10 Şubat 2011 Perşembe

TESADÜFLER TÜRKİYESİNDE.., TESADÜFLERİN İKTİDARI

TESADÜFLER TÜRKİYESİNDE.., TESADÜFLERİN İKTİDARI


Erbakan’a Siyaset Yasağı Tesadüfen getirildi. Recep Tayyip Erdoğan’a
Liderlik yolu “tesadüfen” açıldı
Türk Milletinin seçimlerde kullandığı oyu etkileyen en önemli faktörün
“Mazlumluk”, olduğu 1961 ve 1965’de AP, 1973’de Ecevit ve 1983’de de Özal
örnekleriyle sabit olmasına rağmen, bir şiir bahane edilip, Recep Tayyip
Erdoğan hapse atılarak “Tesadüfen” mazlum bir lider konumuna getirildi




Ecevitsiz ve MHP’siz hükümet formülü “Tesadüfen” dile getirildi. DSP
“Tesadüfen” parçalandı. Medya Ecevit’e ve MHP’ye “tesadüfen” saldırdı
Genç Parti, DYP ve MHP’nin barajı aşmasını engellemek amacıyla
“Tesadüfen” kurduruldu




Erdoğan, hiçbir sıfatı olmamasına rağmen, Seçimden önce “Tesadüfen”
ABD’ye gitti. “Tesadüfen” Yahudi Lobisinin liderleriyle, Bush’la ve
Bush’un yakın çalışma arkadaşlarıyla görüştü.

ABD ile farklı ilişkiler içerisinde olan; Cüneyt Zapsu, Ömer Çelik,
Egemen Bağış, Mücahit Arslan, Mir Dengir Fırat “Tesadüfen” Erdoğan’ın
yanına (?) yerleştirildiler.. Bunlardan Cüneyt Zapsu’nun ABD Savunma
Bakanı Yardımcısı Wolfowitz'e “Tayyip Erdoğan’ı harcamayın, kullanın”
demesi de, bir tesadüftü.

3 Kasım 2002 seçimleri öncesi Deutsche Bank, Chase Manhattan, Moore
Kapital, American Expres gibi siyonist sermayenin güdümündeki finans
kurumlarına:”AKP'nin tek başına iktidara taşınacağını, ve bunun endişe
duyulacak bir sonuç doğurmayacağını” söylemek üzere bilgilendirmeye çıkan
Ekipte Verso'nun başkanı Erhan Göksel ve Mesut Yılmaz'ın kuzeni meşhur
borsacı Mehmet Kutman'la birlikte 28 Şubat’ın mimarı Çevik Bir‘in
yeralması tamamen bir tesadüftü.

Erdoğan’ın mahkûm olmasına neden olan şiiri okuduğu il olan Siirt’te seçimler “tesadüfen” iptal edildi. Ve Erdoğan tesadüfen O ilden milletvekili oldu.




Recep Tayyip Erdoğan’ın Büyük Oğlu Burak Erdoğan’ın 11.Mayıs.1998
tarihinde arabasıyla bir zamanların ünlü sanatçısı Sevim Tanürek’i
çiğneyerek öldürmesini magazini seven medyamızın hiç gündeme getirmemesi
tamamen “tesadüf”tür.


Burak Erdoğan’ı Trafik 3/8 kusurlu buldu, Mahkeme Adli Tıp Trafik
İhtisas Dairesi'nden kazayla ilgili rapor istedi. Bu dairenin başında
makine mühendisi Eyüp Çakmak bulunuyordu. Erdoğan için "tamamen kusursuz"
raporu düzenlendi ve "sekizde sekiz (8/8) kusur ölen yaya Sevim
Tanürek'tedir" dendi. Tayyip Erdoğan Başbakan oldu, "kusursuzdur raporu"
veren dairenin başkanı Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdür
Yardımcılığı görevine atandı. Bunların tamamı tesadüftü.

Haklarında yolsuzluk davaları devam eden, bazıları hakkında da
soruşturmalar süren İstanbul Belediyesi Çalışanlarından 9’u “Tesadüfen”
milletvekili, bazıları da bakan yapılarak dokunulmazlık zırhına
büründürüldüler. Ve“tesadüfen” yargılanmadan kurtuldular. Ve yine
tesadüfen bunların suçları çeşitli kanunlarda yapılan değişiklerle af
kapsamına alındı.




AKP’nin iktidara gelmesiyle, 57. hükümet döneminde hergün ülkenin farklı
bir yerinde yapılan türban eylemleri “tesadüfen” durdu.
Türbanlılar lehine bir gelişme olmamasına rağmen AKP iktidarları
döneminde neredeyse hiç türban eylemi yapılmaması tamamen bir tesadüftü.

Resmi Gazete'nin 18 Mayıs 2004 tarihli sayısında yayımlanan kararla 20
Mayıs-31 Ağustos 2004 tarihleri arasında geçerli olmak üzere mısır için
900 bin ton tarife kontenjanı açıldı. 3 ay 11 günlük süre içerisinde
kontenjan belgesi olanlar için gümrük vergisi oranı yüzde 80 yerine yüzde
25 olarak uygulandı.




Bu dönem içerisinde Kemal Unakıtan’ın oğlunun şirketi tesadüfen 582.285
Kg mısır ithal etti ve yalnızca vergi oranındaki değişiklik sonucu %55
havadan para kazandı.
Fosforik asit üretecek şirketi için Abdullah Unakıtan’ın 79802 no.lu
teşvik belgesiyle 2 milyon 544 bin YTL tutarında teşvik kredisi alması
da tamamen bir tesadüf…

Ne ilginç bir tesadüf ki, kuş gribi yüzünden insanların pastörize
yumurtaya ilgi duyacakları sırada- Kemal Unakıtan’ın oğlunun kurduğu
tesis, piyasaya "pastörize yumurta" satmaya başlar. Bu konuda daha büyük
tesadüf vardır.Pastörize yumurtanın Katma Değer Vergisi oranı, 2005 yılı
başında, yani oğul Unakıtan tesisi faaliyete geçirmeden biraz önce, yüzde
18'den yüzde 8'e indirilmiştir. Ve yine tesadüfen büsküi, pasta gibi unlu
mamullerin fabrikasyon üretimlerinde normal yumurta yerine pastörize
yumurta kullanmak zorunlu hale getirilmiştir.

Vodafone yöneticileri ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın kızı Zeynep
Basutçu Unakıtan, 14.Kasım 2005’ günü 11.45 ile 12.10 arası “Tesadüfen”
Telsim binasındadırlar.
Vodafone ihale Öncesi Cüneyt Zapsu’ya ihalede yardımcı olması için
“tesadüfen” faks çeker.
Ne ilginç “tesadüftür ki”, birkaç ay sonra Telsim ihalesini, Vodafone
kazanır.




Haziran 2006 ayında Sağlık Bakanlığı Kolestrol İlaçlarının bedelini
ödemeye son verir.
Temmuz 2006 ayında yani iki üç hafta sonra Ülker Grubu piyasaya kolestrol
düşürdüğü iddia edilen Ülker Kalbim Benecol markasıyla yoğurt, yoğurt
içeceği, süt ve margarinin satışına başlar.
Tamamen Tesadüf!!!



Ülker Grubuna bağlı Data Teknik, son üç yılda yapılan kamu bilgisayar
iletişim altyapı ihalelerinin (Milli eğitim, Adalet Bakanlığı, Türk
Telekom, PTT vs) tamamına yakınını “tesadüfen” kazanır.
Başbakanın Ülker’in bayisi olması ile bu dönemde Ülker’in büyümesi
arasında hiçbir ilişki kurulamaz. Gerek Albayrak’ların gerek Ülker
grubunun en büyükler arasına girmesi tamamen tesadüftür.

Başbakan Erdoğan Lübnan’da Harriri Ailesine başsağlığı ziyaretine gider.
Uzun süre aile fertleriyle başbaşa görüşür ve Türk Telekom özelleştirme
ihalesini Harriri ailesinin şirketi olan Oger Telekom “tesadüfen”
kazanır.




Tayyip Erdoğan’ın oğlunun nikah şahitliğini Berlosconi yapar. Bu
şahitlikten kısa bir süre sonra zor durumda olan ARİA “tesadüfen” Türk
Telekom’un GSM kuruluşu Aycell ile birleşir…


Abdulkadir Aksu’nun içişleri Bakanı olduğu dönemlerde (1989-1991), (2003-)
Bölücü terörün tırmanışa geçmesi de bir tesadüftür

CHP’den AKP’ye geçen milletvekillerinin tamamının işadamı olması tamamen
tesadüftür.
CHP’den AKP’ye geçen vekillerden; Batman milletvekili Nezir Nasıroğlu’nun
kuzeninin şirketinin 17 milyon dolarlık, Ağrı Milletvekili Cemal Kaya’nın
şirketinin ise 11 milyon dolarlık ihale alması tesadüftür. Cemal
Kaya’nın daha sonra Enerji ihalelerindeki yolsuzluklarla ilgisi olduğu
anlaşıldığından milletvekilliğinden istifa etmek zorunda kalması ise
tamamen tesadüf.
Adana Milletvekili Atilla Başoğlu AKP’ye geçtikten sonra Maliye
Bakanlığının, tahakkuk eden vergi cezalarını 600 milyar liradan 319
milyar liraya indirmesi tamamen tesadüftür


Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan’ın şirketi için İstanbul
Belediyesince imar planında değişiklik yapılması da tesadüf…




Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm'ın 24 yaşındaki oğlu Erkan Yıldırım'ın
1.5 trilyon lira harcayarak gemi sahibi olması, tamamen tesadüf eseri.
Erkan Yıldırım'ın "Borç aldım" dediği Santour şirketine Ulaştırma
Bakanlığı'na bağlı Türkiye Denizcilik işletmelerinin Ankara Feribotunu
ihalesiz kiralaması da tesadüf.

AKP’de, yolsuzluklara adı karışan Ali Dibo’ların el üstünde tutulması;
buna karşılık, yolsuzlukları gündeme getiren milletvekillerinin (Örneğin
Turan Çömez,Hamza Albayrak, Ersönmez Yarbay) dışlanması, daha ileri
gidenlerin istifaya zorlanması (Emin Şirin) veya ihraç edilmesi (Fuat
Geçen, Mahmut Koçak) tamamen tesadüftür.

Başbakan Erdoğan’ın mersinli çiftçiye “Artistlik yapma lan, al ananı git”
demesi,Genel Kurmay Başkanına “Hocam” diye hitap etmesi, TC Devletinin
Büyükelçisini vatandaşlara yuhalatması, ana muhalefet liderine üç noktalı
ucu açık hakarette bulunması, sık sık etrafındakilere “yahu” diye hitap
etmesi tamamen tesadüftür. Bu olay Başbakanımızın sokak adamlığından
Devlet Adamlığına geçemeyişinin göstergesi olarak nitelenemez.

Türkiye Tarihinin en büyük kadrolaşmasının yapılması; kadrolaşmanın
kıyımında ötesinde zulme dönüşmesi; kamu kuruluşlarında kurumsal
hafızanın yok edilerek, devlet çarkına çomak sokulması; kadrolaşmada
ehliyet veliyakat dışında kriterlerin esas alınması, ( AKP’den aday
olmak, Seçimlerde AKP için fiilen çalışmak, eş dost akraba olmak, tarikat
vb bağları bulunmak, İHL kökenli olmak vb) tamamen tesadüftür. Örneğin,
üst görevlere getirilen Binali Yıldırım’ın ve Abdulkadir Aksu başta olmak
üzere AKP’ ileri gelenlerinin 1. derece akrabaları arasında yapılan
atamaların binlerle ifade edilmesi; bazı bakanlıkların bazı tarikatlarca
parsellenmesi; Cumhurbaşkanına imzaya gelen atamaların önemli bir bölümü
cumhurbaşkanınca imzalanmamasına rağmen aynı kişilerin vekaleten aynı
görevleri yürütmesi; İmam kadrosundan Genel Müdürlüğe, Daire Başkanlığına
atanan yüzlerce bürokrattan bahsedilmesi;tamamen tesadüftür.

Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde hakkında
açılan idari soruşturmaların önemli bir bölümünü yürüten Mülkiye
Başmüfettişi Hüseyin Avni Coş’un, AKEPE iktidarı döneminde önce Bingöl,
sonra Aksaray ve şimdi de Kırklareli Valisi olarak görev yapması;Üsküdar
Adliyesi'ndeki zimmet, sahtecilik davasının hakimi İsmail Rüştü Cirit’in,
AKEPE döneminde Yargıtay üyesi seçilmesi; Tayyip Erdoğan'ın malvarlığını
haksız kazançla artırması ile ilgili davanın Hakimi Mustafa Kozan’ın
AKEPE iktidarı döneminde Ankara Adliyesi'nde Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı
olması gibi onlarca atama tamamen tesadüf...ten ibarettir. Yoksa bu tür
atamalar sayın başbakanın “minnet” borcuyla alakalı değildir.




Sayın Başbakan 23 Temmuz 2003'te 7. uyum paketini Erzurum'da
imzalamıştır. Burada alınan kararlar 7 Ağustos tarihinde Resmi Gazete'de
yayımlanmıştır. Bu pakette yer alan maddeler AB dayatması, manda ve
himayeciliğe işarettir. Erzurum Kongresi de 23 Temmuz da toplanmış, 7
Ağustosta dağılmıştır. Bu olay tarihle hesaplaşma değildir. Tamamen bir
tesadüftür.

Dış Politikanın Ahmet Davutoğlu ve Cüneyt Zapsu başta olmak üzere,
Başbakanın Danışmanları tarafından yürütülmesi; Dışişleri bürokratlarının
tamamen devre dışı kalmaları, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde
ne gibi tavizlerin verildiğinin bilinmemesi, Kıbrısta taviz üzerine taviz
verilmesi, tüm blöflere kamuoyu önündeki rest çekmelere rağmen Kuzey
Irak’ta harekat yapılamaması,dün astsubay çavuşla görüşme yapmak için
randevu alan Talabani’nin bugün Irak Cumhurbaşkanı olması, hatta zaman
zaman Türkiye’ye kafa tutan demeçler vermesi;Türk Tarihinde ilk defa Türk
Subaylarının başına çuval geçirilmesi, İncirlikte bir Binbaşımıza ABD’li
çavuş tarafından kelepçe takılması vb. yüzlerce olay tamamen tesadüftür.

Bu olaylar “Türkiye Bağımsız ve onurlu dış politika anlayışından
vazgeçti” şeklinde yorumlanamaz..

Fındık ve tütün başta olmak üzere Türk Tarımının gözden çıkarılması,
zamanın tarım bakanı Sami Güçlü’nün köylülere hitaben gözünüzü toprak
doyursun demesi,kuş gribi vakasında gerekli önlemler alınamayarak
Tavukçuluk sektörünün bir bölümü yabancı üç-beş sermayedarın eline
geçmesine imkan verilmesi,
Özelleşme adı altında kamunun elindeki dev işletmelerin yabancılara
peşkeş çekilmesi, bazı özelleşmelere yerli sermayenin ve çalışanların
katılmasının engellenmesi,
Yabancıların; özelleşme ile Türkiyenin büyük sanayi kuruluşlarına,
toprak ve köy kanununda yapılan değişikliklerle tarım arazilerine, diğer
kanun değişiklikleri ile türk finans sistemine, hatta büyük
hipermarketlerin tamamına sahip olması, yabancılara daha düşük vergi
oranlarının uygulanması,

KISACASI TARIM ve SANAYİ POLİTİKALARININ YABANCILARIN ÇIKARI
DOĞRULTUSUNDA DÜZENLENMESİ, ÜLKEMİZ İNSANINA KARA-KARA DÜŞÜNMEK DIŞINDA
SEÇENEK BIRAKILMAMASI TAMAMEN TESADÜFTÜR..

Halkla İlişkiler Uzmanları, Beyaz’ın, Ak’ın temizliğin lekesizliğin rengi
olduğu için, şaibeli liderlere, şüpheyle karşılanan olaylara,kirlilik
şüphesi oluşmaması istenilen örgütlere “beyaz”la “ak”la ilgili önerilerde
bulunurlar. Örneğin Tansu Çiller’in hep beyaz giysileri tercih etmesi,
İran Şahının kurduğu zulüm düzenini “AK Devrim” diye tanımlaması,
ihtilallerden sonra Beyaz Kitap’lar yayınlanması.. Dünyanın en kirli
yerinin “Beyaz Saray” diye tanımlanması hep bu nedenledir.

AKP’lilerin partilerine AK Parti denmesini istemeleri, AKP diyenlere
itiraz etmeleri ise bir tesadüftür. Bu olayın AKP’nin kirlenmesi ile bir
ilgisi yoktur.

Ben Tesadüflere inanırım… Binlerce de olsa sıralanan tüm bu olaylar bir

tesadüftür.

AKP; en temiz, en demokrat, en milli, en anti emperyalist

partidir.

Bu nedenle,

Yapılacak ilk seçimde, elimi hatta kafamı kırmak pahasına da olsa

Oyum AKP’nin olacak…

DİYORSANIZ, KUTLARIZ






























“Her Toplum layık olduğu şekilde yönetilir.” Hadis-i Şerif



















































































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder