Mehmet Murat Binzet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mehmet Murat Binzet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Ağustos 2019 Salı

Bugün yine bir Kurban Bayramını,...

Bugün yine bir Kurban Bayramını,... 




Mehmet Murat Binzet 
m1000zet@gmail.com
11.08.2019 Paz 08:25


Bugün yine bir Kurban Bayramını kutlamaya hazırlanıyoruz. Masum zavallı hayvanları kesmenin nesi bayram oluyor onu da anlayabilmiş değilim. Kurban ibadeti kişiyi Allah’a yaklaştırabiliyorsa şüphesiz o kişi için büyük bir mutluluk ve bayramdır ama her yıl yaşanan hayvan eziyetine baktığımız zaman bunun öyle bayram edilecek bir tarafının olmadığı da belli oluyor. Yine her taraf kan gölüne dönecek, İstanbul Boğazı kırmızıya boyanacak, alınan tüm tedbirlere rağmen vatandaş yine kurbanını uluorta kesmeye devam edecek. Araç arkasında paket halinde taşınan kurbanlıklar, vücuduna saplanmış bıçaklarla kan revan içinde kaçan danalar, kurbanlıkları keserken orasını burasını budayan acemi kasaplar, vs.… 

Ben, pek anlamadığım için  bu Kurban konusunu biraz araştırdım ve şu bilgileri elde ettim:

Kurban ibadetinin farz olup olmadığı konusunda İslam âlimleri arasında tam bir ittifak bulunmamaktadır. Kur’ân çevirileri ya da meallerinde farklılıklar görünmektedir. Günümüzde bazı ilahiyat bilginleri kurban konusunda farklı görüşler sergilemektedirler. 

Rahmetli Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ e göre Kurban kesmek farz bir ibadet değildir. Bu noktada şöyle diyor Öztürk; “Kurban kesmek, geleneksel fıkha göre sünnet veya vacip bir ibadettir. İttifak edilen nokta, kurban kesmenin farz olmadığıdır. Ülkemizde bu, göz ardı ediliyor ve kurban farz ibadet gibi algılanıyor. Bu yanlış algılama doğal olarak art arda birçok yanlışı da beraberinde getiriyor.” Kuran’da “kan akıtın” emri olmadığının altını çizen Yaşar Nuri Öztürk ilave olarak “Kurban farz değil sünnettir. Maddi durumu yerinde olan kişilere sünnet olan kurban, fakirlere yardım için kesilmektedir. Kuran'da 'Hayvan kes' diye bir emir yoktur. Yoksula yardımdan söz edilmektedir” demekte, bir kişinin kurban sünnetini yerine getirmesi için mali bakımdan zekât verecek, Hacc’a gidecek nitelikte olması gerektiğini belirtmektedir. 

Günümüz ilahiyatçı yazarlarından R. İhsan Eliaçık kurban konusundaki görüşlerini şu sözlerle dile getirmektedir; “İslam’da kurban üç mezhebe göre hacca gidenler tarafından yerine getirilir. Hanefi mezhebinin içindeki küçük bir gruba göre herkes tarafından kesilmesi gerekir. Kevser Suresinde ‘namaz kıl, kurban kes’ dendiği iddia edilir, onun namaz kılmak, kurban kesmekle alakası yoktur. ‘Allah’tan destek iste ve güçlüklere karşı göğüs ger’ demektir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tercih ettiği görüş, İslam’da Hanefi mezhebinin içindeki küçük, azınlık, marjinal bir görüştür. Asıl çoğunluğun görüşü benim savunduğum görüştür. Türkiye üzerinde kurbanın bu kadar yaygın olmasının sebebi Kur’ân’ı Kerim’den ve İslam’ dan kaynaklanmıyor, Şaman kültüründen kaynaklanıyor. Kurban kesmek isteyenler ki Hacc’a gitmesi gerekenlerin yapması gerekiyor ama illa ‘ben de onlara katılmak istiyorum’ diyorsa kurbanın parasını yoksula, garibe bizatihi kendi eliyle vermelidir. Peygamber zamanında da haccın etrafında müşrikler kurban kesiyorlar. Allah, ‘Bu kestiğiniz kurbanlar bana ulaşmaz. Bana ulaşacak olan sizin takvanızdır (günahtan kaçınma, sakınma). Yani ben sizden birbirinize karşı dürüst olmanızı, birbirinize karşı yanlış hareketlerden sakınmanızı istiyorum. Bunun dışında kestiğiniz hayvanların ne etleri, ne kanları bana ulaşmıyor‘ diyerek bu kesimin durmasını istiyor. Kuran’da kurban kesin dendiği yerleri tek tek çıkardım; hiçbirinde kurban kes demiyor. ‘Benim için kurban kesin‘, diye bir emir Kuran’da yok. İnsanlar zaten kurban kesmekte fakat bu kesilen kurbanların Allah’a falan ulaştığı yok.  ‘Kesiyorsanız yoksullara dağıtın, kesmenize de gerek yok. Ben sizden böyle bir şey de istemiyorum‘ diyor.

Kuran araştırıcısı Hakkı Yılmaz’ a göre kurban; “kişiyi amacına yaklaştıran şey” demektir. İlave olarak Hakkı Yılmaz şu görüşü savunmaktadır: “Kurban sözcüğü Türkçe dışında hayvan kesmeye verilen ad değildir. Hiçbir zaman Hak dinde hayvan keserek, insan keserek kurban diye bir şey yoktur. Peygamberin hayvan kesimiyle ilgili nakiller vardır. Onların hepsi de Hac döneminde Hac görevi içerisindeykendir. 26 tane rivayet vardır hepsi de Hacc’a yöneliktir ve o da hediyedir. Hediye ise Hac görevi yapan Müslümanların yemesi içmesi için gönderilen hayvan demektir.” 

Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ nun ise; “Kesin hüküm bulunmamaktadır. Kurbanla ilgili açık bir hüküm yoktur... İslam bilginlerinin büyük çoğunluğu sünnettir demiştir. Sırf farz olduğu şeklinde yanlış anlama olmasın diye kurban kesmeyen büyük sahabeler vardır. Hz. Ömer, Hz. Ebubekir gibi. Durumu iyi olanlar keser. Bu da sünnet namazı gibi, vitr namazı gibi algılanır” tarzında açıklamaları bulunmaktadır. 

Bence netice olarak Kurban kesmek farz bir ibadet değildir. Şartların oluşması durumunda Hacc’da yerine getirilmesi gereken bir yükümlülüktür. Bunun yanı sıra isteyen maddi durumu müsait ise istediği kadar kesebilir. İnsanların illâ da kurban keseceğim diye kendilerini zora sokmaları. Kredi kartı ya da banka kredisi ile kurban kesmeye çalışmaları doğru değildir. Mâli durumu iyi olanların kurban kesmek yerine bir yoksulun hastane masraflarını, kirasını ya da ne bileyim çocuklarının eğitim giderlerini karşılamalarının takva yönünden Allah’ın daha fazla hoşuna gideceği bir davranış olacağını düşünüyorum. 

Hayvancılığın ölmeye mahkûm edildiği Türkiye’de her yıl binlerce hayvanın kurban uğruna yok edilmesinin ibadetin amacına hizmet edip etmediğini de sorgulamak gerekir. 

Kurban derilerinin iştah kabartan bir rant yaratan piyasasını ve cemaatler ile kime ya da neye hizmet ettiği belirsiz bir takım türedi vakıflar tarafından istismar edilmesini de ilave edecek olursak Türkiye’de kesilen kurbanlıkların etlerinin ve kanlarının Allah’a ulaşıp ulaşmadığı konusunda (samimi Müslümanların kurbanlarını tenzih ediyorum ki bu da çok azdır sanırım) bir takım tereddütlerim var. 

Son olarak, Kurban bayramının bir kavurma bayramına dönüştürülmeden, amacına uygun bir bayram olarak kutlanmasının, bizim samimi ve Allah’ın hoşnutluk duyacağı eylemlerimiz ile mümkün olabileceği kanısındayım. 

Bu vesileyle herkese katliamsız ama mutlu gerçek bayramlar diliyorum. 

***