Rafael Sadi; Yıldırım'a bu bilgisizlik hiç yakışmadı,
Rafael Sadi Tel Aviv'den yazdı.
28.06.2016 17:47
Dün koca gün iki başbakanın açıklamalarını analiz etmek ve tercüme ile geçti.
Yanlı demeyin ama Natanyahu’nun daha deneyimli ve özgüven ile inandırıcılık aktardığını belirtmek isterim.
Tabii bütün inandırıcılığına rağmen aşağıdaki noktaların yazılı metinlerde mi yer aldığı yoksa kendi iyi niyetinin ürünü mü
olduğu beni pek ikna edemedi.
BUNU İLK KEZ DUYDUK
Karanlık noktalar:
1- Natanyahu, İsrail askerleri aleyhinde açılan veya açılacak davaların TBMM’nin iptal edileceğini beyan etmiş. Bu hukuken yapılabilir mi emin değilim. Türkiye buna söz verdi ve imzaladıysa TBMM’den nasıl onay alacak bir kaç gün içinde göreceğiz.
2- Natanyahu İsrail için en önemli konunun Gazze ablukasının devamı olduğu ve Hamas’ın güçlenmesinin önlenmesi olduğunu, bu nedenle de Türkiye’nin üçüncü şartı olan Gazze deniz ablukasının kaldırılması şartını tartışma konusu bile etmediklerinin altını oldukça kalın çizgiler ile çizdi. Türk tarafı tam aksi şeyler söylemekte. Daha doğrusu tribünlere oynayarak lafı boğuntuya getiriyor ve işte Cuma günü Gazze’ye 10 bin tonluk bir yardım malzemesi gemisi çıkartarak Gazze ablukasını kaldırtmış oluyoruz diyor. Bu hepten yanlış. Yalan dememek için yanlış diyorum. Defalarca yazdım. Gazze’ye mal ve hizmet götürmek yasak değil. Götürebilmek için bu anlaşmaya da gerek yoktu. Yeter ki silah ve mühimmat veya ham madde denemeyesiniz sokmaya. İsrail gümrüklerinden geçemezsiniz.
3- İsrail başbakanı, İsrail kamuoyunda oldukça baskı gördüğü ve Gazze’de tutulan iki asker naaşı ile iki sivil vatandaşın İsrail’e iadesi konusunda Türkiye Cumhurbaşkanının bir mektubundan ve yardımından söz etti. Ben bu konuda yeterince inandırıcı bulmadım bu hikayeyi ama olsun. Şehit asker naaşları halen Gazze’de. Erdoğan isteseydi Hamas’tan rica ederek bunu hal edebilirdi. Bakalım göreceğiz. Eh bu da insani bir mesele.
4- Binyamin Natanyahu bu anlaşma maddelerinden birinde NATO’ya giriş biletinin Türkiye tarafından onaylandığını belirtiyor. Bunu ilk kez duyduk ve Türk basını bu NATO kartını şimdiye kadar hiç duymadı sanırım. Ya Bibi yalan söylüyor ya da Türkiye bu maddeyi basın ve halktan saklıyor. Anlayacağız yakında.
BAŞBAKAN'A YAKIŞMAYAN BİLGİSİZLİK,
Sayın Binali Yıldırımın konuşmasında dikkatimi çeken ve aslında pek te beğenmediğim noktalar da şunlar:
1- İsrail TV’si Kanal 10 Muhabiri Moav Vardi ile diyaloğunda iki hata yaptı. Biri ‘SEN’ diye hitap etti. Bu Türkçe lisanında saygısızlık ifadesidir. Bir de ‘nerelisin’ diye sordu ve ‘ İsrail ’ deyince alaylı bir dil ile ‘ İSRAİL ha’ diye tekrarladı. Bandı seyreden ne demek istediğimi anlar.
2- Türkiye Başbakanı'na yakışmayacak bir bilgisizlik örneği ise şu sözlerinde gizli “Cenin’deki Erez sanayi bölgesinin inşasını çabuklaştıracağız ” dedi. Sayın Yıldırım, Cenin Batı Şeria’da Erez Gazze’dedir. Böylesi bir anlaşmanın ortasında böylesi bir bilgisizliğe yer olmamalıydı bence.
3- " Varılan mutabakatın ülkemize, Filistinli kardeşlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum " ifadesini kullanan Yıldırım, şunları kaydetti:
Bir uzlaşma anlaşmasını kutlarken bu anlaşmada taraf olmayan Filistini kutlamak yerine Taraf olan İsrail’e hayırlı olsun demek daha yakışık alırdı. Bu ifade ile halen dostluk belirtisi hatta kırıntısı bile olmadığı ortaya çıkıyor.
4- Natanyahu’nun Türk topraklarından İsrail’e bir saldırı gelmeyeceği taahhüdünün bu anlaşmada yer almadığını belirtiyor. Yani bu konuda da ters düşüyorlar.
5- Aslında en önemli konu Sayın Yıldırım, Mavi Marmara’nın yasal bir eylem olduğu inancında ve bu geminin Gazze’ye yardım kapısını açtığına inanıyor olmasıdır. Başka bir deyiş ile astarı yüzünden pahalıya mal olan hatalı bir eylemi desteklemeye ve hatayı sürdürmeye devam ediliyor. Aynı hata Sayın Erdoğan da da görülüyor ve sanki bu uzlaşma ile İsrail yenildi dize getirildi havası verilmek isteniyor.
ONAYDAN GEÇMEZSE KİMSE ŞAŞIRMASIN,
Sonuç olarak uzlaşma saplandı henüz İsrail kabinesi onayı ile TBMM onayı gerçekleşmedi. Yukarıda saydığım belki de sayamadığım başka pürüzler nedeni ile onaydan geçmezse kimse şaşırmasın.
Bu arada önümüzdeki Cuma günü Türkiye’den çıkacak olan yardım gemisi 10 bin tonluk her ne getiriyorsa her kes bilsin ki prosedür gereği manifesto ve mal listesi ile faturaları ön izin için gerekli İsrail mercilerine gemi hareket etmeden önce takdim edilmeli ve izin alındıktan sonra gemi yola çıkabilmelidir. Gemi geldikten sonra eksik belge ve izin sebebi ile gümrüklerden geçişine izin verilmezse kimse kafa tutmasın. Mesela İlaç gönderilecekse prosedür çok daha uzun ve sıkıcıdır. Hele hele kullanma süresi geçmiş ilaç ithaline hatta bağışına izin verilemez. Çimento ithalinde İsrail standartlarına uygunluk belgesi şartı vardır. Bağış ve yardım olması kalitesiz ürünler ithaline sebep teşkil etmez. Biline.
Hadi bakalım yardım gerekirse ben buradayım.
Rafael Sadi / Tel Aviv
Odatv.com
http://odatv.com/yildirima-bu-bilgisizlik-hic-yakismadi-2806161200.html
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder