BİLİM VE TEKNİK DERGİSİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BİLİM VE TEKNİK DERGİSİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Nisan 2020 Cuma

BİLİM VE TEKNİK DERGİSİ KÜRESEL ISINMA

BİLİM VE TEKNİK DERGİSİ KÜRESEL ISINMA 


BİLİM VE TEKNİK DERGİSİ KÜRESEL ISINMA 392 SAYI EKİ.,

Dünyanın Değişen iklimi


   Bilim adamlarının elindeki iklim kayıtları ancak 140 yıl öncesine kadar gidebiliyor.
O tarihten önce, dünya ikliminin durumuna ilişkin bilgiler, gazetelerden, günlüklerden, gemi seyir defterlerinden vb. çıkartılmaya çalışılıyor. 
Bunların yanı sıra çevremizde geçmişin iklim değişimlerinin izlerini taşıyan çok sayıda dolaylı kanıt da var.
Bunların başında ağaç halkaları gelir. Ne var ki ağaç halkalarıyla da en fazla on bin yıl öncesinin dünya iklimine ilişkin bilgi edinilebilir.
Daha önceki dönemlerin iklimi hakkındaki bilgileri ise, göl diplerinden, okyanus tabanlarından ya da buzullardan çıkartılan örneklerle ulaşılır. 
Örneğin kutup bölgelerindeki buz tabakalarından ve dağlardaki buzullardan alınan buz örnekleri, dünyanın yüz binlerce yıllık iklimini gözler önüne serecek ipuçları taşır. 
Bilim adamları buzun içinde sıkışmış olan hava kabarcıklarını incelerler. 
Bu kabarcıklardaki havanın içeriği, ait olduğu dönemin hava sıcaklığına ilişkin bilgi verir. 
Yapılan araştırmalar, havadaki 18O izotopu nun, döteryumun, karbon dioksitin, ve metanın hava sıcaklığıyla birlikte değiştiğini göstermiştir.
Karadaki bitkiler fotosentez sırasında atmosferdeki karbon dioksiti alır ve karbon temelli bileşiklere çevirirler. Bunların bir bölümü metabolizmalarında kullanılır; 
geri kalan bölümüyse depolanır. Karbon, ağaç dokularında da depolanır. Kayalardan sonra karalardaki en büyük karbon deposu ormanlardır. 
Yaşayan ormanlar yeryüzündeki;
Geçmiş  dönemlerde yaşamış ormanlar da yer altındaki (kömür, petrol ve doğal gaz biçiminde) karbon depolarıdır. Dünyadaki doğal süreçlerin on milyonlarca yıldır depoladığı bu karbon stokları, yirminci yüzyıl boyunca insanlar tarafından çok hızlı bir biçimde atmosfere (karbon dioksit olarak) geri verilmiştir; hâlâ da veriliyor. 

Öte yandan atmosferdeki karbon dioksit oranını düşürecek ormanlar da hızla yok ediliyor.

Kimi bilim adamlarına göre yanardağ etkinliklerindeki periyodik bir aşırılık iklim sistemini etkileyebilir. 
Çünkü yanardağ patlamalarıyla atmosfere çok büyük miktarlarda toz yükselir.
Bu tozlar, güneş ışınlarının geçişini engelleyen bir tabaka oluşturur ve böylece dünyanın sıcaklığı da düşer.

KÜRESEL ISINMA..,,

Yaklaşık 10 000 yıldan bu yana dünya iklimi neredeyse değişmeyen bir gidiş izliyor; hava sıcaklıklarında herhangi bir ciddi değişim olmuyor. Ne var ki incelenen zaman dilimi biraz daha geniş tutulduğunda dünya iklim sisteminin gerçekte sürekli bir değişim içinde olduğu görülür. işin ilginç yanı bu değişimlerin
periyodik özellikler taşımasıdır. Yapılan araştırmalar dünyamızın değişen sürelerle zaman zaman hem ısındığını  hem de sonra yeniden soğuduğunu gösteriyor.
Gezegenimiz, son olarak, yaklaşık elli milyon yıl önce soğuk bir döneme girdi. Aslında şu anda hâlâ onun içindeyiz. Bu dönemde hava sıcaklıkları düştü,
kutuplardan başlayarak orta enlemlere değin uzanan buz tabakaları kapladı dünyayı. Canlıların doğal yaşam alanları değişti. 
Yeni koşullara uyum sağlayamayan türler yok oldu; yeni türler ortaya çıktı. Bu soğuk çağda, yüz bin yıl arayla görülen ve yaklaşık on bin yıl süren kısa dönemlerin dışında dünya sürekli soğuk oldu.


Bu periyodik iklim değişimlerine ilişkin ilk ipuçları 1930’lu Yıllarda ortaya çıktı. Sırp bilim adamı Milutin Milankoviç, Dünya’nın Güneş çevresindeki elips biçimli 
yörüngesinin, 95 000 yılda bir basıklaştığını gösterdi.  Bu periyod akla hemen, yüz bin yıllık buzul çağlarını  getiriyor. Yörüngedeki bu değişimin
yanı sıra Milankoviç, Dünya’nın ekseninde de 41 000 yıllık periyodu olan doğrusal bir kayma ile 23 000 yıllık periyodu olan dairesel bir sapma daha oldu¤unu buldu. 
Ne var ki günümüz bilim adamları, Dünya’nın bu periyodik hareketlerini bilmekle birlikte, bunların Dünya’nın değişken iklimiyle olan ilişkisini daha tam olarak kuramadılar.
CO2 Yoğunluğu (parçacık / milyon) Metan Yoğunluğu (parçacık / milyon) Metan Yoğunluğu (parçacık / milyon) CO2 Yoğunluğu (parçacık / milyon) 18O Değişimi 
(Yüzde) Döteryum ve Sıcaklık Değişimi (Yüzde) Yıl Önce  Bir buzul çağının başlangıcı Kozmik olduğu sanılan bir olay Son buzul çağının en soğuk dönemi 
Son buzul çağının sonu Yeni keşfedilen tropik kuşaktaki soğuk dönem Küçük Buzul Çağı Endüstri Devrimi’nin başlangıcı 
750 000 Yıl Önce 100 000 50 000 W25 000 10 000 5000 1000 250

  Dünyadaki iklimin en önemli öğelerinden biri bilim adamlarının taşıyıcı bant adını verdikleri okyanus akıntı sistemi dir. Yeryüzündeki tüm Irmaklarda akan suların  yirmi katı kadar su taşıyan bu akıntı sistemi, okyanuslar arasında su ve ısı alışverişini sağlar.

Taşıyıcı bant sayesinde, Pasifik ve Hint Okyanuslarının sıcak suları Atlantik’e taşınır. 

Bu sırada yüzeyden giden akıntının üzerindeki hava da ısınır ve akıntının yakınından geçtiği karaların iklimi yumuşar.

Bilim adamları küresel Isınmanın Oluşturacağı  çok önemli bir etkinin de taşıyıcı bant üzerinde olmasından korkuyorlar. Çünkü küresel ısınmayla birlikte yalnızca 
hava sıcaklıkları değil, deniz suyu sıcaklıkları da artacak. Eğer bu ısınma, taşıyıcı bantın alttan ve üstten giden akıntıları arasındaki sıcaklık farkını azaltırsa ve bu 
sırada okyanusların daha fazla yağış almasına yol açarak tuzluluk oranını düşürürse, bu dev akıntı sistemi durabilir. Okyanus tortulları  üzerinde yapılan araştırmalar, geçmiş dönemlerde taşıyıcı  bantın bir kaç kez durmuş olduğunu ortaya koyuyor. 

Eğer böyle bir durum olursa Kuzey Avrupa ülkelerinin iklimi, yüzlerce kilometre daha kuzeydeki kutup bölgesininki gibi olacaktır.
Avustralya’nın iki katı büyüklüğünde ki  Antarktika kıtasının hemen hemen tümü (% 98) buzla kaplıdır. Dünyadaki buzların % 90’ı (yaklaşık 30 milyon kilometreküp), Antarktika'da bulunur ve bu buzlar, dünyadaki temiz suların % 70’ini içerir.
Bu soğuk yapısıyla, Antarktika’nın dünya iklimi içinde önemli bir yeri vardır. Her şeyden önce kıta, dünya iklim sisteminin soğutucu birimidir ve bu etkinin dünya rüzgâr desenlerinin oluşumunda önemli bir yeri vardır. Ayrıca güney yarımkürede yaz mevsimi geldiğinde, Antarktika’da eriyen buzların soğuk suları dibe çöker ve taşıyıcı banta katılır; sonra da Pasifik Okyanusu’na yönelir. 
Bu nedenle Antarktika, hem soğukluğu hem de taşıyıcı banta aktardığı soğuk suları nedeniyle dünya iklim sisteminin dengesi açısından çok önemlidir.


TÜBİTAK 392 . SAYININ EKİDİR


ANTARKTİKA SOĞUK SU SICAK SU


Küresel Isınma sürecinin başlıca aktörleri olan, su buharı, karbon dioksit ve metan, sera gazları olarak anılırlar. Bunların yanı sıra azot oksit (N2O) ve klorofloro karbonlar  (CFC) da sera etkisi yapar. Ancak bunların atmosferdeki oranları çok küçüktür. 20. yüzyıl boyunca bu gazların atmosferdeki oranları sürekli arttı ve hâlâ da artıyor. 

Bunlardaki artış da atmosferin Isı tutma kapasitesini arttırıyor ve böylece küresel sıcaklık yükseliyor. Sera gazlarının en etkilisi olan su buharını azaltmak için  insanların dünyanın su çevrimi üzerinde yapabilecekleri doğrudan bir etki yok. Ama sera etkisini arttıran öteki gazların büyük bir bölümünü, insanlar üretiyor. 

Bunların başında da karbon dioksit geliyor. Bilim adamlarının tahminlerine göre insanlar, yer altındaki karbon stoklarını yavaş yavaş atmosfere aktaracak. 
2050 yılında atmosferdeki karbon dioksit oranının 1850’deki düzeyin iki katına, 2100’de de üç katına çıkması bekleniyor. 

Bu durumda da dünyan›n ortalama sıcaklığı 1-5°C artacak.

Dünya ekseninin 41 000 yıl periyodlu yatay kayma hareketi Dünya ekseninin 23 000 yıl periyodlu dairesel sapma hareketi Dünya’nın Güneş çevresindeki yörüngesinin 95 000 yıllık periyodlu, basıklaşma hareketi.,

Güneş
Dünya
Dünya
750 000 500 000 250 000 0 Yıl önce
500
450
400

Yazın Güneş’ten gelen ışınlarının ilettiği güç miktarı (watt/m2) Milankoviç Çevrimleri Grönland’ın ve Antarktika’nın soğuk suları  okyanusun dibine
çökerek taşıyıcı banta katılır.