Gazeteci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gazeteci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim 2017 Pazar

PYD Türkiye'den Ne istiyor?



PYD Türkiye'den Ne istiyor?




Wladimir van Wilgenburg 
ORSAM Ortadoğu Uzmanı, Gazeteci

28-07-2013


19 Temmuz 2012 tarihinden bu yana Demokratik Birlik Partisi (PYD) Suriye'de Kürt nüfusunun yoğunlukta olduğu bölgelerin çoğunun kontrolünü ele geçirdiğinden beri Türkiye, Kürtlerin fiili bir özerklik ilan edeceklerinden endişe etmekte ve bu durumun da ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit edebileceği konusunda kaygı duymaktadır. İlk kez 12 Temmuz'da, Kürt yanlısı Hawar Haber Ajansı (ANHA) PYD'nin geçici bir hükümet, anayasa ve parlamento kurma konusunda planları olduğunu duyurmuştur.        
Buna rağmen, Kürt bölgeleri; Afrin (Efrîn), Ayn el-Arab (Kobanê), ve Hasake (Hesîçe) olmak üzere üç farklı yerde bulunduğu için Suriye'de bir Kürt özerkliği kurmanın çok güç bir ihtimal olduğunu birçok kişi unutmuş gibi görünmektedir. [1] Bu nedenle, Suriyeli Kürtlerin küçük bir bölümü, Suriye'de üç ayrı Kürt 'özerk' bölgesi kurmanın daha kolay olacağı kanısındadır.   
Türkiye ve Barzani arasında iyi düzeydeki siyasi ve ekonomik ilişkilerden dolayı, eğer Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'ye yakın bir parti bu bölgelerin kontrolünü ele geçirmiş olsaydı, Türkiye bu kadar endişe duymazdı. Fakat işin aslı şu ki; PYD, Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) daha yakındır ve muhtemelen bu durum PKK'nın silahlı güçlerini Türkiye'den geri çekmesi için, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AKP) PKK ile 'barış görüşmeleri'nde bulunması konusunda ikna etmede rol oynamıştır.      

PYD lideri Salih Müslim'in Perşembe akşamı geldiği iki günlük Türkiye ziyareti, hem Türkleri hem de Kürtleri aynı ölçüde şaşırtan bir gelişmedir. Hatta PYD taraftarlarının bile böyle bir ziyaretin gerçekleşeceğinden haberleri yoktu, bu konuda önceden bilgilendirilmemişlerdi. Ne var ki, daha önce PYD ve Türkiye arasında temaslarda da bulunulmuştur. Suriye Ulusal Koalisyon (SUK) Başkanı Muaz el Hatip, Kahire'de Salih Müslim ile görüştükten sonra Türkiye ve PYD arasındaki görüşmelerde arabuluculuk yapmıştır. [2] Ve Mayıs ayında İstanbul'da düzenlenen SUK toplantısına PYD üyesi Şervan İbrahim gözlemci olarak katılmış ve büyük ihtimalle PYD adına Türk yetkilileriyle de görüşmelerde bulunmuştur. [3] Bu nedenle Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Türkiye'nin PYD ile iki kez temaslarda bulunduğunu kabul etmiştir [4].           

PYD'nin Türkiye karşıtlığı, ve Türkiye'yi Kürtlere karşı El Kaide ve Özgür Suriye Ordusu'na bağlı gruplara destek vermekle suçlaması gibi sebeplerden dolayı söz konusu ziyaret hem Kürtler hem Türkler arasında şaşkınlığa neden olmuştur. Türkiye bu iddiaları inkâr etse de; Barzani'nin desteklediği, PYD'nin Kürt rakipleri bile Türkiye'nin bu gruplardan bazılarına dolaylı olarak destek verdiğini düşünmektedir.     
Şu anda, PYD'ye bağlı Halkın Savunma Birlikleri (YPG) ve çoğunlukla El Kaide'ye bağlı gruplar Rakka ve Haseke (Hesîçe)'de sınır kapılarının; PYD'nin Ayn al-Arab'a (Kobanê) girebilmesi için birçok etnik grubu içinde barındıran Tel Abyad'ın (Girê Spî); ve petrol ve gaz kaynaklarının kontrolünü ele geçirmek için mücadele etmektedirler.      

Çatışmalar 16 Temmuz'da Ras el-Ayn'da (Serê Kaniyê) başlamış ve ardından Rakka ve Haseke'deki diğer bölgelere sıçramıştır. Ayrıca, 25 Mayıs – 22 Haziran tarihleri arasında Kürt nüfusunun ağırlıklı olduğu Afrin şehrinde yaşanan çatışmaların ardından taraflar arasında hassas bir ateşkes imzalanmıştı. Ve bu ateşkes 9 Temmuz'da gerçekleşen küçük çaplı bir çatışma sonucunda neredeyse bozuluyordu. ÖSO ve YPG arasındaki ateşkese rağmen, Afrin'i çevreleyen 'Arap bölgesi' üzerinde hem Türkiye hem de silahlı grupların uyguladığı abluka hâlâ devam etmektedir.      

Bu durum ise Afrin'e (Efrîn) insanî yardımın ulaştırılmasını çok zor kılmakta ve yerel sorunları arttırmaktadır. Bu sadece PYD'nin değil, aynı zamanda diğer Kürt grupların da uluslararası topluma yardım çağrıları yapmalarına yol açmaktadır. Ne var ki Kürt grupların Avrupa ülkelerine ve BM'ye şikayetlerde bulunmalarına rağmen, Türkiye kendi sınırlarından sorumludur ve bu konuda diğer ülkelerin yapabileceği pek bir şey de yoktur. Söz konusu durum, Türkiye'den sınırı açmasını talep eden Türk sınırına yakın Kürt köylerinden yakın zaman önceki sınır geçişlerini açıklamaktadır. Kürt yanlısı Barış ve Demokrasi Partisi'nden (BDP) yetkililerin Türkiye'deki yerel yöneticilerle görüşme çabalarına rağmen bu görüşmelerin büyük bir başarıyla sonuçlanmadığı görülmektedir.       
PYD'nin Talepleri
O zaman PYD'nin Türkiye'den istediği tam olarak nedir?

1. Kürtlere Karşı İslamcı gruplara olan desteğe son verilmesi

PYD ve PKK'ya göre, Türkiye Suriye'deki PYD'ye karşı radikal İslamcı grupları desteklemektedir; dolayısıyla Türkiye'nin radikal gruplara verdiği iddia edilen desteğini çekmesini istemektedirler. YPG Ras el-Ayn'daki (Serêkanî) El Kaide bürolarını ele geçirdikten sonra bazı PYD taraftarı internet siteleri, pasaportlarında Türkiye üzerinden Suriye'ye giriş yaptıklarını gösteren birkaç Cihatçının pasaport görüntülerini yayınlamıştır. Ancak, Türkiye Suriye'deki radikal güçleri desteklemediklerini iddia etmektedir. Ne var ki PYD buna inanmamakta ve Türkiye'den, en azından bu Cihatçıların Suriye'de Kürt nüfusunun yoğunlukta olduğu bölgelere girişini engellemesini istemektedir. ÖSO veya Cihatçıların Suriye'nin geri kalanında Beşar Esad yönetimine karşı mücadele etmeleriyle PYD'nin bir sorunu yok, ancak PYD kendi kontrolündeki bölgelere girmeye çalışmalarına karşı çıkmaktadır.              
2. Sınırların Açılması
PYD, Esad'ın kontrolündeki Kamışlı ili dışında Kürt bölgelerinin birçoğunun kontrolünü elinde bulundurmasına rağmen; temiz su, gıda, tıbbi malzeme, elektrik ve yakıt yokluğundan ötürü bu Kürt bölgelerini idare etmekte sorunlar yaşamaktadır. Bunun yanı sıra istihdam yokluğu söz konusudur ve ekonomik durum gittikçe kötüleşmektedir. Göreli istikrar ve PYD ağırlıklı bölgelerde çatışmalar yaşanmaması sebebiyle birçok Arap kökenli, ülke içinde göç etmeye zorlanmış kişiler (IDP'ler) PYD kontrolündeki bölgelere gelip sığınmışlar; bu durum ise kaynak sıkıntısını daha da arttırmıştır. Kötü ekonomik durum sonucunda, birçok Suriyeli Kürt ya Türkiye'ye, ya da Irak Kürdistan Bölgesi'ndeki mülteci kamplarına kaçmıştır. PYD'nin, Suriyeli Kürtlere bölgelerini terk etmemeleri için yaptığı çağrılar işe yaramadı. Ve PYD'ye göre, söz konusu sorunları çözmek için geçici bir hükümet kurmak istemelerinin bir sebebi de budur.       
PYD, Türk hükümetinin uluslararası yardım kuruluşlarına bile Suriye sınırlarının çoğunu kapatmış olduğunu ve bu durumun sivil halk için sorunlara yol açtığını öne sürmektedir. Ayrıca, PYD Barzani'nin eğitimli Kürt savaşçılarından 74 kişiyi tutukladıktan sonra Barzani de 18 Mayıs'ta Fays Habur yakınlarında kontrolünü elinde bulundurduğu sınır kapısını kapatmıştır [5]. Bu nedenle PYD Türkiye ve Barzani arasında sıkışmış; yardım ve destek alabilmek için Türkiye'nin sınırlarından geçişe izin vermesine ihtiyaç duymaktadır. Özellikle de tamamen Araplar tarafından çevrelenen Afrin ilçesi ve Türkiye sınırına diğer Kürt bölgelerinden geçiş PYD için mümkün değildir. Barzani PYD'yi Afrin'e ulaşması için desteklese bile, Afrin'e yakın şehirler Cerablus ve Azaz'daki Özgür Suriye Ordusu ve İslamcı grupların kontrolünde olduğu için bunu başarmak çok güçtür. 

3. Türkiye'nin özyönetimi desteklemesi
PYD'nin bir diğer isteği ise, Türkiye'nin 'gelecekte' geçici hükümet ve özerklik konularında kendilerini desteklemesidir. PYD, etrafı Barzani ve Türkiye ile çevrili bir vaziyette olduğundan Türkiye ile ekonomik ilişkiler kurmak istemektedir. Eğer Türkiye buna destek verecek olursa, PYD, hâlâ hükümet bürokrasisinde çalışanların maaşlarının ödenmeye devam etmesi için Şam'a bağımlılığı kalmayacak ve Iraklı Kürtler gibi Türkiye ile iyi ilişkiler kurabilecekler. Aynı zamanda, Türkiye'nin desteğiyle birlikte Batı'nın da bu özerk bölgeye desteği kolaylaşacak; bu durum ise oluşumu daha meşru kılacak, uluslararası desteğe erişim artacak ve büyük ihtimalle PYD'nin Beşar Esad yönetimi ile işbirliği içinde olduğu suçlamalarına son verecektir. ABD şimdiye dek Suriye'deki Kürt özerkliğine karşı çıkmıştır [6]. Ne var ki, PKK ve Türk hükümeti arasındaki 'barış görüşmeleri' başarıyla sonuçlanmadığı takdirde Türkiye'nin bu konuda desteğini almak güç olacaktır.   
Bazı Türk analistler Irak'ta olduğu gibi Suriye'de de bir Kürt yönetimi kurulmasının Türkiye'nin yararına olacağı kanısında olmakla birlikte birçoğu ise bu fikre ikna olmamaktadır [7]. Bunu ise Öcalan'ın 21 Mart'taki mektubunda: 'Misak-ı Milliye aykırı olarak' bölünen Türkmenler, Asuriler, Araplar ve Kürtler'den; ve Kürtler ile Türklerin İslam bayrağı altındaki  'kardeşlik ve dayanışma'sından söz etmesine dayandırmaktadırlar [8]. Bazıları bunu, şu an Kürtlerin kontrolünde olan Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'nin büyük bir bölümünü de içine alan, Türk parlamentosunun 1920 Misak-ı Milli sınırlarını yeniden düzenleme çağrısı olarak da yorumlamaktadır. 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile bu harita yeniden gözden geçirilmiş ve Türkiye'nin hâlihazırdaki resmi sınırları belirlenmiştir.  

Özet:

PYD'nin Türkiye'yi Cihatçılara destek vermekle itham etmesinden dolayı, PYD liderinin ziyareti birçok gözlemci, Kürtler ve Türkler için aynı ölçüde beklenmedik bir gelişme olmuştur. Ne var ki, insanî yardım ve desteklere erişebilmek için Türkiye'nin kontrolündeki sınırlara bağımlı olduğundan, PYD daha önce de Türkiye ile görüşme girişimlerinde bulunmuştu. Dahası, Suriye'deki Kürt bölgeleri dışarıya kapalı ayrı ayrı üç bölge olarak bulunduğundan, Suriye'de Kürt özerk bölgesinin kurulması Irak'ta olduğundan daha zordur; öte yandan Türkiye ile işbirliği ise bunu biraz daha kolaylaştıracak ve bu sayede Kürtler, Arapların kontrolündeki alanlarda Türkiye vasıtasıyla üstünlük sağlayabileceklerdir.
PYD'nin üç temel talebi vardır: 
1. Türkiye'nin Cihatçı gruplardan desteğini çekmesi; 
2. Özerk bölge için destek vermesi ve 
3. Sınırlarını açması. 

PYD'ye göre Türkiye, Kürt bölgelere 'sızmaya' çalışan ve Kürt yerleşim yeri olan Afrin'i kuşatan Cihatçı grupları ve Özgür Suriye Ordusu'nu (ÖSO) desteklemekte dir. Ayrıca PYD, kendi kontrolündeki bölgelerde gıda, tıbbi malzeme, su, yakıt sıkıntısı, işsizlik, IDP'lerde (ülke içinde göç etmeye zorlanmış kişiler) artış ve elektrik sıkıntısı gibi sorunlar yaşadıklarından dolayı Türkiye'den, sınırlarını açmasını istemektedir.      

Her ne kadar PYD etrafı çevrili üç Kürt bölgesinin kontrolünü elinde tutsa da, sınır hem Kürt nüfusunun yoğunlukta olduğu Irak ve Suriye arasındaki KDP kontrolündeki sınır kapısından, hem de Türkiye'den kapalı durumdadır. Bunun dışında, PYD, Kürt geçici hükümeti için Türkiye'den destek istemekle beraber Irak Kürtleriyle olduğu gibi Türkiye'nin kendileriyle de benzer ekonomik ilişkiler kurmasını, bunun sonucunda da daha fazla uluslararası meşruiyete sahip olabilmeyi istemektedirler. Üstelik Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi, Barzani ile yaşanan karışıklıklara da son verecektir. Türkiye'nin bu talepleri kabul edip etmeyeceği hâlâ belirsizliğini koruyor, zira bu karar Türk devleti ve PKK isyancıları arasındaki barış sürecinden elde edilecek sonuca bağlıdır.      
Notlar:
1. Wladimir van Wilgenburg, "Misconceptions over Kurdish geography in Syria", Today's Zaman, 16 June, 2013, URL: http://www.todayszaman.com/news-318366-misconceptions-over-kurdish-geography-in-syria.html
2. Sevil Küçükkoşum Erkuş, “Rebels ‘mediate’ talks between Turkey, PYD”, Hürriyet Daily news, 22 March, 2013: URL:http://www.hurriyetdailynews.com/rebels-mediate-talks-between-turkey-pyd.aspx?pageID=238&nid=43408
3. Fehim Taştekin, "Turkey’s Kurdish Policies Complicate Ties With Iran, Iraq", Al Monitor, 30 May, 2013, URL: http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2013/05/turkey-kurdish-policies-complicate-iran-iraq.html#ixzz2aBUR16H4
4."Radicals tarnishing Syria revolt, says FM Davutoğlu", Hürriyet Daily News, July 26, URL:http://www.hurriyetdailynews.com/radicals-tarnishing-syria-revolt-says-fm-davutoglu.aspx?pageID=238&nID=51432&NewsCatID=352
5. Wladimir van Wilgenburg, "Border Arrests Reveal Disunity, Conflict Among Syrian Kurds," Al Monitor, May 21, URL: http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2013/05/pyd-arrests-syrian-kurds.html
6. Fikret Bila, "Ankara Must Make Strategic Choice In Northern Syria", Milliyet (Translated by Al Monitor), 23 July
7. "Öcalan: "Our Armed Forces Should Withdraw Beyond Border", BIAnet, 21 March 2013, URL: http://bianet.org/english/politics/145278-ocalan-calls-for-ceasefire-promotes-politics
8. “Turkish military steps up measures on Syria border”, Today’s Zaman, 23 July, URL: http://www.todayszaman.com/news-321680-turkish-military-steps-up-measures-on-syria-border.html