Bir Belge
Bir Belge / Celil Güngör
Eski İstihbarat Servisleri Şefi Sıfatı ile Lord Kinross’un Cumhurbaşkanı Bayar’a Mektubu
Celil Güngör
Asıl adı John Patrick Balfour olan Lord Kinross (1904-1976) İskoçya’da doğdu. 1925’ te Oxford Üniversitesini bitirdi. İkinci Dünya Savaşı’nda
İngiliz Hava Kuvvetlerinde çalıştı. 1944-1947 yıllarında Kahire’ de İngiliz Büyükelçiliğinde çalıştı. Kahire’ de İngiliz istihbarat servislerinin şefi olarak
çalıştığını Cumhurbaşkanı Bayar’a yazdığı mektubundan anlıyoruz.
İngiliz hükümeti 1952 yılında kendisini bir Atatürk biyografisi yazması için görevlendiriyor ve kitabını I960’ ta yayımlıyor.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a 19 Ocak 1951’de yazdığı bu mektubunda Türkiye’nin Kore’deki başarılarının İngiltere kamuoyunda yazacağı bir kitapla
geniş bir alaka uyandıracağını belirterek destek talep etmektedir.
Mektubun içeriğinde yeni bir döneme girdiğini düşündüğü dinamik bir Türkiye’yi en ücra köşelerinden başlayarak gezip görmek, İngiltere ve hatta
Amerika basınında üretilecek materyaller sayesinde kamuoyu oluşturulmasına katkıda bulunmayı amaçladığını ifade etmektedir.
“Within the Taurus A Journey in Asiatic Turkey “ adlı kitabını 1954’te bu mektupta ifade ettiği çerçevede yayımlar. Karadeniz sahilinden Erzurum,
Kars, Van, Bitlis, Diyarbakır, Mardin, Urfa, İskenderun, Konya ve Ankara’yı gezer ve gözlemlerini yazar.
Bu ilk mektubu ile Lord Kinross artık Türkiye’ ye girmiş, Atatürk biyografisi ve “Osmanlı İmparatorluğunun Yükselişi ve Çöküşü” adlı eserleri bir
istihbaratçı formasyonu ile bir dış göz olarak ilgi kaynağı olmuştur. Ama istihbaratçı yönü hiç söz konusu edilmeden.
Yayımlayacağımız mektup bu istihbaratçı yönünün kendi kaleminden ifadesi açısından da ayrıca önemlidir.
Lord Kınross’ in Cumhurbaşkanı Bayar’a Yazdığı Mektubun Orjinali
Bir Belge / Celil Güngör
Ekselans Dr. Celal Bayar Türkiye Cumhur Başkanı 25 Ocak 1951
Ekselans,
1949 yılı sonbaharında İstanbul’a vaki olan ziyaretim esnasında sizinle tanışmak şerefine nail olmuştum ve o zaman bana Demokrat Partinin
şimdi gerçekleşmekte olan ümidlerinden ve gayelerinden bahsetmiştiniz.
Bu sebeple, şahsî olmakla beraber iki memleketimizin karşılıklı menfaatlerine az derecede olsa bile taalluku bulunduğunu sandığım bir mesele
için zatı devletlerini tasdi etmekte mazur olabileceğimi umuyorum.
Ziyaretim esnasında, bütün enerjisi ve zengin tenevvuu ile Türkiye bende büyük bir alaka uyandırmış ve derin bir intiba bırakmıştı. İngiltere’ye
avdetimden beri, Türkiye’yi ve Türkiye’nin başarılarını ve cazip hususiyetlerini İngiliz okuyucularına daha ziyade tanıtmak gayretiyle Türkiye
işlerinde bir derece ihtisas yapmışımdır.
Bu mesaiye daha daimi bir şekil verebilmek emeliyle, ayrıca Türkiye’yi umumi olarak tasvir fakat siyasi mahiyetine arızı olarak temas eden ve
âlalede bir seyyah ve okuyucu için memleketi ve sakinlerini canlandıran bir kitap yazmayı tasarlamaktayım. Kanaatime göre böyle bir kitap,
Kore’deki ve sair yerlerdeki Türk muvaffakiyetlerinin esasen tesiri altında bulunan ve Türkiye ile ilgilenen İngiliz halkı arasında Türkiye ye
karşı geniş bir alaka uyandıracaktır. Bundan başka, eserin neşri, 1953 de İstanbul fethinin 500 üncü yıl dönümünün tes’idi ile ayni zamana getirilirse
bilhassa münasip olur.
Doğrudan doğruya elde edilecek malumat ile ve sıhhatle böyle bir kitap yazabilmek için Türkiye’ye altı ay sürecek yeni bir ziyaret yapmam lazım
gelecektir. Memleketin seyyahlara açık olan bütün kısımlarını görmek üzere ziyaretimi bu sene Nisandan Ekime kadar devam ettirmeyi tercih
etmekteyim. Ancak memleketin genişliği ve nisbeten uzaklığı dolayısı ile böyle bir seyahatin masrafları bir İngiliz tabiinin maddi imkânları haricindedir;
Binaenaleyh o zaman İngiltere Büyük Elçiliği İstihbarat Müşaviri Mr. Allan’in tavsiyesi üzerine, hareketimden evvel Basın ve Yayın Genel Müdürü ile görüşmüştüm. Mumaileyh tasavvurumla alakadar oldu ve bende Türkiye Hükümetinin müsbet bir yardımda bulunabileceği ümidini yarattı. Bir sene sonra kendisini Londrada tekrar gördüğüm zaman bunu teyid etti ve dairesi namına beni sene içinde Türkiye’yi ziyarete davet edecek durumda olacağını umduğunu söyledi. Londra’daki Türkiye Büyük Elçiliği Basın ve Yayın Umum Müdürlüğünün böyle bir seyahati destekleyecek kaynaklara malik olmadığını şimdi bana bildirince hayal sukutuna uğradım. Mısırdaki istihbarat servislerimizin eski şefi sıfatiyle bu kararı intaç eden ameli mülahazaları takdir etmekteyim. Aynı zamanda projemden büsbütün vazgeçmeyi de hiç istemiyorum. Bu sebeple
Türkiye Hükümetinin, şimdi bu ziyareti şu veya bu şekilde kolaylaştırmaya mutemayil olabileceği düşüncesiyle zatı devletlerine başvurmağa
içtisar eyledim.
Başlıca endişem nakliyat ve tercüman meselesidir. Daimi bir kıymet taşıyabilecek kadar etraflı bir kitap yazabilmem için ziyaret etmek icap edecek
yerlerden birçoğu demiryollarından ve şoselerden uzaktır ve otomobil ile seyahate maddi imkânlarım müsait değildir. Bundan başka Türk
dilinin cahili olduğumu da utanarak itiraf ederim. Ancak hiç olmazsa bu hususlarda Hükümetden bana yardım sağlanırsa, seyahate mübaşeret
imkânını şimdi bile derpiş edebileceğim.
Şurasını da ilave edeyim ki bu şekilde elde edeceğim materiyel yalnız bir kitap için değil gerek İngiltere ve gerek Amerika’da gazete makaleleri ve
sair reklâm şekilleri için de tesirli suretde kullanılabilir.
Zatı devletlerinin bu hususta yapmak isteyebileceği her şey için minnettar kalacağım. Çok bağlı olduğum ve emsalsiz vasıflarını yurtdaşlarıma
anlatmağı çok istediğim bir memlekete karşı bu şekilde bir dereceye kadar hizmet edebileceğime kaniim.
Sadıkınız
Lord Kınross
***