Aydınlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aydınlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2016 Cuma

Önder Aytaç Bu Gidişle Aydınlık'ta Yazacak



Önder Aytaç Bu Gidişle Aydınlık'ta Yazacak 

Açık İstihbarat
Tarih:25/10/2013  
Türü:İç Politika 
www.acikistihbarat.com
25.10.2013



 Aşağıdaki yazı ; AKP iktidarına yıllarca müstahdemlik yapıp, AKP-Cemaat kavgası sonrasında işinden gücünde olunca, muhalefet safhına geçen, Fetullah Gülen'in kuluçka makinasının en nadide ürünlerinden Önder Aytaç'a ait.

Yıllardır zenginleşmesi için hizmet ettikleri Erdoğan'ı şimdi Karun gibi zenginleşmekle suçluyorlar.
Tayyip Erdoğan'ın işçilik sınavına giriş belgesini yayınlayıp, ucundan diğer ve daha hassas belgelerin ucunu gösteriyorlar. 

İktidar yorgan yırtılınca  mabadı açıkta kalan bu utanmaz adamların yazdıklarını hayretler içinde okuyoruz. Bu gidişle Önder Aytaç Aydınlık'ta yazmaya başlarsa şaşmayın.


Aşağıdaki yazıyı bir Ulusalcı yazıyı yazmadı.

Aşağıdaki yazı ; AKP iktidarına yıllarca müstahdemlik yapıp, AKP-Cemaat kavgası sonrasında işinden gücünde olunca, muhalefet safhına geçen, Fetullah Gülen'in kuluçka makinasının en nadide ürünlerinden Önder Aytaç'a ait.

Yıllardır zenginleşmesi için hizmet ettikleri Erdoğan'ı şimdi Karun gibi zenginleşmekle suçluyorlar. 
Tayyip Erdoğan'ın işçilik sınavına giriş belgesini yayınlayıp, ucundan diğer ve daha hassas belgelerin ucunu gösteriyorlar. 

İktidar yorgan yırtılınca  mabadı açıkta kalan bu utanmaz adamların yazdıklarını hayretler içinde okuyoruz. Bu gidişle Önder Aytaç Aydınlık'ta yazmaya başlarsa şaşmayın.

İşte Önder Aytaç'ın, Aydınlık'ta yayınlanmaya aday " Başbakan, Müslüman Milli Şef mi? " yazısı.

Açık İstihbarat

****

Gözümüz yok, Allah daha çok versin!

70-80 metrekare gecekondudan 10-15 yılda dünyanın en zengin başbakanlarından olmak kolay olmasa gerek,

Takdir edilesi bir servet biriktirme çabası...

Damlaya damlaya göl, para sayarken parmağını yalaya yalaya okyanus olur!

Harun gibi gelip Karun gibi olmak nasıl bir duygudur acep?

Bence bir plan da olmalı...

A Planı, Cumhurbaşkanı olmak.

B Planı, Cumhurbaşkanı olamazsa ki bu ihtimal her geçen gün büyüyerek realize oluyor, bir cemaat lideri olmak. 

A planı olursa olur, olmazsa çay yapmayız, Şeyh oluruz! Siyaseten Başbakan Cumhurbaşkanı olabilirsiniz ama siyaseten bir Şeyh, bir lider, bir manevi önder olma çok da mümkün değil. Bana inanmıyorsanız muhterem hocam –Allah ömürlerine ömür katsın ve başımızdan eksik etmesin- Osman Nuri Topbaş Hocam'a sorun...

Daha doğrusu olursunuz da foyanız çok çabuk meydana çıkar. Cemaattan biri bir gün bir ikindi sohbetinde pat diye –lak diye- bir soru sorar. Cevabını veremezsen yandı gülüm keten helva: 

"Ya bizim şeyh sorduğum soruyu bilemedi."

O işler öyle, Başbakanlık muhabirlerine soracakları soruları önceden danışmanlar tarafından öğreti(li)p, sadece o sorulara cevap vermeye benzemez. İnsan özgüvensiz bir başbakan olabilir ama özgüvensiz bir şeyh asla ama asla o-la-maz... 

Vatandaş bu. Karşısında Şeyh var ya sorar en derininden sorusunu. Der ki, "Hocam bu kadar zenginlik ile cennete nasıl gidilir?"

Hadi bakalım ver cevabını. 

" Efendim, siz daha 10-15 yıl evvel Kasımpaşa'da 80 metrekare evde ikamet ederken, bugün, Allah daha çok versin, gözümüz de yok da, nasıl oluyor da dünyanın en zengin liderleri arasına giriyorsunuz. Şunun sırrını bize de anlatsanız da bizde nasiplensek şu dünya nimetlerinden" deyiverirse ne buyuracaksınız?

Tamam, mutlak gücü elde etmek için karşı tarafa geçtiniz. İyi de karşı tarafa geçmişken bu tarafta nasıl şeyhlik yapacaksınız?..

Bir de gücü bu 'kontrolsüz güç güç değildir' anlatımındaki yozlaştırıcı gücü elde edince "ya bendensiniz ya da düşmanımsınız" ilkesiyle nasıl insanları etrafınıza toplayacaksınız?.. Bu söylem ile yapabilseydi bunu ABD'de Başkan Push yapacaktı ama o bile be-ce-re-me-di-ği için; az zenci, az Müslüman az necro, az genç bir yeni yetmeye koltuğu bırakmak zorunda kalmadı mı?.. Türkiye'de de sizden sonrasının yeni yetme Obama'sı kim(ler) bence bunu da çok iyi biliyorsunuz ki, o yüzden de bitirmeye çalışıyorsunuz...

Hadi diyelim servetinizden bir kaç tabak balı çevreye koydunuz ve sinekler de geldi onlara yapıştı. Pekiiii, sen bu sineklerle beraber hangi rızayı talim edeceksin ki?..

Valla bu sorular evet çok zor sorular ki daha kiramen katibinin soruları bile değil.... 

Ben bu sorulara muhatap olacağıma başbakanlıkta kalmayı, siyaseten bir şeyler olmayı tercih ederdim. İlim gerekir çünkü Şeyh olmak, Hocaefendi olmak, değil mi?..

Veya...

Başbakan olarak kalamayacağıma göre ben de Cumhurbaşkanı olurdum.

Aslında Cumhurbaşkanı olsa da Beyefendinin işi zor. Başbakanken herkese Süleyman Demirel'in "Benim işçim, benim köylüm, benim emeklim, benim dul ve yetimim" dediği gibi, benim Genelkurmay Başkanım, benim Müsteşarım, benim bakanım, benim genel müdürüm, benim zurnanın son deliğim" falan demeye devam edebilecek mi?

Demirel; " Benim " derken kitlesel konuşuyordu. Beyefendi ise hep tekil ifade ediyor!

Bu fark ortadayken Beyefendi için " Demirelleşti " de diyemeyiz.

Neyse, o zaman ne derse desin. Bu onun bileceği iş. Biz asıl şu soru sorulduğunda ne cevap verecek asıl onun üzerinde duralım:

Asıl soru şudur ve bu soru kendisini çocukluk ve gençlik yıllarından beri tanıyan bilen milli görüş cemaatının sürekli sorageldiği bir soru olarak zihinlerde kalmaya devam edecek:

" Sen daha düne kadar 70-80 metrekare evde otururken, milletvekili ya da belediye başkanı ol(a)madığında; 'siz hepiniz dünyalığınızı tesis ediyorsunuz. Ya ben ne olacağım' diyen birisinin, bugün nasıl oldu da dünyanın en zengin kişileri arasına girdin. ' Bu durum ' Bal tutan parmağını yalar ' atasözü ile mi açıklanabilir? '' diyen olursa ne diyeceksin?

Bir de Rahmetli Erbakan'ın çocukları 30 milyon TL civarında bir mirasın paylaşımında birbirine düşerlerken, sizin bunca paranız, mülkünüz ve dahi manevi kazancınız varken ve hala da iktidar balını elinizde tutar ve parmaklarken, Allah gecinden versin, Allah göstermesin ama öldüğünüzde çocuklarınız acaba sizden kalanları paylaşım için ne yapacaklar? Ne dersiniz?..

Onun için derim ki, siz öldükten sonra çocuklarınızın birbirine düşmemesi için bence artık daha fazla biriktirmeyin. Ne kadar çok mal mülk, o derece şiddetli kavga, o derece şiddetli hesap soruş mudur acaba? Koca Hz. Ömer'in bile 6 ay hesap verdiği ile ilgili menkıbeler anlatılıyorsa, siz ne edeceksiniz? Yoksa Yavuz Sultan Selim'in Zembilli'nin fetvalarını yanında gömdürmek istemesi gibi, sizde Osman Nuri Topbaş Hocam'dan mı icazetlisiniz? Ama bence değilsiniz...

Bence sayın başbakanım, hatta bütün biriktirdiklerinizi siz hayatta ilken dağıtınız ki, mülk sahibine rücu etmiş olsun... Ne dersiniz?..

(www.medyafaresi.com )

http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10425

..

8 Şubat 2015 Pazar

Perinçek - Aydınlık - Ulusal Kanal, Erdoğancı mı oldu?




Perinçek - Aydınlık - Ulusal Kanal, Erdoğancı mı oldu?




25 Aralık 2014 Perşembe



17-25 Aralık süreci ile birlikte, Türkiye'de yeni bir muhalif türü ortaya çıktı. Bunlar, AKP iktidarının baskılarından ve politikalarından sıkılıp, kendi ideolojilerini/dünya görüşlerini bir kenara bırakıp, düşman gördüğü her kesim ile AKP'ye karşı ittifak kurabilecek noktaya geldiler.

Hatta öyle ki, Erdoğan yarın Amerikan karşıtı olsa, "NATO'dan Çıkacağız" dese, Amerikancı olacak solcular/Atatürkçüler var.

Kim bunlar?

Y-CHP, bir takım Atatürkçü geçinenler, Fethullahçılar, liberaller, başıboş solcular.

"Atatürk'ün partisi" ünvanı ile %25'i garantileyen CHP'nin yeni yönetimi, Atatürk'ü reddetme noktasına gelmiş, Fethullahçılarla kolkola, NATO-ABD-AB şeytan üçgeninden bir adım dışarı çıkmıyor.
Atatürkçü geçinenler, Kılıçdaroğlu ve ekibinin tüm politikalarına rağmen hala CHP'nin izinde, AKP'ye karşı tüm gruplarla destek halinde; Kürt milliyetçileri dahil.
Başıboş solcular, elle tutulur pratiği olmayan söylemler ve eylemler içinde; salt söylem ve salt anarşizm.

Ve hepsi kolkola girip, Aydınlıkçıları suçluyor bugün;

"Aydınlıkçılar yandaş oldu!"
"Perinçek-Tayyip ittifakı"
"Ulusal Kanal, haberlerde Tayyip'i övüyor!"

Sebep ne peki?

Aydınlıkçıların, Cemaat'i 17-25 Aralık operasyonu ile kahramanlaştırılması tezgahına düşmemesi. Devletin, F-Tipi Çete'nin popüler söylem ile "İnine Girmesine" destek vermesi. Cemaat bu yüzden rahatsız Perinçek ve ekibinden. Avucuna aldıkları sahte muhalefet CHP-MHP ve türevi parti yönetimlerinin dışında gerçek muhalefet yapan bir parti, televizyon kanalı görmek istemiyorlar.

Erdoğan'la hiç yoktan 10 yıllık bir kavgamız var muhalifler olarak. Ancak bizler, muhalefet etmek için muhalif olamayız, bir görüşümüz, duruşumuz var. Erdoğan'ın bugün her ne sebeple olursa olsun ABD ve AB ile kırılmalar yaşaması, Rusya'ya yönelmeye çalışması takdire şayan. Meclis içindeki hiçbir parti böyle bir göreve talip değil. Ne CHP ne MHP, Türkiye'yi Atlantik cephesinden koparmayı hedeflemiyor. Düşündürücü değil mi?

Bu yüzden Avrasya'ya yanaşma konusunda Erdoğan'ı destekliyorum. Bu Erdoğan'la mücadelemizin devam etmeyeceği anlamı taşımaz. Ancak adaletli olup, doğrusuna doğru, yanlışına yanlış demek önce karakterimizin göstergesi ve insani görevimiz. Ve eleştirimiz sadece Erdoğan ve AKP'ye olursa, muhalefetin kendini düzeltme iradesi göstermesi imkansızlaşır.

Sadece hükümete muhalif olarak ortaya çıkan sonuç ortada;
Şeyh Saidçi, Seyit Rızacı, Amerikancı Y-CHP ve lideri "Atatürk'ün CHP'si değiliz" diyen Kılıçdaroğlu.

Bu mu?  İktidara Alternatifiniz?