Bu trendin bir sonucu olarak yarış(rekabet) sakatlanmakta; “ekonomik karar alma süreci”ne politikanın nüfuz etmekte ve bu yarışın sonunda yeni ve farklı
“kazananlar” ve “kaybedenler” ortaya çıkmakta; “China Investment Corporation (CIC)’’ın, bundan böyle Çin Maliye Bakanlığı’na, yapılmış fonlama için faiz ödemeyeceğini deklare etmiştir.46” gibi, serbest piyasa ekonomisi prensipleri çelişen kararlar ortaya çıkmaktadır. Ian Bremmer’e göre, devlet kapitalizmindeki yükseliş, global marketlerin “kitlesel verimsizlikler (massive inefficiencies)” ile tanışmasına ve popülist siyasetin, ekonomik karar sürecine yerleşmesine yol açmıştır.47
Devlet güdümlü bu yeni sistemin aktörlerinin(görünürde ekonomik) niteliklerine baktığımızda, bunların dört başlık altında toplandığını görüyoruz:
-Toplamda dünya petrol rezervlerinin yüzde 75’inden fazlasını kontrol eden, görünüşte ulusal, aslında çok uluslu petrol şirketleri,
-Ağırlıklı olarak devlet sahipliliğinde olan ve Petro-kimya, enerji üretimi, demir-çelik üretimi, liman ve gemi işletmeciliği, silah ve ağır makine üretimi,
telekominikasyon, ulaşım, havacılık konularında faaliyet gösteren şirketler,
-Çokça örneği Rusya, Çin ve bazı gelişmekte olan ülkelerde görülen, görünüşte “özel mülkiyet”, gerçeğinde ise, “devlet-destekli ulusal büyük şirketler”.
Rusya’da genellikle oligarkların sahipliliğinde olan bu kategoride, yukarıda sıralanan iş kollarına ek olarak madencilik, metalurji, bilgisayar,
kimya, otomobil gibi sektörler bulunmaktadır.
-Ulusal varlık fonları (SWFs). Çalışmamızın önceki bölümünde örneği verilen büyük fonlardan sadece Norveç’in demokrasiyi temsil etmesi; seffaflık
notu yönünden de, sahipliliği Norveç, Singapur, Hong-Kong gibi ülkeler olanların dışında kalan UVF’nin bu konudaki notunun düşük olması,48
anılan fonların yönetiminde ve sahipliliğindeki devlet ağırlığı konusundaki düşünceyi güçlendirmektedir.
Başat özelliği, devlet yönetimi sorumluları ile, şirket veya teşebbüs sahip-yöneticileri arasında oluşan sıkı bağ olan devlet kapitalizminin, global pazarlar açısından taşıdığı riskleri aşağıdaki başlıklarda toplayabiliriz:49
• Ticari kararların, bu tür karar ve operasyon hakkında yeterli deneyim ve bilgi sahibi olmayan siyasi bürokrasiye terk edilmesi ve bunun sonunda piyasaların
rekabetten ve verimlilikten uzaklaşmaları.
• Yatırım kararlarının arkasındaki dürtünün, ekonomik olmaktan çok politik olması ve neticede verimlilik ve etkinliğin ihmal edilmesi.
• Verimlilik ve etkinliğin savsaklanması sonucu tüketici fiyat yükünün artması ve enerji konusunda çok bariz olmak üzere, üretim girdi maliyetinin yükselmesi nedeniyle özel firma karlarının düşmesi.
• İş ve devlet politikasının iç içe geçmesi, iç ve dış politik koşulların (ulusal çıkarlar ve dış politika hedefleri) iş kararlarında daha çok etkin hale gelmesi.
• İş hayatında geçerli olan çeşitli yazılı ve yazılı olmayan “etik kurallar”ın, iş ve devlet yönetiminin aynı merkezde toplanması nedeniyle aşınması ve bunun sonucu olarak “kuralsızlık” ve/veya “kişiye göre değişen esnek kurallar”ın egemen olması; moral değerlerde yıpranma.
Anılan sistemle ilgili bir diğer korku da, sistemin global ticaret sisteminde yarattığı etkilerdir. Şöyle ki, açık veya gizli devlet desteği alan ve bundan yararlanan piyasa aktörlerinin, bu konuda getirilecek açıklık (seffaflık) kurallarını kabul etmeleri çok zor olacak, bu olgu da dünya ticaretinin gelişmesini olumsuz etkileyecektir.
Sistemin gelişmekte olan ülkelerdeki yansımasına baktığımızda ise, özel sektör şirketlerin sağlamak için yıllarını verdikleri ayrıcalıkları ve değerleri, devlet
destekli şirketlerin kolayca ve kısa zamanda elde etmeleri cazibesi ön plana çıkmakta ve önemli bir kamuoyu desteğini arkasında bulmaktadır.
Bilindiği gibi, ABD’de post-Ronald Reagan ve Margaret Thatcher döneminin yarattığı ekonomik performansla son 30 yıldır uzlaşmış ve bunu “serbest ticaret-
sermaye akışında serbesti-globalizasyon”olarak hayata geçirmiş bulunan devlet ve piyasa işbirliği, 2008 finansal krizi ile ağır darbe almıştır. Krizin yarattığı hasarı onarmak amacıyla, daha önceki dönemlerde denenmiş olan “ekonomide devletin uygun rolü” tekrar gündeme gelmiştir. Bu süreçte yaşananları, işsizliği azaltmak, direşken bir şekilde düşen büyümeyi tekrar arttırmak, özellikle gelişmiş ekonomilerdeki yüksek borçluluğu makul bir seviyeye çekme bağlamında “devletin etkin olması” olarak sunan görüşler bulunmaktadır.50 Yine bu yaklaşımda olanlar, devlet ağırlıklı ekonomi ve iş modellerinin uygulandığı Çin, Rusya ve diğer G20 ülkelerinden çok şey beklemektedirler.
Bu konudaki çalışmaların birinde, devletin karar ve sahipliliğinde ağırlığı olan teşebbüslerde, bu modelin getirdiği çeşitli zorluklar olmasına karşın, anılan ekonomik birimlerin performansının giderek düzeleceği ve bu tür iktisadi işletmelerin dünya çapında oyuncu olma yolunda ilerledikleri ve yöneticilerinin, giderek daha az devlet kararı bekler hale gelecekleri belirtilmektedir.51 Yine bir başka çalışmada da, Çin devlet şirketlerine yönelik “devlet kayırmacılığı”nın ve devlete yakınlığın sağladığı avantajların giderek azaldığı; sınır ötesi işleriyle ilgili onay sürecinin özel ve kamu şirketlerinin her ikisi için de aynı olduğu; kamu kontrolü-izni gibi süreçlerde subjektif kriterlerin her iki tür işletme için de terk edildiği vurgulanmaktadır.52
Bu konuda vurgulanmaya değer bir diğer konu da, özellikle kamu kontrollü Çinli altyapı şirketlerinin çeşitli ülkelerde taahhüt üstlendikleri ve dışlanmadıkları;
buna karşılık da, Çin Hükümetinin hisse alımlarında seçici davrandığı, ekonomi üzerindeki sıkı bağlarını gevşettiğini ve bürokratların son zamanlarda sadece, “farklılık yapabilecekleri” endüstrilerde yoğunlaştıkları olgusudur.53
DEVLET KAPİTALİZMİNİN GELECEĞİ
Son 30 yıldır kendi arasında uzlaşmış bulunan devlet ve piyasa işbirliği, serbest piyasa ekonomisi sisteminin 2008 finansal krizi ile ağır darbe almıştır. Krizin yarattığı hasarı onarmak amacıyla, daha önceki dönemlerde denenmiş olan “ekonomide devletin uygun rolü” tekrar gündeme gelmiştir. Bu dönemde yaşanan sorunlardan: işsizliği azaltmak, direşken bir şekilde düşen büyümeyi tekrar arttırmak, özellikle gelişmiş ekonomilerdeki yüksek borçluluğu makul bir seviyeye çekme bağlamında ortaya çıkan “devlet güdümünde kapitalizm (state-directed capitalism)”, önemli bir hata yapılmazsa sürecek gibi durmaktadır. Anılan bu yeni oluşumda başı çeken Çin artık kendisini, “liberal ekonomi”ye ulaşma yolunda bir istasyon değil, aksine, uyguladığı sistemi “sürdürülebilir” bir model olarak görmektedir.54 Keza, devlet ağırlıklı ekonomi ve iş modellerinin uygulandığı Çin, Rusya ve diğer G20 ülkelerinden çok şey beklenmektedir.
“Devlet eliyle kapitalizm” konusunda yukarıda aktarmaya çalıştığımız gelişmeler sonunda, piyasanın veya global ticari şirketlerin bu devlet rekabetiyle, stratejik
şirket hisse alımlarıyla nasıl başa çıkacakları; deniz aşırı ülkelerdeki fikri mülkiyet haklarından (intellectual property rights) yararlanan Çin’in, aynı hakları kendi ülkesinde güvence altına almaması, özellikle ABD’de sorgulanır olmaya başlamıştır.55 Bu gelişmelerin sonunda, özellikle piyasa ekonomisinin daha etkin olduğu Batı ülkelerinde “korumacılık” eğilimlerinin de güç kazandığı; serbest piyasa cephesindeki ülkelerin ABD’den öncülük beklentilerinin arttığı görülmekte dir.56 Bu arada, Rusya, Çin gibi bazı gelişmekte olan ülke yöneticilerinin, kendi devamlılıklarının güvencesi olarak bazı değerli ulusal aktifleri ellerinde tutmak ve bu kaldıracı yüksek tutmak için çalışma gösterdiklerini de söylemek gerekir.57
Bremmer’in “politika ve ekonomini kesişmesi”(intersection of politic and economics) olarak nitelediği bu yaşananlara, yukarıdaki iki örnek dışında Hindistan, Brezilya, Türkiye ve Meksika’yı örnek olarak vermekte; ABD, İngiltere ve Japonya’da da, 2008 krizinden sonra “serbest piyasa kapitalizmi”nin uzun dönem sürdürülebilirliği hakkında tereddütler uyandığını belirtmekte,58 buna ek olarak da, 2008 krizi sonrası en büyük darbeyi, piyasa sisteminin kalesi sayılan gelişmiş ülkelerin alması; buna karşılık Çin, global ticarete daha az entegre olmuş Hindistan, Mısır ile, toksik banka varlıklarına bulaşmamış diğer bazı gelişmekte olan ülkelerin daha az etkilenmelerinin de, serbest piyasa ekonomisi kuramının ve gerçeğinin altını oyan bir diğer faktör olduğu vurgulanmaktadır.59
2007-09 arasında yaşananların, serbest piyasa tutuculuğunu geriye götüreceği; yaşanan krizin ehliyetli politik liderlik ve aktif hükümet gerekliliğinin artık oy verenlerce anlaşılmış olduğu; bireylerin politikacı ve bazı kurumlara güveninin, banka sistemine olan nefreti ölçüsünde sarsıldığını belirten çalışmada60ayrıca; 4,0 olarak nitelenen günümüz kapitalizminde hükümet ve piyasa arasında yeni ve karmaşık bir ilişki yumağı olacağı, dünyanın artık körü körüne piyasa çözümü odaklı olmayacağı, bireyin uluslararası kurumlara yetki devrinden öte, demokratik yolla seçilecek yönetici ve saygın düzenleyicilerin daha güçlendirilmesini isteyeceği öngörüleri bulunmaktadır.61 Tümüyle pazara dayalı kapitalizm (free-market capitalism) ve gevşek kurallı (deregulation) dönemin sonuna gelindiği konusundaki katıldığımız bir diğer görüşü de belirtirken;62 son olarak, yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerin yanında, giderek devlet yönetiminde daha çok hakim olan “yumuşak güç-soft power” yaklaşımının bir yan ürünü olarak ortaya çıkan ve zaman içinde gelişmiş ülkeleri daha da çok etkileyecek olan ve yakın bir zamanda ortadan kalkması ufukta görülmeyen63 “devlet kapitalizmi”yönlü bu değişimin sürdürülebilirliği, globalleşmenin yarattığı orta sınıfa sürdürülebilir refah sunulması ve “yozlaşma”dan uzak durmasına, alternatif yeni doktrinler üretilmesine bağlı olacağını söyleyebiliriz.
SONUÇ
2000’li yılların başından itibaren, ABD ve AB gibi, Batılı gelişmiş ekonomiler dışında kalan ve çoğu G20 üyesi olan Çin, Rusya, Suudi Arabistan otokratik Körfez ülkelerinde “devlet kapitalizmi”nin yaygınlaştığını görmekteyiz. Siyasilere, “liberal kapitalizm” dönemine göre daha çok “güç” sağlayan ve “yeni elitler” yaratan “devlet kapitalizmi”nin özellikle, “yükselen ekonomiler” olarak adlandırılan Çin’in yanı sıra Brezilya, Rusya, Hindistan ve Singapur’da oldukça etkin olduğu ve bunlara son zamanlarda Güney Afrika’nın da eklendiği gözlenmektedir.
Bir diğer ifade ile, anılan ülkelerde, liberal ekonomistlerin “görünmez el” i yerine, “devlet kapitalizmi”nin “görünen el”inin piyasaya müdahale etmekte ve bu “ekonomik alandaki devlet güçlenmesi” daha çok bazı stratejik sektörlerde (stratejik enerji varlıklarında) yoğunlaşmaktadır.
Son dönemde ABD, Avrupa ve geri kalan gelişmiş ülkelerin çoğunda görülen “devlet müdahalesi” dalgasının, son ekonomik krizin yarattığı sıkıntı ve sancıları
hafifletmeye, resesyon tehlikesini azaltmaya yönelik olup, ekonomiyi yönetmek gibi bir iddia taşımadığını, “devlet kapitalizmi”nin bu ülkelerde, piyasanın kendi
özgün işlerliğinin aksadığı durumlarda ekonominin itici gücü işlevini gördüğünü söyleyebiliriz. Gelişmekte olan ve özellikle otokratik rejimlerin hakim olduğu ülkelerde ise, serbest pazar ekonomisi doktrinine reaksiyonu içeren “ağır bir devlet eli” şeklinde bir dönüşüm olduğunu ve bu gelişmenin ekonomik faaliyet ve özellikle ülke içi politik gücün iç içe geçmesine, siyasilerin yetki ve etkilerini artırmasına yol açtığı çok açık bir gerçektir. Diğer yandan, kamu sermayeli şirketlerin, doğrudan veya örtülü olarak devletten destek alarak kendilerine farklı bir güvence yaratmaları ve piyasayı düzenleyen merci olan devlet tarafından sahip olunmaları nedeniyle rekabet koşullarındaki eşitliğin bozulduğu da göze çarpmaktadır. Konunun bir diğer farklı boyutu da, kamusal sermayeli şirketlerin olduğu bir ortamda, devletin “ekonomik ağırlığı”nın artması, “yetkinin kötüye kullanılması”na da yol açma olasılığıdır. Kamu sermayeli şirketlerin ekonomide daha fazla paya sahip olduğu ülkelerin “şeffaflık ligi”nde alt sıralarda yer almaları, bu tehlikeli olasılığın hayata geçmesini kolaylaştırabilir.
Anılan trendin zaman süreci ile ilgili olarak da, “devlet kapitalizmi” yönlü bu değişimin devamının, globalleşmenin yarattığı orta sınıfa “sürdürülebilir refah”
sunulması ve “yozlaşma”dan uzak durmasına, alternatif yeni doktrinler üretilmesine bağlı olacağını söyleyebiliriz.
Kaynakça;
1 Ömer Faruk Çolak, “Hoş Geldin Devlet Kapitalizmi”, Dünya Gazetesi, 23.09.2011,
http://www.dunya.com/ho%C5%9F-geldin-devlet-kapitalizmi-%C3%B6mer-faruk-% (5.01.2012)
2 H.Ömer Köse, “Küreselleşme Sürecinde Devletin Yapısal ve İşlevsel Dönüşümü”, Sayıştay Dergisi, Nisan-
Haziran 2003, Sayı: 49, http://www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi/icerik/der49m1.pdf (18.01.2012)
3 Arief Budiman, Diaan-Yi Lin, Seelan Singham, “Improving Performance at State-owned Enterprises,
McKing Quarterly, May 2009, https://www.mckinseyquarterly.com/Improving_performance_at_stateowned_enterprises_2357 (6.02.2012)
4 Ian Bremmer, The End of The Free Market, Portfolio, New York, 2010, s.4-6
5 Stefan Halper, Beijing Consensus-How China’s Authoritarian Model will Dominate The Twenty-First Century,
Basic Books, New York, 2010, s.68-70,
6 Joshua Kurlantzick, Charm Offensive-How China’s Soft Power is Transforming The World, Yale University
Press, Binghamton, 2007, ; Stephen S. Cohen & Bradford DeLong, The End of Influence-What Happens
When Other Counries Have The Money, New York:Basic Books, 2010, Joseph E. Stiglitz, Freefall-Free
Markets and The Sinking of The Global Economy, Allen Lane, London, 2010,; A.Ersin Dedekoca, Ekonomi-
Politik Pencereden ABD-Çin İlişkileri;Eski Dünyaya Yeni Düzen, Barış Kitap, Ankara, 2011, Thomas
J.DiLorenzo, How Capitalism Saved America, New York:Three Rivers Press, 2004; Anatole Kaletsky, Capitalism
4.0 The Birth of a New Economy, Bloomsbury Publishing,London, 2010
7 http://media.economist.com/sites/default/files/sponsorships/MM150/20120121_state_capitalism.pdf
(01.02.2012)
8 http://www.state.gov/secretary/rm/2012/02/184623.htm (28.02.2012)
9 Korkut Boratav, “Emperyalizm mi? Küreselleşme mi?”, Küreselleşme Emperyalizm Yerelcilik İşçi Sınıfı, Ankara,
İmge Kitabevi, 2000, s.19, 46, 47; Köse, agm. s.19
10 http://ekutup.dpt.gov.tr/yerelyon/oik554.pdf (25.12.2011); Köse, agm. s.26
11 Ian Bremmer, State Capitalism Comes of Age, Foreign Affairs, May-June 2009,
http://www.foreignaffairs.com/print/65076 (31.01.2011); Çin’in “devlet sahipli teşebbüsleri (China’s stateowned
enterprises)” hakkında daha geniş bilgi için: Jonathan R. Woetzel, “Reassessing China’s State-Owned
Enterprises”, July, 2008, McKinsey Quarterly,
http://www.mckinsey.it/storage/first/uploadfile/attach/140418/file/reth08.pdf (10.01.2012)
12 Bremmer, age. s.43,52’de devlet kapitalizmi, devletin, politik kazanç için piyasaya hakim olduğu sistem olarak
tarif edilmekte; devlet kapitalizminin piyasayı, ülke içi ve uluslararası platformlarda kendi siyasi ve ekonomik
kaldıracını yükseltmek amacıyla kullanıldığı belirtilmektedir.
13 Gerard Lyons, How State Capitalism Could Change The World, Financial Times, June 7,2007,
http://www.ft.com/cms/s/0/6eb8da08-1503-11dc-b48a-000b5df10621.html#axzz1IA0YM2gO
(15.09.2011)
14 Stiglitz, age. s.185
15 DiLorenzo, agm. s.223-230
16 Cohen &DeLong, s.6,7, Bu gelişmeyi, büyük ve kanayan şirketleri ve çalışanların işlerinikurtarmaya yönelik paslanmış estrümanlarla müdahaleyi imgeleyen- “limon sosyalizmi” olarak nitelemektedir.
17 Bremmer, agm.
18 Jean Pisani-Ferry&Indhira Santos, “Reshaping The Global Economy”,(Electronic Version) Finance&Development
Magazine, March 2009, Volume 46, http://www.imf.org/external/pubs/ft/fandd/2009/03/pisani.htm (28.05.2011)
19 “Cash Injection to The CIC” 11.02.2012, http://www.swfinstitute.org/swf-news/injection-to-theCIC/
(8.03.2012).
20 China Huijin applies for $50 billion government injection, 25.03.2010, http://www.swfinstitute.org/sovereign-
wealth-funds/china-huijin-applies-for-50-billion-government-injection-according-topaper/(8.03.2012)
21 Russia’s Oil Reserve Fund Received Cash Injection, 2.02.2012, http://www.swfinstitute.org/swf-news/russia%
e2%80%99s-oil-reserve-fund-received-cash-injection/ (13.02.2012)
22 “The Rise of State Capitalism” The Economist, 21-27 January 2012, s.11,
http://media.economist.com/sites/default/files/sponsorships/MM150/20120121_state_capitalism.pdf
(01.02.2012)
23 Metin Ercan, “Devlet Eliyle Kapitalizm”, Radikal Gazetesi, 28.01.2011
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=HaberYazdir&ArticleID=1076979 (06.02.2012)
24 Bremmer, age. s.65
25 Bremmer, agm, http://www.foreignaffairs.com/articles/64948/ian-bremmer/state-capitalism-comes-of-age
26 Siglitz, age. s.58-76’da, “flawed response” olarak isimlendirdiği bu durumu ayrıntılı olarak irdelemektedir.
27 Stiglitz,age. s.184,185
28 Türkçede henüz tam kabul görmüş bir çevirisi olmayan ve çeşitli kaynaklarda Bağımsız Varlık Fonları, Ulusal
Varlık Fonları, Ulusal Yatırım Fonları, Ülke Yatırım Fonları, Devlet Refah Fonları veya kısaca Ulusal Fonlar diye adlandırılan “Sovereign Wealth Funds”
aslında ülkelerin resmi rezervleri dışındaki birikimlerini anlatmaktadır .
http://www.tusiad.org/bilgi-merkezi/sunumlar/bagimsiz-varlik-fonlari-sovereign-wealth-fundsraporu
/ (28.03.3011)
29 Sevinç Akbudak, “Ulusal Varlık Fonları Gelişmeler ve Düzenleme Çalışmaları”,SPK Araştırma Raporu,
16.05.2008, http://www.spk.gov.tr/yayin.aspx?type=yay03&submenuheader=-1 (29.03.2011)
30 Sovereign Wealth Funds, A Work Agenda of IMF, Fabruary 29, 2008,
http://www.imf.org/external/np/pp/eng/2008/022908.pdf (29.03.2011); Lyons Gerard, “State Capitalism:
The Rise of Sovereign Wealth Funds, 13November 2007,
http://banking.senate.gov/public/_files/111407_Lyons.pdf (06.02.2012)
31 Sovereign Wealth Funds, TUSİAD International Strategic Focus Report No.1,17 April 2008,
http://www.tusiad.org/__rsc/shared/file/TUSIADInternationalStrategicFocusReportNo1SovereignWealthFunds.pdf
(28.09.3011); Stephen Jen, “Sovereign Wealth Funds-What Are They and what is happening?”, World Economics,
Oct-Dec.2007, http://relooney.fatcow.com/0_New_2857.pdf (08.10.2011)ve Sevinç Akbudak, agm,
32 “Sovereign Wealth Funds Could Be Growing Even Faster in 2012”23.02.2012,
http://www.swfinstitute.org/swf-article/sovereign-wealth-funds-could-be-growing-even-faster-in-2012/
(8.03.2012)
33 Gerard, agm.
34 Martin Wolf, “The Brave New World of State Capitalism”, The Financial Express, October 17,2007,
http://www.thefinancialexpress-bd.com/print_view.php?news_id=14575 (05.12.2010)
35 Sovereign Wealth Funds Rankings, Largest SWF by Assets Under Managements,
http://www.swfinstitute.org/fund-rankings/(9.03.2012)
36 “ Çin, Devlet Fonlarıyla Ava Çıkıyor”, Ufuk Korcan, Vatan Gazetesi, 28.02.2012,
http://haber.gazetevatan.com/spk-azerbaycanin-sermaye-piyasasini-yeniden-kurmaya-talip/433546/4/Haber
(29.02.2012)
37 Akbudak, agm,
38 Bremmer, age. s.5
39 Bremmer, age. s.72
40 Lyons, agm
41 Robert D.Atkinson, “The Rise of The New Mercantilism”, The Globalist, May 30,2008, http://www.theglobalit.com/printStoryId.aspx?StoryId=7027 (06.01.2011)
42 Bu konuda Rusya’da yaşananlarla ilgili olarak, S.P.Peregudov, Business and Burecaucracy in Russia, Russian Politics and Law, vol.47,no.4 July-August 2009
43 Bremmer, age. s.22
44 Bremmer, age. s.83,166
45 “The Rise of State Capitalism”, The economist, s.11, agm.
46 “CIC No Longer to Pay Interest to the State”,26.08.2009, http://www.swfinstitute.org/swf-news/cic-nolonger-
to-pay-interest-to-the-state/ (9.03.2012)
47 Bremmer, agm.
48 http://www.swfinstitute.org/fund-rankings/ (10.03.2012)
49 Bremmer, agm.
50 “State Capitalism vs the Free Market:Which Performs beter?”,Michael Schuman, George Magnus, Time
Business, 30.09.2011, http://business.time.com/2011/09/30/state-capitalism-vs-the-free-market-whichperforms-
better/ (23.02.2012)
51 Arief Budiman, Diaan-Yi Lin, and Seelan Singham, agm.
52 Woetzel, agm.
53 The Rise of State Capitalism, The Economist, s.11agm.
54 “The Rise of State Capitalism”, The Economist, s.11 agm.
55 Lyons, agm
56 Robert D.Atkinson, “The Rise of The New Mercantilism”, The Globalist, May 30,2008, http://www.theglobalit.com/printStoryId.aspx?StoryId=7027 (06.01.2011)
57 Bu konuda Rusya’da yaşananlarla ilgili olarak, S.P.Peregudov, Business and Burecaucracy in Russia, Russian
Politics and Law, vol.47,no.4 July-August 2009
58 Bremmer, age. s.22
59 Bremmer, age. s.83,166
60 Kaletsky, age. s.269,270
61 Kalatsky, s.331-334
62 Roger C.Altman, Globalization in Retreat, Foreign Affairs, Jul/Aug.2009, Vol.88,issue.4, s.2-7,
http://www.foreignaffairs.com/articles/65153/roger-c-altman/globalization-in-retreat (20.11.2011)
63 Beremmer, agm, ; Ian Bremmer, “Q&A With Ian Bremmer on State Capitalism”, Foreign Affairs, April 28,
2009, http://www.foreignaffairs.com/print/65076 (1.02.2012); Arief Budiman, Diaan-Yi Lin, and Seelan Singham, agm.
Devlet Yoluyla Kapitalizm
Ersin DEDEKOCA
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Bilimsel Danışmanı
Sayı: 1 / Eylül-Ekim-Kasım 2012
21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Dergisi,
****