Okumak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Okumak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Haziran 2016 Pazartesi

Demirtaş’tan Müzakere Şartlarını Okumak



Demirtaş’tan Müzakere Şartlarını Okumak

Yazar: Ümit Özdağ
26 NİSAN 2013 CUMA
























AKP iktidarı başta Başbakan Erdoğan ve sonda akil insanlar olmak üzere Türk Milletini “PKK’yı hiçbir taviz vermeden barışa ikna ettiklerine” inandırmaya çalışıyorlar. Tarihin en büyük propaganda uzmanı olan NAZİ Propaganda bakanı Goebbels, söylediğiniz yalan o kadar büyük olmalıdır ki, gerçekliğinden şüphe edilmesin diyerek, propagandanın temel ilkesini belirliyor. PKK’nın hiçbir taviz almadan çekildiği ve barışı kabul ettiği iddiası Goebbels’i bile imrendirecek bir propaganda çalışmasıdır. Ancak, AKP’nin bu propaganda sürecini zora sokan, “barış süreci ortağı” BDP ve PKK’dır. AKP’den gelen her “taviz yok” açıklamasına BDP-PKK’dan “şunlarda olmadan olmaz” cevabı gelmektedir.  

             Örneğin, Nurettin Canikli, “ Bu sürecin somut sonucu terör örgütünün tasfiyesidir” derken, Aysel Tuğluk, PKK’nın Türkiye’de “ barış geldikten ve silah bıraktıktan” sonra da bir dönem Suriye’de ve İran’da silahlı güç olarak kalacağını, Avrupa’daki örgütsel gücünü muhafaza edeceğini açıklayarak, Türkiye’yi neyin beklediğini bir kez daha ortaya koymuştur. AKP’nin “taviz vermedik” propagandasına en çok destek vermeyi amaçlayan açıklama ise BDP eş başkanı S. Demirtaş’ın 22-23 Nisan 2013’de Taraf gazetesinde Neşe Düzel’e verdiği demeçtir. Bir siyasetçiden çok bir dış işleri mensubu gibi her cümlenin zihinde üç defa “Aman AKP’nin taviz vermedik tezine zarar vermesin” diye düşünülerek formüle edildiği anlaşılan bu demeçte bile Demirtaş, AKP’den “hangi tavizleri” almadan “barışın” gelmeyeceğini açıklamıştır.

          Demirtaş, Öcalan’ın İmralı tutanaklarında açıkladığı gibi sürecin üç aşamalı olduğunu söylüyor. Birinci aşama geri çekilme, ikinci aşama yeni anayasa ve üçüncü aşama normalleşme. Demirtaş: “Birinci aşamadan sonra, Türkiye’nin demokratikleşmesi denilen ikinci aşama var. Bu aşamada yasal reformlar ve anayasal değişikler var.” “Hükümet, demokratikleşme konusunda adım atmak zorunda. Eğer PKK’ya ‘sen geri çekil ve bana fırsat ver. Ben Türkiye’de demokratikleşme yapacağım’ diyorsa..Ve PKK’da buna uyuyorsa..Şimdi adım atma sırası hükümetindir.

          Aslında İmralı tutanaklarına göre, Öcalan, Hükümetin Kürt reformlarının çekilme bitmeden gerçekleşmesini istiyordu. Ya bu şartta Hükümetin istediği üzerine bir değişiklik oldu ve Hükümetin kamuoyu karşısında elini güçlendirmek için reformlar PKK çekilmesi sonrasına bırakıldı ya da Demirtaş serbest bir yorum yaptı. İkinci ihtimal yok denecek kadar az.

        Peki PKK’nın demokratikleşme konusunda bekledikleri neler? Demirtaş, önce bir geçiş dönemi anayasası sonra ikinci anayasadan bahsediyor. AKP Hükümetinden reformları bekledikleri geçiş dönemi anayasasında Demirtaş, “Bütün Türkiye için bölgesel yönetimler önereceğiz. Bir tür özerklik bu… Seçimle iş başına gelen ve yetkileri (egemenliği diye okuyun bundan dolayı özerklik değil federasyon Ü.Ö.) merkezle paylaşan bölge meclisleri bu…Bu bölge meclislerinin içinden de bir tür bölge hükümeti olan bölge yürütmesi çıkıyor. Valinin yerini de seçimle gelen bölge başkanları alıyor.(Erdoğan valiler seçimle gelebilir demişti. Ü.Ö.) Biz parlamentoya anayasa teklifimizi bu şekilde sunduk. Ulusal güvenlik, genel adalet ve savunma, genel bütçe planlama gibi hizmetlerin dışındaki eğitim, sağlık, kültür, turizm bütün hizmet ve  yetkiler bu bölge meclislerine ait oluyor.” Şimdi Demirtaş’ın canalıcı cümlesi geliyor:

 “BİZ BU MODELİ BARIŞ SONRASI İÇİN DEĞİL, BARIŞ İÇİN ÖNERİYORUZ.”  

            Özetle, Demirtaş, Öcalan, PKK ve BDP’nin AKP Hükümetinden beklediği anayasal ve yasal değişikliklerin temelinde federasyonu koyuyor ve ekliyor: “‘Türkçe dışında anadilde eğitim yapılamaz’ diyen bir anayasayı asla kabul edemeyiz. Herkesi Türk olarak kabul eden bir maddeyi de kabul edemeyiz.”
            Demirtaş Öcalan’ın hapishaneden çıkması ile ilgili olarak şöyle söylüyor: “Öcalan’ın hapiste tutulmasının nedeni Kürt sorununun çözülmemiş olması ve savaşın devam ediyor olmasıydı. Bu koşullar ortadan kalktığında belki cezaevi anlamsızlaşır. Öcalan’ı orada niye tutsunlar ki? Yeterince hapis yatmadı mı? Onbeş yıl yattı.” PKK yöneticileri konusunda da Demirtaş’ın cevabı açık: “Dönmek isteyenler dönebilir sürecin sonunda bence.

           1)Öcalan ve Kandil’in “ Akil insanlar heyeti oluşturulsun” önerisini kabul eden; 


          2)Öcalan ve Kandil’in “TBMM konuya el koysun” talebine önce karşı çıkan sonra BDP ile ortak komisyon kurmayı kabul eden; 

         3)Öcalan ve Kandil’in “Geri çekilme için yasal düzenleme yapılsın” talebini sonunda kabul edip, İç İşleri Bakanlığı ile TSK arasında yetki konusunda düzenleme yapan; 

        4) Erdoğan’ın ağzından “devlete karşı işlenen suçların affedilebileceğini” duyuran, 

        5) 2023’de eyalet sistemi olabilir diyen Hükümet hala taviz vermeden PKK’yı silah bırakmaya ikna ettiğini ileri sürebiliyor.   



..