SİYASAL KARAR ALMA ORGANLARI ÜZERİNDE ÇIKAR VE BASKI GRUPLARININ ETKİLERİ , BÖLÜM 8
F) MEDYA-KAMUOYU OLUŞTURMA
Baskı grupları genellikle kendilerini kamuoyuna ifade etme zorunlulugu içinde hissederler. Bu zorunlulugun temelinde kendi görüs ve dileklerinin kamuoyunca
benimsenmesi arzusu yatmaktadır.
Baskı gruplarının talepleri toplumun önemli bir kesimi tarafından kabul ve destek görürse o grubun siyasal karar alıcıları kendi çıkarları yönünde etkilemesi o
oranda kolaylasır.
Baskı grupları taleplerine veya eylemlerine kamuoyunun sempati duymasını saglamak için öncelikli olarak medyayı kullanırlar. Özellikle herkesin okudugu
gazeteleri ve çok izlenen televizyon kanallarını tercih ederler. (AY,2003)
Baskı grupları her zaman medyayı kullanmakla kalmazlar. Günümüzde büyük sermayeye dayanan baskı gruplarının elinde çok önemli medya unsurları da mevcuttur.
Zaten bizzat medyanın kendisi de çok önemli bir baskı grubudur. Medyanın gücü ise kamuoyunu etkileme ve hatta kamuoyu olusturma yetisinden kaynaklanmaktadır.
Medyayı kullanmak çok pahalı bir ugrastır. Bu nedenle ekonomik gücü çok yüksek olmayan baskı grupları genellikle medyayı kullanmazlar.
G) İTAATSİZLİK VE SABOTAJ
Baskı gruplarının uyguladıgı diger bir yöntem de itaatsizlik ve sabotajdır.
Burada itaatsizlik ve sabotaj hükümet kararlarına karsı uygulanır. Amaç ise hükümet kararlarının baltalanması, engellenmesi ve hükümetin basarısızlıga ugratılmasıdır.
En etkili baskı metotlarından biri mali sabotajdır. Maddi açıdan güçlü baskı grupları vergileri artırmak isteyen hükümetlere karsı yatırımları durdurma, vergi
vermeme, devlet bankalarındaki mevduatlarını çekerek ekonomik krizlere yol açma gibi sabotaj yöntemleri uygulayabilir.
Mali sabotajın etkisini artıran nedenlerden bir digeri de ülkede ekonomik istikrardan uzak, müdahalelere açık ve duyarlı bir mali sistemin varlıgıdır. Böyle
sistemlerde hükümeti basarısızlıga ugratmak ve baskı altına almak daha kolaydır.
İlter Turan, itaatsizlik ve sabotaj gibi zor kullanma yollarına bas vuran baskı gruplarının sistemin bazı boyutlarını kabul etmeme egiliminde olduklarını
vurgulamaktadır.(TURAN,1986) Gerçekten de sistemin kendisine avantajlar sagladıgı baskı gruplarının hükümeti baltalaması ve sabote etmesi düsünülemez.
Yukarıda ayrıntılarıyla deginmeye çalıstıgımız baskı grubu yöntemleri çok karmasık bir yapıdadır. Ayrıca baskı gruplarının pek çok faaliyeti kamuoyunun
dikkatini çekmeyecek sekilde ve kapalı kapılar ardında gerçeklestirilir.(HENNESSY;2000)
Bununla birlikte bu faaliyetler bir anlamda gizli kapaklı sürdürülse de bu onların hepsinin kanun dısı oldugu anlamına gelmez. Rüsvet açıkça kanun dısı bir yöntemken gizli olarak yapılacak bir kulisçilik kanuna aykırı degildir.
V. BASKI GRUPLARININ GÜCÜNÜ BELİRLEYEN FAKTÖRLER
Her baskı grubu aynı tür baskı yöntemini uygulayamaz. Baskı gruplarının uygulayacagı yöntemi ve yöntemin etkinligini belirleyen bir takım faktörler mevcuttur.
Bu faktörler aynı zamanda baskı gruplarının gücünü belirleyen faktörlerdir. Hakan Ay’a göre baskı gruplarının gücünü belirleyen faktörler üye sayısı, mali
kaynaklar, organizasyon, sosyal statü, siyasal ve sistemsel özellikler, liderlik ve diger faktörler olarak sınıflandırılabilir.(AY,2003)
İlter Turan’a göre ise bu faktörler siyasal ve sistemsel özellikler, büyüklük, maddi güç, toplumsal itibar, tutarlılık, dayanısma ve özerklik, ilgilenilen sorunların türü ve liderliktir.(TURAN,1986:146-151)
Baskı gruplarının gücünü belirleyen faktörlerin basında siyasal ve sistemsel özellikler gelmektedir. Baskı grubu faaliyetlerine açık olmayan totaliter bir siyasi
sistemde baskı gruplarına hayat hakkı tanınmaz. Fakat bu çalısmada demokratik ilkelere baglı siyasi sistemler ele alınmaktadır. Demokratik sistemlerde siyasal kültür baskı gruplarını dogal karsılamaya yatkınsa baskı gruplarının basarılı olma ihtimali artacaktır (TURAN,1986)
Siyasal sistemde siyasi yöneticilerin kisisel olarak herhangi bir tecrübe ve bilgi eksikligi varsa bu durumda baskı grupları yetiskin ve bilgili kadroları sayesinde siyasi karar alıcıları kolaylıkla etkileyebilirler. Bu durumun tam tersi de geçerlidir. Eger baskı grupları uzman kadrolara sahip degilse siyasi karar alıcıların ve diger baskı gruplarının etkilerine maruz kalabilirler.
Ayrıca bazı baskı grupları bazı siyasi partilere daha yakın bir durus sergilerler. Bunun sonucunda da iktidar partisi kendisine yakın durumdaki baskı gruplarının
taleplerine hos görü ile yaklasabilir. Örnegin ngiltere’de sçi Partisi sçi Sendikalarını, Muhafazakar Parti ise isadamlarından olusan baskı gruplarını daha fazla dikkate alırlar. Siyasal sistemin merkezi ya da ademi-merkeziyetçi yapıda olması da önemlidir.
Baskı grupları açısından karar vericilerin sayısı artacagından ademi-merkeziyetçi yapılar baskıya daha açıktır.
Baskı gruplarının gücünü belirleyen ikinci faktör üye sayısıdır. Baskı grupları amaçlarına ulasabilmek için yapıları geregi güçlerinin potansiyelinin büyük oldugu imajını yaratmak isterler. Böyle bir imaj yaratma isteginin temelinde ise siyasi iktidarların olası bir seçimde en fazla oyu elde etme arzusunda olmaları yatmaktadır.
Basit bir mantıkla siyasi iktidarlar sayıca büyük bir güce ulasmıs baskı gruplarını oy kaybetme endisesi tasıdıklarından dolayı daha çok dikkate alırlar.
Etkinligini üyelerinin sayıca çokluguyla gerçeklestirmeye çalısan baskı gruplarının en güzel örnegi isçi sendikalarıdır. (AY,2003) sçi sendikaları genellikle
seçim zamanlarında üyelerinin kullanacakları oy potansiyelini dikkate alarak siyasal karar alıcıları etkilemek isterler.
Ayrıca sayıca büyük baskı grupları dolaylı yöntemleri daha rahat kullanırlar. Buna karsılık sayıca küçük olan gruplar daha yetenekli kadrolar olusturmaya çalısmakta ve dogrudan yöntemleri kullanarak sonuç almaya çalısmaktadırlar. (AY,1997)
Yine de bir baskı grubunun siyasal karar alıcıları etkileme gücü ile onun sahip oldugu üye sayısı arasında dogru orantı mevcut degildir. Baska bir deyisle sayıca büyük olmak her zaman için basarının garantisi degildir.
Herhangi bir baskı grubunun etkinligini belirleyen unsurlardan üçüncüsü o baskı grubunun kontrolünü elinde bulundurdugu mali kaynakların fazlalıgıdır. Maddi
gücü daha fazla olan baskı gruplarının daha etkin olmaları kaçınılmazdır. (TURAN,1986)
Baskı gruplarının siyasi karar alıcıları etkilemek için uyguladıkları yöntemlerin çogunlugu güçlü maddi kaynaklara ihtiyaç gösterir. Kulisçilik, propaganda, siyasilerle iliski kurma, reklam verme, haber ve bilgi akısını saglamak gibi gayretler finansal güç olmadan gerçeklestirilemez.
Baskı grupları gelirlerini çesitli kaynaklardan saglarlar. Bu kaynaklar üye aidatları, tertiplenen piyango, balo, kermes gibi faaliyetlerden saglanan gelirler, yayın gelirleri, tasınmaz mal gelirleri, bagıs ve yardımlardır.(AY,2003)
Baskı gruplarının gelirleri ayrı bir çalısma konusudur. Burada bu kısa açıklamalarla yetinilecektir. Yine de mali gücü yüksek baskı gruplarının daha etkin oldugu ve çok uluslu sirketlerin sahip oldukları devasa mali güç yüzünden baslı basına bir baskı grubu olarak degerlendirilmeleri gerektigi vurgulanmalıdır. Günümüz dünyasında Ukrayna ve Gürcistan’da yasanan yönetim degisiklikleri çok uluslu sirketlerin siyasal karar alıcıları nasıl degistirebildigini gösteren örneklerdir.
Dördüncü güç faktörü baskı gruplarının sahip oldugu organizasyondur. Kuvvetli ve profesyonel yapıda organizasyonunu kurmus olan baskı grupları siyasal karar
alıcıları daha kolaylıkla etkileyebilmektedir. Güçlü bir organizasyonun siyasileri daha kolay etkileyebileceginin en iyi örnegi ise ABD’de mevcut olan lobi sistemidir.
Amerika’da pek çok baskı grubu mali durumları iyi ise etkilerini artırmak amacıyla veya kendileri bu konuda uzman kadrolara sahip olmadıkları için bu amaçla kurulmus profesyonel lobi sirketlerinden faydalanmaktadırlar. (ARI,1997)
Besinci güç faktörü ise baskı grubunu olusturan üyelerin sahip oldukları sosyal statüdür. İlter Turan sosyal statüyü toplumsal itibar olarak nitelendirmekte ve baskı grubunun temsil ettigi kitle, toplumsal itibarı yüksek bireylerden olusuyorsa etkinliginin de yüksek olacagını ileri sürmektedir. (TURAN,1986) Gerçekten de Türkiye’de sosyal statüsü yüksek olarak kabul edilen isveren örgütlerinin üyeleri siyasal karar alıcılara daha kolay ulasabilmekte ve itibar görebilmektedirler.
Baskı gruplarının etkinligini belirleyen sonuncu önemli faktör ise liderliktir.
Maddi gücü ve üye sayısı yüksek olmayan ama liderinin sahip oldugu özellikler neticesinde çok etkili olabilen baskı grupları mevcuttur. Polonya’da eski bir sendikacı olan Lech Walesa’nın liderligi ve cumhurbaskanlıgına kadar yükselmesi bu durumun güzel bir örnegidir.
Baskı gruplarının gücünü belirleyen bu faktörlere ek olarak baskı gruplarının tutarlı davranıs sergilemeleri de etkinliklerini artıran unsurlardandır. Her baskı grubu gücünü belirleyen faktörlerin en az bir tanesine sahip olmaya çalısır. Fakat yine de bu unsurlar gerçekte birbirlerinden çok ayrı degildir. Üye sayısı yüksek, yeterli maddi güce sahip, liderlik olmasa bile etkili yöneticilere sahip, sosyal ve toplumsal kabul görmüs baskı gruplarının uygun siyasal sistem mevcutsa etkinlikleri maksimum seviyeye çıkacaktır. Burada önemli olan husus baskı gruplarının güçlerini dogru zamanda dogru yerde ve dogru amaçlar için yönlendirilebilmesidir.
Yeterli gücü olmayan baskı gruplarının diger baskı grupları arasından sivrilerek siyasal karar alıcıları etkileyebilmesinin sartı ise kısıtlı olan gücünü dogru zamanda, dogru yerde yogunlastırarak kullanabilmesidir.
VI. BASKI GRUPLARININ İŞLEVLERİ,
Baskı gruplarının ekonomik ve sosyal boyutlu amaçlarının ne oldugu önceki bölümlerde ele alınmıstır. Bu amaçlarının yanında baskı gruplarının çogulcu demokratik sistemlerde hayata geçirdikleri bir takım islevleri de mevcuttur. Bu islevler temsil, katılım, iletisim ve denetim islevidir.
A) TEMSİL İŞLEVİ
Her seyden önce siyasi partiler ve baskı grupları temsil mekanizmasının birbirini karsılıklı olarak etkileyen ve iç içe geçmis sistemleridir. (TICHENOR ve
HARRIS,2005)
Günümüzün modern demokrasilerinde parlamentolarda temsil imkanı bulamamıs toplum kesimleri baskı grupları aracılıgıyla siyasal karar alıcılara isteklerini
ulastırma imkanı bulabilmektedirler. Zaten bir anlamda sivil toplum örgütü olan baskı grupları demokratik çogulcu sistemlerde çok sesliligin ve siyasal kararların alınması sürecine katılabildigi oranda katılımcılıgın ve bireyin örgütlü olarak sesini duyurabilmesinin en önemli araçlarından birisidir. Demokratik toplum anlayısının temellerinden bir tanesi de iste bu örgütlenme özgürlügüdür. (EFEND OGLU,1999)
B) KATILIM İŞLEVİ
Günümüz demokrasilerinde temsil kadar önemli bir kavram da katılımdır. Temsil bölümünde bahsedilen parlamentolarda temsil edilme imkanını yakalayamayan
toplum kesimlerinin siyasal kararlara katılma imkanı da baskı grupları tarafından yaratılmaktadır. Örnegin Türkiye’de Avrupa’da oldugu gibi çevreci hareketin
temsilcileri olan bir parti (YESİLLER Partisi vb.) su an için parlamentoda mevcut degildir. Bununla birlikte özellikle sosyal amaçlı baskı grupları uyguladıkları
yöntemlerle siyasal karar alıcıları etkileyebilmekte ve kendilerini ilgilendiren kararlara katılımı saglayabilmektedir.
Siyasal karar alma süreci süreklilik gösteren bir faaliyetler bütünüdür ve baskı grupları bu süreci etkileyebildikleri ölçüde üyelerinin bu sürece katılımını da saglamıs olacaktır.
C) İLETİŞİM İŞLEVİ
Baskı grupları bir yönüyle üyelerinin ve temsil ettikleri toplumsal kesimlerin isteklerini birlestirerek siyasi yöneticilere iletme islevi görürler. Aynı sekilde siyasal karar alıcıların kendi üyelerini dogrudan ilgilendiren hususlarda aldıkları kararları ve düsüncelerini de kendi üyelerine iletirler. Diger bir deyisle baskı grupları toplumsal isteklerin siyasal karar alıcılara iletildigi kanallardır.
Ç) DENETİM İŞLEVİ
Baskı grupları özellikle insan hakları hususunda yapılan ihlalleri denetlemek, rapor hazırlamak, kamuoyuna bilgi sunmak gibi islevleri de yerine getirirler.
Yine aynı sekilde baskı grupları siyasal karar alıcıların kendilerini ilgilendiren konularda verdikleri kararların uygulanmasını da denetlerler.
Baskı gruplarının önemli bir islevi de ihtiyaç duyulan konularda siyasal karar alıcılara uzman destegi saglayabilmeleridir. Günümüz dünyasında yasanan teknolojik ve bilimsel gelismeler siyasal karar alıcıların her alanda bilgi sahibi olmalarını imkansız kılmaktadır. Böyle durumlarda sivil toplum örgütleri siyasal karar alıcılara çok çesitli alanlarda uzmanlasmıs personeliyle yardımcı olabilmektedir.
Sivil toplum kuruluslarının ve bir anlamda baskı gruplarının hükümetlere en çok yardımcı olabilecekleri alanlardan bir tanesi de dıs politika alanıdır. Sedat Laçiner’e göre günümüz dünyasında güvenlik, çıkar, güç, dıs politika kavramları bir takım degisimlere ugramıstır. Zaten dünyanın kendisi de sürekli degismektedir. Öyleyse degisen sartlara göre yeni bir dıs politika sürecinin gelistirilmesi sarttır. Bu yeni süreçte halkın katılımı artırılmalı, bu katılım ise sivil toplum örgütleri eliyle saglanmalıdır.
STK’ların buradaki önemi ise dıs politika olusturmada sadece dıs islerinin sınırlı kadrolarının degil aynı zamanda milyonlarca kisilik ortak aklın devreye girmesi
demektir. (LACİNER,2004)
Baskı grupları yukarıdaki islevlerine ek olarak modern demokrasilerin vazgeçilmez özelligi olan istikrarlı yönetim kavramına da islerlik kazandırırlar. Baskı gruplarının yoklugu istikrarlı yönetimi engellemektedir. Remzi Fındıklı Türkiye’de orta sınıfın bir baskı grubu olusturamadıgı için batılı ülkelerde görülen istikrarlı yönetimlere kavusamadıgını belirterek (FINDIKLI,1989) bir anlamda baskı gruplarının ve örgütlülügün istikrarlı yönetim için önemine isaret etmektedir.
Sonuç olarak su husus önemle belirtilmelidir ki , baskı ve çıkar grupları gerçekte rant kollama yani devletten örgütlü ya da örgütsüz olarak çıkar elde etme sürecinin önemli aktörlerindendir. Bununla birlikte baskı ve çıkar grupları sahip oldukları temsil, iletisim, denetim ve siyasal katılım gibi islevleriyle toplumun belirli kesimlerinin isteklerini siyasi yöneticilere aktarmakta ve siyasal karar alma sürecini etkilemektedirler. (EKİCİ ve DEMİR,2003)
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SİYASAL KARAR ALMA ORGANLARI İLE ÇIKAR VE BASKI GRUPLARI ARASINDAKİ İLİŞKİLER
İlk bölümde devlet, siyaset, siyasi parti ve demokrasi kavramları, ikinci bölümde ise çıkar ve baskı gruplarının kavramsal boyutu ele alınmıstır. Çalısmanın son bölümünde siyasal karar alma organları tanımlanacak ve siyasal karar alma organları ile çıkar ve baskı grupları arasındaki iliskiler degerlendirilecektir.
I. KARAR ALMA
Her seyden önce bir karar alma eyleminin gerçeklesebilmesi için bir sorunun var ve tanımlanmıs olması gereklidir. Bu sorun bireyi ya da toplumun bir kesimini veya tüm toplumu etkileyen bir sorun olabilir.
Sorunun ne oldugu bir kere ortaya konduktan sonra bu sorunun çözümü için degisik hareket tarzları gelistirilebilir. Bu hareket tarzlarının bir kısmı zamanı, bir kısmı ekonomik kriterleri, bir kısmı karardan etkilenecekleri vb. baz alarak hazırlanmıs olabilirler. Söyle ki tek bir soruna yüzlerce degisik çözüm önerileri sunulabilir. İste karar alma ya da diger bir ifadeyle karar verme tanımlanmıs bir sorunun çözümü için degisik hareket tarzlarından en uygun oldugu düsünülen bir tanesini seçme islemidir.
Kısaca karar verme islemi bir seçimde bulunma ve tercih belirtme islemidir.
Kamu yönetimi sözlügünde karar verme ‘’belli amaçlara yönelik olarak birden çok davranıs ya da eylem biçimi arasından birinin bilinçli olarak seçilmesi “
(ONARAN,1998) olarak tanımlanmıstır.
Yönetim faaliyeti de temelde bir seçimde bulunma ve tercih belirtme sürecidir.
Söyle ki bir firma yöneticisi firmasının karlılıgını artırmak için faaliyet gösterirken ortaya çıkabilecek problemlere en kısa zaman içerisinde en az maliyetli çözümü bulmalı yani karar vermelidir.
Benzer sekilde kamu yönetimi veya siyasette de yöneticiler sorunları ivedilikle teshis etmeli ve en uygun çözüm yoluna karar vererek uygulamalıdır. Bu anlamda bakıldıgında modern demokrasilerde öncelikle her birey seçmen olarak bir tercihte bulunmakta diger bir deyisle ülkenin yöneticilerinin belirlenmesi sorununa degisik alternatifler arasından bir seçimde bulunarak karar vermektedir. Aynı sekilde seçimleri kazanıp iktidara gelen siyasi partiler de bu defa ülkeyi ve toplumu ilgilendiren konularda ortaya çıkan problemlerin çözümü için bir karar vermektedirler.
Karar verme isleminin neleri içerdigini vurgulamak gerekirse öncelikle alınan kararın kim tarafından uygulanacagı belirtilmelidir. kinci adımda bu kararın
gerektirdigi islemin ne maksatla yapılacagı ortaya konmalıdır. Üçüncü adımda uygulamanın nerede yapılacagı, dördüncü adımda ne zaman yapılacagı, besinci adımda uygulamanın nasıl yapılacagı, son adımda ise ne yapılacagı vurgulanmalıdır. Yani bir karar kim, ne maksatla, ne zaman, nerede, nasıl ve ne yapacak sorularına yanıt vermelidir.
Bir kararın alındıktan sonra uygulanması, uygulamanın ve sonuçların denetime tabi tutulması da gerekir. Bu asama sorunun çözümü için eyleme geçme asamasıdır.
Denetim sonucuna göre uygulamanın dolayısıyla kararın etkinligi ölçülmeli, eksik ve yanlıs bölümler varsa düzeltilmeli böylelikle kararın alınmasından ortaya çıkacagı umut edilen maksimum fayda sağlanmalıdır.
Son olarak su husus önemle belirtilmelidir ki karar verme dinamik bir eylemdir.
Özellikle toplumsal konularda karar verme eylemi süreklilik arz eder. Çünkü insanların ihtiyaçları sonsuz ve süreklidir. Buna karsın kaynaklar son derece kısıtlıdır.
Siyasal karar alma faaliyeti toplumun bir veya birden çok kesimini ilgilendiren faaliyetlerdir. Siyasal karar alma organları bir sonraki bölümde açıklanacaktır. Çıkar ve baskı grupları ise siyasal karar alma sürecini sorunların teshis edilmesinden baslayarak, kararın alınması, uygulanması ve denetlenmesi asamalarının her birinde etkileyebilen aktörlerdir.
9 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR.,
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder