24 Aralık 2019 Salı

ABD NİN SURİYE REJİMİ KARŞITLARINA EĞİTİMİ. EĞİT VE TECHİZ ET., BÖLÜM 2

ABD NİN SURİYE REJİMİ KARŞITLARINA EĞİTİMİ. EĞİT VE TECHİZ ET., BÖLÜM 2




 ç. ABD’nin “Eğit ve Teçhiz Et” Programının Kapsamı: 

 (1) Söz konusu programın kapsamı hakkında resmi bir açıklama yapılmamıştır. ABD'nin bu zamana kadarki uygulamaları dikkate alınarak yapılan analizde 
programın aşağıda sunulan faaliyet ve işlevlerden tamamını veya bir kısmını kapsayabileceği sonucuna ulaşılmıştır. 

 (a) Silah yardımı: 

. Her tür ve yeter sayıda piyade tüfeği, otomatik tüfek ve makineli tüfek ile bunların mühimmatı, 
. Havan, top ve mühimmatı, 
. Geri tepmesiz top, roketatar, güdümlü tanksavar füzeleri ve mühimmat, 
. Uçaksavar topları ve füzeleri. 


 (b) Eğitim: 

. Silah kullanma ve bakım eğitimi, 
. Gerilla savaşı taktikleri (kapsamlı ve koordineli pusu, korunaklı yerlere taarruz, sızma, taktik akın), 
. Piyade ve komando taktikleri, 
. Tank avcılığı, 
. Hava taarruzlarına karşı savunma ve uçakları düşürme, 
. Hassas tesislere baskın ve sabotaj. 

 (c) Harekâtı (operasyonları) yönlendirme desteği: 

. ABD askerî personelinin/eğitim veren devlete ait askerî personelin, rejim karşıtlarının birliklerinin içine yerleştirilmesi, 
. Operasyonlarda yardım ve yönlendirme, 
. Uçak ve topçu gibi destek silahlarının yönlendirilmesi. 

 (ç) Komuta kontrol ve muhabere: 

. Operasyon planlama yeteneği kazandırma, 
. Unsurları tek bir komuta altında toplama ve teşkilatlandırma, 
. Zamanla düzenli orduya dönüştürme. 

 (d) Lojistik: 

. Bakım ve onarım eğitimi, 
. İkmal sistemi kurma, 
. Lojistik planlama. 

 (e) Yardımların koordinasyonu: 

. Farklı ülkelerin yardımlarını koordine etme, 
. İhtiyaçları önceliklendirme. 

 (f) Siyasi teşkilatlanma: 

. Devlet işlevlerini yerine getirebilecek liderler ve yöneticileri eğitme, 
. Muhalefetin kontrol ettiği yerlerde yönetim işlevlerinin eğitimi, 
. Paralel devlet kurumları teşkili. 

 (g) Bilgi harekâtı: 

. İç ve dış kamuoyunu yönlendirme, 
. Rejim ve IŞİD’e halk desteğini azaltma, 
. Medya ve propaganda eğitimi. 

 (2) Değerlendirme: 

 (a) IŞİD ve Esad Yönetiminin askerî kuvvetlerinin terkip ve teçhizatı dikkate alındığında söz konusu programın zırhlı birlikleri (Tank ve Mekanize Piyade) de 
kapsayan manevra birlikleri ile orta ve ağır ateş destek vasıtalarını kapsamaması durumunda askerî dengeyi değiştiremeyeceği, 

 (b) Bu kapsamdaki birlilerin -tek er, tek tank, ek top vb. den farklı olarak- bir yıl gibi bir sürede yetiştirilmesinin -Irak Ordusu örneğine olduğu üzere- beka, 
komuta kontrol, sevk ve idare, lojistik konuları başta olmak üzere harekât alanında ciddi kısıtlara maruz olduğu, 

 (c) Özellikle "stinger, TOW, Milan, ERYX" gibi gelişmiş hava savunma ve tanksavar silahlarının yardım kapsamında olması halinde kontrollerinin son derece güç olacağı, 

 (ç) Programın harekât yönlendirme timlerini de kapsaması durumda, bu programı yürüten devletin askerî personelinin doğrudan muharebelere katılımını 
gerektireceği değerlendirilmektedir. 

 d. Eğitim Yerleri 

 (1) ABD’nin planına göre her yıl 5.000 civarında ılımlı muhalif eğitilip teçhiz edilecektir. Bunun için bölge ülkelerinde üç eğitim kampı kurulması planlanmaktadır. Bu kapsamda Suudi Arabistan ile 10 Eylül tarihinde anlaşmaya varılmıştır.23 Ürdün ile görüşmeler sürmektedir. (Ürdün’de ABD’nin 2012’den itibaren Özel Kuvvetler Eğitim Merkezi bulunmaktadır) Üçüncü kampın ise Türkiye’de kurulmak istendiği anlaşılmaktadır. Kampların her birinde 1.800-2.000 civarında militan eğitilecek, masraflar, silah ve teçhizat ABD tarafından karşılanacak ve verilecektir. 

 (2) Son günlerde dış ve iç medyada Türkiye ve ABD’nin Suriyeli rejim karşıtlarını eğitilmesine konusunda uzlaştıkları yönünde haberler yer almaktadır.24 
Buna göre ilk aşamada MİT tarafından seçilecek 2.000 muhalif Türkiye'de ABD’li ve Türk uzmanlar tarafından eğitilecek, teçhizat ve donanımı ABD tarafından 
verilecektir.25 



4. Programın Uluslararası ve İç Hukuk Açısından Değerlendirilmesi 

a. Bir devlete karşı silahlı kalkışmaya girişen askeri/yarı-askerî kuvvetleri eğitmek, bu unsurlara silah ve teçhizat sağlamak BM Antlaşmasının 2/3 ve 4'üncü maddesine aykırıdır. Bu durumu uluslararası hukuk bakımından yasallaştıran iki istisna bulunmaktadır. 

 (1) Birinci yasal dayanak; bu tür bir eylemin, BM Antlaşmasının, "Barışın Tehdidi, Bozulması ve Saldırı Eylemi Durumunda Alınacak Önlemler" başlığını taşıyan VII. Bölümü (39-51'inci maddeler) kapsamından uygulanan zorlayıcı önlemler kapsamında icra edilmesidir. 
BM Antlaşmasının doğrudan ve dolaylı kuvvet kullanmayı meşrulaştıran 42. maddesinin uygulanma yetkisi 43 ve 44'üncü maddeleri gereği Güvenlik Konsey 
(BMGK)'inin kararını gerektirmektedir. BMGK'nın böyle bir kararı alabilmesi için öncelikle: 

. 39'uncu madde gereği; barışın tehdit edildiği, bozulduğu ya da bir saldırı eylemi olduğunu saptaması, 
. 40'ıncı maddesi gereği; tarafları geçici önlemleri uygulamaya davet etmesi, 
. 41'inci maddesi gereği; ekonomik ilişkilerin ve demiryolu, deniz, hava, posta, telgraf, radyo ve diğer iletişim ve ulaştırma araçlarının tümüyle ya da bir bölümüyle 
  kesintiye uğratılmasını, diplomatik ilişkilerin kesilmesini içeren önlemleri yürürlüğe koyması gerekmektedir. 


BM'nin 42'inci maddesi, devletler arasındaki gayri meşru kuvvet kullanma faaliyetine karşı örgütün üyeleri vasıtasıyla kuvvet kullanmasına ilişkindir. Bir devletin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve güvenliğine yönelik kalkışmalara dair karar ve eylemler, -bu eylemler esnasında insanlığa karşı işlenen suçlar hakkında uluslararası yargı hükümleri saklı kalmak üzere- o devletin iç hukukunun konusudur. Nitekim BM Antlaşmasının 2/7'nci maddesi -BMGK'nın zorlayıcı önlemleri dışında- devletlerin iç işlerine karışmama ilkesine dayanmaktadır. 

Suriye'de 2011'de "daha fazla özgürlük" talepli kalkışma ile başlayan, kısa süre içerisinde önce düşük yoğunluklu çatışmaya, daha sonra da "uluslararasılaşmış bir iç savaşa" dönüşen çatışmaların hiç bir evresinde, BMGK tarafından Suriye Yönetimine karşı kuvvet kullanılmasını öngören bir karar alınamamıştır. Suriye ile ilgili kararların hiçbirinde uluslararası kuvvet görevlendirilmesini öngören bir husus bulunmamaktadır. Bu kararların tamamında, söylemde de olsa Suriye'nin egemenliğini, birliğini, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini teyit ifadesine yer verilmektedir. 

 (2) İkinci yasal dayanak; kendi geleceğini belirleme (self-determinasyon) hakkının korunması kapsamında, bir halkın; sömürgeci, yabancı veya ırkçı devlete karşı uluslararası hukuk tarafından meşru kabul edilen mücadelesine yardım kapsamında destek sağlanmasıdır. Bu husus 1949 Cenevre Sözleşmeleri'ne ek 1977 Protokolleri'nin ortak 1. maddelerinde düzenlenmiştir.26 

Kendisine karşı kalkışan silahlı gruplarla mücadele etmek maksadıyla bir devletin başka bir devletten yardım talep etmesi ise talep edenin öncelikle egemenlik hakları ve -BM Antlaşmasının 51'inci maddesinde düzenlenen- öz savunma hakkının kolektif olarak kullanılması çerçevesinde değerlendirilir. 

b. TBMM'nin 2 Ekim 2014 tarih ve 1071 sayılı kararı ile kabul edilen "Irak ve Suriye'deki terörist örgütlerden Türkiye'ye yönelebilecek saldırıların bertaraf edilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi", TSK'nın sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına ilişkin kararını, BMGK'nın 2170 ve 2178 sayılı kararlarına (2014) atfen, BMGK'nın 2001 tarih ve 1373 sayılı, terör örgütlerine karşı gerekli önlemlerin alınmasına ilişkin kararına dayanmaktadır. Bu kararda Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı gösterildiği ifade edilmektedir. 

c. BM Genel Kurulunun, 21 Aralık 1965 tarih, 2131 (XX) sayı ve "Devletlerin İç İşlerine Karışmayı Reddeden ve Onların Bağımsızlık ve Egemenliğini Korumaya Dair Bildiri"27de (md 2.), " devletlerin başka bir devletteki çatışmaya karışmayacağı veya rejimi yıkmaya yönelik faaliyetlere yardım etmeyeceği, bu tür grupları yaratmayacağı, bunlara mali destek sağlamayacağı ve bunları kışkırtmayacağı karara bağlanmıştır. 

ç. Diğer taraftan BM teşkilatının organlarından Uluslararası Adalet Divanının (UAD) da bu kapsamdaki eylemlerin tarafsızlık hukukunun ihlali olduğuna dair kararı mevcuttur. 1986 yılında, ABD ile Nikaragua arasındaki uyuşmazlıkların ele alındığı yargılamasında mahkeme; başka bir devletteki ayaklanmalara dört şekilde/seviyede yardım edilebileceğini saptamıştır.28 Buna göre: 

. Birinci seviye; silahlı saldırıya denk seviyede doğrudan veya dolaylı olarak kalkışmaya karışmaktır. "Bir başka devlette silahlı güç faaliyetleri yürüten silahlı kol, grup, düzensiz birlik veya lejyoner göndermek" bu kapsama girmektedir. 
. İkinci seviye; ayaklanmaya katkıda bulunmak ve yardım etmektir. Ayaklananları silahlandırmak bu kategoride değerlendirilmiştir. İlk iki seviye, UAD tarafından hukuka  aykırı kuvvet kullanma olarak tanımlanmıştır. 
. Üçüncü seviye; ayaklananlara para yardımı yapmaktır. UAD tarafından bu seviye hukuka aykırı karışma olarak tanımlanmış ancak kuvvet kullanma kapsamına dâhil edilmemiştir. 
. Dördüncü seviye; kalkışanlara insani yardımdır. Bu seviye UAD tarafından meşru sayılmıştır. 

Bu tasnif ışığında, ABD’nin "Eğit ve Teçhiz Et" programının Suriye Yönetimine karşı olan bölümünün, ABD'ye asgari üçüncü kategoride yer alan hukuki sorumluk doğurabileceği, bu programa ülkesinde destek verecek devletlerin ise ilk iki kategoriye karşılık gelen hukuk dışı kuvvet kullanma eylemini gerçekleştirdikleri hükmüne varılabileceği anlaşılmaktadır. 

5. Programın ABD Açısından Değerlendirilmesi 

ABD, “Eğit ve Teçhiz Et” programının kendisi açısından bazı riskler taşıdığının farkındadır. Bu nedenle dünyanın dört bir tarafında uyguladığı programlardan aldığı derslerle bu riskleri azaltmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda eğitilecek ve silah verilecek rejim karşıtlarının ayrıntılı bir süzgeçten geçirilmesi için sistem kurmaya çalışmaktadır. Bazı hassas silahların kullanımı için ilave tedbirler almıştır Bu kapsamda bazı silahlar için, Küresel Konumlama Sistemi (Global Positioning System-GPS) kilidi geliştirilmiş, silahların belirli harekât alanlarının dışında kullanılmaması amaçlanmıştır.29 Ancak bu tedbirlere rağmen tam olarak başarı sağlanamamış, onlarca istenmeyen olayla karşı karşıya kalınmıştır. 

Diğer taraftan ABD, program kendi toprakları dışında yürütüleceği için risklerin önemli bir kısmından kurtulmaktadır. ABD topraklarının misilleme suretiyle riske maruz kalma olasılığı da doğal olarak azdır. 

Programın ABD'ye sağlayacağı faydaları ise şu başlıklar altında özetlemek mümkündür: 

- Program diğer harekât tarzları ile mukayese edildiğinde düşük maliyetlidir. 
- ABD kamuoyunun tepkisini en aza indireceği gibi Obama Yönetiminin ABD Ordusunun "eve dönmesi" söylemini desteklemektedir. 
- ABD açısından programın siyasi ve askerî riski de düşüktür. Programdan vazgeçtiğinde ödeyeceği bir bedel olmayacağı gibi, başta hava savunma silahları olmak  üzere, kritik önemi haiz silahların hasım tarafın eline geçmesi halinde birkaç İHA (insasız hava aracı) dışında fazla bir kayıp vermeyecektir. 
- Iran, Çin ve Rusya'dan gelecek tepkileri programa iştirak edecek devletlere dağıtacaktır. 
- Suriye siyasetini Esad Rejiminin yıkılması esası üzerine inşa eden bölge ülkelerinin ABD'den beklentilerini karşıladığı tezini bu program sayesinde kolaylıkla ileri sürebilecektir. 
- Bölgede, sürdürülebilir istikrarsızlık ortamını ve bu ortamda inisiyatifi elinde bulundurmayı ve mevcudiyetini devam ettirecektir. 

6. Programın Türkiye Açısından Taşıdığı Riskler 

ABD için sıradan riskler, programa ev sahipliği yaptığında ve iştirak ettiğinde Türkiye için yaşamsal önem taşıyan tehditlere dönüşmektedir. Söz konusu programa Türkiye'nin katılmasının; hukuk, siyasa ve askerî strateji, dış siyaset ve iç politika ile iç güvenlik bakımından önemli sakıncaları olduğu değerlen dirilmektedir. Bu hususların çoğunun birbiri içine geçmiş olması ise çözümsüzlük sarmalı yaratmaktadır. 

a. Hukuki Sakıncalar 

 (1) Ayrıntıları yukarıda (md. 4) sunulduğu üzere, uluslararası hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde, uluslararası sistemde halen egemen bir devlet olan Suriye’ye karşı rejim karşıtlarının Türkiye’de açıkça eğitilmesi ve silahlandırılması, "saldırı suçuna" varan bir “karışma” oluşturmaktadır. 

 (2) Eğitilen militanların ve verilen silahların Suriye içinde katliamlarda ve insanlığa karşı suçlarda kullanılması olasılık dışı değildir. Bu durumda -vicdani ve ahlaki olarak suça ortak olmanın yanında- insanlığa karşı işlenen suçlara destek sağlamak suçlamasıyla karşılaşılması tehlikesi doğabilecektir. Bu kapsamdaki suçlar, siyasi düzeyde karar vericilerden en küçük seviyede uygulayıcılara kadar geniş bir yelpazedeki personeli kapsamaktadır. 

b. Siyasa ve Askerî Strateji Bakımından Sakıncalar 

 (1) Programın siyasi ve askerî hedefleri ile kullanılan vasıtalar arasında bulanıklık ve tutarsızlık mevcuttur. IŞİD terörizmine karşı Suriye muhalefeti vasıtasıyla mücadeleyi ön gören planın diğer hedefi Esad Rejimidir. Eğitilecek kuvvetin büyüklüğü ve öngörülen etkinliği her iki maksadı tahakkuk ettirmekten uzaktır. 

 (2) Bu sakınca ile ilgili olarak, eğitilecek kuvvetin mevcudu, verilecek eğitimin yeterliliği ve eğitim için gereken süre değerlendirildiğinde, söz konusu kuvvetin Suriye'de devam eden silahlı mücadelede dengeleri kısa sürede değiştirme imkân ve kabiliyetinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumun, Türkiye'yi uluslararası - hukukun meşru saymadığı- uzun süreli bir çatışmaya karışan taraf olma konumuna sürükleme ihtimali yüksektir. 

 (3) Çatışma durumunun uzamasına neden olacak olan bu askerî zafiyet, -yukarıda da değinildiği üzere- ABD'nin bölgeye daha uzunca bir süre müdahil olmasının yolunu açarken, Türkiye'nin barışçı niteliğini ve Orta Doğu halkları gözündeki lider ülke imajını kemirecektir. 

 (4) IŞİD terör örgütünün Irak ve Suriye'de destek bulmasını sağlayan sosyolojik olgu, her iki ülkede de dışlanan Sünnî kitlelerdir. Bu kitle Irak'ın % 40'ını, 
Suriye'nin % 75'ini oluşturmaktadır. Ayrıca, Esad Rejimi, Suriye'nin asgari % 15'inin desteğini muhafaza etmektedir. Türkiye'nin -BMGK’nın bu kapsamda bir kararı yokken- IŞİD'e ve Esad Yönetimine karşı, -herkesin herkesle çatıştığı- Suriye'deki savaşa taraf olması, "kaybet-kaybet" eksenli sonuçlar yaratmaya gebedir. 

 (5) Söz konusu projenin hayata geçirilmesi halinde durumdan en fazla yararlanacak olanların Suriye'de çatışan Kürt gruplar olma ihtimali kuvvetle muhtemeldir. PKK'nın Suriye kanadını oluşturan PYD'nin bu kapsamdaki kazanımlarının PKK'nın "çözüm süreci"ndeki taleplerini artırmasına neden olacağı gibi, hali hazırda Kürt devletinin kurulmanın önündeki en büyük engel olan psikolojik sınırın da aşılmasına yardımcı olacaktır. Nitekim, PKK terör örgütünün Kobani'yi gerekçe göstererek Türkiye'de başlattığı kalkışma bu tezi doğrulamaktadır. 

 (6) Uluslararası hukuki dayanaktan yoksun olan bu programın arkasında ABD'den başka fiili bir uluslararası bir destek de bulunmamaktadır. NATO gibi, küresel ölçekte faaliyet gösteren güvenlik örgütünün Türkiye dışındaki hiçbir üyesi sembolik dahi olsa bu programa katkı sağlamamıştır. Orta Doğu'daki diğer uluslararası kuruluşların bu programa destek vermedikleri görülmektedir. Türkiye'nin uluslararası mekanizmaları harekete geçirmekte karşılaştığı güçlüğün bu örnekte de devam ettiği görülmektedir. Bu durumun yaratmış olduğu sakıncalar geçmişte yaşanmıştır. 

c. Dış Siyaset Bakımından Sakıncalar 

 (1) Hükûmetimiz tarafından ahlaki nedenlerle rasyonelleştirilmiş olsa da, Esad Rejiminin devrilmesini temel şart sayan Suriye politikası, devletin manevra sahasını kısıtlamıştır. Bu kapsamdaki gelişmelerin, Türkiye ve Suriye aleyhine, ABD, Fransa, Almanya, Rusya, İran ve İsrail'in lehine seyrettiği değerlen dirilmektedir. Başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin Suriye iç savaşının başında Türkiye'yi yalnız ve zor durumda bırakan manevralarını yineleme ihtimali göz ardı edilmemelidir. Gerçekten de program başarı sağlamadığı ve risklerinin fazla olduğu görüldüğünde ABD programı sonlandırıp ayrılacaktır. Ancak Türkiye bu durumun yaratacağı olumsuz sonuçlarını yaşamaya mecbur kalacaktır. 

 (2) Gelinen aşamada, Türkiye'nin Esad Rejimini devirmek için yeterli olmayacak bu projeye dâhil olmakla kazanacaklarından fazlasını kaybetme tehlikesinin 
kuvvetle muhtemel olduğu, buna karşın Suriye Yönetimi ile ilişkileri orta vadede düzeltebilme imkânlarını halen muhafaza ettiği değerlendirilmektedir. 

 (3) Suriye krizinde hâlâ Esad Rejiminin yanında duran Rusya ve İran’ın bu programdan ciddi rahatsızlık duymaları beklenmektedir. Bu ülkelerin elinde Türkiye’ye karşı misilleme olarak kullanabilecekleri doğal gaz ve petrolden terör örgütlerine yardıma kadar uzanan kapsamlı seçenekler mevcuttur. Bu bağlamda PKK’nın desteklenmesi, çözüm sürecinin tamamen bitirilmesi ve çatışmaların tekrar başlaması seçenek dışı değildir. 

ç. İç Politika ve İç Güvenlik Bakımından Sakıncalar 

 (1) Riskler açısından dikkate değer bir nokta da Türkiye’nin ABD’nin programına iştirakinin; Türkiye kamuoyunda hükümetin Suriye’ye yönelik politikası 
hakkında birbiriyle çelişen algı paketlerini kuvvetlendirmeye, toplum içinde ve toplumun bir kısmıyla hükümet ve devlet kurumları arasındaki güveni kötüleştirmeye sebebiyet verebileceği gerçeğidir. 

 (2) Türkiye'nin IŞİD ile mücadelesi, PKK'ya güç kazandıracaktır. Bu durum, Esad Rejiminin müttefikine yardım etmek anlamına geleceği gibi yukarıda [md. 5, b, (5)] sunulduğu üzere, terör örgütünün "çözüm süreci"ndeki pazarlık gücünü de artıracaktır. 

 (3) ABD tarafından, bu tür programlarda rejim karşıtlarına verilen silahlar sonunda kendisine dönmüştür. Sovyet işgaline karşı mücahitlere verilen Stingerler sonunda Taliban’ın eline geçmiş, -elektronik sistemleri havadan devre dışı bırakılıncaya kadar geçen süreçte- ABD uçaklarını vurmuştur. Stinger benzeri silahlar radikal örgütlerin eline geçtiğinde provokasyon ve/veya misilleme amaçlı Türk uçak ve helikopterlerine karşı kullanılması dikkate alınması gerekli diğer bir risktir. Bu tür silahların diğer örgütlerin eline 
geçmesi (PKK ve IŞİD dâhil), eğitilenlerin taraf değiştirmesi hatta rejim saflarına katılması şaşırtıcı olmamalıdır.30 

 (4) Eğitim merkezinin kendisinin ve merkezde görev alan yabancı ve Türk personelin; IŞİD ve benzeri örgütler, Esad Rejimi bağlantılı örgütler ve rejime destek veren ülkelerin istihbarat birimlerinin yönlendirmesinde misilleme amaçlı eylemlere maruz kalması göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir risktir. 

 (5) Türkiye’de açılacak eğitim merkezine ABD’den CIA personeli, asker eğiticiler ve Blackwater, Dyncorps ve MPRI gibi özel şirketlerin elemanlarının gelmesi 
olasıdır. Bunların kamuoyuna izahı zor olduğu gibi bu personelin hedef teşkil etmesi de Türkiye için bir risktir.31 

Yukarıdaki risklerin bir kısmı Türkiye ABD’nin programına ev sahipliği yapmasa da mevcuttur. Ancak bu program küresel ve bölgesel gerginliğin arttığı bir ortamda riskleri artırmaktadır. 

7. Sonuç ve Değerlendirme 

ABD’nin, "Suriye'deki ılımlı muhalif gruplara 'Eğit ve Teçhiz Et' programı söylemi, açıkça bir algı operasyonudur. Hukukun ve askerî bakımdan ise program; “Teşkilatlandır,  Eğit, Teçhiz Et, Silahlandır ve Savaştır” olarak anlaşılmalıdır. Bu program yeni değildir. 1980’lerde Nikaragua ve Afganistan başta olmak üzere onlarca ülkede uygulanmıştır. 
Programların sonuçları ABD açısından bazen başarılı olmuştur. Ancak bölge ülkeleri her zaman kaybetmiştir. 

Türkiye bu programa iştirak ettiğinde uluslararası hukuki dayanaktan yoksun bir adım atmış olacağı gibi önemli politik ve askerî risklerle karşı karşıya kalacaktır. 

Özetle: 

. Programın bu şartlarda uygulanması, uluslararası ve iç hukukumuza aykırıdır. 
. Eğitilenlerin insanlığa karşı işleyeceği suçlardan ötürü Türk yöneticilerin yargılanması tehlikesini taşımaktadır. 
. Programın, ön görülen siyasi ve askerî hedeflere ulaşma imkanı ciddi ölçüde kısıtlıdır. 
. Türkiye'yi uzun süreli bir çatışmaya karışan taraf olma konumuna sürükleyecek olan bu durum, devletimizin barışçı niteliğini ve Orta Doğu halkları gözündeki lider ülke  imajını kemirecek tir. 
. Uluslararası meşruiyeten yoksun olarak hem IŞİD hem de Suriye Rejimine karşı taraf olmak Türkiye'yi her koşulda kaybetmeye mahkûm bırakabilecektir. 
. Uluslararası kuruluşların desteği ve Türkiye'den önce Batılı devletlerin bu programa katılması önerilmelidir. 
. Programdan en fazla yararlanacak kesim PKK terör örgütü olacaktır. 
. Türkiye'nin programa destek sağlaması, Rusya ve İran'ın açık ve örtülü yaptırımlarına sebebiyet verebilecektir. 
. Suriye ile olan ilişkilerin onarılması ihtimali büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. 
. Türkiye'nin programa ev sahipliği yapması, iç güvenlik risklerini de beraberinde getirebilecektir. 

   Diğer taraftan ABD’nin program için tek seçeneği Türkiye değildir. Türkiye, IŞİD'e finansal destek sağladığı için açık yakalanan Körfez Ülkeleri ile siyasal 
ikbalini ABD'li yöneticilere bağlayan Ürdün'den çok daha farklı bir konumdadır. Bu nedenle Türkiye, bu programa iştirake ve ev sahipliğine zorunlu değildir. 


 DİPNOTLAR;

1 Askerî terminolojide, "Eğit ve Teçhiz Et" terimi yerine "Eğit-Donat" terimi de kullanılmaktadır. 
2 “US Senate backs training and arming Syria rebels” , BBC UK , 18 September 2014, 
http://www.bbc.com/news/world-us-canada-29257422 
3 “Who Are the Syrian Rebels the U.S. Wants to Arm and Train?”, NBC News, 19 September 2014, 
http://www.nbcnews.com/storyline/isis-terror/who-are-syrian-rebels-u-s-wants-arm-train-n207391 
4 “US says Turkey will train moderate Syrian rebels but presses for details”, The Guardian, 11 October 2014, 
http://www.theguardian.com/world/2014/oct/11/us-says-turkey-will-train-moderate-syrian-rebels-but-presses-for-details, “2 bin muhalife Türkiye'de eğitim”, 
5 “2 bin muhalife Türkiye'de eğitim”, Yeni Şafak, 10 Ekim 2014, 
http://www.yenisafak.com.tr/gundem/2-bin-muhalife-turkiyede-egitim-691618 
6 Fraser J. Harbutt, The Cold War Era , Wiley-Blackwell, USA, 2002, s. 19–20. 
7 Nina M. Serafino, “Security Assistance Reform: Section 1206- Background and Issues for Congress”, Congressional Research Service Report, 
   RS22855, 4 April 2014, s. 2-3. 
8 Roger Peace, The Anti-Contra-War Campaign: Organızational Dynamics Of A Decentralized Movement, 
International Journal of Peace Studies, Volume 13, Number 1, Spring/Summer 2008, 63-82. s. 64. 
9 Peace, a.g.m, s.64-66. 
10 “War in Afghanistan”, History Commons. 
http://www.historycommons.org/timeline.jsp?timeline=afghanwar_tmln&afghanwar_tmln_soviet_occupation_of_afghanistan 
11 Pakistan İstihbarat Teşkilatı. 
12 NTM-I ve NTM-A için bkz. http://www.jfcnaples.nato.int/training_mission_iraq.aspx;http://ntm-a.com/ 
13 “Role of U.S. Contractors Grows as Iraq Fights Insurgents”, WSJ, 03 February 2014. 
http://online.wsj.com/news/articles/SB10001424052702304851104579361170141705420; “Civilian contractors 
playing key roles in U.S. drone operations”, Los Angeles Times, 29 December 2011, 
http://articles.latimes.com/2011/dec/29/world/la-fg-drones-civilians-20111230 
14 “Blackwater’a PKK cezası”, Hürriyet, 20 Kasım 2009, http://www.hurriyet.com.tr/dunya/12995128.asp 
15 “Blackwater Took Hundreds Of US Weapons From Military, Afghan Police Using 'South Park' Alias”, The 
Huffington Post, 25.04.2010. 
http://www.huffingtonpost.com/2010/02/23/blackwater-took-hundreds-_n_474220.html 
16 IŞİD’in silahları için bakınız. “IŞİD raporu: IŞİD’e Karşı Olası Operasyonun Boyutları”, Merkez Strateji 
Enstitüsü, 19.09.2014, Ek-1: IŞİD ve müttefikleri, http://merkezstrateji.com/ 
17 Suriye’de Kabusa Doğru: Suriye’nin İçinde Bulunduğu Durum ve Olası Senaryolar”, USAK Raporları No:13-01, 
Şubat 2013, Ankara. s.43. Raporda Suriye uçaklarının genellikle ZU-23 ile vurulduğu bildirilmesine rağmen bu 
silahların 2300 metre kısa menzili ve yetersiz vuruş etkisi bunu doğrulamamaktadır. Aksine 2012 içinde Suriye’de 
rejim karşıtlarının Stinger ve SA-7 tipi omuzdan kullanılan güdümlü füzelere (MANPADS) sahip olduğu basında 
yer almıştır. “Arms and the Manpads: Syrian rebels get anti-aircraft missiles”, The Guardian, 28 November 2012, 
http://www.theguardian.com/world/2012/nov/28/syria-middleeast; “Syrian rebels have us stinger missiles – 
Russian general”, http://www.phantomreport.com/syrian-rebels-have-us-stinger-missiles-russian-general; 
“Report: Syrian rebels acquire Stingers”, 20 August 2012, 
http://defensetech.org/2012/08/20/report-syrian-rebels-acquire-stingers/.  You Tube’da silinmiş videolar da MANPADS’ların kullanıldığını kanıtlamaktadır. 
18 “Britain planned to train and equip 100,000 Syrian rebels”, The Telegraph, 04 July 2014, 
http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/middleeast/syria/10945457/Britain-planned-to-train-and-equip-
100000-Syrian-rebels.html 
19 “Obama Taps Star General to Build Syrian Rebel Army to Fight ISIS”, The Daily Beast, 21.09.2014, 
http://www.thedailybeast.com/articles/2014/09/21/obama-taps-star-general-to-build-syrian-rebel-army-to-fight-isis.html. 
20 “Kerry: Syrian moderate rebels could help in Iraq”, Asharq Al-Awsat, 28 Jun 2014 
http://www.aawsat.net/2014/06/article55333735 
21 Bu ifade dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'un 1996 yılında bütçeye ilişkin bir konuşmasında geçmiş olup, 
ABD'nin silahlı kuvvetleri kullanma mantığını ortaya koyması bakımından tarafımızdan önemli sayılmıştır. 
22 Christopher M. Blanchard, “Proposed Train and Equip Authorities for Syria: In Brief”, Congressional Research 
Service Report R43727, 16 September 2014. 
23 “Saudi Arabia agrees to host training of moderate Syria rebels”, Reuters, 10 September 2014. 
http://www.reuters.com/article/2014/09/11/us-iraq-crisis-obama-saudi-idUSKBN0H51QC20140911 
24 “US says Turkey will train moderate Syrian rebels but presses for details”, The Guardian, 11 October 2014. 
http://www.theguardian.com/world/2014/oct/11/us-says-turkey-will-train-moderate-syrian-rebels-but-presses-for-details 
25 “2 bin muhalife Türkiye'de eğitim”, Yeni Şafak, 10 Ekim 2014. 
http://www.yenisafak.com.tr/gundem/2-bin-muhalife-turkiyede-egitim-691618 
26 Ayrıntılı bilgi için bkz. Merkez Strateji Enstitüsü, Bilgi Notu-001, "Korunmuş Bölgeler: Tampon/Ara Bölge, Askersizleştirilmiş / Silahsızlandırılmış Bölge, 
Güvenli Bölge/Sığınak, Uçuşa Yasak Bölge, İnsani Yardım Koridorları Kavramları 29.09.2014. 
http://merkezstrateji.com/wp-content/uploads/2014/09/Tampon-Ara-G%C3%BCvenli-B%C3%B6lge-Kavramlar%C4%B1_s4.pdf 
27 Resolution adopted by the General Assembly, "2131 (XX). Declaration on the Inadmissibility of Intervention in the Domestic Affairs of States and the Protection 
of Their Independence and Sovereignty" 21 December 1965, 
http://www.un-documents.net/a20r2131.htm; 
http://daccess-dds-ny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/218/94/IMG/NR021894.pdf?OpenElement 
28 Summary of the Summary of the Judgment of 27 June 1986, Case Concerning the Military and Paramilitary 
Activities in and against Nicaragua (Nicaragua v. United States of America) (MERITS). 
http://www.icj-cij.org/docket/index.php?sum=367&p1=3&p2=3&case=70&p3=5 
29 “Could New Technology Cut Risk of Giving Syrian Rebels Anti-Aircraft Missiles?”, PBS NEWSHOUR, 5 November 2012, 
http://www.pbs.org/newshour/rundown/could-new-technology-deter-risks-of-arming-syrian-rebels/ 
30 ABD’nin Afganistan’da eğittiği asker ve polislerde yıllık firar oranları hala yüksektir. Firarilerin bir böümü Taliban saflarına katılmıştır. 
“Defections hit Afghan forces: Police and soldiers join Taliban, blaming "anti-Muslim behaviour" of foreign troops”, Al Jazeera, 15 October 2008, 
http://www.aljazeera.com/news/asia/2008/10/200810152158993793.html 
31 2009 yılında Afganistan’da Chapman Harekât Üssünde bir intihar bombacısının eyleminde 7 CIA mensubu ile bir Ürdün ve bir Afgan olmak üzere 9 kişi hayatını kaybetmiştir. “Suicide bomber attacks CIA base in Afghanistan, killing at least 8 Americans”, The Washington Post, 31 December 2009. 
http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2009/12/30/AR2009123000201.html 



***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder