66 SORUDA AB İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU BÖLÜM 3
45. Bireysel başvuruların Bölüm ve Komisyonlar arasında dağıtımı nasıl yapılır?
Bireysel Başvuru Bürosu tarafından kaydı yapılıp numara verilen başvuruların Bölümler ve Komisyonlar arasında dağıtımı, otomatik olarak yapılır.
Ancak nitelikleri itibarıyla birleştirilerek incelenmesi gereken dosyalar ilk olarak kayda alınan başvuru dosyasında birleştirilerek karara bağlanır.
46. Bireysel başvuruların incelenme sırası nasıldır?
Bireysel başvuruların Bireysel Başvuru Bürosu tarafından kayda alınış sırasına göre incelenerek karara bağlanması esası benimsenmiştir.
Bununla beraber Anayasa Mahkemesi, başvuruların konuları itibarıyla önemini ve aciliyetini göz önünde bulundurarak belirlediği kriterler çerçevesinde farklı bir inceleme sıralaması da yapabilir.
Örneğin başvurucunun yaşam hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne ya da kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik ihlal iddiası içeren başvurular önem ve aciliyet arz eden başvurular olarak değerlendirilip diğerlerine göre öncelikli olarak incelenip karara bağlanmaktadır.
47. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruların incelenmesinde resen bilgi ve belge toplayabilir mi ve gerekli gördüğü kişileri dinleyebilir mi?
Anayasa Mahkemesi, kendisine verilen görevlerin yerine getirilmesi sırasında yasama, yürütme, yargı organları, kamu idareleri, kamu görevlileri, bankalar ile diğer gerçek ve tüzel kişilerle doğrudan yazışır, bilgi ve belge ister, gerekli gördüğü her türlü belge, kayıt ve işlemi inceler, bilgi almak üzere her derece ve sınıftan kamu görevlileri ile ilgilileri çağırabilir, idare ve diğer tüzel kişilerden
temsilci isteyebilir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesinin UYAP sistemi üzerinden (sistem içinde bulunması kaydıyla) yüksek mahkemeler ve ilk derece mahkemelerinin ilişkili dosyalarına erişim imkânı bulunmaktadır.
Başvuru ile bağlantılı olan diğer mahkemelere ait dava dosyaları, bağlantılı hazırlık ve infaz evrakına bu sistem üzerinden ilişkilendirilmek suretiyle zaman kaybedilmeden ulaşılabilmektedir.
Bu yolla başvuru formu ve eklerinde sunulan belge ve bilgilerin doğruluğu denetlenebilmektedir. Mahkeme, başvurucu ya da kamu otoritesinin, istenen bilgi ya da belgeyi sunmaktan kaçındığı ya da bir delili gizlediği yahut her ne suretle olursa olsun davet edildiği hâlde yargılamaya etkili bir şekilde katılmadığı kanaatine varırsa, bu durumdan gerekli sonuçları çıkararak kararını verir.
Bununla beraber bilinmelidir ki Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda başvurucuların başvurularını titizlikle hazırlama ve takip etme yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülüğün bir gereği olarak başvurucu, başvuru formunu özenle doldurmalı, ihlal iddiasının dayanağı olan tüm olayları göstermeli, başvuruyu aydınlatacak ve hükmün esasını etkileyecek argümanları destekleyici tüm belgeleri başvuru dilekçesine eklemelidir. Şayet bir belge elde edilememişse, bunun da nedenlerini açıklamalıdır.
Dolayısıyla başvurucunun, Mahkemenin resen bilgi ve belge toplama yetkisine dayanarak kendi yükümlülüğünden kaçabilmesi mümkün değildir.
48. Anayasa Mahkemesi tanık dinleyebilir mi, bilirkişi atayabilir mi, keşif ya da duruşma yapabilir mi?
Komisyonlar başvuruların kabul edilebilirliği konusundaki kararlarını dosya üzerinden vermek zorundadırlar.
Ancak Bölümler, başvuruları dosya üzerinden incelemekle beraber resen ya da başvurucu veya Adalet Bakanlığının talebi üzerine gerekli görülmesi hâlinde duruşma yapılmasına karar verebilirler.
Duruşma yapılmasına karar verilmesi hâlinde, duruşmanın yeri, günü ve saati ilgililere bildirilir. Duruşma esnasında duruşma tutanağı düzenlenir. Tutanak örnekleri, talepleri hâlinde başvurucu ve Adalet Bakanlığı ile varsa diğer ilgililere verilir.
Bununla beraber Mahkeme bireysel başvurunun incelenmesinde şimdiye kadar duruşma yapılmasına karar vermemiştir.
Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruların incelenmesi esnasında istisnai de olsa tanık dinleyebilir, bilirkişi atayabilir veya keşif yapılmasına karar verebilir.
49. Bireysel başvurunun incelenmesinde Anayasa Mahkemesine ulaşan bilgi ve belgeler başvurucu ile paylaşılacak mıdır?
Anayasa Mahkemesinin bilgi ve belge isteme yetkisi çerçevesinde kendisine ulaşan bilgi ve belgeler, yargılamanın gerektirmesi halinde 15 (onbeş) günlük süre içinde görüşlerini sunabilmeleri için başvurucuya tebliğ edilir.
Ayrıca kabul edilebilirliğine karar verilen başvurunun bir örneğinin bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmesinin ardından, eğer Adalet Bakanlığı
yazılı görüşünü bildirirse, bu görüş de varsa kendi değerlendirmelerini 15 (onbeş) gün içinde sunması için başvurucuya tebliğ edilir.
50. Bireysel başvuru yapılması, başvuruya konu kamu işleminin infazını ya da icrasını durdurur mu?
Bireysel başvuru yapılmasının kesinleşen kamu işlemine yönelik doğrudan bir etkisinin bulunmaması nedeniyle, bu işlemin infaz ya da icrasının durdurulması söz konusu olmamaktadır. İlke olarak Anayasa Mahkemesinin nihai kararına kadar başvuru konusu işlem geçerliliğini sürdürür ve dolayısıyla da etkili olmaya devam eder. Bunun tek istisnası bu hususta Anayasa Mahkemesince bir
tedbir kararı verilmiş olmasıdır.
51. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruda tedbir kararı verebilmesinin şartları nelerdir?
Anayasa Mahkemesi, tedbir kararı almayı çok istisnai durumlarda kabul etmektedir. Başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması üzerine, Bölümlerce esas inceleme aşamasında gerekli tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verilebilir.
Bu gibi istisnai durumlara özgü olarak başvurunun esas incelemesine geçilmesini de hızlandıran mekanizmalar kabul edilmiştir:
Tedbir kararına başvurulmaması hâlinde başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması üzerine, Komisyonlarca başvuru derhal Bölümlere sevk edilmekte, Bölümlerce alınan kabul edilebilirlilik ve esasın birlikte incelenmesi kararı üzerine de tedbir talebi hakkında çok kısa sürede, aynı gün içinde karar verilebilmektedir.
Bölüm tedbire karar vermesi hâlinde gereğinin ifası için bunu ilgili kişi ve kurumlara bildirir.
Öte yandan tedbir kararı verilen başvurunun esası hakkındaki kararın en geç altı ay içinde alınması gerekir. Tedbirin devamı konusunda yeni bir karar alınmadığında, başvurucunun hakkının ihlal edilmediğine ya da başvurunun düşmesine karar verildiği durumlarda tedbir kararı kendiliğinden kalkar.
52. Anayasa Mahkemesi, AİHM önündeki başvurularda olduğu gibi dostane çözüm yolunu kullanabilecek midir?
Anayasa Mahkemesi önünde başvuruların dostane çözüm usulüyle sonuca bağlanması düzenlenmemiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi, kendisi dışında başka bir usulle de olsa ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığını tespit etmesi hâlinde başvuru hakkında düşme kararı vermektedir. Öte yandan Mahkemenin içtihadının artık yerleştiği hususlarda (makul sürede yargılanma hakkı ve benzeri) böyle bir yöntemin benimsenmesi hak ihlali iddialarının daha kısa sürede cevap bulmasını sağlayacaktır.
53. Bireysel başvurudan vazgeçmek mümkün müdür? Sonuçları nelerdir?
Bireysel başvurudan feragat mümkündür. Başvurucunun davasından feragati hâlinde düşme kararı verilir.
Ancak feragat edilen bir başvuru hakkında, Anayasa’nın uygulanması veya yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kılması hâllerinde düşme kararı verilmeyerek Anayasa Mahkemesi tarafından incelemeye devam edilmesi kararı alınabilir ve bu başvuru esastan sonuçlandırılabilir.
IX. ANAYASA MAHKEMESİNİN BİREYSEL BAŞVURUDA VERDİĞİ KARARLAR
54. Bireysel başvuruya ilişkin verilebilecek kararlar nelerdir?
Komisyonlarca başvuruların kabul edilebilir veya kabul edilemez olduğuna ya da oybirliği sağlanamadığı belirtilerek başvuru dosyasının Bölümlere sevk edilmesi ne karar verilir.
Komisyonlarca verilen kabul edilebilirlik kararı üzerine Bölümlere intikal ettirilen başvurulara ilişkin olarak Bölümler tarafından bir temel hakkın ihlal edildiği ya da edilmediği yönünde iki tür karar alınması mümkündür. Bölümler, kabul edilebilirlik incelemesi yapılmadan kendilerine sevk edilen başvuru hakkında öncelikle onun kabul edilebilir veya kabul edilemez olduğuna karar verirler.
55. Kabul edilebilirlik kararı ile esasa ilişkin karar arasındaki fark nedir?
Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvurular esas itibarıyla iki aşamalı incelemeye tâbi tutulmaktadır. İlk olarak başvurunun kabul edilebilirlik şartlarını taşıyıp taşımadığına bakılır. Bu şartları taşımayan başvurular, başka bir inceleme yapılmaksızın reddedilir.
Kesin nitelikteki ve kural olarak Komisyonlar tarafından verilen bu karar, başvurunun esasına ilişkin bir inceleme yapılmaksızın alınmaktadır.
Başvuruya konu olayda temel hak ihlalinin bulunup bulunmadığı yönündeki inceleme ise esas aşamasında ve Bölümler tarafından yapılmaktadır. Bu kararda bir temel hak ihlalinin bulunup bulunmadığı ve şayet böyle bir ihlal tespit edilmişse bunun giderilmesi için yapılması gerekenler belirtilmektedir.
56. Komisyonlarca kabul edilebilir bulunan başvuru hakkında sonradan kabul edilemezlik kararı verilebilmesi mümkün müdür?
İlke olarak kabul edilebilirlik hususu Komisyonlar tarafından karara bağlanır.
Bununla beraber Bölümler, kabul edilebilirliğe ilişkin bir engelin varlığını esas inceleme aşamasında tespit etmeleri ya da bu durumun kabul edilebilirlik kararı alınmasından sonra ortaya çıkması hâlinde, başvuru hangi aşamada olursa olsun başvurunun esasını karara bağlamadan önce kabul edilemezlik kararı verebilirler.
57. Bireysel başvuruda düşme kararı verilebilir mi?
Anayasa Mahkemesi başvurunun sürdürülmesini haklı kılan bir sebep olmadığı kanaatine vardığında başvuru hakkında düşme kararı alabilmektedir.
Örneğin başvurucunun davadan açıkça feragat etmesi, davasını takipsiz bıraktığının anlaşılması, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olması ya da Anayasa Mahkemesince saptanan benzer nitelikteki başka bir gerekçeden ötürü başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebep yoksa başvuru hakkında düşme kararı verilir.
58. Anayasa Mahkemesi esasa ilişkin hangi kararları verebilir ve bu kararların özelliği nedir?
Bölümler kabul edilebilirliğine karar verilen bir başvuru hakkında bir temel hakkın ihlal edildiği ya da edilmediği yönünde iki tür karar almaktadırlar.
Kamu işleminde ihlal bulunmadığı kararı, somut olayda işlemin anayasal hak ve özgürlükleri ihlal etmediği tespiti anlamına geldiğinden kişilerin hakları üzerinde bir değişiklik meydana getirmemektedir. Ancak bir temel hakkın ihlalinin tespiti kararı ise yeni bir durum ortaya çıkardığından Anayasa Mahkemesinin ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere de hükmetmesi
gerekir.
59. Bölümlerce verilen bir hakkın ihlal edildiği yönündeki kararın sonuçları nelerdir?
Anayasa Mahkemesi, kamu işlemiyle bir temel hakkın ihlal edildiğini tespit ederse, öncelikle bu ihlalin giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek olup olmadığına karar vermelidir.
Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar yoksa başvurucu lehine uygun bir tazminata hükmedilebilir. Ancak tazminat miktarının tespitinin, daha ayrıntılı bir incelemeyi gerektirmesi hâlinde, Bölüm bu konuyu kendisi karara bağlamaksızın genel mahkemelerde dava açılması yolunu da gösterebilir.
Yeniden yargılama yapılması hukuki bir gereklilik ise ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için Anayasa Mahkemesi dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. İlgili mahkeme, Bölümün ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde yeniden yargılama yapar ve mümkünse dosya üzerinden ivedilikle karar verir.
Öte yandan Anayasa Mahkemesi kararında, gerekli görüldüğü takdirde, ihlalin ve sonuçlarının hangi şekilde ortadan kaldırılabileceği hususunda yapılması gerekenler belirtilir.
60. Bireysel Başvuru kararları kimlere tebliğ edilmektedir?
Bölümler ve Komisyonlarca verilen kararların birer örneği başvurucuya, Adalet Bakanlığına ve diğer ilgililere tebliğ edilir. Kararda bir ihlalin varlığı tespit edilmişse, bunun giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasında da hukuki yarar bulunduğu takdirde kararın bir örneği gereği yerine getirilmek üzere ihlale neden olan kararı veren mahkemesine de gönderilir.
Öte yandan başvurucunun avukatı ya da kanuni temsilcisi varsa onunla yapılan yazışmalar ya da ona yapılan tebligatlar başvurucuya yapılmış sayılır.
61. Hangi kararların yayımlanması gereklidir?
Bölüm kararlarının tümü Anayasa Mahkemesinin internet sitesinde yayımlanır. Komisyon kararlarından ise kabul edilebilirlik açısından ilkesel önem
taşıyanlarının yayımlanması esası benimsenmiştir.
Öte yandan Bölüm Başkanının tespit ettiği, Bölüm tarafından verilen pilot karar niteliğinde ya da içtihadın ortaya konulması açısından ilkesel önemi haiz kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.
62. Mahkeme kararlarına karşı itiraz imkânı var mıdır? Bu kararlar bağlayıcı mıdır?
Bölümler ve Komisyonlarca verilen kabul edilebilirlik ya da esasa ilişkin kararlar kesindir ve bunlara karşı itiraz edilebilmesi mümkün değildir. Bu kararlar, Anayasa Mahkemesinin diğer kararları gibi yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. Buna rağmen Bölümler ve Komisyonlarca verilen kararlara karşı yapılan itiraz talepleri incelenmemekte olup Mahkeme sekretaryasınca verilen kararın kesin olduğunu belirten bir yazı ile ilgilisi bilgilendirilmektedir.
Başvurunun idari yönden reddine yönelik kararlara karşı ise bunun tebliğinden itibaren 7 (yedi) günlük süre içinde itiraz imkânı bulunmaktadır. Bu nevi itirazlar Komisyonlarca incelenip kesin karara bağlanır.
63. Bireysel başvuru hakkının kötüye kullanımı hâlinde bir yaptırım uygulanmakta mıdır?
Başvurucunun hakkını açıkça kötüye kullanması yaptırımı gerektirir.
Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışları hakkın kötüye kullanımı olarak kabul edilmektedir.
Bu açıdan başvurucunun başvuru yapıldıktan sonra meydana gelen gelişmelerden, ihlalin ve sonuçlarının başvuru sonrasında ortadan kalkmış olmasından, Mahkemeyi haberdar etmemesi bu çerçevede değerlendirilebilecek tir.
Bunun tespiti hâlinde başvuru reddedilir ve başvurucunun yargılama giderleri dışında, ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir. Bir disiplin para cezası olan bu ceza, verildiğinde kesin nitelikte olup itiraz imkânı bulunmamaktadır. Ayrıca başvurucu avukatla temsil edilmiş ve bu konuda avukatına atfedilebilir bir kusur bulunduğu
tespit edilmişse konu ilgili baroya da bildirilmektedir.
X. BİREYSEL BAŞVURU BAĞLAMINDA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ VE ANAYASA MAHKEMESİ İLİŞ- KİSİ
64. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yolunu kapatmakta mıdır?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin öngördüğü koruma mekanizmaları ikincil nitelikte mekanizmalar olup, Sözleşme’de düzenlenen hakları güvence altına almak Sözleşme’nin 1. maddesine göre taraf devletlerin yükümlülüğündedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kurulduğu günden bu yana kendi yetkisinin ikincil nitelikte bir yetki olduğunu ve temel hak ihlali iddialarının esas olarak taraf devletlerin iç hukuklarında incelenip çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulamaktadır.
Öte yandan, anayasa mahkemelerine yapılan bireysel başvuru ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan bireysel başvuru birbirinden farklıdır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru, Sözleşme’ye taraf olmanın doğal sonucu olup taraf oldukları sürece devletlerin bu yola başvurmayı engellemeleri mümkün değildir.
Ülkemizde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun başlamasıyla birlikte bireyler Anayasa Mahkemesine başvurabilecekleri gibi diledikleri takdirde AİHM’e de başvurabilirler, buna engel bir düzenleme yoktur. Bununla beraber, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu, iç hukukun bir parçası hâline geldiğinden, AİHM’e başvurmadan önce kullanılması gereken bir yol olarak ortaya çıkmakta dır. Nitekim AİHM’de Hasan Uzun/Türkiye davasında benzer bir tespit de bulunmuştur.
Bu sebepten bireysel başvurunun AİHM’e başvuru yolunu kapattığı şeklindeki yorum doğru değildir. Anayasa Mahkemesi tarafından bireysel başvuru
sonucunda verilen kararın, hak ihlalini ortadan kaldırmadığı ve mağduriyetin devam ettiği düşünülüyorsa, bu karardan sonra ilgililerin AİHM’e başvurmasına bir engel bulunmamaktadır.
Başka bir ifadeyle, nihaî olarak AİHM’e başvurmak mümkündür.
65. Bireysel başvuru yargılama sürelerini uzatmakta mıdır, yargı kararlarının kesinleşmesinde gecikmelere neden olacak mıdır?
Bireysel başvuru, her şeyden önce olağan yargı yolunun dışında olduğundan, mahkeme kararlarının kesinleşmesine herhangi bir etkisi yoktur. Bu nedenle de bu yolun yargılama sürelerini uzatacağı savı geçerli değildir. Şöyle ki olağan yargı yollarının tüketilmesinin ardından yargı kararı infaz edilebilir bir nitelik kazanacak ve tüm taraflar açısından bağlayıcı hâle gelecektir. İlgililerin bu karar aleyhine bireysel başvuru yapmaları kararın infazını engellemeyeceğinden yargılama sürelerinin uzaması söz konusu değildir.
Bireysel başvurunun AİHM’e yapılacak başvuruları geciktirdiği iddiasına gelince, Anayasa Mahkemesinde bireysel başvuruların sonuca bağlanmasının daha hızlı olacağı beklenmelidir. Dolayısıyla kişiler AİHM önündeki yargılama süresini de beklemeksizin daha kısa sürede hak ihlali iddialarının cevabını iç hukukumuzda bulma imkânına kavuşmuşlardır. Anayasa Mahkemesince ihlalin tespiti ve sonuçlarının giderilmesine yönelik verilen kararın ardından başvurucular ayrıca AİHM’e gitmeye gerek görmeyeceklerdir.
66. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları incelerken Anayasa’yı mı yoksa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini mi esas alacaktır?
Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları incelerken kararını Anayasa hükümlerine göre vermektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi her şeyden önce bireysel başvuru konusu hakların neler olduğunun belirlenmesinde kullanılması gereken bir kriterdir.
Öte yandan bütün idari ve yargısal makamlarca Sözleşme’ye uyulması bir zorunluluk olduğundan Anayasa Mahkemesinin kararını alırken Anayasa hükümlerini mümkün olduğu ölçüde Sözleşme’ye uygun şekilde yorumlayıp bir sonuca varması gerekmektedir.
KISA KAYNAKÇA
ALİYEV, Cabir, Anayasa Şikayeti, Beta, İstanbul, 2010
DOĞRU, Osman, Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Rehberi, Legal, İstanbul, 2012
GÖREN, Zafer, Bireysel Başvuru, Türk Anayasa Yargısında, Yetkin, Ankara, 2013
GÖZTEPE, Ece, Anayasa Şikayeti, AÜHF, Ankara, 1988
İNCEOĞLU, Sibel (Editör), İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Anayasa, Avrupa Konseyi, 2013, Ankara
KARAMAN, Ebru, Karşılaştırmalı Anayasa Yargısında Bireysel Başvuru Hakkı, On İki Levha, İstanbul, 2013
ÖZBEY, Özcan, Türk Hukukunda Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Hakkı, Adalet Yayınevi, 2.bası, Ankara, 2013
SAĞLAM, Musa (Editör), Bireysel Başvuru, İnceleme Usulü ve Kabul Edilebilirlik Kriterleri, 2. Baskı, AYM Yayınları, Ankara, 2013
SAĞLAM, Musa (Editör), Bireysel Başvuru İncelemeleri, AYM Yayınları, Ankara, 2014
ŞİRİN, Tolga, Türkiye’de Anayasa Şikayeti, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi ve Almanya Uygulamasıyla Mukayeseli Bir İnceleme,
On İki Levha, İstanbul, 2013
URAL, Sami Sezai, Hak ve Özgürlüklerin Korunması Bağlamında Bireysel Başvuru, Seçkin, Ankara, 2013
YOKUŞ, Sevtap (Editör), Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru; Anayasa Şikayeti, Seçkin, Ankara, 2014
ELEKTRONİK KAYNAKLAR
http://www.inhak.adalet.gov.tr/tematik/tematik.html
http://aihm.anadolu.edu.tr/
http://www.anayasa.gov.tr/
http://hudoc.echr.coe.int/
***