Çok Katmanlı Muhalefet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çok Katmanlı Muhalefet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Eylül 2016 Pazartesi

3 Katmanlı Darbe Sonrası.., Çok Katmanlı Muhalefet..,




3 Katmanlı Darbe Sonrası.., Çok Katmanlı Muhalefet.., 



Behiç Gürcihan / Açık İstihbarat
Tarih:24/07/2016 
İstihbarat 


Son bir kaç yılda artık kamuoyunun gözü önünde cereyan etmeye başlayan Devlet içi Güç savaşlarının  kanlı bir darbe girişimi ile ortaya saçılmasının arkasında CIA beslemesi Fetullah şebekesinin aslında yıllardır uyguladığı yöntemler mevcut.

Fetullah Şebekesinin " Ergenekon " / Balyoz süreçlerinde uyguladığı yöntemleri anlamadan bu darbenin nasıl kurgulandığını anlamamız da mümkün olmayacaktır.

Yıllardır ABD'nin küresel ve bölgesel aracı olarak yetiştirilen Fetullahçılar CIA ve FBI'dan öğrendikleri metodolojileri aynen Devlet içindeki çalışmalarına yansıtmıştır.

ABD'den öğrendikleri önemli kavram ve metodolojilerden bir tanesi de Önleyici Dava/Önleyici Suç (Preventive Law/ Preventive Crime) doktrinidir.


www.acikistihbarat.com
25 Temmuz 2016 Pazartesi
Oyun Bozan

3 Katmanlı Darbe Sonrası Çok Katmanlı Muhalefet
Behiç Gürcihan - Açık İstihbarat



1995'te başlatılan Devleti dönüştürme projesinde aynanın kırıldığı noktaya geldik, dayandık. Bundan sonra aynadaki görüntümüz de, ayna da eskisi gibi olmayacak.

15Temmuz'a toplumsal yelpazenin neresinde yakalandıysanız bu aynanın karşısındayız hepimiz. Ve önce kendimizin sonra da diğerlerinin yansımalarından kırık dökük bir resmi anlamaya çalışıyoruz.

Tarihe dünyanın en traji-komik darbe girişimi olarak geçecek bu vahim kalkışmanın üzerinden bir hafta geçti ve hala ortaya dökülenleri birleştirmeye, olayların nasıl gerçekleştiğini net olarak tespit etmeye çalışıyoruz. Bir yanda aşırı şeffaflık bir yanda onca dezenformasyonun kararttığı sahnede el yordamı ile Gerçeği bulma derdindeyiz.

Gerçek özgürleştirir. Gerçek yegane kirlenmemiş ideolojidir.

Ve bütün bunları bu darbeyi karanlık ruhlarına merhem yapan linçsever cadı avcılarının kararttığı bir ufka karşı gerçekleştirmeye çalışmak da cabası.

Akla ve Ahlaka her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

İlahi çıkmazımız ise bu dönemi ülkede aklı ve ahlakı tarumar eden bir iktidar kadrosunun "öncülüğünde" aşmak zorunda olmamız.

Nasıl yapacağız?

Çok çetin bir karar vermek durumundayız.

Karşımızda siyaset ötesi ve siyaset üstü bir güç koalisyonu var ve  yıllardır muhalefet edip devirmeye çalıştığımız Tayyip Erdoğan portresini 15 Temmuz sonrası bu kırılan ayna üzerinden okumaya devam edemeyiz.

Ettiğimiz ve 15 Temmuz öncesi argümanlarla yol katedebileceğimizi düşündüğümüz noktada aynı zamanda bu ülkede diktatorya ve iç savaş heveslilerine malzeme sağlamanın ötesine geçemeyeceğiz.

Artık 1. önceliğimiz iç savaşı önlemek ve bunu yaparken Tayyip Erdoğan'ı diktatorya heveslerinden uzaklaştırmak olmalı.

Aksi takdirde AKP'yi devireceğiz derken ülkeyi uçurumdan aşağı sürüklemenin vebalini de bize yıkacaklar ; sanki yıllardır ülkeyi bu duruma onlar taşımamış gibi.

Ahlakı ve akılsızlığı kurumsallaştıranların bunu yapabilecek gücü de tıyneti de olduğundan şüpheniz olmasın.

Bu RTE ve temsil ettiklerine muhalefet etmeyi bırakmak anlamına gelmiyor.

Bu onca senedir gözümüzün önünde onlarca günah ve suç işlemiş bir kadroyu affetmek anlamına da gelmiyor. 

Aksine RTE muhalefetini ; RTE'nin tabanındaki ve TAVANINDAKİ odakları çok daha iyi okuyarak ve artık karşı cepheyi kemikleştirmekten başka işe yaramayan söylemleri daha farklı bir üsluba çekerek gerçekleştirmemiz lazım.

Aksi takdirde ; gerçek ne olursa olsun ALGISI  "tanklara karşı duran adama" yükseltilmiş bir RTE portresine kağıt diplomalarla muhalefet etmeniz mümkün değildir.

Bu tarz kağıttan muhalefet ; elimizdeki sınırlı gücü de yanlış yere odaklamakla kalmayıp, ülkeyi diktatoryaya veya bir iç savaşa sürüklemek isteyen iç ve dış güçlerin önüne bolca manipule edilecek malzeme sunacaktır.

Bu malzeme sürekli yoğrulan yerel ve küresel dengeler teknesinde diktatoryanın da iç savaşın da hamuru olarak karılabilir. 

Bu Yeni Muhalefetin altını doldurmak bu yazının kapsamında değil fakat bu Yeni Muhalefetin dikkate alması gereken bir kaç temel noktayı sıralamakta fayda  var: 

1) AKP 'nin ılımlı tabanı ve tavanı ile diyalog geliştirilmeli. Canı pahasına tankları durduranlara karşı Mine Kırıkkanat/Bekir Çoşkun söylemlerinden sıyrılıp daha sakin  ve derin söylemler geliştirilmeli.

2) 15 Temmuz gecesinde şehit olanlar saygı duyulan bir dille anılmalı sembolik kadrajlar inşa edilmeli. Örnek olarak köprüye kamyonu ile insan taşıyan çarşaflı kadın ;CHP  tarafından sahiplenilmeli ; çarşaflı kadın imgesinin tabanında yarattığı bütün alerjiye rağmen.

4) Devletin yeniden organizasyonu konusunda sahayı sadece AKP'ye bırakmayan ve RTE'nin asıl işvereni Devlet'le diyaloğa giren projeler geliştirilmeli.

5) Seçimler kadar nesilleri de hedefleyen  projeler geliştirilmeli. Toplumun AKP tabanını oluşturan özgül ağırlığının Maslow piramidinin alt basamaklarında yeraldığını unutmadan Meclis ve otel salonlarından mahalle kahvehanelerine inen örgütlenme modelleri uygulanmalı.

6) RTE 'nin Devlet ve Millet nezdindeki konumu çok iyi etüd edilerek , onu siyaset üstü bir figüre dönüştüren bu son hamlenin ertesinde RTE'yi sadece AKP'nin değil toplumun bütün kesimlerinin Cumhurbaşkanı olmaya ikna edecek ve psikolojisini bu yönde şekillendirecek hamleler yapılmalı. Bunca senedir toplumu geren ve bölen bütün özellikleri ortaya serilmiş bu portrenin bir türlü kendini toplumun bir kesimine sevdirememesinden kaynaklanan öfkesini enterne edecek, paranoyalarını değil güvenini besleyecek tavırlar geliştirilmeli.  

RTE'nin darbenin hemen sonrasında Taksim kışlasını yeniden ağzına alması da ; buna rağmen bu söylemine "Opera binasını da inşa edeceğiz" ile ince ayar çekmesini de bir kenara not edilmeli.

RTE'nin kitleleri kontrol ederken, bu kitleyi uca kadar getirip fakat asla o uçtan aşağı sürmemek için yaptığı ince ayarlarla gösterdiği "Brinkmanship"  yeteneği  , Türkiye'yi kontrollü kaos üzerinden şekillendirmek isteyenler açısından büyük değer  taşıyor. 

Ve tabi Millet'ten bu kadar kopuk cuntacı kadroların tanklarını Millet'in üzerine sürmeleri ile sonuçlanan bu hazin ve vahim darbe  girişiminin nasıl olgunlaştığı ve kurgulandığı çok iyi etüd edilmeli.

Önümüzdeki 10 seneyi meşgul edecek bir soru ;

Bu darbe nasıl olgunlaştı ve kurgulandı?

Günlerdir ortaya saçılan yüzlerce bilgiyi ve sahte bilgiyi sıralayıp bunların arasından bir ayıklama yapacak değiliz. Herşey herkesin gözü önünde @acikistihbarat olarak gerçekleşiyor.

Bunların ışığında tezimizin ana hatlarını koyup bu darbenin nasıl kurgulandığına dair senaryomuzu ayrıntılandıralım.

Bu darbenin yönetimi üç katman üzerinden gerçekleştirilmiştir.

        1) TSK içinde AKP muhalifi ve/veya darbeden medet uman kariyerist subaylar

        2) TSK içinde yıllardır serpilmiş Fetullahçı cunta

        3) Fetullahçı cuntanın üst düzeyinin de yeraldığı ABD/NATO cuntası

Bugün darpedilmiş işkence edilmiş görüntüleri ile ekranlarda izlediğimiz yüzlerce subay ın çoğunluğu birinci gruptakiler.

Fetullahçı cunta işte bu AKP muhalefetini örgütleyerek sahaya sürdü ve Milletin öfkesine kurban etti. CIA kucağında büyüyen Fetullah şebekesinin sayıca az ama kritik noktalara adam yerleştirme taktiğini TSK içinde de uygulayarak bu kadro aracılığı ile daha geniş bir alana projeksiyon yapabildiği görülüyor. 

2. katmandaki bu Fetullahçı cunta kendisini minimum riske sokarak RTE'yi devirme planlarına TSK'yı alet ederken başarılı olacağına inanıyordu fakat esas plan 3.katmandaki NATO/CIA cuntası tarafından kurgulandı.

Tepe katmandaki ABD/NATO cuntası başarısız bir darbe girişimi üzerinden Türk Devleti ile birlikte yeni bir bölgesel dinamiğe start vermenin ve bu vesile ile Devlet'i yeniden şekillendirmenin hesabını yaptı ve BAŞARDI.

Aralarında üst düzey Fetullahçı cuntanın elemanlarının da olduğu ABD/NATO  cuntası darbeyi başarısız olmak üzere kurgularken ; 1 ve 2. katmanlardakiler bu plana kurban edildi.

Bu katmanlı yapıdır ki;

RTE'yi devirmek üzere harekete geçirilen çarkların bir kısmını Boğaz Köprüsü'nde yenilmeye mahkum şekilde konuşlandırırken;

bir kısmını da RTE'nin üzerine çok geç ve çok yetersiz yollayarak ve  havada gerekli güvenlik garantilerini vererek RTE'nin hayati tehlikesini bertaraf etti.

Bu katmanlı yapıdır ki;

bir yandan F16'ların Meclisi bombalamasını sağladı ama RTE'yi havada veya havaalanında vurmasını engelledi.

Bu katmanlı yapıdır ki;

Aylar öncesinden darbeci hareketlenmeyi tespit ettiği halde engelleyecek girişimlerde bulunmak yerine darbecileri daha da kışkırtıp kendisi darbe gecesi arazi olurken RTE'yi bile görece olarak son anda haberdar etti.

(Darbeci dinamiğin aylar öncesinden tespit edilmesinin işaretleri ile ilgili "eski" CIA ajanı Robert Baer'in CNN'deki açıklamalarına ve CIA stajyeri Emre Uslu'nun "ne zaman yurda döneceksin sorularına "Temmuz ayında" cevabı vermesine bakabilirsiniz)

Ve daha çok çiğneyeceğimiz senaryolar sonrasında RTE yeni dönemde Devlet'in ve yeni küresel ittifaklarının sembol ismi olarak "Başkanlık" mevkine taşındı. 

Tabi burada ; NATO ve ABD  içindeki Atlantikçi(Rusya karşıtı)/Avrasyacı-Pasifikçi(Rusya dostu) kanatlar arasındaki ayrışmaları ; 

Trump'ın arkasındaki Rusya dostu ABD ulusalcılarının küresel resimdeki rolünü ve Brexit'in küreselciler arasındaki ayrışmada nereye denk düştüğünü çok iyi etüd etmeliyiz.

Nihai tahlilde ; Devlet ve baş hatibi RTE  yeni küresel konjonktürde Ulusalcı ABD,Rusya ve İran ile aynı safta yerini pekiştirdi.

Devlet içindeki Enverist ekol Ankara'daki yerini sağlamlaştırdı ve 2023 yılına Enverist bir Neo-Osmanlı modeli ile girmek için Devlet içinde pürüz kalmadı.

Başta  Neo-Enver RTE ile.

Bu çerçeveden bakınca, son dönemde AKP saflarına geçen ve  devlet içindeki Enverist ekolün en önemli araçlarından Doğu Perinçek'in 

"1-24 Temmuz 1908 ; Hürriyet Devriminin tarihidir"

tweetleri atması boşuna değil.

Ortalıktaki toz duman bulutu dağıldıktan sonra Devlet'in yeniden konsolidasyon çalışmaları çerçevesinde

1) "Açılım" sürecine yeniden start verilmesi

2) Erken seçim yapılarak Başkanlık sistemine geçilmesi

3) Zamanında Evren'in NATO'daki hamilerinin isteği doğrultusunda hazırlattığı vilayet sistemi çalışmasına benzer bir yapı üzerinden federatif yapıya geçiş

4) Devletin Neo-Osmanlı modeli çerçevesinde yeniden re-organizasyonu.

gündeme gelecektir. 

Bunca bayrak sallanan süreç sonrasında "Öcalan" "ev hapsi" üzerinden serbest bırakılırsa hiç şaşmayın. HDP Genel Başkanı Demirtaş'ın bu süreçte araziye uyum sağlayıp sinsi bir sessizliğe bürünmesini bu plan çerçevesinde okuyun.

...

Son bir kaç yılda artık kamuoyunun gözü önünde cereyan etmeye başlayan Devlet içi güç savaşlarının  kanlı bir darbe girişimi ile ortaya saçılmasının arkasında CIA beslemesi Fetullah şebekesinin aslında yıllardır uyguladığı yöntemler mevcut.

Fetullah şebekesinin "Ergenekon" / Balyoz süreçlerinde uyguladığı yöntemleri anlamadan bu darbenin nasıl kurgulandığını anlamamız da mümkün olmayacaktır.

Yıllardır ABD'nin küresel ve bölgesel aracı olarak yetiştirilen Fetullahçılar CIA ve FBI'dan öğrendikleri metodolojileri aynen Devlet içindeki çalışmalarına yansıtmıştır.

ABD'den öğrendikleri önemli kavram ve metodolojilerden bir tanesi de Önleyici Dava/Önleyici Suç (Preventive Law/ Preventive Crime) doktrinidir.

Bu doktrin , normalde suç işlemeyecek kesimleri/kişileri içlerine özel ajanlar sokmak vasıtası ile suça teşvik etmek ve daha sonra suç anında ve sonrası bu kesimleri bertaraf etme üzerine kuruludur.

Fetullahçı şebeke "Ergenekon" sürecini kurgularken , AKP muhalefeti içerisine CMUK 139. maddesi uyarınca gizli soruşturmacılar sokarak, muhalif isimleri belli gruplar altında toplayarak aynı kadrajlara girmelerini sağlamıştır. Daha sonra "Ergenekon" mahkemelerinde insanlar sırf bir yemekte bir araya geldi, bir dernek toplantısında beraber bulundu diye aynı örgüt üyesi olmak suçlaması ile içeri atılmışlardır.

Keza Fetullahçıların bir diğer özelliği ateşteki kestaneyi kendilerinin değil maşaları aracılığı ile tutma başarılarıdır. 

CIA çok başarılı bir şekilde bir istihbarat şebekesini bir cemaat yapısı ile çevrelemeyi başarmış ve bu yolla Devlet içerisinde ve toplumsal zeminde onlarca operasyona imza atmıştır. 

Tabi bunda zamanında Fetullah'ın Türkiye ve ABD'nin ortak malı olmasının ve hatta MGK'nın resmi cemaati olarak faaliyet göstermesinin büyük rolü vardır.

MGK'nın Fetullah cemaatini devlet adına kutsadığı belgeyi görmek isteyenler Ergün Poyraz'ın Tarikat, Siyaset, Ticaret ve Cinayet (Masonlarla El Ele) kitabına bakabilir.

Dünya ile birlikte ABD Devleti ; ABD devleti ile birlikte Türk Devleti kendi içinde ayrı kamplara savruldukça AKP-Cemaat işbirliği de bozuldu ve o noktadan itibaren Fetullah şebekesinin AKP ile birlikte uyguladığı yöntemleri bu sefer AKP'ye karşı TSK içinde kullandığı anlaşılıyor.

Askeri okullara sivil liselerden öğrenci alınmasının 2008 yılında AKP tarafından öönünün açıldığı gözönüne alınırsa ; TSK'daki komuta kademesinin üçte birinin Fetullahçı olması 2016 yılında mümkün değil; 2036 yılında belki. 

Fakat iki şey mümkün:

1) Fetullahçıların TSK'nın kilit bazı mevkilerine - örnek Askeri yargı / adli müşavirlik , personel daire başkanlığı - sızmış olması

2) TSK'nın farklı seviyelerdeki komuta kademesinin en az yarısının AKP muhalifi olması ve bunların da bir kısmının işi darbeye götürecek kadar çılgınlaşması

Yukarıda açıkladığımız yöntemlerle Fetullahçı cuntanın TSK içindeki bu muhalefeti köpürtüp, kışkırtıp ve daha sonrasında AKP'ye karşı sahaya sürdüğü bir darbe girişimi ile karşı karşıya olduğumuz ihtimali en yüksek ihtimaldir.

Keza bu Fetullahçı cuntanın üzerinde başından beri varolan ABD/CIA üst aklı ise hem darbeyi kışkırtmış, hem de bir yandan bu darbenin başarısız olması için gerekli altyapı çalışmalarını yapmıştır.

Devlet'in yeni küresel konjonktür çevresinde ve RTE  liderliğinde re-organizasyonu için gerekli bütün bürokratik ve sosyolojik dinamikler işte bu  "BAŞARISIZ" darbe girişimi üzerinden yaratılarak bugün karşı karşıya olduğumuz "MİLLİ SEFERBERLİK" havası oluşturulmuştur.

Bu MİLLİ SEFERBERLİK havasının ne kadarının Milli, ne kadarının küresel olduğunu ve nereye savrulacağını izleyip göreceğiz.

Darbenin arkasındaki ABD  rolü (Bkz : NATO OSI birimleri)  ortaya çıktıkça Devlet içinde milliler ve küreselcilerin çekişmesi ;

Trump'ın seçilmesi ile birlikte ABD içindeki ulusalcılar ve küreselcilerin çekişmesi;

NATO/ABD/AB içindeki 2. Soğuk Savaş yanlıları ile Rusya ile işbirliği yanlılarının çekişmeleri;

ABD içe döndükçe dünyada İngiltere'nin başını çekeceği Atlantikçilerle Pasifikçiler arasındaki güç dengelerinin gidişatı hepimizin kaderini belirleyecek.

Bugüne kadar milli ve küresel güçlere kitleler nezdindeki karizmasını kiralayan bir lider olarak başarılı bir şekilde dansetmeyi başarabilmiş RTE ve AKP ; küresel filler tepişirken arada kalacak bizler açısından en ulaşılabilir güç odağı olarak karşımızda duruyor.

Muhalefet olarak bu iki odakla dansımız ülkemizin kaderini belirleyecek.

Maalesef; dansetmeyi reddetme şansımız kalmadı.

Nasıl dans edeceğimiz sorusunun cevabını ise başımızı elimizin arasına alıp uzun uzun düşünmeliyiz.

Kendimizi 10 sene sonra ; keşke Esad diktası sürseydi de bu iç savaşın ortasında eriyip gitmeseydik diyen Suriyeliler konumunda bulmak istemiyorsak.


http://www.acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10603

****