Taşı Gediğine Koymak…
Rifat Serdaroğlu.,
Başbakan Erdoğan’ın ve ekibinin Türkiye’yi adım-adım “Federe İslam Devletine” götürmeyi hedeflediğini yıllardır, ısrarla bıkmadan usanmadan yazıyor, söylüyoruz. Çünkü bunların “Fikir Babalarını” biliyoruz.
AKP’yi kuran ekipten Abdullah Gül- R T Erdoğan- Bülent Arınç- Abdüllatif Şener’i ve Doğru Yol Partisinden AKP’ye geçen Hüseyin Çelik-Köksal Toptan-Necati Çetinkaya- Mehmet Sağlam gibilerin ciğer röntgenlerini bilecek kadar iyi tanıyoruz.
Bunlar kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmezler. Hayatları, hayal ve aldatma üzerine kurulmuştur. Halkı, özellikle cahil halkı kandırmakta ustadırlar. Davaları için papaz elbisesi de giyerler, Papa’nın önünde de diz çökerler.
PKK ile de el sıkışırlar, El-Kaide önderinin de dizinin dibine otururlar.
Yeri gelir Obama’nın Eşbaşkanı olur, yeri gelir Esad’ın kardeşi. Yahudi kuruluşundan dünyada sadece 11 kişiye verilen ödülü alırlar ama İsrail’i “terörist devlet” diye tanımlarlar.
Kaddafi’den “İnsan Hakları Ödülü ve para” alırlar, sonra Kaddafi’nin parçalanarak öldürülmesini keyifle seyrederler.
Bunlar hem yapacaklarını yaparlar, hem de mağdur rolü oynayarak kendilerine acındırmayı iyi bilirler.
Erdoğan ağzını her açtığında “Biz ne işkenceler gördük. Çocuklarımı Türkiye’de okutamayınca Amerika’da okuttum. Bir şiir söyledim, aylarca hapiste yattım” der durur.
Çocukları Türkiye’de hiçbir üniversiteyi kazanamadılar ki!
120 puan bile alamayan bir çocuk, hangi üniversiteye girecek!
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olsa, abisi bu üniversitenin mütevelli heyet üyesi olduğu için kardeşini üniversiteye torpille alırdı ama o zaman RTE Üniversitesi henüz kurulmamıştı!
“Yattım” dediği hapis ise tam bir komedi! İlk hapse girişi, Mahkeme Hâkimine hakaretten idi. Bayrampaşa Ceza evinde yattı. Yalvar-yakar, Yargıçtan şikâyetini geri aldırdılar da günlerce sonra hapisten çıkabildi.
İkinci defa hapse girişi halkı kin- ve nefret duygularıyla ayrıştırmaktandı.
120 gün hapis yattı. Cezaevine girmeden önce, onun için özel mutfak yapıldı, özel aşçı tutuldu. Kalacağı koğuş, duvarlar dâhil her yer halı ile kaplandı. Televizyonlar çifter çifterdi. Kendi ifadesiyle 120 gün boyunca 30 bin ziyaretçi kabul etmiş, 10 binden fazla mektup yazmış!
Basit bir hesapla Erdoğan hapiste çile çekerken, her gün 83 mektup yazmış, yaklaşık 250 kişi ağırlamış. BU arada 5 vakit namazını ve nafile namazlarını da kılmış! Tıpkı, “10 yılda 3 Milyar ağaç diktik” dediği gibi, bunda da hesap tutmuyor. Hapisteki TSK Genel Kurmay Başkanı kendi ailesinden başka kimse ile görüşemiyor, eski bir Belediye Başkanı hapishaneyi özel oteli yapmış.
Ne çektin be Tayyip, ne çektin hapislerde! Eee ne yapacan “Yeşil Dolar” bol…
Bu badem ekibi siyasette de, normal hayatta da geleneksel ve ahlaki kurallara uymazlar. Rakipleri ile, onlara saygı duyarak eşit şartlarda mücadele edeceklerine, her türlü illegal yola başvururlar. Devlet gücünü, siyasi ve ticari rakiplerini ezmek, diz çöktürmek için kullanmaktan çekinmezler.
Yakın zamanda insanlar korku duvarlarını yıkıp, konuşmaya başlayınca gerçekler birer-birer ortaya çıkacaktır.
Balyoz kararlarının açıklanmasının ardından Erdoğan şunları söyledi;
“Biz, öyle bir davanın mensuplarıyız ki, bu dava adeta iğne ile kuyu kazarak bu günlere ulaşmıştır. Başımızı asla öne eğmeyecek, dava taşını gediğine koyuncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz.”
Erdoğan ve ekibi, 11 yılda Türkiye’ye-Türkiye Cumhuriyetinin değerlerine verebileceği en ağır zararı verdi. Bundan sonra ancak kendisine, sağlığına ve partisine zarar verebilir. Çünkü bu ekip eğitimsiz ve yeteneksizdir.
Biat kültüründen geldikleri için kendilerini geliştirme yetenekleri de sınırlıdır.
Her gün Türkiye’nin dört bir yanındaki arkadaşları ile konuşan ve halkın nabzını tutmaya çalışan biri olarak söylüyorum ki, Türk Milletinin büyük bir kısmı AKP ve Erdoğan’dan ümidini kesmiştir. Parayla yaptırılan taraflı kamuoyu araştırmaları ve tek yanlı propagandalar artık ters tepmeye başladı. Kendi adamlarını çıkardıkları TV Programlarının izlenme oranları yerlerde sürünüyor, ne izleyen var, ne de dinleyen. Erdoğan TV’ye çıktığında, millet TV’yi kapatıyor.
Hele Erdoğan’ın Türk Milletine-Türklüğe ve Türk Ordusunun Kahramanlarına karşı yaptıkları, Türk Milletinin yüreğini kanattı.
Erdoğan kendi deyişiyle “Dava taşını gediğine koyma” işini yapamayacaktır, buna ne kendisinin ne de destekçilerinin güçleri yetmeyecektir.
Taşı gediğine koyma işini bundan böyle Türk Milleti yapacak ve Türk adından utanan milliyetsizlere gerekli yanıtı sandıkta verecektir.
Halep oradaysa, Yerel Seçimler önümüzde…
***