4 Ocak 2016 Pazartesi

ATATÜRKÇÜ CHP NEREYE.. GİDİYOR.., BÖLÜM 3




ATATÜRKÇÜ  CHP  NEREYE.. GİDİYOR.., 
BÖLÜM  3



YAN YANA OTURUYORLAR

















Genel Başkanın belirleneceği CHP 'nin 18. Olağanüstü Kurultayı Ankara'da başladı. Salonda Genel Başkanlık için yarışan Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce yan yana koltuklarda oturuyor. İki aday salona girdiğinde tokalaştı, sarıldı. Gazetecilerin bir kez daha görüntü almak istemeleri üzerine iki isim tekrar ayağa kalktı ve bir kez daha tokalaştı.

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ise kendisine ayrılan yere oturmadı.

KÜRSÜYE İLK MUHARREM İNCE ÇIKTI


Kurultayda ilk olarak konuşmayı Genel Başkan adayı Yalova Milletvekili Muharrem İnce yaptı. İnce konuşmasında "İktidar olmak için devrimciliğimizi solculuğumuzu hatırlayacağız" dedi.

CHP Genel Başkan adayı Muharrem İnce, konuşmasına Hasan Hüseyin Korkmazgül'ün "Acılı bal eyledik" şiiriyle başladı.

Muharrem İnce'nin okuduğu şiir şöyle:

ACIYI BAL EYLEDİK..

























Bak şu insanların güzelliğine / 
kaşı destan / 
gözü destan / 
elleri kan içinde
Kör olasın demiyorum / 
kör olma da / gör beni
Damda birlikte yatmışız / 
öküzü hoşça tutmuşuz / 
koyun değil şu dağlarda / 
san kendimizi gütmüşüz / 
hor baktık mı karıncaya / 
kırdık mı kanadını serçenin / 
vurduk mu karacanın yavrulusunu / 
ya nasıl kıyarız insana
Sen olmasan öldürmek ne / 
çürümek ne zindanlarda / 
özlem ne ayrılık ne / 
yokluk ne yoksulluk ne / 
ilenmek ne dilenmek ne / 
işsiz güçsüz dolanmak ne / 
gün gün ile barışmalı / 
kardeş kardeş duruşmalı / 
koklaşmalı söyleşmeli / 
korka korka yaşamak ne
Kahrolasın demiyorum / 
kahrolma da / gör beni
Kanadık toprak olduk / 
çekildik bayrak olduk / 
döküldük yaprak olduk / 
geldik bugüne

" UMUT BİR İDDİADIR "























İnce, konuşmasında ' Umut ' vurgusu yaptı.

 "Yaşama biçim vermektir umut" diyen İnce, "Umut varsa, zorluk, bahane yoktur. Umut varsa aşılması gereken engeller, yapılması gereken işler vardır" dedi.
 "Umut bir başlangıçtır. Umut bir inandırmaktır. Umut yaşama biçim vermektir. Umut varsa zorluk yoktur. Umut varsa yapılması gereken işler vardır
 Bizim içim bahane yoktur. Bizim için imkansızlıktır yoktur. Zorluk yoktur, engel yoktur
 Yürüyeceğiz hep beraber. Umuda koşanlarla yürüyeceğiz. Ülkemiz insanına en güzelini vermek için varız. Düğümleri çözmek için varız. Karanlığı,esareti bitirmek için buradayız"


"CHP GENEL MERKEZİ'NİN IŞIKLARI SABAHLARA KADAR YANACAK"


"Benim iddiam: Ben genel başkan olduğumda CHP’nin genel merkezinin ışıkları sabah kadar yanacak onun için buradayım. Seçim akşamları genel merkezlerin önünü cenaze evine değil, bayram yerine döndürmek için buradayım. Berkin’in anasını yuhalatan adamı oradan indirmek için oradayım. Çocuklarımızın istemedikleri okullara kaydedilmemesi için buradayım. Özgürlük diyenleri gazlatmamak için buradayım. Evlatlarımızın sokaklarda dövülerek öldürülmemesi için buradayım. Aile boyu imar, rant, arsa, villa, dolar sevdasına düşmüş, Atatürk’e İsmet İnönü’ye iki ayyaş dedirtmemek için buradayım. Madencinin ölümü kaderdir dedirtmemek için buradayım. Uludere’de 13 yaşındaki çocuklarımızın bombalatmamak için buradayım. Kafa kesen terör örgütlerini komşumuz yaptırmamak için buradayım. Evindeki paraları sıfırlayan, haram paraları makinelerle sayan, cumhurbaşkanını Yüce Divan’a göndermek için buradayım. Bu cennet ülkenin topraklarından bereket fışkırtmak için, umut demek için emek demek için buradayım. Kapısını çaldığımız büyük hasret için buradayım."

"BANA DAVAYA İNANAN İSİMLER LAZIM"




"Karabulutların arasında kaybolmamak için, iktidar olmak için önce kendimiz olacağız, önce devrimciliğimizi, solculuğumuzu hatırlayacağız. Ben yola çıkarken büyük isimlerle çıkamadım, büyük isimlerle ilgilenmiyorum. Bana büyük isimler değil büyük davaya inanmış isimler lazım. Üyelerimize, örgütümüze güveneceğiz. Adaylıkları üyelerle, ön seçimle yapacağız. Kişilerin partisi değil ilkelerin tutarlılıkların partisi olacağız. Artık CHP’de umutsuzluk yerini Atatürk’ün sözlerine terk edeceğiz."

"GENEL BAŞKANIN NE ZAMAN ÇEKİLECEĞİ TÜZÜKTE YAZACAK"

"Bu partide genel başkanın ne zaman çekileceği tartışılmayacak. Tüzükte yazacak. Tüzük diyecek ki ‘partiyi birinci parti yapamazsan gidersin’. Bu Sayın Kılıçdaroğlu için de benim için geçerli olacak. Artık millet CHP’nin genel başkanı ne zaman gidecek diye beklemeyecek. Biz ise ülkenin sorunlarını konuşacağız. Hiçbir genel başkan şimdiden sonra tüzük karşısında anlamlı oy kaybından bahsedemeyecek. Artık CHP rakiplerinin karışma ihtimalinden, Arınç’la Erdoğan’un kavgasından medet uman bir parti olmayacak. CHP’de artık sağa ve sola açılmayı tartışmalıyız."

"YAZIKLAR OLSUN"


"Seçmene diyoruz ki ben sağcı değim ama seni kandırmak için bu sağcıyı öne sürdüm gel oltaya diyoruz. Bu mantığı doğru bulmuyorum. 90 yıllık parti Cumhuriyeti kuran parti kendi kadrolarından aday bulamıyorsa yazıklar olsun. Sağdan oy istemeye itirazım yok, partiye yeni isimler kazandırmaya evet. Ama kendi ilkelerimizden vazgeçmeye, değerlerimizden uzaklaştırmaya kesinlikle hayır. Biz nasıl oy alacağız? Bireyi önemseyerek, farklılıklara saygı duyarak, bireyin çıkarlarının korunmasına saygı duyarak sorunlarının çözümüne katkı sağlayarak sağcının solcunun hatta sandık başına gitmeyenin oyunu alabiliriz. Ecevit yüzde 42’yi nasıl aldıysa bizde alabiliriz."

"HADDİNİ BİLECEK"


"CHP bir büyük ırmağa benzer. CHP’nin doğuş kaynağı Kuvayi Milliyedir. Bu sonradan katılan dere benim kaynağımızı sorgulayamaz. Haddi değildir. Haddini bilecek. Öyle dereceler gelecek ve büyüyeceğiz. Son yıllardan merkez sahadan gelen arkadaşlarıma sesleniyorum. Cumhuriyet ilkeleri konusunda, laiklik, Atatürk, yaşam biçimi konusunda farkımız olmayan arkadaşlara sesleniyorum. Siz sonradan katılan dere değilsiniz. Bizler bu yolculukta sosyal demokrasinin evrensel ilkelerine uyan toplumu yaratmak istiyoruz. Bizim sorunumuz bu değerleri benimsememiş, kendi siyasi kulvarında başarısız olmuş, kendi partisini batırmış, kendi partisini başarıya ulaştıramamış insanların CHP’yi kurtarıcı olarak görmesindedir. Bu zihniyet CHP’yi başarıya götüremez. Sağdan soldan her kesimden oy alabiliriz. Şımarıklık yapıyor değilim. Yalova’da seçimler iptal olduğunda devlet oradaydı. Sağcılaşmadan sağdan oy aldık. Dik durarak aldık. Bir butik kentte bunu başardık Türkiye’de de bunu başarabiliriz."

"TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZI"


"Son cumhurbaşkanlığı seçiminde içime yara olan, dert olan olayı anlatayım. Televizyon öğrendim cumhurbaşkanı adayımızı. 91 il başkanı, 60 parti üyesi, 130 parti üyesi biliyor sadece Genel Başkan biliyor. İmza veren kardeşlerime sesleniyorum. Anket yapıldı 120’nuzdan biriniz Ekmeleddin İhsanoğlu yazdınız mı? O zaman o ankete neden yaptınız? 60 meclis üyesi sizin vicdanınıza sesleniyorum. Milletvekilliğinde listede olmak mı dik durmak mı önemli. Bence dik durmak önemli. Ayrıca dik durmasanız da listede olacağınız tartışmalı."

"BU ÖNGÖRÜSÜZLÜKTÜR, SİYASETİ BİLMEMEKTİR"


"Sayın Kılıçdaroğlu ‘risk aldım’ dedi. Yarıştığım yer şurası. Risk almakta kazanmak ya da kaybetmek vardır. Ben Ekmeleddin İhsanoğlu adını duyduğumda risk görmedin başarısızlık gördüm. Tayyip Erdoğan gibi birinin karşısında meydanlarda çıkamayan birinin seçim kazanma ihtimalini nasıl görüyorsunuz.? Bu öngörüsüzlük, siyaseti bilmemektir. Baktım olan oldu aday yapıldı şimdi dedim yine kurtarabiliriz diyerek yöntem değişikliği önerdim. MHP ile çatı kurmayalım. Birden fazla aday çıkartalım. Ben matematik önerdim."

"HAZMEDEMİYORUM BU SEÇİMİ"


"Bir cumhuriyet düşmanının, kendini aklayamamış adamın, Atatürk düşmanı adamın Çankaya’yı terk edip oranın bile geleneklerini yıkıyor. Hazmedemiyorum bu seçimi. Bu kararı. Ben sayın Kılıçdaroğlu’nu kişi olarak çok severim. Kendisi ile kişisel sorunum yok, onun namuslu adam olduğundan şüphem yok. Ama uyguladığı yanlış politikalarla Erdoğan’a cumhrubaşkanlığını hediye etmiştir. Buna isyan ediyorum. Bunu hazmetmeyeceğim."

"DİSİPLİNSİZ DAVRANAN KILIÇDAROĞLU' NUN TA KENDİSİ"


"Disiplinsiz davranan Kılıçdaroğlu’nun kendisi. Tek başına kadar verdi. Bir disiplinsizlik varsa disiplinsiz kendisidir. Dün gazetede masaya vuracağım diyor siparişle masaya yumruk vurursanız eliniz acır kimse korkmaz."

"Salonlar doluymuş. Düğün yapacağım diye aradım. Salonlar boş. Bu partiye düğün salonlarda kurultay yaptırmamak için aday oldum."

(Muharrem İnce konuşurken salonda protesto alkışları ve laf atmalar yaşandı. 'Başbakan Kemal' sesleri yükseldi.)

Konuşmanın devamı için tıklayın



http://www.haberler.com/kilicdaroglu-partisinin-18-olaganustu-kurultayi-6451923-haberi


ATATÜRKÇÜ CHP NEREYE.. GİDİYOR.., BÖLÜM 2




ATATÜRKÇÜ  CHP  NEREYE.. GİDİYOR.., 
BÖLÜM  2



" HER İNANCA, KİMLİĞE SAYGI GÖSTERECEĞİZ "

Her kimliğe ve her inanca saygılı olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Kimliğe ve inanca saygı göstermek sağa kaymak demek değildir. Her inanca, kimliğe saygı göstereceğiz. Her mitingde söyledim; insan Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır, inancıyla, kimliğiyle başımızın üstündedir. 'Sen solcuları sevmiyorsun, sağcıları seviyorsun." Açıkça söylüyorum; bütün dünya dinlesin, ben sağcı solcu ayırımı yapmadan bütün insanları seviyorum. Çünkü bizim anlayışımıza göre, iktidar olduktan sonra sadece solculara değil, bütün insanlara hizmet edeceğiz, benim için vatandaşın mutluluğu, Türkiye'nin çıkarları var. Ben bunu savunacağım. Camide, kilisede, havrada, cemevinde nerede ibadet yaparsa yapsın, onun ibadetlerine saygı göstereceğiz. Belediye başkanlarına talimat verdim 'bütün ibadet yerlerini tertemiz yapacaksınız' diye."

" BU ÜLKENİN EN TEMEL SORUNU YOKSULLUKTUR "

Ülkenin en temel sorununun yoksulluk olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, yoksullukla ilgili Aile Sigortasını geliştirdiklerini anımsattı.

"Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek" dediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, aile sigortasını da bu felsefe üzerine oturttuklarını anlattı.

Uygulama ile ihtiyaç sahibi ailede kadının banka hesabına belli bir miktar para yatıracağını belirten Kılıçdaroğlu, "Yoksulluğu yenmek ne zamandır hedeflerimizin dışına çıktı. Bu ülkede yoksulluğu tarihe gömeceğiz. 'Türkiye'de hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek' dedim. Ben şimdi sağcı mı oldum, CHP sağa mı kaydı? Yok böyle bir şey" değerlendirmesini yaptı.

Merdiven altlarında sigortasız çalışan başı örtülü binlerce kadın olduğunu ve bunların sorunlarını oy versin vermesin her zaman dile getirdiğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, "CHP'ye oy versin, vermesin onları sigortalı yapmak, onların geleceğini hazırlamak benim boynumun borcudur" diye konuştu.

" SANAYİCİNİN ÖNÜNDEKİ BÜTÜN ENGELLERİ KALDIRACAĞIZ "

Kılıçdaroğlu, sanayicinin ekonominin kamu görevlisi olduğunu, CHP olarak sanayicinin önündeki bütün engelleri kaldıracaklarını söyledi.

Dünya üretiminde bir numara olan Türkiye'de, fındık fiyatının başka ülkeler tarafından belirlendiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Karadeniz'de fındık borsası kuracaklarını ifade etti.

Tonlarca kaçak çayın, Türkiye'ye geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Kimin alın terini sömürüyor? Rizeli çay üreticisinin. Onun hakkını Rizeli olan o kişi koruyamadı, hakkını ben koruyacağım. Bütün kaçak çayları imha edeceğim ve onun alın terine değer vereceğim, bu mu sağcılık?" diye konuştu.

12 yıllık iktidarın, işsizlik sorununu çözemediğini, kendilerinin bu sorunu çözeceğini söyledi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça Türkiye bağımsızlığını kazanamaz" sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bağımsızlığını korumasının yolunun katma değeri yüksek ürün üretmekten geçtiğini kaydetti.

İş kazalarında her ay en az 100 kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, hedeflerinin güzel, huzurlu ve iş güvencesi bulunan bir Türkiye olduğunu ifade etti.

"Birileri yıl başını keyifle, arkadaşlarıyla beraber kutlarken, bu kardeşiniz, CHP Genel Başkanı olarak, Soma'da yerin yüzlerce metre altında kömür işçileriyle kutladı" diyen Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında taşeronun ortadan kalkacağını söyledi.


" ÇÖZÜMLERİ YETERİ KADAR ANLATAMIYORUZ "


İflas eden ya da işini kapatan esnafa, işsizlik sigortasından gelir desteği sağlayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Düne kadar, 'CHP proje üretmez' deniyordu. Şimdi bunu kimse söyleyemiyor. Yoksulluktan milli eğitime, sanayiye, esnafa hayatın her alanı ile ilgili çözümlerimiz var. Sorun, bu çözümleri yeteri kadar anlatamıyoruz" dedi.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Seçimlerden önce çiftçiye söz verdim mazot 1,5 olacak diye. Şimdi yeni bir çalışma yapıyoruz. Ne kadar olacak mazot göreceğiz? Aile sigortası için söz vermiştim, geliri olmayan veya asgari ücretin altında geliri olan ailelere 600 lira sözü vermiştik. Şimdi onun da çalışmasını yapıyoruz. Yeni rakamı çıkaracağız, kimseyi mağdur etmeden, devleti zarara uğratmadan. Ama onurlu yaşamı savunan projelerle tekrar bu milletin önüne çıkacağız.

" BANA ÇALIŞAN ADAM LAZIM, RAKI SOFRALARINDA KONUŞAN DEĞİL; PARTİYİ BUNLARDAN TEMİZLEYECEĞİM "

CHP, 'elitist bir parti' diyorlar. Elit olmak ayrı, elitist olmak ayrı. Elitlere, yani seçkinlere saygım var, aydındır bunlar, oturur konuşurlar, düşüncelerini topluma aktarırlar ve toplumu aydınlatırlar. Ama bir de elitistler var; rakı sofralarında Türkiye'yi kurtarırlar, bunlardan partiyi temizleyeceğim herkes çok iyi bilsin. Bana çalışan adam lazım, rakı sofralarında konuşan adam değil. Bütün bu projeleri ürettik, çıkıp yeteri kadar anlattılar mı? Her şey genel başkandan beklenmez. Proje üretip, adam gibi çalışacağız. Elitizmi reddediyorum. Ben bir cumhuriyet çocuğuyum, Dersimli Kemalim ben, devrimci Kemalim ben. İnsanıma aşığım ben, siyasetten bir şey bekliyorum, bu millete hizmet etmek."

" YA BAĞLANIRSINIZ, YA AYRILIRSINIZ "

Dersim'in küçük bir köyünde doğduğunu, 7 kardeş olduklarını, en büyük ablasının ve annesinin okuma yazma bilmediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "İçlerinde okuyup üniversiteye giden tek kişi benim yedi kardeşten. Ben bir cumhuriyet çocuğuyum, haram lokma yemedim. Hep helalin peşinde oldum. Halkıma hizmet etmeyi namuslu bir görev bildim. Benim kitabımda hırsızlık, kul hakkı yemek yoktur" dedi.

" KİMSE BANA DEMOKRAT DERSİ VERMESİN "

Atatürk'ün, "Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir" sözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"İşte onlardan birisi de benim. Diyorlar ki, 'Kılıçdaroğlu seçildi, çok demokrattı, şimdi demokrat değil, baskıcı olmaya başladı.' Kimse bana demokrat dersi vermesin, kimse de kusura bakmasın. Demokrasinin de ne olduğunu bilirim, disiplinin de ne olduğunu bilirim."

" DÜNE KADAR SUSTUM AMA..."

" Düne kadar sustum, doğru. Ama sabah mikrofonu gören koşa koşa gidip CHP'yi eleştirirse, kimse kusura bakmasın buna izin vermeyeceğim. Eğer benim genel başkanlığım döneminde, o tüzük değişikliği olmasaydı yeni bir genel başkan adayı çıkamazdı bile. Ben genel başkan adayları çıksın diye çaba harcıyorum. Bir kişiye partiyi mahkum etmemeliyiz. Yeni, dirayetli, genç, dinamik genel başkan adayları çıkmalı ama demokratik şekilde yarışmalı. Ben bu yarışın bütün koşullarını hazırladım. Bakın yan yana oturuyoruz, telefon ettim ne kadar istiyorsa davetiye de gönderelim. Biz demokrasiden yanayız ama demokrasi kaos demek değildir. Bir siyasi partiye üye olduktan sonra o siyasi partinin kurallarına uyarsınız, ya bağlanırsınız, ya ayrılırsınız arada başka seçenek yok."

- CHP'DE KURULTAY GÜNÜ - 

4 yıllık genel başkanlığında bugün 4. seçimli kurultayına girecek olan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ilk kez bir rakiple, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile genel başkanlık için yarışıyor.

Kılıçdaroğlu 944, Muharrem İnce ise 177 imzayla genel başkanlığa aday gösterildi.




..

ATATÜRKÇÜ CHP NEREYE.. GİDİYOR..., BÖLÜM 1



ATATÜRKÇÜ  CHP  NEREYE.. GİDİYOR.., 
BÖLÜM  1

Kılıçdaroğlu: Yerel Yönetim Özerklik Şartını Mutlaka Getireceğiz

CHP'nin 18. Olağanüstü Kurultayı'nda konuşan Kılıçdaroğlu, Çözüm Süreci'nin en önemli konularından biri olan Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı kabul edeceklerini söyledi.


Genel Başkanın belirleneceği CHP'nin 18.Olağanüstü Kurultayı Ankara'da devam ediyor. Kürsüye önce Yalova Milletvekili Muharrem İnce çıktı.

İnce'nin ardından mikrofonu Kemal Kılıçdaroğlu devraldı ve partililere önemli açıklamalarda bulundu. Konuşurken zaman zaman sesini yükselten Kılıçdaroğlu, "Sen doğuda başka batıda başka konuşuyorsun, dediler. Nereye gittiysem aynı şeyi söyledim. CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğiz." dedi.

İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

"Öyle uzun uzun konuşmayacağım. Diyorlar ki CHP Atatürk’ü dışladı, CHP elitist parti. Ben de diyorum ki CHP çağdaş, yiğit bir partidir. CHP’nin genlerinde Kuva-yi Milliye vardır.
Bir ülkeyi yönetirken ya ülkeyi ileriye taşırsınız ya da geriye götürürsünüz. İçinde yaşadığımız tablo Türkiye’nin çağdaşlıktan kopuşudur.
İnce ‘ikinci büyük devrimi yapacağız’ dedi. CHP 3 büyük devrimin altında imzası olan partidir.

1- CHP cumhuriyeti kuran partidir.
2- 1946’da çok partili rejimi getiren partidir
3- 1970’lerde sosyal demokrasiyi getiren partidir. CHP şimdi dördüncü devrime hazırlanıyor."

Salondakilerden kendisini iyi dinlemelerini isteyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin 12 Eylül Darbe yasalarına karşı olduğunu, yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını savunduklarını söyledi.

"ŞİMDİ BİZ SAĞA MI KAYDIK"


https://www.youtube.com/watch?v=pOPKvQSWyJA


Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi biz sağa mı kaydık? Siyasi Partiler Yasası'nın değişmesini ve lider sultasının kaldırılmasını savunan parti CHP'dir. Özel yetkili mahkemeleri benim kadar eleştiren başka bir siyasi parti olmamıştır. 'Bu Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sopasıdır' diyen kim, eleştiren kim? Benim. Silivri'den Ankara'ya gelmeden AKP'li savcılar fezlekemi gönderdiler. Fezlekenin karşısında, 'dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsizin' diyen de benim. 'Efendin sen doğuda başka, batıda başka şey söylüyorsun.' Nereye gittiysem, aynı şeyi söyledim. İki tane temel örnek vereceğim. Bir; Hakkari'de 'yerel yönetim özerklik şartını getireceğiz' dedim. CHP Kurultayında yine söylüyorum; CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğiz. Niye söylüyorum? Bakın bizim büyükşehir belediye başkanlarımız var. Ortak hukuku egemen kılmak zorundayız. Sadece CHP'li olduğu için kentsel dönüşüm kararnamesi 2,5 yıl bekledi. Ama yerel yönetim özerklik şartı olsaydı, bunların hiçbirisi olmayacaktı. Biz Trabzon için de Elazığ için de Tekirdağ için de Diyarbakır için de aynı hukukun olmasını isteriz. Yerel yönetici Maliye Bakanının kapısında saatlerce beklememelidir. Onun yeterli gelire kavuşması da CHP'lilerin görevidir."
Kendisine "Demokrasiyi ve özgürlüğü yeterince savunamadı" eleştirisinin de getirildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Batman'a gittim, belediye başkanları, hiçbirisi CHP'li değil. Ellerine kelepçe vurulmuş arkadan. Sıraya diziliyor, fotoğrafları medyaya servis ediliyor. O insanlar bizim insanlarımız, buna tahammül edemedim doğru değil dedim, yine diyorum" diye konuştu.

"HANGİ CHP GENEL BAŞKANI DENİZ GEZMİŞ'İN MEZARINI ZİYARET ETTİ?"

CHP'nin "sağa kaydığı" eleştirisini yineleyen Kılıçdaroğlu, "Ben sormak istiyorum, hangi CHP Genel Başkanı Deniz Gezmiş'in mezarını ziyaret etti. Üç fidana sahip çıktım ben. Onların mezarına gidip karanfil bıraktım ben. Bizim devrimciliğimiz ' kağıttan devrimcilik ' değil, bizim devrimciligimiz yürek ister, yürek" diye konuştu.
Baskıcı devlete her zaman karşı çıktığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, siyasetlerinin odağında insan olduğunu söyledi.

"TAKSİM MEYDANI'NI GEZİCİLERE BİZ AÇTIK"

Kurultayda, Gezi eylemlerinden bir video gösterildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Taksim'i gençlere kapatmışlardı. Bir diktatör bozuntusunun talimatıyla kapatılmıştı. Bizim Kadıköy'de mitingimiz vardı. O mitingini iptal edip, Taksim'e yürüdük. Eğer Taksim Meydanı Gezicilere açıldıysa, bunu yapan CHP'dir. Bizim demokrasi anlayışımızdır" dedi.



...


3 Ocak 2016 Pazar

Tedirgin Anadolu - Taylan Akyıldırım




Tedirgin Anadolu | Taylan Akyıldırım



93.    Celali İsyanları ve Anadolu'da Büyük Kaçgun


Ottoman Sipahis
Germany, 16th Centur
y

Osmanlı tarihçileri uzun bir zamandır 17. yüzyılın krizlerle dolu ilk yarısında klasik Osmanlı kurumlarının geçirdiği büyük dönüşümlere odaklanmaktadır. Bu podcastımızda Taylan Akyıldırım le Anadolu’yu tamamen etkisi altına alıp önemli siyasi, iktisadi ve toplumsal etkiler yaratan Celali İsyanları üzerine konuştuk. Küçük Buz Çağı, Fiyat Devrimi, Osmanlı gerilemesi, Askeri Devrim gibi paradigmalar çerçevesinde bu isyanların nedenleri ve sonuçları üzerinde durmaya çalıştık.

Konya ve Larende yöresinde Celali İsyanları'nın etkileri üzerine doktorasını hazırlayan Taylan Akyıldırım Mimar Sinan Üniversitesi Tarih Bölümü'nde doktora çalışmalarında bulunmaktadır
Yeniçağ Akdeniz ve Osmanlı İmparatorluğu üzerine uzmanlaşan Dr. Emrah Safa Gürkan Bahçeşehir Üniversitesi Tarih Bölümü'nde ders vermektedir (see academia.edu)

Yakınçağ Orta Doğu Tarihi çalışan Chris Gratien Georgetown Üniversitesi'nde doktora yapmaktadır(academia.edu)

SEÇME KAYNAKÇA

Akdağ, Mustafa,  Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası Celâlî İsyanları, YKY, İstanbul 2009
Barkan, Ömer Lütfi, “Tarihi Demografi Araştırmaları ve Osmanlı Tarihi”, Türkiyat Mecmuası 10 (1951-53), s.1-27

Cipolla, Carlo M., The Economic History of World Population, Penguin Books, Baltimore 1970

Cook, Michael, Population Pressure in Rural Anatolia,1450-1600, London: Oxford University Press, 1972

Faroqhi, Suraiya, “Krizler ve Değişim,1590-1699”, Halil İnalcık-Donald Quataert (ed.), Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, cilt 2, s. 543-759

Goldstone, Jack, Revolution and Rebellion in the Early Modern World, University of California Press, Berkeley 1991

Griswold, William, Anadolu’da Büyük İsyan 1591-1611, çev. Ülkün Tansel, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2000

İnalcık, Halil, “Military and Fiscal Transformation in the Ottoman Empire, 1600-1700”, Archivum Ottomanicum 6 (1980), s.283-337

İslamoğlu-İnan, Huri, State and Peasant in the Ottoman Empire: Agrarian Power Relations and Regional Economic Development in Ottoman Anatolia during the Sixteenth Century, Leiden: E.J.Brill, 1994

Kuniholm, Peter, “Archeological Evidence and Non-Evidence for Climatic Change”, Philosophical Transactions of the Royal Society, A330, s.645-655

McGowan, Bruce, Economic Life in Ottoman Europe: Taxation, Trade, and Struggle for Land, 1600-1800, Cambridge University Press, 1981

Özel, Oktay, “Population Changes in Ottoman Anatolia during the 16th and 17th
Centuries: the Demographic Crisis‟ Reconsidered,”  International Journal of Middle Eastern Studies 36 (2004), s. 183-205

Özel, Oktay, “Banditry, State and Economy: On the Financial Impact of the Celâli
Movement in Ottoman Anatolia” Halil İnalcık and Oktay Özel (ed.), IXth Congress of Economic and Social History of Turkey, Dubrovnik, 20-23 August 2001 (Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2005), s. 65-74.

Özel, Oktay, “The Reign of Violence: The Celâlis (c.1550-1700)”, in Christine Woodhead (ed.), The Ottoman World, London and New York: Routledge

Özel, Oktay, “17. Yüzyıl Osmanlı Demografi ve İskan Tarihi İçin Önemli Bir Kaynak: 'Mufassal' Avârız Defterleri,” XII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 12-16 Eylül 1994, Kongreye Sunulan Bildiriler, III , TTK Basımevi, Ankara 1999), s. 735-744.

Parker, Geoffrey, Europe in Crises, 1598-1648, London: Fontana History of Europe, 1990
Tezcan, Baki, The Second Ottoman Empire Political and Social Transformation in the Early Modern World,  Cambridge University Press, 2010

Todorova, Maria, “Was There a Demographic Crisis in the Ottoman Empire in the Seventeenth Century?” Etudes Balkaniques 2 (1988),  s.55-63

http://www.ottomanhistorypodcast.com/2013/02/celali-rebellions-anatolia.html

..

IRAK’I PARÇALAMAK İÇİN...



IRAK’I PARÇALAMAK İÇİN...



IRAK’I PARÇALAMAK İÇİN KÜRTLERİN SÖZDE TARTIŞMALI
BÖLGELER TEZGAHI…


ALİ KERKÜKLÜ
( Irak’a Özgürlük Operasyonu ve Kerkük Kitabının Yazarı)

19 Mart 2011 Cumartesi
























Irak Kürtleri, Irak 2003’de işgal edildikten sonra ve Bağdat’taki Merkezi Hükümetin zaafından yararlanarak tartışmalı bölgeler tezgahını kurdular. Irak’ın tarihi boyunca Kürtler, İstikrarlı bir Irak’ı hiç istemediler. Irak’ı istikrarsız ve zayıf kılmak için hep dış güçlerle işbirliği yaptılar. Dünyanın neresinde
görülmüştür Irak’ın ekmeğini ve suyunu içen, milli gelirinden % 17 pay alan, Türkiye ve İran’a açılan gümrük kapılarından elde edilen geliri kendi kasalarına atan ve Irak Hükümetinin izni olmadan yabancı firmalarla petrol çıkarma ve satma anlaşmaları yapan, Irak’ın nüfus kağıdı ve Pasaportunu taşıyan Irak
vatandaşı Irak Kürtleri sözde tartışmalı bölgeler diye yeni bir tezgah ve oyunla Irak Devletinden ( Musul, Kerkük, Salahaddin ve Diyala ) toprak talep ediyorlar, yani Irak’ın yarısını istiyorlar, bu nasıl bir vicdan ve ahlaktır.

Bugün aç gözlü Kürtler işgalcilerin sayesinde Irak’ı yönetiyorlar, diğer
toplumların haklarına tecavüz ederek, Hayal edemeyecekleri hakları elde ettiler. 

 Tarihçiler ve bizlerin bilmediği Irak’tan başka gizli bir ülke mi var bölgede, ki tartışmalı bölgeler olsun. Bilindiği gibi Kürtler hiçbir tarihte devlet kuramamışlar. Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels: “Öylesine büyük bir yalan üret ki, kimse karşı çıkamasın”.  3 Ekim 1932 tarihinde Birleşmiş Milletler Irak’ı bir bütün ve bağımsız bir devlet olarak kabul etmedi mi? 

Etti, Kürtler sözde tartışmalı bölgeler oyunuyla ekmeği ve suyunu içtikleri Irak’ı huzursuz etmek, parçalamak ve bölgede bir Kürt devleti (ikinci İsrail’i) kurmak istiyorlar. Şayet Kürtler yarın başkent Bağdat ve Basra’yı da isterlerse sakın şaşırmayın! Bölgeyi ateşe vermek, iç savaş ve kargaşaya sürüklemek ve kardeşi
kardeşe kırdırmak Kürtlerin umurunda bile değil.
 

Irak Krallığı 30 Mayıs 1932 tarihinde, Milletler Cemiyeti tarafından hazırlanan deklarasyonu kabul ettiğini duyurmuş ve 29 Haziran tarihinde Milletler Cemiyeti’ne Irak Krallığı’nın onayladığı deklarasyonu sunarak, Irak, 1932 yılında bir bütün ve sınırları belirlenmiş ‘tam bağımsız’ bir devlet olarak Milletler Cemiyeti’ne üye olmuştur. Bu deklarasyon ile Irak’ta herkese ve azınlıklara verilmiş haklar Milletler Cemiyeti garantisine alınmıştır. Ancak bir Allah’ın kulu çıkıp da ey Irak vatandaşı Kürtler tartışmalı bölgeler oyunu ve tezgahı ile Irak’tan toprak talebi de ne oluyor soramıyor. Zaten Irak, Birleşmiş Milletler ve komşuları tarafından tanınan bir bütün ve sınırları belirlenmiş bir ülkedir, bütün dünyada bunu kabul etmiştir. Bu tiyatro oyunu artık bitmiştir, Irak halkı bu tezgahı da bozacaktır. Irak Kürtleri bilmeliler ki, Kürtlerin bu sınırsız ve bitmez istekleri Irak halkı arasında Kürtlere karşı kin ve nefret duygusu uyandırmıştır. 2011’in sonuna kadar işgalciler Irak’tan gidecek, Kürtleri kim koruyacak? “kendi düşen ağlamaz”.

Irak Kürtleri, yıllar önce Irak Devletinden sadece kimliklerini tanımalarını istemişlerdi, Irak Devleti kimliklerini tanıdı. Bir süre sonra kendi dillerinde eğitim görmek istediler, bu istekleri de kabul edildi. Bu
yetmedi biz özerklik istiyoruz dendi, 11 Mart 1970 Iraklı Kürtlere özerklik tanındı. Buda yetmedi federasyon istiyoruz dendi, işgalcilerle işbirliğinin karşılığında Kürtler federasyonu da elde ettiler. Şimdi ise Irak Kürtleri Irak Devletinden toprak talep ediyor (Musul, Kerkük Salahaddin ve Diyala), hedef ise bağımsız bir Kürt devleti. Irak Kürtleri sonra ne mi isteyecekler? Onu da lütfen siz bilin. 
Bölge Ülkeleri Irak’taki gelişmeleri çok yakından takip etmelidir, çünkü Kürtler aynı oyun ve tezgahı bölge ülkelerde de sahneye koyacaklardır, “ görünen köy kılavuz istemez”.

ALİ KERKÜKLÜ