13 Şubat 2019 Çarşamba

12 Mart Muhtırası: Vesayetin Pekişmesi ve Ara Rejim Süreci BÖLÜM 3

12 Mart Muhtırası: Vesayetin Pekişmesi ve Ara Rejim Süreci  BÖLÜM 3



(12 Mart 1971- 14 Ekim 1973)

   Kabine çalışmaları sırasında Erim’e en fazla destek veren isim Sadi Koçaş olmuştur. Ancak birçok kişinin söylediği gibi Kabinenin tamamını Koçaş oluşturmamıştır. Hatta Koçaş’ın hazırlayıp Erim’e sunduğu ve karşılarına da hangi Bakanlıkları düşündüğünü yazdığı listeden birçok isim Kabineye girememiştir. Örneğin Koçaş’ın listesinde, Prof Saim Kendir için Tarım Bakanlığı, Muhittin Kılıç için Adalet veya Çalışma Bakanlığı, Prof. Melih Koçer için Sanayi veya Eğitim Bakanlığı, Doçent Gürcan Çelebican için Çalışma veya Devlet Bakanlığı, Prof. Mehmet Gönlübol için Devlet Bakanlığı, Kadri Kaplan için Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kâmi Akman için İçişleri veya Milli Savunma Bakanlığı, Fahri Korutürk için Milli Savunma Bakanlığı, Deniz Baykal için Devlet Bakanlığı uygun görülmüştür. Ancak Erim Kabinesi’nde bu listedeki isimlerden hiçbirisi yer almamıştır.50 

Erim, Meclis’te Hükûmet Programını okurken: “1960 Devriminin Türkiye’ye kazandırdığı 1961 Anayasası Türk toplumunun çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmasını sağlayacak dengeli bir gelişmenin çerçevesi olarak ortaya çıkmıştır. Anayasanın getirdiği düzen içinde dinamik bir yapıya sahip olan toplumumuz, hızlı bir toplumsal ve siyasal değişme sürecine girmiştir” ifadelerine yer vermiştir.51 

Hükûmet Programı daha çok sermaye kesimine yönelik olmak ve bu kesimin engellerden kurtulması için gerekli tüm önlemleri almaya dönük olarak nitelendirilmiştir.52 Öte yandan 5 Nisan’da yapılan Hükûmet programı üzerindeki görüşmeler sırasında Erim’in “...Kanunları hazırlayacağım size geleceğim. Size gelmeden evvel liderlerinizi bulacağım, ikna etmeye 
çalışacağım. Bir defada edemezsem bir defa daha arayacağım. Sayın Demirel’in kendisine de söyledim; sen bana bir defa gelirsen ben saba yirmi defa geleceğim... Hükûmete iştirak eden partilerle istişare etmeden Meclis’in önüne çıplak çıkmayacağız, önden hazırlanacağız, mümkün olan yerde konsensüsü, elbirliğini, işbirliğini temin edeceğiz”53 sözleri O’nun hayatının ilk büyük hatası olarak değerlendirilmiştir. Olaylara başından sonuna kadar tanıklık eden Erim’in Basın Danışmanı Kurtul Altuğ, aynı günün akşamı Kabinede yer alan 
Bakanların, Atilla Sav’ın evinde bir araya geldiklerini ve Sadi Koçaş’ı da davet ederek, gazetecilerin gözü önünde hemen istifa etmek istediklerini aktarmıştır. Altuğ devamla Koçaş’ın, birer istifa dilekçesi yazmaları ve bu dilekçeleri ertesi gün Erim’e bizzat kendisinin sunacağı konusunda diğerlerini ikna ettiğini de anlatmıştır. Buna göre yazılan istifa dilekçesinde şu ifadelere yer verilmiştir: 

“... Daha önce gelişen bazı olaylara ek olarak bu kere, 5 Nisan 1971 Pazartesi günü Hükûmet programının Millet Meclisi’nde görüşülmesi sırasında, 

1- Sayın Başbakan’ın Hükûmet programıyla ilgili konuşmalara verdiği cevaplarda Türkiye’yi bugünkü duruma getiren çevrelere tavizkâr konuşması ve onların görüşlerine katılması bizde derin üzüntü yaratmıştır. 
2- Bu davranışla, yurdun 12 Mart 1971’deki durumuna gelmesinin başlıca sorumlusu olan Süleyman Demirel ve yakın arkadaşlarının kamuoyu önünde tekrar itibarlı duruma gelmesi sağlanmakta, Türk demokrasisinin yozlaşmaktan kurtulma yolundaki bir umudu daha yitirilmiş olmaktadır. 
3- Bu anlayışla ülkenin ihtiyacı olan çalışmaları yapabilmenin mümkün olmayacağı ortak görüşüne vardığımızı ve 5 Nisan 1971 günü saat 23.45’te ulaştığımız bu görüşle Hükûmet görevinden ayrılmak zorunda kaldığımızı arzu ederiz.”54 

Daha Meclis’ten güvenoyu bile almamış bir kabinenin tüm Bakanları istifa etmiş ve siyasi bir kriz kapıda görünmüştür. Ancak Erim, siyasi dehasını kullanarak bu durumu lehine çevirmesini bilmiştir. 6 Nisan sabahı Başbakanlıkta yapılan toplantıda Bakanlarına samimiyetini ispatlayan Erim, ülkenin yeni bir buhrana sürüklenmesine de böylece engel olmuştur. Erim burada çok üzgün olduğunu, herkesin özlediği reformları yapmak için bir araya geldiklerini, hatasının farkında olduğunu ve Senato’da program görüşmeleri esnasında nasıl konuşmasını istiyorlarsa öyle konuşacağını ifade etmiştir.55 

Ertesi gün, yani 7 Nisan’da yapılan güven oylamasında ise Hükûmeti 321 kabul oyu ile güvenoyu alan Erim, 1961 yılından beri hiçbir Hükûmetin bu kadar oy alamadığını vurgulamıştır.56 Ancak bu güvenoyu kimilerince de “sipariş üzerine alınan oylar” olarak yorumlanmıştır.57 Yorumlar ne olursa olsun artık işbaşında askerlerin istediği ve görünürde desteklediği bir azınlık Hükûmeti vardır. 

2- Ara Rejimin Sosyo-Politik Olayları.,

Erim Hükûmetini de en çok uğraştıran mesele kuşkusuz, sokaklarda anarşinin gün geçtikçe tırmanması ve alınan tedbirlerin yetersiz kalmasıydı. Başbakan Nihat Erim’in 
Tedbirler balyoz gibi kafalarına inecektir” çıkışının ardından, ki bu çıkış da ‘içimizdeki düşman’ kavramını yaratabileceği için kuşkulu ve düşündürücü bulunmuştur,58 
Bakanlar Kurulu’na bir brifing veren Milli İstihbarat Teşkilatı’na göre, aşırı sağ ve sol grupların eylem hazırlığı içerisinde bulunduğu için derhal Anayasa değiştirilerek, ülke genelinde sıkıyönetimin ilan edilmesi gerekiyordu.59 Toplanan Milli Güvenlik Kurulu, sıkıyönetim için, 

- Laik Cumhuriyete karşı faaliyetleri kontrol etmek, 
- İdeolojik ve kanlı olaylara son vermek, 
- Doğu vilayetlerindeki bölücü faaliyetleri durdurmak, 
- Kıbrıs’a olası bir harekât için uygun bir ortam sağlamak nedenlerini ileri sürmüş,60 

   Hükûmet de bu tavsiyeye uyarak, 26 Nisan 1971’de “Memleketimizde uzun süredir gözlemlenen çıkarcı çevrelerin tutumu ile anarşik nitelikteki eylem ve davranışların sadece kamu düzeni ve güvenliğini bozucu amaçlara yönelmiş olmayıp aslında ideolojik maksatlarla devletin temel nizamına, yurt bütünlüğüne, vatan ve laik cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma mahiyeti aldığını gösterir kesin belirtilerin meydana çıkması nedeniyle”61 Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Zonguldak, Eskişehir, Adana, Hatay, Diyarbakır ve Siirt’te sıkıyönetim ilan etmiştir.62 Ardından da genel güvenlik ve kamu düzenine ilişkin zabıta yetki ve görevleri Sıkıyönetim Komutanlıklarına devredilmiştir.63 Ancak, artık yönetme yetkisi Hükûmette değil, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Genel Kurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve MİT Müsteşarı Fuat Doğu üçlüsünde toplanıyordu. Bu üçlü kararları alıp, resmiyete dökülmesi işini Hükûmete bırakıyordu. Bu bağlamda birçok gözaltı ve tutuklama olayı yaşandı. Aşırı sağ ve sol gruplar dışında, gazete ve gazetecilere de el atılıyor ve Akşam, Cumhuriyet gibi gazeteler kapatılırken, İlhan Selçuk ve Çetin Altan gibi isimler de gözaltına alınıyorlardı. Bu olayları izleyen günlerde bu defa Anayasa’nın değiştirilmesi gündeme getirilmiştir. Dönem içinde 1961 Anayasası’na yöneltilen eleştiriler ise şu şekilde özetlenmiştir: 

- Batı toplumlarının uygulamaları kopya edilerek hazırlanan Anayasa’nın özgürlükler düzeni Türk toplumunun hazmedebileceği bir düzeyde değildir. 
- Özgürlüklerin kötüye kullanılması Anayasal düzeni bile ortadan kaldıracak boyutlara varmaktadır. 
- Yürütme organının daha çabuk ve etkili iş görme olanaklarına sahip olması gerekmektedir. 
- Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın yasama ve yürütme üzerindeki baskısı denetim mekanizmasını işlemez hale getirmektedir. 
- Özerk kuruluşlar devlet içinde devlet gibi hareket etmeye başlamışlar ve devletin temeline dinamit koyacak fikirlerin beslendiği yerler haline gelmişlerdir.64 


   Baskılar ve eleştiriler kısa zamanda etkisini göstermiş ve Nihat Erim’in yabancı basın mensuplarına verdiği “Türkiye Anayasası birçok Avrupa ülkesinin anayasalarından daha liberal bir Anayasadır. Türkiye böyle bir lüksü kaldıramaz. Anayasa’da değişiklik yapılarak temel hak ve hürriyetlerin ortadan kaldırılmasını önleyecek hükümler getirilecektir”65 şeklindeki izahatından sonra Hükûmet, 1961 Anayasa’sının tam 40 maddesini değiştirerek, insan hak ve özgürlüklerine ciddi bir darbe vurmuştur.66 Erim, bu sırada Amerikan yönetiminin baskısıyla Türkiye’de haşhaş ekiminin yasaklanmasını öngören yasayı da çıkarmıştır. Amerikalılara göre ülkelerindeki gençlerin uyuşturucu bağımlılığından kurtulması Türkiye gibi ülkelerde haşhaşın ekiminin yasaklanmasına bağlıyken, kuşkusuz asıl sebeplerden birisinin Başkan Nixon’un 1972 seçimleri öncesi elini güçlendirmek istemesi olduğu şeklinde yorumlanmıştır.67 

Anayasa tartışmaları ve değişiklikler anarşiyi frenlemek yerine, olayların şiddetlenerek devam etmesine sebep olmuştur. Daha önce de değinildiği üzere, 17 Mayıs 1971 günü İsrail Başkonsolosu Elrom, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) tarafından kaçırılarak, üç gün içerisinde tüm devrimcilerin bırakılmaları karşılığında serbest bırakılacağı açıklanmış, ancak Hükûmet, belki de bilmeyerek olayların daha da tırmanmasına neden olacak bir karara imza atmıştır. Başbakan Erim, aynı zamanda Kıbrıs Komitesi Başkanı olarak atanan,68 

Yardımcısı Koçaş’a bir bildiri hazırlatarak Konsolosun derhal serbest bırakılmaması durumunda birçok tutuklamanın geçekleşeceğini ve Konsolosu kaçıranların idamla yargılanacağını, eğer Konsolos öldürülürse, bu tedbirlerin geçmişe dönük uygulanacağını duyurmuştur.69 Koçaş, Senato’daki konuşması sırasında “Bizim devlet anlayışımıza göre, bir devlet ya vardır, ya yoktur. Hem devletin varlığını iddia edecek, hem de eşkıya ile pazarlık kabul edeceğiz. Olmaz böyle şey. Devletin gücünü göreceklerdir” ifadelerini kullanarak, kendince anarşi ve anarşistlere gözdağı vermiştir.70 Ardından da baskı artırılmış ve 30 Ağustos 1973’te kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilecek71 olan İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Faik Türün emriyle Yılmaz Güney, Doğan Avcıoğlu, Muammer Aksoy, Yaşar Kemal, İlhami Soysal, Kemal Türkler, Mehdi Zana, Bahri Savcı, Behice Boran, Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi isimler tutuklanmıştır.72 

Öte yandan İstanbul’da 12 Mart döneminde sol görüşlü yasak yayınların toplanması için ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve tutuklamalar zinciri olarak tarif edilen “Balyoz Harekâtı” sonucunda yakalanan Deniz Gezmiş ve arkadaşları, yargılanmaya başlanmıştır. Yargılama sırasında Mahkeme Başkanlığını, daha sonra AP’den milletvekili seçilecek ve anılarında 
Ben sadece adli bir karar değil, aynı zamanda siyasi bir karar verdim”73 diyecek olan Ali Elverdi, davanın savcılığını ise DYP’den milletvekili olacak Baki Tuğ yapmışlardır. Deniz Gezmiş ve 20 arkadaşının idamları istenirken,74 Askerin yoğun 146. Madde ısrarı karşısında çaresiz kalan mahkeme heyeti, üç aylık yargılamanın ardından Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin 
İnan’ın aralarında bulunduğu 17 kişinin idam kararlarını açıklamıştır.75 

Bundan sonra ise işler iyice karışmış, etkisini yitiren Komutanlara etkisini yitiren Başbakan ve Bakanlar da eklenmiş, ülke çıkmaza doğru sürüklenmiştir. Reformlar unutulmuş ve Genelkurmay Başkanı’nın ipleri eline aldığı bir ortamda Hükûmet içinden, aralarında Sadi Koçaş’ın da bulunduğu 11 kişilik bir 
grup istifa etmiştir.76 Grup adına açıklama yapan Atilâ Sav şu ifadeleri kullanmıştır: 

“Bizim istifamız 8 ayı geçen gelişmiş, birçok nedenlerin olmasındandır. Yurdumuzun muhtaç olduğu kalkınma hamlesini ve reformları Atatürkçü bir görüşle gerçekleştirmek amacıyla kurulan Hükûmette görev aldık. Mesut Erez’in Hükûmete alınışı da bardağı taşıran son damla olmuştur. İstifalar yalnız Mesut Erez’in kabineye alınışına bağlanırsa, istifalarımızın asıl nedeni zayıflatılmış olur.”77 

Bu durum karşısında Nihat Erim de kabinenin istifasını Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a sunmuş,78 Sunay ise 7 Aralık’ta yeni kabineyi kurmakla yine Erim’i görevlendirmiştir. Aslında Erim, 26 Ekim 1971’de AP lideri Demirel’in kelle istemesi ve baskısı karşısında istifasını sunmuş, ancak ertesi gün yapılan Milli Güvenlik Kurulu’nda Cumhurbaşkanı tarafından bu karar kabul görmemiştir.79 

  11 Aralık’ta açıklanan İkinci Erim Hükûmeti 13 Aralık’ta Sunay tarafından onaylanmıştır. Erim’in 24 üyelik yeni kabinesinde AP’den 7, CHP’den ve MGP’den 1 isim yer almıştır. Geri kalanlar ise TBMM dışından seçilmiştir.80 22 Aralık 1971 tarihinde yapılan güven oylamasında hazır bulunan 349 üyenin 301’i kabul, 45’i red ve 3’ü de çekimser oy kullanmışlar, böylece Kabine güvenoyu almıştır.81 

Bu defa Meclis’e meydan okumaktan vazgeçerek reformlara yönelen ve patronlar tarafından da kabul gören yeni Erim Hükûmeti, Anayasa’nın liberalliğini ortadan kaldıracak birtakım düzenlemelere gitti. Buna göre temel hak ve özgürlüklere yasa ile sınırlama fırsatı yaratılmış, Üniversiteler, Radyo ve Televizyonun özerkliği sona erdirilmiş, basın özgürlüğünün yanında Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerinde sınırlandırmaya gidilmiştir. Öte yandan Milli Güvenlik Kurulu’nun yetkileri genişlettirilirken, Devlet Güvenlik Mahkemeleri  kurulmuştur.82  Ancak daha 10 Nisan 1971 günü Erim Anayasa değişiklikleri ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştır: “Biz Anayasayı uygulamak için geldik. Mesela, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, mahkemelerin bağımsızlığı, TRT’nin özerkliği, Üniversitelerin özerkliği. Ben şahsen bunlara çok inanmış bir insan olarak işin başına geldim. Binaenaleyh, şimdi gelip de, bunları değiştirelim teklifi ile ortaya çıkamam…”83 

Diğer taraftan programında ekonomik kalkınmaya öncelik vereceğini ve kamu sektörünün yanında özel sektörün de destekleneceğini açıklayan Erim Hükûmeti, yapılan tüm değişikliklere rağmen, siyasi partilerle aralarında çıkan ihtilaflar ve ülkeyi kararnamelerle yönetme teklifinin TBMM’ce reddedilmesi neticesinde 16 Nisan 1972 tarihinde ikinci defa istifa etmiştir. Nihat Erim’in istifasını kabul eden Cevdet Sunay, Başbakanlık görevini vekâleten yürütmek üzere, Milli Savunma Bakanı Ferit Melen’e vermiştir. 29 Nisan’da da yeni Kabinenin teşkili için görevi Suat Hayri Ürgüplü’ye veren Sunay, Cumhuriyet tarihinde daha önce benzerine rastlanmamış bir şekilde 13 Mayıs’ta açıklanan Kabineyi onaylamayınca, 
Ürgüplü istifa etmiştir.84 Sunay’ın kabineyi son anda onaylamamı ise Komutanlar tarafından yapılan baskıların neticesi olduğu yorumlarına neden olmuştur. 
Bunun üzerine görev tekrar Ferit Melen’e verilmiştir. 22 Mayıs’ta açıklanan Melen Kabinesi üyelerinin çoğunluğu TBMM dışından atanmıştır.85 Melen Hükûmeti Programı, 29 Mayıs’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okunmuş,86 1 Haziran tarihinde program hakkında görüşmeler yapılmış87 ve 5 Haziran’da yapılan güven oylaması sonunda Hükûmet, 291 üyenin 262 kabul oyuyla güvenoyu almıştır.88 Hükûmet programında huzur ve asayişin sağlanması, seçim, reformlar ve III. Beş Yıllık Kalkınma Planı üzerinde durulurken, ana hedefin milletin varlığını, bütünlüğünü, birlik ve beraberliğini yok etmek; insan haklarına dayalı Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkarak ülkeyi bir zulüm düzenine sürüklemek isteyen her türlü yıkıcı faaliyete ve anarşi eylemlerine karşı mücadele etmek olduğu vurgulanmıştır.89 Ayrıca programda yer alan “Türkiye’nin karşısında bulunduğu sorunlar savsaklanacak, hafife alınacak nitelikte değildir. Türk milletinin dinamizmini, yurdumuzun insan gücünü ve doğal kaynaklarını, müspet ilmin ve akılcılığın ışığı altında, planlı kalkınma ve reformlarla belirli bir hedefe doğru hemen yöneltmek zorundayız. Bunun için Hükûmetimiz bir icraat Hükûmeti, bir Atatürkçü atılım Hükûmeti olacaktır” ifadelerden yola çıkılarak Melen Hükûmeti için “Atatürk milliyetçisi” yakıştırması yapılmıştır.90 

BU BÖLÜM DİPNOTLARI;

50 Altuğ, 12 Mart..., s. 29-30. 
51 Millet Meclisi Tutanak Dergisi, Dönem: 3, Cilt: 12, Toplantı: 2, Tarih: 2.4.1971, s. 393-402. 
52 Cem, 12 Mart, 1. Cilt, s. 109-110. 
53 Millet Meclisi Tutanak Dergisi, Dönem: 3, Cilt: 12, Toplantı: 2, Tarih: 5.4.1971, s. 409:448, 448:460. 
54 Altuğ, 12 Mart..., s. 55-58. , Koçaş, age, s. 143-144. 
55 Koçaş, age, s. 144-145. 
56 Erim, Günlükler..., C. II, s. 968. 
57 Tekil, age, s. 212. 
58 Cem, 12 Mart, 1. Cilt, s. 69. 
59 Birand-Dündar-Çaplı, age, s. 271. 
60 Milliyet, 27 Nisan 1971. 
61 BCA, 30.18.1.2/264.26.12. 
62 Akşam, 27 Nisan 1971. ; Ayrıca Bkz. Dönemin Basını. 
63 BCA, 30.18.1.2/264.26.13. 
64 Mümtaz Soysal, 100 Soruda Anayasanın Anlamı, 11. Baskı, Gerçek Yayınevi, İstanbul 1997, s. 77. 
65 Milliyet, 02 Mayıs 1972. 
66 Birand-Dündar-Çaplı, age, s. 271-272. 
67 Cem, Tarih Açısından…, s. 43-44. 
68 BCA, 30.18.1.2/266.33.13. 
69 Feroz Ahmad, Demokrasi Sürecinde Türkiye (1945-1980), 3. Baskı, Hil Yayınları, İstanbul 2007, s. 362. 
70 Koçaş, age, s. 211. 
71 BCA, 30.11.1.0/393.41.20. 
72Birand-Dündar-Çaplı, age, 274. 
73 Ahmet Turan, Darbe Arası Türkiye: 27 Mayıs-12 Mart-12 Eylül Anılar, Gözlemler, Tanıklıklar, Resital Yayınları, 
İstanbul 2007, s. 93. 
74 Günaydın, 17 Temmuz 1971. 
75 İdama çarptırılan diğer isimler şunlardır: Atilla Keskin, Metin Yıldırımtürk, Ahmet Erdoğan, Mehmet Nakiboğlu, 
Recep Sakın, Ercan Öztürk, Osman Arkış, Hacı Tonak, Semih Orcan, Mustafa Yalçıner, Cengiz Baltacı, Metin 
Güngörmüş, Mete Ertekin, Mustafa Çubuk ve Mehmet Asal. Cumhuriyet, 10 Ekim 1971. 
76 Koçaş, age, s. 509-513. , Birand-Dündar-Çaplı, age, s. 287-288. 
77 Ahmad, Demokrasi..., s. 371. ; 11’lerin Başbakan Erim’e verdikleri mektubun tam metni için Bkz. Koçaş, age, s. 
514-517. , Altuğ, 12 Mart..., s. 243-247. 
78 “Çankaya’da 3 Saat 45 Dakika Süren Toplantıdan Sonra Erim Hükûmeti İstifa Etti”, Cumhuriyet, 27 Ekim 1971. 
79 Altuğ, 12 Mart..., s. 212. 
80 İnönü, Defterler..., C. II, s. 1232. ; İkinci Erim Hükûmeti Bakanlar Kurulu için Bkz. TC Resmî Gazete, 12 Aralık 
1971, S. 14040. ; BPPGM, age, s. 305-309. ; BOMDB, age, s. 225-241. ; Millet Meclisi Tutanak Dergisi, Dönem: 3, 
Cilt: 19, Toplantı: 3, Tarih: 13.12.1971, s. 356-357. 
81 Millet Meclisi Tutanak Dergisi, Dönem: 3, Cilt: 19, Toplantı. 3, Tarih: 22.12.1971, s. 574-576. 
82 Erik jan Zürcher, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, 23. Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul 2009, s. 375-376. 
83 Cem, 12 Mart, 1. Cilt, s. 165. 
84 Ahmad, Demokrasi..., s. 373-378. 
85 İnönü, Defterler..., C. II, s. 1240. ; Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Suat Hayri Ürgüplü Kabinesini kabul etmeme 
gerekçesini, “Bir bütün halinde 12 Mart 1971 tarihli muhtıranın icapları ve cari durumunun şartları ile bağdaşır bir 
nitelik taşımadığı için” olarak göstermişti. Melen Hükûmeti Bakanlar Kurulu için Bkz. TC Resmî Gazete, 23 Mayıs 
1972, S. 14194. ; BPPGM, age, s. 317-321. ; BOMDB, age, s. 243-267. ; Millet Meclisi Tutanak Dergisi, Dönem: 3, 
Cilt: 24, Toplantı: 3, Tarih: 22.5.1972, s. 733. 
86 Millet Meclisi Tutanak Dergisi, Dönem: 3, Cilt: 24, Toplantı: 3, Tarih: 29.5.1972, s. 827-839. 
87 Millet Meclisi Tutanak Dergisi, Dönem: 3, Cilt: 24, Toplantı: 3, Tarih: 1.6.1972, s. 871-919. 
88 Millet Meclisi Tutanak Dergisi, Dönem: 3, Cilt: 25, Toplantı: 3, Tarih: 5.6.1972, s. 74-75. 
89 Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisi, Cilt: 4, Toplantı: 11, Tarih: 30.5.1972, s. 550-563. 
90 12 Mart Sonrası Hükûmet Faaliyetleri (12 Mart 1971-12 Mart 1973), Başbakanlık Basımevi, Ankara 1973, s. 5. 

4 CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder