9 Ekim 2015 Cuma

ADD Nereye?




ADD Nereye?




ADD Konya İl Sekreteri Samet Bapoğlu ADD Tüzük Kurultayı’nın iptali için mahkemeye başvurdu.

Atatürkçü Düşünce Derneği


 İşte başvuru dilekçesi:

Tüzük Kurultayı Dernekler Kanunu’na ve Dernek Tüzüğü’ne aykırıdır
Genel Kurul kararlarını iptal dâvası
Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Hakimliği’ne Sunulmak Üzere
İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Hakimliği’ne,



-İhtiyatî Tedbir İstemlidir-

Davacılar:

1. İlyas EROL
2. Samet BAPOĞLU


Davalı:

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanlığı
T. Konusu:
Atatürkçü Düşünce Derneği’nin 21 Mart 2004 günlü Olağanüstü Genel Kurulu’nda alınan kararların İPTALİ dileğidir ve ihtiyatî tedbir istemlidir.
Olaylar:

1. Biz dâvacılar, İlyas EROL Atatürkçü Düşünce Derneği’nin İstanbul Maltepe Şubesi üyesi, Samet BAPOĞLU da 101887 no.lu üyesi ve Konya Şubesi sekreteriyim. Ayrıca, Şubelerimiz Genel Kurulu’nda seçilerek görevlendirilen Genel Merkez Genel Kurul delegesiyiz.
2. Bu görevimiz gereği katıldığımız 21 Mart 2004 günlü, tüzük değişikliği amaçlı, Olağanüstü Genel Kurul’un oluşumu ve çalışmaları aşağıda sunacağım nedenlerle Medeni Kanun ile Dernekler Kanunu’na ve Derneğimiz Tüzüğü’ne aykırı olduğundan iptali istemiyle bu dâvamı açıyor, sorunu takdirlerinize sunuyoruz. Hukuksuzlukları önlemek hem uygar yurttaşlığın gereği, hem de güçlü ve saygın olmasını, bu niteliklerini daha da artırmasını istediğimiz Derneğimize bağlılığımızın gereğidir. Hukukun üstünlüğüne dayalı Cumhuriyetimizin onurlu yargısının aykırılıklara geçit vermeyeceği inancı ve yanlışlıkların düzeltileceği umuduyla başvuruyoruz.


Ahmet Saltık, İşçi Partisi Genel Sekreteri Mehmet Bedri Gültekin ile birlikte


Atatürkçü gençlerin konuşmasına bile katlanamayanlar, Maocularla birlikte etkinlik düzenlemekten çekinmiyor. Fotoğrafta Ahmet Saltık, İşçi Partisi Genel Sekreteri Mehmet Bedri Gültekin ile birlikte düzenledikleri Ulusal Birlik Kongresi’nde yanyana otururken görülüyor. Bilindiği gibi ADD tarafından düzenlenen Kongre’ye ADD şubeleri davet edilmemişti



3. Ekli olarak sunduğumuz Tüzüğü’nde kuruluş nedeni, amacı ve çalışma usulleriyle öbür gerekleri belirtilen Derneğimizin 1989 yılında kurulmuş, daha sonra üç kez yapılan Tüzük değişikliği ile çalışmalarını yürütmüştür. Bu yıl toplanan Olağanüstü Genel Kurul’da yeni Tüzük değişiklikleri yöneticilerimizin görüşlerine uygun biçimde gündeme getirilmiştir.
Biz de, Derneğine bağlı, yöneticilerine güvenen bir delege olarak toplantıya katılarak görevimizi gereken özenle yapmak istedik. Ancak şimdi sıralayacağım aykırılıklarla karşılaştık. Bunların giderilmesini isteyen konuşmamız Divan Başkanı tarafından engellendi. Toplantıdan sonra da Sayın Genel Başkan bu iyi niyetli ve hukuka saygıya çağıran çabamızı “.. gerginlik yaratıcı ve engelleyici..” olarak niteledi (Türksolu Gazetesi. 5/4/2004, sayı 53, sayfa 24, sütun 1). Kendi düşünce ve amaçlarına uygun olmayan görüşleri engelleyip Derneğimize yaraşmayan bir görüntüye neden olan kendileridir. Demokratik bir hak olan konuşmayı kesmek, önergeyi almamak hukuka uygun bir davranış olamaz.
A. Olağanüstü Genel Kurul iki olağan genel kurul arasında yapılan bir toplantı olduğundan yeni olağan genel kurula katılacak delegeler buna katılamaz. Bu toplantıya 1/2 Haziran 2002 tarihlerinde toplanan Olağan Genel Kurul’a katılan delegeler katılabilir. Bu husustaki itirazımız dikkate alınmamıştır. Yeni seçilen delegeler toplanacak yeni Olağan Genel Kurul’la göreve başlarlar ve bir sonraki genel kurula kadar görev yaparak, arada ne kadar olağanüstü genel kurul olursa onlara da girerler. Bizlerden İlyas Erol ÖNCEKİ Genel Kurul’a katılan, Samet Bapoğlu da yeni delegedir. Dâvamızın sağlıklılığı için birlikte başvuruyoruz. Bu konuda önceki Genel Başkanımızın itirazı dikkate alınmamıştır.


Ahmet Saltık ve Mustafa Güner’den Samet Bapoğlu’nu linç kampanyası
ADD Tüzük Kurultayı’nın ardındaki karanlık ilişkiler aydınlanmaya başladı. Bilindiği gibi Tüzük Kurultayı’nda Kocaeli Şube Başkanı Mustafa Güner Divan üyesiydi. Normalde, divanın tarafsız olması gerekir. Ancak Divan, tarafsız olmanın ötesinde mevcut yönetimin militanı gibi davranmıştır. Bunu ispatlayan bir belgeyi burada
yayınlıyoruz.
O gün Divan üyesi olan Mustafa Güner ADD Konya örgütüne bir faks gönderiyor. Faks’ta Konya İl Sekreteri Samet Bapoğlu’na ve önceki Genel Başkan Halil İbrahim Şahin’e hakaretler sıralanıyor.
O gün o Divan’da hatırlanacağı gibi Konya İl Sekreteri konuşturulmamış, önergesi yırtılmıştı.
Yazıdan açıkça görüldüğü üzere Mustafa Güner, olayda tarafsız değildir, dolayısıyla divanın da tarafsız olmadığı açıktır. Kaldı ki Divan üyesi’nin ADD Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Saltık ile birlikte hareket ettiği de ortadadır.
Görüldüğü gibi hakret dolu yazı, Mustafa Güner ve Ahmet Saltık’ın ortak imzasını taşımaktadır.
O zaman biz soralım, bu olayda, Ahmet Saltık mı yönlendiricidir, yoksa Mustafa Güner mi? Eğer Mustafa Güner’se, Divan tarafsızlığını yitirmiştir, yok eğer Ahmet Saltık’sa Divan, Yönetim’in yönlendirmesi altında görev yapmıştır.
Tüm ADD Yöneticilerine, üyelerine, şubelere soruyoruz; bu nasıl kongredir, bu nasıl yönetimdir, bu nasıl divandır?
Koltuklarını bırakmak istemeyenler, anlaşılan o ki, ancak Komünist Partilerde görülen bir kumpas kurmuşlardır, yapılan kongre göstermeliktir.
Maocu Parti’yle birlikte hareket edince bu doğal olmaktadır demek ki!...


İşte utanç belgesi!











İşte utanç belgesi

ADD Konya Şubesi Başkanlığı,
Sayın Başkan;

21 Mart 2004 tarihinde Ankara Ticaret Odası’nda yapılan Atatürkçü Düşünce Derneği Tüzük Kurultayı’nda şubeniz sekreteri olduğunu söyleyen gencin, kurultay süresi boyunca Eski ADD Başkanı Halil İbrahim Şahin’in tam bir KUKLASI olduğunu gördüm. Özellikle Halil İbrahim Şahin’in kurultayı provoke etmek için getirdiği, ADD üyesi dahi olmayan üç beş serseri ile birlikte hareket etmesi tam bir piyon görevi üstlenmesi, şubenizin sekreterliğini yapan bu gencin nasıl Atatürkçü Genç olduğunu çok merak ediyorum. Daha konuşmasını bile beceremeyen, başladığı her sözü “Yahu” ile başlayıp “Yahu” ile bitiren bu genç, şayet ADD adına diğer sivil toplum örgütlerine de gönderiliyor ise, gittiği yerlerde ADD’ni nasıl temsil ettiğini çok merak ediyorum.

Sayın Başkan;
Atatürk’ün gençleri böyle değildir. Atatürk bu ülkeyi gençlere emanet ederken onların bir KUKLA, bir PİYON olması için emanet etmemiştir. Bu genç, “Sağlam karakterli” bir Atatürk Genç’i olmayı benimsemek yerine ne yazık ki başkalarının “PİYON”u olmayı kendisine daha uygun görmektedir. ADD büyük bir örgüttür. Bu tipler ADD’nin yapısına her zaman zarar vermektedirler. Bu tür kişilere fırsat verilmemesi tüm Atatürkçülerin başta gelen görevidir.

Konuya duyarlı bir başkan olduğunuz düşüncesi içinde olduğumu belirtir, bilgilerinizi rica ederim.
Saygılarımla,

ADD Kocaeli Şube Başkanı
Mustafa Güner
Aynen katılıyorum.
Prof. Dr. Ahmet Saltık
ADD GYK Üyesi




BAPOĞLU’NDAN 30 MİLYARLIK TAZMİNAT DAVASI

Yazı hakkında görüşüne başvurduğumuz Samet Bapoğlu, Ahmet Saltık hakkında 20 milyar, Mustafa Göner hakkında ise 10 milyar liralık tazminat davası açmaları için hukuk danışmanlarını görevlendirdiğini, bununla da yetinmeyerek aynı zamanda bu şahısların hapisle cezalandırılmaları için de başvuru yapılacağını açıkladı.


B. 2001 yılı başında yürürlüğe giren 4727 sayılı Medeni Kanun’un 78. maddesinin ikinci fırkasına göre, Tüzük değişiklikleri Dernek üyelerinin Genel Kurula girme hakkı bulunanların salt çoğunluğunun 2/3 oyuyla gerçekleşebilir. 21 Mart 2004 toplantısı ikinci (ertelenen) toplantı olsa bile çoğunluk sağlanamayan ilk toplantının yapılamadığına ilişkin tutanakta böyle bir çoğunluk arandığı açıklığı yoktur. Yani 2/3 zorunluluğu gözetilmeden toplantı düzenlenmiştir. Ayrıca, Dernek Tüzüğümüzün 26. maddesi katılanların 2/3 oyunu ararken, toplantıya katılanları belli eden Hazırun Cetveli’ndeki imzaların 2/3’ü değil, içerde bulunanların 2/3’ü gözetilerek karalar alınmış, buna da uyulmamıştır. Yukarıda ek olarak sunduğumuz gazetedeki Genel Başkan açıklamasında verilen sayılar bu gerçeği göstermektedir. Bu nedenle alınan kararlar hem Medeni Kanun’un 78. maddesine, hem bu yolla Dernekler Kanunu’nun 93. maddesine aykırıdır. Genel Kurul çoğunluğu için gözetilecek üyelerin listeyi imzalayanlar, katılanlar olduğu Dernekler Kanunu’nun 23. ve 24. maddelerinde belirtilmiştir.

C. Dernekler federatif bir yapıda değildir. Üyeleri dernekler, tüzelkişilikler değil gerçek kişiler, bireylerdir. Bu nedenle Şubelerin ödenti yükümlülüğü yoktur. Şubeler yoluyla üye olan bireylerin ödenti (aidat) yükümlülüğü vardır. Oysa bu Genel Kurul’da Şubelerin üye gibi ödenti vermeleri karara bağlanmıştır. Bu da yanlıştır. Şubeler üyelerinden aldıkları ödentilerden Tüzük uyarınca Genel Merkez payına düşeni Genel Merkez’e aktarmakla, göndermekle görevlidir. Şubelerin ödenti vermesini gerektirecek Tüzük değişikliği hukuksal yönden Dernekler Kanunu’na aykırıdır. Genel Merkez’e, derneğimize, dernekler üye olursa ödenti verirler. Kanun değişikliği bu olanağı getirdi. Ancak Atatürkçü Düşünce Derneği’nde üye olan tüzel kişilik yoktur. Şubeler, Genel Merkez’in üyesi değil, adı üstünde şubesidir. Ödenti verecek olan üyelerdir.
D. Derneğimizde “Bölge” adıyla bir organ yoktur. Tüzüğün 10. maddesinde sayılan organlar içinde böyle bir organ bulunmamaktadır. Buna karşın kimilerine ünvan vermek anlamında bir “Bölge Başkanlığı” oluşturulmuştur. Bu da Yasa’ya ve Tüzüğe aykırıdır. Şube Başkanının üzerinde Bölge Başkanı olamaz. Şube Başkanlığının üzerinde Genel Merkez’de Genel Başkanlık vardır. Geçici Genel Kurul Başkanlıkları, Komisyon başkanlıkları yanında sürekli organ başkanlıklarını Tüzük Denetleme ve Yüksek Disiplin Kurulu olarak sınırlamış ve saymıştır.
E. Olağanüstü Genel Kurul’un asıl Tüzüğün 17. maddesinin son fıkrasındaki bir dönem ara verme zorunluluğunu kaldırıp görevi sürdürmek için yapıldığı, öbür maddelerin bu amacı gizlemeye yönelik olduğu anlaşılmıştır. Bu durum bizim delege olarak iddialarımızı doğrulamıştır. Daha önce şimdiki yöneticilerin de imzalı önergeleri üzerine tartışılarak kabul edilen, gençleşmeyi, yenilenmeyi ve güçlenmeyi amaç edinen kural şimdi aykırılıklarla yürütülen olağanüstü Genel Kurul’da değiştirilmiştir. Bu konudaki karar kanun gereği Genel Kurul’un takdirindedir. Şöyle ya da böyle olabilir. Ancak yukardan beri sunmaya çalıştığım nedenlerle karar hukuka aykırı biçimde alınmıştır. Etik yönü uygun değildir. Buna rağmen Kanun’a uygun biçimde kabul edilebilirdi. Fakat böyle olmamış, toplantıya katılmaması gereken üyelerle, yetersiz çoğunlukla, itirazlara karşın değişti sayılmıştır.
F. Ayrıntısı tutanaklarla yazılı, olağanüstü toplantıda alınan öbür kararlar da aynı nedenlerle geçersiz durumdadır. Bunları belirtme çalışmamızı bizim konuşmamızı engelleyerek yararsız kıldılar. Kimseyle görüşmeden, kimsenin etkisinde kalmadan, tümüyle yansız ve yararlı olma amaçlı çabamız durduruldu, itirazımız dinlenmedi. Bu nedenle Medeni Kanun’un özellikle 81. maddesindeki “Şu kadar ki tüzük değişikliği kararları ancak toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğuyla alınabilir..” açıklığına ve 83. maddenin öngördüğü dava hakkıma dayanarak Mahkemenize başvuruyoruz. Süresi içinde açtığımız bu davanın ilgili kuruluş ve kişilere örnek olacağını umuyoruz. Hukuka uygun, düzenli çalışmadan kimse ayrılmamalıdır. Mahkemelerin iş yükü, davaların aldığı zaman gözetilirse davanın sonuçlanması Haziran 2004 başında toplanacak Olağan Genel Kurul’a yetişmeyeceğinden sakıncalı değişiklik uygulanarak bu Genel Kurul da geçersiz duruma düşebilir. Bu nedenle Tüzük değişikliği kararlarının durdurulması için İHTİYATİ TEDBİR KARARI verilmesini de özellikle dilemekteyiz. Kişisel hiçbir amacımız, beklentimiz vs. yoktur. Tamamen Derneğimizin adına, onuruna uygun bir durumun sağlanmasını, hukuka aykırılıkların önlenmesini isteyerek dava açıyorum.
Hukuki nedenler:
Medeni Kanun, Dernekler Kanunu, HUMK, ilgili mevzuat

Sübut nedenler:

Dernek Tüzüğü, Genel Kurul tutanakları, tanıklar, bilirkişi incelemesi, her türlü delil


Sonuç:
Yukarıda sunulan nedenlerle yargılama evrelerinde saptanacak durumlar karşısında Atatürkçü Düşünce Derneği’nin 21.3.2004 günlü Olağanüstü Genel Kurulu’nda alınan kararların İPTALİ’ne, bu geçersiz kararların Haziran 2004 başında toplanacak Olağan Genel Kurul’da uygulanmaması için öncelikle İHTİYATİ TEDBİR KARARI verilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davalı tüzel kişiliğe yüklenmesine kararınızı saygıyla dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder