10 Nisan 2016 Pazar

Kürt Meselesi Konusunda Niyetler Ne Kadar Farklı?



Kürt Meselesi Konusunda Niyetler Ne Kadar Farklı?


Erol Manisalı
erolmanisa@yahoo.com
21 Ocak 2013 Pazartesi


Ortadoğu’daki Kürt sorunu ve Kürdistan’ın oluşumu konusunda düşünceler ve nihai hedefler, değişik çevrelerde farklı biçimde algılanmaktadır.


Türkiye’nin genelinde, halkın çoğunluğu meseleye “terörün sona erdirilmesi” olarak bakmaktadır. Ancak bu geniş çevre içinde, “nasıl ve ne karşılığında” sorularının yanıtları verilememektedir.


- Kimileri genel demokratik haklar çerçevesinde görüyor

- Kimileri yerel otonomi (özerklik) hatta tam bağımsızlık çerçevesinde olabileceğini düşünüyor. Öte yandan dış çevrelerin farklı yaklaşımları var. 

Sıralayalım;


1) Ayrılıkçı politikayı savunan Kürtler, sonunda bağımsız Kürdistan’a ulaşma hedefini güdüyorlar. Bu konuda, kimi büyük devletlerden de destek aldıkları için terörü de bir politika aracı olarak, uzun zamandan beri kullanabiliyorlar.


2) Küresel güçler ise Kürt sorununa, “bölgede petrol ve doğalgazı denetim altında tutmak için”, Kürdistan’ı nasıl kullanabiliriz düşüncesi çerçevesinde kalarak ulusal çıkarlarını gözetiyorlar. Bunun versiyonlarını değerlendiriyorlar.


Türki, Arabi, Farisi öğelerin yanına Kürdi olanını da ekleyip ellerindeki kozları genişletme politikası güdüyorlar.


3) ABD ve İsrail açısından Kürdistan, “İran faktörü” için hayati bir önem taşıyor.


İran ve Azerbaycan’a kadar uzatılmış büyük Kürdistan “Çin Seddi” gibi bir kalkan oluşturabilir. “İran’ın çökertilmesi” Asya devlerine karşı da önemli bir zafer olarak değerlendirilebilir.


4) Genel demokratik açılımdan yana olan Kürt kökenli vatandaşlar Türkiye’deki Kürtlerin önemli çoğunluğunu oluşturuyorlar. Çünkü onlar Türkiye Cumhuriyeti ile her bakımdan bütünleşmiş insanlardır.


Edirne’den İzmir’e, İstanbul’dan Adana’ya toplumun ayrılmaz bir parçası konumundadırlar. Sessiz çoğunluk meseleye “genel demokratik hakların geliştirilmesi” olarak bakıyor.


Bu gerçek Kürt kökenliler dışındaki tüm yurttaşlar için de söz konusudur.\n


İktidar ve Muhalefet


10 yıldan beri iktidardaki AKP yönetiminin meseleye bakışı “önemli değişiklikler gösterdi”.


- Bir yanda iç Politika dinamikleri


- Öte yanda küresel talepler ile ayrılıkçı çevrelerin sürdürdüğü terör arasında sıkışmış durumda.


Ayrılıkçı Kürtler, “ Makul Demokratik açılımlara yanaşmıyorlar ”, terör faktörü ile çıtayı yükseltip tam bağımsızlık ortamını uzun vadede sağlamaya çalışıyorlar.


- İçerisi ikiye bölünmüş “ Makul ve aşırı çevreler ” var.


- Dışarısı da ikiye bölünmüş “görüntüsü veriyor”; bir tarafta masaya oturup görüşün diyenler; öte yanda el altından teröre destek verenler bulunuyor.


Bu durum, son birkaç yıl içinde Ankara’nın zikzaklar çizmesine neden oldu.


CHP’nin görüşmelere verdiği destek yeni bir oluşumdur. Sorun AKP-CHP iç politika kavgasından ayrılmak zorundadır.


Diğer boyutunda Balyoz ve Ergenekon sorunlarının çözümü, Kürt sorununa endekslenmiş görünüyor.


Türkiye 2013’te, bu küresel ve bölgesel kıskaçla yüz yüze. İktidarın da, muhalefetin de, sivil toplum örgütlerinin de sağlıklı ve sağduyulu düşünmeleri gerekiyor.


Bu sorunları ya çözeceğiz ya da çözeceğiz, başka yolu bulunmuyor. Aksi halde birileri bize zorla dayatarak çözdürecektir.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/398650/Kurt_Meselesi_Konusunda_Niyetler_Ne_Kadar_Farkli_.html


.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder