Mağaradaki ordu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mağaradaki ordu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Nisan 2020 Cumartesi

Mağaradaki ordu

Mağaradaki ordu

Dr. Doğu Perinçek

“NATO’ya girmeseydik, Ordu Mağarada kalırdı.”

Silivri’deki en yüksek rütbeli komutanlarımızdan biri söylüyor bunu.
Ordu NATO’da, komutanlar mağarada!
Ve biz mağaramızda, bizi mağaraya tıkan NATO’nun faziletlerini anlatıyoruz!
NATO’nun mağaraya attığı komutan, NATO türkçü!
NATO, komutanın beynini teslim almış.

Ordu Niçin Mağarada?

Çanakkale’de, Sina çöllerinde, Yemen’de, Kafkaslar’da ve İstiklâl Savaşında sabah akşam bulgur çorbasıyla savaşan Ordu NATO’da değildi, savaşıyordu.
Ama NATO’nun çikolatasını ve çilekli dondurmasını yiyen komutan savaşamadı.
Yalnız Mustafa Kemal’in komutanları değil, Türk Ordusu mağaradadır. 

NATO’ya Girdiğimiz için mağaradadır.

Nerde o NATO Silahlarınız?

Sorular Şunlardır:

- NATO’nun verdiği o modern silahlar neye yaradı?
- Atlantik güçleri Türkiye’yi bölüyor, hani nerde o modern silahlarınız?
- Bölücü terör Kandil Dağına yerleştirilmiş, Doğu Akdeniz’e İkinci İsrail koridoru açılıyor, hani nerde o F-16’larınız?
- Tüma Cem Gürdeniz sürekli alarm veriyor, Doğu Akdeniz’i kaybediyoruz, hani nerde o modern firkateynleriniz?
- TSK’nin yüzlerce komutanı esir alındı, tek bir NATO kurşunu bile atamadınız? 
- Cumhuriyet yıkıldı, Ordunun başına çuval ve Türkiye’nin başına türban geçirildi, Türk sözcüğü künyeden siliniyor, bir tane çakar almaz tüfeğiniz bile yok?

Düğmesi bile sizin parmağınızın altında değil

NATO bize patriotlar verdi diyorsunuz ama düğmesi bile sizin parmağınızın altında değil!
NATO silahlarınız pek modern, pek cici, ama vatanınız için kullanamıyorsunuz. O silahların hepsinin namluları Türk milletine ve Türkiye cumhuriyetine dönük.
Bakın artık, Harp Okulu’nda Mustafa Kemal’in numarası okunduğu zaman, hep birlikte “burada” dahi diyemez hale geldiniz! NATO sizin bilincinizdeki ve yüreğinizdeki Mustafa Kemal’e elkoydu, farkında mısınız?

NATO’nun “ Hukuk Devleti ” savaşçıları

Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Amirallere Suikast, 28 Şubat, Casusluk ve Fuhuş: Bu davaların hepsi, aslında Atlantik güçleri ile Türk ordusu arasındaki savaşların adlarıdır. 
Türk Ordusuna kendi ülkesinde yabancı bir devlet tarafından operasyon yapılmıştır ve NATOtürkçü komutanlarımız bu operasyona cevap verememişlerdir. 
Türk Silahlı Kuvvetleri, iki buçuk Fethullahçı tarafından esir alınmıştır. Hem de tek bir kurşun atmadan! Modern silahlarınız var ama, o silahlarla hürriyet de korunamıyor, subay onuru da.
Miralay Reşat Bey, NATO ordusunun subayı değildi, ama savaşıyordu.
Peki bizim balyoz yiyen komutanlarımız, başlarına çuval geçirilen subaylarımız ve komutanlarımız, onlar niçin savaşamıyorlar? 
Yani savaşmaları için onları mağaraya sokmak mı gerekiyor? 
Bari mağarada savaşsalar! Orada da Mr. Kerry’nin himmet edip kendilerini ailelerine kavuşturmaları için dua ediyorlar. 
NATO’nun eline modern silahlar verdiği komutanlarımıza bakıyoruz, o silahların hiçbirini vatan, millet, cumhuriyet ve kendi şerefleri için kullanmadılar. Düşman taarruzuna, “hukuk devleti” tekerlemeleriyle cevap verdi. 
Tarihimizde düşmanın silahlı taarruzuna “insan hakları” laflarıyla cevap veren tek Türk komutanı, NATOtürkçü komutandır.
NATO silah verdi, komutanımızı aldı
NATOtürkçü komutan, NATO’dan aldığı modern silahları, namlusunun ucuna beyaz mendil takıp düşmana sallamak için kullandı. 
NATO’dan talim olarak, ellerini havaya kaldırmayı öğrendi. 
Kendisine serpuş olarak NATO’nun başına geçirdiği çuvalı seçti.
NATO’da, en sonunda, vatan, millet ve cumhuriyet için savaşacak komutanımız kalmadı.
NATO, modern silah vermiş ve bizden komutanımızı almıştır. 
NATO’daki komutan manzarasıdır bunlar! Bir asker için onur kırıcıdır. 
NATO, komutanın Miralay Reşat Bey ruhunu öldürmüştür.
De Gaulle de general
Türk Ordusu NATO’da sürekli dayak yedi ve yemektedir. Türk Ordusu, NATO’da futbol topu gibi sürekli tekmelenmektedir.
“NATO’da bağımsızlığımızı savunamadık” değerlendirmesi, NATO’yu da Türkiye’yi de bilmemek anlamına geliyor. Türkiye, NATO’ya bağımsızlığını savunamasın diye alınmıştır.
Bakınız, De Gaulle de general. Ne diyor:
“NATO aslında bir kandırmaca, Amerika’nın Avrupa’ya elkoymasının bir örtüsü” (Alain Peyrefitte, Cetait de Gaulle, Edition de Fallois, Fyard 1997’den aktaran Ali Rıza Taşdelen, Teori, sayı 256, Mayıs 2011, s.45).
NATO modern silahı vermiş ve komutanı fikren esir almıştır ve artık bedenen de esirdir. İçerdekiler ve dışarıdakiler, hepsi birlikte. Esir olmayan komutan, Mustafa Kemal’in komutanıdır; NATO’ya teslim olmayan komutan!

Sıradaki Balyoz

NATO’nun modern silahları varmış! O modern silahlarla tek bir savaş kazanamadı Atlantikçiler. İşte Vietnam, İşte Laos ve Kamboçya, İşte Küba, Nikaragua ve Venezuela? Ve şimdi Suriye, Afganistan ve hatta Irak?
Savaşları hep Atlantikçiler kaybetti ve kaybediyor. Savaşları hep, silahları çakar almaz olanlar kazandı. 
İstiklal Savaşı ruhu ölmemiştir ve ölmez. Haziran Halk Ayaklanması bunu ispatladı. O ruh, Mustafa Kemal’in askerinde yaşıyor.
NATO’nun balyozları, Türk askerine NATO’ya balyoz indirmeyi öğretmiştir. Şimdi sıra o balyoza geliyor. 

***