Hava Desteği Vermesidir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hava Desteği Vermesidir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Haziran 2016 Cuma

Suriye Uçağını Düşürmek Türk Hava Kuvvetlerinin El Kaide’ye Hava Desteği Vermesidir


Suriye Uçağını Düşürmek Türk Hava Kuvvetlerinin El Kaide’ye Hava Desteği Vermesidir



Yazar: Ümit Özdağ
24 MART 2014  PAZARTESİ

Türk savaş uçakları Hatay/Yayladağ bölgesinde İŞID militanlarına  karşı savaşan Suriye Hükümet güçlerine havadan destek veren bir Suriye savaş uçağını düşürdüler. Türk Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada iki MIG 23 Suriye savaş uçağının Türk sınırına yaklaşması üzerine Diyarbakır’da konuşlu Pars Filo diye anılan 181.Filo’ya mensup iki F-16 tarafından uyarıldığını, bunun üzerine bir Suriye savaş uçağının geri döndüğünü, diğerinin ise Türk sınırına yaklaştığını ve Türk hava sahasını bir kilometre ihlal ettiğini, sonra batıya yönelerek Türk hava sahasında 1.5 kilometre  uçması üzerine angajman kuralları gereği düşürüldüğünü duyurmuştur. Suriye uçağı, Suriye’nin Kesep kasabası civarında düşmüştür. Suriyeli pilot son anda uçaktan atlayarak kurtulmuştur.



Suriye savaş uçaklarının Hatay/Yayladağ bölgesine yönelik operasyon düzenlemesinin nedeni Nusra Cephesi, Ensar ul Şam ve Fetih Tümeni adlı El Kaide bağlantılı üç selefi grubun 19 Mart’tan itibaren Suriye Ordusu ile savaşarak 23 Mart sabahı saat 05.00’da Hatay/Yayladağ’ın Suriye tarafında karşısında bulunan Lazkiye’ye bağlı Kesep kasabasına bağlı Kesep sınır kapısını ele geçirmesidir. Kesep sınır kapısı, Esad rejiminin elinde bulunan kuzeydeki son sınır kapısıdır.
 Nusra Cephesi, Ensar ul Şam ve Fetih Tümeni’nin Kesep sınır kapısını ele geçirmesi üzerine Suriye Hava Kuvvetleri, bölgede anlaşılan keşif uçuşu yapmak amacı ile iki MIG 23 savaş uçağı yollamıştır. Muhtemelen bu keşfi anılan selefi güçlere yönelik Suriye güçlerinin kara saldırısına destek amaçlı Suriye hava saldırıları izleyecekti. Nitekim Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi kısa adı ile MİRSAT, Şam’ın bölgeye önemli bir askeri gücü takviye olarak yolladığını bildirmiştir. Türk Hava Kuvvetleri’nin Suriye savaş uçağını düşürmesinden faydalanan tek güç El Kaide’nin akraba kuruluşları olan  Nusra Cephesi, Ensar ul Şam ve Fetih Tümeni’dir. Bu saldırı ile AKP Hükümeti, Nusra Cephesi, Ensar ul Şam ve Fetih Tümeni’nin, Kesep bölgesini elinde tutmasına yardımcı olmaktadır. Böyle bir politikanın Türkiye’nin çıkarlarına nasıl uygun olduğunu anlamak mümkün değildir. Anılan örgütlerin akrabası olan İŞİD, Süleyman Şah Saygı Karakolu’na saldırmak ve yıkmak gibi bir tehdit ile (eğer doğru ise) Türkiye’yi gererken, Niğde/Ulukışla’da Suriye’den sızan üç terörist daha büyük felaketlere yol açmadan şans eseri yakalanırken, AKP Hükümetinin hala El Kaide ve selefi unsurların Türkiye-Suriye sınırına hâkim olmasına dolaylı destek vermesini anlamak mümkün değildir.






















AKP Hükümeti, Türkiye’nin kara hudutları konusunda en ufak bir hassasiyet göstermez iken neden ise Türk hava sahası konusunda büyük bir hassasiyet sergilemektedir. Türkiye-Suriye sınırının pratik olarak ortadan kalkmıştır. Kara Kuvvetlerinin 100 bin askerinin konuşlu olduğu Türkiye-Suriye sınırının Hatay-Kilis bölümü Peşaverleşmiştir. Bu iki ilimizde sınır her noktasından delik deşik olmuştur. Suriye’de savaşan gruplar bu sınırı diledikleri gibi  kullanmaktadır.  Suriye kaynakları Nusra Cephesi, Ensar ul Şam ve Fetih Tümeni militanlarının Türkiye’den sızdıklarını ileri sürmektedir. Bu iddianın doğru olması büyük bir ihtimaldir. Nitekim Genelkurmay Başkanlığı, Yayladağ kırsalında büyük miktarda silah ve cephane bulunduğunu açıklamıştır. Bu silah ve mühimmatın Suriyeli isyancılara ait olduğu açıktır.

Suriye savaş uçaklarına karşı bu kadar hassas olan AKP Hükümetinin aynı hassasiyeti İsrail’in Türk hava sahasını üstelik yine Hatay’da çok daha uzun süre ihlal etmesine karşı kayıtsız kaldığını da gördük. 6-7 Eylül 2007 gecesi Hatay’ın Kırıkhan ve Hassa ilçesi sakinleri ikili kollar halinde alçaktan uçan 6 İsrail savaş uçağının sesleri ile uyanmışlardır. 7 Eylül’de Hassa ve Oğuzeli ilçeleri sınırları içinde, Türkiye-Suriye sınırına yakın bir tarlada, üzerinde İbranice yazılar bulunan iki adet 600 galonluk harici yakıt tankı bulmuşlardır. Suriye, 8 Eylül’de İsrail savaş uçaklarının Suriye’nin El Ebyad bölgesinde alçaktan uçuş yaptıklarını duyurmuştur. İsrail uçaklarının El Kibar bölgesinde Kuzey Kore işbirliği ile yapılan bir nükleer tesisi hedef aldığı da iddia edilmiştir.[1]

AKP Hükümeti’nin bu önemli gelişme ile ilgili tek tepkisi, Dış İşleri Bakanı Ali Babacan’ın “kabul edilemez” sözleri ve İsrail Büyükelçisi’nden bilgi isteneceği yönündeki açıklaması olmuştur. İsrail uçaklarının Türk hava savunma ve radar sistemlerinin çok güçlü olduğu bir bölgede, AKP Hükümeti’nin izni olmadan uçuş yapmaları mümkün görünmemektedir.

 Sonuç olarak şunu söylemek mümkündür. Ne kadar akıl dışı olur ise olsun AKP Hükümetinin Suriye’deki selefi güçlere destek politikası devam etmektedir. Bundan dolayı, Başbakan Erdoğan, yaklaşan seçimleri de göz önünde tutarak, Suriye uçağının düşürülmesine muhtemelen “ilke olarak” onay vermiştir. Öte yandan, Türk Hava Kuvvetleri de Akdeniz üzerinde düşürülen Türk uçağının intikamını alma fırsatını bu şekilde yakalayınca kullanmak konusunda tereddüt etmemiştir. Bu sonuç taktik anlamda bir başarı olarak nitelenebilir ancak stratejik planda Türkiye’nin menfaatlerine olduğunu söylemek mümkün değildir. Türkiye’nin menfaati Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafından terör örgütlerinin değil, aksine kötü de olsa bir rejimin hakim olmasıdır.   
http://www.21yyte.org/ sitesinden 17.06.2016 tarihinde yazdırılmıştır



..