27 Mayıs 2019 Pazartesi

17-25 ARALIK OPERASYONU ERDOĞAN BAYRAKTAR FEZLEKESİ., BÖLÜM 1

17-25 ARALIK OPERASYONU ERDOĞAN BAYRAKTAR FEZLEKESİ., BÖLÜM 1


     Muharebe Elektronik Şube Müdürlüğüne 18.09.2012 tarihinde gelen mail ihbarında özetle; 

    Ali AĞAOĞLU’nun devletten Ucuza aldığı arazileri İmara açtırdığını, emsal değerlerini yükselterek veya dikkate almayarak bu arazilerden inanılmaz 
paralar kazandığını, Maslak projesinde emsal değerinin 2.20 ve toplam inşaat hakkının 550.000 metrekare civarında olmasına rağmen bu projede toplam 
680.000 metrekarelik alanın işgal edildiği, Ali AĞAOĞLU’nun bu usulsüzlüklerin ortaya çıktığında zarar görmemek için Sadık (Sadık SOYLU) ve Abdullah (Abdullah Oğuz BAYRAKTAR) isimli şahıslar aracılığıyla olayı kapatmaya çalıştığı belirtilmiştir.

   Yapılan ilk çalışmalarda; İhbara konu “ Ağaoğlu Maslak 1453 ” İsimli projenin, Emlak Konut GYO tarafından “hasılat paylaşımı” yöntemiyle ihale edilen 
Maslak Ayazağa’da bulunan Fatih Ormanları ve Park Orman’ın bitişiğindeki 241 dönümlük arsaya yapıldığı, arsanın 2010 imar planıyla ilgili Türkiye Mimarlar 
ve Mühendisler Odası (TMMOB) İstanbul Şubesi tarafından iptal davasının açıldığı, İstanbul 8. İdare Mahkemesi tarafından da söz konusu imar planının 
“Şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun bulunmaması” gerekçesiyle iptal edildiği tespit edilmiştir.  
Maslak 1453 projesi, halen 2011 yılında yeniden yapılan imar planına göre yürütülmekte olup bu plan ile ilgili de açılan iptal davasının yargılamasının devam ettiği görülmüştür. İhbarda belirtilen usulsüzlüklerin tüm yönleriyle ortaya çıkartılabilmesi için Soruşturma No:2012/125043 sayıya kayden soruşturma açılarak çalışmalara başlanmıştır. 
Teknik takip destekli yapılan çalışmalarda; Ali AĞAOĞLU’nun, Maslak 1453 projesinin yanı sıra başka projelerindeki usulsüzlüklerin de göz ardı edilmesi 
ve haksız kazancını daha da artırmak amacıyla Eski Çekmeköy Belediye Başkanı Hüseyin Avni SİPAHİ liderliğindeki Çevre ve Şehircilik Bakanlığında odaklanan suç örgütüne müracaat ettiği tespit edilmiş, çalışmalar söz konusu suç örgütünün yapısının ve suç faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik genişletilmiştir. Çalışmalar genişletildiğinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığında büyük bir etkinliği olan sözkonusu suç örgütünün İşadamı Ali AĞAOĞLU’nun başta olmak üzere, Osman AĞCA, Emrullah TURANLI gibi birçok inşaat firması sahibi işadamı ile sıkı bir irtibat içerisinde olduğu, bu kişilerin usulsüz projelerine onay verdiği belirlenmiştir.

Örgütün liderliğini yapmakta olan Hüseyin Avni SİPAHİ’nin, herhangi bir resmi kimliği bulunmamasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR ile samimi ilişki içerisinde olduğu, örgütün yönetici kadrosunda bulunan Sadık SOYLU’nun ise Bakan danışmanı olduğu, Abdullah Oğuz BAYRAKTAR’ın ise Bakanın oğlu olması nedeniyle, söz konusu suç örgütünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığında büyük bir etkinliğinin ve nüfuzunun olduğu anlaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle birçok işadamının normal şartlarda imar izni alamayacakları projeler için suç örgütüne müracaat ettiği,  suç örgütünün ise çok kısa bir süre içerisinde usulsüz projelere onay alınmasını sağladığı görülmüştür.  

Hüseyin Avni SİPAHİ liderliğindeki suç örgütünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığındaki etkinliğini kullanarak; 

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ihalelerini kazanan bazı inşaat şirketlerinin projelerindeki usulsüzlüklerine göz yumulması veya projelerini yapacakları 
arsaların imar planlarının istedikleri şekilde hazırlanmasını sağladıkları,
Yerel idareler tarafından (İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyeleri) onaylanmayan veya onaylanması mümkün olmayan imar plan değişikliklerini 
bazı yöntemler kullanarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetki alanına soktukları, sonrasında ise kamu kurumlarındaki örgüt üyeleri aracılığıyla ayrıcalıklı bir şekilde kişiye özel imar planları hazırlattıkları,Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurullarına gelen plan tadilatı dosyalarına müdahale ettikleri, kurullarda görevli komisyon üyelerine baskı yaparak yönlendirerek, 
RÜŞVET vererek,  veya gerçeğe aykırı rapor düzenleyerek korunması gerekli tescilli yapıların bulunduğu arsaları, doğal sit alanlarını ve yeşil alanlar ile 
Boğaziçinde koruma altına alınan alanları imara açtırdıkları tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen illegal faaliyetleri gerçekleştirebilmek için örgütün aşağıdaki yöntemleri kullandıkları tespit edilmiştir. 

Bu Kapsamda;

Suç örgütünün yerel idarenin yetki alanında olan ve olumlu sonuçlanma durumu olmayan kişiye özel imtiyazlı plan tekliflerinde; projelere ait dilekçeleri, 
kurum görüşlerini veya resmi yazışmaları bilinçli olarak geciktirerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilatlanması ve Görevleri Hakkındaki kanunun ilgili 
maddesinde belirtilen 3 aylık yasal sürenin dolmasını kasıtlı olarak sağlayarak, plan tadilatlarında onaylama yetkisini Bakanlık kapsamına aldırdıkları,    Belediyeler tarafından birçok açıdan sorunlu olduğu gerekçesiyle onaylanmayan plan tadilatlarında ise; aynı kanunun 2/Ğ Maddesi uyarınca “Özel Proje Alanı” ilan ettirdikleri veya yine aynı kanunun 7/E maddesi uyarınca plan tadilatı yapılacak arsayı “Kentsel Tasarım Projesi” ilan ettirerek yetkiyi Bakanlık kapsamına aldıkları ve Belediyeleri tamamen devre dışı bıraktıkları, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurullarına gelen ve birçok yönden problemli olan plan tekliflerde; kurul üyelerini yönlendirerek, baskı altına alarak veya kurul üyelerine Rüşvet vererek onaylattıkları, baskılara dayanamayan bazı kurul başkanlarının ise istifa ettirdikleri,  veya gerçeğe aykırı raporlar düzenleyerek Tescilli Kültürel ve Tarihi Yapıların bulunduğu arazileri, Doğal Sit Alanlarını ve yeşil alanları 2960 sayılı Boğaziçi Koruma Kanunu kapsamında bulunan alanları imara açtırdıkları, 

Ayrıcalıklı imar planlarına sahip olmasına rağmen imar planlarının belirtilen sınırlamaların üstünde veya ruhsata aykırı yapılan projelerde ise; suç 
örgütünün müdahaleleriyle inşaatların denetimlerden sorunsuz bir şekilde geçmesini sağladıkları, bunun yanı sıra onaylattıkları plan tadilatlarında 
yatırılması gereken resmi harç miktarını azmettirici konumunda bulunan işadamlarının istekleri doğrultusunda yatırılması gerekenin çok altında belirleyerek Devleti zarara uğrattıkları anlaşılmıştır.

Yine imar plan notlarına, inşaat şirketlerinin yüksek kar elde edebilecekleri şekilde  işadamlarının talepleri doğrultusunda eklemeler yaptıkları, bu kapsamda; “Huzurevi” gibi sağlık donatı alanlarının “Otel” alanına alınmasını sağladıkları,  eğitim alanlarının ise konut veya ticaret alanına alınmasına ilişkin fonksiyon değişiklikleri yaptırdıkları, bunların yanı sıra “Turizm” alanlarına “Apart Konaklama yapılabilir” notları ekleyerek bağımsız bir şekilde daire satışlarına imkan sağladıkları görülmüştür.

Ayrıca, üzerinde yapı bulunan taşınmazlarda ise suç örgütünün; 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun 6. Maddesi uyarınca kentsel dönüşüm kapsamına aldırdıkları,  binaların riskli yapı ilan edilmesini sağlayarak veya taşınmazı Rezerv Yapı Alanına alarak planlama yetkisini Bakanlık uhdesine aldırdıkları, bunlara ilaveten örgütün bu yöntemle projeyi gerçekleştirecek İnşaat Şirketlerini KDV indiriminden de faydalandırıp yüksek miktarda haksız kazanç elde etmelerini sağladıkları anlaşılmıştır.

Suç örgütünün özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığındaki etkinliğini daha da artırmak için; Müsteşar Yardımcılığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdür ve Müdür 
Yardımcılığı gibi örgütün suç faaliyetleri açısından önemli üst düzey görevlere örgüt üyelerini veya suç örgütü ile yakın ilişki içerisinde olan kişileri 
getirdikleri, bunun yanı sıra geçmişte örgüt adına hareket eden ve birçok usulsüz projede rolü bulunan özel sektör çalışanlarını da süreç içerisinde 
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bünyesindeki kurumlara atanmasını sağladıkları tespit edilmiştir.

Bunun yanı sıra suç örgütünün müdahale ettikleri projelerin diğer kurumlar ile ilgili Tapu Kadastro vb. işlemlerinde de bu kurumlarda çalışan kamu 
görevlilerine RÜŞVET vererek yapılan usulsüzlüğün ortaya çıkmasını engelledikleri görülmüştür.

2. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder