Sabahattin Önkibar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sabahattin Önkibar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ekim 2020 Salı

Kürt Melelere İstanbul seçimi için 50 milyon lira dağıtıldı.

Kürt Melelere İstanbul seçimi için 50 milyon lira dağıtıldı.


Sabahattin Önkibar.
19.05.2019 10:55   


Mele ne midir?
Kürtlerin İslami alim ve  önderlere verdikleri addır.
Mesela Mesut Barzani’nin babası olan Türk düşmanı Mustafa Barzani “Mele” diye anılırdı.
Bir dönem Diyanet’ten sorumlu olan imam-hatip kökenli Adalet eski Bakanı Bekir Bozdağ Mele’yi şöyle tanımlar:
“Büyük saygınlığı olan, sözleri insanları durduran ve harekete geçiren alaylı din büyükleri…”
Doğu ve Güneydoğumuzda bunların sayısı hayli fazladır.
     Bunlardan biri olan Abdülsamet Akarsu ile önceki akşam Ankara Yenimahalle’de iftar açtım ki, o iftara beni davet eden muhafazakar bir guruptu.
Abdülsamet Hoca tane tane anlattı:
“-……… Devlet, Melelere, İstanbul seçimi için seferberlik ilan etti.
-Milletvekilleri, valiler ve kaymakamlar bizzat devrede.
-Sözü dinlenen itibarlı Melelere, İslam’ın ve devletin size ihtiyacı var deniliyor.
-İkna edilen Melelere uçak biletleri alınıp, İstanbul’da kiralanan ev ve villalara yerleştiriliyor.
-Nüfus müdürlüklerindeki bilgilere göre Meleler İstanbul’a memleketlere göre dağıtılıyor.
-Seçimde rey kullanmayan namazlı-abdestli Kürt kardeşlerimiz mübarek Ramazan ayı vesile edilerek öncelikle ziyaret edilip AK Parti adına ikna edilmeye çalışılıyor.
-Melelerin mollalığı yani ehemmiyetine göre, ‘Hayır yaparsınız’ denilerek ceplerine büyük miktarda paralar konuluyor.
-Şu ana kadar dağıtılan paranın 50 milyon TL’nin üzerinde olduğunu duydum.
-Şahsıma da böyle bir teklif yapılıp, ‘Hayır işleri yapmanız için 100 bin dolar var’ denilen hediye paketi uzatıldı… Ben, ‘imanımı günlük siyaset ve para için satmam” deyip, reddettim.
-Hükümetin Mele desteği konusunda bölgemizden bir milletvekili aracılığı ile Barzani’den yardım istediğini ve Mesut Barzani Bey’in ‘hay hay’ dediğini işittim…”
Evet, iftar yemeği boyunca bana anlatılanların özeti budur.
Bilahare ertesi gün Abdülsamet Akarsu ismini ve Meleler konusundaki iddiaları, bölge ile irtibatlı  donanımlı birkaç isme sorup, dinlediklerimi dolaylı olarak teyit ettirdim.
Kuşkusuz anlatılanlar iddia kabilindedir ve ispatı mümkün değildir. Ancak AKP iktidarının dindar lakin kızgın  olan Kürt seçmenini sandığa götürmek istediği bütün kamuoyunun malumudur. Dolayısı ile bu dinlediklerim bilinsin istedim.
Yorumu size bırakıyorum.
NOT: Sevgili okurlarımı,  yargı kararı ile toplatılıp daha sonra ceza mahkemesinde “suç unsuru yok” denilip beraat eden “BAHÇELİ VE ÜLKÜCÜLER HAKKINDA HER ŞEY” isimli kitabımdaki sırları ve günlük siyasi gelişmeleri dinlemek için YOUTUBE kanalıma bekliyorum…
Sabahattin Önkibar
Odatv.com


***

2 Ağustos 2018 Perşembe

Palalı direnişçi olsa bunlar olurdu!

Palalı direnişçi olsa bunlar olurdu! 



SABAHATTIN ÖNKIBAR

Mazallah palalı-satırlı o AKP militanı Gezi Parkı direnişçisi olsa ne olurdu biliyor munuz?
- Aydınlık ve bir kaç gazete hariç bütün matbuat tam sayfa palalı resmi ile çıkar ve Gezi Parkı direnişine karşı küfür yarışı başlatırlardı.
- Yandaş haber kanallarında bu konuda her akşam tartışma programları yapılırdı.
- Tayyip Erdoğan elinde pala ve satır fotoğrafı abartısız günlerce mugalata yapardı.
- AKP’li belediyeler “Işte Demokrasimizin katili” diye palalı afişler bastırıp şehirlerini donatırdı.
- Polis o görüntü sonrasında hemen bir örgüt ismi uydurup evlere baskın verip onlarca kişiyi gözaltına alırdı.
- Yargı sadece palalıyı değil, ona o fikri verdi-teşvik etti-örgütledi ve pala ile satırı temin etti gerekçeleri ile onlarca kişiyi tutuklardı!
CHP ile MHP’ye mahalli seçim önerileri
Kılıçdaroğlu-Bahçeli ikilisi ile CHP ve MHP’in şaha kalkması çok zor ancak çıkmayan candan ümit kesilmez misali başka yolu yok, Türkiye’yi kaostan kurtarma ve AKP’yi gönderme zeminini inşa adına Mahalli Genel seçimlerinde yine bu iki partiye destek kaçınılmazdır.
Bize göre mahalli genel seçim sürecinde CHP ile MHP’nin yapması gerekenlerden bir kaçı şudur:
1) Seçim 1989’da Özal’a karşı yapıldığı gibi Tayyip Erdoğan’a karşı referanduma dönüştürmeli ve bütün kampanyayı Erdoğan’ın ceberrutluğu eksenine oturtmalı yani Tayyip Erdoğan birlikte yaşamayı sabote eden ve kargaşa yaratan bir imaj ile özdeşleştirilmelidir.
2) Hem CHP hem MHP, AKP ve PKK dışındaki bütün muhalif unsurlarla lafla değil fiili olarak kolkola girmeli ve herkesin oy verebileceği ortak adaylar istişarelerle belirlenmeli, Belediye Meclis listeleri öyle oluşturulmalı. Mahalli seçimlere parti bayrağı ile değil Milli Cephe anlayışı ile girilmelidir.
3) CHP ve MHP Sadettin Tantan, Aytaç Durak, Ümit Özdağ, Ümit Kocasakal, Uğur Dündar, Ufuk Söylemez, Zekeriya Beyaz, Can Ataklı, Haluk Dural gibi her kesimden oy alabilecek isimleri listelerine taşımalıdır.
4) Seçime kısa bir süre kala AKP’li belediyelerin yaptığı yolsuzluklarla ayırımcılıklar kamuoyu ilgisini çekecek metotlarla ifşa edilmelidir.
5) CHP ile MHP açıktan ilan edemeseler de birbirini güç ve iddia durumlarına göre bölge-bölge destekleyeceği bilinmeli bu şekilde de genel seçim öncesi milli koalisyon modeli inşa edilmelidir.
Yüzde 20 küsur Milli Irade midir?
Mursi’nin Mısır’daki karşılığı yüzde 20 küsurdur ki ilk turda aldığı sonuç ortada yani alaşağı edilen Mübarek’in adamını bile ancak bir puanla geçebilmiş.
Sonrasında yüzde 51 yüzde 49 olması ise zorunlu tercihin sonucu. Buradan hareketle Mursi eşittir Milli Irade ya da Mısır’ın yarısı demek doğru değil zira yapılan Anayasa oylamasına bile halkın ancak yüzde 30’u katılmış.
Türkiye’de de Tayyip Erdoğan Istanbul’a yüzde 20 küsurla Belediye Başkanı seçilmişti.
2002 seçimlerinde ise aldığı oy yüzde 34 ama Parlamentodaki temsili yüzde 67 oldu.
Söyleyin bu tablo ile Tayyip Milli Iradeyi temsil etti denilebilir mi?
Peki ya 2007 ve 2001 sonuçları mı?
Daha önce de yazdık o seçimler Kenan Evren’in referandumu misali güdümlü yani kirlidir zira hatırlayın o süreçlerde taşlar bağlanmış köpekler sürüler halinde salınmıştı, dolayısı ile eşit bir kampanya yapma imkanı yoktu.
Dinle Tayyip’in zabiti!
Genel Yayın Yönetmenimiz Ilker Yücel’in verdiği bilgiye göre Istanbul’da 47. Motorize Piyade Alayının kantinlerinde Atatürk‘ümüze deccal ve şeytan diyen gazeteler bile satılırken Aydınlık’a yasak getirilmiş!
Belli ki bu karar Tayyip’ten terfi ya da taltif bekleyen Vahdettin artığı omuzu kalabalık işbirlikçi bir zabitin eseri!
Kim bu emri verdi bilmem ama her kimse bilsin ki hukuk, tarih ve ahlak önünde bunun hesabını verecek ve atası Vahdettin misali maskesi inip tarihin lanetine muhatap kalacaktır.
Şuraya bakar mısınız, Atatürk’ün Ordusunda Atatürk ve Milli-Üniter devleti için kellesini koyup mücadele veren ve her gün bedeller ödeyen Aydınlık böylesi karanlıklarla yüz yüze!
Ama yılmak yok zira biliyoruz ki aydınlığa en yakın olan zaman dilimi karanlığın en kesif olduğu an yani bugündür!

10. yıl marşına otur, PKK marşına kalk!

Iki fotoğraf:
Birincisi Kırkpınar’dan!
Başpehlivanlık güreşlerinin ödül fon müziği onuncu yıl marşıydı.
Ama heyhaaat AKP’liler bu marş çalınırken proteso için halkın tersine ayağa kalkmadı!
Peki ama neden?
Türklüğe olan düşmanca bakıştan mı?
Öyle ya 10. yıl marşının her şeyi Türk!
Ve bir başka fotoğraf ki merkezinde AKP’nin sakallı mebusu Salih Kapusuz var.
Ve o Kapusuz Türk bayrağının olmadığı ve istiklal marşının okunmadığı PKK bayrakları ile süslü bölücü bir toplantısında PKK marşı çalınırken ayağa fırlayıp düğmesini iliklemiş ki bu iddia şahsıma değil MHP’li Oktay Vural’a aittir ve beyanına göre elinde görüntüler var. Yorum sizindir...

***

12 Kasım 2017 Pazar

Tayyip, Cemaat'i Yenerse bunlar olur!

Tayyip, Cemaat'i Yenerse bunlar olur!



Sabahattin Önkibar

Cemaat gerçek bir örgüt, üstelik poliste elemanları olduğu için silahlı.
Devletin ciğerine oturan kanserli bir ur.
Bu tartışılamaz...
Ancak Tayyip'le Cemaat arasındaki kavgada Tayyip'in yanında saf tutmak büyük gaflettir.
Niçin mi?
Tayyip, Cemaat'e diz çöktürürse onu artık Allah'dan başka kimse durduramaz da ondan!..
Söyleyin Cemaat gibi milyar dolarları, milyon satan gazeteleri, çok izlenen televizyon kanalları, yüzlerce yargıcı, polis müdürü, onlarca valisi ve üst düzey bürokratı olan bir örgüte boyun eğdirecek Tayyip Erdoğan'a bundan böyle kim zerrecik olsun itiraz edebilir?
Cemaat'in yenildiği gün Türkiye Cumhuriyeti'nin adı fiilen Tayyiban Cumhuriyeti olacak!
Dolayısı ile bu kavganın galibi değil, mağlupları olmalı yani ikisi de yenilmelidir.
Doğrudur, Türkiye'nin bekası bağlamında asıl büyük tehdit cemaattir.
Ancak yakın tehdit de Tayyip Erdoğan'dır.
Fethullah Grubu cemaat de, Tayyip Erdoğan Grubu cemaat değil mi?
İmam Hatip dayanışması örgütsel bir tavır değil mi?
Oyuna ve gaza gelmek yok, ikisi ile de mücadeleye devam!
Çete'ye karşı kurulan Tayyip timi!
AKP'nin 320 küsür mebusu var ama Tayyip Erdoğan, Efkan Ala'yı İçişleri Bakanı yaptı niye acaba?
AKP'de bu soruyu soracak bir yürek yok, o zaman ben soruyorum niye?
Niyesi şudur:
Belli ki Tayyip Erdoğan, Efkan Ala'ya o vekillerin tamamından daha fazla güveniyor. Öyle olmasa müsteşarını bakan yapmazdı.
Peki bunun siyasi okuması mı?
Efkan Ala'nın kurulmaya çalışılan operasyon timine komutanlık edeceğidir.
Nitekim bütün kritik merkezlere onun yakın çevresinden atamalar yapılıyor.
Kabinedeki değişikliğe bakın, tamamı Tayyip Erdoğan'ın ağzına bakan isimler.
Sanki Bakanlar Kurulu değil de Fedailer mangası!
İkinci operasyona ne oldu?
Savcı operasyon için hatırlayın sarı zarfları Emniyet'e göndermiş lakin Emniyet bu emri çiğneyerek yargıya meydan okumuştu.
Aradan günler değil haftalar geçti tık yok.
Evet İstanbul'daki ikinci operasyondan söz ediyoruz.
Tayyip bu operasyonu unutturmak için örgüt ve çete mavraları yapıyor ama ortada bir cenaze yani kararı alınıp uygulanmayan bir yargı hükmü var.
Bu soruşturmaya getirilen savcılar bilsinler, bunun bir sorumluluğu var.
Aynı şekilde Başsavcı Çolakkadı bunun altından kalkamaz.
Göz göre göre delil karartılıyor, umursayan yok.
Ama Bilal'i nasıl ifadeye çağıralım demesinler.
Bu ülkede hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Bilal eğer suçlu ise o da bedel öder. Değilse de aklanır..
Çolakkadı göreve..
El Kadı ile Bilal'i İsrail mi buluşturdu?
Hangi taşı kaldırsan Bilal Erdoğan çıkıyor.
Dün sanal medyada bir fotoğraf, Bilal terörist Yasin El Kadı ile aynı masada!
Bu çocuğun böyle bir adamla ne işi olur?
Yoksa bu da mı İsrail tezgahı?
İki ismi AKP'ye komplo kurmak için İsrail mi buluşturdu acaba?
Keza pek çok yolsuzluk iddiasınının merkesinde yine Bilal var.
Var ama ifadesi bile alınamıyor.
Urfa Belediyesi bile çok zenginmiş gibi servet değerindeki arsasını Bilal'in vakfına bağışladı.
Peki Bilal'in soyadı Erdoğan olmasa Fakıbaba yapar mıydı bunu?
Elektrikçi Guvernör niye istifa etmiyor?
Adam ekonomist falan değil, elektrikçi.
ODTÜ'nun elektrik-elektronik bölümünden mezun ama bizden denilip Türkiye gibi bir ülkenin Merkez Bankasına Guvernör yapıldı.
Yapılınca da sadece kendini değil kurumunu rezil etti.
Çıktı ortaya Aralık sonunda dolar 1.920'nin altında olacak dedi.
Peki ne mi oldu?
Dolar dün 2.200'ye dayandı.
Böyle bir tabloda bu adamın hemen istifa etmesi gerekmiyor mu?
Öyle ya onun sözüne inanıp ithalat yapanlar sefilleri oynuyor.
Aynı şekilde dövizle işi olanlar o devlet taahhüdüne inananıp büyük zararlara uğradı.
Ben CHP ile MHP'nin yerinde olsam Merkez Bankasının kapısına dayanır, eylem yapardım.

***

31 Ekim 2017 Salı

Schröder’den sonra Bill Clinton arabulucu!


Schröder’den sonra Bill Clinton arabulucu!


Sabahattin Önkibar: 


​Eski Alman Şansöyle Schröder, Alman devleti adına Tayyip Erdoğan’la gizlice görüştü.
Bu görüşmenin hemen sonrasında ajan ilan edilen Büyükada tutukluları serbest bırakıldı.

Peki, aynı şeyi ABD adına mesela Bill Clinton yaparsa bunlar olur mu?

“-FETÖ tutukluları bırakılır mı?

-Rusya’dan S-400 sisteminden vazgeçilir mi?

-Suriye’de Rusya ve İran’la araya mesafe konulabilir mi?

-Kıbrıs’ta taviz verilebilir mi?”

Sakın ne alakası var demeyin...

Bakın Almanya dayattı ve devletimizi yönetenlerin ajan dedikleri anında serbest kaldı.

Diyeceksiniz ki ama ülke çıkarı bunu gerektiriyordu!

ABD’nin talepleri kabul edilirse ve ona da ülke çıkarı denilirse?

İsrail ve Almanya’ya boyun eğenler, ABD’ye eğmez mi?

AKP, FİLİSTİN'İ GÖMDÜ MÜ?

Sahi Filistinliler öldü ve gömüldü yani artık yaşamıyorlar mı?

Ya da devletlerini kurdular veya İsraillilerle barış mı yaptılar?

Bu soruların cevabı kuvvetli bir hayır ise bizim Filistin bezirgânı iktidar ile İslamcılar aylar ve hatta birkaç yıldır Filistin’i bir kere olsun neden ağzına almaz?

İsrail’i üzmemek ve kızdırmamak için değil mi?

Peki, ne oldu bunların davasına?

Hani Filistin’i savunmak imanı ve İslamı savunmaktı?

RABİA VE BOZKURT!

Peşinen belirteyim bir öğretmenin görev yaptığı okulda parmakla Bozkurt işareti yapması kabul edilemez ve asla onaylamıyoruz.

Ancak dürüst olalım o öğretmen Bozkurt yerine Rabia işareti yapsaydı kovulur muydu?

Kovulmazdı.

Bozkurt işaretini yapan kovuldu ise bu çifte standarttır.

Sakın ikisi aynı şey değil demeyin.

Tersine Rabia işareti siyasal İslamın sembolüyken, Bozkurt tam tersine Atatürk’ün Türk parasına bile koydurduğu Türk milletinin binlerce yılık milli figürüdür.

UYUM YASALARIYLA DİZAYN!

Anayasa’ya göre Başkanlık –Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş bağlamında referandumdan sonraki 6 ay içinde uyum yasalarının çıkması gerekirdi.

Anayasa bir kere daha çiğnendi ve o yasalar süre dolmasına rağmen hâlâ çıkarılmadı neden?

Belli ki uyum yasaları siyasi mühendisliğe vasıta yapılacak.

Seçim barajından, ittifak kurma ve adaylıklara kadar pek çok hususu kapsayacak bu düzenlemeyle birilerine kapan kurulacak dikkat!

BEN BU TGB’Yİ ÇOK SEVİYORUM!

Bu TGB’liler kimileri gibi hamaset taciri değil.

Allah ve din ticareti yapmıyor.

Milliyetçisi-devimcisi vatanseverlikte kol kolalar.

Antiemperyalizm, Atatürk, Cumhuriyet ve laiklik diyorlar ki 29 Ekim Bayramımız bağlamında Samsun’dan başlattıkları kutlu yürüyüş sürüyor.

TGB’li yiğitler yarın Ankara’da önce eski TBMM binası, akabinde Anıtkabir’de olacaklar ve Türk Gençliğinin Atası ile devrimlerine bağlılığını haykıracaklar.

Ben bu TGB’lileri çok seviyorum çünkü yarınımızın teminatlarıdır...

***

28 Eylül 2017 Perşembe

CIA, Tayyip Erdoğan’a ' Seni Öldürürüm ' dedi!


CIA, Tayyip Erdoğan’a ' Seni Öldürürüm ' dedi!


Sabahattin Önkibar
Aydınlık Gazetesi, 
21.12.2016 


Bir: Kesin olan bir şey var ki o da Failin FETÖ’cü Hipnotize edilmiş bir Haşhaşinin olmasıdır.
İki: Rus Büyükelçisi'ni vur emrini veren tartışmasız olarak  Fetullah Gülen’dir, zira onun emri olmaksızın hiçbir haşhaşi veya şakirt böyle bir çılgınlığa kalkışamaz. 
Üç: Fetullah gibi her şeyini kaybetmiş biri bile cezaevindekilerin hatırına çok mecbur kalmasa bu emri vermez.
Dört: Fetullah’ı mecbur eden irade, Uşaklığını yaptığı CIA’nın kesin emridir.
Beş: Evet CIA Emretti, Fetullah Öldürtmüştür.
Altı: CIA, Fetullah’dan katilin özellikle polis olmasını istemiştir.
Yedi: Amacı Tayyip Erdoğan’a Mafyatik mesajdır.
Sekiz: CIA, Erdoğan’a seni o Rus elçisi metoduyla öldürürüm demektedir.
Dokuz: Rus Elçisi'ni öldüren polis Tayyip Erdoğan’ın son dönem koruma grubundan.
On: CIA,Tayyip Erdoğan’a polis ve asker içinde bunun gibiler elimde yüzlercesi var ve seni istediğim an yok ederim diyor.
On Bir: CIA, Tayyip Erdoğan’a, ölmek istemiyorsan, Suriye ve Halep konusunda Rusya ile anlaşma, Suriye’de YPG’ye itiraz etme, PKK ile mücadeleyi bırak ve yeni bir  süreç başlat, FETÖ’cülar ile uzlaş ve affet diyor.
On İki: Hayır bu suikastın Türk-Rus ilişkilerini sabote amacı olamaz zira ne Rusya’yı ne de Türkiye’yi yönetenler o kadar salak değil ki bunu CIA da biliyor.
On Üç: Suikastte güvensizlik iklimini yaratmak bir başka amaçtır ki hedeflenen Türkiye’yi dünyadan tecrit edip ekonomik çöküşü hazırlamaktır.
On Dört: Ancak katilin polisten seçilmesi Erdoğan’a mesaj   ihtimalini  öne   çıkarıyor.
On Beş: Tayyip Erdoğan namlunun ucundadır ve öldürülüp iç savaş çıkarılmak isteniyor.
On Altı: Erdoğan kazara tehdide boyun eğip geri adım atarsa sarı öküzü verir ve sonunu o dakika hazırlar.
On Yedi: CIA, eğer bu şekilde tehdide mecbur kaldı ise belli ki zordadır.
On Sekiz: Türkiye artık hiç düşünmeden ABD’ye somut karşılıklar vermeli. Mesela Diyarbakır ve hatta İncirlik üslerinin faaliyetlerine en azından geçici olarak sonlandırmalı.
On Dokuz: Buna ilaveten yapılan suikastın amacı bizim yazdığımız gibi tane tane bütün dünya’ya gerekçelerle beraber açıklanmalıdır.
Yirmi: Hadise büyük resimde tartışmasız olarak ABD’nin Türkiye’ye açıktan savaş ilanıdır.
Yirmi Bir: ABD’ye eğer kaybedecekleri fiili olarak hatırlatılmazsa CIA frene basmayacak ve iç savaş çıkarmak için benzer çabalarını sürdürecektir.
Yirmi İki: “Siyasetten çekildim” deyip her alanda kendini medyanın gözüne sokup ismini diri tutan Abdullah Gül’e çok dikkat edilmelidir zira ABD’nin projesi 
        Tayyip Erdoğan’ı yok edip onu oturtmaktır ki böyle bir şey Allah korusun o dakika Türkiye’nin manda idaresine girmesi demektir.
Yirmi Üç: Savaştayız ve savaş kuralları uygulanmalıdır.
Yirmi Dört: Türkiye 1923’ten bu güne kadar hiç bu kadar büyük bir tehditle yüz yüze gelmedi.
Yirmi Beş: Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!


https://www.aydinlik.com.tr/kose-yazilari/sabahattin-onkibar/2016-aralik/cia-tayyip-erdogan-a-seni-oldururum-dedi

****