere-PKK İlişkileri, 

İngiltere Kürt orijinli nüfusun fazla olması nedeniyle örgütün etkin olmaya çalıştığı ülkeler arasında yer almıştır. İngiltere AB'nin aksine PKK'yı çok önceleri terör örgütleri listesine almıştır. 
Buna rağmen, PKK/KADEK'in birçok paravan kuruluşu bu ülkede sorunsuz faaliyet göstermiştir. 

2002 yılının ilk yarısında İngiltere’de örgüt yandaşlarının ciddi bir faaliyeti görülmemiştir. Sadece PKK'nın AB tarafından, terör örgütleri listesine alınmasını protesto ve 1 Mayısı kutlamak amacıyla, 01 Mayıs 2002 
tarihinde, aralarında sol örgüt mensuplarının da bulunduğu kalabalık bir grupla, Londra’nın Trafalgar Meydanı'nda bir gösteri yapılmış, anılan gösteriye KADEK mensubu (200) kişilik grup katılmış, göstericiler örgütü tanımlayan pankart ve flamalar taşımışlardır. 

İngiltere’deki örgüt faaliyetleri kapsamında 02 Kasım 2002 tarihinde KADEK yanlıları tarafından "Türkiye'nin Irak'ın Kuzeyindeki örgüt kamplarına müdahale planlarını protesto" gerekçesiyle, 32 örgüt yandaşının katılımıyla bir gösteri düzenlenmiştir. 

Öte yandan, uyuşturucu satışı konusunda çıkan bir anlaşmazlık dolayısıyla 09 Kasım 2002 tarihinde İngiltere/Kuzey Londra'da KADEK'in de dahil olduğu iki Kürt grup arasında bir çatışma meydana gelmiş, çatışmada 
iki kişi ölmüş, dokuz kişi yaralanmıştır. 

İngiltere’nin Irak işgalinde ABD ile birlikte başı çekmesi nedeniyle bu ülkede önemli bir savaş karşıtı potansiyel ortaya çıkmıştır. Bu dinamik gücün etkisinden de istifade etmek isteyen örgüt, bu ülkede savaş karşıtlarıyla müşterek gösteriler tertip etmiştir. 

29 Ocak 2003 tarihinde Öcalan'ın cezaevi koşullarının iyileştirilmesi ve serbest bırakılması amacıyla, KADEK yandaşı yaklaşık (150) kişilik bir grup tarafından Londra Büyükelçiliğimiz önünde gösteri düzenlenmiştir. 

İngiltere’deki PKK faaliyetleri ile ilgili olarak İ. B.; “…Avrupa vizesi İngiltere'ye geçmediği için tren ile Fransa'dan İngiltere'ye kaçak geçiş yaptım. Londra kentinde kardeşim T. B. İle eniştem M. B.'un yanma gittim. Bu şahıslar vasıtasıyla Londra-Duston mahallesinde bulunan Kürt ve Alevilerin işletmiş oldukları Halk Evine gittim… Londra'da bulunan 
Cem evine, Halk evine ve Kürtlerin yoğun olarak gittikleri kahvelere gidip gelmeye başladım. Bende işimi Halk evi vasıtasıyla bulduğum için PKK örgüt mensupları bizlerden yılda bir sefere mahsus olmak üzere (100) Sterlin para almaya başladılar. Devamlı olarak aynı şahıslar gelmiyorlardı, ancak benden para alan Agit Kod ve Zeki Kod isimli şahısların isimlerini öğrenebil  dim. 

İngiltere'de kalmış olduğum süre içerisinde, 1999 yılı ilkbahar mevsiminde yabancı işçiler için çıkarılacak yasayı protesto etmek için Londra'ya korsan gösteri yürüyüşüne katıldım, ayrıca Kürt derneklerinin düzenlemiş olduğu 1999 ve 2000 yıllarından 21 Mart Nevruz kutlamalarına katıldım. 2000 yılı 21 Mart Nevruz kutlamaları esnasında PKK örgüt mensupları bir Sterlin karşılığında toplanan…” ifadelerini kullanmıştır. 

Fransa-PKK İlişkileri, 

Avrupa genelinde olduğu gibi Fransa'da da, terör örgütünün faaliyetleri YDK akabinde de CDK (Koordinasyona Cıvata Demokratik a Kurd-Avrupa Kürt Demokratik Toplum Koordinasyonu) tarafından yönlendirilmiş, söz konusu oluşumların önemli mahiyetteki toplantıları da anılan ülkede herhangi bir engel olmaksızın gerçekleştirilmiştir. 

Fransa Kürtçü örgütlere hep sıcak yaklaşmış, sürekli himaye etmiştir. Fransa’nın bu yaklaşımının yanı sıra, bu ülkede çok sayıda Kürt orijinli kişinin olması nedeniyle örgütün yoğun ilgisini çekmiştir. Dolayısıyla her 
dönem örgütün Fransa'daki faaliyetleri aktivitesini korumuştur. 

Bu dönemde birçok Avrupa ülkesinde eş zamanlı olarak başlatıldığı gibi PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınmasını protesto amacıyla, 01 Mayıs 2002 tarihinde, Paris'teki Fransa Parlamentosu önünde yaklaşık (300) 
KADEK yandaşı tarafından bir gösteri düzenlenmiştir. İki gün sonra, 03 Mayıs 2002 tarihinde, KADEK yanlısı yaklaşık (250) kişilik bir grup tarafından, yine Paris şehri Montparnasse tren istasyonu önünde bir gösteri 
düzenlemiştir. 

04 Mayıs 2002 tarihinde Strazburg Gar Meydanı'nda (100-120) örgüt yanlısının katılımıyla bir gösteri yapılmıştır. Akabinde, 06 Mayıs 2002 tarihinde, yaklaşık (10) örgüt yanlısı tarafından Avrupa İnsan Hakları 
Mahkemesi önünde bir başka gösteri düzenlenmiştir. 

Öte yandan Strazburg Kleber meydanında 10 Mayıs 2002 tarihinde örgüt yandaşlarınca bir çadır kurulmuş, çadır önünde Abdullah Öcalan'ın posterleri taşınarak slogan atılmıştır. 12 Mayıs günü ise Alzas Loren ve Almanya'nın mücavir kentlerinden gelen 200-250 kişilik grup tarafından gösteri düzenlenmiş, kurulan çadır içerisinde birkaç kişi açlık grevine başlamıştır. 

Bir sonraki gün 11 Mayıs 2002 tarihinde Paris Republique ile Bastille meydanları arasında, yaklaşık 500 örgüt yandaşının katılımıyla PKK’nın terör örgütleri listesine alınmasını protesto amacıyla gösteri yürüyüşü 
yapılmıştır. 

Avrupa Parlamentosu tarafından 10-13 Haziran 2002 tarihleri arasında Strasbourg'da gerçekleştirilen oturuma katılmak amacıyla anılan ülkeye giden, örgütün Avrupa sorumlularından olan Engin Sincar isimli örgüt 
mensubu öncülüğünde oluşturulan heyet, PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınmasını kınamak amacıyla, İngilizce ve Fransızca (700) kadar bildiriyi, AP milletvekillerinin posta kutularına bırakmıştır. 

02 Haziran 2002 tarihinde, Paris'de Denfert-Rochereau ile İtalie meydanları arasında KADEK yandaşı yaklaşık 700 kişinin katıldığı, PKK'nın AB terör örgütleri listesine alınmasını protesto etmek amacıyla gösteri düzenlenmiş, gösteride "AB kararlarını kabul etmiyorum, Kürtler terörist değildir" başlıklı imza kampanyası başlatılmıştır. 

19 Ekim 2002 tarihinde (250-300) kadar KADEK yandaşı tarafından PKK'nın AB Terör Örgütleri Listesine alınmasını protesto amaçlı olarak Republique ve Bastille meydanında bir gösteri yürüyüşü yapılmıştır. Yine, 13 Kasım 2002 tarihinde Fransa’nın Strazburg Kentindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde yaklaşık (40-50) kişilik KADEK yandaşı izinsiz bir gösteri yapmıştır. 
22 Aralık 2002 tarihinde (200) kadar KADEK yandaşınca Fransa/Marsilya Başkonsolosluğumuz önünde teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı övücü sloganlar atılmıştır. Devamında, 04 Ocak 2003 tarihinde terör örgütü KADEK yandaşları tarafından Abdullah Öcalan'ın sözde kötü cezaevi koşularının düzeltilerek özgürlüğüne kavuşturulması amacıyla yaklaşık (100) örgüt yandaşının katılımıyla Strazburg'da bir gösteri düzenlenmiştir. 

Yine, 15 Şubat 2003 tarihinde terör örgütü KADEK sempatizanlarınca Öcalan’ın yakalanarak ülkemize getirilmesinin yıldönümü vesilesiyle, Strazburg'da bir gösteri yürüyüşü düzenlenmiş, diğer ülkelerden gelenler de dahil olmak üzere yaklaşık (15.000) kişinin katıldığı söz konusu gösteri yürüyüşü kent merkezindeki tren garı önünde başlayarak Meinau semtinde son bulmuştur. 

Öte yandan, 05 Şubat 2003 tarihinde sözde "Önderliği Sahiplenme ve Demokratik Serhildanı Geliştirme Kampanyası" çerçevesinde, Paris'te yerleşik bulunan Ahmet KAYA Kürt Kültür Merkezi organizesinde, yaklaşık (80) kişinin katılımıyla bir gösteri yapılmış, gösteride, "Kürt Demokratik Halk Birliği" imzalı bir bildiri dağıtılmıştır. 
Keza, 03 Mayıs 2003 tarihinde yaklaşık (20) kişiden oluşan KADEK yanlısı bir grup Strazburg Başkonsolosluğumuz kapısına "Bingöl'deki ölümlerin sorumlusu devlettir" yazılı siyah çelenk bırakmıştır. 

Fransa’da yürütülen PKK faaliyetleri ile ilgili olarak K. G.; “…Hollanda’da Arnaim şehrine bağlı ormanlık bölgede bulunan kampa gittik, kampta yaklaşık (80) kişi bulunmakta idi, kamp sorumluları daha doğrusu burada siyasi eğitim veren kişiler Hasan, Mervan, Dilar isimli örgüt mensupları idi, bu şahıslar aynı zamanda kampın sorumlusu konumundaki örgüt mensuplarıydı, burada üç ay süreyle siyasi eğitim gördüm, çok sayıda dergi ve kitap okudum ve PKK'nın bir elemanı olarak kendimi iyice geliştirdim, bu şekilde örgüte inandım ve faaliyetlere başladım, Hollanda’daki Kamp eğitimi sona erdikten sonra 1996 yılı Ekim ayında Uğur, Hogir ve ben Paris'e gönderildik, kampta siyasi eğitim gören diğer örgüt mensupları da Avrupa'nın diğer şehirlerine gönderildiler, Paris sorumlusu Mehmet Kod ‘un yanına gittik, ben Mehmet'in yardımcısı oldum, Uğur Paris'in bir alanına komite sorumlusu olarak, Hogir Kod ise Marsilya'ya gönderildi, Fransa sorumlusu ise Hani Alkan’dır. 

Paris sorumlusu yardımcılığına getirildikten sonra, Paris'te bulunan (13) alanın komite sorumluları tarafından getirilen paralan teslim aldım, bu parayı da sorumlum olan Mehmet’te teslim ediyordum, Mehmet'te Fransa sorumlusu Hani Alkan'a teslim ediyordu, alan sorumlularından her ay (6-7) bin frank alırdım, aynı zamanda Paris'te her yıl kampanya düzenlenir, orada bulunan Kürt ve Türk kökenli iş adamlarıyla irtibata geçilerek birer aylık maaşlarını alırdım, ben alan olarak Paris'in Montajeole alanında faaliyet gösterdim. Burada bulunan Kürt kökenli vatandaşlara propaganda yaptım, toplanan paralan daha kolaylıkla alınmasını sağladım, Paris'te bulunan her komitede (11) kişi faaliyet göstermektedir, 1997 yılı Haziran ayına kadar bu şekilde faaliyette bulundum…” 

Yine örgüt içinde Fransa’da çalışma yapmış olan E. M.; “…yalnızdım ve yaşımın da küçük olması nedeni ile bu insanların etkisi altında kaldım, çünkü o sıralarda büyük bir boşluk içerisinde idim. Benimle ilişkiye geçen Zinar kod adlı ERNK içerisinde faaliyet gösteren şahıs beni PKK'ye kazandırdı ve kendisinin kızları olan Helin ve Mizgîn ile birlikte beni alarak 
Haziran 1997 tarihinde Fransa'nın Mulhouse şehrinde bulunan büyük bir yeşillik alan içerisinde iki katlı bir binada 50 kişilik grup ile 10 gün süre ile PKK adına Siyasi eğitim gördük. 

Burası Gençlik kampı idi orada bizlere Yurtseverlik, PKK Tarihi gibi konular da ders verdiler. Ders hitamında bana Avesta kod adını taktılar. Öz geçmiş raporları verdik. Kamp sorumlusu Küçük Dilar isimli birisi idi ve kamptakiler in tamamı da bayandı, bilahare eğitim sonunda bizleri arabalarla Hollanda' nın şu an yerini, tam olarak hatırlayamadığım bir yerine götürdüler ve orada da aynı kişilerle birlikte 90 gün süren bir siyasi eğitim devresi gördük. Burada da aynı konularda eğitim gördük…” şeklinde beyanlarla Fransa’daki PKK faaliyetlerini ortaya koymuşlardır. 

6 CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR


***

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ BÖLÜM 4

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ  BÖLÜM 4


Hollanda-PKK İlişkileri, 

Hollanda devleti terör örgüte en fazla müsamaha gösteren ülkelerin başında yer almıştır. Nitekim SKP (Sürgünde Kürt Parlamentosu) ve KNK (Kürdistan Ulusal Kongresi) gibi o döne en büyük ve en iddialı paravan örgütler Hollanda Merkezli faaliyet yürütmüşledir. 

Terör örgütü PKK Avrupa alanındaki faaliyetlerini, Doğu ve Güneydoğulu vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı ülkelerde, oluşturduğu çeşitli dernek vs. organizasyonlar vasıtasıyla yürütmektedir. Dönem itibarıyla 
Hollanda'da örgüt, FED-KOM (Hollanda Kürt Dernekleri Federasyonu) güdümünde 11 dernek, 4 birlik ve 3 merkez ile faaliyet göstermiştir. 

Terör örgütünün Hollanda da yaz kampı, izci kampı görüntüsü altında eğitim kampları bulunmaktadır.Terör örgütü PKK faaliyetlerine gösterilen müsamahakâr tutum sebebiyle, örgütün Avrupa faaliyetlerini yönlendiren YDK ve KNK toplantıları da genellikle bu ülkede düzenlenmiştir. Yine, Avrupa'daki örgüt faaliyetlerini koordine eden üst düzey örgüt mensupları Hollanda da rahatça hareket edebilmişlerdir. 

PKK'nın Avrupa Birliği tarafından terör örgütleri listesine alınmasını protesto amacıyla, 2002 yılının ilk yarısında çeşitli eylemler düzenlenmiştir. Bu çerçevede 01 Mayıs 2002 tarihinde, FED-KOM organizesinde, Lahey'deki Hollanda Dışişleri Bakanlığı önünde yaklaşık 200 kişinin katılımıyla bir gösteri düzenlenmiştir. 

Yine 02 Mayıs 2002 tarihinde, FED-KOM organizesinde, Lahey'deki Hollanda Dışişleri Bakanlığı önünde, yine yaklaşık 150 kişinin katılımıyla bir gösteri daha düzenlenmiştir. 

Örgüt paralelinde Hollanda'da faaliyet gösteren Rumet isimli bir kuruluş öncülüğünde, Avrupa alanına geçiş yapan ve savaş mağduru olarak nitelendirilen örgüt mensup ve yandaşlarına yönelik bir rehabilitasyon 
merkezinin açılması konusunda çalışmalar başlatılmış, Kasım 2002 ayı itibariyle de önemli bir aşamaya gelmiştir. 

2003 yılında Hollanda'daki örgüt faaliyetleri ise, dış temsilciliklerimize siyah çelenk bırakılması ve mitinler düzenlenmesi şeklinde olmuştur. 

Nitekim 27 Ocak 2003 tarihinde, Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto etmek amacıyla KADEK yandaşı 14 kişilik bir grup tarafından Rotterdam Başkonsolosluğumuzun ana giriş kapısına siyah çelenk 
bırakıldığı görülmüştür. 

Öte yandan, Kırmızı Bülten ile uluslararası düzeyde aranmakta iken, 28 Eylül 2001 tarihinde Hollanda'ya yasadışı yollardan girerek iltica talebinde bulunan sözde PKK/ KADEK Yürütme Konseyi Üyesi Sözdar (K) Nuriye Kesbir’in tutukluluk hali 17 Aralık 2002 tarihinde sona ermiştir. 

Kesbir'in 14 Şubat 2003 tarihinde görülen temyiz duruşmasında; adı geçene isnat edilen suçların ciddiyeti nedeniyle iltica başvurusu ile ilgili işlemleri sonuçlanıncaya kadar tutuklanması ve bu süreyi cezaevinde geçirmesi karar altına alınmıştır. 
Hollanda makamlarınca alınan bu karar üzerine yıl içinde ve devam eden dönemde Nuriye KESBİR lehine gösterilerin süreklileşmesine neden olmuştur. 

Nitekim, Hollanda'ya iltica talebinin anılan ülke Danıştayınca 24 Temmuz 2004 tarihinde reddedilmesi üzerine, hakkında Hollanda Adalet Bakanlığı 'nca 07 Eylül 2004 tarihinde verilen Türkiye'ye iade kararının da onanması beklenirken, Hollanda iç hukukunda son merci olan Hollanda Acil Mahkemesi tarafından 09 Kasım 2004 tarihinde söz konusu iade kararı durdurulmuştur. 

Yine yıl içinde, 10 Şubat 2003 tarihinde terör örgütü KADEK yandaşı yaklaşık 75 kişinin katılımıyla Rotterdam Başkonsolosluğumuz önünde Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto eden bir gösteri 
düzenlenmiş, gösteride KON-KURD imzalı bildiri dağıtılmıştır. 

Hollanda Lahey Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar üzerine, Hollanda Adalet Bakanı'nın temyiz başvurusu 2004 yılı Aralık ayında değerlendirilmiş ve 20 Ocak 2005 tarihinde temyiz talebinin sonuca bağlanması 
kararlaştırılmıştır. Bu tarihte ise adı geçenin serbest bırakılması kararı verilmiştir. 

Hollan’da örgütün gençlik merkezi durumunda olan bir ülkedir. Bu ülkede eğitilen gençler, eğitimlerinin akabinde Avrupa’daki faaliyetlerde, Türkiye’deki çalışmalara ve kuzey ıraktaki kmaplara gönderilmektedir. Bu 
kamplarda eğitim gören Delal Kod F. T.’nin beyanları Hollanda daki eğitim faaliyetlerini açıklığı ile göstermektedir. “…Ben 1981 yılında Almanya'nın Nem-Ulm şehrinde dünyaya gelmişim, İlk orta ve Lise birinci sınıfina 
kadar Almanya'nın Ulm şehrinde okudum…13.06.1996 tarihinde Okuldan ayrılarak Dilan Arslan ile birlikte PKK örgütünün arabasına binerek ULM şehrinde bulunan PKK örgütünün Derneğine gittik… 

Aynı tarihte Ulm şehrinden Hanifî Kod'un kullandığı Derneğinin arabası ile yola çıktık, yaklaşık 200 Km. gittikten sonra Nurunberg şehrine geldik, bizi götüren şahıs benimle Dilan Arslan'ı bir Yurtsever Ailenin evine götürüp bıraktı… bu evde kaldığımız süreç içerisinde ev sahipleri gönderileceğimiz kampm çok rahat bir yer olduğunu burada kendi kültürümüzün yani Kürt kültürünü öğrettiklerini burada çok iyi bir eğitim göreceğimizi anlatmakta idiler… 

…Bu aile bütün ihtiyaçlanmızı karşılıyorlardı. Bizleri hiç dışarı çıkartmıyorlar dı, ancak bizlere verilen kitaplan okuyorduk… bizi Yurtseverlerin getirmiş olduklan (3) arabaya bindirerek Hollanda'nın Amheim şehrine götürdüler bu yolculuğumuz yaklaşık (10) saat sürdü, benim bulunduğum arabada Dicle Kod, Dilan Kod, Zindan Kod, Polat Kod bulunmakta idi. 
Hollanda'nın Arnheim şehrinde bizleri ikişer ikişer ayırarak buradaki Yurtsever ailelere dağıttılar…Kamp; büyük bir ormanlık alanın kenarında kurulmuş,daha çok gençler için hazırlarmış kamp yerini andınyordu ancak duvarda asılı resimler vardı bu resimler bir kutlama anında çekilmiş resimlerdi bu resimlerde yaşlılar vardı, eğitim süresince bizim dışımızda kimse yoktu yalnız birkaç kez yabancı kişiler geldi, yabancılar geldiğinde bizi dershanelere sokarlardı, bu kampm sahibi yaşlı bir Hollandalıydı. Girişteki 1. koğuş iki katlı olmak üzere diğerleri tek katlı içice girmiş tek katlı (7) binadan oluşmuştu… Kampa vardığımızda Kamp sorumlusu Dilar Kod adlı örgüt mensubu bizleri karşıladı… daha sonra hepimizi birlikte Dilar Kod adlı kamp sorumlusu çağırdı, öz geçmişimizi aldı, bizleri o gün serbest bıraktı. 

Kampta toplam (100) kişi bulunmakta idi, ikinci günü bizleri toplayarak mangalara ayırdılar, üçüncü günü ise eğitime başladık… Bu video kasetlerde Örgütün kamplarından görüntüler Öcalan’ın konuşmaları ve PKK Terör Örgütü mensuplarınca Türkiye'deki Jandarma Karakolu'na yönelik saldın eylemlerim içeriyordu kasetleri seyrettikten sonra bir değerlendirme yapılıyordu, seyredenlere duygu ve fikirleri soruluyordu, konuşanlar hep kendilerinin beden olarak burada bulunmalanna rağmen ruhen orada olduklannı kendilerinin de bu savaş ortamına gitmek arzusunda olduklarını, mücadeleyi desteklediklerini falan söylüyorlardı… 

Toplam yaklaşık (30) erkek örgüt mensubu eylem ve faaliyetlerde bulunmak üzere Türkiye'ye gönderilmek üzere ayrıldılar… Dicle Kod ve Berfin Kod isimli örgüt mensuplan Almanya içerisinde örgütün Bürokratik işlerinde ve Bilgisayar işlerinde görevlendirildiler, bunlar Almanya'da doğup büyüdükleri ve bu görevlere uygun nitelikte olduklan için  görevlendiril mişlerdir. Aynca Dilan Kod, Eylem Kod ve Nujin Kod isimli örgüt mensuplanda MED-TVde çalışmak üzere görevlendirildiler…” 

Hollanda da faaliyet gösteren örgütün eğitim kampında yetiştirilen kişiler bilahare değişik görevlere gönderilirken, bu kişilerin ayrıca Türkiye’ye faaliyet gösteren siyasi partilere gönderildiği görülmüştür. Dilan 
Kod G. Ö.’nın beyanları bu siyasi partilerin PKK güdümünde politika yaptıklarını ortaya koymaktadır. Dilan Kod; “1995 yılının sonlarına kadar bunlarla birlikte faaliyet yürütüm. Bu arada Mahmut Kod adlı militan Hollanda sınırları dahilinde bulunan PKK’nın eğitim kampına göndererek bir aylık eğitime alındım, bu devrenin ismi ise Zafer Eğitim Devresi idi. Eğitimi Hoca Kod, Medya Kod ve ismini hatırlamadığım kişiler veriyordu. Eğitimde hatırlayabildiğim kadarıyla (40) kişi kadar idik. Bu eğitim bitikten sonra Hollanda'da Hoca Kod’un yanında kaldım. Beni Amsterdam’a götürdü ve Yurtsever Ailelerin evinde kalmakta idim, yaklaşık bir ay kadar burada kaldım, kaldığım süreç içerisinde çalışmalara devam etmekte idim. bu arada yine bir eğitim devresi daha başladı, bu eğitime de yaklaşık (60) kişi alındı. 

Eğitim sonrası Hoca Kod bani İstanbul’a göndereceğini söyledi, bende kabul ettim, 1996 yılı ocak-Şubat aylarında yapılan eğitim tamamlandıktan sonra bu arkadaşlarda Türkiye'ye gönderilmek üzere Hollanda ya getirilecek ayrı ayrı ve tek tek evlerde bekletiyorlardı, bunlar birbiriyle görüştürülmüyordu. Bu arkadaşlar Avrupanın çeşitli yerlerinde gelmişlerdi… 
Benim İstanbul'a geleceğim belli oldu, Çünkü, benim fiziki sorunlarım olduğundan dolayı kırsal alana gidemezdim, Hoca Kod Türkiye'ye İstanbul’a gittiğime" de görevimin kesin belli olmadığını, ancak İl HADEP bünyesinde kadın çalışmaları yürüteceğim söylendi, ama giriş noktasında kendim ilişki geliştirecektim ve kendim çalışmaya başlayacaktım, peryodik olarak 
ayda bir veya iki ayda bir arayacaktım. Amaç legal zemini güçlendirmekti, 1996 yılı Nisan ayında Hoca kod bana 800 Mark vererek birde Amsterdam dan Atina’ya kesilmiş Uçak biletimi verdi, ayrıca birde bir pasaport verdiler, pasaportun kimin adına kayıtlı olduğunu hatırlayamıyorum. 

 Nisan ayı içerisinde Atina Hava alanında indim, Bana Atina ERNK komitesine ait bir telefon numarasını vermişlerdi, bende buraya telefon açtım, geldiğimi söyledim, beni Havaalanından iki erkek şahıs karşıladı, beni yanlarına alarak Atinada bulunan bir Yurtseverin evine götürdüler, bu evde (10-15) gün kadar kaldım… orada tanımadığım bir şahsa teslim etti, o şahıs beni yanına alarak illegal yollardan Meriç nehri kenarında bulunan bir kayıkla Türkiye tarafına geçiş yaptık. karşıya geçince motorsikletie beni Keşan’a kadar getirdi…” şeklinde beyanda bulunarak örgütün Türkiye’deki 
siyasi uzantılarına elaman yetiştirdiğini ortaya koymaktadır. 


Örgütün Avrupa Sorumlusu bu ülkede kalması, tüm örgüt toplantıları ve Avrupa Konferanslarının bu ülkede yapılması da örgütün Hollanda’da ne denli rahat hareket edebildiğini göstermektedir. Buna göre Avrupa'dan Kuzey Irak'a veya Şam'a gönderilecek örgüt mensupları sahte pasaport ile Amsterdam Hava alanından çıkış yapar. Yine Avrupa'ya gelecek olan örgüt mensupları da genel de buraya gelir ve yakalanmaları halinde Türkiye'ye verilmez. Yakalanan örgüt mensuplarını iki gün süre ile gözaltına alınır,  akabinde de kendilerine iltica isteği ile birlikte iltica belgesi verir ve serbest bırakır. Örgütün yoğunlaştırılmış kadro eğitimleri düzenli olarak bu ülkede yapılır. 

İsveç-PKK İlişkileri, 

İsveç'te Hollanda gibi bölücülük faaliyetlerine yönetim düzeyinde en ılımlı yaklaşan ülkelerin başında yer almıştır, İsveç yönetimi, terörist eylemleri nedeniyle örgüt üst yönetimine mesafeli yaklaşsa da paravan kuruluşlarına her zaman kucak açmıştır. 

Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bu ülkedeki olaylar da Mayıs 2002 ayı itibarıyla tırmanmıştır. 
Nitekim 01 Mayıs 2002 tarihinde, 1 Mayıs kutlamaları çerçevesinde KADEK yanlılarından oluşan 100 kişilik bir grup, Stockholm şehir merkezinde örgüte müzahir pankartlarla yürüyüş yapmıştır. 

Akabinde 02 Mayıs 2002 tarihinde KADEK yanlısı 20 kişiden oluşan bir grup İsveç Parlamentosu önünde toplanarak PKK'nın AB tarafından terör örgütleri listesine alınmasını protesto amaçlı bir gösteri gerçekleştirmiştir. Bir sonraki gün 03 Mayıs 2002 tarihinde, PKK'nın AB tarafından terör örgütleri listesine alınmasını protesto amacıyla, örgüt yanlısı yaklaşık 65-70 kişi tarafından örgütü temsil eden flamaların yanı sıra, örgüt elebaşı Abdullah Öcalan’ın posterlerini taşıyarak Stockholm'de İsveç'çe bildiri dağıtılmıştır. 

Örgüt faaliyetlerinin en yoğun olduğu ülkelerin başında yer alan İsveç'te de 2003 yılı içinde gösteri yürüyüşü, bildiri dağıtma gibi çeşitli eylemler geliştirilmiştir. 

Nitekim İsveç Kürt Dernekleri Konseyi tarafından, 17 Ocak 2003 tarihinde Stockholm'de aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 100 kişinin katılımıyla " Öcalan'ı Savunma ve Sahiplenme " kampanyası çerçevesinde bir gösteri yapılmıştır. 

Yine 01 Şubat 2003 tarihinde YCK (Kürt Gençlik Birliği) mensupları tarafından " Önderliği Sahiplenme ve Demokratik Serhildanı Geliştirme Kampanyası" çerçevesinde, Stockholm şehir merkezindeki Sergels Torg meydanında yaklaşık 70 kişinin katılımıyla gösteri düzenlenmiştir. 

Öte yandan, 08 Mart 2003 tarihinde Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle, Stokholm kentinde İsveç'teki çeşitli kadın hakları kuruluşlarının katılımıyla bir gösteri düzenlenmiş, gösteriye KADEK paralelinde faaliyet gösteren "Özgürlük ve Barış İçin Kürt Kadınları" isimli bir grup ta iştirak ederek bildiri dağıtmıştır. 

09 Mart 2003 tarihinde Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle, örgüte mensup kişilerce Stokholm şehir merkezindeki Sergels Torg meydanında yaklaşık 60 kişinin katıldığı bir gösteri düzenlenmiş olup, gösteride örgütün 
bayrakları ve çeşitli pankartlar taşınmıştır. 

5 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ BÖLÜM 3

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ  BÖLÜM 3


RAF ve PKK Terör Örgütlerinin İlişkileri, 

Kızıl Ordu Fraksiyonu (Almanca: Rote Armee Fraktion - RAF), Baader-Meinhof Grubu ya da Alman basınında Çetesi olarak da bilinen radikal sol görüşlü bir örgüttür. 

II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Almanya'nın en etkin ve bilinen örgütü olup, kendini şehir gerillası olarak tanımlamıştır. RAF, 1970'lerden 1998'e kadar aktif faaliyet göstermiş ve özellikle 1977 yılında Alman Sonbaharı 
olarak bilinen ulusal krize yol açan eylem dahil pek çok kanunen ağır suç sayılan eyleme imza atmıştır. 

30 yıllık varlığı boyunca örgüt çoğu şoför, koruma görevlisi gibi ikincil hedeflerden oluşan 34 kişinin ölümüne, birçok kişinin de yaralanmasına yol açmıştır. J2M ve SHK gibi diğer Alman militan gruplarıyla bağlantı 
içinde olup, seksenli yıllarda İtalyan solcu grubu Kızıl Tugaylar, Belçikalı solcu grup Savaşan Komünist Hücreler, Filistinli solcu grup Filistin Kurtuluş Örgütü, Fransız solcu grup Action Directe ve İrlandalı örgütler PİRA ile de 
bağlantılar kurmuşlardır. 

Burada kısaca hakkında bilgi verdiğimiz RAF örgütünün diğer bir destekçisi de PKK terör örgütü olmuştur. Bu destek karşılıklı bir dayanışma olup, birçok RAF üyesi PKK’nın şehir ve kırsal faaliyetlerine aktif olarak 
katılmıştır. 

1992 yılına gelindiğinde ise PKK’nın kadroları Avrupa alanı için geçmiş yıllara göre farklı bir yöntem izleyerek artık açıktan faaliyet yürütme kararı almışlardır. Bu amaçla ilk sözde resmi bürolar Köln, Mainz, Offenburg, 
Russelheim, Oldenburg ve Dortmund da kurulmuştur. Büroların kurulumundan sonra örgütün Alman Kızılordu Fraksiyonu-RAF terör örgütü ile ilişkileri daha da artarak devam etmiştir. Alman Anayasa Koruma Örgütü (BFV)’nin başkan yardımcısı Peter Frisch’in verdiği bilgilere göre; 1992 yılında bazı RAF üyelerinin PKK lehine Almanya’nın Bonn kentinde yapılan gösterilere katılmış ve bazı RAF üyeleri de Türkiye’ye turistik seyahatler adı altında kuryelik yapmışlardır. 

Bununla birlikte bu yıl Kuzey Irak’a yardım malzemesi götürdüğü söylenen 40 Alman kamyonunda füze rampaları, roketatarlar, havan topları ve kamuflaj malzemeleri ele geçirilmiştir. Bu olayın akabinde yapılan 
tahkikatta, tırları yardım adı altında bölgeye gönderen kuruluşun Alman Lutheran Kilisesi olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum Almanya-PKK–Klise ilişkisi açısından ibret vericidir. Bu ve benzeri hadiselerin ortaya çıkması ve Türk hükümetinin baskıları neticesinde Alman İçişleri Bakanı Kanter PKK faaliyetlerinin ülkesinde yasaklandığını açıklamak zorunda kalmıştır258. 

1992 yılında ayrıca Otonom Grubu üyesi Alman kökenli gazeteci Stefan Waldberg Kasım 1992’de PKK kuryeliği yaptığı gerekçesi ile Diyarbakır DGM savcılığınca tutuklanmıştır. Yine 1995 yılında Karen Braun ve Andreas Landwern adında iki Alman Kapıkule sınır kapısında PKK’ya ait propaganda kasetleri ile yakalanmışlardır 259. 

Yine 1996 yılında Almanya-Avusturya sınırında yakalanan bir örgüt mensubunun üzerinden Alman Devrimci Hücreler örgütüne bir not götürdüğü görülmüştür. Bu notlarda ele geçen belgeler ve daha sonra PKK’ya katılan RAF kökenli PKK’lı militanların ifadelerine göre, PKK mensupları Almanya’da yıkıcı faaliyet yürüten bir örgüte destek sundukları ortaya çıkarılmıştır260. 1995 yılında kadın yapılanması olan YAJK’ın kurulmasının akabinde, 

Avrupa’da alanından daha fazla Avrupa asıllı militanın örgüte katılması hedeflenmiştir. Bu nedenle Helin Ateş adlı bayan örgüt mensubu bu çalışmaları yapmak amacı ile Almanya’da görevlendirilmiş olup, yukarıda sayılan katılımlarda bu çerçevede gerçekleşmiştir. 

Bilindiği gibi Almanlar süreç içerisinde bazen Türkiye bazen de PKK lehine kararlar alarak her iki kesimi de idare etme siyasetiyle hareket etmiştir. Bu siyasetin yansıması olarak Alman hükümeti 1997 yılında PKK’nın ülkesinde yardım toplamasını yasaklamıştır. Alman ceza kanununun 129. maddesinin (a) bendine göre, terör örgütü kabul edilen örgütlere üye olmak ve yardım etmek suç sayılmıştır. Bu yasa kapsamında 1998’de Köln ve Hamburg’da, Aralık 1999 da ise Berlin’in Kreuzberg semtinde bazı örgüt evlerine baskınlar yapılmış, ayrıca bu baskınlarda RAF üyelerinin örgütle birlikte hareket ettikleri ortaya çıkartılmıştır. Yine örgüt içerisinde sayısıları 5–6 
kişi olan eski RAF mensubu Alman kökenlilerin hali hazırda PKK kamplarında oldukları tespit edilmiştir261. 

1997 yılında Alman kökenli bir PKK örgüt mensubu örgütte kaçarak Türk güvenlik güçlerine teslim olmuştur. Bu kişi ifadesinde devrimci anlayışlarla örgüte katıldığını ama beklediği gibi bir örgüt bulmadığından kaçtığını ifade etmiştir. 1998 yılında bir Alman kökenli erkek PKK mensubu kırsaldan kaçarak Almanya’ya ulaşmış ve örgütçe infaz kararının verildiğini ifade etmiştir. 1997 yılında çatışmada yaralanan bir Alman kökenli örgüt 
mensubu bu dönem KDP tarafından gözaltına alınmış, akabinde ülkesine gönderilmiş, bir diğer Alman kökenli örgüt mensubu da 1998 yılında Van kırsalında ölü olarak ele geçirilmiştir262. 

Belçika-PKK ilişkileri, 

Bu ülkede de yine Kürt orijinli nüfusun sayısal gücüne bağlı olarak örgütün aktif faaliyetleri olmuştur. Belçika'nın AB’nin bir nevi başkenti olduğu savı, örgüt faaliyetlerini bu ülkede ısrarla tırmandırmak istemesinin ana 
nedenidir. 

 KADEK mensuplarınca, PKK'nın AB tarafından hazırlanan terör örgütleri listesine alınmasını protesto amacıyla; 1 Mayıs 2002 tarihinde Brüksel'de bulunan Avrupa Parlamentosu önünde 70 kişilik bir grup tarafından gösteri düzenlenmiş, anılan gösteride kırmızı bültenle aranan KNK üyesi Remzi Kartal ile KON-KURD Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Kaya birer konuşma yapmıştır. 

Brüksel'de 1 Mayıs 2002 İşçi Bayramı etkinlikleri yapılan çerçevesinde yapılan gösteride KADEK mensuplarınca kurulan Kürdistan Kızılayı tarafından bir stant açılmıştır. 

Yine 04 Mayıs 2002 tarihinde, KADEK mensuplarınca PKK'nın Avrupa Birliği Terör Örgütleri Listesine alınmasını protesto amacıyla, Brüksel'deki Lüksemburg meydanında yaklaşık (600) kişinin katılımıyla bir gösteri düzenlenmiştir. 

Belçika'da KADEK örgütü paralelinde faaliyet gösteren Kürdistan Komitesi isimli oluşum, 07 Mayıs 2002 tarihinde bir basın bildirisi yayınlayarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin yanı sıra, Irak'ın Kuzeyindeki alana yönelik gerçekleştirdiği operasyonları protesto etmiş, bunun yanı sıra AB'nin PKK'yı terör örgütleri listesine alma kararını geri çekmesi için taleplerde bulunmuştur. 

Yine 01 Haziran 2002 tarihinde, KADEK mensupları ve KADEK'e müzahir kadın örgütleri Belçika Birimleri (PJA) ve Belçika Kürt Dernekleri Federasyonu (FEK-BEL) tarafından, Anvers'te faaliyet gösterecek olan 
"Helina Kurdan" (Kürtlerin Yuvası) isimli Kürt Kadın Derneği kurularak, açılışı gerçekleştirilmiştir. Açılışa aralarında; Belçika Federal Parlamentosu Flaman Yeşiller Partisi Milletvekili Leen Laenens, KON-KURD temsilcisi 
Devrim Arslan, Kürt Kültür ve Sanat Akademisini temsilen Ozan Eylem, Louvairi'de bulunan Mezopotamya Derneği Başkanı Abdullah Akay ve KADEK-YDK temsilcilerinin de bulunduğu yaklaşık 100 kişi katılmıştır. Leen Leanens Flamanca olarak kısa bir konuşma yaparak, örgüte desteğini göstermiştir. 

Yine Belçika Saha Yönetimince KADEK güdümünde yayın yapan Kürdistan’ın Sesi radyosu için Brüksel'de bir bina satın alınması amacıyla 1,5 Milyon Euro değerinde iki ayrı bina belirlenmiş binalardan birinin satın alınması için gerekli paranın 2002 yılı para toplama kampanyalarından temin edilmesi planlanmıştır. 

Bilindiği üzere Avrupa'daki örgüt yandaşları çeşitli vesile ve bahaneler ile Avrupa'da yılda bir kaç kez geniş çaplı para toplama kampanyaları düzenlemektedirler. Bu kampanya döneminde örgüt mensuplarınca, 
Brüksel'de Belçika makamlarının izniyle Borsa Meydanında gösteri düzenlenmiş ve borsa binasına Abdullah Öcalan’ın posteri asılarak, halktan para toplanmıştır. 

Yine 09 Ocak 2003 tarihinde Brüksel şehir merkezinde bulunan Agora meydanında müzikli bir gösteri düzenlenmiş ve gösteride yaklaşık (35-40) örgüt yandaşı görev almış, bu gösteride Abdullah Öcalan’ın serbest 
bırakılması amacıyla bir imza kampanyası başlatılarak bildiri dağıtılmıştır. 

Örgütün Belçika’da yürüttüğü faaliyetlerle ilgili Delal Kod F. T.’; “Hasan Kod Beni kamptan alıp Belçika içerisinde ancak tam yerini bilmediğim yeni açılan üçüncü bir kamp yerine götürdü, burada da birinci kampta olduğu gibi yaklaşık (60-70) tane genç vardı…Dirok Kod burada eğitmen olarak görevlendirilmişti, bunun yanında kaldım. Ertesi gün akşama doğru 
Dirok Kod ile birlikte YAJK'ın yani Kadın Örgütlenmesinin konferansının yapılacağı Belçika'da bir kentte gittik. Konferansın yapıldığı ev iki katlı bir evdi ve ev sahipleri Belçikalıydı, konferansın üç gün süreceği söylenmişti, ancak ben ayrıldıktan sonra uzatılmış, ben burada iki gün kaldım, Yılmaz Kod'un yerine gelen Avrupa sorumlusu geldi, bu konferansta bulunan gençlik sorumlusu Serkef Kod gençlik sorumlusuydu, Almanya'nın Kuzeyi Hannover, Bielefeld, Hamburg, Köln, Kiel, Kassel gibi şehirlere bakıyordu. Beni de yanına vererek görevlendirdiler. İkinci gün bu örgüt mensubuyla birlikte oradan ayrıldık… Kadınlar konferansı hem yurtsever hem de kadro kadınlar için faaliyet konusunda eksiklik, aksaklıklarla, öz eleştiri yapıldı, bundan sonra nereler yapılması nasıl yapılması konusu tartışıldı konferans sonunda kararlar alındı, ancak ben yoktum…” 

 DHP Sorumlusu F. D.; “…Belçika’da örgütü parlamenter dostları vardır. Örgütün siyasal düzeydeki kurumları genelde burada faaliyet gösterir. MED TV ve sözde Kürt Parlamentosu burada bulunur. 
Belçika da çiftlik kiralanarak buradaki gençlere yönelik siyasi eğitimler yaptırılır…” 

R. T.; ”… örgüt mensubunun talimatlarıyla Belçika’da ben ve Sinan Kod birlikte sorumlu olarak faaliyetlere başladık. Burada ki faaliyetlerimiz; Sterke Civan (Gençliğin Yıldızı) ve Serxwebun isimli dergileri satmaktı, elde ettiğimiz paraları Mustafa Kod isimli örgüt mensubuna teslim ediyorduk. Ayrıca FEDAİ GERİLLAYI DONATMA kampanyası adı altında bir çalışmaya başlayarak örgüte sempati duyan ve örgütün yaptığı gösterilere katılan gençlerden yılda bir defaya mahsus olmak üzere kişi basma 2.000 (iki bin) Mark para alarak toplam 60.000 (Altmış bin) Mark para toplayarak Mustafa Kod isimli örgüt mensubuna teslim etmekte idik. 1999 yılı başlarında sorumlum olan Roni Kod'un talimatıyla Belçika'nın Antwerpin şehrinde 
PKK örgütü içerisinde ERNK faaliyetleri gösteren Doğan Kod isimli örgüt mensubunun İtalyanlardan ve Kürt kökenli olmayan Türk vatandaşlarından PKK örgütü adına zorla para alındığını söyleyerek, benim de buraya giderek bu konuları araştırmamı söyledi. 

Bunun üzerine ben Belçika'ya gittim burada bulunan ve şikayet eden şahıslarla görüştüm. Bunun üzerine bir rapor yazarak burada bulunan örgüt içerisinde sorumlu olan İbo Kod İbrahim adlı örgüt mensubuna verdim. Aradan 3 hafta kadar geçtikten sonra Hollanda'dan gelen (3) örgüt mensubu ile buluşarak Doğan Kod isimli örgüt mensubunu yakalayarak 
sorguladık. Daha sonra bu üç arkadaş Doğan Kod adlı örgüt mensubunu alarak Hollanda'ya götürdüler. Daha sonra talimat gereği Hollanda'ya gittim, Hollanda'da bulunan örgütün kampında faaliyet gösteren örgüt militanlarına lojistik malzeme ve yemek temini ve Gençleri örgütlemek örgütün yayınlarını dağıtmak şeklinde faaliyetlerimizi sürdürüyorduk. 

Belçika bölge sorumlusu Roza Kod, Brüksel Bölgesi sorumlularından Cevdet ve Fadıl, Belçika YCK yapılanmasından Sorumlu olan Roni Kod’dur. Sonra ben, Rıdvan, Turgay, Sabrı Kod, Diyar kod, Agit Kod, Berzan Kod, İntikam kod, Torhıldan Kod şeklinde idi. Belçika MLKP örgütü Sorumlusu ise Cafer Kod’dur. Belçika'dan Hollanda'ya geçtikten soma Roni Kod'a bağlı olarak Hollanda'da bulunan PKK örgütünün Siyasi eğitim kamplarının Lojistik sorumluluğu verildi. Hollanda'nın Arnheim kentinde 3, Endhoven kentinde 3, Zwolee kentinde de 2 kamp olmak üzere toplam 8 adet faaliyet gösteren kamp bulunmaktaydı. Ben bu kamplarda bulunan kişilerin yiyecek ihtiyaçlarım karşılıyordum…” beyanlarıyla örgütün Belçika’daki faaliyetleri ortaya konumuştur. 

4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR



***

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ BÖLÜM 2

PANZER VE KÜRT İSYANI KADEK’İN İLANI VE AVRUPADA PKK'YA DESTEK VEREN ÜLKE FAALİYETLERİ  BÖLÜM 2

Almanya-PKK İlişkileri, 

Almanların Kürt meselesine ilgisi önceki bölümlerde izah edildiği gibi 1800’lü yıllara kadar uzanmaktadır. 
Almanlar klasik Batı emperyalist düşüncesi ekseninde Ortadoğu’da bölünmüş, zayıf devletlerin varlığını esas almıştır. Bunun yanında Ortadoğu’da var olan ülkelerdeki etnik ve dini farklılıkları belirginleştirip, suni sorunlar meydana getirmeyi esas almıştır. 

Almanların Ortadoğu’da geliştirdiği siyasal faaliyetlerin merkezinde ise İran bulunmaktadır. İslam Devriminden sonra Batı dünyası tarafından tecrit edilen İran'la ilişki geliştiren ilk devlet Almanya olmuştur. Almanya’nın İran'daki yatırımları önemli bir meblağ tutmakta olup, siyasi ve diplomatik alanda da İran'ı en çok destekleyen ülkedir. İran'la ilişkilerinin temeli ise 1. Dünya Savaşı sürecinde Alman ajanlarının İran'daki faaliyetlerine dayanmaktadır. O dönemde İngilizlere karşı ayaklanmaları kışkırtan Alman ajanları, bu çabalarında epey de başarılı olmuşlardır. 

Almanya'nın özelde Avrupa, genelde Avrasya'daki güç dengelerini etkileyecek bir askeri gücü olmamasına karşın, gerek ekonomik gücü, gerekse AB içinde oynadığı etkin rol nedeniyle, stratejik bir konumda olup, 
Avrasya'daki güç dengelerini etkileyebilecek, kendi başına kurucu bir gücü olmasa da, kurucuların işini bozabilecek bir potansiyele, açığa çıkmış güce sahip olduğu açıktır. 

İki dünya savaşına neden olmuş bir devletin "kötü" mirasına sahip ve askeri gücü gelişkin olmayan bir devlet olarak Almanya, stratejisini ancak ekonomik güç ve reformcu yöntemlerle sürdürmek durumundadır. İnsan Hakları sicilindeki kara lekeleri silebilmek ve dünya halklarının güvenini kazanabilmek için Avrupa kamuoyunun bu konudaki hassasiyetlerini de dikkate alarak, azınlıkların korunması vb. konularda girişimlerde bulunmaktadır. Bunun da ancak konjüktürel bir tavır olarak ortaya çıktığı muhakkaktır. Sistemin genel çıkarları gerekli kıldığında ise, azınlık ve insan hakları ihlallerine çok da önem vermediği her defasında görülmektedir. 

Buradaki anlatımlardan da görüleceği gibi İran üzerinden Ortadoğu’daki sistemi düzenlemeye, yine bu yöntemle bölgede beklentileri olan diğer ülkelere yönelik karşı politika geliştirmeye çalışmaktadır. 

Almanlar ülkemizi her konuda özellikle de insan hakları konusunda baskı altında tutmaya çalışmaktadır. Türkiye’ye yönelik baskıda her dönem başı çekerken, İran’da yaşanan tüm anti demokratik, katı etnik ve mezhepçi 
uygulamalara, Türk, Azeri, Türkmen, Kürt, Luri, Gori, Arap kökenlilerin Farslaştırma politikalarına ve kadına uyguladığı anti demokratik yaklaşımlarına sessiz kalmıştır. 

İran’da yaşayan 30 milyon Türkün (Azeri, Türkmen, Hazara v.b.) varlığı, Almanya’da yaşayan 2,5 milyon kökenli Türk kökenlilerin her geçen gün nüfus ve ekonomik olarak güçlenmesi gibi unsurlar, adı geçen devletler 
tarafından diğer bir tehdit unsuru olarak algılanmıştır. 

Hem Almanlar hem de İranlılar ülkelerinde ki Türkleri ve Kürtleri kendileri için tehdit gördüklerinden bu grupları ayrı ayrı örgütleyerek, kendi aralarında çatıştırma yoluna sıkça başvurmuştur. 

Yaklaşık (2,5-3) milyon Türk vatandaşının yaşadığı Almanya'da, terör örgütü PKK'nın, sayıları 60-70 bin arasında değişen müzahir bir kitleye sahip olduğu değerlendirilmektedir. 

Terör örgütü Almanya'yı eleman temini, maddi kaynak sağlanması ve propaganda amaçlı kullanmaktadır. Bu doğrultuda örgütün, Avrupa genelinde en çok parayı Almanya'dan elde ettiği bilinmektedir. Almanya'da faaliyet gösteren örgüt mensupları, yasal olarak faaliyet gösteren dernek, halk merkezi, kültür merkezi, dayanışma merkezi, enformasyon merkezi, enstitü, birlik vb. kuruluşlar içerisinde kamufle olmuş durumdadır. 

Bu ülkedeki örgüt faaliyetleri 1993 yılında yasaklanmış olmasına rağmen, tabelasında PKK ibaresi bulunmayan pek çok dernek ve kuruluş faaliyetlerini sürdürebilmiştir. 

Yine KON-KURD'a bağlı olarak faaliyet gösteren ve Almanya'daki örgüt yandaşı derneklerin federasyonu olan YEK-KOM da terör örgütünün Almanya'daki legal görünümlü etkinliklerinde önemli bir yere sahiptir. Bu 
dernekler haricinde de Almanya'da örgüt yararına faaliyet yürüten çeşitli adlar altında (birlik, enstitü, kültür/enformasyon merkezi, yardım fonu, kültür evi) yüz civarında sivil toplum kuruluşu bulunmaktadır. 

Terör örgütü mensuplarına yardım ve örgüte gelir temini için kurulmuş bulunan, aynı zamanda Almanya'nın üç şehrinde temsilciliği olan, sözde Kürt Kızılayı (Heyva Sor a Kürdistan) öne çıkan bir diğer oluşumdur. 

Almanya'da yürütülen faaliyetler çerçevesinde KADEK mensupları tarafından Dormagen şehrinin sanayi bölgesinde atıl bir bina belediyeden kiralayarak Kürt Kültür Merkezi'ne dönüştürülmüştür. 

Örgüt elemanlarının organizesinde 01 Haziran 2002 tarihinde Essen şehrinde yaklaşık 150-200 kişinin katılımıyla, PKK'nın AB terör örgütleri listesine dahil edilmesini protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenlenmiştir. 
Yine aynı tarihte Hannover’de, yaklaşık 500 kadar örgüt yandaşı tarafından, “Kürtler Terörist Değildir” yazılı pankartlar açılmış, Biji Öcalan, Terörist Türkler ibareli sloganlar atılmıştır. 

Nitekim Almanya'da KADEK yandaşlarınca 09 Ekim 2002 tarihinde Bochum şehir merkezinde yaklaşık 150 kişinin katılımıyla bir gösteri yürüyüşü düzenlenmiş, yürüyüş esnasında;"Yaşasın Apo", "Biz Terörist Değiliz", "Öcalan'a Özgürlük, Kürdistan’a Özgürlük" yazılı pankartlar açılmış, Abdullah Öcalan’ın ait posterler taşınmış ve "9 Ekim'de Abdullah Öcalan'a Karşı Yapılan Komplo Bölge Halklarına ve insanlığa Karşı Yapılmıştır" başlıklı ve YDK imzalı bir bildiri dağıtılmıştır. 

Yine KADEK sempatizanlarınca 13 Ekim 2002 tarihinde Hamburg'da meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirilmiş, Hamburg Kürdistan Halk Evi tarafından tertiplenen ve aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da 
bulunduğu yaklaşık 100 kişinin katıldığı ve önceden düzenlenen güzergâh üzerinde devam eden ve Başkonsolosluğumuz yakınında gerçekleştirilen gösteride konuşmalar yapılmış, Kürtçe ve Türkçe sloganlar atılmış ve "Abdullah Öcalan'a karşı girişilen uluslararası komployu kınıyoruz" yazılı siyah bez afiş taşınmıştır. 

Almanya’nın Freustroyt kentinde, Kürt öğretmenleri Derneğince, Kürtçe öğretimine yönelik yaklaşık 50 öğrenciye Zaza ve Gurmanç dillerinde dersler verilmiş, benzer kursların dernek ortamından çıkartılarak, resmi 
okullarda da yaygınlaştırılması yönünde girişimler başlatılmıştır. 

Alman polisince 14 Kasım 2002 tarihinde, Münih Med Kültür Evi'ne yapılan uygulama esnasında, dernekte bulunan bilgisayar, cep telefonu, faks ile çok sayıda yayın ve belgeye el konulmuştur. Yine 14 Kasım 2002 tarihinde ve Münih'te 150 polisin görev aldığı büyük bir baskın düzenlenerek KADEK'le irtibatlı oldukları gerekçesiyle 25 evde ve "Med-Kultur-Haus" adlı dernek binasında arama yapılmıştır. 

Bu gelişmeler sırasında örgüt yandaşları tarafından Almanya genelinde gerçekleştirilen eylemlere karşılık, Alman makamlarınca tedbirler arttırılmıştır. 

2003 yılında Almanya'daki faaliyetler, yine gösteri yürüyüşleri, mitingler, imza kampanyası, acılık grevi gibi eylemler olarak sürdürülmüştür. 

Nitekim Avrupa genelinde olduğu gibi Almanya'da 2003 yılı örgüt faaliyetlerinin tırmandığı bir yıl olmuştur. Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarını protesto etmek amacıyla 27 Ocak 2003 tarihinde Almanya’nın 
Duisburg şehrinde bulunan Kürt Dayanışma Merkezi'nin organizesinde gösteriler düzenlenmiş, yine aynı amaçla, 25 Ocak 2003 tarihinde Medya Kültür Merkezi tarafından Duesseldorf tren istasyonunda bir başka gösteri, keza 2 Ocak 2003 tarihinde Münster'de, 11 Ocak 2003 tarihinde Hamburg'da, 01 Şubat 2003 tarihinde Heumarkt'da paravan dernek ve kuruluşlarca benzer nitelikte gösteriler yapılmıştır. 

Yine Abdullah Öcalan'ı "Sahiplenme ve Savunma" kampanyası kapsamında KADEK Almanya Essen Kürt Veliler Derneği organizesinde, 08-14 Şubat 2003 tarihleri arasında açlık grevi eylemi düzenlenmiş, diğer iki açlık 
grevi eylemleri de Hannover'de bulunan örgüt mensuplarınca, 27.01-02 Şubat 2003 tarihleri arasında Marktkirche meydanında, 13-14 Şubat 2003 tarihlerinde de Steintor meydanında kurulan çadırda sürdürülmüştür. 

Duisburg Kürt Veliler Derneği organizesinde, 13 Şubat 2003 tarihinde bir miting düzenlenmiş, KNK üyesi Mehmet Emin Pencevvını öncülüğünde 2003 Ocak ayı içerisinde başlatılan imza kampanyası sonuçları 15 Şubat 
2003 tarihinde Berlin'de düzenlenen basın açıklamasında kamuoyuna duyurulmuştur. Bu kapsamda Avusturya Kürt Dernekleri Federasyonu, Avusturya’nın en büyük dini kurumu olarak kabul edilen Dom Kilisesi 
yöneticileriyle görüşüp Öcalan’a uygulandığı iddia edilen sözde tecridi içeren bir dosya iletip kilise rahiplerinden destek istemişlerdir. 

Yine Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da FEY-KURD’un organizasyonuyla kiliseler ziyaret edilmiştir. Kopenhag’daki Vore Fru Kilisesinde Öcalan’ın özgürlüğe kavuşması için dua okunmuştur. Almanya’nın başkenti 
Berlin’de de PJA’lı kadınlar Noel vesilesiyle kiliseleri ziyaret etmiş, Berlin Süryani Ortodoks Kilisesi ile Katolik Kilisesini ziyaret eden PJA’lı kadınlar, ayine katılanlara bildiri ve gül dağıtmış, Kilise yetkililerinden Öcalan için 
de dua okunmasını talep etmişlerdir. 

Bremen’de ziyaret edilen Kiliselerdeki Papazlara, Öcalan’a uygulandığı iddia edilen sözde tecrit koşullarını anlatan dosyalar sunulmuş, Londra’da da UNICEF Britanya şubesine bir ziyaret gerçekleştirerek, Öcalan ile ilgili 
dosya bırakılmış, Fransa’nın Bordeaux kentinde yaşayan örgüte müzahir kadın kurumları tarafından Katolik kiliselerini ziyaret edilerek örgüt propagandası yapılmış ve Hollanda’nın Alkmar kentinde bulunan Protestan 
kilisesinde düzenlenen ayinde, rahip Drs. D.T Jans tarafından Öcalan için dua okunmuştur. 

Yine kampanya çerçevesinde, Finlandiya’nın Helsinki, Norveç’in Oslo, İsveç’in Uppsala, Stocholm, Gavle, Söderhom, Bollnos, Borlange, Vesteros ve Göteborg şehirlerinde heyetler şeklinde Protestan kiliseleri ziyaret edilmiştir. Bu kampanya 15 Şubat 2003 tarihinde sona ermiştir. 

Devam eden süreçte, Abdullah Öcalan'ı Sahiplenme ve Savunma kampanyası etkinlikleri çerçevesinde, Avrupa alanında örgüt yandaşlarınca gerçekleştirilen etkinliklerin istenilen düzeye ulaşamamasından bahisle KADEK sözde Başkanlık Konseyi tarafından, sorumlulara yönelik hazırlanan talimatta, mevcut eylemlerin güçlendirilerek sürdürülmesi, bürokratik sorunları olmayan, ağırlığı kadın ve çocuklardan oluşacak gruplarla, siyasi partilerin, tanınmış basın kuruluşlarının binaları vb. ses getirecek yerlerin işgal edilmesi, kiliselere yönelik çalışmaların yoğunlaştırılarak Kürtlerle birlikte Asuri ve diğer toplumların dini temsilcileriyle birlikte Vatikan nezdinde girişimlerde bulunarak Vatikan'da bir açlık grevi eyleminin düzenlenmesi istenmiştir. 

Örgüt üst yönetimi tarafından Avrupa Sahasında yoğun eylem ve etkinlik istenmiş olmasına karşın, çalışmaların istenilen seviyede olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle KADEK yönetimi tarafından, Avrupa 
alanında sürdürülen faaliyetlere ivme kazandırılması amacıyla 2003 yılının ilk günlerinde peş peşe talimatlar gönderilmiştir. Yılın ilk aylarında ABD'nin Irak'ı işgali sonucunda gelişen öfke nedeniyle örgüt talepleriyle savaş 
karşıtlığı iç içe işlenmiştir. 

Peş peşe yayınlanan talimatlar ile 15 Şubat münasebetiyle geliştirilmesi hedeflenen eylemler çerçevesinde, kapsamlı ve etkili bir basın açıklaması düzenlenmesi, basın toplantısının etkili olması için, Nelson Mandela gibi tanınmış kişiler, sanatçılar, bilim adamları, siyasiler vb. katılımların sağlanması istenmiştir. 

Öte yandan Fransa-Strasburg’da düzenlenmesi hedeflenen merkezi mitinge geniş katılımların sağlanması amacıyla çalışmalara başlanması istenen bir diğer konu olmuştur. Ayrıca, sözde "Kürdistan’a Barış, Abdullah Öcalan'a Özgürlük" komitesinin etkin hale getirilmesi yayınlanan talimatta belirtilmiştir. Yayınlanan talimatlar çerçevesinde, her bir Avrupa ülkesi yıl içinde geniş katılımlı, ses getirici eylemler geliştirmeye çalışmıştır. 

Terör örgütünün Almanya’daki faaliyetleri hakkında değişik zamanlarda bilgine başvurulan örgüt mensuplarının beyanları Almanya’daki PKK faaliyetlerini gün yüzüne çıkarmaktadır. 

A. Ş. A. Kendisi ile yapılan mülakaatta; “1997 yılı son aylarında Serhat Kod ile görüşme yaptım ve PKK örgütü adına faaliyet göstermek istediğimi söyledim. Bu şahsın yanında iki gün kadar kaldıktan sonra, beni ve yeni katılım olan (3) erkek örgüt mensubunu yurtsever bir ailenin aracı ile Hollanda'nın bir köyüne eğitim çalışması yapmamız için gönderildik. Burada örgüt tarafından kiralanan bir çiftlik evinde siyasi eğitim çalışmaları yaptırdılar. Bize siyasi eğitim çalışmasını; Binevş Kod ile RUken Kod isimli bayan örgüt mensubu verdiler. Eğitim olarak; parti tarihi, parti tüzüğü, parti programı, Kürdistan tarihi, felsefe ve sosyalizmle ilgili dersler verdiler. Tahminen iki aya yakın burada siyasi eğitim çalışması yaptıktan sonra, buradan yeni katılım olan bizleri dağıtım yaptılar. 

Beni Diesburg Kentinin Hochfeld alanına sorumlu olarak verdiler. Diesburg Kentinin sorumlusu olan Delil Kod isimli şahıs ile görüşme yaptım. Bu şahıs benim altımda görev yapmaları için Diyar ve Serhat Kod isimli şahıslar ile 
tanıştırdı. Bunlar Hochfeld alanını iyi bidiklerinden, ev ev dolaşarak propaganda çalışması ile aidat toplayarak örgüte maddi destek sağlamak için çalışmalarımızı yürütüyorduk. Bu alanda yapmış olduğumuz çalışmalar sırasında, toplantı, yürüyüş ve mitinglere halkı bilinçlendirip gönderiyorduk, halkın mitinglere gitmelerine yardımcı olmak için araç tutuyorduk ve bu 
çalışmalarım buraya gelene kadar devam etti… Örgüt liderimiz olan Abdullah Öcalan'ın Demokratik Cumhuriyet Projesine katkıda bulunmak üzere Avrupa Cephe Merkezine öneri raporu yazdım ve sorumlum olan Delil Koda verdim. Bu önerim Başkanlık konseyi tarafından kabul edildi ve Türkiye'ye gelmem konusu gerçekleşti…” 

Bir diğer örgüt mensubu olan S.A.’nın; “1994 yılı sonbaharına kadar burada kaldım ve daha sonra sahte bir pasaportla Almanya'ya gönderildim. Beni Duesseldorf hava alanından parti tarafından gönderilen yurtsever şahıslar alıp Kani Yılmaz'ın yanma götürdüler. 

Beni götüren yurtsever şahıslara, Kani Yılmaz isimli şahıs teslim etti, benim sağlık sorunlarım ile iltica işlemlerimi yapmaları konusunda talimat verdi. Bu arada iltica talebim birkaç ay sonra kabul edildi ve bana siyasi iltica 
Pasaportu verdiler. 

Kani Yılmaz isimli şahıs beni Almanya Orta Eyalet (Köln, Duesseldorf, Bonn, Diesburg, Essen, Dortmund) alanında YAJK adına Sorumlu olarak gönderildi. YAJK örgütünün genel Sorumlusu Saadet Kod isimli şahıs yapmakta idi. Bu alanlarda kitle çalışmaları yaptım, ev ev dolaşarak örgütün propagandasını yapıyordum, toplantılar, yürüyüş ve festival 
gibi etkinliklerin düzenlemesini yapıyordum. Bu arada Kani Yılmaz tutuklandı ve Avrupa ERNK Sorumluluğuna Şahın Kod isimli şahıs geldi. 

1995 yılında Türkiye'de cezaevlerinde tutuklu mahkûmların yapmış oldukları açlık grevlerini desteklemek amacıyla bizde Frankfurt İlinde Alman makamlarının izni ile açlık grevine gittik. 1996 yılında Halepçe katliamım protesto etmek için kitleler üzerinde ERNK ve YAJK faaliyetleri yürüttüm. Bu protesto mitingine Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden 100.000 civarında insan geldi, bu yürüyüş için Alman makamları tarafından verilen izin sonradan yasaklandı. Bu yasaklanmaya rağmen kitle yürüyüşü yaptı ve iki taraf arasında gergin anlar oldu. Bu mitingden dolayı ben aramaya aldırıldım ve 1998 yılı Şubat ayında Köln'de yakalandım. Çıkarıldığım mahkeme tarafından 2 yıl 8 ay hapis cezası aldım, ancak 15 ay kadar yattıktan soma 
şartlı tahliye oldum. 

Cezaevinden çıktıktan soma, daha önce içerisinde bulunmuş olduğum YAJK örgütü kongrede alman karar gereği YAJK partileşti ve PJKK(Partiye Jinen Karkeren Kürdistan-Kürdistan İşçi Kadınlar Partisi) oldu. Bu partinin Avrupa Kadın 
Cephesi ise EJAK (Eniye Jinen Azadı Kürdistan-Kürdistan Özgür Kadınlar Cephesi) ismim aldı. Bende EJAK içerisinde Orta Eyalet sorumlusu olarak faaliyet gösterdim…” 

Diğer bir örgüt mensubu olan E. A.; “…Ben 1996 yılında 15 yaşında iken dayım Ömer A. ile amcam Ahmet A. bana Almanya’dan istek yaparak bu ülkeye gittim. Mültecilerin bulunduğu yere gittim. Burada bulunan Agit (K), Mahir (K) ile ilişkiye geçtim. Orada bulunan şu an isimlerini hatırlamadığım PKK’lılarla bir olarak Türkiye’yi kötüledik ve arandığımızı belirterek iltica talebinde bulunduk. 1997 yılı içerisinde diğer başvuranlarla birlikte ilticam kabul edildi. Bu ülkede değişik işlerde ve temizlik işlerinde çalıştım. 

PKK örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ın’ın 1999 yılı Şubat ayında yakalanarak Türkiye'ye getirildikten sonra Agit ve Mahir kod adlı arkadaşlar beni ve benim gibi Kürt kökenli arkadaşları bir araya toplayarak Türkiye'yi protesto etmek için eylem yapacağımız söylediler. Tarihten 20 gün kadar önce 150 kadar arkadaş Mannheim isimli şehirde toplandık. PKK bayrağını 
açarak Serok Apo, Bıji Kürdistan, Kahrolsun Türkiye, diyerek slogan attık. Bende PKK bayrağının bir ucundan tutarak grup içerisinde yürüdüm ve slogan attım. Olaylar çıktı ve Alman polisi beni yakaladı, 2 gün cezaevinde yattım…” 

Örgütün Almanya’daki faaliyetleri ve kitleye uyguladığı şiddet ise Delal Kod F. T.’nin ifadesi şu şekilde yansımıştır. “Serkef Kod ile birlikte Bielefeld’ e geldik. 1996 yılı Ekim ayının sonlarıydı, 1997 yık Ocak ayının ikisinde 
Alman Polisi tarafından Köln'de bir yurtseverin evinde yakalanıncaya kadar yukarıda belirtiğim şehirlerde gezerek gençleri faaliyete yani PKK'ye kazandırmak için faaliyet gösterdik, daha doğrusu bu faaliyetler sırasında Serkef Kod'un yanında bulunuyordum. Bana herhangi bir inisiyatif tanınmamıştı. 

Bu şehirlerdeki PKK derneklerinde toplanılıyordu, PKK propagandası yapılıyordu, ayrıca gizli yerlerde daha doğrusu benim götürülmediğim yerlerde iki haftalık kamplar yapılıyordu, bunun yanında Serkef Kod aidat topluyordu, bir keresinde Hamburg'da yapılacak toplantıya geleceğini söyleyip te gelmeyen bir yurtseverin oğlunu dışarıda bir yerde döğmüşler 
bunu Serkef Kod anlattı, ayrıca Hamburg’da PKK'nin Derneğinde örgüte katılan bir akrabasını almak için giden (30) yaşlarında bir erkeği orada kadro olarak çalışan Sılav Kod isimli örgüt mensubu tarafından dövüldü, bu şekilde faaliyet devam etti. Yakalanmadan üç hafta kadar önce Duesseldorf’ta çıkartılan Sterka Ciwan isimli gençlik dergisi redaktör olarak çalıştım…” 

Almanya’da yapılan kitle çalışmaları kapsamında Dilan Kod G. Ö. “Bunları ağabeyimin çevresindeki insanlardı, bunlarla birlikte komite içerisinde faaliyet gösteriyorlardı, bunlarda ağabeyim gibi komite üyeleri idiler, Almanya*da bulunan Kürt ailelere giderek PKK örgütünün propagandasını yapıyorlardı. Her ay örgüt adına aidat toplamakta idiler, Türk ailelerinden de aidat toplayıp toplamadıklarını bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla herkesten aidat topluyorlardı. 

Bu şahıslar vasıtasıyla yani Mehmet ve Alî Gülmezoğlu ile birlikte PKK'nin derneğine giderek kültürel çalışmalara başladım. 1995 yalının ortalarına kadar bu şekilde devam etti. 1995 yılının ortalarında Frankfurt’ta iki hafta siyasi eğitim çalışmalarına aldılar. Bu eğitime yaklaşık 25 kişi katılmıştık. Ben ilk defa böyle bir eğitime katıldım… Bu eğitimde herkes PKK’ya katılma kararı aldı, bende katılma kararını aldım. Bundan sonra beni de biraz geliştirmek amacıyla yanlarına aldılar, Medya Kod, Serhat Kod, Nazdar Kod ve bunlara bağlı alt birimler vardı, kitleye çıkıyorduk, örgütleme yapıyorduk, propaganda ajitasyon ve kitlenin olduğu her yerde evlerde toplantılar gerçekleştiriyorduk. Daha sonra bana değişik bir alana gitmemi istediler, 
bende Köln'e gittim, burada Bölge sorumlusu Mahmut Kod bulunmakta idi, Mahmut Kod'a bağlı olarak faaliyet yürüten Hasret Kod ile Zilan Kod vardı, bende bunların içine katıldım ve birlikte faaliyetlere başladık…” 

Almanya ile ilgili en çarpıcı bilgileri ileten F.D.; “… Almanya siyasal boyutta PKK terör örgütünü desteklemektedir. Kafkaslarda ve Türk Cumhuriyetleri üzerinde Almanya ile ABD arasında büyük bir rekabet vardır. Kafkaslara 
ve Türk Cumhuriyetlerinde Türkiye'nin büyük bir etkisi vardır. Türkiye buralara Amerikan çıkarları ile girdiği için Almanya bundan büyük rahatsızlık duymaktadır. Almanya bu bölgeye Türkiye'nin Amerika ile değil daha çok kendisi ile birlikte girmesini istemektedir ve bunun içinde Türkiye ye büyük baskı yapar. Türkiye'ye boyun eğdiremeyince de PKK terör örgütünü kullanarak Türkiye'yi zayıflatma yoluna gider. Almanya'da bulunan Türk toplumu eskisi gibi sadece işçi topluluğu değildir, işyeri sahipleri vardır. Siyasal ve ekonomik yaşamda söz sahibidirler. Almanya Türk toplumunun Almanya'da söz sahibi olmalarından rahatsızlık duyduğu için Türk işyerlerine yapılan saldırılara göz yumar. 

Almanya PKK'nın faaliyetlerini kontrol altında tutamadığı zaman rahatsız duyar. Almanya Anayasasını Koruma Derneği Başkanı ve Milletvekili olan Henrig Lümmer defalarca Abdullah Öcalan’ın’ın ile görüşerek PKK'nın Alman yasalarına aykırı düşen eylemlerini durdurmalarını istemiştir. Kazım (K) Hamili Yıldırım isimli örgüt mensubundan aldığım bilgiye göre 1997 yılı Ağustos ayında Alman İçişleri Bakan Yardımcısı, Abdullah Öcalan’ın’ın ile görüşmek üzere Suriye'nin Şam şehrine gelerek burada Öcalan’ın’ın ile bir anlaşma yapmıştır. Bu anlaşmaya göre PKK Almanya da izinsiz gösteri 
yürüyüşleri ve toplantılar düzenlemeyecek, her şey Almanya'nın denetiminde olacak bunun karşılığında da Almanya şiddet dışı tüm PKK faaliyetlerine müsaade edecek, bunun sonucunda da birçok Kürt derneği geri açılmıştır...” beyanları ile Alman Devletinin örgütü ülkemize karşı nasıl kullandığını gözler önüne sermiştir. 

3 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR


***