İsmet Özçelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İsmet Özçelik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Kasım 2017 Pazar

BİR AYAKKABI KUTUMUZ BİLE YOK!


Bir Ayakkabı Kutumuz Bile Yok!

İsmet Özçelik

Yeni yılın ilk günü öğle saatlerine doğru büroya gitmek için dolmuşa bindim. Hemen önümdeki koltukta karı-koca olduğunu sandığım bir çift oturuyor. Hararetli hararetli tartışıyorlar. İster istemez kulak misafiri oldum.
Ekonomik sıkıntıları olduğu belli. Sıkıntılarına çare aradılar. Öyle koydular olmadı, böyle koydular olmadı. Formül üzerine formül geliştirmeye çalıştılar. Ama bir sonuca varamadılar. Sıkıntı ciddi ki farkında değillerdi. Dolmuştaki herkes durumdan haberdar oldu.
Birbirlerinin yüzüne baktılar. Sevgileri yüzlerinden okunuyordu. Kadın büyük bir aşkla erkeğe tekrar baktı. Biraz da işi mizaha vurarak, "Bir ayakkabı kutumuz bile yok" dedi.
Erkek gülümsedi. Göremedim ama belki de kadının elini daha sıkı tuttu. Arkasından da "Yok yok, AKP gitmeden bu işin içinden çıkmak zor" dedi. Kadın da umut ve sevgiyle erkeğe gülümseyerek başını omzuna yasladı.
Dolmuştaki yolcular birbirimize baktık. Garip bir mutlulukla bizler de birbirimize gülümsedik. Sanki herkes birbirine "Çözüm netleşiyor" der gibiydi...

***
Erdoğan'ın kadrolu mitingcileri
AKP, partideki paniği önlemek için yeni yöntemler geliştirmeye başladı. Trabzon ve Trakya'da meydanlar boş kalınca, "kadrolu motorize mitingciler"(!) oluşturdu. Bunun son örneği Manisa'da yaşandı.
Manisa'dan aradılar. Erdoğan'ın Akhisar, Demirci, Salihli mitinglerini anlattılar. Erdoğan'ın mitinglerden sonra belediyede ve yollarda oyalanması dikkatlerini çekmiş. Sonra işin aslını öğrenmişler. Erdoğan oralarda oyalanırken, "kadrolu motorize mitingciler" bir sonraki miting alanına yetişmeye çalışıyormuş. Bir yerden bir yere giderken, Başbakanın yolunu kesen, konvoyu durduran ekip de aynı amaçla hareket ediyormuş. Planın parçasıymış.
Çekimler ve kalabalıklar
AKP miting görüntülerinin televizyonlara ve gazetelere servisinde son derece profesyonel davranıyor. Küçük kalabalıklar dev mitingler gibi gösteriliyor. Konunun uzmanı kıdemli bir kameraman anlattı. "Bakın mitinglerde görüntüler hep AKP tarafından servis ediliyor. Canlı yayınlar AKP eliyle verilen görüntülerle yapılıyor. İşi şansa bırakmıyorlar. Çekim hileleri ile 5 bin kişi 50 bin kişi gibi gösteriliyor. Fotoğraflar da öyle" dedi.
AKP sıkıştıkça durumu kurtarmak için her yolu deniyor. "Seçim hileleri"nden sonra "görüntü hileleri" de gündemde.

***
Ayakkabı kutusu ve para sayma makinesi (!)

AKP açısından sıkıntılı iki nesne. "Ayakkabı kutusu" ve "para sayma makinesi." AKP'liler çok tedirgin. "Bu iki şeyi duyunca veya bir yerde görünce kahroluyoruz. Bankada işimiz oluyor. Görevli para saymaya başlayınca aklımıza bakan çocuklarının odalarında bulunan para sayma makineleri geliyor. Birisi bir laf çarptıracak diye ayakkabı dükkanına gidemez olduk" diyorlar.
"Para sayma makinesi ve ayakkabı kutusu" önümüzdeki iki yılın simgesi olmaya aday. Daha şimdiden meydanlara, "Para sayma makinesi ve ayakkabı kutusu" heykeli dikmek için girişimde bulunanlar var.
AKP, yolsuzluk ve rüşvet! Uyum mükemmel!
Bu uyumun gizlenmesi için neler yapılmadı ki! Ama artık kral çıplak. Herkes her şeyi görüyor. Hayırlara vesile olur inşallah!


***

31 Ekim 2017 Salı

AKP'de ne değişti



AKP'de ne değişti

İsmet Özçelik 
Aydınlık Gazetesi, 
25.10.2017


AKP, içindeki FETÖ’cüleri temizlemeyi gürültüsüz yapmayı planlamıştı. İstihbarat kurumlarından da destek alınarak ayrıntılı dosyalar hazırlanmıştı. Örgütlerdeki FETÖ kongre sürecinde, belediyelerdeki FETÖ de seçimlerde temizlenecekti. Milletvekilleri arasındaki FETÖ de aday yapılmayacak, sorun tereyağından kıl çeker gibi halledilecekti.

“GİZLİ FETÖ” RAHAT DURMADI

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. FETÖ ile irtibatlı olanlar rahat durmadı. Kendilerini koruma altına almaya çalıştı. Durum böyle olunca da “istifa” süreci başlatıldı.

Başkanlara çıkış gösterildi. FETÖ konusu hiç açılmadan, “metal yorgunluğu, halk desteğinin azalması...” gibi yollar devreye sokuldu.

Ama mesajı almamakta direnenler oldu. AKP 3 haftadır bu işle uğraşıyor. Erdoğan için yeni bir durum. Kabul etmesi de mümkün değil.

GÜL SEÇENEĞİ

AKP kulislerinde, bu “direnişte” bir süredir tartışılan “Gül seçeneğinin” de etkili olduğu bildiriliyor. Erdoğan’a yakın kaynakların dost sohbetlerinde, “Her şeyden haberimiz var. Kimin kimlerle dans ettiğini izliyoruz. Gül’ün temaslarını da görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinin test edilmesi için yapılan hamlelerden de bilgimiz var. Yabancıların bu işin içinde olduğunun da farkındayız” ifadelerini kullanmaları da anlamlı.

Organize bir hareket olduğu ortada.

ERDOĞAN’IN TAVRI

AKP’liler arasında Erdoğan’ın tavrı konuşuluyor. Ankara, Bursa, Balıkesir belediye başkanlarının direnişinin arkasındaki güçlere vurgu yapılıyor. “Hepsinin arkası açık, bunlar neye, kime güveniyor?” diye soruluyor.

“Karanlık projelere” atıfta bulunuluyor. Erdoğan’ın sertleşmesi de buna bağlanıyor. “Af yok” sözlerinin arkasının geleceği kaydediliyor.

TEMİZLİK HEMEN

AKP’nin yeni bir döneme girdiği anlaşılıyor. Temizlik için kongrelerin ve seçimlerin beklenmesi tavrından vazgeçilmiş görünüyor. Bakanlar Kurulu’nda beklenen FETÖ temizliği yapılmamıştı. Bu kararın da değiştiği anlaşılıyor.

Önümüzdeki günlerde 5-6 bakanın değişeceği konuşulmaya başlandı. Belli ki cin şişeden çıktı. Yeniden şişeye sokulması zor.

AYSEL ÇELİKEL

Son günlerde ÇYDD Başkanı Aysel Çelikel tartışılıyor. TGB’nin Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu’nun Yürütme Kurulu’na girmesine karşı çıktı. “Eğer TGB gelirse ben çıkarım” dediği iddia edildi.

HDP tabanının hassasiyeti ve 6 milyon oyuna vurgu yaparak “Atatürk’ten vazgeçme”(!) tutumu tepki çekti.

Bunları duyunca Aysel Çelikel’le ilgili bazı anılarımı anımsadım:

KIZIM VAZGEÇ, BAŞINA İŞ GELİR

Yıl 2010. Anayasa değişikliğiyle ilgili halk oylaması öncesi. Fethullah Gülen’in “Mezardakiler bile oy kullanmalı ‘evet’ oyu vermeli” dediği günler.

Demokratik kitle örgütlerinden biri anayasa değişikliğine karşı mücadelede başı çekiyordu. Başında da bir bayan vardı. Televizyonlara çıkıyor, toplantılarda konuşuyor, kamuoyunu etkiliyordu.

Ben de kendisiyle bu mücadelede tanıştım. Bir gün çok dalgın olduğunu gördüm. Ne olduğunu sorunca başından geçenleri anlattı:

“ÇYDD Başkanı Aysel Çelikel görüşmek istedi. İstanbul’a gidip görüştüm. Yaptıklarımızı anlattım. Mücadelemizi aktardım. Ben kendisinden destek beklerken ültimatom verir edasıyla söze girdi: ‘Bak genç bir kadınsın. Hakkında birçok söylenti çıkarırlar. Başına bir sürü bela gelir. Bu işlerden çekil!’ dedi. Şaşırdım kaldım. O derneğin başında Türkan Saylan vardı. Yaşasaydı kesinlikle beni teşvik ederdi, moral verirdi.”

O günden sonra Çelikel’in bu tavrı hep kafamı kurcalamıştı.

KILIÇDAROĞLU ABD ZİYARETİ

CHP kulislerinde anlatılanlara göre geçen dönem Aysel Çelikel’e CHP milletvekilliği önerilir. O da “Ben ÇYDD’de kalmak istiyorum, kızımı yapın” der ve isteği yerine getirilir. Kızı Ayşe Eser Danışoğlu milletvekili yapılır.

Kılıçdaroğlu ABD’ye ziyaret yapacaktır. Kılıçdaroğlu CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ı da heyete dahil etmek ister. O, “hayır” der. Kılıçdaroğlu ısrar eder ama kabul etmez. Yerine Çelikel’in kızı heyete dahil edilir. Bu konu o günlerde basına da yansımıştı.

O ziyarette Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’cü örgütlerle buluşması çok tartışıldı. Doğru mu yanlış mı bilemiyorum ama kulislerde çok konuşulan randevuları Tarhan’ın yerine heyete dahil olan milletvekilinin aldığı söylendi.

Çelikel tartışması büyüyünce bu iki anımı anımsadım..! Bilinsin istedim!

Aydınlık Gazetesi, 25.10.2017

***