Partisi Hakkında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Partisi Hakkında etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Kasım 2014 Salı

Emine Ülker Tarhan'ın Partisi Hakkında





Emine Ülker Tarhan'ın Partisi Hakkında


Fatma Sibel Yüksek

Açıkİstihbarat



Tarih:15/11/2014 




Olayın "ulusalcıların CHP'den kopuşu" olarak değerlendirilmesi de siyasi açıdan gerçekçi görünmüyor. Evet, bu hareketin ulusalcıların CHP'den kovuluşu anlamında sembolik bir değeri vardır ama "ulusalcıların" tek gövde halinde Tarhan'ın etrafında toplanacağını düşünmek yanıltıcı olabilir.
"Bölücülük yapıldı" demenin faydası yok. Parti kurmak her yurttaşın demokratik ve anayasal hakkıdır. neticede. Mevcut partilerin kendisini yansıtmadığını düşünen her vatandaş yeni bir parti kurabilir. Emine Ülker Tarhan açısından CHP'de yolun sonuna gelinmiş, ayrılmaktan başka çare kalmamış olabilir, buna da bir şey denilemez, şahsi durumudur...
Ancak kurulan partiye büyük beklentiler yükleyip büyük umutlar bağlamak, siyasetten bu derece ağzı yanmış bir coğrafyada safdillik olur. Nitekim, desteklerin büyük çoğunluğunun klavye başından geldiğini görüyoruz. Ayrıc,a Emine Ülker Tarhan'ın  üzerinde davasına inanmış kararlı ve programlı bir liderden çok "ısrarlara dayanamayıp" parti kurmuş birinin havası hissedilmektedir.
 
Sanırız böyle oldu; yani aslında parti kurmayı pek de düşünmeyen Tarhan, CHP'den umudu kesmiş olan küçük bir kesimin  baskısına maruz kaldı. İşçi Partisi'ne katılacağı yönündeki mebzul miktardaki tezvirat da kendisini yıpratmaya başlamıştı. Bir karar vermesi, bir adım atması gerekiyordu, aksi takdirde "bankamatik milletvekili" olunacak veya İşçi Partisi'ne  katılmaya mecbur kalınacaktı.
 
Facebook sayfasına baktığımızda destekleyenlerin genellikle orta yaşın üzerinde, sosyal medyayı kullanmayı bir şekilde öğrenmiş sıkıcı, didaktik paylaşımlarda bulunan, profil resminde bayrak, Atatürk vs. bulunduran insanlar olduğunu görüyoruz. Yani,bu yeni partinin oturacağı toplumsal taban, "milli irade" denilen engin denize atıldığında karşımıza yüzde 1'e ulaşmayan oy oranlarının çıkması pek olasıdır.
 
Olayın "Ulusalcıların CHP'den kopuşu" olarak değerlendirilmesi de siyasi açıdan gerçekçi görünmüyor. Evet, bu hareketin ulusalcıların CHP'den kovuluşu anlamında sembolik bir değeri vardır ama "ulusalcıların" tek gövde halinde Tarhan'ın etrafında toplanacağını düşünmek yanıltıcı olabilir.
 
Ulusalcı ve Kemalistler'in  çeşitli parti, görüş, siyasi oluşumlar vs. etrafında dağınık küme veya bireyler halinde dolaştığı unutulmasın.CHP'de kalanlar, İşçi Partisi'nde saf tutanlar, hiç bir siyasi oluşum içinde yer almayıp bireysel hareket edenler, "Milli Merkez", "Milli İrade" vs. şeklinde bağımsız siyasi grupların içinde yer alanlar, hatta MHP'ye yanaşmış olanlar bulunduğu gibi,   "dünya görüşü" bakımından da  birbiri ile çelişebilen ve de siyasal bakımdan "sorunlu" bir kesimdir. 
 
Misal, bu satırların yazarı gibi yakın tarihle yüzleşip İttihat ve Terakki geleneği ile arasına mesafe koyan ulusalcılar olduğu gibi, "Kürt sorunu" olarak tabir edilen siyasi problemle kendilerince yüzleşip çeşitli "çözüm süreçlerine" soğuk bakmayan ulusalcılar da mevcuttur. Aynı şekilde, gardrop Atatürkçülüğü'nü 12 Eylül zihniyetinin bile gerisine çekenler, hayatını mafya-komplo dizilerine bağlayıp "kafasına sıkılacaklar listesi" hazırlayanlar,  "antiemperyalizm" ortak paydasından hareketle Atatürkçülüğü Marksizm, Leninizm, Maoizm, Enver Hocaizm, Castroizm vs. ile bağdaştıran sol kesim "ulusalcılarımız" da mevcuttur.
 
Bunlara ek olarak, modernleşme tutkusunun altında yatan yabancı hayranlığı  siyasette mandacılığa tekâbül edenler, Kemalizmin özünde "Batıcı" bir hareket olduğu fikrine istinaden ultra liberallikte beis görmeyenler, namazında-niyazında ulusalcı-Atatürkçüler, yakasında her daim Atatürk rozeti taşıyan masonlar, uluslararası sermeye ile içli dışlı kodamanlar vs. de "ulusalcı" tabir edilen kesimde konuşlanabilmektedir.
 
Bu hal ve şart altında Emine Ülker Tarhan, CHP'den hangi "ulusalcı kanadı" koparmış olacaktır? Yukarıda sayılan ve unutulanlar da dahil, tüm ulusalcıların toplamının seçim barajını aşacak sayıya ulaşamayacağı kuşkusu ortadayken, zehirli bir sarmaşık gibi kök salmış olan AKP iktidarını devirecek bir rüzgar nereden yakalanacaktır?
 
Her şey bir yana, sandığa giden insanın son dakikada "oyunu ziyan etmeme" alışkanlığı nasıl aşılıp da Emine Ülker Tarhan'ı pek beğenenlerin dahi CHP'ye oy vermesi engellenecektir?
 
Emine Ülker Tarhan'ın başlattığı hareket böyle bir çekim merkezi yaratabilecek midir? Ulusalcı ve Atatürkçü tüm kesimlerin saflara çekilmesi bile yeterli değilken, geniş halk yığınları nezdinde nasıl alternatif haline gelinip de iktidar hedefine yönelinecektir?
 
İstifa mektupları manifesto niteliği taşımaları bakımından  kuşkusuz güçlü  retoriğe sahip metinlerdir Okuyanlara heyecan verip, ruhlarımıza coşku katarlar. Haklılığına güvenen insanlar edebi değeri yüksek istifa mektupları yazabilirler. Emine Ülker Tarhan'ın istifa mektubu da bu anlamda çerçeveletip duvara asılacak niteliktedir, CHP'nin neden ve nasıl umutsuz bir vakaya dönüştüğü herkesçe bilinen bir gerçektir.
 
Peki ya sonra? 
 
Hangi kadro, hangi program, hangi halk desteği ile yola devam edilecektir?,
 
Sağın ve solun kallavi ulusalcılarını bir araya getiren Milli Merkez veya mangal gibi yürek taşıdığına kimsenin şüphe duymadığı  Osman Pamukoğlu'nun durumları ortadayken, Emine Ülker Tarhan'ın bunlardan farklı olduğuna bizleri iknâ edecek olan nedir? 
 
Duygusal coşup taşmalar ve tebrik bildirimleri safhasını kısa tutup işe kendimizi kandırmama kararıyla başlamak acaba  mümkün müdür?...
Fatma Sibel Yüksek/ Açık İstihbarat
fasibel@twitter.com 

http://www.acikistihbarat.com/haberdetay.aspx?id=10522

..