KADEK ALMANYADA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KADEK ALMANYADA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mayıs 2015 Pazar

PKK - KADEK, KADEK ALMANYA'DA ÇOCUK KAÇIRIYOR





PKK - KADEK,  KADEK ALMANYA'DA ÇOCUK KAÇIRIYOR


Avrupa Birliği tarafından "terör örgütleri listesi"ne alınması sonrasında, örgüt içi infazlar ve kaçışlar nedeniyle kadro sıkıntısı çeken terör örgütü PKK (yeni adı KADEK), son dönemde Avrupa ülkelerinde "çocuk kaçırma" eylemlerini yoğunlaştırdı.
Almanya'da haftalık yayınlanan "Focus" isimli derginin 4 Kasım 2002 tarihli son sayısında, "Talimli Gençlik" başlığıyla yer alan bir haberde, "şiddet eylemlerinden vazgeçtiğini iddia eden terör örgütü PKK (KADEK)'nin, Almanya'da yaşayan çocuk ve gençleri kaçırmayı sürdürdüğü" vurgulandı.

Focus Dergisi'nin haberinde şöyle denildi;  


"Aşağı Saksonya Eyaleti'nin Celle kentindeki Blumlager Okulu'nun 8.sınıfında öğrenim görmekte iken 12 Agustos 2002 günü okula gelmeyen Vildan S. isimli öğrenciden bir daha haber alınamadı. Vildan S.'nin aniden ortadan kaybolması polisi ve Devlet Koruma Birimi'ni harekete geçirdi. Hannover yakınlarındaki Celle kenti PKK terör örgütünün önemli faaliyet merkezi olarak biliniyor. Geçmiş  dönemlerde de Vildan S.'nin yaşındaki (15 yaş ve altı) çok sayıda çocuk terör örgütünün silâhlı kamplarına  katılmak üzere, kaçırılmışlardı.

Devlet Koruma Bölümü görevlileri, genç kızın, KADEK üst düzey sorumlusu olduğu belirlenen babası Mehmet Emin S.'nin yardımıyla, Hollanda ya da Belçika'daki terör örgütü kamplarına gönderilmiş olabileceğini vurguluyorlar.

Soruşturmayı yürüten emniyet yetkilileri de, PKK tarafından kaçırılan Vildan S. isimli genç kızın, yoğun ideolojik eğitim gördükten sonra Irak'taki çatışma alanına gönderilebileceğine işaret ediyorlar.

Örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının ardından, Nisan 2002 ayı içerisinde, KADEK adını alarak, PKK'nin devamı olmadığı ve 'şiddetten vazgeçildiği'(!) yönünde açıklamalar yapan oluşum hakkında, Aşağı Saksonya Anayasayı Koruma Teşkilâtı Sözcüsü Rudiger Hesse, '1993 yılından itibaren yasaklı olmasına rağmen PKK, Almanya'daki faaliyetlerini sürdürüyor,  haraç topluyor, Kürt kökenli çocuk ve gençleri kaçırarak örgüt kamplarında ideolojik ve silâhlı eğitim veriyor' diyerek, PKK ile KADEK'in aynı olduğuna ve örgütün şiddet eylemlerini sürdürdüğüne dikkat cekiyor.

Başkomiser Andreas Pietrowski, Vildan'ın babasının, kayıp başvurusunu, kızının kaybolmasından yaklaşık dört hafta sonra, polisin ikâzı üzerine yaptığını ve bugüne kadar Vildan'ın durumunu hiç sormadığını belirtiyor.

Vildan'ın kaybolmasına ilişkin  olarak Focus Dergisi'ne bir açıklama yapan üst düzey bir PKK eylemcisi de, kızın örgüt kamplarında eğitime tâbi tutulduğunu belirtiyor, ancak hangi kampta olduğunu söylemiyor."

Terör örgütü KADEK (PKK)'in "çocuk kaçırma" eylemi yeni bir durum değil. Geçmiş yıllarda da Avrupa ülkelerinden çok sayıda çocuk PKK tarafından kaçırılarak, ideolojik ve silâhlı eğitimden geçirilmis, daha sonra da silâhlı çatışmalara gönderilmişti.

İşte, basın yayın organlarına yansıyan haberlerden birkaçı:


Belçika'da yayınlanan Le Soir Gazetesi (29 Eylül 1997); "PKK tarafından kaçırılarak, afiş asma, bildiri dağıtma gibi faaliyetlerde kullanılan 14-16 yaşlarındaki çocukların, aileleri ile görüşmelerine izin verilmiyor. Almanya'dan zorla kaçırılan Kürt çocuklari PKK'nin Belçika'daki kamplarında özel eğitime tâbi tutuluyorlar."

İsveç'te yayınlanan Svenska Dagbladet Gazetesi (25-28 Temmuz 1998); "İsveç'te yaşları 15-17 arasında değişen 40 kadar çocuk, İsveç'in Varlmand bölgesindeki tatil kampına götürülme vaadiyle, dağ kadrosuna aktarılmak üzere PKK tarafından kaçırılmıştır. PKK'nin çocuk kaçırma olayına büyük tepki gösteren Kürt aileler, İsveç polisine şikâyette bulundular."

Almanya'da yayınlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi (06 Kasım 1998); 

"Celle kentinde PKK tarafından kaçırılan ve yaşları 14-17 arasındaki 7 çocuk ile ilgili olarak bir açıklama yapan Uluslararası Mağdur Halkları ve Azınlıkları Koruma Organizasyonu (GFBV) Başkanı Tilman Zulch, PKK'ya sert tepki gösterdi.

PKK, çocukları silâhlı mücadelede kullanmak için kaçırdı."


Focus Dergisi (16 Kasım 1998); "Bundes Kriminalamt (BKA) yetkilileri, PKK'nin kaçırdığı 87 çocugu Hollanda ve Belçika'daki kamplarda eğittikten sonra silâhlı çatışmaya göndereceğini vurguluyorlar."

Birleşmiş Milletler ve İsveç Çocukları Koruma Örgütü "Radda-Bamen" tarafından yayınlanan bir raporda ise, şöyle deniliyor;

"PKK şimdiye kadar küçük yaşlarda 3 binin üzerinde çocuğu kaçırıp, eğitim kamplarında ideolojik eğitim verdi.

Almanya, İsvec, Belçika, Hollanda, Suriye, Yunanistan, Türkiye, Irak, İran, Ermenistan'dan kaçırılan çocuklar, PKK tarafından silâhlı çatışmalarda kullanıldı."

http://www.angelfire.com/dc/arastirma/tw033-39.htm



..

PKK - KADEK  KADEK'TE İNFAZLARIN SONU GELMİYOR,


Terör örgütü KADEK (PKK) içerisinde infazların sonu gelmiyor. KADEK yönetiminin talimatıyla iki örgüt sorumlusu daha öldürüldü.
KADEK'in yeni kurbanlarının;  örgütte 10 yılı aşkın bir süredir Merkez Komite üyeliği yapan Nasır kod adlı Faruk Bozkurt ve İskender isimli örgüt sorumlusu oldukları ortaya çıktı.

KADEK yönetiminin, örgüt içindeki antidemokratik uygulamalara karşı çıktığı ve örgüt politikasını eleştirdiği gerekçesiyle, Nasır kod adlı Faruk Bozkurt ve İskender adlı örgüt sorumlusunu Irak'ın kuzeyindeki örgüt kampında katlettiği açıklandı.

KADEK'ten kaçmayı başaran örgüt mensuplarının verdikleri bilgiye dayanılarak, internet ortamında duyurulan bir haberde, KADEK (PKK)'deki son infazlar tüm ayrıntılarıyla gözler önüne serildi:

"Bir gece aniden bomba seslerine uyandık.  Elleri silâhlı bir grup, PKK'de yaklaşık 10 yıl Merkez Komite üyeliği yapmış olan Nasır (Faruk Bozkurt) ile uzun süredir dağlarda çatışan örgüt sorumlusu Suriye Kürdü İskender'i katlettiler.

Ertesi sabah Osman Öcalan tarafından yapılan açıklamada, 'Dün gece kimliği belirlenemeyen (!) bir grup tarafından kampımızdaki tutukevine sızma yapılmış, atılan bombalar sonucunda Nasır (Faruk Bozkurt) ve İskender hayatını kaybetmiştir. Nöbetçiler kimseyi görmediklerini söylüyorlar. Konu ile ilgili olarak bu açıklamanın dışında kimse bir şey söylemeyecektir' deniliyordu.

2000 yılının Haziran ayında örgüt muhalifleri tarafından yapılan açıklamada, Nasır'in (Faruk Bozkurt) tutuklandığı belirtilmişti. KADEK yönetimi, önce bunu inkâr etti, ancak örgüt yayın organı Serxwebun dergisinde yayınlanan bir değerlendirmede Nasır'ın tutuklandığını itiraf etti.

Kamuoyunun bildiği gibi, Rojhat (Mesut Buldan) da infaz edilmek üzere KADEK yönetimi tarafından tutuklanmıştı. Ancak amcasının kamuoyuna yaptığı açıklamalar sonucu Rojhat'in infazı engellenmişti.

Erzurum Karayazı ilçesinden olan Faruk Bozkurt ve Suriye Kürdü İskender ise, sahip çıkacak çevreleri olmadığı için KADEK yönetimi tarafından hunharca katledildi.

Faruk'un hayatını kurtarmaya yönelik girişimlerde bulunmaya çalışıldı. Ancak KADEK yönetimi tarafından sürdürülen infazlar yeterince kamuoyuna duyurulamadı. Kamuoyundan yeterli tepki gelmediğini gören Osman Öcalan ve taifesi de, Nasır ve İskender'i öldürterek, cinayetlerini sürdürmeye kararlı gözüküyor.

Dün PKK adina faaliyet gösteren 'Kürdistan İslam Hareketi'nin başkanı Abdurrahman Dürre'nin oğlu Berzan Dürre'yi, bugün PKK'de uzun yıllar yöneticilik yapmış olan Nasır (Faruk Bozkurt) ve İskender'i infaz eden KADEK yönetimi, acaba yarın kimi öldürtecek dersiniz?

Kürt evlatlarını teker teker katleden KADEK yönetimine karşı kamuoyu sessizliğini bozarak, hesap soracak mı?"

Faruk Bozkurt ve İskender isimli örgüt sorumlularının infazına ilişkin KADEK talimatı, geçen ay örgütün yayın organı Serxwebun dergisinde yayınlanmıştı.

Bakınız, KADEK Yönetimi, Nasır ve İskender'in infaz talimatını nasıl duyurmuştu;


"Komplonun içimizdeki uzantısı biçiminde, örgüte içten dayatılan, onu yıkmak ve dağıtmakla tehdit eden Nasır (Faruk Bozkurt) çizgisi, Nasır gerçeğiydi. Bununla yeterli ve güçlü bir biçimde mücadele edilemedi. Örgütümüz içerisinde değişik eğilimler, provokatif-tasfiyeci düşünceler ve yaklaşımlar vardı. 1999 süreci içerisinde bir dağınıklık gelişmişti. Nasır, 7.Kongre'ye hazırlıklı geldi. Tıpkı Semir gibi. Semir de, 2.Kongre'ye oldukça hazırlıklı gelmiş, birçok arkadaşı merkeze seçtirmek sözü vererek, kendi saflarına kazandırmıştı. Nasır da, 7.Kongre'de, yani strateji kongresinde örgütü dağıtacak ve örgüt yönetimini ele geçirecekti. En çok örgütten yana olduğunu söyleyen İskender'in bile, iki sefer örgütten gizli olarak Suriye Devleti ile görüşme yaptığını biliyoruz. Ancak gerekli tedbirler en kısa zamanda alınacaktır."

PKK (KADEK) yönetimi tarafından örgüt içindeki antidemokratik uygulamalara karşı çıktıkları gerekçesiyle, Tunceli kırsalında Karker kod adlı Mahmut Arda, Rojbin kod adlı Sema Yıldız, Yunanistan'da Aydın Şahin, Sevim Adıbeli, Sedat Bayraktar ve Levent Buker, Londra'da Mustafa Yaygir, Kuzey Irak'ta Nazime Aktürk, Almanya'da Doktor Rodi Demirkapı, Irak'ın kuzeyinde Berzan Dürre  infaz edilmişlerdi.

http://www.angelfire.com/dc/arastirma/tw033-38.htm