Gürkan Avcı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gürkan Avcı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Aralık 2017 Cumartesi

FATİH Projesi Başarısız Olmamalı!


FATİH Projesi Başarısız Olmamalı!


Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) 

9 Aralık 2017 tarihinde kısa adı FATİH Projesi olan ‘ Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi’ni masaya yatırmıştır. Yuvarlak masa toplantısı soru-cevap bölümüyle devam etmiş ve birçok eğitimci, akademisyen, uzman, öğrenci, veli ve araştırmacı, DESAM Genel Sekreteri Dr. Hasan Türkel moderatörlüğün de toplantıya katkıda bulunmuştur. 

Konuya ilişkin kapanış konuşmasında temel olarak 7 yıl önce büyük hayaller, astronomik harcamalar, yatırımlar ve skandallarla hayata geçen FATİH projesinin tüm eğitim bileşenlerine yönelik etkilerine dikkat çeken DESAM Başkanı Gürkan Avcı, eğitimde “Çağ açıp çağ kapatacak” iddasıyla başlatılan ve 2014 yılında bitmesi gerekirken henüz yarısına dahi ulaşılamayan FATİH projesiyle ilgili özetle şu hususları önemle kaydetmişlerdir;  

Akıllı tahtalarla, tabletlerle, bilgisayar laboratuarlarıyla eğitimde başarılı olunamamış ve olunamayacaktır. Hükümetin eğitim politikalarını tez elden ve yeniden masaya yatırması gerekiyor.

16 yıllık iktidarı döneminde eğitim alanında başarısız olan k Parti eğitimi bir medeniyet davası olarak görmeli, kopya, tercüme ve taklit reçetelerden vazgeçmelidir. Aksi halde hem öğrenci ve veliler hemde eğitim çalışanları nezdindeki memnuniyetsizlik ve isyan devam edecektir.

Türkiye'nin demokrasiyi, eşitliği, hürriyet, adalet ve şeffaflığı tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirme ve demokratik bir kültür oluşturma noktasındaki yetersizliğini “Öncelikle eğitim sistemimizin demokratikleştirilmesi ve demokratik kriterlere uygun biçimde yeniden yapılandırılması ve işletilmesi gerekiyor. Yani Türkiye'de demokrasinin yerleşebilmesinin ilk koşulu, devletin demokratik olmasından daha çok eğitim sisteminin demokratik bir yapıya kavuşmasıyla mümkündür. Eğitim demokratik bir kavrayışla dönüştürülmedikçe, toplum da, devlet kurumları da demokratikleşemez. Demokratik eğitim sistemleri ‘özgür ve bağımsız' kişilikler yetiştirirken bizim eğitim sistemi ‘kişi egemenliğine bağımlı' nesiller yetiştirmeye devam ediyor. Bu bağımlılığın neticesidir ki siyasetten bürokrasiye, ticaretten sosyal hayata kadar her yerde sıkıntılar yaşıyoruz.

Eğitim sisteminin en önemli sorunlarından birisi olarak da, “İcraat yapabilen ve bu icraatın sorumluluğunu taşıyabilen yönetimlerin eksikliği” dir. Milli eğitimin başındaki ilk üç beş kişiden hiçbiri eğitimci değil, hayatında tebeşir tozu dahi yutmamış. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı gerekse YÖK nezdindeki en üstten en alta kadar terfi ve görevde yükselmelerde torpil, yakınlık ve kayırmacılık liyakatin önüne geçmiş durumdadır. Bunlar önemli tespit ve uyarılardır. Eğitimi ve eğitim çalışanlarını niteliksel anlamda ihmal eden hükümetin eğitim politikalarını tez elden ve yeniden masaya yatırması gerekiyor.

Akıllı tahtalarla, tabletlerle, bilgisayar laboratuarlarıyla eğitimde başarılı olunamayacağı ortadadır. Eğitim alanında yapılan hiçbir yenilik ve reform öğretmenlerin proaktif desteği olmadan, eğitim çalışanlarının gönlü yapılmadan ve motive edilmeden başarı sağlayamaz. Çok samimi ve müdanasız bir şekilde hem Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a ve Başbakan Sayın Yıldırım ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Yılmaz’a  tekraren hatırlatmak isterim ki kamudaki en düşük maaşı aldığı için bunalmış, atama, görevde yükselme ve terfilerde hakkı yenildiğine inanmış bir eğitim ordusundan verim ve yüksek performans beklemeyin lütfen. Fatih Projesine, akıllı tahtalara, tabletlere yapılan milyarlarca lira yatırıma karşın öğretmenin maaşına, hizmet içi eğitimine de para, emek ve zaman harcanmalıdır.

Terörü, kaba, ilkel ve hurafelerle dolu bir eğitim sisteminin çıktısı olarak görmeliyiz. Teröre karşı milyarlarca lira harcanıyor. Fatih projesi, tabletler, akıllı tahtalar gibi yatırımlara da öyle. Bence çocuk ve gençlerimizi tehdit eden ahlaki çöküntü, kimliksizlik, yozlaşma, uyuşturucu, içki ve sigara kullanımı gibi tehlikelere karşı kaynak ayırma ihtiyacı daha üst düzeyde bulunuyor. Eğitimde yönsüzlüğü ve hedefsizliği asıl problem olarak görmek gerekiyor. En belirgin ihtiyaç kendi kimliğimizi, medeniyet değerlerimizi yansıtan ve aynı zamanda bilimsel derinliği ve yeterliliği olan dört başı mamur çağdaş, eşitlikçi, kaliteli ve parasız bir eğitim sistemidir.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın eğitim alanında büyük bir sıçrama ve muasırlaşma amacıyla ve en güzel niyetlerle startını verdiği FATİH Projesi özelinde önemle belirtmeliyim ki eğitim alanında oldukça başarılı olan ülkeler benzer projelerini bir yandan pilot uygulamalar diğer yandan teknoloji ile pedagoji arasında sinerji arayışındaki araştırmalarla sürdürüyorlar.

Ülkemizde de paydaşlar ve konunun uzmanları ile beraber iyi düşünülmüş bir proje ile yol haritasının hazırlanması gerekirdi. Bunlara asgari düzeyde dahi önem vermeden, sadece donanım ve teknoloji satan komisyoncu firmaların ve yaldızlı-aşırma laf eden ve eğitimde teknolojiye yönelik hiçbir çalışması bulunmayan bürokratların nemalandığı FATİH girişimi, eğitim sistemimizi daha da olumsuz etkileme pahasına devam ediyor.

Oysa, donanım satın almaya harcanacak 5 milyar doların okullarımızdaki koşulların iyileştirilmesi ve öğretmenlerin desteklenmesi için harcanması daha iyi olurdu. Dolayısıyla, çocukları okullarda olan ailelerin ve öğrencilerin - öğretmenlerin bu girişim karşısındaki pasif direnişlerini başka türlü anlamlandırmak mümkün değildir.

Lakın öğrencilere tablet dağıtmakla eğitimdeki tüm sorunlar çözülecek gibi yanlış bir hava yaratılmıştır. Kamuoyunda da tableti dağıtınca, tablete yüklenen bilgiler, aynen çocukların kafasına yüklenecek gibi bir intiba oluşturulmuştur. Kaldı ki hemen her evde internet bağlantılı bilgisayar bulunuyor, ilave olarak çocukların çoğunda diz üstü bilgisayar da var. Tableti olanların sayısı giderek artıyor. Bazılarının telefonları zaten tablet gibi ama çocuklarımızın eğitim başarısı durumu ortada.

FATİH projesinin en önde gelmesi gereken amaçlarından birisi eğitimde fırsat eşitliğinin, sadece okulda tüm öğrencilere tablet dağıtmakla sağlanacağını varsaymak hayal olur. Ve yine çok önemli bir husus olarak; okullarda teknoloji kullanımının öğrenmeye yardımcı olması için toplumsal bir bilgilendirme ve bilinçlendirme kampanyası yapmamız gerekiyor. 21. Yüzyıl beceri ve bilgilerini içeren, tablet ve etkileşimli tahta ortamı ile bütünleşik olabilecek bir müfredat değişikliği de çok önemlidir. Öğretmenlere etkin bir şekilde hizmet içi eğitim ve uygulama desteği verme konusunda da MEB oldukça başarısız kalmıştır. Halen bilgisayar kullanmasını dahi bilmeyen onbinlerce öğretmen mevcuttur. 

Bunlar yapılmadan ilgili politikacı ve bürokratların tablet ve akıllı tahta  ihalesine çıkması yanlıştır. Üstelik MEB’nin Öğretmen Stratejisi Taslağı FATİH projesi bağlamında etkin hizmet içi eğitim ve destek konusunda çok zayıf kalmıştır. Milyonlarca öğrencimizi ve milyarlarca liramızı ilgilendiren bu kadar mühim ve hayati bir konu karşısında medyamız, politikacılarımız, anne babalarımız ve öğretmenlerimiz habersiz, sessiz ve ilgisiz.

Yüzyılın projesi olarak tanıtılan  FATİH Projesiniin yüzyılın fiyaskosu olmaması için yürüten her yöneticinin eğitimde teknolojiye yönelik bilimsel bir çalışması ve vizyonu olması ve yine ilgili ve tarafsız akademisyenlerce tetkik edilmesi çok önemlidir. Ayrıca tüm çağdaş ülkelerde kabul gören Uluslarası Eğitim Teknolojileri Standartları FATİH projesinde de uygulanmalı ve bu proje sathında kamuoyunda oluşan yolsuzluk ve kayırmacılık iddiaları özellikle geçmişe dönük olarak inceleme ve soruşturma altına alınmalıdır.

***

22 Haziran 2017 Perşembe

Almanya'daki Bilgi Yarışmasında Türk Öğrenciler Umutlarımızı Tazeledi!

Almanya'daki Bilgi Yarışmasında Türk Öğrenciler Umutlarımızı Tazeledi!


2.jpg görüntüleniyor

T.C. Almanya- Karlsruhe Eğitim Ataşeliği olarak 20 ay önce başlattığımız “Haydi, Türkçe Konuş Benimle!” adlı dil, kültür, eğitim, sanat ve spor kampanyamız dahilinde gerçekleştirdiğimiz eyalet çapındaki “Bilgi ve Kültür Yarışması” izlemeye gelen yüzlerce vatandaş, soydaş, veli ve misafirlere dilimizin, tarihimizin, kültür ve medeniyet özelliklerimiz ila güzel ülkemizin en mutena hasletlerinin tanıtılıp hatırlatıldığı; çocuk ve gençlerimizin ise elzem bilgilerinin sınandığı sımsıcak bir dostluk atmosferinde, festival havasında gerçekleşti.

T.C. Karlsruhe Eğitim Ataşeliği himayesinde, Ataşelik Bruchsal Bölge Başkanlığı ve Bretten Türk Okul Aile Birliği Koordinasyonu İle düzenlenen “Bilgi ve Kültür Yarışması” 21 Mayıs tarihinde Bretten Stadtparkhalle salonunda yapıldı.

Ataşeliğimize bağlı 13 Bölge Başkanlığı dahilinde 2017 eğitim-öğretim yılında Türkçe ve Türk kültürü derslerine devam eden yüz civarındaki kentte yaşayan binlerce öğrenciden, kendi eğitim bölgelerinin 1.si olan 39 seçkin öğrenci büyük finale katılarak, jüri karşısında yoğun alkışlarla takdir topladı.

Juri üyesi olarak; Heidelberg TOAB Başkanı Dr. Aslan İpek, Ataşelik öğretmenleri; Hayrünnisa Tunç, İsmail Bayazıt, Ayla Güçlü, Ahmet Özkan’ın görev aldığı ve Ataşelik Türkçe öğretmeni Leyla Kılıçoğlu’nun sunuculuğunu yaptığı yarışmaya; Karlsruhe Eğitim Ataşesi Gürkan Avcı, Ataşelik Genel Koordinatörü Emir Aydın Narin, Ataşelik Genel Koordinatör Yardımcısı Çağatay Kaan Fidancı, Ataşelik Bruchsal Bölge Başkanı Yadigar Demirtaş, Ataşelik Bölge Başkanları, TOAB Federasyon 2. Başkanı Mahmut Pervaneli, Bretten TOAB Başkanı Birsen Ceylan bir çok TOAB ve STK temsilcileri, öğretmenler, veliler, öğrenciler ve çocuklar katıldı.

DİLİMİZİ VE KÜLTÜRÜMÜZÜ CANLI TUTMALIYIZ!

TOAB ve Bölge Başkanlığı temsilcilerinin açılış ve selamlama konuşmalarının ardından yaptığı konuşmada; “Almanya’da Türkçe derslerine devam eden öğrenci sayısısı maalesef gittikçe düşmektedir. Biz Türkçemizi yaşatmak istiyoruz. Türkçe sadece çocuklarımızın anadilleri olduğu için, kendi kimliklerinin bir parçası olduğu için değil, aynı zamanda sağlıklı bir kimlik ve kişilik gelişimi yanı sıra Alman dil ve kültürüne yönelik pozitif ve nitelikli bir entegrasyon içinde gereklidir” şeklinde belirten T.C. Karlsruhe Eğitim Ataşesi Gürkan Avcı sözlerine şöyle devam etti:

KADİM TÜRK – ALMAN DOSTLUK VE İŞ BİRLİĞİNİ DAHA GÜÇLÜ İNŞAA EDECEĞİZ!

Türk toplumu olarak sizlerin Türkçe, Türk kültürü ve medeniyet değerlerimize, tarihimize sahip çıkmanızı bekliyoruz. Türkçenin kültür edinmemizde ve kültürümüzü korumamızda temel unsur olduğunu hatırımızdan çıkarmayalım. Almanya’daki diğer göçmen toplumlar dil ve kimlik konusunda çok hassas davranıyorlar. Bizlerin de güzel dilimize, kadim medeniyet değerlerimize, şanlı tarihimize ve güzeller güzeli vatanımıza daha çok sahip çıkmamız gerekiyor. İki eski dost ve müttefik ülke olan Türkiye ve Almanya arasındaki güçlü ve dinamik köprüleri işte böyle inşaa ve imar edebiliriz. Asimile ile değil kendi dil ve kültürüne bağlı kalarak Alman dil ve kültürüne entegre olmuş eğitimli, diplomalı, nitelikli gençlerle bunu daha sağlam ve güzel bir şekilde başarabiliriz.

30 SORUDAN 28’İNİ DOĞRU CEVAPLAYARAK BİRİNCİ OLDULAR!

Eyaletimizin 13 eğitim bölgesinden yavrularımızın ter döktüğü yarışmada sorulan 30 sorudan 28’ini doğru cevaplayan: Schramberg bölge ekibinden; İlknur Torun, Giray Torun, Beyza Özdemir birinci, Nagold bölge ekibinden; Yavuz Şimşek, Aleyna murat, Burcu Karakum ikinci, Bruchsal bölge ekibinden; Medine Kalmuk, Emre Tekgöz, Betül Karabıyık ise  üçüncü olup; Eğitim Ataşesi Gürkan Avcı tarafından Türkçe kitap ve para ödülü ile takdir edildiler.

30 ÖĞRENCİMİZ DAHA İSTİKLAL MARŞI MADALYASI KAZANDI!

Yarışmaya katılan bütün öğrencileri, öğretmen ve velileri kutlayarak; çok sayıda öğretmen, öğrenci ve vatandaşlarımızın katıldığı “BİLGİ ve KÜLTÜR” yarışmamızın; Coğrafya, Tarih, İnkılap Tarihi, Türkçe, dil bilgisi, genel kültür alanlarındaki sorularının büyük bir çoğunluğunun öğrencilerimiz tarafından doğru olarak yanıtlanması, izleyiciler tarafından memnuniyetle karşılanmış, Türkçe ve Türk Kültürü Derslerinin fayda ve değeri bir kez daha görüldüğünü kaydeden Gürkan Avcı, İstiklal Marşının 10 kıtasını ezberleyen 30 öğrenciye Ataşelikçe İstiklal Marşı Madalyası, Takdir Belgesi ve Türkçe Roman hediye ederek kendilerini ve ailelerini kutladı.


..