Sarıkamış - Sibirya Belgeliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sarıkamış - Sibirya Belgeliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ocak 2016 Pazar

Tarihçe 1914- 1923 Sarıkamış - Sibirya Belgeliği





Sarıkamış - Sibirya Belgeliği


Tarihçe 1914- 1923


1914

28 Haziran; Avusturya veliaht prensi ve karısı öldürüldü.

27 Temmuz; Sırbistan'a resmen savaş açan Avusturya, ertesi gün Belgrad'ı bombaladı.

10 Ağustos; Alman muhripleri "Goeben" ve "Breslau" Marmara girdi. İtilaf Devletleri'nin protestosu üzerine, bu Alman muhripleri Osmanlı Devleti'ne satılmış gibi gösterildi ve "Goeben"e "Yavuz", "Breslau"ya ise "Midili" adı verildi.

29-30 Ekim; "Yavuz" Karadeniz'e geçerek Odessa ve öteki Rus limanlarını bombaladı.

1 Kasım; Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş açtılar.

5 Kasım; İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti'ne savaş açtılar.

6-7 Kasım; Enver Paşa yine büyük bir hata yapmıştı! Donanma'nın kuralları gereği askeri personel taşıyan yük gemilerine olası düşman saldırısına karşı mutlaka bir, hatta birkaç savaş gemisi eşlik ederdi. Ancak Enver Paşa'nın ani kararıyla 6 Kasım 1914'te İstanbul Boğazı'ndan demir alan bu 3 kuru yük gemisine hiçbir savaş gemisi koruma yapmıyordu. Söz konusu 3 gemi Zonguldak açıklarına geldiklerinde karşılarında dev gibi Rus savaş gemilerini buldu. Ruslar Zonguldak'taki kömür madenlerini bombalamış, üslerine dönüyorlardı. Ruslar kucaklarına düşen bu 3 yük gemisine Kandilli-Ereğli açıklarında ateş açtı. 7 Kasım 1914 sabahı saat 7.45'te 3 yük gemimiz içindeki 3 bin asker ve Sarıkamış'a götürülen malzemelerle birlikte çok kısa süre içinde denize gömüldü.

22 Aralık; Sarıkamış Harekatı başladı. 9. 10. kolordular Oltu ve Bardız yönünde ilerleyerek Ruslara büyük kayıplar verdiler.

25 Aralık; Göle'ye girildi.

26 Aralık gecesi Ruslar esir aldıkları 28. Tümen'in kurmay başkanının üzerinden çıkan emirlerden Türk Harekatı hakkında gereken bilgiye ulaştı ve buna uygun tahkimat yaptı. Doç.Dr. Seçuk Ural, Sarıkamış Şehitler 2008
28 Aralık; 10. Kolordu cepheye ulaştığında artık yapacak bir şey kalmamıştı. 9. ve 10. Kolorduların 29 Aralık'taki taarruzu  cephede yaşanan son Türk taarruzudur. Doç.Dr. Seçuk Ural, Sarıkamış Şehitleri 2008

29 Aralık; mevzii taarruz yapıyorduk. Elimize geçen  beş-on neferi hücuma kaldırıyorduk. Ruslar mukavemet ediyor, top mermilerini ormanın içine savurup duruyorlardı. Bu esnada yakınımızdaki bir neferin bacağının obus parçasıyla ağır surette yaralandığını gördüm. Hava o kadar soğuktu ki hiçbir cerrahi aleti tutarak müdahale yapmak mümkün değildi. Koştum hemen sardım, nakledecek vasıtam olmadığı için neferi olduğu yerde bıraktım. Tesadüfen oradan geçen Hafız Hakkı paşaya hitaben: "Bu neferin yarası ve hali çok ağırdır, geriye gönderecek bir vasıtam yoktur, ne yapayım" dedim. Cevap olarak  "Şimdi Sarıkamış'ı alırız. En yakın yer orasıdır" dedi. Görünüşe göre; -25 derecede, çaresizlik içinde olan bir hekimin, bir kolordu komutanına yaptığı konuşma, askeri teamülleri aşmaktadır, fakat ordu komutanının verdiği cevapta ise hiçbir mantık yoktur. 1914 SARIKAMIŞ DRAMI SIRASINDA ŞEHİT OLAN 165 SAĞLIK PERSONELİNİN ANISINA  Prof.Dr. Bingür Sönmez

29 Aralık; Sarıkamış'a küçük bir güç girdi. Ama bu üstünlük bir iki saat sürdü. Rus Türkistan Kolordusu komutanı Yudeniç'in karşı saldırısı sonunda 9. Kolordu çekilmeye bile olanak bulamadan teslim oldu.

30 Aralık'ta üstünlük Rus tarafına geçtiğinde av avcı olmuştur. Doç.Dr. Seçuk Ural, Sarıkamış Şehitleri 2008

1915

4 Ocak; Erzincanlı Topçu Mülazım Ahmet Kahraman Sarıkamış'ta esir düştü.

5 Ocak; Enver Paşa 10. ve 11. kolordulardan arta kalan güçlerle Baldız'a çekildi. Enver Paşa durumun iyice kötüye gittiğini görünce, ‘Ben İstanbul’a dönüyorum’ diyerek cepheden ayrıldı. Bardız’dan Erzurum’a kızakla dönerken bir Rus karakol birliği ile karşılaştı. Ancak Rus askerleri karşılaştıkları kişinin Enver Paşa olduğunu farketmedi. Paşa, Erzurum’dan otomobille Refahiye - Suşehri üzerinden İstanbul’a ulaştı.

7 Ocak; Ziya Yergök anılarında Rusların esirlere karşı davranışların da: "Voyenni Gorodok'a ilk geldiğimiz sıralarda en soğuk mevsim olan ocak 1915'in son günleri idi. Sabahları eksi 40 derece soğukta dışarıda ayakta tutar, yoklama yapar, kimlik yazarlardı. İnce bir kaput ve bize uygun giyimlerimiz şiddetli soğukta titrememize sebep olur, burnumuzu, kulaklarımızı üşütmemek için onları ellerimizle kapatmak zorunda kalırdık. Soğuk ciğerlerimize işlediği için hastalanıp ölenler çok oldu. Birçoğumuzun basuru depreşti.
Rütbe farkı maaşta ve ikametgahta göz önüne alınır, başka hususlarda erlerle rütbeliler eşit muamele görürlerdi. Rus subay ve erlerine birazcık itiraz büyük bir hakaretle karşılık görür, dipçik ve kırbaç dayağı zerrece itiraz etmemize, soğukta çektirilen azaplara katlanmamıza sebep olurdu."

15 Ocak; ..." Sarıkamış'ta felakete uğrayanlarla ilk defa buralarda karşılaştık. Özellikle Erzincan'dan sonra, yollarda hasta, yaralı binlerce asker perişan, bitkin gerilere gitmeye çalışıyordu. Yol kenarlarında gördüğümüz cesetlerden üzüntü ve heyecan duymamak mümkün olmuyordu. Başıboş bırakılan bu sefil insanlarla konuştuğumuz vakit hepsi ağız birliği etmiş gibi Allahüekber dağlarından, Sarıkamış ormanlarından söz açıyorlarsa da henüz gerçeğin ne olduğunu anlayamıyorduk, daha doğrusu anlamak istemiyorduk… Faik TONGUÇ’un Birinci Dünya Savaşında Bir yedek subayın anıları

17 Şubat; İd kasabasında hastane açıldığını duydum ve yakın olduğu için gidip görmek ve arkadaşlarımla görüşmek istedim. Havanın soğuk ve her tarafın don olduğu bir günde hastanenin kapısı önünde büyük bir furgun arabası içinde birbiri üstüne yığılmış bir sürü cenaze gördüm ve şaşırdım kaldım. Hastanedeki doktorlar çaresizlik içindeydiler, her taraf buzdan taş kesildiğinden, mezar kazdırıp ölüleri (şehitleri) defnetmek mümkün olmamıştı. 1914 SARIKAMIŞ DRAMI SIRASINDA ŞEHİT OLAN 165 SAĞLIK PERSONELİNİN ANISINA  Prof.Dr. Bingür Sönmez

20 Nisan; Van şehir içinde Ermeni ayaklanması.

1916

Temmuz; Rusların Gümüşhane ve Erzincan’ı işgali. Ruslarla Doğu Anadolu’da sürdürülen savaşta Ermeni çeteler Rus ordusunun yanında yer aldı ve Osmanlı yönetimine karşı silahlı ayaklanma başlattı, sivil halkı hedef alan saldırılara girişti.

1917

Şubat; ekmek kıtlığı, grevler, lokavtlar ve gösteriler herkesin Rusya'nın anarşi uçurumunun kenarında olduğunu düşünmesine yol açıyordu.

7 Ekim; Vladimir Ilyich Lenin başkanlığındaki bolşevikler, hükümeti ve  meclisi lağv ettiler.

1918

12 Şubat; Doğu Anadolu’da ordunun ilerlemesi. Rusların işgal bölgelerinden çekilmeleri.

13 Şubat; Erzincan'ın kurtuluşu
3 Mart; Lenin, biraz soluk alabilmek için İtilaf devletlerinin baskısına rağmen, Almanya ile barış görüşmeleri yaptı. Bazı bolşeviklerin ve sol sosyalist devrimcilerinin muhalefetine rağmen, Baltık bölgesi, Polonya, Ukrayna ve Kafkaslar'dan çekilmeyi öngören Brest-Litovsk Antlaşmasını imzaladı.
Temmuz; Nikola ve ailesi önce Sibirya'ya sonra da Ural dağları bölgesine gönderildi. Sürekli ev hapsinde tutuluyorlardı. Tahtı bırakmasından sonra Çar hep baskı altındaydı. Ailesinin güvenliği de tehlikedeydi. 1918 Temmuzunda bir emir geldi ve Nikola ailesi ile birlikte idam edildi.

4 Temmuz; VI. Mehmet Vahdeddin tahta geçti.

6 Ekim; Ziya Yergök'ün Sibirya'daki esir kampından kaçışı: "Sabah güneşi doğmadan bir saat önce herkes uykuda iken ordugahtan dışarı çıktık. Hendeklerden, çukurlardan faydalanarak surdan uzaklaştık. Başımızda Rusların kürklü şapkası, sırtımızda sivil elbise olduğu için esir olduğumuz anlaşılmıyordu. Yalnız kollarımızda "Harp esiri" işareti kalmıştı. Bunları da Yenisey nehri kenarına geldiğimiz zaman kopardık, birer taşa bağlayarak suya attık. Bu işi daha önce yapamazdık. Çünkü ordugah yakınında bu işaret olmaksızın yakalansak cezamız iki kat olması gerekirdi. İşaretli kolla yakalanırsak sadece ordugahtan firar cezası görürdük."

30 Ekim; Mondros Mütarekesi İtilaf Devletleri'ne Boğazlar'a girme, gerekli gördükleri stratejik yerleri işgal etme, Osmanlı liman ve demiryollarını kullanma olanağını verdi. Ayrıca Osmanlı Devleti askerlerinin hepsini terhis edecek, Arabistan, Suriye ve Irak'taki birlikler de İtilaf kuvvetlerine teslim olacaktı.

2 Kasım; İttihat ve Teraki hükümetinin önde gelen adları Enver, Talat ve Cemal paşalar, bir Alman gemisiyle yurtdışına kaçtılar.

1919

6 Mayıs; Paris Barış Konferansı'nda, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali kabul edildi.

9 Mayıs; Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Müfettişi resmi sıfatıyla Samsun'a doğru yola çıktı.

28 Haziran; İtilaf Devletleri Almanya ile Versailles Antlaşması’nı imzaladı.

1920

23 Nisan; Mustafa Kemal TBMM olarak adlandırdığı bu meclisin üzerinde hiçbir güç tanımadığını açıklayarak meclisin yasama ve yürütme erklerini kendisin de topladığını duyurdu.
29 Ağustos;   Sibirya'daki esir kampından 6 Ekim 1918 tarihinde kaçan 83. Alay Komutanı Ziya Yergök; Çin Türkistan'ı, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Hazar Denizi, Azerbaycan, ve Gürcistan üzerinden Trabzon'a vardı.

12/12 Eylül; Doğu Cephesi'nde Ermenilere karşı Kuvayı Milliye birlikleri taarruza geçti ve Ermeni alayı dağıldı.

12 Kasım; Kuvayı Milliye birliklerinin ileri harekatı karşısında Ermeniler Iğdır'ı boşaltarak Aras'ın kuzeyine çekildi.

1921

5 Aralık; Erzincanlı Topçu Mülazım Ahmet Kahraman Sibirya'daki esir kampından 1917-1918 yıllarında kaçtı; arkadaşları bir süre sonra vazgeçtiler, zorlu yolculuğu Türklerin yaşadığı bölgelere kadar yürüyerek yalnız sürdürdü. Doğu Türkistan,Taşkent, Semerkant, Buhara şehirlerinden geçerek Batum'dan Trabzon'a geldi, rahatsızlığı nedeniyle üç ay tebdil hava ile Erzincan'a gönderildi.

1922

4 Ağustos; Enver Paşa Tacikistan'da, Belçivan yakınlarında bir çarpışmada mitralyöz kurşunlarıyla öldürüldü ve Çeğen köyüne defnedildi.

9 Eylül; İzmir, ardından da Bursa Yunanlılardan geri alındı.

1923

24 Temmuz; Lozan antlaşması Kurtuluş Savaşı'yla savunulan sınırlar içinde Türkiye'nin bağımsızlığını onayladı.

29 Ekim; Cumhuriyetin kabulü.



http://mimoza.marmara.edu.tr/~avni/esaret/tarihce.htm


..