TÜRKİYE’DE ŞERİATIN KISA TARİHİ, 12
"ADİL EKONOMİK DÜZEN" MASALI
Refah Partisi ve Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın sloganı
haline gelen ve bir yeryüzü cenneti vaadeden "Adil Düzen" aslında,
bir ütopya bile değil. Ütopyaların, sistematik düşünce sistemlerinin içinden
çıkabildiği biliniyor. Örneğin; Jules Verne'in Aya Yolculuk'u bir ütopyadır
ama, sistematik düşünce ürünü olduğu için, bir süre sonra ütopya olmaktan çıkıp
gerçekleşebilmiştir.
22 Kasım 1992 tarihli Ekonomist dergisi, Adil Düzen'in
niteliğini araştırıyor ve "masal" kavramını uygun görüyor. Derginin haberini
bir ek metin olarak olduğu gibi aktarıyorum:
"...Olmaz, demeyin... Türkiye'de her şey olur.
Mevcut seçim sistemi değiştirilmez de bölünme modası devam ederse, Refah bal
gibi iktidar olur.
İktidar olduğunda RP Başkanı Erbakan'ın ilk yapacağı şey
de kendi icadı olan 'Adil Ekonomik Düzen'i gündeme getirmek olacak
tabii... Şu sırada kamuoyunda, RP'nin kendi tesettür politikasını halka empoze
edip etmeyeceği tartışılıyor.
Ama esas araştırılması gereken nokta, RP'nin önerdiği
ekonomik politika. Bu 'program' hayata geçirildiği takdirde, ekonominin Richter
ölçeğinde 7.5'luk bir deprem kaçınılmaz olacak.
Neler olacak neler?
Erbakan, başbakan olduğunda neler olacak neler?
Faiz ve para olarak ödenen vergiler kalkacak. Herkes,
malının yüzde 2.5'ini yine mal olarak devlete verecek.
Teşvik belgesi yerine, teminatlı ehliyet vesikası, oda
üyelik belgesi yerine de ahlaki topluluğun verdiği 'teminatlı tezkiye'
belgesi gelecek. Tabii, bu belgeler, her dönem olduğu gibi, iktidara yakın ve
mütedeyyin görünen kişilere verilecek. Laik görüşte direnen işadamlarına kredi
verilmeyeceğini tahmin etmek için, kahin olmaya da gerek yok, pek tabii. Bu tür
bir model, Türkiye'nin dünya ekonomisi ile bütünleşme çabalarıyla da
bağdaşmayacak.
Uygulanabilir mi?
Biz, Necmettin Hoca'nın Adil Ekonomik Düzen adlı kitabını
satır satır şerh ettikten sonra ekonomistlere, tarihçilere ve işadamlarına bu
modelin hayata geçirilme şansını sorduk.
İktisat tarihçisi Prof. Haydar Kazgan, bu konuda şu
değerlendirmeyi yaptı:
"RP'nin yaptığı büyük bir sahtekarlık. Faiz yerine
ticarete iştirak payı veriyor. Halbuki bu, bal gibi faizdir. Osmanlı
İmparatorluğu da, faizcilikle işe girişmiş, en güçlü olduğu dönemde faizciliğe
girmiş. Faiz, Galata'da kendini göstermiş. Refah Partisi'nin iktidara gelme
ümidi olmadığı için böyle şeyleri ortaya atıyor. Suudilerin hepsi faizcidir.
İşte İran'ın durumu ortada."
Osmanlı tarihi ile ilgili kitaplarda da 1459 ile 1563
arasında, yani imparatorluğun en şaşaalı döneminde bile, faizin mevcut
olduğunu, vakıfların bile ona onbir hesabıyla (yüzde 10) paralarını
işlettiklerini yazıyor.
Tarihten bir yaprak...
Geçmiş dönemlerdeki faiz işlemleri kitabına uyduruluyor
ve muamelei seriye denen uygulama, gerektiğinde mahkeme defterlerinde bile yer
alıyordu. Osmanlı döneminde bazı borçlular, bugün bazı uyanıkların yaptığı gibi
ödedikleri faizin toplamı anaparayı aşınca, borçlarının ödendiğini ileri
sürüyor ve ödemeyi durduruyorlardı. 1558 yılında alman şu mahkeme kararı,
faizin varlığını belgeliyor:
Üsküdar Kadısı, bu tür bir davayı Şeyhülislam Ebusuut
Efendi'ye başvurarak çözmek istedi, şu soruyu yöneltti: "Davacının
borçlusu olan davalı, her yıl davacıya faiz diye bir miktar akçe verse ama
şer'i muamele olmuş olmasa, sonra verdiğim akçeyi asıl mala say diyerek
davacıya vermese, davacının almaya hakkı olur mu? Beyan buyurula..."
Ebussuut Efendi'nin halen ilgili defterlerde incelenebilecek
şu cevabı faizin o dönemde de meşru sayıldığını gösteriyor: "Alır. Faiz
borcum diye verdikten sonra asıl mala sayılsın demeye hakkı olmaz."
Ekonomik Kaos Ankara Üniversitesi, SBF profesörlerinden
Korkut Boratav, Erbakan'ın modelinin tümüyle uygulanmasını imkansız görüyor ve
şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Bu modelin tümüyle hayata geçirilmesi mümkün değildir.
Parça parça ve kimi öğeleri bazı İslam ülkelerinde uygulanıyor. Örneğin
Mısır'da hızla gelişen İslami bankalar, birkaç yıl önce büyük bir skandal ile
çöktüler. Bu kurumlara tasarruflarını yatırmış olan halkı dolandırarak ülke
dışına para kaçırdıkları anlaşıldı."
Genç Yönetici ve İşadamları Derneği Başkanı Şerif Kaynar
ise, Refah Partisi'nin ekonomik hedeflerinin, uygulama aşamasında bir kaos
ortaya çıkacağını düşünüyor ve "Bugünkü konjonktürde faizsiz bir
ekonominin yaşayabileceğine inanmıyorum", diyor.
Maliye Profesörü İzzettin Önder'e göre, vergi konusundaki
Refah önerilerinin uygulanma şansı sıfır:
"Refahın ekonomi politikasının hiç şansı yok. Vergiyi
kaldıracak, yerine koyun alacak. Koyunun bir parasal değeri yok mu? Bunun adı
vergi olmuyor da ne oluyor peki?.. Bunlar aldatmacadır."
Bu nasıl kredi?..
Hoca'nın adil ekonomik düzenindeki en büyük kozlarından
biri, 'hakkı müktesep karşılığı kredi'.
Bu kredi şöyle işleyecek: Bir bankaya, örneğin 1000 lira
yatıran bir mudi, bir yıl sonunda, bir ay vade ile 12 bin lira alabilecek. Bir
yıl vade ile almak istediğinde ise müktesep hak (kazanılmış hak) kredisi bin
lira olacak. Alınan yüksek tutardaki krediyle, bir ay içinde iş çevirme imkanı
yok. Ancak vade bir yıla uzadığında ise alman kredi yatırılan paraya eşit
oluyor. Bu durumda tasarruf sahiplerinin ne kârı, ne de zararı olacak ve
bankaya para yatırmanın bir cazibesi kalmayacak. Bu önerinin Con Ahmed'in
enerjisiz işleyen devridaim makinesinden bir farkı yok.
Çoban Devlet
Yeni ekonomik düzenin en ilginç ve uygulanması zor
noktalarından biri de ayni vergi uygulaması. Erbakan'a göre 80 koyunu olan kişi
bunun kırkta birini yani, iki koyunu devlete verecek. Devletin bu koyunu paraya
çevirme imkanı teorik olarak var. Ancak devlete verilen mallara alıcı çıkmaması
durumunda, devletin elinde yüzbinlerce koyun birikebilecek. Türkiye'de 46
milyon koyı:n bulunduğuna göre, devletin koyun varlığı 1 milyon 150 bine kadar
çıkabilecek. Motor, otomobil ve diğer malların üretiminde de ayni vergi
alındığını varsayarsak, devlet bu varlıklarını koyacak ağıl, depo ve antrepo
bulamayacak.
Erbakan'ın varsayımına göre, içki veya erotik dergilerin
satışı polisiye önlem ve yasaklarla değil, irşad edilmiş insanların talebinin
azalması ile yok olacak. Talebin sıfıra inmesine kadar olan dönemde, devlet bu
tür mal üreten şirketlerden vergi olarak viski veya 'Playboy' almak zorunda
kalacak. Bunları paraya çevirmek istediğinde ise, bu muzır şeylerin satıcısı
durumuna düşecek.
Ayni verginin sorunları bunlarla da bitmiyor. Örneğin
bugünün vergi rekortmeni Matild Manukyan, vergisini ayni olarak ödemek istediğinde
ne yapacak?
Devlet her şeye ortak
Sanayi kuruluşları ile ilgili önerilerde hayal mahsulü
gibi görünüyor. Adil ekonomik düzende, her sanayi tesisinin beş ortağı
bulunacak. Bu ortaklar; tesis sahibi, yönetici kadro, işçi ve devlet olacak.
Her birinin üretim ve kazançtaki payı, yüzde 20'yi aşmayacak. Bu model
esasında, işçi veya hemşehri şirketlerinde uygulanan ancak, yürütülemeyen bir
yönteme çok benziyor.
Mussolini İtalya'sında denenen korporatif sistemle de
birçok ortak noktaları var. Devlete ağırlık vermesi de ilkel bir sosyalist
anlayıştan esinlenmiş görünüyor. Ancak bu modelin işlemesi çok zor. İşleseydi,
işçi şirketleri bugünkü zor duruma düşmezdi. Hele şirketin zarar etmesi
durumunda işler karışacak. Örneğin motor fabrikasında çalışanlara, ekmek parası
yerine motor verildiğinde, işçi karnını nasıl doyuracak?
İlkel bir model
Bilim adamları mal olarak (ayni) vergi ödeme yönteminin,
modelin ütopik niteliğini sergilediğini söylüyorlar. Prof. Korkut Boratav
ilkelliğin, ütopik niteliğinden daha belirgin olduğunu vurguluyor ve
'Tartışılması bile gereksiz' diyor. Prof. Kazgan ise, bu sistemi mantıksız
bulduğunu belirterek, şu yorumu yapıyor:
"Necmettin Hoca bazı şeyler söylüyor. Faizi kaldırdık
demekle faiz kalkmaz. Türk ekonomisini bu şekle sokarsanız kapalı bir ekonomi
olur. O zaman dış dünyaya bir adım attığınızda ne ihracat yapabilirsiniz, ne
başka bir şey. Dışardaki adam paranın faizini ister..."
ERBAKAN'IN MODELİNDE MASON PARMAĞI
RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın önerdiği yatırım
projesi karşılığı kredi sistemi, Batı ülkelerinde 40 yılı aşkın bir süredir
uygulanan risk sermayesi (venture capital) sisteminin bir kopyası.
Devlet Bakanı Tansu Çiller, ileri teknoloji alanında iş
kuracaklara faizsiz kredi verilmesini öngören bu sistemi yıllardır savunuyor.
Bu sistem, ilk kez 1946 yılında, Amerika'da General George Doriot tarafından
ortaya atıldı. Bu sistem, bugün Japonya'dan İsrail'e kadar, çok sayıda ülkede
zaten uygulanıyor.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Murat Çizakça da
faizsiz İslam bankacılığı çerçevesi içinde risk sermayesi şirketlerinin
kurulabileceğini, Erbakan'm kitabının yazılmasından çok önce belirtmiş ve ciddi
şekilde analiz etmişti.
'Görüldüğü gibi modeldeki bu önemli unsur, yeni değil.
Üstelik kapitalist ve emperyalist bir ülkede gerçekleştirilmiş ve
geliştirilmiş. Yani, o Refahçıların çok taktığı bir mason zihniyetin
ürünü."
-31 Aralık 1992: Aralık ayı başında gösterime giren 'Temel
İçgüdü' adlı filmin Ankara'daki gösterimleri, Refah Partisi
milletvekillerinin yaptığı suç duyurusu üzerine, 31 Aralık 1992 günü
yasaklandı. Yasaklama kararını alan Ankara 15. Sulh Ceza Mahkemesi, kararı "sözkonusu
filmde halkın utanmasına yol açacak sahneler bulunduğu" savıyla verdi.
Gösterime girdiği birçok ülkede olay yaratan Temel İçgüdü, Ankara'daki karardan
sonra, İzmir ve Samsun'da da yasaklandı.
-14 Aralık 1992: TBMM, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın
bütçesini görüşüyor. Genel Kurul'da söz alıp görüş bildirenlerin şeriatçılara
nasıl prim verdiklerinin anlaşılması açısından, bazı örnekleri sunmakta yarar
var:
"Biz, siyasetin emrinde bir din istemiyoruz; dinin
emrinde bir siyaset kabul ediyoruz." (Ekrem Ceyhun, Diyanet'ten
sorumlu Devlet Bakanı)
"Kur'an"ın baştan sona, cümle cümle yapılacak
tefsiri, Kur'an'ın bu asra bakan gizli sırlarını aydınlatacaktır." (Mehmet
Özkan, DYP)
"Biz, Doğru Yol Partisi olarak ve Sayın Başbakan
Süleyman Demirci, Diyanet'in üstünde, hepinizin bildiği gibi,
titremektedir." (Yahya Uslu, DYP)
"Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatımız,
milletimizin göz bebeğidir. Hiç kimse buna yan bakamaz." (Yahya Uslu,
DYP)
"Peygamberlerin çoğunun şarktan, filozofların
ekseriyetinin de batıdan çıkması gösteriyor ki, bizde din hem hayatın hayatı,
hem nuru, hem esasıdır." (Mehmet Ö/kan, DYP)
"Ben diyorum ki: Türkiye'nin esas kurtuluşu, o
caminin dışında kalan insanların caminin içerisine girerek ibadet etmesiyle
olacaktır." (İsmail Sancak, DYP)
"Fikir anarşisinden kurtulmak için, Diyanet'in
fetvada ileri bir mevkide olması lazımdır." (Mehmet Özkan, DYP)
"Terör, hırsızlık, adaletsizlik, rüşvet, fuhuş,
kumar gibi cemiyet hastalıklarının nisbeten ortadan kaldırılması için, Diyanet
İşleri Başkanlığı teşkilatı iyileştirilmelidir." (İsmail Sancak, DYP)
"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İslam, her
ailenin, her kabilenin nizamı; İslam, her cemiyetin sistemidir. İslam bütün
çağların, bütün mekanların dinidir." (Hasan Dikici, K.Maraş
Milletvekili)
"Sevgili hocam, 383 imam hatip okulundan 310 tanesi
Süleyman Demirel'in imzasıyla açıldığı gibi, bunun 19 tanesi de -Allah rahmet
eylesin- sayın Adnan Menderes tarafından açıldığını söyleyerek, 383 imam hatip
okulunun 330 tanesinin altında aynı ekolün imzası, aynı başbakanların imzasının
olduğunu ise söyleyebilirim." (Yahya Uslu, DYP)
"Sözlerime, memuriyetim esnasında olan bir olayı
anlatarak devam etmek istiyorum. Ben belediye görevlisiyim. Bir mahallede cami
yapılacaktı. Orada, bir takım cemiyet başkanlığı hesapları yapan kişi, caminin
yapılmasına mani olmak istedi; şikayet dilekçesi ile birlikte bana geldi.
Kendisine 'Arkadaş, sen bu şikayet dilekçesini bana verme. Eğer o caminin
yapılmasını sen durdurursan, o mahaMeye giremezsin' dedim." (İsmail
Sancak, DYP)
"TRT'nin mevcut kanallarından birisinin Diyanet İşleri
Başkanlığı'na tahsis edilmesi sağlanmalıdır." (Mehmet Özkan, DYP)
"PTT Genel Müdürlüğü'nden özel bir hat tahsis
edilerek, 'Alo Diyanet' isimli bir servisin kurulmasını teklif ediyorum." (Mehmet
Özkan, DYP)
"Diyanet İşleri Başkanlığı, devlet protokolunda
öngörülen konuma yerleştirilmeli ve buna bağlı olarak, Diyanet İşleri
Başkanlığı'mıza kırmızı plaka tahsis edilmelidir." (Mehmet Özkan, DYP)
(PEHLİVAN, Battal: Aleviler ve Diyanet, Sf. 145. 1993, İstanbul)
-24 Ocak 1993: Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Uğur
Mumcu, Ankara Karlı sokaktaki otomobiline yerleştirilen, C-4 tipi plastik
bombanın patlaması üzerine öldü. Saat 14.00 sıralarında, haberin
öğrenilmesinden itibaren yurdun her yerinde şeriatı lanetleyen gösteriler ve
yürüyüşler başladı. İnsanlar ayakta, en duyarlı anlarını yaşarlarken bile
şeriat durmadı. İstanbul Halaskargazi caddesindeki Bulgar Kilisesi'nin yanında
Uğur Mumcu anısına düzenlenen Mumcu kitap standı, 26 Ocak'ın ilk saatlerinde
yakıldı.
Mumcu'nun cenazesi; Ankara'da, onbinlerce kişinin
katılımıyla, 27 Ocak 1993 günü yapıldı. Tören, şeriatçılara karşı Türkiye
Cumhuriyeti tarihinin en büyük gövde gösterisi olarak nitelendi. Onbinlerce
insan bağırıyordu:
"Katiller bulunsun, hesap sorulsun",
"Türkiye İran olmayacak", "Faşizme karşı omuz omuza",
"Uğur'un katili kontrgerilla", "İrtica'nın başı
Çankaya'da", "Genciz, Güçlüyüz, Atatürk'çüyüz", "Mollalar
İran'a'Y'Bir mum söndü, yeni mumlar yanacak", "İrtica'nın maaşı
Çankaya'dan", "Çankaya'nın şişmanı, laiklik düşmanı",
"Kahrolsun Şeriat", "Uğurlar ölmez", "Uğurlar ölmedi,
ölmeyecek", "Solda birlik", "Mollalar orduya
alınamaz".
Onbinler ağıt yakıyordu:
"Ne bir haram yedi, ne cana kıydı/ Ekmek kadar aziz,
su gibi aydı/ Hiç kimse duymadan, hükümler giydi/ Yiğidim aslanım, burda
yatıyor/ Yiğidim Uğur'um, burda yatıyor."
Onbinler haykırıyordu:
"Ankara'nın taşına bak/ Gözlerimin yaşına bak/ Uğur
Mumcu şehit olmuş/ Şu feleğin işine bak."
-4 Şubat 1993: İran'ın önde gelen gazetesi 'Cumhuri
İslami'nin başyazısında Aziz Nesin, ağır bir şekilde suçlandı ve Salman
Rushdi'yle aynı sonu paylaşması gerektiği yorumu yapıldı. Başyazıda, "Şeytan
Ayetleri" kitabından dolayı Humeyni tarafından ölüme mahkum edilen
Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rushdi'nin kitabını, Türkiye'de
yayımlayacağını açıklayan Nesin'in, "Müslümanlar arasında yerinin
kalmadığı ve Rushdi gibi, öldürülmesinin mubah olduğu" belirtildi.
Nesin hakkında, "Siyonist uşağı", "Pis bir siyon" ve
"Pis yazar" deyimlerini kullanan gazetede, ilk adım olarak
İran'da çok tutulan yazarın kitaplarının boykot edilmesi istendi. İran'daki
radikal kanadın sözcüsü olarak tanınan gazetenin makalesinde, "Salman
Rushdi, peygambere ve İslama hakaret ettiği için idama mahkum edilmiştir. Aziz
Nesin de bu hakaret ve ihaneti onayladığı için aynı hüküm altındadır. İslami
milletimizin ve hükümetimizin bu kişiye tepkisini ve nefretini açıklaması
gerekiyor. Salman Rushdi, siyasi bir sorundan önce, İslami bir karardır", denildi.
Başyazıda, "İslam dünyası bu konuda hiçbir uzlaşmayı kabul etmediği
için, Rushdi'nin yolunu izleyen herkesin onun kaderini paylaşacağı" belirtildi.
-28 Şubat 1993: Emniyet Genel Müdürlüğü, İstihbarat
Daire Başkanlığı tarafından, son yıllarda güneydoğu bölgesinde, özellikle PKK
(Kürdistan İşçi Partisi) ile girdiği çatışmada etkin olan ve Kürtlerin "Hizbul
Kontra" adını taktıkları Hizbullah hakkında hazırlanan rapor basına
yansıdı. İkibin'e Doğru dergisinde kapak haberi olarak yayınlanan raporda,
örgütün Türkiye'deki eylemleri hakkında şunlar söyleniyor:
"Ülkemizde, özellikle başkent Ankara'da görevli
yabancı misyon mensuplarına karşı gerçekleştirilen bombalı suikast olaylarının
bu örgüt tarafından yapıldığı kanaati mevcuttur. 1987 yılından bugüne kadar;
ikisi ABD'li, ikisi Suudi Arabistan'lı, biri İsraü'li ve diğeri de Mısır'h
olmak üzere altı yabancı uyruklu şahsa girişilen eylemlerin bu örgüt tarafından
gerçekleştirildiği değerlendirilmektedir. Eylemlerin hepsi, faili meçhuldür.
Bugüne kadar maalesef bu olayların failleri tespit edilmemiştir."
"l Aralık 1984 tarihinde, İstanbul ilinde bir
kuyumcu soygununa müdahale eden güvenlik kuvvetleriyle sanıklar arasında çıkan
silahlı çatışma neticesi, faillerden biri olay yerinde yakalanmıştır. Şahsın
yapılan sorgusunda illegal Hizbullah örgütü mensubu olduğu, kuyumcuyu örgüt
adına arkadaşlarıyla birlikte soymaya teşebbüs ettikleri öğrenilmiştir.
Genişletilen tahkikat sonucunda örgüt mensubu olduğu anlaşılan 13 kişi; bir
adet Sten marka makinalı tabanca, dört adet çeşitli çapta tabanca, bu
tabancalara ait şarjörler, bine yakın mermi ve bol miktarda örgütsel
dokümanlarla birlikte yakalanmışlardır."
"Şeriat kanunlarının geçerli olduğu İran örneğinde
olduğu gibi bir İslam devleti kurmak amacı doğrultusunda faaliyet yürüten
Hizbullahi kesim, ülkenin bölünmesi, devletin yıkılmasını arzulamamaktadır.
Amacı, TC devletinin siyasi sistemini İslami kurallara uydurmakla sınırlıdır.
Ümmeti böldüğü ve Müslümanları güçsüz bırakacağı gerekçesiyle PKK'nın bölücü
fikirlerini tasvip etmemektedir."
"1991 yılı Mayıs ayından itibaren Güneydoğu Anadolu
bölgemizin bazı il ve ilçelerinde PKK ile, kamuoyunda Hizbullahçılar olarak
adlandırılan grubun adam öldürme, bombalama, kundaklama, darp ve silahlı
saldırı şeklinde cereyan eden karşılıklı çatışmaları süregelmektedir.
Hizbullahi kesimin ülkemizde gerçekleştirdiği, eyleme dönük bu tür
faaliyetleri, 1991 yılı başlarından itibaren yeni bir boyut kazanmaya
başlamıştır.
PKK'nın halktan para toplama, kepenk kapatma, lehte
propaganda yapmak, kısaca şunu yap bunu yapma türü istekleri, artık belli bir
kesim tarafından yerine getirilmiyordu. Bu isteklerin yerine getirilmesi için
baskı, zulüm, dayak ve tehdit metodları ise işe yaramamıştı.
İşte PKK, bu kesimi baskı altına alabilmek ve kendi
isteklerine boyun eğdirebilmek gayesiyle, 08 Mayıs 1991 tarihinde Şırnak'ın
İdil ilçesinde Hizbullahi kesimin önde gelen isimlerinden M.Şerif Karaaslan'ın
anne ve babası, Hayriye ve Sabri Karaaslan'ı evlerinde silahla taramak
suretiyle öldürme eylemini gerçekleştirmişlerdir." (2000'e Doğru.
28.2.1993. Sf. 8-14)
Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde açılan Hizbullah
davasının iddianamesinde ise örgütün iç yapısının iç yapısı ve örgütlenmesi
şöyle anlatılıyor:
"a)İlim Cemaati:
İlim cemaatine mensup olanlara göre, aslolan cihat, yani
silahlı mücadeledir; önce ona ağırlık verilmelidir. Silahlı mücadele bir
temizlik, bir yıldırım harekatıdır. Aynı zamanda, bir güç gösterisidir. Sessiz
ve kararsız kitleyi davaya kazanmanın (olanağı. H.N.) olmadığı takdirde
zorlamanın tek yolu budur. Zira iyi olarak örgütlenmiş, davaya inanan, bilinçli
ve kararlı az sayıda militan; örgütsüz ve dağınık olan çok sayıda sempatizana
göre daha yararlı olarak silahlı mücadele verebilir.
Dini yayınlarla tebliğ yoluna bel bağlama, lafazanlıktan,
laf ebeliğinden başka bir şey değildir; boşuna bir zaman kaybıdır. Tebliğ,
ancak silahlı mücadeleyle yürütüldüğünde etkili olabilir.
Gerçekten de tebliğ hem uzun vadelidir, hem de büyük risk
içerir. Gizlilik ve eylem seçeneğini azaltır, zorlaştırır, ihanet yollarını ve
pişmanlıkları,örgüt içine sızmaları hızlandırır.
b) Menzil Cemaati (Fecir Cemaati):
Menzil veya Fecir cemaatine göre ise cihat, yani silahlı
mücadele için zaman çok erkendir. Cihat yoluna, İslam devriminin yolu
tıkanmadıkça başvurulmamalıdır. İslam devrimi için izlenecek yol, önce tebliğ
yoluyla taban genişletme ve yeni katılımlar sağlama, cemaatleşme yoluyla yeni
katılımları bilinçli ve davaya inanmış militan haline dönüştürme; son çare
olarak da cihat ilan etmektir. Kararlı çoğunluğun hareketi, sonucu hızlandırır,
alt yapının güçlendirilmesi için üst yapı kurumlarının oluşumunu çabuklaştırır.
Demokratik yol kapanmamışken silahlı mücadeleye başvurmak cinnettir. Gereksiz
yere dökülecek kan devrimi kendi içinde boğar. Aynı zamanda, güvenlik
güçlerinin de dikkatini gereksiz yere üzerine çeker." (Hizbullah
İddianamesi, Sf. 8)
HİZBULLAH'IN ÖRGÜTLENMESİ
"Menzil Grubu'nun siyasi lideri, Fidan Güngör'dür. Dini
lideri ise Mansur Güzelsoy'dur. Şura üyeleri; sanıklarından Mehmet Yaşasın,
Zeki Savaş ve Sadrettin Ay'dan oluşmaktadır.
Şura üyelerinden Mehmet Yaşasın tebliğ grubunun; Zeki Savaş
cihad grubunun; Sadrettin Ay ise camii örgütlenmelerinin sorumlusudur. Şura
üyelerinden kimlikleri tesbit edilebilenler, bu şahıslar olup diğerlerinin
henüz kimlikleri tesbit edilememiştir.
Şura üyelerinden Sadrettin Ay öldürülmüştür; dini lider,
siyasi lider ve şura üyesi Zeki Savaş halen firarda bulunmaktadır.
Diyarbakır Askeri Kanat sorumlusu, sanık Emin Tenşi'dir.
Askeri kanatta görev alanlardan; Selçuk Atasoy, Gülsan Aydın, Mehmet Tarduş,
Abdullah Deniz, Orhan Tektekin, İrfan Aydın bu davanın sanıklarıdır. Askeri
kanat görevlilerinden Turhan Aydın yakalanmış olup Adıyaman Cezaevi'nde
tutukludur.
Askeri kanat mensuplarından; Muhittin Karaaslan, Şuayp
Polat, Ubedullah Can, Azmi Efe ölü olarak ele geçirilmişlerdir.
Askeri kanada mensup olanlardan; Mehmet Murat Benlice, Hamit
Kaya, Cengiz Aydın, Lokman Pirizade, Seyfettin Ay, Halil Yıldız, Kadri Akboğa,
Hasan Kurt halen firarda bulunmaktadır.
Diyarbakır Tebliğ Grubu:
Sorumlusu, sanık Mehmet Yaşasın'dır. Yardımcıları:
Abdülselam Akgül (ölü), yüksek öğretim birimi sorumlusu; Rafet Şener, orta
öğretim birimi sorumlusudur. (Rafet Şener halen l nolu DGM'de 1993/719 esas
sayılı dosya üzerinde yargılanmaktadır.)
Yüksek öğretim biriminde faaliyet gösterenlerden; Abdülhamit
Güler, Kemal Koyuncu, Sabri İdgü, Yüksel Özgan, Mehmet Eken, Cengiz Temel,
Behçet Güngör, Fevzi Demir bu davanın sanıklarıdır.
Halk biriminde faaliyet gösterenlerden; Hakan Elem, Murat
Koyuncu, Mehmet Polat, Mehmet Koyuncu, Mehmet Rüzgar, Sedri Eren davamızın
sanıklarıdır.
Batman Fecir Grubu:
Batman Fecir Grubu'nun Menzil grubuyla birlikte aynı
ideoloji ve yöntemi benimsedikleri; aynı nedenlerle ilim cemaatinden
ayrıldıkları; ayrıldıktan sonra bölgede tek güç olarak faaliyet göstermek
isteyen İlim Grubu'nun saldırısına uğradıkları, hedefi haline geldikleri;
Batman'da, Fecir Kitabevi çevresinde cemaatleştikleri için bu isim altında
tanındıkları; Menzil cemaatiyle birlikte İlim Grubu'na karşı eylem birliği
içine girdikleri ve ortak eylemler gerçekleştirdikleri; Menzil cemaatiyle bir
ve türdeş yapıda oldukları; dini liderlerinin İhsan Yeşilırmak (ölü), siyasi
liderlerinin Gıyasettin Uğur(ölü), şura üyelerinden tesbit olunanın Zeki Amedi
kod adlı Zeki Savaş olduğu;
Zeki Savaş'ın şura üyesi olarak Batman askeri kanadından da
sorumlu bulunduğu, Menzil grubunun şura üyesi Zeki Savaş'la aynı kişi olduğu;
Fecir grubunun askeri kanat sorumlusunun Eyüp Bozkurt olduğu; Fecir kanadının
Cihat grubunun (askeri kanadının) Gülsan Aydın, Muhammed Beşir Toprak,
Vahdeddin Edebali, Gıyasettin Uysal, Nasip Hiçyılmaz, Osman Sevim, Metin Eren,
Hasan Güzel'den oluştuğu anlaşılmaktadır.
Eyüp Bozkurt ile Zeki Savaş arasındaki bağlantıyı Osman
Sevim teşkil etmektedir. Osman Sevim, aynı zamanda Satımlar olarak adlandırılan
ideolojik nedenlerle gerçekleştirdikleri silahlı eylemlerde satır kullandıkları
için bu isimle adlandırılan grubun üyeleri Şerif Gezer, Ali Kan, Cahid Öztürk
isimli sanıkların da lideri konumundadır."
- 21 Nisan 1993: Cumhurbaşkanı Turgut Özal toprağa verildi.
17 Nisan'da, Ankara'da ölen Özal, Fatih Camii'nde kılınan öğle namazının
ardından Vatan Caddesi'ne; daha önce kendisinin Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın
itibarlarının iadesi için yaptırdığı anıt mezarın ucundaki alana götürüldü.
Fatih Camii'nden bando eşliğinde alınan Özal'in naaşını yol boyunca izleyen
şeriatçı gruplar, "Müslüman Özal" diye slogan atarak tekbir
getirdiler. Sloganların bir amacı da, "Müslüman Cumhurbaşkanı'nın
cenazesinin gavur usulü bandoda cenaze marşı çalınarak götürülmesine
tepki" ve bandonun sesini bastırmaktı. Şeriatçılar, yollarını açan Özal'ı
son yolculuğuna böyle uğurladılar.
-12 Mayıs 1993: Yapım ve yönetimini gazeteci Erhan
Akyıldız'ın üstlendiği ve HBB televizyon kanalında yayınlanan Yüksek Tansiyon
adlı tartışma programında, eski İstanbul Vaizi Hasan Ali Buldan ile Alevi
kökenli yazar Cemal Şener, Alevilik konusunu tartıştılar. Program beklenmedik
bir biçimde gelişti ve eski vaiz Buldan, açtı ağzını, yumdu gözünü:
"İbni Sina adlı bir Yahudi, Hazreti Muhammed'in
ölümünden sonra Hazreti Ali'yi kandırarak böyle sapık bir akımı ortaya
çıkarmıştır."
"Alevilik sapık bir inançtır, Müslümanlıkla ilgisi
yoktur." "Avrupalılar ve Şia, İslam'ı bölmek için Alevileri destekliyor."
"Aleviler, Tanrı tanımaz, Muhammed'i peygamber olarak kabul etmezler.
Ali'yi Allah olarak görürler."
"Aleviler namaz kılmaz ve camiye gitmezler. Camilere
hayvan bağlarlar."
"Aleviler mumsöndü yaparlar." "Cehennemde
Alevilere yer ayrılmıştır."
-29 Mayıs 1993: Cağaloğlu'ndaki Cezeri Kasım Paşa
Camii'nde biriken kalabalık, cuma namazından sonra tekbir getirerek pankartlar
açtı. Pankartlarda, "Aydınlık-Rüşdü elele", "İslami hareket
engellenemez", "Muhammed'e can feda", "Zillet bizden
uzaktır", "Kahrolsun İngiltere ve yerli uşakları" sloganları
yer aldı.
Salman Rushdi'nin Şeytan Ayetleri kitabından bazı pasajların
Aydınlık gazetcsinde yayınlanmasını protesto eden gericiler, "İslam'a
yapılan saldırılara izin vermeyelim", başlıklı bir bildiri dağıttılar.
Gericiler, yüzlerce polisten oluşan kordona karşılık vilayete doğru yürüyüşe
geçtiler. Yürüyüş sırasında tekbir getirip, "İslam düşmanlarını
cezalandıracağız", "Aydınlık, defol", "Kafirlere yer
yok", "Kafirlere karşı Müslümanlar birleşin" sloganları atan
gericiler, polisle çatıştı. Gericiler daha sonra, valilik binasının
yanıbaşındaki Kaynak Yayınevi'ni ellerindeki sopalar ve demir çubuklarla tahrip
ederek yayınevi görevlisi İsmet Öğütücü'yü yaraladılar. Baskın sırasında
Aydınlık, Cumhuriyet, Özgür Gündem ve Zaman gazeteleri ile bir İngiliz bayrağı
yakıldı. Olaylar sırasında göstericilerin dağıttığı bildiride, "Kur'an'ın
korunmuşluğuna dil uzatan, Hz.Peygamber'in aile hayatını haşa, bir genelev
ortamına benzeten ve yine ümmetin anaları olan Hz.Peygamber'in hanımlarına
haşa, fahişe deme cüretinde bulunan böylesi azgın bir kafirin deli saçmalarının
yayınlanması karşısında sessiz mi kalacağız?
Müslümanlar, hesap sorunuz. Nisa suresinde belirtildiği
gibi: İnananlar Allah yolunda savaşırlar, kafirler de Tağut yolunda savaşırlar.
O halde şeytanın dostlarıyla savaşın, çünkü şeytanın
hilesi zayıftır."
-2 Temmuz 1993: Sivas'ta 35 aydın, şeriatçıların
tekbir sesleri arasında ve devletin gözü önünde yakılarak öldürüldü. İslamcılar
için artık, söz bitmişti...
SON SÖZ
Türk emekçisi on yıllarca ezildi. Yaşamın yüküyle ezildi,
siyasi yasaklarla ezildi, sınıf çatışmasının şiddetiyle ezildi, emperyalizmin
baskısıyla ezildi. Yaşam standardında, teknolojide, bilimde, kültürsanatta,
sporda hep ezildi. Cumhuriyet tarihi bir anlamda, Türk emekçisinin ve aydının
ezilme tarihidir. Karadeniz'in dalgalarındaki Mustafa Suphilcrden Sivas
ateşlerindeki 33 ışığa, hepsi ezilmenin tarih kitabının altı çizili harflerini
oluşturdular. Bütün bu zulüm, egemenlerin bilerek ve isteyerek yani, hukuk
deyimiyle, teammüden bir boşluk oluşturma çabalarının somut sonuçlarıdır.
Şimdi bu boşluk, daha 1950'den itibaren sırtını egemenlere
dayayan şeriatçılarca doldurulmak isteniyor. Bir noktaya da gelindi saylır.
İstenen de buydu: Sol'u engellemek. Ne ile ve nasıl olursa olsun; engellemek.
Ortanın sağıyla olmadı. Sivil faşist hareketlerle olmadı.
Askeri darbelerle olmadı. Emekçiler ve Sol hepsine direndi. Sokak sokak, kent
kent direndiler.
Şeriatçıların yarattığı kilitlenmenin çözümü,
emekçilerdedir.
Emekçiler mi?
Onlar ne yaptıklarını, iyi bilirler.
EKLER;
TEKKE VE ZAVİYELERİN KAPATILDIĞI GÜNLERDE İSTANBUL'DAKİ
TARİKAT DERGAHLARI
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına Dair Kanun'un çıktığı
günlerde, İstanbul'da yarı resmi kimliğe sahip 307 tarikat merkezi vardı.
Yasadan sonra tüm bu dergâh, tekke, hankâh ve zaviyeler kapatıldı. Aşağıdaki
liste, Reşat Ekrem Koçu'nun İstanbul Ansiklopedisi'nin 8. cildinden alındı.
MERKEZİN ADI
SEMTİ
ZİKİR/AYİN
GÜNÜ
BAYRAMİ TARİKATI
1- Divitçiler dergâhı Üsküdar Salı
2- Ekmekyemez dergâhı Salacak Pazartesi
3- Himmetdede dergâhı Nakkaşpaşa Perşembe
4- Tevilmehmedefendi dergâhı Altımermer Salı
BEDEVİ
5- Ağaçkakan dergâhı Yedikule Çarşamba
6- Arabzade dergâhı Kasımpaşa Salı
7- Ebürriza dergâhı K.paşa/Tatavla Pazar
8- İslambey dergâhı Eyüp Cuma
9- Şeyhhamed dergâhı Çengelköy Cumartesi
10- Şeyhhamil dergâhı Beylerbeyi Pazar
11- Şeyhhasib dergâhı Toptaşı Pazartesi
12- Şeyhhüseyin dergâhı İstavroz Perşembe
CELVETİ TARİKATI
13- Acıbadem dergâhı Üsküdar Cumartesi
14- Akarca dergâhı Tophane Çarşamba
15- Akbıyık dergâhı Ahırkapu Çarşamba
16- Alaeddinefendi dergâhı Sofular Pazartesi
17- Atpazarı Osmanefendi d. Fatih Pazar
18- Atpazarı Osmanefendi d. Üsküdar Cuma
19- Ayşcsultan dergâhı İmrahor Perşembe
20- Bacılar dergâhı Üsk/Hüdai Salı
21- Bandırmalı dergâhı Üsk/İnadiye Cuma
22- Çakırdede d. (Karaabalı dergâhı) Dolmabahçe Çarşamba
23- Divitçizade dergâhı Üsküdar Cuma
24- Hüdaiazizmahmudefendi d. Üsküdar Cuma
25- İskenderbaba dergâhıÜsküdar Üsküdar Çarşamba
26- Keşfi Osmanefendi dergâhı Vezneciler Çarşamba
27- Küçükayasofya dergâhı Camii
içinde Cuma
28- Mihrimah sultan dergâhı Üsk/İskele Perşembe
29- Musalla dergâhı Bulgurlu Perşembe
30- Sarmaşık dergâhı Edirnekapı Perşembe
31- Şeyhfenai dergâhı Üsk/Pazarbaşı Çarşamba
32- Şeyhselami dergâhı Üsküdar Pazartesi
33- Şeyhselami dergâhı Büyükçamlıca Çarşamba
34- Tembelhacımehmed dergâhı Üsküdar Perşembe
CERRAHİ TARİKATI
35- Arifdede dergâhı Üsküdar Perşembe 36- Çaylakzade dergâhı Nuruosmaniye Perşembe
37- Halilnizameddin dergâhı Edirnekapı Çarşamba
38- İplikçimehmed dergâhı Otlukotu
yok. Perşembe
39- Karabaş dergâhı Rumelihisarı Perşembe
40- Karagöz dergâhı Silivrikapı Çarşamba
41- Nureddincerrahi dergâhı Karagümrük Pazartesi
42- Sertarikzade dergâhı Fatih Salı
43- Sertarikzade dergâhı Nişancı Pazar
44- Şeyhali dergâhı Otakcılar Pazar
45- Tameşvar dergâhı Eyüp Perşembe
46- Yağcızade dergâhı(Balaban d.) Üsküdar Cumartesi
47- Yesarizade dergâhı Sofular Cumartesi
48- Yıldızdede dergâhı Bahçekapı Çarşamba
49- Başçıhacımahmud dergâhı Haseki Çarşamba
50- Gülşenitatarefendi dergahı Tophane Perşembe
51- Şeyhail dergâhı Balat Salı
HALVETİ TARİKATI
52- Bülbülcüzade dergâhı Fatih ?
53- Çizmeciler dergâhı Kabataş Pazar
54- Hamzazade dergâhı Fatih Salı
55- İshakkaramani dergâhı Sütlüce Cuma
56- Kasımçelebi dergâhı Çemberlitaş Cuma
57- Kulemeydanı dergâhı Yedikule Çarşamba
58- Maçka dergâhı Maçka Pazartesi
59- Sadullahçavuş dergâhı Silivrikapı Cumartesi
60- Şevkiefendi dergâhı Mimarağa Salı
61- Şeyhhafız dergâhı Karacaahmet Pazar
62- Şeyhsüleyman dergâhı Beykoz Perşembe
63- Tekkeci dergâhı Topkapı
dışı Cuma
64- Üçler dergâhı Silivrikapı Cuma
KADİRİ TARİKATI
65- Abdalyakub d. (Hekimoğlualipaşa d.) Camii içinde Cuma
66- Abdüsselam dergâhı Hekimoğlu Pazar
67- Ahbaba dergâhı Fındıklı Çarşamba
68- Avnizade dergâhı Üsküdar Cumartesi
69- Bayrampaşa d. (Paşmakı Şerif d.) Haseki Cuma
70- Büyükpiyale dergâhı Kasımpaşa Cuma
71- Çenezade dergâhı Eskiali Pazartesi
72- Doğramacı dergâhı Zındanarkası Çarşamba
73- Dülgeroğlu dergâhı Saraçhane Perşembe
74- Emirefendi dergâhı Kulaksız Perşembe
75- Erdekbaba dergâhı Haseki Pazar
76- Evlicebaba dergâhı Eyüp Cuma
77- Fıstıklı dergâhı Hasköy Pazartesi
78- Gavsizade dergâhı Mevlanakapı Cumartesi
79- Hacıilyas dergâhı Eğrikapı Perşembe
80- Hakiefendi dergâhı Eyüp Cuma
81- Hamdiefendi dergâhı Sinanpaşa Çarşamba
82- Havuzbaşı dergâhı (Özbekler d.) Beylerbeyi Perşembe
83- Haydardede dergâhı Saraçhane Pazar
84- Hindiler dergâhı Selamsız Cumartesi
85- Hindiler dergâhı Horhor Cumartesi
86- Kabakulak dergâhı Karagümrük Perşembe
87- Kaadirihane dergâhı Tophane Salı
88- Kaledıbı dergâhı Mevlanakapı Çarşamba
89- Karabaş dergâhı Tophane Perşembe
90- Kartalbaba dergâhı Nuhkuyusu Salı
91- Kavafhüseyin dergâhı Emirgan Cuma
92- Kavafmehmed dergâhı Balcıyokuşu Cumartesi
93- Kaygusuzbaba dergâhı Ayasofya Pazar
94- Kelami dergâhı Mevlanakapı Salı
95- Kolancıeminefendi dergâhı Otakcılar Cumartesi
96- Küçükpiyale dergâhı Kasımpaşa Cumartesi
97- Kürkçü dergâhı Lalezar Pazar
98- Kürkçüzade dergâhı Silivrikapı Pazar
99- Mısırlıibrahim dergâhı Sultanahmet Cuma
100- Mollaçelebi dergâhı Eyüp Cuma
101- Muabbirhasanefendi d. Kasımpaşa Çarşamba
102- Nazmizade dergâhı Şehremini Pazartesi
103- Nebati dergâhı Tophane Fatih Çarşamba
104- Nişancı dergâhı Aksaray Cumartesi
105- Oğlanşeyh dergâhı Mevlanakapı Pazar
106- Peykdede dergâhı Şehremini Pazartesi
107- Rem'i dergâhı Edirnekapı Çarşamba
108- Resmi dergâhı Üsküdar Cuma
109-Serbölük dergâhı Ayasofya Perşembe
110- Şeyhhulusi dergâhı Bebek/Kayalar Çarşamba
111- Şeyhmehmed dergâhı Keçeciler Cuma
112- Şeyhşemsi dergâhı Haseki Perşembe
113- Şeyhtaha dergâhı Davutpaşa
isk. Perşembe
114- Taşçı dergâhı (Gümüşdede d.) Kasımpaşa Pazartesi
115- Türabı dergâhı Kasımpaşa Cuma
116- Vaniahmedefendi dergâhı Lalezar Pazar
117- Yahyaefendi dergâhı Fatih Cuma
118- Yahyakethüda d. (Yahubaba d.) Kasımpaşa Çarşamba
119- Yarımcababa dergâhı Paşalimanı Cumartesi
120- Yavedud dergâhı Ayvansaray Cuma
121- Zincirlikuyu dergâhı Üsküdar Cumartesi
MEVLEVİ TARİKATI
122- Bahariye Mevlevihanesi Bahariye Çarşamba
123- Galatasaray Mevlevihanesi Galata Cuma,Salı
124- Üsküdar Mevlevihanesi Üsküdar Cumartesi
125- Kasımpaşa Mevlevihanesi Kasımpaşa Pazar
126- Yenikapı Mevlevihanesi Yenikapı P.tesi,Per.
NAKŞİBENDİ TARİKATI
127-Afifehatun dergâhı Eyüp Perşembe
128- Akbaba dergâhı Beykoz Perşembe
129- Babahaydar dergâhı Eyüp Perşembe
130- Bademli dergâhı Sütlüce Perşembe
131- Baliefendi dergâhı Silivrikapı Cuma
132- Çolakhasanefendi dergâhı Eyüp Cuma
133- Derunimehmedefendi d. Vezneciler Perşembe
134- Ebusaidülhudri dergâhı Kariye Cuma
135- Emirbuhari dergâhı Edirnekapı Cuma
136- Emirbuhari dergâhı Unkapanı Perşembe
137- Emirbuhari dergâhı Eğrikapı Perşembe
138-Feyziye dergâhı K.M.paşa Cuma
139- Feyzullahefendi dergâhı Halıcılarköşkü Cuma
140- Hacıbeşirağa dergâhı Babıali Perşembe
141- Hakikiosmanefendi dergâhı Eğrikapı Perşembe
142- Hakikizade dergâhı Eğrikapı Pazar
143- Hatuniye dergâhı Eyüp Pazartesi
144- Hüsrevpaşa dergâhı Eyüp Perşembe
145- Kalenderhane dergâhı Eyüp Perşembe
146- Kalenderhane Hindiler d. Üsk/Çinili Perşembe
147- Karaağaç dergâhı Karaağaç Perşembe
148- Karayağdı dergâhı Eyüp Perşembe
149- Kaşgari dergâhı Eyüp Perşembe
150-Kefevi dergâhı Salmatomruk Salı
151- Kırkağaç dergâhı Aksaray Perşembe
152- Kirpasi dergâhı Eyüp Pazar
153- Mehmedsaidefendi dergâhı Fındıklı Perşembe
154- Mercimek dergâhı Langa Cuma
155- Mesnevihane dergâhı ? Çar.,Cuma
156- Mimarsinan dergâhı Aşıkpaşa Salı
157- Muabbirhasanefendi d. Eskiali Perşembe
158-Muradmolla dergâhı ? Çarş.,Pazar
159-Mustafadede dergâhı Fatih Cumartesi
160- Mustafapaşa dergâhı Otakçılar Perşembe
161- Nalbandmehmedefendi d. Rumelihisarı Perşembe
162- Nazifdede dergâhı Anadoluhisarı Perşembe
163- Neccarzade d. (Sinanpaşa d.) Beşiktaş Pazartesi
164- Öküzcebaba dergâhı K.M.paşa Cuma
165-Özbek dergâhı Üsküdar Cuma
166-Özbekler dergâhı Sultanahmet Cuma
167-Özbekler dergâhı Sultantepsi Perşembe
168-Perişanbaba dergâhı Kazlıçeşme Perşembe
169-Safvetipaşa dergâhı Hocapaşa Perşembe
170-Sarıbaba dergâhı Sarıyer Pazar
171-Selimiye dergâhı Üsküdar Perşembe
172-Seyyidbaba dergâhı Haseki Perşembe
173- Şahkulu d. (Merdiköyü d.) Merdivenköy Perşembe
174-Şehidler dergâhı Rumelihisarı Perşembe
175-Şeyhabdullah dergâhı Kanlıca Perşembe
176-Şeyhali dergâhı Eyüp Perşembe
177-Şeyhhıfzı dergâhı Unkapanı Perşembe
178- Şeyhkamil dergâhı Edirnekapı Pazar
179-Şeyhmurad dergâhı Nişancı Cuma
180- Şeyhsadık dergâhı Üsküdar Perşembe
181-Şeyhsaid dergâhı Fındıklı Pazar
182- Şeyhselami dergâhı Eyüp Pazar
183-Şeyhselim dergâhı Üsküdar Perşembe
184- Tahirağa dergâhı Aşıkpaşa Perşembe
185-Tahirbaba dergâhı Büyükçamlıca Perşembe
186-Valdesultan dergâhı Edirnekapı Perşembe
187-Vezir dergâhı Eyüp Perşembe
188- Yahyaefendi dergâhı Beşiktaş Perşembe
189- Yahyazade dergâhı Yayla Perşembe
190- Yuşa dergâhı Beykoz Perşembe
191-Zıbınışerif dergâhı Taşkasap Pazar
RIFAİ TARİKATI
192- Alikuzu d. (Çürüklük dergâhı) Kasımpaşa Cumartesi
193- Alyanak dergâhı Lalezar Perşembe
194- Bekarbey dergâhı Hobyar Cumartesi
195- Cündi dergâhı Altımermer Pazartesi
196- Düğümlübaba d. (Aracıbaşı d.) Sultanahmet Pazar
197- Hulviefendi dergâhı Şehremini Salı
198- Karababa dergâhı Atikali Salı
199- Karanuhud dergâhı Halıcılar Çarşamba
200- Karasanklı dergâhı Küçük
M.paşa Pazartesi
201- Kılıcımehmedefendi derg. Mevlanakapı Pazar
202- Kubbe dergâhı Fatih Cuma
203- Marufiefendi dergâhı Kasımpaşa Pazartesi
204- Osmanefendi dergâhı Topkapı Cumartesi
205- Paşababa d. (Hoca dergâhı) Tophane Çarşamba
206- Raşedefendi dergâhı Fatih Cuma
207- Saçlıefendi dergâhı Küçükayasofya Pazar
208- Saifefendi dergâhı Şehremini Cuma
209- Saidçavuş dergâhı Küçük
M.paşa Perşembe
210- Salihefendi dergâhı Karagümrük Pazartesi
211- Sancakdar dergâhı Ayasofya Cuma
212- Sandıkçışeyh dergâhı Üsküdar Cumartesi
213- Saraçishak dergâhı Tavşantaşı Pazar
214- Seyyahşeyh dergâhı Kabasakal Pazar
215- Sultanosman dergâhı Otakçılar Cuma
216- Şerbetdar dergâhı Mollagürani Cuma
217- Şeyhabdullah dergâhı Odabaşı
çarş. Çarşamba
218-Şeyharifdergâhı Hüsrevpaşa Çarşamba
219- Şeyhhafız dergâhı Üsküdar Perşembe
220- Şeyhmahmud dergâhı Üsküdar Çarşamba
221- Şeyhnuri dergâhı Üsküdar Çarşamba
222- Şeyhsırrı dergâhı Kıztaşı Pazar
223- Şeyhülislam dergâhı Eyüp Perşembe
224- Tarsusi dergâhı Mevlanakapı Cuma
225- Yahyazade dergâhı Eyüp Pazartesi
226- Yeşiltulumba dergâhı Unkapanı Cuma
SAADİ TARİKATI
227- Abdüsselam d. (Kovacıdede d.) Koska Pazartesi
228- Abidçelebi dergâhı Kadıçeşmesi Perşembe
229- Balçık dergâhı Defterdar Cumartesi
230- Caferpaşa dergâhı Eyüp Cuma
231- Ciğerimdede dergâhı Kasımpaşa Pazartesi
232- Çakırağa dergâhı Edirneköprüsü Cuma
233- Ejder dergâhı Karagümrük Pazartesi
234- Etyemez dergâhı Samatya Perşembe
235- Fındıkzade dergâhı Yüksekkaldırım Pazartesi
236- Ganiefendi d. (Hallaçbaba d.) Üsküdar Cuma
237- Hamidiye dergâhı Kuşdili Pazar
238- Hasankudsiefendi dergâhı Mevlanakapı Salı
239- Hasırcızade dergâhı Sütlüce Çarşamba
240- İsaefendi dergâhı Halıcılarköşkü Cuma
241- Kadem d. (Halilhamdipaşa d.) Davudpaşa Salı
242- Kantarcıbaba dergâhı Gümüşsüyü Cuma
243- Malatyalıismailağa d. Üsküdar Salı
244- Raşidefendi dergâhı Şehremini Pazartesi
245- Sancaktar dergâhı Üsküdar Pazar
247- Sır dergâhı Otakçılar Cuma
248- Şeyhcevher dergâhı Okmeydanı Salı
249- Taşlıburun d. (Lageri d.) Eyüp Perşembe
SİNANİ TARİKATI
250- Haririmehmedefendi d. Topkapı Cuma
251 - Ümmisinan dergâhı Eyüp Çarşamba
252- Zekaizade dergâhı Şehremini Cuma
SÜNBÜLİ TARİKATI
253- Beşikçizade dergâhı Davudpaşa Salı
254- Cihangirhasanefendi d. Cihangir
camii Pazartesi
255- Çayır dergâhı(Safvetipaşa d.) Silivrikapı Pazar
256- Dırağman dergâhı Draman Çarşamba
257- Erdebil dergâhı Ayasofya Cuma
258- Ferruhkahya dergâhı Balat Cuma
259- Hacıevhad dergâhı Yedikule Pazartesi
260- Hacıkadın dergâhı Samatya Perşembe
261 - İbrahimpaşa dergâhı Nişancı Salı
262- Karamehmedpaşa dergâhı Aksaray Cuma
263- Keşficaferefendi dergâhı Fındıklı Cumartesi
264- Koruk dergâhı Mollagürani Salı
265- Mehmedağa dergâhı Çarşamba Cumartesi
266- Merkezefendi dergâhı Merkezefendi Perşembe
267- Mimaracem dergâhı Mevlanakapı Çarşamba
268- Mirahur dergâhı Yedikule Pazar
269- Ramazanefendi dergâhı K.M.paşa Pazartesi
270- Saçlıhüseyinefendi dergâhı Üsküdar Pazartesi
271- Sirkeci dergâhı Küçük
M.Paşa Çarşamba
272- Sivasi dergâhı Sultanselim Perşembe
273- Sivasi dergâhı Eyüp,Nişancı Perşembe
274- Sümbülefendi dergâhı K.M.Paşa Cuma
275- Şahsultan dergâhı Eyüp Salı
..