Irak’ın Hukuk Sistemi
Habib Hürmüzlü
ORSAM Danışmanı
Irak’ı hukuki sistemi hakkında sizlere kısaca bilgi vermeye çalışacağım. Şimdi belirli tarihler tespit edelim 1914-1918-birinci Dünya savaşı bitince yani
1917 de Savaşın son yıllarında İngiliz kuvvetleri Irak’ı işgal etti. Körfez Basra körfezinden Basra’ya girerek ilerledi Bağdat’ı aldı ve 1918 Mart aylarında
Kerkük’ü eline aldı. Musul’u daha almadan ateşkes ilan edildi ancak İngilizler kendi belirli entrikalar çevirerek Musul’u da aldılar o şekilde bir Musul meselesi
ortaya çıktı. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti ateşkes gününde Musul Vilayeti ki şu anda Musul, Erbil, Süleymaniye ve Duhok bunları kapsamaktadır.
Ateşkesten sonra girdiniz dolayısıyla burası bana aittir söylemi ile İngiliz Devleti bunun tersini iddia etti. Bu mesele Lozan konferansında çözülmedi İstanbul’da yapılan Haliç konferansında da çözülmedi. Plebisit yapıldı ve nihayet 6 Haziran 1925 yılında Türkiye ile Irak arasında “iyi komşuluk ve dostluk anlaşması” imzalanarak içinde Kerkük ve Türk bölgeleri dahil olduğu Musul Vilayeti Irak’a terk edildi. 1921 yılında Irak Devleti kuruldu.
1918’den 1921’e kadar İngiliz işgali altında kaldı. Manda rejimi 1921’den 1932 yılına kadar sürdü. Bu arada Kraliyet sistemi kuruldu şimdi konumuz siyasi konular değil sadece hukuki yönden bu konuları gözden geçireceğiz. 1932 yılında Irak Devleti bir deklarasyon ilan ederek Milletler Meclisinin talebi üzerine ki Milletler Meclisi sonradan 1945 -1948’den sonra Birleşmiş Milletler onun yerine geçti. Bu heyetin talebi üzerine Irak Devleti bir deklarasyon ilan etti, bu deklarasyonda bütün temel hak ve özgürlükler ve bütün etnik guruplar dinsel mezhepsel gruplara hak ve hürriyetlerinin verilmesini taahhüt altına aldı.
Irak’ta 1925 yılında bir anayasa çıktı kraliyet döneminde, bu anayasaya göre, Irak bir krallıktır, irsi bir krallıktır yani kralın oğlu kral olur ve parlamenter bir devlettir. İki meclis tescil edildi bir “Millet Meclisi”, birde “Ayan Meclisi” yani şimdi ki İngiltere’de ve Amerika’da olan sistem gibi aynı, ayan meclisi 25 kişiden oluşur onun 25’ni kral atar tahin eder. Millet Meclisi sözde yani seçimle olur halkın iradesiyle gelir. Bu anayasada en önemli noktada 3 tane güç yasama, yürütme ve yargı organları ayrı tutulmasıdır. Her biri bağımsız olduğu, birbirinin işine katılmayacak biçimde hareket edileceği tespit edildi ve üniter bir devlettir. Yani 1925 Anayasası’ndan da 2003 yılına kadar Irak üniter bir devletti. Bu üniter devlette önceden 14 tane vilayet vardı şimdi vilayet sayısı arttı ve 18 oldu.
Sonradan federal sisteme geçildi fakat önceden 4 tane vilayet bunların her birinde belediye meclisleri vardı, birde yerel yönetim meclisleri vardı o şekilde
yönetilirdi. 1925 anayasası şimdiki anayasalara göre çok ileride olan bir anayasa idi, hiçbir etnik, dinsel, mezhepsel ayrım yapılmıyordu. Iraklılar dil, din, ırk, mezhep etnik gurup farkı gözetmeksizin hepsi yasalar önünde eşittirler şeklinde diye çıkmıştır. Yasa sistemini, bir İngiliz’e Hindistan’dan bir ceza hukukunu getirip Irak’a uyguladılar. İlk defa Bağdat’ta uyguladılar adı da Bağdat ceza yasası denildi ve muamelat denilen insanların medeni halleriyle ilgili olan alım-satım, rehin, vekalet bu gibi konular da, Osmanlı’dan kalma şeriat yasasına dayalı mecelle 150 yıl geçerli oldu. Mecelle Osmanlı devletinin bir parçası olarak Irak’ta da yürürlükteydi mahkemelerde uygulanıyordu mahkemelerde alım-satım, alışveriş, mülkiyet muvazatları, kefale, t vekalet, arazilerle ilgili olan konularda bu uygulanırdı.
1954 yılına kadar Irak’ta Osmanlı yasası yürürlükteydi. 1954-1952 yılında bir komisyon kuruldu yeni bir medeni kanun 1954 yılında yürürlüğe girdi. Bu
medeni yasa şimdi bildiğimiz bizim medeni kanunumuz, borçlar hukuku hariç medeni yasamızda olan Türkiye’nin bütün maddeler bütün konular onun
içindedir ancak neye dayanıyor büyük kısmı İslam hukukundan esinlenerek bir kısmı da Mısır medeni hukukundan nakledilerek oluşturulmuştur.
Mısır hukuk sistemi de medeni hukuk sisteminin de yarısı yeni şeriata dayalı yarısı da Fransız medeni sisteme dayalı bir yasa idi. Mahkemeler tabi kuruldu
aynı burada ki gibi ceza mahkemeleri, ağır ceza hukuki konularda, sulh mahkemeleri, alt mahkemeleri, arazi kadastro konusunda mahkemeler kuruldu
sistem böyle bu şekilde yürüdü. Şimdi bu sistem bu anayasa birkaç değişiklikle 1958 yılına kadar devam etti. 1958 yılında kanlı bir ihtilal oldu bu ihtilal de 14 Temmuz 1958 günü kraliyeti devirdi ve Cumhuriyet ilan edildi. Ve bu arada (kral ve kralın dayısı bütün ailesi hepsi bir gün içinde sabahleyin orada katledildiler). 1958’de bir geçici anayasa çıktı, bu iktidar bir askeri cunta tarafından yapıldı. Bu ihtilal birisi kendini başbakan ilan etti birde bir hüküm meclisi denilen bir egemenlik meclisi gibi 3 kişiden oluşan bir meclis kurdu Abdülkerim Kasım bu ihtilalı yaptı. Parlamento yok, parlamento kaldırıldı ve bu süre 1963 yılına kadar devam etti. Yani 5 yıl içinde sadece kendisi başbakan idi kendini Cumhurbaşkanı ilan etmedi. Bu durum böyle kaldı.
1963’de bir ihtilal daha oldu. Abdülkerim Kasım’ın, ortağı bir ihtilal yaptı.
Abdülkerim Kasım idam edildi ve Abdülselam Arif, Cumhurbaşkanı ilan edildi
ve yeni bir anayasa çıkarttı. Pek fazla bir değişiklik olmadı parlamento yine yoktu Irak geçici yasalarla yürütüldü. Bu durum böyle devam etti 2003 yılına kadar, 2003 yılında bildiğiniz üzere Amerikalılar Irak’ı işgal ettiler ve yeni bir otorite veya hüküm meclisi kurdular ki dünyada eşi benzeri olmayan bir durumdur. 25 Cumhurbaşkanı bir ülkede her biri bir aylık Cumhurbaşkanlığı yaptı onları tabi 7-8 -10 tanesi oldu sonra Anayasa çıktı o iptal edildi kalktı ve 2003’ten sonra hukuki yapıda köklü değişiklikler oldu. İlk önce değişiklikler oldu. Bir geçici Anayasa çıktı 2004 yılında ve 2005 yılında kalıcı Anayasa şimdiki mevcut olan Anayasa çıktı.
Bu Anayasaya göre bütün Irak’ın hukuki sistemi tamamıyla değişti bir defa üniter bir devlet 1921’den 2003 yılına kadar devam eden üniter bir devlet, federal bir devlet haline geldi. Yani açık bir maddeyle Anayasada Irak bir federal devlettir ifadesi ile belirli esaslarla kuruldu. Irak’ın dini İslam’dır ve İslam dini
yasamanın ana kaynağıdır. Yasamada ana öğeler İslam hukukundan alınır denmektedir. Ayrıca yeni bir madde konuldu Irak birden fazla mutadib etnik
dini mezhepsel guruplardan oluşan bir ülkedir. 1925 yılında Irak, dil, din, cins, ırk konusunda hiçbir fark gözetmeksizin hukuk önünde eşittirler denirken
yıllar sonra Irak’ı etnik ve mezhepsel bölümler esasları üzerine kurulan bir Anayasa oluşturuldu. Bu şekilde ve onun da uygulaması olarak tabi bu
Amerikalıların Irak’ı bölmek parçalamak amacıyla Irak’ı 3 guruba ayırdılar Sünni, Şii ve Kürt. Yani ilginçtir şimdi Irak’ta Arap, Kürt, Türkmen ve Hıristiyanların
varlığı söz konusudur. Arapların bir kısmı Şii, bir kısmı Sünni’dir. Kürtleri de bir kısmı Şii, bir kısmı Sünni’dir Türkmenlerinde bir kısmı Sünni, bir kısmı Şii’dir şimdi Arap, Kürt ve Türkmen dense etnik şey olarak anlaşılır, sadece Sünni ve Şii dense yine anlaşılır fakat Sünni, Şii, Kürt olarak bu şekilde ortaya koydular ve aradaki nifakın ayrılışın kavganın ve bu kadar 8 yıl içinde Irak’ın bu hale gelmesinin temellerini tohumlarını bu Anayasa ile atmış oldular. Yine 1925 ve ondan sonraki Anayasalar da resmi dil Arapçadır denirken şimdi bu 2003 yılında Irak’ta Arapça ve Kürtçe resmi dillerdir şeklinde değişti.
Irak Türk’lerine yoğun oldukları idari birimlerde Türkmence konuşma hakkı tanındı. Türkmence resmi dildir şeklinde bir madde kondu, fakat bunlar bir yasayla düzenlenir ve 8 yıldır bu yasa düzenlenmedi, ayrıca bir madde ile Irak Türkmenlerinin idari, siyasi, eğitimsel haklar garanti altına alınır ve bu da bir yasayla çıkar şimdiye kadar bu yasa çıkmamıştır bu böyle kalmıştır.
Bu Anayasada belli temel hukuk kuralları geçmektedir. Ama kağıt üstünde tabi yargı bağımsızdır. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden bağımsızdır mülkiyet hakkı saklıdır, aile toplumun esasıdır, fikir-basın- medya serbesttir, parti kurmak dernekler kurma serbesttir.
Uygulamada nasıldır bugün bunlara geçmiyoruz sadece hukuki sistemden bahsediyoruz. Bu Anayasaya göre bir Millet Meclisi yani tek Meclis 1925’den
1958’e kadar iki tane meclis vardı. Millet Meclisi vardı ve bazen de aktif bir şekilde hareket ederdi siyasi otoriteyi kurmuştu bazen de çok güçlü bir Millet
Meclisi idi fakat 1958’den 2003 yılına kadar parlamento kalmadı, 1968’de Baas Partisi rejimi iktidara geldikten sonra devrim komite konseyi kuruldu
bir de Cumhurbaşkanı devrim komite konseyinin başkanı aynı zamanda Cumhurbaşkanı’dır işte bir buçuk iki yıl bir Cumhurbaşkanı oldu, Rahmetel
Hasan Elhakim’i 1955 yılından sonra Saddam devirdi ve Cumhurbaşkanı oldu. Devrim komite konseyinin başkanı oldu.
Bu devrim komite konseyi hem yasama organı, hem yürütme organı otoritelerini hatta yargı da elindeydi. Hiçbir parlamenter sistem 1968’den 2003 yılına kadar yoktu. 2005’den sonra iki tane seçim yapıldı. Millet Meclisi kuruldu ilk Millet Meclisi 275 üyeden oluşuyordu son 2010 yılında olan son seçimlerde bu sayı 325’e çıkarıldı. 325 Milletvekili süresi 4 yıllık olarak belirlenmiştir. Meclisin görevleri federal yasaları çıkarmaktır çünkü bu Anayasa bir federal hükümet kurdu. Ayrıca yerel bölgeler kuruldu. Bunların içinde bu anayasanın bir maddesi olarak kuzeyde fiili bir otorite olarak kurulan Kürt otoritesi 3 vilayeti kapsıyor.
Süleymaniye ve Erbil’de bu fiili otonomi federal bir sistem olarak anayasada kabul edildi. Badat’ta bir federal hükümet birde Irak’ın kuzeyinde 3 vilayette
bölgesel federal bölge teşkil edildi ve bu şekilde başkentte Bağdat’ta Cumhur başkanı Başbakan, kabine, meclis ve bakanlıklar var. Bölgede ise yine bölgenin bir başkanı, parlamentosu var. Yerel parlamento, yerel hükümet, yerel bakanlıklar, yerel Meclis ve seçim bu anayasaya göre diğer bölgelerde, diğer
vilayetlerde federal bölgeler tesis edebilirler tek başlarına veya iki veya üç vilayet birleşerek bir bölge tesis edebilirler. Bakın bu geçen 8 yılda içinde bazı
uğraşılar oldu bu konuda başarılı olmadı hala şimdi ki durum 15 vilayeti kapsayan bir federal devlet ve hükümet 3 vilayeti de kapsayan bir yerel federal bir bölge var.
Bağdat’taki federal Meclisin görevleri federal yasaları çıkarmak yani yasama organı olarak yürütme organını yani kabineyi başbakanı, bakanları ve bakanlıkları kontrol etmek Cumhurbaşkanını seçmek. Cumhurbaşkanını Türkiye de olduğu gibi Millet Meclisi seçiyor ve uluslararası anlaşmaları onaylamak, bunu gibi yetkiler yürütme organına gelince yürütme organı Cumhurbaşkanı, bakanlar kurulu vesaire. Cumhurbaşkanı, Meclisin üçte iki oyuyla seçilir.
Süresi 4 yıldır. İkinci kez seçilebilir ondan sonra üçüncü kez seçilemez. Bu konuda da bir hile yapıldı. Irak’ta olan entrikalar çok ilginç ilk cumhur başkanı bir Sünni Arap oldu. İkinci Cumhurbaşkanı şimdi ki Cumhurbaşkanı Kürt asıllı olan Celal Talabani oldu, birinci süreyi hesaba katmadılar, ikinci defa Cumhurbaşkanı seçildi şimdi 2010 yılında kadar tartışmalar oldu.
Bu Üçüncü sefer mi İkinci mi diye ve İkinci olarak karar verdiler.
İlk seçildiği hesaba katılmıyor ve dolayısıyla bir daha Cumhurbaşkanı olarak Meclis seçti onu ancak 2010 yılına kadar Cumhurbaşkanlığı ve bir Meclisi
vardı yani bir Cumhurbaşkanı iki tane de yardımcısı bir Meclis teşkil ederlerdi.
Bütün kararlar, yasaları onaylama dahil bu üç kişinin, Cumhurbaşkanı ve
iki tane yardımcısının onayından geçmesi gerekirdi.
Birisi veto ederse o yasa ve ya o Cumhuriyet kararı ve ya o atama geçersiz olurdu.
Şimdi 2010 yılından itibaren Artık bu kalktı sadece Cumhurbaşkanı var, Meclis Cumhurbaşkanlığı, Meclisi yok, fakat yetkileri de kısıtlandı.
***