Ali İhsan Gürcihan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ali İhsan Gürcihan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Nisan 2016 Cumartesi

Cumhuriyet Çankaya sı Sıfırlanıyor


Cumhuriyet Çankaya sı Sıfırlanıyor 


Ali İhsan Gürcihan 
Açık İstihbarat
Tarih:29/10/2014
Türü:İç Politika 


 Görebilen ve anlayabilenler için Cumhuriyetle hesaplaşma ve Cumhuriyet hafızasını silme yolunda çok ciddi bir hamle.

Tayyip Erdoğan’ın kurduğu sözde” Yeni Cumhuriyet” adına yazılacak tarihin yeni mekanı AK-SARAY’ın devreye girdiği gün. 

Ulu Önder’in adı geçmesin diye, adres olarak Atatürk Orman Çiftliği yerine BEŞTEPE’de denilen ucube bir sarayın Sivil-Asker Devlet yetkililerine onaylatılacağı, Çankaya’nın ise gözden düşürülmeye başlanacağı kara bir gün. 


 
www.acikistihbarat.com
29.10.2014


Yıl 1923,tam 91 yıl öncesi;

29 Ekim’de,Cumhuriyet’in ilanı. 

Kurtuluş Savaşı sonrası yeniden doğuş heyecanı.

Cumhuriyet değerlerinin tohumlarının atıldığı günler.

Siyasi,Kültürel ve bilimsel açıdan çağdaş Ülke yolunda ilk adımlar.  O günün şartlarında Cumhur’un demokrasi yolunda ilk tecrübeleri. 


Çankaya ise ;

Cumhuriyet fikrinin tartışıldığı,geliştirildiği ve de,

Atatürk’ün 28 Ekim’de yani bir gün önce “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediği mekan.

Cumhuriyet ve Atatürk’le özdeşleşen tarihi bir değer.


Yıl 2014 ;

Sözde “YENİ TÜRKİYE”safsatası ile Cumhuriyet değerlerinin sıfırlanmaya çalışıldığı yıllardan en önemlisi.

Gün 29 Ekim Çarşamba,bugün ;

Yeni Cumhurbaşkanı’nın ÇANKAYA’yı terk ettiği gün.

Başta ATATÜRK olmak üzere Çankaya ile özdeşleşen  hatıra ve değerlerin  silinmesi yolunda atılan üzücü bir adım.

Görebilen ve anlayabilenler için Cumhuriyetle hesaplaşma ve Cumhuriyet hafızasını silme yolunda çok ciddi bir hamle. 

Tayyip Erdoğan’ın kurduğu sözde” Yeni Cumhuriyet” adına yazılacak tarihin yeni mekanı AK-SARAY’ın devreye girdiği gün. 

Ulu Önder’in adı geçmesin diye, adres olarak Atatürk Orman Çiftliği yerine BEŞTEPE’de denilen ucube bir sarayın Sivil-Asker Devlet yetkililerine onaylatılacağı, Çankaya’nın ise gözden düşürülmeye başlanacağı kara bir gün. 


Kısacası ;

Şehitlerimiz var,yüreğimiz yanıyor,acılıyız,

Yeraltında canlarımız var,kurtarırız diye bekliyoruz,

Sınırlarımızda kargaşa,savaş var, endişeliyiz,

Cumhuriyet değerlerine vefasızlık var,üzüntülü ve kaygılıyız.

 Tüm bu acı,üzüntü ve olumsuz gelişmelere rağmen,                      

Cumhuriyet’le var olmanın kıymetini bilen vatandaşlar olarak onu yaşatmaya kararlıyız. 

CUMHURİYET BAYRAMI Kutlu olsun .

Açık İstihbarat @ 2014


http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10515


..

8 Nisan 2016 Cuma

75 Milyonun Bayramını mı?



75 Milyonun Bayramını mı? 



Ali İhsan Gürcihan 
Açık İstihbarat
Tarih:14/10/2013 
Türü:İç Politika 


Sizlerin sadece lafta kalan 75 milyonunuzun ne yazık ki önemli bir kısmının ağız tadı ile bayram yapamadığını biliyor musunuz?

Bu Ülkede hak ve hukuk ihlali diz boyu.

Yanlış politikalar ve yönetim kurbanı insanlar ortalıkta sahipsiz.

Cilvegözü, Reyhanlı felaketlerini ;  düşürülen , kaçırılan pilotlar gibi unutturduğunuz benzeri birçok konuyu bir kenarı bırakıp sadece en son iki örneği vereceğim.

Yarın Bayram.

Hayırlı, kutlu ve mübarek olsun.

İnanç dünyamızda insani değerler açısından özel bir yeri olan böyle kutsal günler, umarım hak ve adaleti tesis etmekle sorumlu yetkililere bazı gerçekleri hatırlatır. Eğer gerçekten inanç sahibi iseler ve de kul hakkı nedir biliyorlarsa...

Göstermelik ziyaret ve davranışlarla, bayramlık sözler, birlik beraberlik ve kardeşlik çağrıları ile pembe tablolar çizmeye çalışan yetkililer ; 75 milyonu kucaklıyoruz diye ezbere konuşurken bu Ülke’de her geçen gün sayısı artan ve sizin 75 milyonunuzla artık hiçbir ilgisi olamayan acılı insanları ve ailelerini de düşünebiliyor musunuz ?

Sizlerin sadece lafta kalan 75 milyonunuzun ne yazık ki önemli bir kısmının ağız tadı ile bayram yapamadığını biliyor musunuz?

Bu Ülkede hak ve hukuk ihlali diz boyu.

Yanlış politikalar ve yönetim kurbanı insanlar ortalıkta sahipsiz.

Cilvegözü, Reyhanlı felaketlerini ;  düşürülen , kaçırılan pilotlar gibi unutturduğunuz benzeri birçok konuyu bir kenarı bırakıp sadece en son iki örneği vereceğim.

Cuma akşamı CNN’de Rıdvan AKAR’ın proğramında ağlayan anaları ve babaları gördünüz mü ve niçin diye merak ettiniz mi acaba?

Bazı geçler Suriye’ye giderek Cihat inancı ile Suriye Muhalifleri’nin en acımasız örgütü El Nusra’ya katılmışlar.

Uzun süredir bilinen bir durumdu ama ağlayan anaları ve çocuklarını Suriye’de arayan çaresiz babaları izleyince daha bir üzücü oluyor.

Çoğunluğu Adıyaman, Kahramanmaraş, İstanbul, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerinden giden sayıları binlerle ifade edilen bu gençleri gitmeden önce yurt içinde birilerinin organize ederek şartlandırdıklarını ve de eğittiklerini bizzat anaları,babaları ifade ediyor.

Anlamak mümkün değil.

Daha düne kadar Ergenekon ve Balyoz davaları ile ilgili özellikle Askerler’in tüm konuşmalarını ve toplantılarını tespit eden cihazlar artık çalışmaz mı oldu da, Terörle Mücadele uzmanı başarılı görevliler nerelerde kaldı da ülkemizde yürütülen bu örgütlenme faaliyetlerini tespit edemiyorsunuz.

Gündemdeki diğer önemli bir konu ise ; daha üç gün önce Balyoz denen ve sizlerin ifadesi ile de Cumhuriyet Tarihi’nin en büyük hesaplaşma davalarından biri ile  ilgili Yargıtay kararları açıklandı.

Bu Ülkeye yıllarca ve de sıkıntılı günlerde hizmet etmiş birçok Asker’in ve ailelerin vicdanlarımızı sızlatan nasıl bir siyasi ve hukuki tablo ile karşı karşıya bırakıldığını çaresizlik içerisinde izledik.

Savcısı olarak başlattığınız özel senaryolu bu davalarla hak ve hukuk ihlallerine kimlerin neden olduğunu hiç mi hatırlamıyorsunuz ?

Cumhurbaşkanı,Başbakan ve diğer yetkililere sormak lazım;

Böyle bir Türkiye’de hangi bayramı ve kimlerin bayramını kutluyorsunuz ?

Sayıları binlerle ifade edilen ve uygulanan politikalar sonucu sözüm ona cihat için Suriye’ye savaşmaya giden gençlerin çaresiz ailelerinin bayramını mı ?

Yoksa; sizlerin ifadesi ile Cumhuriyetle hesaplaşma adına birçoğu haksız ve mesnetsiz bir şekilde 15-20 yıl ceza alan Asker eşlerinin,çocuklarının, torunlarının bayramını mı? 

Kısaca ve açıkçası; tüm bu yanlış ve haksız uygulamalardan sonra Bayram da bile olsa 75 milyon ifadesini kullanırken artık çok iyi düşünme zamanı gelmiştir.

Tüm üzücü durumlara rağmen ;

Düşüncede, sözde ve uygulamada hak, hukuk ve adaletin gerçekleşmesi yolunda özü, sözü bir inanç sahibi tüm insanlarımızın Kurban Bayramının kutlu ve hayırlı olması dileği ile.


14.10.2013


http://www.acikistihbarat.com/haberdetay.aspx?id=10422

..

Halkı Şartlandıran Saygısızlar






Halkı Şartlandıran Saygısızlar 



Ali İhsan Gürcihan 
Açık İstihbarat
Tarih:08/10/2013 
Türü:İç Politika 
www.acikistihbarat.com



 Öyle ya  şu an en önemli ve de en acil konumuz.

Konunun ele alınış çirkinliğine bakın. “ Gül mü,Erdoğan mı olacak? ”

Demokrasi söylemleri gölgesinde halkı şartlandırma.

Sanki babalarının çiftliği.


Görsel ya da yazılı Basın..

Diğer bir tanımlama ile Medya…

Sözüm ona demokrasi de dördüncü güç..

Halkın gerçekleri öğrenme hakkı ve sorgulama gücü..

Basın denen bu gücün gündemindeki konulardan biri ne ?

Bizim için ve bizler adına ne konuşuyor ?

“Cumhurbaşkanı Gül mü olacak,Erdoğan mı olacak?”

“Gül olursa ne olur,Erdoğan olursa ne olur.”

Öyle ya  şu an en önemli ve de en acil konumuz.

Konunun ele alınış çirkinliğine bakın.

“Gül mü,Erdoğan mı olacak?”

Demokrasi söylemleri gölgesinde halkı şartlandırma.

Sanki babalarının çiftliği.

Demokrasiden biraz olsun nasiplerini almış olsalar en azından nezaketen 
“Cumhurbaşkanı kim olabilir?” diye daha genel bir çerçeve içerisinde tartışırlar.

Sözüm ona oturumu yönetenlerde,konuşanlar da demokrat.

Hadi siyasetçileri bir kenara koyalım. 

Onlar liderlerine yaranmak için beyazı siyah,siyahı beyaz diye savunabilecek kapı kulları..

Ancak,aydın diye ekranlara çıkan hiç bir bilim adamı,araştırmacı ya da basın mensubu dahi neden şunu sormuyor .

“Cumhurbaşkanlığı için neden sadece iki kişiyi konuşuyoruz.
Cumhurbaşkanlığı bu iki kişinin vesayeti ve tekeli altında mıdır ?” 

Sormadıkları gibi Gül ve Erdoğan’ın söylemlerinden akla hayale gelmeyecek,vatandaşı aptal yerine koyan sözde demokratik yorumlarda bile bulunuyorlar.

Gerçek bir demokratın düşünmesi ve sorması gerekmez mi ?  

Ülke de başka insan kalmamış gibi,daha işin başında sadece iki kişi arasında paylaşılan bir seçim uygulaması "İleri Demokrasi"’nin yaşandığı hangi Ülke’de görülmüştür?

Kanımca bu yaklaşım makam mevki düşkünü insanların sadece kendilerine odaklı,saltanatçı ve bencil anlayışlarının çok açık bir göstergesidir.

Ben varsam ve sistem beni bir yerlere taşıyorsa ” Demokrasi var ”. Ben yoksam ve sistem  bana bir şey vermiyorsa “Demokrasi yok” anlayışının kısacası demokrasi karşıtı bir anlayışın ta kendisi.

Başkalarına hayat hakkı tanımayan vesayetçi ve baskıcı bir siyaset dışı yaklaşım.
   
Seçimden çok uzun bir süre önce bu  konuyu sadece iki kişi arasında bir mesele olarak tartışan ve yorumlayanlara gelince ;

Bu aydınlarda  ne yazık ki demokrasinin özünü kavrayamadıklarını açıkça göstermekte ve halkı şartlandırma gibi de demokrasiye yakışmayan büyük bir saygısızlık yapmaktadırlar.

Tıpkı bazı araştırma şirketlerinin yaptığı “ Kamuoyu Yönlendirme ve Şartlandırma” seçim anketlerinde görüldüğü gibi. 

Halkına gerçekten saygı duyan özü ve sözü bir Demokratların konuştuğu ve güç sahibi olduğu  bir Ülke özlemi ile.


http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10421


..

15 Şubat 2016 Pazartesi

Aynaya Bakmayan Adam


Aynaya Bakmayan Adam




Ali İhsan Gürcihan 
Açık İstihbarat
Tarih:26/08/2013 
Türü:İç Politika 
www.acikistihbarat.com
26.08.2013



 Binlerce yıldır  gözlenen  gerçeği bir cümlede özetlemiş.Sizinle aynı fikirdeyim.

İnanıyorum ki gün gelecek ;

Keskin nişancı bir katilin öldürdüğü Esma kızın,

Kimyasal silahlara kurban giden bebelerin,

Irak’ta,Suriye’de,Mısır’da Orta Doğu projeleri adına mezhep
savaşı ile birbirine kırdırılan masumların AHI,  bu kanlı tabloyu yaratan sorumlular,uygulayıcılar   ve onların destekçilerinden mutlaka çıkacaktır….


Başbakan ..

Her zaman ve her yerde konuşan,

Her konuşmasında “Onlar” diye durmadan sataşan,

Kendi gibi düşünmeyenleri sürekli ötekileştiren,

Yersiz ve gereksiz tekrarlarla insanları kine sürükleyen,

Sanırım aynaya da hiç bakmayan olağan dışı bir insan.. 

Son günlerde diyor ki ;

“ ALMA MAZLUMUN AHINI ÇIKAR AHESTE AHESTE ”

Haklısınız Başbakan..

Atalarımız boşa söylememiş.

Binlerce yıldır  gözlenen  gerçeği bir cümlede özetlemiş.Sizinle aynı fikirdeyim.

İnanıyorum ki gün gelecek ;

Keskin nişancı bir katilin öldürdüğü Esma kızın,

Kimyasal silahlara kurban giden bebelerin,

Irak’ta,Suriye’de,Mısır’da Orta Doğu projeleri adına mezhep 
savaşı ile birbirine kırdırılan masumların AHI,  bu kanlı tabloyu yaratan sorumlular,uygulayıcılar   ve onların destekçilerinden mutlaka çıkacaktır…. 

Aheste,aheste yaptıkları bu zulmün hesabını vereceklerdir..    
                   
Ve de aynı içtenlikle  inanıyorum ki ;

Gün gelecek ;

Cilvegözü ve Reyhanlı’da ölen masum insanlarımızın da,

Aşırı güç kullanımı sonucu ölen,yaralanan gençlerimizin de,

Yanlış bilgi ve önyargılar sonucu hatalı kararlara  kurban         

giden vatandaşlarımızın da,

Siyasi danışmanınızın da ifade ettiği gibi Cumhuriyetle hesaplaşma 
adına açılan "Ergenekon", Balyoz ve benzeri davalarda yapılan 
haksızlıklar sonucu mağdur edilen insanlarımızın da,

Sanık sandalyesine oturtulan evlatlarının,eşlerinin,babalarının 
karar davasına bile alınmayan, alınmadıkları gibi otoban üzerinde 
biber gazı ile terörist muamelesi  yapılan sanık ailelerinin AHI’da, 

Gün gelecek aheste,aheste çıkacaktır.

Her nedense sizlerin daha inançlı olduğunuzu iddia ettiğiniz  yaklaşım  ve edeple ifade edecek olursam ;

“Allah,zulme uğrayan insanın yaptığı bedduayı mutlaka kabul eder  ve onun öcünü zulüm edenden alır.”


Evet Başbakan kısaca ve açıkçası ;

Bunca yanlış ve haksızlıklardan sonra ne yazık ki istemesem de , ben de beddua ederek bu Atasözünde ifade edilen sonucu  bekleyenlerden ve gerçekleşmesi için de bedduayı bırakıp  
dua edenlerdenim…

Kalın sağlıcakla….                     


http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10400


Gerçek Açılım, Büyük Zaferle Başlayan Açılımdır




Gerçek Açılım, Büyük Zaferle Başlayan Açılımdır 


Ali İhsan Gürcihan 
Açık İstihbarat
Tarih:30/08/2013 
Türü:İç Politika 
www.acikistihbarat.com
30.08.2013


 Bu durum onlarla silah arkadaşlığı etmiş ve özellikle  de onların emeği ve tercihi ile Komuta Kademesine gelmiş  muvazzaf ya da emekli tüm askerler açısından düşündürücüdür.

Böyle bir ortam ve anlayış içerisinde 30 Ağustos gibi Asker’e  adanmış bir bayramın silah arkadaşları tarafından içine sinerek  kutlanması bir sadakat konusu ve hazım meselesidir.  

26-30 Ağustos 1922..

Büyük Taarruz ve Zafer …

Bir çöküşü durdurma ve yeniden dirilme adına 1919’da  başlanan ve  yaklaşık üç yıl devam eden KURTULUŞ SAVAŞI’ nın  son safhası.

İç ve dış mihraklara karşı yürütülen hesaplı bir mücadele sonucu  Türk Ordusu’nun ve Millet’in el ele vererek Yunan Ordusu’nu Anadolu’dan süpürdüğü ve beş günde kesin sonuca ulaştığı zafer.

BÜYÜK ZAFER diye kutladığımız bu ZAFER ; Türk Dünyasının ve bu topraklarda yaşayanların  geleceğini kurtaran ASKERİ ve TOPLUMSAL bir başarıdır.

ÇAĞDAŞ,LAİK ve DEMOKRATİK bir Türkiye için Cumhuriyet’e  giden yolu açan köklü bir zaferdir.

Kısacası;

Bu TOPRAKLARA ve BAYRAĞA sahip çıkmak üzere ortaya konan MİLLİ BİR İRADE  ve GERÇEK BİR AÇILIMDIR.

Eğer bu AÇILIMIN anlamını ve değerini gerçekten biliyorsak ; bölücülere,mezhepçilere taviz veren günümüz açılımlarına, Kurtuluş Savaşını bile yok sayabilen sahte tarih yaklaşımlarına, İnanç Dünyamızı siyasete alet eden  oy avcılığına, Ülke çıkarlarını hiçe sayan ve kan kokan Orta Doğu politikalarına,  Cemaat vesayetine boyun eğen sahte demokrasi söylemlerine,çanak tutulmamalı ve de fırsat verilmemelidir. 

Atalarımızın döktüğü kan ve terin hakkını vermek ve  30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMINI gerçekten kutlamak istiyorsak ;

Büyük Zaferle bu Millet’in önünü açan,Cumhuriyet’in ilanı ile de Kimliğimizi ortaya koyan GERÇEK AÇILIMA,açıkçası Üniter,Laik ve  Demokratik TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ne  ve başta Silahlı Kuvvetler  olmak üzere onun Kurumlarına ve değerlerine sahip çıkarak yola devam etmemiz gerekir. 

Ancak geldiğimiz bu noktada;

Orta Doğu batağında kana bulaştığımız,halkımızı % 50’lerle  ötekileştirdiğimiz bir siyaset, 

başta eski Genelkurmay Başkanları  olmak üzere  birçok üst düzey Asker’in terör örgütü ve terörist  yaklaşımı ile cezaevlerinde tutulduğu bir anlayış üzücü ve  kahredicidir.

Bu durum onlarla silah arkadaşlığı etmiş ve özellikle  de onların emeği ve tercihi ile Komuta Kademesine gelmiş  muvazzaf ya da emekli tüm askerler açısından düşündürücüdür.

Böyle bir ortam ve anlayış içerisinde 30 Ağustos gibi Asker’e  adanmış bir bayramın silah arkadaşları tarafından içine sinerek  kutlanması bir sadakat konusu ve hazım meselesidir.   

Ne kadar üzücü de olsa son söz olarak ifade edecek olursak; NE MUTLU;
Bir ULUS yaratma uğruna bizleri batağın  ve felaketin içerisinden  çıkaran başta ATATÜRK olmak üzere o onurlu insanların  ve bize  bıraktıkları mirasın kıymetini anlayabilenlere,

NE MUTLU;

Vatanı’nın, Milleti’nin,Bayrağı’nın kıymetini bilerek ve de   gerçekten sadakat göstererek Silahlı Kuvvetler adına 30 AĞUSTOS  ZAFER BAYRAMINI kutlayabilenlere….
                                                           
29 Ağustos 2013

http://acikistihbarat.com/Sayfalar/haberdetay.aspx?id=10404