31 Ekim 2017 Salı

CUMHURİYET; KURUCU İRADENİN IŞIĞINDA SONSUZA KADAR YAŞATILACAKTIR

CUMHURİYET; KURUCU İRADENİN IŞIĞINDA SONSUZA KADAR YAŞATILACAKTIR,


Türk Milletinin tabiat ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.- Gazi Mustafa Kemâl Atatürk- 1924)

 28 Ekim 2016 Cuma 


Dr. Tahir Tamer Kumkale
28 Ekim 2016 Cuma



Türkiye Cumhuriyeti Devleti; Anadolu'daki Türk milli varlığının tarihi ömrünü tamamlamış Osmanlı İmparatorluğu içinden çıkardığı, geliştirdiği ve yücelttiği bir milli oluşumdur. Sömürgecilere karşı gerçekleştirilen şanlı kurtuluş mücadelesini müteakip şehit ve gazi kanları ile oluşturulan bu muhteşem eser, bu coğrafyadan çıkar ve rant elde etmek isteyen küresel güçler tarafından kolay kabul edilmemiştir.

Cumhuriyetimiz; sahip olduğu milli güç potansiyeli ve coğrafi konumunun kazandırdığı özellikleri dolayısıyla küresel çıkar çevrelerinin her zaman göz diktiği bir varlıktır. Bütün iç ve dış saldırılara rağmen devletimizin ulaştığı gelişmişlik seviyesi milletimize ve dostlarımıza güven verirken ülkemiz üzerinde milli çıkarları bulunan küresel güçlerin de korkulu rüyası olmuştur..

Son yıllarda yaşadığımız çok ciddi yönetim zafiyetlerine rağmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk milletine ve Türklük camiasına hediye ettiği bu muhteşem eser dimdik ayakta durmaktadır . Milli kültür değerlerimiz ve kazanımlarımıza karşı sürdürülen saldırılar ve tüm yıkma çabalarına rağmen bu yüce eser sonsuza kadar ayakta kalacaktır. İnanıyorum ki bu ulu çınardan bir dal dahi koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Çünkü içeriden ve dışarıdan kaynaklanan tüm baskılar Türk milletinin gönlünde yer tutan Atatürk sevgisini ve vatanseverlik duygusunu söndürmeye yetmemiştir. Türk milleti, Ata'sının eserine sahip çıkacak, Cumhuriyetle birlikte tattığı bağımsızlık ve özgürlüğünden asla taviz vermeyecek ve egemenliğine ortak kabul etmeyecektir.

Son yıllarda Cumhuriyetimizin kurucu iradesine karşı yönlendirilen Küresel Asimetrik Psikolojik Harekat saldırıları ısrarlı çabalara rağmen hasımlarımızın planladığı şekilde gelişmemiştir. Türk milleti, yediden yetmişe Atatürk’ün emanetini sahiplenmiş v e üzerinde oynanan küresel oyunları bozmuştur.

İnanıyorum ki; 29 Ekim 2016’da Türk cumhuru, cumhuriyetin gerçek sahibi olduğunu tüm yurt sathındaki meydanlarda haykıracak, O’nu yıkmaya çalışanlara anlayacakları dilden cevabını verecektir.


Dr. Tahir Tamer Kumkale
28 Ekim 2016 Cuma


***

TÜRK SUBAYINA KARŞI YAPILAN ASİMETRİK PSİKOLOJİK SAVAŞ SALDIRISINDA SON NOKTA,

TÜRK SUBAYINA KARŞI YAPILAN ASİMETRİK PSİKOLOJİK SAVAŞ SALDIRISINDA SON NOKTA,

Türk milleti ve onun küçük ve büyük yaştaki çocukları çelikten yapılmış heykellerdir; onların ne olduklarını anlamak için onlarla savaş meydanlarında boy ölçüşmek lazımdır. -Gazi Mustafa Kemâl Atatürk- (1937)
 28 Ekim 2016 Cuma 

27 Ekim akşamı Kanal D Televizyonunda Osmanlının son dönemini anlatan “VATANIM SENSİN” isimli iddialı dizinin 1. Bölümü yayınlandı. Bu bölümde Türk Subayının düşürüldüğü rezil durumu eski bir subay olarak utanarak ve üzülerek izledim. İşte şimdi Orduyu bitirmek için son noktayı koydular dedim.

Ergenekon, Balyoz tipi Kumpas davaları ile aşağılanan Türk subayı ve Türk Ordusu, 15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında tekrar ve daha büyük darbelerle sarsıldı. Yurt içinde, Suriye'de ve Irak’ta fiilen sıcak savaşın içinde olan Türk Ordusunun acilen güçlendirilmeye ihtiyacı varken ve ordumuz FETÖ Terör Örgütü ile mücadele ediyorum denilerek her alanda çok büyük darbeler almaya devam ediyor.

Son olarak “VATANIM SENSİN” isimli dizi ile Türk subayları iyice itibarsızlaştırılıyor ve halkının gözünde sıfırlanıyor. Bu bölümde Türk subayı vatanını para ile satıyor, kendi komutanını gözünü kırpmadan öldürüyor, en yakın silah arkadaşını sırtından vuruyor, vurduğu arkadaşının dul karısına göz koyuyor, şehit subayın kızı Yunan işgalini baloda kutluyor, ve nihayet vatansever olarak gösterilen Osmanlı Alay Komutanı Binbaşı Cevdet Yunan Albayı olarak İzmiri işgal eden kuvvetlerle sahile çıkıyor.

Psikolojik Harp konularını bilen bir kişi olarak bu filmin Türk insanının beyninde yaratacağı tahribatın büyüklüğünü tahmin edebilmek zor değil.

Bu televizyon dizisi daha fazla zarar vermeden durdurulmalı ve RTÜK derhal devreye girerek gereken tedbirleri almalıdır.

Türk subayını bu kadar aşağılamaya kimsenin hakkı yoktur.

İçeride ve dışarıda savaş halini yaşayan Türk Ordusunun moral ve motivasyonu güçlendirmek her Türkün asli görevidir.

Dr. Tahir Tamer Kumkale
28 Ekim 2016 Cuma

...

Suriye'de Askeri Üsse Girdik


Suriye'de Askeri Üsse Girdik

Ali Serdar Bolat      
28 Ekim 2017
14 Ekim'de Atme - Salva - Dar et İzze - Kaptan el Cebel - Anadan hattını 
denetim altına alarak Afrin kuşatmasını tamamlayan TSK ve desteğindeki  
ÖSO, yönünü güneye döndü.

14 Ekim 2017 Afrin kuşatmasının tamamlanmasını gösteren harita

TSK, Afrin kuşatma hattının güneyindeki Turmanin'e ve Şeyh Süleyman Askeri 
Üssü'ne girdi. İlk gözlem noktasını Dar et-İzze'de kurmuş olan TSK, ikinci göz
lem noktasını bu üste kurdu. 2 km boyunda 1 km eninde olan bu üs büyük bir
askeri kışla görünümünde.

Sarı: PKK-PYD denetimindeki Afrin    Doğudaki sarı: Menbic batısı
Yeşil: HTŞ ve diğer terör guruplarının denetimindeki İdlib
Pembe: Suriye Ordusu      Gri: TSK + ÖSO  Harita: haberyirmi.net

TSK ile çarpışmaya cesaret edemeyen HTŞ, anlaşmalı şekilde güneye 
çekilerek Afrin sınırını terk etti ve çekilmeye devam ediyor.

20 Ekim günü teknik çalışmalar nedeniyle geçici olarak kapatılmış olan 
Kilis'teki Öncüpınar Gümrük Kapısı ticari geçişlere açıldı.

TSK İdlib'de

Bu arada TSK, Afrin kuşatma hattı üzerinde mevziler kazmaya başladı. 
Bunlardan biri Aziz Simeon Kilisesi yakınında kazılıyor.

video 45 saniye:
 
W. Aleppo : #Turkish combat engineers guarded by armored vehicles construct defenses near the Simeon Citadel.

Aziz Simeon Kilisesi yakınında kazılan mevzi



Suriye Ordusu da İdlib'e güneydoğudan girmeye başladı. Karyateyn'den  
temizlenen IŞİD, İdlib'in güneydoğusundaki 4 köyü HTŞ'den alarak alan 
genişletmeye başlamıştı. HTŞ - IŞİD arasında şiddetli çatışmalar devam 
ederken IŞİD hattını yaran Suriye Ordusu HTŞ bölgesine girdi



İdlib güneybatısı 24 Ekim 2017 durumu
Yeşil; HTŞ     Gri: IŞİD     Pembe: Suriye Ordusu
Harita: Levent Kemal



***

Saray'ın güvenliğine bakın kaç milyon harcanacak



Saray’ın Güvenliğine Bakın kaç milyon harcanacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çoğu zaman havadan da desteklenen koruma harcamaları için 2018 yılı bütçesinden 83.5 milyon lira ödenek ayrıldı.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çoğu zaman havadan da desteklenen koruma harcamaları için 2018 yılı bütçesinden 83.5 milyon lira ödenek ayrıldı. BirGün’den Nurcan Gökdemir’in haberine göre; Emniyet Genel Müdürlüğü'nün TBMM'ye sunulan 2018 yılı bütçe yasa tasarısında, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin korunması amacıyla harcanacak tutarlar da yer aldı. 2016 yılında ayrılan 27 milyon 783 binlik ödeneği yetersiz kalan ve yıl sonu harcaması ayrılan ödeneğin iki katını aşarak 59 milyon 769 bin lira olan Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığımın harcamaları için 2017 yılı ödeneği 59 milyon 547 bin liraya çıkartıldı. Ancak bu tutarın 51 milyon 69 bin lirası da Ağustos ayı sonuna kadar harcandı. TBMM'de görüşmelerine başlanan 2018 yılı bütçe yasa tasarısında Emniyet Genel Müdürlüğümün bu hizmet için yüzde 60'ı aşan oranda bir artışla ödenek talebi 83 milyon 514 bin liraya fırladı. 2019 bütçe tahmini 90 milyon 830 bin lira, 2020 tahmini ise 97 milyon 768 bin lira oldu.
 
2018 yılının 83 milyon 514 bin liralık ödeneğinin 70 milyon 40 bin lirası personel giderleri için ayrıldı. TBMM ve Başbakanlık'a da sıkı koruma 2018 yılı bütçesinden Başkanlık Divanımın yeni bir güvenlik konseptini devreye alma kararı çerçevesinde Meclis'in korunması için 42 milyon 820 bin lira istendi. Bu ödeneğin 2020 için 50 milyon 124 bine çıkarılması tahmini de tasarıda yer aldı. Koruma amaçlı en yüksek ödenek talebi Başbakanlıktan geldi. Başbakanlık 2018 yılı bütçesinden 118 milyon 209 bin lira koruma ödeneği istedi.
 
TANIK KORUMAYA 21 MİLYON TL ÖDENEK
 
Emniyet Genel Müdürlüğü tanık koruma programı için 2016'da 16 milyon, 2017'de 19.6 milyon olan ödeneği 2018'de 21.3 milyon liraya çıkarttı. MEB'e güvenlik için beş yılda 24 milyon TL Kamunun her alanında güvenlik harcamasını tavan yaptıran Hükümet, bazıları ölümle sonuçlanan kaza ve olaylara sahne olan okulların bağlı olduğu Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) güvenlik hizmetleri için ise beş yılda 24 milyon 810 bin TL'lik harcama yapmayı planlıyor. 2016 yılında Kamu Düzeni ve Güvenliği kaleminden 4.4 milyon harcayan MEB, 2017 yılı için ise 3.6 milyon ödenek ayırdı. Bu ödeneğin 3.3 milyonunu sekiz ayda harcayan MEB. 2018 yılı için 5.3 milyon, 2019 yılı için 5.6 milyon TL ve 2020 yılı için ise 5.8 milyon TL'yi güvenlik hizmetleri için kasasına koyacak.
 


Odatv.com

KİME, KİMLERE GÜVENİLİR?

KİME, KİMLERE GÜVENİLİR?


Nurullah AYDIN
27 Mart 2017
ANKARA
na741954@gmail.com


KİME KİMLERE GÜVENİLİR?


İnsanlar çoğu kez hayal kırıklığı yaşar. “Ona güvenmiştim ne kadar da
inandırıcıydı oysa yalancıymış, sahtekarmış beni kandırdı” der.

Kime güvenmeliyiz? Adam gibi adamlara. Peki adam gibi adamlar kim?

İnsan tipleri

1. Güvenilir insan

2. Güvenilmez insan

3. Güvenilir gibi görünen güvenilmez insan

4. Kendine güvendiren güvenilmez insan


Bazıları mutlu, bazıları suskun, bazıları ezik, bazıları sinmiş durumda.

*Mutlu olanlarda;* gurur, kibir, pişkince arsızca yüzlerinde.

*Mutlu olanların ortak özellikleri:* makam, servet, şehvet düşkünü, yalancı,
çıkarcı olmaları.

Toplumu ayakta tutan bütün ortak değerler, paramparça ediliyor.

*Her konuda;* Ya halkımız ya Milletimiz diyorlar. Hangi milletten oldukları
belli ama açıkça söyleme cesaretinden yoksunlar. Tarihi fırsatı
yakalamışlar, kin, öfke ve hınçla saldırıyorlar. Sinsice tuzak kuruyorlar.

Bilinçaltlarındaki aşağılık komplekslerini tatmin içinde yalakalık
yapanları taltif ediyorlar.

Kötülüğü; insanlarımıza yapıyorlar. İnsanlarımızı bizden olan olmayan diye
ayırdılar.

Kötülüğü; siyaset’e yapıyorlar. Robotlaşmış biat eden etmeyen diye ayırdılar.

Kötülüğü; medya’ya yapıyorlar. Yandaş, candaş diye ayırdılar.

Kötülüğü; ticarete yapıyorlar. Yeşil olan-olmayan diye ayırdılar.

Kötülüğü; din’e yapıyorlar. Dindar insanların inancını ya bu, ya da değil diye 
ayırdılar.

Kötülüğü; kızlara, kadınlara yapıyorlar. Kadınları ayırdılar.

Kötülüğü; eğitime yapıyorlar. Okulları ayırdılar.

Kötülüğü; bürokrasi’ye yapıyorlar. Yeteneksizleri takdir ve taltif ediyorlar.

Kötülüğü; kardeşliğe yapıyorlar. Toplum ayrışmaya başladı.

Kötülüğü; adalet’e yapıyorlar. Hakim-savcıları ayırdılar.

Kötülüğü; ordu’ya yapıyorlar. Darbeci ordu, cuntacı ordu, millete ihanet
eden ordu, katil ordu diyorlar. Asker bizim, ordu bizim.

Kötülüğü; polis’e yapıyorlar. Polis kamplara ayrıldı, bölündü, parçalandı.
Yakışır mı bu. Polis bizim, devlet bizim, adalet bizim, halkımızın.

*Nereye kadar gider bu iş? *

Yapılan siyaset; bir ülkeyi böylesine nasıl ayrıştırabilir?

Vicdan nasıl bunu kabul edebilir?

Ülkesini böylesine ayrışmış görmekten bir insan nasıl rahat uyuyabilir?

*Ülkeyi;* korku almış bürümüş, adalete güven kalmamış, gelir uçurumu
artmış, işsizlik, yoksulluk, açlık almış başını gidiyor, bunları görmemek
midir insan olmak?

*Herkes;* cumhuriyet, demokrasi, insan hakları, adalet, kardeşlik, mutlu ve
huzurlu bir yaşam, geleceğe güven duymak istiyor. Ülkeyi ve çocukların
geleceğini tehlikeye atmak değil.

*Adamlığı;* kine öç almaya ben ve ötekiye dökenler, ticarete dökenler ve
peşinden körü körüne sürüklenenler, ülkemizi ne hale getirdiğinize bir
bakın, elinizi vicdanınıza koyun, vicdanınıza ve geç olmadan bu ayrıştırma
siyasetini terk edin.

Her kafadan bir sesin çıktığı, herkesin her konuda uzman olduğu bir ortamda
gerçeklerin ne olduğu anlaşılabilir mi?

*Bunun için de; yapılması gereken nedir? *

Binlerce yıldır aynı coğrafyada kaynaşan bütünleşen toplumun farklı
renklerini, sevgi-saygı-paylaşım-adil yönetimle enerjik hale getirmek
gerekir.

Bu ayrıştırıcı, bölücü kötülüğe alet olanları, bu topraklar, geçmişte
affetmedi, şimdi de gelecekte de affetmeyecek. Biz de affetmeyeceğiz.


*Çare;* aydınlanma ve adam gibi adamlara güvenmekten geçer. Tarih, akıl,
bilim böyle diyor. Adam gibi adamları bekleyin!

 
*Günün Sözü:*

 Dünya gerçeklerini algılayabilecek yöneticileri, aydınları,
siyasetçileri etkili olmayan bir toplum, yabancı güçlerin emireri olanlarca
idare edilmeye mahkumdur.

***